İçeriğe atla

Epitel doku

Epitel doku, Epitelyum ya da Örtü doku, vücudun iç ve dış yüzeyini örten, araları çok sıkı olan epitel hücrelerinden oluşmuş, altlarında bazal lamina denilen bir tabaka bulunduran, özelleşmiş bir dokudur.

Epitel terimi Yunanca ἐπί epi (üstte, üzerinde) ve theleos (örtü) sözcüklerinden oluşmuştur. Epitel dokuyu oluşturan hücrelere epitel hücreleri denir. Epitel hücreleri, gelişmekte olan embriyonun üç germinatif tabakası olan ektoderm, endoderm ve mezodermden köken alır ve epitel hücrelerde mitoz bölünme görülür.

Epitel hücrelerinin şekil ve boyutları çeşitlidir. Yüksek prizmatikten kübik epitele ve alçak yassı epitele değişirken bütün ara formları da değişir. Hücre çekirdeklerinin şekli, kabaca hücre şekline uyar. Kübik hücreler yuvarlak çekirdeklere, yassı hücreler düzleşmiş eliptik çekirdeklere sahiptirler. Çekirdeğin uzun ekseni daima hücrenin esas eksenine paraleldir.

Epitel doku, organizmada yaygın bir dağılış gösterir. Vücudun tüm yüzeylerinin içini ve dışını döşer, salgı bezlerinin büyük çoğunluğunu oluşturur.

Ektoderm ve endoderm, epitel özelliktedir ve vücudun epitel kökenli organlarının çoğu da bu tabakadan köken alır. Örneğin, vücudun her tarafını örten derinin epidermisi ve kornea epiteli ektodermden gelişir. Epitelin içeri çöküp (invaginasyon) çoğalmasıyla (proliferasyon) derinin bez yapıları (terbezi, yağbezi, sütbezi) oluşur. Sindirim kanalı, karaciğer, pankreas, mide bezleri ve bağırsak bezleri, embriyoda invaginasyon, proliferasyon ve ilkin bağırsak örtüsünün epitel çıkıntılarının özelleşmesiyle oluşur. Erginlerdeki her bir ekzokrin bez bir iç boşluk veya dış yüzeyle, embriyonik yaşam sırasında oluştuğu dış ve iç yüzey tabakanın epiteline açılan kanallar yoluyla ilişki kurar. Endokrin bezler ise, köken aldıkları yüzey epiteli ile ilişkilerini çoğu zaman kaybederler. Mezodermden köken alan epitelden oluşmuş organlar; böbrek, erkek ve dişi üreme kanallarının örtüsüdür. Periton, pleura, perikart boşluklarının örtüsü, kan ve lenf damarlarının örtüsü de mezoderm kökenlidir. Bu tipik epitellerden kan ve lenf damarlarının örtüsüne endotel(yum), seröz boşlukların (periton, pleura, perikart) örtülerine ise; mezotel(yum) denir.

Epitel doku birbirine bitişik hücrelerden yapılmıştır ve hücreler arasında çok az madde vardır. Bu doku mitoz yeteneği ile çoğalabilir. Kan damarı bulundurmaz, bu yüzden difüzyon aracılığıyla beslenir.

Çeşitleri

Epitel hücreleri birbirlerinden farklı şekilde olabilirler.

Epitel doku, işlevlerine ve yapılarına göre çeşitlenir:



İlgili Araştırma Makaleleri

Tümör (ur; neoplasm; tumor) tanımı önceleri vücuttaki herhangi bir şişlik ya da kitle için kullanılırdı. Sonraları hücrelerin kuralsız ve sınırsız çoğalmaları nedeniyle oluşan kitleler için kullanılmaya başlandı. Yaşamın herhangi bir döneminde organizmanın bir bölümündeki hücre­ler biyolojik niteliklerini düzenleyici kurallara uyum göstermez ve sınırsız ola­rak çoğalabilir (otonomi). Bu nitelikleri içeren bir kitleye tümör ya da neoplazm (neoplasm; yeni gelişen kitle) adı verilir. Tümör kitleleri vücudun kendi hücrele­rinden yapılıdır.

