İçeriğe atla

Erken modern İskoçya’da cadı mahkemeleri

Döneme ait Newes from Scotland başlıklı el ilanından alınmış North Berwick Cadıları'nın bölgenin kilise bahçesinde Şeytan’la buluşmasını gösteren resim

Erken Modern İskoçya'da cadı mahkemeleri, 16. yüzyılın başlarından 18.yüzyılın ortalarına kadar süren, büyücülük suçlarını konu alan yasal kovuşturmalardır. Bu mahkemeler, Erken Modern Avrupa'da yürütülen cadı mahkemelerinin bir parçasıydı. Orta Çağ'ın sonlarında büyücülük ile oluşturulan zararlar için mahkemeler yürütüldü, ancak 1563 Büyücülük Yasası'nın geçirilmesiyle hem büyücülük hem de cadılarla iletişime geçilmesi idamla cezalandırılabilecek suçlar hâline geldi. Yeni yasanın yürürlüğe girmesinin ardından yürütülen ilk büyük mahkemeler dizisi, 1589’da başlayan ve Kral VI. James'in hem “mağdur” hem de araştırmacı olarak önemli roller oynadığı Kuzey Berwick cadı mahkemeleriydi. VI. James büyücülükle ilgilenmeye başladı ve 1597’de Daemonologie adlı tezinde cadı avlarını savunan bir metin yayımladı. Ancak sonrasında kuşkuya kapıldı ve şüpheleri giderek arttı. Bunun sonucunda davaları azaltmak için önlemler aldı.

Bu dönemde, çoğu Güney İskoçya'dan olmak üzere sayıları 4.000 ila 6.000 arasında olduğu düşünülen bir grup insan büyücülük suçlamasıyla yargılandı. Bu sayı, komşu İngiltere’den çok daha yüksekti. 1590-91, 1597, 1628-31, 1649-50 ve 1661-62 yıllarında büyük mahkeme dizileri gerçekleşti. Suçlananların yüzde 75’i kadındı. Günümüzde, 1.500’den fazla insanın idam edilmiş olabileceği, bunların çoğunun ise önce boğma sonra yakma yoluyla yapıldığı düşünülmektedir. Bu avlar, 1650'lerde Oliver Cromwell’ın önderlik ettiği İngiltere Topluluğu döneminde meydana gelen Üç Krallık Savaşları’ndan sonraki İngiliz işgali altında azalmıştı, ancak 1660’daki Restorasyon döneminde geri gelerek endişeye neden oldu. Bunun sonucunda İskoçya Danışma Meclisi tutuklama, mahkeme ve işkenceleri kısıtladı. 17. yüzyılın sonlarında bu olaylara yönelik şüpheler de artmaya başladı. Bu sırada, ekonomik sıkıntılar gibi bu mahkemelerin gerçekleşmesine katkı sağlamış olabilecek etkenler azalmaya başladı. Cadı avları yer yer yeniden baş gösterse de kayıt altına alınmış son idam 1706’da, son mahkeme ise 1727’de gerçekleşti. İskoçya ve İngiltere parlamentolarının 1707'de birleşmesinin ardından birleşik Britanya parlamentosu, 1563 Yasası’nı 1736 yılında yürürlükten kaldırdı.

Ekonomik sıkıntı, kadınlara yönelik tutumun değişmesi, “tanrısal devlet” olgusunun yükselişi, engizisyoncu İskoç yargı sistemi, yasal işkencenin yaygın kullanımı, yerel kilisenin rolü, adalet sisteminin merkeziyetçilikten uzaklaşması ve Şeytan’la Anlaşma fikrinin yaygınlığı dahil pek çok nedenin bu avlara yol açmış olabileceği düşünülmektedir.[1] Cadı avına ilişkin kısmi açıklamaların çoğalması nedeniyle bazı tarihçiler tek bir büyük sebeptense "ilişkili koşullar" olabileceğini kanıtlamaya çalışmaktadır.[2]

Temelleri

Yasal temelleri

VI. James’in önünde işkenceye uğrayan cadıların, VI. James’in Daemonologie (1597) adlı kitabından alınmış bir illüstrasyonu

Orta Çağ’ın sonlarında İskoçya’da, büyücülük ile oluşturdukları zarar nedeniyle çeşitli insanların mahkemeye verildiğinin kanıtları mevcuttur. Siyasi çaptaki vakaların en yaygınca bilinenleri arasında 1479’da Kral III. James’e büyü yaptırdığı söylenen Mar Kontu John Stewart için başlatılan yasal işlemler vardır.[3] Ancak bu siyasi davalara ilişkin kanıtlar, böylesi vakaların 16. yüzyılın başlarında azalmaya başladığını göstermektedir.[4] Orta Çağ döneminde büyüye yaygınca inanılmaktaydı, ancak teologlar konuya genel olarak şüpheyle yaklaşırken avukatlar yalnızca büyünün açıkça zarara yol açmak için kullanıldığı davalarla ilgilenmekteydi. 16. yüzyılın sonlarından itibaren bu tutumlar değişmeye başladı, cadıların güçlerini aslında Şeytan’dan aldıklarına inanılmaya başlandı. Bunun sonucunda büyücülük bir tür dalalet olarak görülmeye başlandı. Bu düşünce, 16. yüzyılda hem Katolik hem de Protestanlar arasında yaygınca kabul gördü. İlk yürürlüğe giren 1560 Reform uzlaşmasının ardından Parlamento, İncil’in kanunlarını destekleyen nitelikteki bir dizi yasanın parçası olan 1563 Büyücülük Yasası’nı geçirdi. Bir yıl öncesinde de İngiltere’de buna benzer şekilde büyücülükle uğraşılmasını ve büyücülerle iletişime geçilmesini idamla cezalandırılabilecek suçlar haline getiren bir yasa geçirilmişti. Bu yasanın hükmü altında gerçekleşen ilk cadı avı ülkenin doğusunda 1568-69 yılları arasında Angus ve Mearns’de gerçekleşmişti.[5] Ancak Şeytan'la Anlaşma’ya dair bağlantılar bulunmaya çalışıldıysa da bulunamamış, sonuç olarak av başarısızlıkla sonlanmıştı.[6]

