İçeriğe atla

Epifenomenalizm

Epifenomenalizm, zihinsel olanla fiziksel olan arasında nedensel bağlantıların bulunduğunu ancak bunun fiziksel olandan zihinsel olana doğru tek yönlü olduğunu savunan "zihin felsefesi" görüşüdür. Bu görüşe göre zihinsel olaylar daima fiziksel değişimlerin sonuçlarıdır. Zihin fiziksel değişimlerin sebebi olamaz. Örneğin, kalp atışlarının artmasını sağlayan "korku" değildir. Kalp atışı ve korku fizyolojik kaynaklı şeylerdir. Ancak dış tehditler gibi fizik dünyası tarafından oluşturulur.

Kaynakça

Jerome A. Shaffer, Zihin Felsefesi, İz Yayıncılık, ISBN 975-355-591-1

İlgili Araştırma Makaleleri

<span class="mw-page-title-main">Matematik felsefesi</span>

Matematik felsefesi, matematiğin varlıksal, bilgisel ve yöntemsel sorunlarını inceleyen, matematiğin temelleriyle ilgili ana kavramları irdeleyen bir felsefe dalıdır.

<span class="mw-page-title-main">Zekâ geriliği</span> nörogelişimsel bozukluk

Zihin yetersizliği veya mental retardasyon, zihinsel işlev kapasitesi, normal kabul edilen sınırların anlamlı ölçüde altında olan ve uyumsal davranışlarda yetersizlikleri olan bireyleri tanımlamak için kullanılır. Zihinsel işlevlerde görev alan beyin bölgelerinin, sinir hücrelerinin ve beyin ağında meydana gelen bir sapma veya zihinsel işlevlerde görev alan beyin bölgelerinde meydana gelebilecek bir zedelenme sonucu oluşan ve 18 yaşından önce gelişim dönemlerinde farklılık olarak kendisini gösteren Nörogelişimsel bir bozukluktur.

<span class="mw-page-title-main">Herbert Spencer</span> İngiliz filozof ve sosyolog

Herbert Spencer, İngiliz filozof ve sosyolog.

<span class="mw-page-title-main">Adrenalin</span> kimyasal bileşik

Adrenalin veya epinefrin, böbrek üstü bezlerinin iç kısımları tarafından öz bölgede salgılanan bir hormondur.

<span class="mw-page-title-main">Gilbert Ryle</span>

Gilbert Ryle (1900-1976), çağdaş İngiliz filozofudur. Dil felsefesi geleneği içinde yer alır. Ludwig Wittgenstein'ın felsefi sorunlara yaklaşımını paylaşan İngiliz sıradan dil filozofları kuşağının bir temsilcisiydi. Aristoteles'ten etkilenip, Edmund Husserl ve Meinong'la da ilgilenen Ryle'ın en önemli iki kitabı Zihin Kavramı ve İkilemler'dir.

<span class="mw-page-title-main">İdealizm</span> felsefi görüş

İdealizm, gerçekliğin özünü yalnızca fenomen olarak kabul ettiği cisimler dünyasında değil, maddesel olma­yan varlıkta arayan, nesnel gerçekliği; idea, us, tin olarak belirleyen ve maddeyi düşüncenin (tinin) bir görünüş biçimi olarak inceleyen görüş. Materyalizmin ve natüralizmin karşıtı.

Kişisel kimlik, herhangi bir bireyin hangi koşullar ve durumlar dahilinde bir ‘kişi’ sayılabileceğini, 'kişi kimliğine' sahip olabileceğini konu alan felsefî meseledir. Kökeni çok eskiye dayanan bu ontolojik mesele, biyoloji ve psikoloji gibi çeşitli bilimlerde kaydedilen önemli gelişmelerle çok farklı açılar edinmiştir. 'Kişi olmanın' aslında 'ne olduğunun' ve 'neyin ' 'kişi sayılabileceği' farklı felsefî ve dinî öğretilerde farklı şekillerde ele alınmıştır. Kişi kavramı, kimlik, özellikle çağdaş etik sorunlarında çok önemli bir yere sahiptir. Kürtaj, ötanazi gibi uygulamaların ahlâkî yönünü tartışan kuram ve çalışmalarda kişi kavramı temellerden birini oluşturmaktadır. Bu sebeple, kişisel kimlik son zamanlarda özellikle filozoflar, ahlâkbilimciler ve hekimler tarafından daha çok tıbbî etik meseleleriyle ilişkili olarak araştırılmış ve işlenmiştir.

