Erdoğdu, Tuzlukçu
Erdoğdu, Konya'nın Tuzlukçu ilçesine bağlı köy.
1893-1895 yıllarında Köstence'den (Danaköy'den) gelen Nogay ve Kırım'dan gelen Tatarlar tarafından otuz kırk hane olarak köyün bugünkü bulunduğu yerden bir iki km kuzeyinde Avcıali (Avcal) denilen yerde kurulmuştur.
Daha sonra 1910 yıllarda Bulgaristanın Osmanpazarı ilçesinin çeşitli köylerinden (özellikle kovancılar köyünden) gelen Bulgaristan Türkleri köyün bugünkü bulunduğu yere yerleşilmiştir. Tuzlukçu'ya uzaklığı 8 km'dir. 200 haneli köyde 502 kişi yaşamaktadır. Köyün 1.800 dekar merası vardır. Temel geçim kaynağı tarım ve hayvancılıktır.
1.800 dekar merası vardır. Köyde cami, sağlık ocağı, tarım kredi kooperatifi, postane, 6 derslikli okul ve öðretmen mevcuttur. Öðrenci azlığından kapalı olan okulda 1. ve 2. kademe öðrencileri Akşehir'e taşınmaktadır.
Köy halkının bir bölümü 1960'lı yıllardan itibaren Eskişehir, İzmit, İstanbul ve İzmir gibi şehirlere yerleşmiştir. Son yıllarda büyük şehirlerde yaşan insanlarda emekliliğini köyünde geçirme eğilimi gözlenmektedir.
Erdoğdu Köyü Konya Tuzlukçu ilçesine bağlı küçük bir köy olmasına rağmen, düzenli evleri, sıcak insanları ve modern hayat tarzı ile köye benzemeyen; ancak nüfusun azlığı, tek geçim kaynağının tarım ve hayvancılık olması nedeniyle ile köy özellikleri taşıyan şirin bir beldedir. Şansınız varsa köyde; sarıburma, ötbörek, ükenbörek, çibörek, kaşıkbörek, maykalakay, bavursak, köbete gibi benzersiz tadlar keşfedebilirsiniz.
- Danaköy'ün bugünkü adı Nicolae Balcescu'dur. Köstence'ye yarım saat uzaklıktadır. 1997 ve 1998 yıllarında yapılan ziyaretlerde iki geniş Nogay ailesi ile tanışılmış onlar tarafından geleneksel şekilde ağırlanılmıştır. Köyün yaşlı kişileri kendi atalarından rivayetle göçü gözüyaşlı hatırlamaktadırlar.
Kültür
Bulgaristan Türkleri ve Kırım Tatar Türkleri gelenek ve görenekleri yaşanmaktadır.
Nogaylarve Eskişehir / Alpu Aktepe (Rıfkiye)Köyü ve kuruluşu: 13. yüzyıldaki Moğol istilasına kadar, eski Kıpçak bölgesinde (Deşt-i Kıpçak = Kıpçak Bozkırı) göçebe olarak yaşamakta olan ve Emir Nogay'ın öldürülmesinden sonra ona bağlılıklarından dolayı, "Emir Nogay yanlısı" anlamında NOGAYLAR olarak anılmaya başlar NOGAYLAR ırk olarak Moğol ve Kıpçak karışımıdır. TATAR olarak adlandırılmalarında ki neden ise MOĞOL yapısındaki askeri varlıklarından ve MOĞOL olmaktan kaynaklanmaktadır.. Aşağı İdil (Volga), Yayık ve Emba ırmakları arasında yaşayan göçebe Nogaylar, hana bağlı mirzalar tarafından yönetiliyordu. 16 yy.'ın ilk yarısında Astrahan Hanlığı yönetiminde de etkili olan Nogaylar, Kazan Hanlığı'nı ele geçiren Ruslar'ın baskısı sonucunda 1557-1558'de Büyük ve Küçük Nogaylar olmak üzere ikiye ayrıldılar. İsmail Mirza önderliğindeki Büyük Nogaylar, Rus egemenliğini tanıyarak İdil'in doğusunda kalırken, Bilek Bulat Mirza'nın önderliğindeki Küçük Nogaylar Kırım Hanı 1. Devlet Giray'ın yurtluk olarak verdiği Kuban boyu ile Azak Kalesi arasında kalan bölgeye göç ettiler. Bir süre sonra da Özi Kalesi'nin batısında Turla (Dinyester) ile Tuna ırmakları arasına yerleştirildiler. Ruslar'a karşı yapılan savaşlara katılan Küçük Nogaylar, Kırım Savaşı (1854-1856) sonucunda