İçeriğe atla

Ergenlik dönemi

Kontrol Edilmiş

Ergenlik, adolesans veya puberte, insanlarda meydana gelen, çocukluk çağı ile yetişkinlik çağı arasındaki geçiş dönemidir. Ergenlik, bireyde çocuksu tutum ve davranışların yerini yetişkince tutum ve davranışların aldığı, cinsiyet karakterlerinin kazanıldığı, bireyin yetişkin rolüne psikolojik ve bedensel olarak hazırlandığı dönemdir. Ergenliğe giriş için kesin bir zaman olmasa da genel olarak kızlar 10-14 yaş arasında ve erkekler 12-16 yaş arasında yaşlarında ergenliğe girebilirler.

Çocukluk çağı olarak adlandırılan yaşlarda, sosyal toplum bilinci (süperego) gelişmemişken, ergenlik dönemine giren gençlerde toplumsal kabullenilme, bir grubun parçası olma (süperego ve ego) kavramları gelişir. Vücut hormonlarından cinsiyet ile ilgili olan (İkincil cinsiyet hormonları) östrojen veya androjenlerin üretimi bu dönemde en yüksek seviyeye çıktığından ergen adayının psikolojisi sebepsiz yere değişimler gösterir. Ergenlik dönemi insanlardaki 5 dönemden biridir. Ergenlik dönemindeki bireyler, bu dönem boyunca yetişkinlik niteliklerine yönelik gelişimlerini henüz tamamlama süreci içinde olduklarından hak ve sorumlulukları açısından çocuk olarak kabul edilirler.

Ergenliğe giriş yaşı; genetik, ırkî, sosyoekonomik şartlar (çocuk yaşta evlendirme, ağır bedensel yük altında çalıştırılan çocuklar) ve iklim gibi faktörlerden etkilenir. Bazı siyahi kabileler ve eski Araplarda ergenlik iklimin etkisiyle daha erken başlarken Kuzey yarım küredeki Norveç, Finlandiya gibi az güneş alan soğuk bölgelerde ergenlik yaşı daha geçtir.

Fiziksel değişiklikler

Kızlarda

Bu dönemde kızlarda göğüs, kalça gibi bazı bölgeler genişler. Ergenin vücudu yetişkin bir kadın vücudunun formunu almaya başlar. Ergenin yumurtalıklarında yumurta üretimi ve dolayısıyla da âdet döngüsü başlar. Ağırlıklı olarak kasık bölgesinde ve koltuk altında olmak üzere bedenin diğer bölgelerinde kıllanma meydana gelir. Saç ve derilerinde yağlanma artabilir. Bunun sonucu olarak sivilceler ve siyah noktalar oluşabilir.

Erkeklerde

Vücut ağırlığı 10–20 kg artar. Boyları 10–30 cm uzar. Ses çatallaşmaya başlayarak erkeğe has biçimde kalınlaşır ve bunun beraberinde gırtlak gelişir. Deri yağlanır ve sivilce çıkar. Pubertal atılım adı verilen boyca uzama, hacimce irileşme başlar. Kas dokusu artarak vücuda iri erkeksi görünüm verir. Penis haricindeki genital alan, göğüs ve bacaklar erkeğe has biçimde kıllanır ve yüzde bıyık ve sakal çıkmaya başlar. Penis ve çevresi de kıllanır. Androjen salgısının doruğa çıkması nedeniyle penis ve testisler olgunlaşmaya başlar. Bununla da peniste erektilite ve uyarılabilme kabiliyeti artar, testisler erkek gamet olan spermleri üretmeye başlar. Karşı cinse büyük ilgi duyar ve bu ilgisini onlara yansıtır.

Psikolojik ve zihinsel değişiklikler

Ergenlik dönemine giren bireylerin bazıları çocukluk dönemi alışkanlıklarını bırakma zorunluluğu, yeni bir bedene alışma gibi sebeplerden dolayı ergenlikten korkabilir veya kaçmak isteyebilir. Özellikle kızlarda, erkeklere nispetle ergenliğe daha erken girmeleri, bu konuda daha az bilgi ve güven sahibi olmaları ve ergenlik sürecinin kadın cinselliğiyle bağdaştırılması sebebiyle ergenliğin zor bir süreç olarak görülmesi daha yaygın gözlemlenmektedir.

