
İlahiyat, teoloji veya tanrıbilim, "tanrı" kavramı ve din olgusunun sistematik olarak ele alan disiplindir. Temel konusu doğaüstü güçlerdir ancak dini epistemoloji ve vahiy ile ilgilenir. Vahiy üzerinden tanrı ya da tanrıların varlığının kabulüne ulaşır. Bunların sadece, doğa ötesi varlıklar olması ile değil, dünya ile ilişki kurmak ve insanlara varlığını göstermeye istekli olduklarını ispat etmeye çalışır.
Peygamber veya yalvaç, Tanrı aracılığıyla bir dini veya dinî öğretiyi yaymakla görevlendirildiğine inanılan kişidir. Peygamberler ayrıca dinî terminolojide âyet, işaret veya mûcize denilen doğaüstü güç veya olayların kendilerine atfedildiği mitolojik veya yarı mitolojik insanlardır. İbrahimî dinlerin inananları, peygamberlerin Tanrı'dan aldıkları “vahiy” adlı mesajları diğer insanlara ulaştırdıklarına inanırlar.

Din bilimleri, dinle teolojik bakış açısıyla ve normatif yöntemlerle ve apolejetik amaçla ilgilenen ilahiyatın aksine dinleri sosyal bilimler perspektifinden ve herhangi bir dini veya dinleri apolejetik (savunmacı) gaye gütmeden ve ideolojik muhalefet tavrı içine girmeden olgusal temelde araştıran ve analiz eden çeşitli sosyal bilim disiplinlerinin ortak adı.

Hristiyanlık, Nasıralı İsa'nın yaşamına, öğretilerine ve vaazlarına dayanan, tek Tanrılı İbrahimî bir dindir. Günümüzde Hristiyanlık, dünya nüfusunun yaklaşık %30,1'ini oluşturmaktadır ve 2,4 milyarı aşkın takipçisi ile dünyanın en kalabalık dinidir. Takipçilerine, "Mesihçi" anlamına gelen Hristiyan veya Nasıralı İsa'ya ithafen İsevi veya Nasrani denir. Kitâb-ı Mukaddes'e inanan takipçileri, Yahudi metni olan Tanah'ta kehanet edilen İsa'nın Mesih olarak gelişinin bir Yeni Ahit olduğuna inanırlar.

Ahmedîlik veya resmî olarak Müslüman Ahmediye Cemaati, Mirza Gulâm Ahmed tarafından Hindistan'ın Pencap eyâleti sınırlarında kalan Kadıyan kasabasında kurulan dinî hareket.

Sekülarizm veya sekülerizm; toplumda ahiretten ve diğer dinî, ruhani meselelerden ziyade dünya hayatına odaklanılması yönündeki hareket. TDK, sekülerizm kavramına karşılık olarak dünyacılık sözcüğünü önermiştir. Sekülerizm, din merkezli veyahut dinî öğeleri sosyal, hukuki ve siyasi anlamda tayin edici kılan bir yaklaşımın tersine, bunları sosyal, hukuki ve siyasi kümeden ayıran bir yaklaşımı tanımlar. Çok geniş bir terim olan sekülerizm, içinde birçok farklı akım, tür ve teori barındırır. Seküler kelimesi, dünyevi veya çağa uygun olanı belirtir ve dünyanın nesnel hâlinin göz önünde tutulması demektir. Latince çağ anlamına gelen Saeculum sözcüğünden İngiliz dili için türetilen Secularism (Sekülerizm) Türkçeye laiklik, çağdaşlaşma veya dünyevileşme olarak üç farklı terimle çevrilebilmektedir. Fransa'da laiklik için Laïcité (Laicisme) terimi kullanılmaktadır. Bu terim, somut ve bilimsel olan ile soyut ve dinsel olanın birbirine karıştırılmamasını ifade etmektedirler.
Şehit kutsal bir ülkü, din veya inanç uğrunda ölen kimse. Şehit olma eylemine "şehâdet" adı verilir.
Kökten dincilik, genellikle dinî esaslı aslî kaidelere geri dönme talebiyle kendini belli eden ve bu kaidelere katı bir biçimde bağlı olan, diğer görüşlere karşı toleranssız ve laiklik karşıtı dinî hareket veya bakış açısı. Kökten dincilik, genellikle dinî tabiattaki bir dizi kurala sıkı sıkıya bağlı, çağdaş, sosyal ve siyâsî yaşam ile ilgili üzerinde uzlaşılmış prensiplere karşı tepkisi olan inancı belirtir.