VI. James'in rolü

VI. James’in 1589’da, o sıralarda cadı avlarının yaygın olduğu Danimarka’ya gerçekleştirdiği ziyaretin, onu büyücülük çalışmalarıyla ilgilenmeye teşvik etmiş olabileceği düşünülmektedir. VI. James yolculuğu sırasında karşılaştığı fırtınaların büyüden kaynaklandığını düşünmeye başladı.[7] İskoçya’ya döndükten sonra, 1563 Yasası’nın hükmü altında gerçekleşen ilk büyük cadı mahkemeleri olan ve Şeytan’la anlaşma fikrini ilk içerdiği düşünülen North Berwick cadı mahkemelerine katıldı. En önemlileri Agnes Sampson ve okul müdürü John Fian olan birçok kişi, büyü kullanarak James'in gemisine fırtınalar gönderme suçuyla yargılandılar. James cadıların oluşturduğu tehlikeyi saplantı haline getirmişti. Ardından, soylulardan 5. Bothwell Kontu Francis Stewart’ın da bir cadı olduğuna inandı. Kont ölüm korkusuyla kaçınca hain ilan edildi. Kral daha sonra ülke sınırları içindeki cadıların avlanması için kraliyet komisyonları düzenledi, şüphelilerle baş ederken ise işkenceye başvurulmasını teşvik etti. James’in, cadılıkla suçlanan kadınların işkencelerini bizzat denetlediği bilinmektedir.[8] Olaylara bizzat dahil olmaktan ilham alarak 1597’de Daemonologie‘yi kaleme aldı. Bu makale büyücülükle uğraşılmasına karşı çıkmış ve Shakespeare’in kaleme aldığı, İskoç cadıları yansıtan en meşhur edebi tasvirlerini içeren Macbeth Trajedisinin arka planına katkı sağlamıştır.[8]

James büyücülüğe ilişkin fikirlerini Avrupa’dan almıştır. Thomas Lolis’e göre VI. James’in amacı soyluların arasındaki erkek eş sosyalliğine yönelik şüphelerden dikkatleri dağıtıp kadın nüfusu ve geniş kadın toplulukları üzerinde korku oluşturmaktı. VI. James, kadınların siyasi gücü için tehdit oluşturduklarına inanmaktaydı. Buna dayanarak özellikle de İskoçya’da büyü ve büyücülüğe ilişkin politikaların temelini attı. Gizli bir cadılar topluluğunun var olduğuna ve Şeytan’la ayinler gerçekleştirdiklerine yaygınca inanılması, kadınların siyasi alandaki etkilerinden mahrum edilmesi anlamına gelecekti. Kadınların daha zayıf olduğuna ve Şeytan’a daha çok maruz kalabileceklerine inanıldığı için büyücülüğün kadınlara özgü bir güç olduğu düşünülmekteydi.[9] Ancak Daemonologie adlı tezinin yayımlanmasının ardından konu hakkında kuşkuları oluşmaya başladı,[10] aynı yıl içinde de geçerliliği devam eden komisyonları kaldırarak merkez mahkemelerde görülecek davaları kısıtladı.[11]

Mahkemelerin özellikleri

İskoçya nüfusunun, İngiltere nüfusunun muhtemelen çeyreği kadar olmasına karşın büyücülük davalarının sayısı İngiltere'deki sayıların üç katıydı. Bu sayının bu süreç boyunca 4,000 ila 6,000 arasında olduğu tahmin edilmektedir.[4] Bu değer, Avrupa genelindeki ortalamanın yaklaşık dört katıdır.[3] Büyüye ilişkin temel inançların Kuzey İskoçya’da oldukça yaygın olduğunu gösteren kanıtlara rağmen bu mahkemelerin açık ara çoğunluğu, Kilise egemenliğinin daha baskın olduğu Güney İskoçya’da gerçekleşti.[2][11] Orkney’de büyücülük davaları ana karadaki davalardan farklıydı. Buradaki çoğu mahkeme 1650’den önce gerçekleşti.[12] Gerçekleşen büyük mahkeme dizileri arasında 1590-91 yılları arasındaki mahkemeler ile İskoçya genelinde Mart ayından Ekim ayına kadar sürmüş olan 1597’deki Büyük Cadı Avı bulunmaktaydı. En az 400 kişi satanizmin değişik biçimlerinden yargılanarak mahkemeye çıkarıldı. Bu mahkemelerin sonunda idama çarptırılanların sayısı bilinmemekle birlikte yaklaşık 200 olduğu tahmin edilmektedir. Bunların sonrasında gerçekleşen büyük mahkemelerin arasında ise 1628-31 ve 1649-50 mahkemeleri vardı. Cadı avlarının yüksek olasılıkla en şiddetlisi, dört farklı ülkeden adı belirlenmiş yaklaşık 664 cadının yargılandığı 1661-62 mahkemeleriydi.[13]

Reginald Scott'un 1584 tarihli Büyücülüğün Keşfi adlı kitabından alınmış cadılara batırılan sahte şişlerin resmi

