Hukuk ya da tüze birey, toplum ve devletin hareketlerini, birbirleriyle olan ilişkilerini; yetkili organlar tarafından usulüne uygun olarak çıkarılan, kamu gücüyle desteklenen, muhatabına genel olarak nasıl davranması yahut nasıl davranmaması gerektiğini gösteren ve bunun için ilgili bütün olasılıkları yürürlükte olan normlarla düzenleyen normatif bir bilimdir. Ayrıca, toplumu düzen altına alan ve kişiler arası ilişkileri düzenleyen, ortak yaşamın huzur ve güven içinde akışını sağlayan, gerektiğinde adaleti yerine getiren, kamu gücü ile desteklenen ve devlet tarafından yaptırımlarla güvence altına alınan kurallar bütünüdür. Hukuk, birey-toplum-devlet ilişkilerinde ortak iyilik ve ortak menfaati gözetir.
Attila, Hun topluluklarının hükümdarı olduğu 434 tarihinden, 453'teki ölümüne kadar Hun İmparatorluğu hükümdarıdır. Hükümdarlığı sırasında İmparatorluğunu dönemin Avrupasının büyük bölümünü kaplayacak şekilde genişletti. Öldüğü zaman idaresi altındaki topraklar batıda Cermanya, doğuda Ural Nehri, kuzeyde Baltık Denizi ve güneyde Karadeniz'e kadar uzanıyordu. Attila, imparatorluğun başında olduğu zaman diliminde Hunların yanı sıra, birçok Cermen ve İranlı kabileye, Ostrogotlara, Bulgarlara ve Alanlara da önderlik etti.
Batı Roma İmparatorluğu, Roma İmparatorluğu'nun 395 yılında İmparator I. Theodosius tarafından ikiye bölünmesiyle ortaya çıkan bir devlettir. Diğer yarısı ise Doğu Roma İmparatorluğu olan devlet, MS 3. ile 5. yüzyıllar arasında var olmuştur. Batı Roma İmparatorluğu, ayrı bir bağımsız İmparatorluk mahkemesi tarafından yönetildikleri herhangi bir zamanda Roma İmparatorluğu'nun batı eyaletlerinden oluşuyordu. Batı Roma İmparatorluğu ve Doğu Roma İmparatorluğu terimleri modern zamanlarda fiilen bağımsız olan siyasi varlıkları tanımlamak için icat edildi; Çağdaş Romalılar İmparatorluğun iki ayrı imparatorluğa bölündüğünü düşünmediler, ancak onu iki ayrı imparatorluk mahkemesi tarafından yönetilen tek bir yönetim olarak idari bir çare olarak gördüler.
Orta Çağ, tarihçiler tarafından 5. yüzyılın sonlarından 15. yüzyılın sonlarına kadar sürdüğü söylenen tarihî dönemi ifade eden kavramdır. Orta Çağ dönemine verilen bir diğer isim olan "Klasik Sonrası Dönem" terimi, "Klasik Antik Çağ" döneminin adından türetilmiş olsa da, daha geniş bir coğrafi tanıma sahiptir. Orta Çağ, tarihçiler tarafından ihtilaflar olmasıyla birlikte, genel olarak MS 500–1500 aralığındaki dönemi kapsamaktadır ve Antik Çağ ile modern zamanlar arasında ayrı bir dönem olarak görülmektedir.
Gotlar, Güney İskandinavya'nın Gotland bölgesinde oturan eski bir Cermen kavmi. Gotlar 2. yüzyıldan itibaren İskitya, Dacia ve Pannonia'da yaşamışlar 3. ve 4. yüzyıllarda Bizans'ı yağma etmişler ve Aryanizmi benimsemişlerdir. 5. ve 6. yüzyıllarda Vizigotlar ve Ostrogotlar şeklinde ikiye bölünmüşler ve İberya ile İtalya'yı istila etmişlerdir.
İngilizler, İngilizce dilini konuşan ve ortak tarih ve kültürü paylaşan bir topluluk olarak İngiltere'de ortaya çıkmış etnik grup ve millettir. Tarih boyunca İngiltere'de ikamet etmiş olan farklı grupların karışımıyla yeni bir kimlik oluşturmuşlardır; Anglo-Saksonlar, Vikingler, Bretonlar ve Normanlar İngiliz kimliğini oluşturan etnik gruplardır.