Papa XVI. Benedictus'un İslam tartışması kendisinin geçmişte öğretim üyesi olduğu Almanya'daki Regensburg Üniversitesi'nde 12 Eylül 2006 tarihinde verdiği bir konferans sırasında ortaya çıktı. Konferansın konusu "İnanç, Akıl ve Üniversite - Hatıralar ve Geçmişin Değerlendirilmesi" idi.

İbrahimî dinler, aynı zamanda İbrahimizm olarak da bilinir, İbrani din büyüğü ve atası İbrahim tarafından kurulan Yahudilik ile birlikte başlamış, monoteizm üzerine kurulu Semitik dinler grubudur. İlk İbrahimî din Yahudiliktir; sonrasında sırasıyla Hristiyanlık ve İslamiyet kurulmuştur. Yahudilik ve Hristiyanlık, kökenlerini İshak (Y'ishak) ve soyuna bağlarken İslamiyet, İsmail (Y'işmael) ve soyuna bağlar.

Karen Armstrong, İngiliz yazar, yorumcu ve dinler tarihçisi. Karşılaştırmalı din hakkındaki kitapları ile tanınmaktadır. İrlanda kökenli Katolik bir aileye mensuptur. Hayatının erken dönemlerinde bir Roma Katolik rahibesi olarak yaşamış ardından muhafazakâr düşüncelerinden vazgeçmiş daha liberal ve mistik bir Hristiyan inancını benimsemiştir. Manastırdayken Oxford'daki St. Anne's College'a devam etmiş ve İngilizce alanında uzmanlaşmıştır. 1969'da manastırdan ayrılmıştır. Çalışmaları, şefkatin ve Altın Kural'ın önemi gibi büyük dinlerin ortak özelliklerine odaklanmaktadır. Armstrong, Şubat 2008'de 100.000 ABD doları tutarındaki TED Ödülü'nü almıştır. Bu vesileyle ödülü alırken yaptığı konuşmada, ertesi yıl ortaya çıkacak olan Şefkat Sözleşmesinin oluşturulması çağrısında bulunmuştur.
Gayrimüslim, İslam hukuku ve dünya görüşünde Müslüman olmayanları tanımlamak için kullanılan terimdir. İslam esasıyla yönetilen devletlerin idaresi altında yaşayan ve İslam'dan başka bir inanca sahip kişi ve topluluklar ayrıca zimmî olarak sınıflanmaktadır.

Hac, dinî sebeplerle, genellikle dinî önemi olan mekân ve yerlere yapılan ziyaret ve gezi. Hac aynı zamanda İslam dinindeki dinî bir ziyaret barındıran hac ibadetinin özel ismidir.
Din savaşları, farklı dini görüşlerin çıkar çakışmaları yüzünden çıkan savaşlardır. Bir dine mensup grubun diğer dinden olan insanları bastırmayı amaçlaması veya kendi dinini yaymak istemesi savaşların genel nedenidir. İslam fetihleri, Fransız Din Savaşları, Haçlı Seferleri, Reconquista tarihte görülen din savaşlarına örnektir.

Dinler tarihi, dinleri benzer ve farklı yönleri ile karşılaştırmalı olarak inceleyen bir bilim dalıdır. Bu bilim dalının temelinde karşılaştırma, tarih ve din olmak üzere üç olgu bulunmaktadır. Bunlardan karşılaştırma kelimesi bu bilim dalının genel metodunu belirtir. Tarih kelimesi bu bilimin bir tarih bilimi olduğunu, din ise bu bilimin konusunun din olduğunu ifade eder. İnsan hayatında özel bir yere sahip olan dinleri konu edinen tarih branşına da ''karşılaştırmalı dinler tarihi'' veya sadece ''dinler tarihi'' denir.