Suçlananların çoğu, diğer bir deyişle yaklaşık %75’i kadındı, ancak cadı veya warlock olmakla suçlanıp idam edilen erkekler de vardı. Günümüz tahminleri 1,500’den fazla kişinin idam edildiğini göstermektedir.[14] Bunların çoğu yaşça büyük kadınlar olmakla birlikte, aralarında cadılıkla suçlanan birisi ile bağlantıları olduğu için yargılanan genç kadınlar ve erkekler de mevcuttu. Bu kişiler de genelde suçlananların çocukları veya eşleriydi. Geleneksel şifacılar kitle olarak hedeflenmemiş olsalar da suçlanan bazı erkeklerin arasında güçlerini kötüye kullandıkları düşünülen geleneksel şifacılar da vardı. Çoğu gezgin veya dilenci değil, kendi toplumlarının birer üyesiydi. Çoğunun yıllar içinde adı büyücülükle nam salmaya başlamış, özellikle de lanet okumalarının üzerine, “kurban”larından biri bir talihsizlikle yüzleştiğinde, mahkemeye çıkarılmışlardı. Bu sürecin oluşmasında, bazı kadınların sosyal güç elde etmek için lanetlerden faydalanmalarının katkısı olmuş olabilir.[3]

Büyücülük davalarının hemen hemen tümü, 1563 Yasası’nın hükümleri uyarınca laik mahkemelerde gerçekleşti.[15] 1649 yılında dini radikalciler olan Covenanter rejimi mevcut yasayı tasdik eden ve artık ölümle cezalandırılacak olan “Şeytan ile yardımcı ruhlar”a danışanları içine alacak şekilde kapsamı genişletildi.[16] Cadılıkla suçlananların yargılanabileceği üç temel mahkeme türü vardı. İlki, Edinburgh’da bulunan, çoğu yerel bölgeden geliyor olsa da İskoçya’nın her bir yanından dava alan Yüksek İstinaf Mahkemesi’ydi. İkincisi ise merkez mahkemelerden gelen yargıçlar tarafından yürütülen ve ülkenin çeşitli ilçelerinde gerçekleştirilmiş olan gezici mahkemelerdi. Son olarak da cadıların bizzat suçlu bulundukları bölgelerde yargılanmaları için kurulmuş, Danışma Meclisi veya Parlamento’nun komisyonları ile yürütülen, yerel toprak sahipleri ve soylu erkeklerin görevlendirildiği yerel mahkemeler vardı. Sonuçlarına bakıldığında, yerel mahkemelerin idam oranlarının profesyonel avukatlar tarafından yürütülen mahkemelerin oranlarından çok daha yüksek olduğu görülebilmektedir. Yerel mahkemeler yargılananların yüzde 90’ını, İstinaf Mahkemesi ise yüzde 55’ini idama çarptırırken gezici mahkemeler yalnızca yüzde 16’sını idamla cezalandırmıştı. 1597’de geriye kalan komisyonların feshedilmesinden sonra büyücülüğe karşı savaş ileri gelen din adamlarının yürüttüğü kilise oturumlarıyla sürdürülmeye başlandı.[14] Merkezi mahkemeler yalnızca Danışma Meclisi tarafından görevlendirildiklerinde dava açmaktaydı, ancak meclisin İstinaf Mahkemesi’nin hükümleri üzerinde tam kontrolü yoktu.[2]

İskoçya’daki cadı mahkemeleri, şüphelinin derisine iğneler ve şişler batırılması anlamına gelen “batırmalar”[3] ile ünlüydü. Bunun sebebi, cadıların acı hissetmelerini engelleyen Şeytan'ın işareti’ni taşıdıklarına inanılmasıydı.[17] Profesyonel batırıcılar arasında John Kincaid ve John Dick yer almaktaydı. Bu iki adamın eylemleri sonucu 1661-62 yıllarındaki cadı avı salgını baş göstermiş ve bunların sahtekar olduklarının ortaya çıkarılması ve hapse mahkûm edilmeleri mahkemelerin sonunun gelmesine yardımcı olmuştu.[18] Büyük ilgi gören bazı davalarda yasal işkence uygulanmıştı. Bunlar arasında 1590 yılında kralı öldürme planları yapmakla suçlanan John Fine da vardı. John Fine’ın ayakları çizme olarak bilinen bir bacak mengenesiyle ezilmişti.[19] Ancak bu tür olaylar nispeten nadirdi. Suçlu hükmü verilmesi için en iyi delil sayılan itiraflar genelde şüpheliyi uykusuz bırakmak suretiyle cadıyı “uyandırarak” elde edilmekteydi. Yaklaşık üç günün ardından şüpheliler halüsinasyonlar görmeye başlamakta ve bunlar cadı mahkemeleri için egzotik detaylar sağlamaktaydı. İskoçya’da suçlu bulunan cadılar genelde önce kazıkta boğulup ardından yakılmıştı; ancak canlı canlı yakılanlar da olmuştu.[20][21]

Cadılara dair inançlar

Doktor Fian’ın, Newes from Scotland başlıklı el ilanından alınmış resmi

Cadıların tehlikeli olabileceği inancı erken modern İskoçya’da tüm sosyal gruplar arasında yaygındı. 1701 yılında Anstruther’de Elizabeth Dick dilenirken bölgenin değirmeninden kovulmuştu. Elizabeth değirmeni lanetledi ve birden fazla tanık değirmendeki tahılların kırmızı renge dönüştüğünü belirten ifadeler verdi. Ancak yardım etmeyi reddedenlerden biri arkasından koşup ona bir miktar sadaka verdikten sonra Elizabeth değirmeni kutsadı ve her şey normale döndü.[22] Suçlanan cadıların yaklaşık yarısı zaten uzun bir süre boyunca çevrelerine zarar vermekle ünlenmişlerdi.[3] Suçlanan cadıların yalnızca yüzde dördünün şifacı olması, şifacılık becerilerinin cadılıktan fazlasıyla farklı görüldüğüne işaret etmekteydi.[23] 1596 Aberdeenshire mahkemeleri, balık tutmakta başarılı olmak, mutlu bir evlilik, uzun bir ömür ve havayı kontrol etmek gibi sebeplerle halk büyücülerinden büyü satın alınabileceğini göstermekte, ancak yalnızca zararlı büyüler cadılık olarak görülmekteydi. Pek çok suçlamanın altında cinsel korkular yatmaktaydı. Margaret Bain adlı bir ebenin doğum sancılarını bir kadının kocasına aktarabildiği söylenirken Helen Gray’in bir erkeğe sürekli olarak erekte olmasına sebep olan bir büyü yaptığı söylenmekteydi.[24] Cadılar ve diğer halk büyücüleri divinasyonda da bulunabilmekteydi. Kullandıkları yöntemler arasında öldürülen bir hayvanın kürek kemiklerindeki izleri okumak, insanların ateşlerinin olup olmadığını anlamak için bileğini veya belini ölçmek veya 1649 Dingwall kilise oturumunda Margaret Mungo’nun kullanmakla suçlandığı bir makastan sarkan eleğin hangi yönde döndüğüne bakarak cevaplar bulmak vardı.[25]