Franklar, Roma İmparatorluğu'nun yıkılmasında büyük rol oynamış bir Cermen boyudur. 4. yüzyıl sonlarından itibaren Galya eyaletinin kuzeyine Roma müttefiki sıfatıyla sızmaya başlar, 406 tarihinden itibaren ise tam güçle Kuzey Galya'yı istila ederler. 6. yüzyılda Güney Galya'dan Vizigotları kovarak hakimiyetlerini pekiştirirler. Bu tarihten sonra Galya artık Fransiya yani Fransa olarak anılacaktır.
Cermenler, bugünkü Almanya, Avusturya, Bohemya ve Cermanya'da MÖ 3. yüzyıldan 9. yüzyıla kadar yaşayan halk veya bu halktan olan kimse.
Vizigotlar büyük bir Cermen kabilesi olan Gotların en büyük iki kolundan biridir. MS 370 yılından itibaren Kavimler Göçü ile beraber hareket eden en önemli topluluklardandır. Batı Roma İmparatorluğunun çökmesinden sonra Batı Avrupa tarihinin şekillenmesinde önemli rol oynamıştır.
Kavimler Göçü, MS 350-800 yılları arasında Avrupa'ya yapılan şiddetli insan göçüdür. İlk dönem ve ikinci dönem olarak ikiye ayrılmaktadır. İlk dönemki kavimler göçü Batı Roma İmparatorluğu ve Hunlar arasındaki yoğun sınır değişikliklerini kapsar. İkinci dönem kavimler göçüyse ilk dönemkinin devamı niteliğindedir. İlk gelen göçmenler Hunlar, Slavlar, Ön Bulgarlar, Alanlar tarafından Batı'ya doğru sürülen Gotlar, Anglo-Saksonlar, Vandallar ve Franklar gibi Cermen kabileleriydi. İkinci dönem göçleri de Kuzey Afrika, Anadolu ve Avrupa'da derin değişimlere sebep olmuştur.
Almanya tarihi, Cermenlerin ilk olarak Roma İmparatorluğu döneminde devlet kurmalarıyla başlar. Kutsal Roma Cermen İmparatorluğu dönemiyle 1806 yılına kadar devam eder. Bu dönemde ulaştığı en geniş sınırlar günümüzdeki Almanya, Avusturya, Slovenya, İsviçre, Çekya, Polonya'nın batısı, Hollanda, doğu Fransa ve kuzey İtalya'yı kapsamaktaydı.
Corpus Iuris Civilis ya da modern alfabeyle Corpus Juris Civilis, 529-534 yılları arasında Doğu Roma İmparatoru I. Justinianus tarafından hazırlatılan, Roma Hukuku konusunda en geniş ve derinlemesine bilgi veren, sonradan bu ismiyle anılan hukuk külliyatıdır.
Britanya'da Roma hakimiyetinin sonu, Roma İmparatorluğu'nun Büyük Britanya'dan çekilmesi üzerine başlayan tarihi dönemi anlatır. Bu dönem tek bir tarihle ifade edilemeyecek kadar karmaşık olmuştur. Adada farklı yerlerdeki Roma hakimiyeti farklı zamanlarda ve farklı mekanizmalarla sona ermiştir.
Bizans hukuku, artan Hristiyan etkisi ile özünde Roma hukukunun devamıdır. Çoğu kaynak Roma hukuk geleneği olarak Bizans hukuku'nu 6. yüzyılda I. Justinianus hükümdarlığı ile başlatıp 15. yüzyılda İstanbul'un Fethi ile bitirir.
Burgundlar, Roma İmparatorluğu zamanında Germanya'da yaşayan büyük bir Doğu Cermen kavmi. Burgundlar ilk olarak 291'de Trier'de imparator Maximian'a verilen 11. methiyede Alamannilerle birlikte anılır ve 248 ile 291 yılları arasında gerçekleşmiş olabilecek olaylara atıfta bulunurlar ve görünüşe göre yüzyıllar boyunca komşu olarak da kalmışlardır.
Roma Galyası, MÖ 1. yüzyıldan MS 5. yüzyıla kadar Roma yönetimi altında bulunan Galya'yı ifade eder.