Ergen bireylerin bilinç ve sorumluluk düzeyi ve beraberinde hayata bakış açıları büyük değişimler gösterir. Bunu istikrarsızca değişen duygu ve düşüncelerin takip etmesi bu yüzdendir. Bunun yanı sıra ergenler, yaşanan olayları, duyguları ve düşünceleri anlayabilme ve hissedebilme kabiliyeti ile bunları daha açık bir şekilde ifade etme kabiliyeti artar; doğru-yanlış ve iyi-kötü benzeri zıtlıkları ve sınıflandırmaları daha iyi anlayabilme yetenekleri gelişir. Ergenler, bu süreçte hayatı sorgulamak, yeni bir şeyler denemek isteyebilir.

Ergen bireyler genellikle yoğun ve karışık duygular ve düşünceler içerisindedir. İçinde bulundukları duygu ve düşünceler, ne ile ilgili oldukları ve ne zamana denk geldikleri bakımından günlük hatta anlık değişim gösterebilmektedir. Genelde duygularında bir istikrarsızlık söz konusu iken, düşünce ve hayalleri ise büyük oranda gelecek hakkındaki planlar, karşı cins, bireyin yaşadığı hayat ve yaşamış olduğu bazı anların muhasebesi veya tamamen gerçek dışı hayâller gibi konulara ilişkin düşünceler olmaktadır. Böyle bir durum karşısında ergenin ebeveynlerinin, akrabalarının ve diğer tanıdık kişilerin bunu kabullenmesi ve sıkça “Sana neler oluyor? Geçen sefer çok iyiydin, şimdi ne oldu?” tarzında sorgulayıcı ve baskılayıcı yaklaşımlarda bulunmaması; tam tersine ergenin aile fertleri ve tanıdık insanlar kitlesi tarafından desteklenmesi ve bu insanların ergen bireyin yaşadıkları konusunda duyarlı, dikkatli ve hassas davranması ergenin ruh sağlığını olumlu yönde etkiler.

Ergenler bazen gerçekten büyük karışıklık ve kararsızlıklar içinde kalabilir ve buna bir son vermek isteyebilir. Bu nedenle zaman zaman odalarında yalnız kalmayı ve bir yere kapanmayı arzulamaları, ani öfke patlayışları yaşamaları, zihinsel anlamda aşırı bitkin ve isteksiz olmaları, ergenlikte yaşadıkları değişimlerden veya başka sebeplerden dolayı her şey ve herkesten çekinme/kaçınma ihtiyacı duymaları normaldir. Bunun yanı sıra, ergenin kişisel çöküşünün sebebi öz güven problemiyle, karşı cinsle, okul ve aile hayatıyla ilgili başka sorunlar da olabilmektedir. Fakat ergenin yaşadığı bu zihinsel çöküşün ileri seviyesini oluşturan depresyon; ergeni madde kullanımına, zorbalığa maruz kalmasına veya kalınmış gibi hissetmesine, yemek bozukluklarına, kendisini, tanıdıklarını ve hayatı ciddi anlamda yargılamasına, anksiyete gibi ciddi duygusal çöküşlere ve depresyonun son raddesi olan intihar girişimine sürükleyebilmektedir. Böyle durumlarda ise söz konusu aile ve tanıdık insan kitlesi, ergene fazla baskı uygulamadan, doğru bir şekilde yardım etmelidir.

Bu dönemde arkadaş çok önemli bir noktadadır. Bu nedenle arkadaş seçimi konusunda ergenin dikkatli olması ve ailenin hassas davranması gerekir. Bu dönemde ergenin fark edilmeye ve takdir edilmeye ihtiyacı vardır. Bu ihtiyacını aile içinde gideremeyen ergen, farklı arkadaş gruplarında bu ihtiyacını gidermeye çalışacaktır.[1]

Ayrıca bakınız

Kaynakça

  1. ^ "Arşivlenmiş kopya". 5 Mart 2016 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 11 Eylül 2015. 