İskoçya’da cadılığın özellikle Şeytan’la Anlaşmayla ilgili olduğu belirtilmişti. 1675 yılında Culross’da yargılanan dört kadından biri olan Katherine Sands yüksek mahkemede vaftizini reddettiğini, Şeytan’ın İşaretini aldığını ve Şeytanla ilişkiye girdiğini itiraf etmişti. Ancak, yerel mahkemelerde bu tür şeytani unsurlar daha nadir görülmekteydi.[26] Stuart MacDonald, Fife’deki mahkemelerde Şeytan’ın önemli bir rol oynamadığını ve cadılar meclisi toplantılarının şeytani ayinlerdense bir insan çemberi bozduğunda dans eden perilerin yok olmasıyla bilinen peri cümbüşlerine benzediğini vurgulamaktadır. Periler İskoçya’daki büyü inancının önemli bir parçasıydı. Auldearn yakınlarında yaşayan bir rençberin Isobel Gowdie adlı genç karısı 1662 yılında cadı mahkemesine çıkarılmıştı. Üyesi olduğu cadılar meclisinin Downie Tepesi’nde buluştuğunu, tavşana dönüşebildiklerini ve Periler Kraliçesi’nin tepenin altındaki evinde ağırlandıklarını söyledi.[27] J.A. MacCulloch, İskoçya’da halkın perilere olan inancı ile elit kesimin şeytani eylem gibi elit Hristiyan fikirleri arasında “inançların birbirine karıştığını” söylemektedir.[28]

Gerileme

On yedinci yüzyılda eğitimli elit tabaka arasında büyücülüğün gerçek olup olmadığı konusunda artan bir şüphe vardı.[3] İskoçya Üç Krallık Savaşları'nda Oliver Cromwell tarafından yönetilen İngiliz parlamentosu ordularına yenilmiş ve işgal edilmişti. 1652 yılında İskoçya, İngiltere ve İrlanda ile birlikte İngiltere Topluluğu haline geldi ve Danışma Meclisi ve mahkemelerin varlığına son verildi. Bunların yerini alan hakimler işkenceye karşılardı ve işkence yoluyla elde edilen kanıtlara karşı şüphecilerdi. Bu nedenle yargılamaların sayısı azaldı.[29] Toprak sahiplerinin desteğini kazanmak amacıyla Şerif mahkemeleri yeniden kuruldu ve 1656 yılında Sulh Hakimleri geri döndü. Bunun sonucunda cadı mahkemelerinde artış yaşandı ve 1657-59 yılları arasında 102 dava görüldü. 1660 yılında Monarşinin Restorasyonu ile yargılamalara getirilen sınırlamalar iptal edildi ve Danışma Meclisi’ni telaşlandıran 600’den fazla dava[30] görüldü. Bunun üzerine Danışma Meclisi tutuklama veya yargılamalarda meclis izninin gerekliliğinde ısrarcı olurken yasal işkenceyi de yasakladı.[2]

George Sinclair’in Satan’s Invisible World (1685) adlı kitabının baş sayfasının yeniden basımı, İskoçya’da büyücülüğe şüpheci yaklaşımlara karşı basılmış pek çok el ilanından biri

Mahkemelerin yargı ve hükûmet tarafından daha sıkı kontrol edilmeye başlanmasıyla davaların sayısı azalmaya başladı. İşkenceye daha az başvurulmaktaydı ve delillerin standardı yükseltilmişti.[29] 1662 yılında batırıcıların sahtekar olduğunun açığa çıkmasıyla büyük bir delil türü ortadan kalkmış oldu.[3] Başsavcı George Mackenzie, davaların sonuçsuz kalması için çaba gösterdi.[2] Halk arasında giderek artan şüpheciliğin baş göstermiş olması mümkündü ve huzur ve istikrarın sağlanmasıyla da suçlamalara katkıda bulunan ekonomik ve sosyal gerilimler azalmıştı, ancak yine de zaman zaman 1678’de Doğu Lothian’da ve 1697’de Paisley’de olduğu gibi yerel artışlar olabilmekteydi. Merkez mahkemelerinin kayıtlarındaki son infazlar 1706 yılında gerçekleşti. Son mahkeme 1727 yılında Dornoch’da bir şerif yardımcısının huzurunda görüldü ve yasalara uygunluğu tartışılır nitelikteydi. 1736’da İngiliz Parlamentosu 1563 Yasasını yürürlükten kaldırdı ve cadıların yasal takibini imkansız hale getirdi.[29] Yine de, özellikle Kuzey İskoçya’da ve Adalar’da büyüye inanç devam etti.[2]