Çin'de İslam, Çin toplumuyla sürekli etkileşimle vardır. Halihazırda Müslümanlar Çin'de büyük bir azınlık grubu oluşturmaktadır. Çin'deki Müslümanların çoğunu Huiler oluşturur, ancak Müslümanların en yoğun olduğu bölge, büyük bir Uygur nüfusuna sahip Sincan Uygur Özerk Bölgesi'dir. Ningksia, Gansu ve Çinghay bölgelerinde daha az yoğunlukta olsa da yine büyük Müslüman nüfusları vardır. Çeşitli kaynakların ileri sürdüğü tahminlerce Çin nüfusunun %1,5-4'ü arası İslam dinine mensuptur. Çin'in resmi olarak tanıdığı 56 halk arasında çoğunlukla Müslümanlardan oluşan 10 tane azınlık grubu var: Hui, Uygur, Kazak, Donşian, Kırgız, Özbek, Salar, Tacik, Bonan ve Tatar.
Kazakistan'da İslam, ülkedeki en yaygın dindir ve ülke nüfusunun %70,2'si Müslüman'dır. Kazakların çoğu Sünnilik'in Hanefi mezhebine mensuptur. Ayrıca ülkede az sayıda Şii ve Ahmedî Müslüman yaşamaktadır. Coğrafi olarak Kazakistan, nüfusunun çoğunlu Müslüman olan ülkelerin en kuzeyde yer alanıdır. Ülkedeki Müslüman nüfusunun yarıdan fazlasını Kazaklar oluşturur; Müslüman olan diğer etnik gruplar Özbekler, Tatarlar ve Uygurlardır. İslam, ülkeye ilk olarak 8. yüzyılda Araplar aracılığıyla geldi.

Samsun'da din, Türkiye'nin bir ili olan Samsun'da ilk yerleşim döneminden itibaren uygulanan dinî pratik ve inanışların bütünü. Yerleşim geçmişi Taş Çağı'na dek uzanan Samsun'un yerleşik kültürü ile Grek kolonicilerin getirdiği inançların birleşimi kenti dinî açıdan Karadeniz'in en önemli yerleşimlerinden biri hâline getirmiştir. Amisos yerleşim alanı ve nekropolünü içerisinde barındıran Çakalca-Karadoğan Höyüğü'nde yapılan kazılarda Milet kolonisi dönemine tarihlenen ve farklı betimlemelere sahip Kibele heykelcikleri bulunmuştur. Kibele'nin yanı sıra aynı döneme tarihlenen Kore heykelcikleri de kurtarılmıştır. Heykelcikler hâricinde Kibele ile Kore adına hazırlanan ve üzerinde adak adamaya dair Grekçe işlemelerin bulunduğu çanak-çömlekler keşfedilmiştir. MÖ 6. yüzyılın ortalarına tarihlenen buluntular şehirde güçlü bir tanrıça kültünün bulunduğunu göstermekle birlikte törensel amaçlarla kullanılan dinî alanların bulunduğunu da kanıtlamaktadır. Heykelciklerin bulunduğu muntazam pozisyonları ve kırılarak çömleklere koyuldukları dikkate alındığında bir ritüelin parçası olarak toprağa gömüldükleri anlaşılmakta olup sonraki yüzyıllara ait buluntu sayısının oldukça az olması şehirlilerin zaman içerisinde dinî adetlerini değiştirdiklerini göstermektedir.
Türkiye'de din dersleri, ilkokul 4'ten lise son sınıfa kadar her yıl okul müfredatında Anayasa'nın 24. maddesinin 4. fıkrası gereği olarak zorunlu olarak yer alan ve çoğunlukla İslam dininin Sünni mezhebi anlatılan Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi (DKAB) dersini ve lise müfredatında yer alan çeşitli ilişkili seçmeli dersleri kapsar. Türkiye'de okullarda din dersi, 1928'den 1940'ların sonuna kadar müfredata dahil edilmemiş, sonrasında ise seçmeli bir ders olarak okullara konulmuştur. 12 Eylül Darbesi'nden sonra ise din dersleri Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi adıyla ilkokul 4'ten lise sona kadar yeni Anayasa'nın 24. maddesinin 4. fıkrası gereği zorunlu hale getirilmiştir. DKAB dersine ek olarak, 2012'den itibaren liselerde seçmeli olarak "Kur’an-ı Kerim", "Hz. Muhammed’in Hayatı" ve "Temel Dini Bilgiler” dersleri de ilave edilmiştir.
Ermenistan'da İslam, yedinci yüzyılda Ermeni Yaylası'na girmeye başladı. Arap ve daha sonra Kürt aşiretler, ilk Arap istilalarının ardından Ermenistan'a yerleşmeye başladı ve Ermenistan'ın siyasi ve sosyal tarihinde önemli bir rol oynadı. On birinci ve on ikinci yüzyıldaki Selçuklu istilaları ile Türk unsuru Arap ve Kürt unsurlarının yerini almıştır. İranlı Safevi Hanedanı, Afşar Hanedanı, Zend Hanedanı ve Kaçar Hanedanlığı'nın kurulmasıyla Ermenistan, nispeten bağımsız bir Hristiyan kimliğini korurken Şii dünyasının ayrılmaz bir parçası haline gelmiştir.