İlgili Araştırma Makaleleri

Psikoterapi, bireylerin duygusal ve davranışsal sorunlarının çözümünü, ruh sağlıklarının geliştirilmesi ve korunmasını amaçlayan tekniklerin genel adı. Psikoterapi her zaman sadece tek tek bireyleri konu almaz, zaman zaman incelenen tüm bir ailenin etkileşimsel meseleleri zaman zamansa incelenen bir çiftin birbiriyle olan ilişkisindeki bazı sorunların ruh sağlığı temelindeki kökleri olabilir. Ruh-zihin sağlığına dair sorunların psikolojik, sosyolojik veya somatik boyutları olabilir.

<span class="mw-page-title-main">İnsan penisi</span> erkek üreme ve cinsel organı

İnsan penisi, erkek bireylerde, görünür kısımda yer alan eşey ve üreme organı yapısıdır. İdrar ve üreme salgısı kanalıyla, bunun çevresini saran süngerimsi bir yapıda kan damarlarınca zengin bir üreme organıdır. Penisin ucunda yer alan açıklıktan hem idrar hem de meni ayrı zamanlarda dışarıya atılır. Penis uyarıldığında damarların kanla dolmasıyla büyür ve sertleşir. Buna sertleşme (ereksiyon) denir. Sertleşen penis içindeki meninin dışarı atılmasına boşalma (ejakülasyon) denir.

<span class="mw-page-title-main">Cinsiyet</span>

Cinsiyet, erillik ve dişilik arasında farklılık gösteren özellikler aralığı veya bağlama göre, bu özellikler biyolojik cinsiyeti ve cinsiyete dayalı toplumsal yapıları kapsayabilir.

<span class="mw-page-title-main">Transseksüellik</span> kişinin kendisini farklı bir cinsiyet kimliğinde hissetmesi veya cinsiyet değiştirmesi

Transseksüellik, kişinin, kendisini atanmış cinsiyetine ait hissetmeyerek farklı bir cinsiyet kimliğini benimsemesi durumudur. Transseksüellik, kişinin cinsiyet kimliğini belirtir, bu sebeple cinsel yönelim ile karıştırılmamalıdır. Transseksüel bir kişi heteroseksüel, homoseksüel, aseksüel ya da biseksüel gibi cinsel yönelimlere sahip olabilir.

<span class="mw-page-title-main">Hamilelik</span> Sperm ile yumurtanın döllenmesi ile meydana gelen fetusun kadın organ ve dokularında değişiklikler meydana getirdiği, doğuma kadar geçen yaklaşık 9 aylık dönem

Hamilelik veya gebelik, erkekten gelen sperm ile kadının yumurtalıklarından atılmış olan yumurtanın döllenmesi ile meydana gelen fetusun kadın organ ve dokularında değişiklikler meydana getirdiği, doğuma kadar geçen yaklaşık 9 aylık dönem.

Çocuk, bebeklik ve ergenlik çağları arasındaki insan. Genellikle konuşma ve yürüme kabiliyetleri kazanıldıktan sonra çocukluğun başladığı; cinsel gelişimin başladığı ergenlik dönemi ile birlikte çocukluk döneminin bittiği kabul edilir. Ama bu tanımlamalar görecelidir ve kesin sınırları yoktur. Birleşmiş Milletlerin raporlarında 0-18 yaş arasındaki insanlar çocuk kabul edilirler. Bunun haricinde çocuk kelimesi sıklıkla evlat anlamında da kullanılır.

<span class="mw-page-title-main">Erkek</span> erişkin erkek

Erkek, eril insan. Erkek terimi genellikle yetişkin bir eril bireyi kastetmekte kullanılırken, oğlan terimi ise eril bir çocuk veya ergeni tanımlamak için kullanılır. Ancak erkek terimi aynı zamanda bazen yaş gözetmeksizin bir eril insanı tanımlamak için de kullanılır; tıpkı "erkek basketbolu" ifadesinde olduğu gibi.