Sebepleri

Tarihçiler tarafından İskoçya’daki cadı avının varlığının ve bu avın İngiltere’dekinden daha yoğun olmasının altında yatan birçok sebep öne sürüldü. Bu dönemde yargılanan yaygın bir pagan tarikatının var olduğu ve cadı avlarının tıp mesleğinin yükselişiyle birlikte şifacıları ortadan kaldırmak için kullanıldığı gibi eski teoriler profesyonel tarihçiler tarafından reddedildi.[3] Büyük çaplı yargılamaların gerçekleştiği dönemlerin çoğu yoğun ekonomik sıkıntılar ile denk gelmekteydi[11] ve bazı suçlamalar marjinal figürlerden, özellikle de suçlananların büyük kısmını oluşturan bekar kadınlardan, yardım elinin çekilmesinden ötürü ortaya çıkmış olabilirdi.[31] 1560 yılında ortaya çıkan yeni Kilise Kalvinizm ve Presbiteryenlik’den fazlaca etkilenmişti ve kadınları daha büyük bir ahlaki tehdit olarak görüyor olabilirdi.[2] Bunun sonucunda İskoçya’daki cadı avı kadınları kontrol etmek için kullanılmış bir yöntem olarak görüldü.[14] Christina Larner, on altıncı yüzyılın ortalarında cadı avlarında görülen artışın “dini devletin” yükselişiyle, yani yeni Kilise’nin giderek daha müdahaleci bir İskoç kraliyeti ve hukuk sistemi ile yakından bağlantılı olmasıyla, ilintili olduğunu öne sürdü.

İskoçya’daki cadı avının şiddetinin araştırıcı yargı sistemine ve yasal işkencenin yaygın kullanımına bağlı olduğu öne sürüldü. Ancak Brian P. Levack, İngiltere’de olduğu gibi İskoç sisteminin yalnızca kısmen araştırıcı olduğunu ve yasal işkence uygulamalarının fazlasıyla kısıtlı olduğunu savunmaktadır. İskoçya’daki mahkemelerde görülen nispeten yüksek beraat oranı İskoç mahkemelerinde savunma avukatlarının görev almasıyla ilgili olabilir; bu imkân İngiltere’deki suçlanan cadılara sunulmamaktaydı. İskoçya Kilisesi’nin mahkemelere yakinen katılımıyla ve İskoç mahkemelerinin merkezi olmayan yapısı sebebiyle çoğu davayı yerel hakimlerin görmesiyle birlikte (bunun aksine İngiltere’de çoğu dava az sayıdaki bölge hakimleri tarafından görülüyordu) yargılama oranları artmış olabilirdi.[32] Şeytan’la Anlaşma sık sık İskoç ve İngiliz cadı mahkemeleri arasındaki bir fark olarak öne sürülse de Stuart Maxwell Şeytan'ın ikonografisinin, yerel geleneklere, özellikle İskoçya'da İngiltere'den daha yaygın olan perilerle ilgili olanlara merkezi yönetim inançlarının bir dayatması olabileceğini savunmaktadır.[33] Cadı avına ilişkin kısmi açıklamaların çoğalması nedeniyle bazı tarihçiler tek bir büyük sebeptense "ilişkili koşullar" olabileceğini kanıtlamaya çalışmaktadır.[2]