Doku, bitki, hayvan ve insan organlarını meydana getiren, şekil ve yapı bakımından benzer olup, aynı vazifeyi gören, birbirleriyle sıkı alâkaları olan aynı kökten gelen hücrelerin topluluğu. İlkel canlılar bütün hayatları boyunca bir tek hücre olarak kaldıkları halde yüksek organizmalar çok sayıda hücrelerin bir araya gelmesi ile meydana gelmiştir. Bitkisel organizmaları meydana getiren çok sayıdaki hücrelerin protoplastları birbirinden cansız hücre çeperleriyle ayrılmış olmakla beraber aralarında sıkı bir ilişki göstermektedir. Böyle hücre çeperi içinde bulunan, birbiriyle sıkı ilişki gösteren, aynı kökenden gelmiş protoplast topluluklarına doku, dokuların özelliklerini konu eden morfoloji biliminin dalına da histoloji denir.

<span class="mw-page-title-main">Deri</span> omurgalılarda yumuşak dış örtü organı

Deri, cilt veya ten, bazı hayvanların vücutlarını kaplayan en üst katman olup, altında barındırdığı kas ve organları koruyan doku tabakalarından oluşan bir örtü sistemi organıdır. Bu tabakanın altında yağ tabakası vardır. Yağ tabakası canlının vücudunu sıcak tutar ve darbelere karşı korur. Burada bulunan ter bezleri boşaltıma yardımcı olur. Deri solunumu nemli vücut yüzeyinde gerçekleşir. Hücrelerde oluşan (O2) oksijen difüzyonla atılır. CO2'de difüzyonla atılır. Bu canlıların gelişmiş organları yoktur. Dış ortamla gaz alışverişi nemli deriden difüzyonla geçer. Derinin nemli kalması mukus tabakası ile gerçekleşir.

<span class="mw-page-title-main">Sinir sistemi</span> dış çevre ile eylemleri koordine etmekten ve vücudun farklı bölümleri arasında hızlı iletişimden sorumlu canlı biyolojik sistemi

Sinir sistemi veya sinir ağı, canlıların içsel ve dışsal çevresini algılamasına yol açan, bilgi elde eden ve elde edilen bilgiyi işleyen, vücut içerisinde hücreler ağı sayesinde sinyallerin farklı bölgelere iletimini sağlayan, organların, kasların aktivitelerini düzenleyen bir organ sistemidir. Sinir sistemi iki bölümden oluşur: Merkezî sinir sistemi (MSS) ve çevresel sinir sistemi (ÇSS). MSS, beyin ve omurilikten oluşur. ÇSS, MSS'yi vücudun diğer tüm kısımları ile bağlayan uzun fiberlerden oluşur. ÇSS, motor nöronları, dolaylı istemli hareket, otonom sinir sistemi, sempatik sinir sistemi, parasempatik sinir sistemi, düzenli istemsiz işlevler ve enterik sinir sisteminden oluşur.

<span class="mw-page-title-main">Gastrulasyon</span>

Gastrulasyon. Blastula evresinden sonra, çokhücrelilerin hemen hepsinde görülen evredir. Bu evrede, ektoderm ve endoderm oluşur. Ektoderm, vücudu örten yapıları oluştururken, endoderm; bağırsağı ve onunla ilgili yapıları meydana getirir. Blastulanın üzerindeki blastoderm kural olarak ektoderme karşılık gelir. Üçüncü embriyonik tabaka olan mezoderm, ektodermin ve endodermin arasında ve yanlarda meydana gelir. Gastrulanın başlangıcında, izolesital yumurtalardaki vejetatif kutuba denk olan kısımda, bazı blastomerler blastosöl içerisinde animal kutuba doğru çökmeye başlar. Çökmeden dolayı meydana gelen açıklığa blastopor, çöküntünün tüp şeklindeki devamına da arkenteron denir. Blastoporun yaşam boyunca ağız olarak kalıp kalmamasına göre bilateral simetrili hayvanlar iki gruba ayrılırlar :