<span class="mw-page-title-main">İd, ego ve süperego</span> Sigmund Freudun bilinç tanımı

Psikanalizde id, ego ve süper-ego, insan zihninde etkileşime giren üç katman kümesidir. İlk defa Sigmund Freud tarafından, yapısal psişe modellemesiyle tanımlandı. Bu üç katman, bir kişinin zihinsel yaşamının faaliyetlerini ve etkileşimlerini tanımlayan teorik yapılardır. Psişenin ego psikolojisi modelinde id, koordine edilmemiş, zevk temelli içgüdüsel arzular kümesidir—temel ve en ilkel benliktir, ana kaynağı cinsellik ve açlık gibi ihtiyaçların en bencilce doyurulmasıdır; süper-ego eleştirel ve ahlaki rolü oynar; ve ego, idin içgüdüsel arzuları ile eleştirel süper-egonun arasında aracılık eden gerçekçi bir katmandır—id, bu hayali istekleri gerçeklikle ölçüp mümkünatını değerlendiren katmandır. Freud, ego hakkında şunu dedi:

Ego, şahlanmış bir at üzerindeki şövalye gibidir. [Ego] İd ve süperegonun isteklerini uzlaştırmaya çalışan hakemdir.

Ergen veya adolesan, çocukluk ile yetişkinlik dönemi arasındaki fiziksel, cinsel, toplumsal ve psikososyal geçiş dönemindeki kişidir. Bu dönemde görülen fiziksel ve cinsel gelişim ergenlik dönemi olarak adlandırılır.

Cinsiyet değiştirme ameliyatı, Beden uyum ameliyatı veya Cinsiyet doğrulama ameliyatı, bir kişinin atanmış cinsiyeti ile birlikte gelen fiziksel görünümünü ve biyolojik cinsel özelliklerini, tanımladıkları cinsiyet kimliğine uyacak şekilde değiştirilmesini sağlayan cerrahi bir prosedür veya prosedürler dizisidir. Tarihte bilinen ilk beden uyum ameliyatı 1931 yılında Berlin'de vajinoplasti olan Dora Richter'e yapılmıştır.

Psikoseksüel gelişim , psikanalizin kurucusu Sigmund Freud 'un öncülük ettiği psikodinamik akımın kişilik gelişim kuramıdır.

<span class="mw-page-title-main">Dihidrotestosteron</span> testosteron hormonunun aktif versiyonu olan güçlü metobolit

Dihidrotestosteron; erkek vücudunda bulunan testosteron hormonunun aktif versiyonu olan güçlü metobolitine verilen addır. DHT hormonu, büyük oranda testosteronun çevre dokularda 5- Alfaredüktaz enzimi aracılığı ile dönüşümünden oluşur. Testosteron hormonunun etkin hale gelebilmesi ve dokular üstünde androjenik etki gösterebilmesi için 5 Alfa Redüktaz isimli enzimle DHT hormonuna dönüşmesi şarttır. Testosteron, tip-1 5-Alfa Redüktaz ve tip-2 5-Alfa Redüktaz adı verilen iki enzimle DHT hormonuna dönüşür. Bu dönüşme olmadan testosteron birçok doku ve organda etkili olamaz. DHT hormonu, anne karnındaki fetus halinde bulunan çocuğun erkek cinsel özellikleri kazanmasını ve cinsel organlarının gelişmesini sağlar. DHT hormonu ayrıca anne karnındaki fetusun beyni üstünde de birçok etkide bulunur. Henüz anne karnında olan fetusun cinsiyet kimliğinin oluşmasını sağlar. DHT hormonu, bunun dışında ergenlik döneminde ikincil seks karakterlerinin meydana gelmesini ve erkek tipi farklılaşmayı meydana getirir. Böylece ergenlik döneminden önce kız çocuğundan kolay kolay ayırt edilemeyecek olan erkek çocuğu gittikçe farklılaşır ve çocukluktan erkekliğe adımını atar. Sakalları ve bıyıkları çıkmaya, sesi kalınlaşmaya, boyu uzamaya, kas kütlesi artmaya, penisi büyümeye, testisleri sperm üretmeye başlar. Tüm bu farklılaşmayı testosteron, DHT hormonuna dönüşerek meydana getirir. DHT hormonunun bir diğer görevi glandüler prostat dokusunun fonksiyonlarının devamlılığını sağlamaktır. Bunun dışında da, erkek metabolizmasında DHT hormonunun sperm üretiminden, aerobik kapasitenin artışına kadar birçok önemli katkısı vardır.

<span class="mw-page-title-main">Ergenlikte eşcinsellik</span>

Ergenlikte eşcinsellik, ergenlik süresi içerisinde keşfettiği eşcinsel kimliği ya da ergenlikte çocuğun yaşadığı homoseksüellik benzeri eğilim taşıyan davranışlar bütünü. Çocukluk ve ergenlik çağında çocuğun başından geçen eşcinsel dürtü ve eğilimler bütünü olarak adlandırılır. Bu cinsel dürtüler bireyin cinsel yönelimi, cinsel kimlik arayışı sürecinde kendini bulmasında önemli bir yere sahiptir.