Kaynakça

  1. ^ J. Sharpe, "Witch-hunting and witch historiography: some Anglo-Scottish comparisons", in J. Goodare, ed., The Scottish Witch-Hunt in Context (Manchester: Manchester University Press, 2002), 0-7190-6024-9, pp. 185–9.
  2. ^ a b c d e f g h R. Mitchison, Lordship to Patronage, Scotland 1603–1745 (Edinburgh: Edinburgh University Press, 1983), 0-7486-0233-X, pp. 88–9.
  3. ^ a b c d e f g h J. Goodare, "Witch-hunts", in M. Lynch, ed., The Oxford Companion to Scottish History (Oxford: Oxford University Press, 2001), 0-19-211696-7, pp. 644–5.
  4. ^ a b K. A. Edwards, "Witchcraft in Tudor and Stuart Scotland", in K. Cartwright, A Companion to Tudor Literature Blackwell Companions to Literature and Culture (Oxford: John Wiley & Sons, 2010), 1-4051-5477-2, p. 32.
  5. ^ L. Normand and G. Roberts, Witchcraft in early modern Scotland: James VI's demonology and the North Berwick witches (Exeter: University of Exeter Press, 2000), 085989388X, p. 5.
  6. ^ L. Martin, "The Devil and domestic witchcraft: witchcraft, quarrels and women's work in Scotland" n J. Goodare, ed., The Scottish Witch-Hunt in Context (Manchester: Manchester University Press, 2002), 0-7190-6024-9, p. 78.
  7. ^ P. Croft, King James (Basingstoke and New York: Palgrave Macmillan, 2003), 0-333-61395-3, p. 26.
  8. ^ a b J. Keay and J. Keay, Collins Encyclopaedia of Scotland (London: Harper Collins, 1994), 0-00-255082-2, p. 556.
  9. ^ Thomas Lolis, "The City of Witches: James I, the Unholy Sabbath, and the Homosocial Refashioning of the Witches’ Community", CLIO (2008) 37(3), pp. 322-37.
  10. ^ P. Croft, King James (Basingstoke and New York: Palgrave Macmillan, 2003), 0-333-61395-3, p. 27.
  11. ^ a b c J. Wormald, Court, Kirk, and Community: Scotland, 1470–1625 (Edinburgh: Edinburgh University Press, 1991), 0-7486-0276-3, pp. 168–9.
  12. ^ Liv Helene Willumsen, "Witches of the North: Scotland and Finnmark", (BRILL, 2013), 978-90-04-25292-9, p. 150.
  13. ^ B. P. Levack, "The decline and end of Scottish witch-hunting", in J. Goodare, ed., The Scottish Witch-Hunt in Context (Manchester: Manchester University Press, 2002), 0-7190-6024-9, p. 169.
  14. ^ a b c S. J. Brown, "Religion and society to c. 1900", T. M. Devine and J. Wormald, eds, The Oxford Handbook of Modern Scottish History (Oxford: Oxford University Press, 2012), 0-19-956369-1, p. 81.
  15. ^ B. P. Levack, The Witch-Hunt in Early Modern Europe (London: Longman, 1987), 0-582-49123-1, pp. 87–9.
  16. ^ J. R. Young, "The Covenanters and the Scottish Parliament, 1639–51: the rule of the godly and the 'second Scottish Reformation'", E. Boran and C. Gribben, eds, Enforcing Reformation in Ireland and Scotland, 1550–1700 (Aldershot: Ashgate, 2006), 0-7546-8223-4, pp. 149–50.
  17. ^ B. P. Levack, The Witch-Hunt in Early Modern Europe (London: Pearson, 3rd edn., 2006), 0-582-41901-8, p. 52.
  18. ^ D. Burton and D. Grandy, Magic, Mystery, and Science: The Occult in Western Civilization (Indiana University Press, 2004), 0-253-21656-7, p. 170.
  19. ^ B. P. Levack, The Witch-Hunt in Early Modern Europe (London: Longman, 1987), 0-582-49123-1, p. 74.
  20. ^ J. Goodare, "Introduction", in J. Goodare, ed., The Scottish Witch-Hunt in Context (Manchester: Manchester University Press, 2002), 0-7190-6024-9, p. 1.
  21. ^ J. W. Brodie-Innes, Scottish Witchcraft Trials (1891, Kessinger Publishing, 2003), 0-7661-6555-8, p. 44.
  22. ^ S. MacDonald, "In search of the devil in Fife witchcraft cases 1560–1705", in J. Goodare, ed., The Scottish Witch-Hunt in Context (Manchester: Manchester University Press, 2002), 0-7190-6024-9, p. 48.
  23. ^ J. McCallum, Reforming the Scottish Parish: The Reformation in Fife, 1560–1640 (Aldershot: Ashgate, 2010), 0-7546-9624-3, p. 204.
  24. ^ L. Henderson, "'Detestable slaves of the Devil': Changing ideas about witchcraft in sixteenth-century Scotland" in E. J. Cowan and L. Henderson, eds, A History of Everyday Life in Medieval Scotland, 1000 to 1600 (Edinburgh: Edinburgh University Press, 2011), 0-7486-2157-1, p. 227.
  25. ^ P. G. Maxwell-Stuart, Satan's Conspiracy: Magic and Witchcraft in Sixteenth-century Scotland (Dundurn, 2001), 1-86232-136-1, p. 25.
  26. ^ S. MacDonald, "In search of the devil in Fife witchcraft cases 1560–1705", in J. Goodare, ed., The Scottish Witch-Hunt in Context (Manchester: Manchester University Press, 2002), 0-7190-6024-9, p. 45.
  27. ^ E. Wilby, The Visions of Isobel Gowdie: Magic, Witchcraft and Dark Shamanism in Seventeenth-century Scotland (Eastbourne: Sussex Academic Press, 2010), 1-84519-180-3, pp. 3, 79 and 138.
  28. ^ S. MacDonald, "In search of the devil in Fife witchcraft cases 1560–1705", in J. Goodare, ed., The Scottish Witch-Hunt in Context (Manchester: Manchester University Press, 2002), 0-7190-6024-9, p. 47.
  29. ^ a b c B. P. Levack, "The decline and end of Scottish witch-hunting", in J. Goodare, ed., The Scottish Witch-Hunt in Context (Manchester: Manchester University Press, 2002), 0-7190-6024-9, pp. 166–80.
  30. ^ M. Lynch, Scotland: a New History (London: Random House, 1991), 1-4464-7563-8, p. 286.
  31. ^ L. Martin, "The Devil and the domestic: witchcraft, quarrels and women's work in Scotland", in J. Goodare, ed., The Scottish Witch-Hunt in Context (Manchester: Manchester University Press, 2002), 0-7190-6024-9, p. 75.
  32. ^ B. P. Levack, "State Building and witch-hunting in early modern Europe", in J. Barry, M. Hester, and G. Roberts, eds, Witchcraft in Early Modern Europe: Studies in Culture and Belief (Cambridge: Cambridge University Press, 1998), 0-521-63875-5, p. 118.
  33. ^ S. MacDonald, "In search of the devil in Fife witchcraft cases 1560–1705", in J. Goodare, ed., The Scottish Witch-Hunt in Context (Manchester: Manchester University Press, 2002), 0-7190-6024-9, pp. 34 and 47-8.

Konuyla ilgili yayınlar

  • Davidson, Thomas (1949), Rowan Tree and Red Thread: A Scottish Witchcraft Miscellany of Tales, Legends and Ballads; Together with a Description of the Witches' Rites and ceremonies, Oliver and Boyd 
  • Maxwell-Stuart, P G (2007), The Great Scottish Witch-Hunt, Tempus 

İlgili Araştırma Makaleleri

<span class="mw-page-title-main">Salem cadı mahkemeleri</span>

Salem cadı mahkemeleri, Massachusetts'e bağlı kontluklarda Şubat 1692 ile Mayıs 1693 arasında gerçekleştirilen ve sonrasında cadılık ile suçlanan bir grup insan için sulh yargıçları tarafından yönetilen yerel mahkemeler ile devam eden duruşmalara denir.

<span class="mw-page-title-main">Cadı avı</span>

Cadı avı; cadı olduğuna inanılan kimselerin yakalanması, yargılanarak veya yargılanmadan cezalandırılması olayıdır. Tarihte cadı avları genellikle cadıların yakılarak veya linç edilerek öldürülmesi ile sonuçlanmıştır. Günümüzde cadı avı kavramı daha çok, "fikirleri topluma tehdit olarak görülen kimselere karşı düzenlenen kampanya" anlamında metafor olarak kullanılmaktadır.