Yasal tarih veya hukuk tarihi, hukukun nasıl geliştiği ve neden değiştiğini inceler. Hukuk tarihi, medeniyetlerin gelişimi ile yakından bağlantılıdır ve sosyal tarihin daha geniş bağlamında işler. Bazı hukukçular ve hukuk süreci tarihçileri hukuk tarihini, kanunların evriminin kaydı ve çeşitli hukuki kavramların kökenlerini daha iyi anlatan bir bakış açısıyla bu kanunların nasıl geliştiğine dair bir teknik açıklama olarak görmüşlerdir; bazıları ise hukuk tarihini entelektüel tarihin bir dalı olarak görür. Yirminci yüzyıl tarihçileri hukuk tarihini, sosyal tarihçilerin düşüncesiyle paralel bir çizgide, daha bağlamsal bir tarzda ele aldı. Hukuk kurumlarına; karmaşık kurallar, oyuncular ve sembollerden oluşan sistemler olarak baktılar ve bunları toplumla, sivil toplumun belirli yönlerini değiştirmek, onları uyarlamak, direnmesini sağlamak veya teşvik etmek için etkileşime giren unsurlar olarak gördüler. Bu tür hukuk tarihçileri, sosyal bilimler araştırma yöntemleriyle vaka geçmişlerini analiz etme, istatistiksel yöntemler kullanma, davacılar, dilekçe sahipleri ve yasal süreçlerdeki diğer taraflar arasındaki sınıf ayrımlarını ayrımlarını analiz etme eğiliminde oldular. Vaka sonuçlarını, işlem maliyetlerini ve karara bağlanmış dava sayısı analiz ederek, hukuk ve toplumun sadece hukuk teorisi, içtihat hukuku ve medeni hukuk çalışmalarıyla yapılabilecek olandan daha karmaşık bir resmine yasal kurumların, uygulamaların, prosedürlerin ve özetlerin bir analiziyle ulaşır.
Salic yasası, Salian yasası, olarak da adlandırılan, MS 500 civarında ilk Frank Kralı Clovis tarafından derlenen eski Frank medeni kanunudur. Yazılı metin Latincedir ve Eski Flemenkçe'nin bilinen en eski örneklerinden bazılarını da içerir. Erken Ortaçağ dönemi boyunca Frank hukukunun temeli olarak kalmış ve gelecekteki Avrupa hukuk sistemlerini etkilemiştir. Eski kanunun en iyi bilinen ilkesi; kadınların taht, tımar ve diğer mülklerin mirasından dışlanması ilkesidir. Salic yasaları, Frankların Kralı tarafından atanan ve yetkilendirilen bir komite tarafından tahkim edilmiştir. Altıncı ila sekizinci yüzyıllardan kalma düzinelerce el yazması ve dokuzuncu yüzyılın sonlarına kadar üç düzeltme günümüze kadar ulaşmıştır.
Yazılı hukuk kuralları, eski Orta Doğu'nun hukuk sistemlerinin ortak bir özelliğiydi. Bunların çoğu çivi yazısı hukukunun örnekleridir. Sümer Ur-Nammu Kanunları, ardından Babil Hammurabi Kanunları, Bereketli Hilal'de ortaya çıkan en eski kanunlar arasındadır. Roma İmparatorluğu'nda, Roma hukukunun On İki Tablosu ve Justinianus Kanunu olarak da bilinen Justinianus'un Corpus Juris Civilis'i gibi bir dizi kodifikasyon geliştirilmiştir. Antik Çin'de ilk kapsamlı ceza kanunu, MS 624 yılında Tang Hanedanlığı döneminde oluşturulan Tang Kanunu'dur. Hindistan'da Ashoka Fermanları'nı Manu Kanunu takip etmiştir.
Gaius, bir Roma hukukçusuydu. Kişisel hayatı hakkında çok az şey bilinmektedir; adı dahi tam olarak kesin değildir. Yaşadığı zamanı ve hayatının devamını kesin olarak belirlemek de zordur, ancak MS 110-MS 179 arasında yaşadığı varsayılmaktadır, zira bu dönemde kabul edilen yasalar hakkında yazmıştır.