Örtü epitelinde, epitel hücreleri sıkıca yan yana gelerek düzgün ve devamlı bir tabaka oluştururlar. Hücreler arası aralık oldukça dardır. Üst yüzeyleri ile vücudun bir iç boşluğuna ya da dış yüzeyine bakarlar. Alt yüzü ile bazal lamina adı verilen bir yapı aracılığı ile bağdokusu üzerine otururlar. Örtü epiteli damarsız bir doku olup, üzerine oturduğu bağdokusu içindeki damarlardan bazal lamina aracılığıyla, difüzyon yoluyla beslenir. Böylece bir dışa bakan yüzü bir de bazal laminaya oturan karşı yüzü ile bu dokunun hücrelerinde bir kutuplaşma söz konusudur. Epitel hücrelerinin fonksiyonlarını gerçekleştirdikleri serbest üst yüzeylerine apikal yüz ya da apikal kutup adı verilir. Beslenmesinin sağlandığı bağ dokusu üzerine oturduğu yüzeylerine ise bazal yüz ya da bazal kutup adı verilir. Bütün örtü epiteli türleri, hatta dış salgı bezi hücreleri bir bazal lamina üzerine oturur. Bazal lamina kesitlerinde özel tekniklerle ince bir çizgi şeklinde beliren tabakadır. İki katman olarak görülür. Bknz: Bazal lamina

Tek katlı yassı epitel, organizmadaki en dayanıksız epiteldir. Travmalara, basınca ve mekanik olaylara duyarlıdır. Hücreler birbirine çok sıkı bağlıdır. Bu nedenle organizmada bariyerlerin olduğu yerlerde bulunurlar. Akciğer, beyin ve retina gibi bölgelerde özel yapılarla bariyer oluşumu vardır. Burada tek katlı yassı epitel birbirine sıkı bağlarla bağlıdır ve kandan dokulara zararlı maddelerin geçişini engeller. Atardamar, toplardamar ve lenf gibi tüm damarları döşeyen epiteldir. Damarları döşeyen tek katlı yassı epitele endotel denir. Böbrekte bowman kapsülünün paryetal yaprağını oluşturur. Akciğerde alveol keseleri ve akciğer kapillerleri bu epitel ile döşelidir. Plevra, periton ve perikart boşluklarını çevreler. Burada mezotel adını alır. Böbreğin henle ansı denilen bölgesi ve sertoli hücreleri de tek katlı yassı epitel ile döşelidir.

Tek katlı kübik epitele, üstten bakıldığında hücreler mozaik şeklinde görünür. Genellikle altıgen veya çokgen şeklinde olan hücreler, dikine kesitlerinde kare şeklinde görülürler. Bu epiteli oluşturan hücrelerin boyutları birbirine yakın olduğu için izoprizmatik epitel olarak da adlandırılır. Kesitlerde tek sıralı, santral konumlu, yuvarlak çekirdekleri ile tanınırlar. Salgılama ve emme işlevinin gerçekleştiği birçok dokuda yer alır. Böbrek proksimal tubulusları, tükrük bezlerinin intralobüler kanallarında bu doku örtü görevinin yanı sıra iyon transportu yapan hücrelerin yapı özelliğini de gösterir. Bunun dışında, tiroitte, ovaryumun serbest yüzeyinde, koroit pleksusda, göz merceği kapsülünde, pankreas ve karaciğer salgı kanallarında ve retinanın pigmentli epitelinde bulunur.

Tek katlı prizmatik epitel ya da tek katlı silindirik epitel, tipinin yüzeyine paralel geçen kesitlerde tek katlı kübik epitelde olduğu gibi mozaik görünüm vardır, ancak hücrelerin çokgen olan sınırları daha küçüktür. Dik kesitlerde ise hücrelerin boyları kübik epitellerden daha uzun görülür. Epitel hücrelerin çekirdekleri hücrenin bazal tarafında yakın yerleşim gösterir ve genellikle fusiform çekirdekleri ile kolay tanınan bir epitel türüdür. Çekirdeklerin uzun ekseni bazala dik, hücrenin uzun eksenine paralel olarak yerleşmiştir. Çekirdekler hücrelerin ortasında değil, bazal sitoplazma tarafına çekilmiş olarak bulunurlar. Tek katlı prizmatik epitel hücreleri, midenin kardia bölgesinden itibaren anüse kadar tüm sindirim kanalını döşer. Burlarda sindirim salgılarının salınımından ve sindirim sonucunda oluşan besin maddelerinin emiliminden sorumludur. Bununla beraber, birçok bezin salgı kanallarında da bulunur. Safra kesesinin iç yüzü de tek katlı prizmatik epitel ile döşelidir. Aynı zamanda mukus salgılıyor olmalarına rağmen mide mukozasının iç yüzü örtü epiteli olarak tek katlı basit prizmatik epitel görünüşündedir. Böbreklerin toplayıcı kanallarının son kısımları gene basit prizmatik epitelle döşelidir.