Cadı olduğu gerekçesiyle idam edilenler listesi, büyük çoğunluğu 15. ve 18. yüzyıl arasında Avrupa'da organize edilen cadı avlarında idam edilen kişileri sıralar. En yoğun cadı avı dönemi 1560-1630 yılları arasında gerçekleşti. 1420'ye kadar cadılık suçlamasıyla yürütülen soruşturmalar kara büyü (maleficium) denilen, doğa üstü güçleri sayesinde diğer kişilere zarar verme konseptiyle gerçekleştiriliyordu ve 15. yüzyılın erken dönemlerine kadar cadılık şeytan ile ilişkilendirilmiyordu. Bu tarihten sonra hem organize bir şekilde cadı avlarına girişildi hem de cadılık direkt olarak Satanizm ile ilgili bir olay olarak kabul edildi. 16. yüzyılda belli bölgelerde cadı avlarında bir azalma olduysa da 17. yüzyılda yeniden artış yaşandı. Yeni Çağ'da Avrupa'da gerçekleştirilen en önemli cadı mahkemeleri İspanya'daki Bask cadı mahkemeleri, Almanya'daki Fulda cadı mahkemeleri, Werdenfels kontluğu cadı mahkemeleri, Trier cadı mahkemeleri ve Bamberg cadı mahkemeleri, Würzburg cadı mahkemeleri, İskoçya'daki North Berwick cadı mahkemeleri ve İsveç'teki Torsåker cadı mahkemeleridir. Avrupa'daki cadı avları 17. yüzyılda kolonilere de sıçramıştır. Bunlardan en büyüğü 1692-93'te gerçekleşen Salem cadı mahkemeleridir.

Janet Boyman, Jonet Boyman veya Janet Bowman, cadılık suçlamasıyla idam edilen İskoç kadındır. Aleyhindeki dava 1570'te başladığı hâlde 1572'de yargılanmış ve idam edilmiştir. İddianamesi, Lizanne Henderson akademisyenler tarafından İskoçya'daki büyücülük ve peri inancının en eski ve en kapsamlı kaydı olarak tarif edilmiştir. Boyman'ın cadılıkla suçlanma nedeni ise devlet idarecilerinin ölümlerini öngördüğünü iddia etmesiydi.

<span class="mw-page-title-main">Elspeth Reoch</span>

Elspeth Reoch, cadı olduğu öne sürülen ve bundan ötürü ölüm cezasına çarptırılarak öldürülen bir İskoçtur. Caithness'de doğdu ancak çocukluğunu Orkney anakarasına gideceği tarihe kadar Lochaber'deki bir adada akrabalarıyla geçirdi. O zamanlar İskoçya'nın yargı çevresi içerisinde olan Orkney Adaları'nda büyücülük, yürürlükteki 1563 İskoç Büyücülük Yasası'na göre ölüm cezası gerektiren bir suçtu.

<i>Daemonologie</i> Kral James tarafından Hıristiyanlığa göre iblisler hakkında diyalog şeklinde yazılmış bir kitap

Daemonologie 1597'de İskoçya Kralı VI. James tarafından çağdaş büyücülük ve eski kara büyüde kullanılan çeşitli kehanet yöntemleri arasındaki tarihsel ilişkiler üzerine felsefi bir tez olarak yazıldı ve yayınlandı.

İskoçya kültürü insan aktivitesi ve kalıplarının İskoçya ve İskoç halkı ile alakalı sembolizmidir. İskoç kültürünün ayrı ulusal kilisesi gibi bazı unsurları, Birlik Antlaşması ve diğer belgelerde kararlaştırıldığı üzere yasayla korunmaktadır. İskoç bayrağı, beyaz bir saltire ile mavidir ve Saint Andrew'un haçını temsil eder.

İngiltere, İskoçya, Galler ve İrlanda'da, tarihsel olarak, büyücülüğü kontrol eden ve büyücülük yapıldığında - ya da sonraki yıllarda buna teşebbüs edildiğinde bile - cezalar veren bir dizi Büyücülük Yasası olmuştur.

<span class="mw-page-title-main">Orkney'de büyücülük</span>

Orkney'deki büyücülüğün kökeni muhtemelen sekizinci yüzyıldan itibaren takımadalar üzerindeki Norsemen yerleşimine dayanmaktadır. Erken modern döneme kadar sihirli güçler genel yaşam tarzının bir parçası olarak kabul edildi, ancak İskoçya anakarasında cadı avları başladı ve 1563 İskoç Cadılık Yasası cadılık veya cadılara danışmayı ölümle cezalandırılacak bir suç haline getirdi. Büyücülükten yargılanan ve infaz edilen ilk Orcadialılardan biri, 1594'te Allison Balfour'du. Balfour, yaşlı kocası ve iki küçük çocuğu, kendisinden bir itiraf elde etmek için iki gün boyunca şiddetli işkenceye maruz kaldı.

<span class="mw-page-title-main">Allison Balfour</span> İskoç cadı

Allison Balfour ya da Margaret Balfour, cadı olduğu öne sürülerek çarptırıldığı ölüm cezası sonucu öldürülen bir İskoçtu. 1594'te gerçekleştirilen cadılık davası, en çok bahsedilen İskoç büyücülük vakalarından biridir. Balfour'un yaşadığı İskoçya'nın Orkney Adaları'ndaki Stenness bölgesinde, o dönem yürürlükte olan 1563 İskoç Cadılık Yasası'na göre büyücülük, ölüm cezası gerektiren bir suçtu.

<span class="mw-page-title-main">İskoç Büyücülük Araştırması</span>

İskoç Büyücülük Araştırması, erken modern İskoçya'daki cadı mahkemelerinin çevrimiçi bir veritabanıdır ve 1563'ten 1736'da İskoç Cadılık Yasası'nın yürürlükten kaldırılmasına kadar olan dönemi kapsayan çağdaş mahkeme belgelerinden toplanan 3.837 sanığın ayrıntılarını içerir. Araştırma, Edinburgh Üniversitesi'nde iki yıl çalıştıktan sonra, günümüzde Edinburgh Üniversitesi'nde Tarih Profesörlüğü yapan Julian Goodare ve İskoçya Ulusal Kütüphanesi'nin eski küratörü, günümüzde BBC Radio Scotland'da yapımcılık/sunuculık yapan Louise Yeoman tarafından araştırmacılar Lauren Martin ve Joyce Miller'ın ve Wdinburgh Üniversitesi'nde Bilgisayar Servisi'nin yardımı ile Edinburgh Üniversitesi'nde iki yıllık bir çalışmanın ardından, 2003 yılında çevrimiçi olarak sunuldu. Veritabanı web sitesinden indirilebilir.