Rusların Kırım'ı işgali ve Tuna boylarına doğru yayılması üzerine, Kırım'ın kuzeyindeki ve batısındaki ülkelerinden ayrılmak zorunda bırakıldılar. Osmanlı İmparatorluğu'nun liman kentlerine (yürüyerek) giderken Kırım ülkesini bir uçtan öteki uca geçen ve sayıları on binlerce olan Nogaylara, ya Rusya'nın daha az istenebilir nitelikteki bölgelerine göçmek için kendi yurtlarını terk etmek ya da Osmanlı İmparatorluğu'na göçmek seçeneği verilmişti. Osmanlı toprakları'na (yani Balkanlar'a) gitmeyi seçen bir kısım nogayların göçü 1860'lı yıllar boyunca sürdü. (Yaygın olarak bilinenin aksine Osmanlı aslında bir Anadolu devleti olmayıp 'Rumeli', diğer bir deyişle Balkan devletidir.) Çok sıkışık yaşam düzeninin bulunduğu göçmen kamplarında, sağlık koşulları kötü durumdaydı. Sürgün edilmiş Nogaylar'ın toplanma ve yerleştirilme merkezlerinden biri de bugün Romanya sınırları içinde bulunan Mecidiye (Medgidia) ilçesidir. Adını kurucusu olan Sultan Abdülmecit'ten alan Mecidiye (Medgidia) Romanya'nın Dobruca bölgesinde, Köstence İli'ndeki Karasu vadisinde bulunuyor. Nüfusu 50.000 dolaylarındadır (2009). Kuruluş tarihi 2 Eylül 1856 dır. Sultan Abdülmecit kuruluş ile ilgili fermanını bu tarihte yayınlatmıştır. Medgidia belediyesi 150. kuruluş yılı kutlamalarında Sultan Abdülmecit'i fahri hemşehri ilan etti. Köstence - Boğazköy (Cernavoda) - Bükreş demiryolu ve Tuna - Karadeniz kanalı Mecidiye'den geçiyor. Çok ciddi üzüm bağlarının bulunduğu bölge bunun doğal sonucu olarak halen önemli bir şarap uretim merkezi. Şehirde (ve köylerinde) yaşamakta olan Nogaylar etnik varlıklarını halen sürdürüyorlar. Aktepe'nin yaşlıları Abdülmecit'i her zaman saygı ve sevgiyle andılar. Osmanlı İmparatorluğu yönetiminin o yıllarda kendi sınırları içinde bulunan bu ilçeye yerleşmelerine karar verdiği Nogaylar kendi yerleşimlerini/köylerini oluşturdular. Örneğin; Nazarşa (Nazarsha), Alakapı (Poarta Alba), Aşağı Bülbül, Yukarı Bülbül, Tanakôy vb. Bu köylerin Romanya'ya Kırım Savaşı'ndan sonra mı, 1877-1878 Osmanlı-Rus savaşından sonra mı (93 harbi) ya da her iki savaşın sonundaki göçler nedeniyle gelen Nogaylarca mı oluşturulduğu/kurulduğu ve bu nogayların Deşti-Kıpçak'ın hangi bölgelerinden geldiği henüz netleşmiş değil. Ancak bilinen o ki; Aytamga ve Kôztamga kolları (Nazarşa ve Alakapı'lılar) Kuban boylarından geldiler. Sonraki yıllarda Osmanlı'nın Balkanlar'da da toprak kaybetmesiyle, balkanlardan Anadolu'ya yeni bir göç dalgası başladı: Örneğin; Aşağı ve Yukarı Bülbül köylerinden göç edenlerin bir bölümü Eskişehir/Alpu'daki Işıkören (Aziziye = Arapkuyusu) köyünü, Tanakôy'den göç edenler Konya/Akşehir'deki Erdoğdu köyünü kurarak oralarda yaşamaya başladılar (Şimdilerde pek bilen kalmadıysa da Erdoğdu ve Aktepe köyleri akrabadırlar.). Nazarşa'dan (Aytamgalı'lar) ve Alakapı'dan (Kôztamgalı'lar) göç edenlere gelince... 3. Aktepe (Rıfkîye) Köyü'nün kuruluşu Nazarşa'dan ve Alakapı'dan göç edenler önce deniz yoluyla İstanbul'a, oradan da Eskişehir'e gönderildiler. 