<span class="mw-page-title-main">Yalancı çok katlı epitel</span>

Yalancı çok katlı epitel ya da Psödostratifiye epitel dokusu, çekirdeklerin hücre içinde farklı yüksekliklerde yerleşmiş olmaları nedeniyle, ilk bakışta çok katlıymış gibi görüntü veren epitel doku. Ancak dikkatli incelendiğinde bütün hücrelerin aynı bazal laminaya oturması nedeniyle tek katlı epitel sınıfındadır. Çok katlı görünüm, bazal laminaya oturan hücrelerin hepsinin serbest yüzeyle ilişki kuramaması, dolayısıyla çekirdeklerinin de farklı seviyede yer alması yüzünden ortaya çıkmaktadır. Hücreler de şekilleri yönünden farklılık gösterir. Bazıları bazal laminaya otururken serbest yüzeye ulaşır, bazılarının ise apikal kutupları yüzeye ulaşamaz. Yalancı çok katlı epitelin "silsiz" tipi, parotiroit ile salgı bezlerinin büyük boşaltım kanallarında ve erkek üretrasında bulunur. "Silli" tipi ise, trake ve bronşların büyük bir kısmını, östaki kanalını, timpanik boşluğun bir kısmını ve gözyaşı bezini döşer. Solunum sistemindeki salgı bezlerinden salgılanan mukus, yapışkan bir örtü oluşturup havadan giren toz ve mikroorganizmaların yakalanmasını sağlar. Hücrelerin apikal yüzeylerindeki siller, içine giren toz ve mikroorganizma bulunan mukusu vücudun dışına doğru iter.

<span class="mw-page-title-main">Çok katlı yassı epitel</span> Doku tipi

Çok katlı yassı epitel, bir bazal membran üzerinde katmanlar halinde sıralanmış skuamöz (yassılaşmış) epitel hücrelerinden oluşur. Bazal membran ile sadece bir katman temas halindedir; diğer katmanlar ise yapısal bütünlüğü korumak için birbirine yapışıktır. Her ne kadar bu epitel yassı olarak adlandırılsa da, birçok hücre yassı olmayabilir; ki bu adlandırma epitellerin yüzeydeki hücre tipine göre adlandırılması geleneğinden kaynaklanmaktadır. Daha derin katmanlarda hücreler kolumnar veya kübik olabilir. Hücreler arası boşluk içermez. Bu epitel türü vücudun sürekli olarak aşınmaya maruz kalan bölgeleri için idealdir, çünkü bazal membran açığa çıkmadan dıştaki katmanlar sırayla dökülüp yenilenebilir. Derinin en dış tabakasını ve ağız, yemek borusu ve vajinanın iç yüzeyini oluşturur.

<span class="mw-page-title-main">Çok katlı kübik epitel</span>

Çok katlı kübik epitel. Çok yaygın görülen bir epitel türü değildir. Kat sayısı genellikle ikiyi geçmeyen birkaç sıra kübik hücre tabakasından oluşur. Bazı ter ve tükürük bezlerinin boşaltım kanallarında ve meme bezlerinin geniş kanallarında görülür.

<span class="mw-page-title-main">Çok katlı prizmatik epitel</span>

Çok katlı prizmatik epitel ya da çok katlı silindirik epitel, yaygın bir epitel türü değildir. Bazal laminaya oturan derin yerleşimli hücreler düzensiz şekilli ve çok yüzlü yapıdadır. Sadece yüzeydeki hücreler silindiriktir. Prostatta, tükrük bezlerinin kanallarının bir bölümünde ya da üretranın bir bölümünde görülür. Çok katlı prizmatik silli epitel ise, yumuşak damağın burun tarafında, larinkste ve fetus özefagusunda geçici olarak embriyonik dönemde bulunur.