Benlik kurgusu, kişinin kendine dair algısını, kendisiyle ilgili farkındalığını sosyal etkileşimler sonucu oluşturduğu bir yapıdır.

Tanner ölçeği çocuk gelişimi zamanı çocuklar, ergenler ve yetişkinlerde fiziksel gelişim ölçeğidir. Ölçek, cinsel organlar ve göğüslerin büyüklüğü, üreme organları, testis hacmi ve kasık kıllarının gelişimi gibi dış birincil ve ikincil cinsiyet özelliklerine dayalı fiziksel gelişim ölçümlerini tanımlar. Bu ölçek ilk önce bir İngiliz çocuk doktoru olan James Tanner tarafından tanımlandı ve bu nedenle adını taşıdı.

Psikomotor gelişme, fiziksel yapıdaki değişikliklerin (büyümenin) santral sinir sisteminin gelişimiyle koşut ve uyumlu olması olgusudur. Prenatal dönemden başlar ve yaşam boyu sürer. Büyürken öğrenme, öğrendikçe gelişme ve geliştikçe olgunlaşma olgusudur; son aşamada olgunlaşma ve öğrenme yaşla uyumlu bir düzeye gelir.

<span class="mw-page-title-main">Akran grubu</span> yaklaşık olarak aynı yaştaki ve genellikle benzer rütbe veya sosyal statüdeki ortaklar

Sosyolojide, bir akran grubu hem bir sosyal grup hem de benzer ilgi alanlarına (homofilik), yaşa, geçmişe veya sosyal statüye sahip birincil bir grup insandır. Bu grubun üyeleri, kişinin inançlarını ve davranışlarını etkileyebilir. Akran grupları hiyerarşiler ve farklı davranış kalıpları içerir. Örneğin bir lise ortamında, 18 yaşındakiler 14 yaşındaki bir akran grubudur çünkü okulda benzer ve paralel yaşam deneyimlerini birlikte paylaşırlar. Bunun aksine, öğretmenler öğrencileri bir akran grubu olarak paylaşmazlar çünkü öğretmenler ve öğrenciler iki farklı rol ve deneyime sahiptir.

Sosyal duygusal gelişim, çocuk gelişiminin bir alanını kapsamaktadır. Çocukların duyguları anlama, deneyimleme, ifade etme ve yönetme becerilerini içeren bir gelişim alanıdır. Başkalarıyla anlamlı ilişkiler geliştirmesi kendisini daha iyi tanıyabilmesi ve daha iyi kararlar verebilmesi sosyal duygusal gelişimiyle birlikte gelişen becerilerdir. Kapasiteleri doğrultusunda kazandıkları gelişim ögelerini aşamalı olarak hayatlarına geçirdikleri bütünleştirici bir süreçtir. Bununla birlikte sosyal duygusal gelişim birçok ögeyi içeren fakat bunlarla sınırlı olmayan çok çeşitli beceri ve yapıları kapsamaktadır. Bahsedilen bu ögelerden bazıları şunlardır: öz farkındalık, ortak dikkat, oyun, zihin teorisi, öz saygı, duygu düzenleme, arkadaşlıklar ve kimlik gelişimi.

Çocuk ve Genç Suçluluğu, çocuktaki anti-sosyal eğilimlerin yasa müdahalesi gerektiren duruma gelmesi.

Kişilerarası ilişki, bir kişinin başka toplum fertleri ile bilişsel ve fiziksel olarak devamlı etkileşimde olması durumudur. Bu tür ilişkiler genellikle insan türünün "ait olma" içgüdüsüne paralel olarak oluşturduğu sözlü veya sözsüz ilişkiler ağını kapsar. Bu ilişkiler duygu, düşünce tarzları ve davranış tarzları ekseninde gelişme gösterir. Kişilerarası ilişkilerde ilk izlenimler kilit bir rol oynar; ilk izlenimler genellikle fiziksel çekicilik, yakınlık, benzerlik ve saygınlık başlıkları altında oluşur.