'Sayıları 20 dolaylarında olan bu Nogay ailelerinin Eskişehir'e yerleştirilmesi sırasında, (yaşlıların söylediklerine göre) yerleşme yeri olarak kendilerine, önce, bugün Hasanbey Çiftliği olarak anılan bölge gösterildi. Ancak Nogay ileri gelenleri, bu yörenin Eskişehir'e çok yakın olduğunu ve bu nedenle gençlerinin ahlâklarının bozulacağı endişesini taşıdıklarını belirttiler.' Alakapı ve Nazarşa göçmenlerinin kaygılarını değerlendiren Osmanlı yönetimi köyün Tosbağa Pınarı bölgesinde kurulmasına karar verdi.(Devlet Şurası'nın 11 muharrem 1311(12 temmuz 1893) tarih ve 309 sayılı kararı.) Kuruluş tarihiyle ilgili olarak, sonraki kuşaklardan bazıları şöyle diyorlar: "Kartbabam, 'Bîz kelgende Alpı'da tren colu baredî,' dep aytatagan edî." (Haydarpaşa-İzmit-Ankara demiryolu 1888 yılında II. Abdülhamit'in Almanya'dan aldığı parasal destekle gerçekleştirildi. Daha sonra bu yol Bağdat'a kadar uzadı ve Haydarpaşa-Bağdat hattı Bağdat Demiryolu olarak anılmaya başladı.) Nazarşa ve Alakapı'dan gelenler Rıfkiye Köyü'nün kuruluş sürecinde Uyuzhamamı Köyü'nde konuk oldular. Örneğin; bugün Aktepe Köy Konağı'nın bulunduğu yerin bitişiğindeki azbar'ın ilk sahibi Üzeyir Özkan (Zöyür Akay)dır. "Zöyür Akay" bu büyük göçe babası Hacı Ömer'in yanında, 15 yaşında, yeni yetme bir delikanlı olarak katıldı. Hacı Ömer'in tek çocuğuydu. Hacı Ömer kuruluş sürecinde Uyuzhamamı köyünde öldü. Mezarı da Uyuzhamamı köyündedir. AKTEPE (RIFKIYE) KÖYÜ AKTEPE KÖYÜ; Aktepe (Rıfkiye) Köyü Eskişehir'in Alpu ilçesine bağk Aktepe köyü Eskişehir'e 53 km, Alpu'ya da 14 km uzaklıktadır. 2008 yılı itibarıyla, kışın köyde yaklaşık 35 kişi (14 hane) kalmaktayken, bu nüfus yazın tarlalarına bakmaya gelenlerle 30 hane civarına yükselmektedir. Esasen köy halkının çoğunluğu başta Eskişehir olmak üzere şehirlerde oturmakta ve yalmzca ekim ve harman için köye gelmektedir. Köyde çoban olarak geçici olarak kalan,dışarıdan gelme 3 hane dışında mesken sahibi köy halkının tamamım Nogaylar oluşturmaktadır. Aktepe köyünde yaşayan Nogay aileleri Aba, Akyıldız, Akyol, Altaş, Argun, Atak, Atasoy, Aydoğan, Aysul, Ayşan, Aytogay, Aytöre, Bay, Baylcal, Benli, Bolat, Börakay, Bördemir, Çalar, Dandik, Ersen, Es, Kıvancı, Mutlugeldi, Nişancı, Oğur, Olgu, Omaç, Onay, Önder, Özbek, Özen, Özkan, Özsoy, Sezgin, Sülüngöz, Tanatar, Tanrıbak, Taymaz, Timurlenk, Ünalır ve Yetişkul soyadlarını taşımaktadır. Muammer ATAK 3.1 Canı Curtluk 3.2 Bîr Kîşkene Kûltôbe (Kuruluş Alt Yapısı) Coğrafya Eskişehir iline 48 km, Alpu ilçesine 7 km uzaklıktadır. Porsuk havzasındadır. Köy alanının 2/3'ü sulanır durumdadır. Karasal iklimin hüküm sürdüğü alanda yağış eğimine paralel olarak verim alınmakta,sulamanın yaygınlaşması ile birlikte endüstri bitkileri üretiminde artış olmuştur. Köy merası geniş bir alana sahiptir.Köyde Mera Mevkisi adları Kôytübü, Davalıyer, Muhacirler Çayırı, Kara Dere, Karpuz Pınarı, Deveci Bayırı, Nişancı, Darören, Ağılaldı, Kelkaya, Dokuzoluk, Akbayır, Karpuzpınarı, Yetdirmenler, Kıbla vardır.Köyde sulama alanı olarak porsuk,Karadere sulama göleti ve ayrıca derin kuyular vardır.Ayrıca yeraltı Suyu yüzeye çok yakındır. İklim Köyün iklimi, karasal iklimi etki alanı içerisindedir. Kışları soğuk, yazları da çok sıcak geçer. Muammer ATAK Nüfus Yıllara göre köy nüfus verileri 2011 71 2007 135 2000 125 1997 130