Çok katlı değişici epitel, yüzeyde bulunan hücrelerin değişerek, organın işlevine yanıt verebilecek tarzda şekillerini değiştirebilen epitel türüdür. Yassı ve kübik epitellere benzer geçici bir şekil değişikliği oluştururlar. Mesane gibi yapıların iç yüzeyinde görülen bu epitel doku, organın dolu ya da boş olmasına göre kat sayısını değiştirdiği için bu adı almıştır. Bütün çok katlı epitel dokularında olduğu gibi, ilk hücre sırasını prizmatik hücreler oluşturur. Bu sıranın üzerinde kat sayısını değiştiren 2-8 sıra armut biçiminde hücreler bulunur. Bu epitel, intersellüler aralığın en geniş olduğu epitel türüdür. Bu da hücrelerin birbiri üzerinden kayarak kat sayılarını değiştirmelerini sağlar. Bu yüzey hücreleri bazen birden fazla çekirdek içerebilir. Organ dolup genişledikçe epitel daha geniş olanı örtmek için incelir. Organ doluyken hücreler yassı veya basık, boşken büyük ve yuvarlak olarak görülürler. Hücreler gerilip uzadığı için, idrarın dışarı sızmasını engelleyen bir bariyer görevi de görürler. Erişkin bir memelide, herhangi bir organın epiteli o organa özgüdür ve değişiklik göstermez, ancak kronik yangı veya bir tümör gelişimi durumunda epitel, başka bir epitele dönüşebilir. Örneğin bazı patolojik durumlarda bronşlardaki yalancı çok katlı silli prizmatik epitel, çok katlı silli epitele dönüşebilir. Buna yassı metaplazi denir.

<span class="mw-page-title-main">İnsan vücudu</span> fiziksel ve kimyasal yapılardan oluşan sistemler bütünü

İnsan vücudu bir insanın tüm yapısıdır. Birlikte dokular ve ardından organları ve sonra organ sistemlerini oluşturan birçok farklı hücre türünden oluşur. Bunlar insan vücudunun homeostazisini ve canlılığını sağlar.

<span class="mw-page-title-main">Epidermis</span>

Epidermis, deriyi oluşturan üç tabakadan en dıştakidir. Daha içteki tabakalar dermis ve hipodermistir. Epidermis tabakası çevresel patojenlerden kaynaklanabilecek enfeksiyonalara karşı bir bariyer sağlar. Ayrıca transepidermal sıvı kaybı yoluyla vücuttan atmosfere verilen su miktarını düzenler. Epidermis, bir baz tabakanın üzerine dizi hücre tabakalarından oluşur.

<span class="mw-page-title-main">Sporla üreme</span>

Spor, döllenme özelliğinde olmayan, monoploit bir üreme hücresidir. Ancak her spor, başka bir hücre ile birleşmeden, tek başına yeni bir organizma oluşturabilir. Sporların dış yüzeyinde bulunan bir örtü, onları çevrenin olumsuz şartlarından koruma özelliği kazandırır. Uygun koşullara düşen her spordan, monoploit bir döl oluşur. Bazı tek hücrelilerde, mantarlarda, su yosunlarında, kara yosunu ve eğrelti otu gibi yerleşik bitkilerde görülür.

Hayvan anatomisi veya Zootomi, anatominin hayvanlarla ilgilenen alt dalıdır.

Histogenez, farklılaşmamış hücrelere ait farklı dokuların oluşumudur. Bu hücreler, üç primer germ tabakası olan endoderm, mezoderm ve ektodermin bileşenleridir. Histogenezde oluşan dokuların mikroskobik yapılarının bilimi histoloji olarak adlandırılır.

Tümör belirteci ya da Tümör markeri, kanserin varlığını veya kanser davranışını(ilerleme veya tedaviye yanıt gibi) belirlemek için kullanılabilen biyobelirteçlere verilen addır.