<span class="mw-page-title-main">Isobel Gowdie</span>

Isobel Gowdie, 1662 yılında Nairn yakınlarındaki Auldearn'da büyücülük yaptığını itiraf eden bir İskoç kadındı. Yaşı ya da hayatı hakkındaki bilgiler kısıtlıdır, muhtemelen olağan uygulamalar doğrultusunda idam edilmiş olsa da, durumun böyle olup olmadığı ya da bir rençperin karısı olarak eski hayatının belirsizliğine geri dönmesine izin verilip verilmediği kesin değildir. Görünüşe göre şiddetli işkence kullanılmadan elde edilen ayrıntılı ifadesi, cadı avları döneminin sonunda Avrupa büyücülük folkloruna dair en kapsamlı bilgilerden birini sağlamaktadır.

<span class="mw-page-title-main">Kuzey Berwick cadı mahkemeleri</span>

Kuzey Berwick cadı mahkemeleri, 1590'da Doğu Lothian, İskoçya'daki, Kuzey Berwick'teki St. Andrew's Auld Kirk'te büyücülükle suçlanan bir dizi insanın duruşmalarıydı. İki yıl boyunca sürdürüldü ve yetmişin üzerinde insan suçlandı. Bunlar arasında, ihanet suçlamasıyla yargılanan Bothwell'in 5. Earl'ü Francis Stewart da vardı.

<span class="mw-page-title-main">1597 Büyük İskoç Cadı Avı</span>

1597 Büyük İskoç Cadı Avı, 1597 yılının Mart ayından Ekim ayına kadar İskoçya'nın tamamında gerçekleşen ülke çapında bir dizi cadı avıydı. Cadı avı sırasında en az 400 kişi büyücülük ve çeşitli diyabolizma biçimlerinden yargılandı. İdam edilenlerin sayısı tam olarak bilinmiyor, ancak bu sayının 200 civarında olduğuna inanılıyor. 1597'deki Büyük İskoç Cadı Avı, İskoç tarihindeki beş ülke çapındaki cadı avından ikincisiydi, Diğerleri 1590-91 Büyük İskoç Cadı Avı, 1628-1631 Büyük İskoç Cadı Avı, 1649-50 Büyük İskoç Cadı Avı ve 1661-62 Büyük İskoç Cadı Avı idi.

Karşı-Reformasyon ve Avrupa din savaşları sırasında kabaca %80'ini kadınların ve çoğunluğunu 40 yaşının üzerinde insanların oluşturduğu yaklaşık 50.000 kişi büyücülük suçlaması nedeniyle yargılandı ve kovuşturmalar 1580-1630 yılları arasında tepe noktasına ulaştı.

Bir adalet komisyonu, İskoçya'da özellikle 16. ve 17. yüzyıllarda uygulanan bir kanun yaptırım yöntemiydi.

1661-62 Büyük İskoç Cadı Avı, Nisan 1661'den itibaren on altı aylık bir süre boyunca İskoçya'nın tamamında gerçekleştirilen bir dizi cadı avıydı. En az 660 kişi büyücülük ve çeşitli diyabolizma suçlamalarından yargılandı.

Brian Paul Levack, erken modern Britanya ve Avrupa tarihçisidir.

<span class="mw-page-title-main">Cadı kültü hipotezi</span>

Cadı kültü hipotezi, Erken Modern dönemin cadı mahkemelerinin, Avrupa'nın Hristiyanlaşmasından sağ kurtulmuş olan Hristiyanlık öncesi, bir pagan dini bastırma girişimi olduğunu öne süren, günümüzde kabul görmeyen bir teoridir. Savunucularına göre, cadı kültünde, Hristiyanlar tarafından zulmedilen ve Şeytan olarak atıfta bulunulan boynuzlu bereket, yer altı, av ve avcı tanrısının etrafında cadıların Şabatı'nda dönülerek ibadet ediliyordu.

<span class="mw-page-title-main">Britanya'daki halk şifacıları</span>

Britanya'daki halk şifacıları, Britanya'da Orta Çağ'dan yirminci yüzyılın başlarına kadar varlığını sürdüren profesyonel ya da yarı profesyonel büyü uygulayıcılarıydı. Halk şifacıları olarak, "düşük büyü" olarak da bilinen halk inançlarını uyguladılar, ancak bunları genellikle grimoire çalışmasıyla öğrendikleri "yüksek" veya tören büyüsü unsurlarıyla birleştirildiler. Öncelikle, büyü ve tılsımı mesleklerinin bir parçası olarak kullanarak, sihirlerini kötü niyetli büyücülükle savaşmak, suçluları, kayıp kişileri veya çalınan malları bulmak, fal bakmak, şifa vermek, hazine avlamak ve insanları aşık etmek amacıyla kullandılar. "Popüler inanç ve gelenek dünyasına ait" olan halk şifacılarının büyüsü, "evrenin gizemleriyle değil, magus'un [tören büyüsü gibi] güçlendirilmesiyle değil, belirli problemler için pratik çözümlerle ilgili olarak tanımlandı." Bununla birlikte, diğer tarihçiler, bazı durumlarda, büyülü uygulamalarının görünüşe göre "deneysel veya" ruhsal "bir boyutu" olduğunu, doğası gereği muhtemelen şamanik bir şey olduğunu belirtmişlerdir.