Bu maddede genel anlamda farklı 'kimlik' kuramları, inanışları ve hipotezleri ele alınır. Her düşünce hakkında daha geniş ve detaylı bilgi için o alt başlığın ana maddesine bakılabilir.

Varoluş, felsefe tarihi boyunca önem taşımış, her tür felsefi tartışmanın merkezinde yer almış felsefe kavramlarından biridir. Var olanların varlığını bildirir, öz'ün karşıtıdır, yani bir şeyin ne olduğunu değil var olduğunu bildirir. Salt bir var olma durumu olarak varoluş. Felsefe akımlarında ya da okullarında pek çok farklı anlamlarda kullanılıp değerlendirilmiştir. Örneğin skolastik felsefede varoluş, var olan her şeyin gerçekliğini bildirir. Daha dar ve doğa bilimsel anlamda ise varoluş, belirli bir bağlamda uzay-zaman boyutunda yer almak ya da şimdi ve burada var olmak anlamında belirtilir.

<span class="mw-page-title-main">Zihin felsefesi</span> Zihnin doğasıyla ilgilenen felsefe dalı

Zihin felsefesi, zihin, zihinsel olaylar, zihinsel işlevler, zihinsel özellikler, bilinç ve bunların fiziksel bedenle, özellikle beyinle ilişkilerini inceleyen felsefenin bir alt araştırma koludur. Bedenin zihinle ilişkisi bakımından zihin-beden sorunu, zihnin doğası ve onun fiziksel bedenle ilişkili olup olmadığı gibi diğer sorunlara rağmen, zihin felsefesinin merkezinde yer alan bir sorun olarak görülmektedir.

<span class="mw-page-title-main">Fizik felsefesi</span>

Fizik felsefesi, klasik ve modern fiziğin içerisindeki teori ve yorumları inceleyen bir bilim felsefesi dalıdır. Fizik teorileri ve yorumlarından yola çıkarak sorduğu sorularla çeşitli cevaplara ulaşmayı amaçlamaktadır. Uzay ve zaman felsefesi, kuantum mekaniği felsefesi, termal ve istatistiksel felsefe gibi alt dallara ayrılmaktadır.

<span class="mw-page-title-main">Histeri</span> psikonevrotik bozukluk

Histeri veya isteri, psişik ve motor bozukluklar, özellikle duygusal reaksiyonlarda taşkınlık, ani sinirlenme, hareket bozuklukları, geçici kişilik değişimi ve günlük hafıza kaybı gibi çeşitli sistemlere ait psikosomatik şikayetlerle belirgin psikonevrotik bozukluk. Denetim dışına çıkıp kişinin işlevselliğini aksattığında aşırı hayal gücü veya korkuları ifade eden nevrotik zihinsel bir hastalığı tanımlar. Histeri, hastalarda ani, sinirsel, nevrotik bir hastalık olarak bilinir. Histerik hasta, kendindeki ruh sağlığının bozukluğundan habersizdir.

Paralelizm, zihinsel ve fiziksel olayların tanrı tarafından eşgüdümü sağlanan olaylar olduğunu savunan zihin felsefesi görüşüdür. Zihinsel bir olay olduğunda, mesela Ahmet odadan dışarı yürümeye karar verdiğinde, Ahmet'in bedeni odanın dışına yönelir. Bu, zihin ve beden arasındaki neden sonuç ilişkisinin yer almadığı bir olaydır. Zihinsel ve fiziksel olaylar tanrı tarafından mükemmel şekilde ayarlanmıştır. Leibniz'in "önceden hazırlanmış uyum" veya Nicholas Malebranche'in anlık tanrısal etkileşimini içeren" Okasyonalizm" fikirleri paralelist düşünceler içerir.

Belirimcilik, özellikle bilinç ve zihin felsefesinde indirgemecilikle yer yer tezat oluşturan belirme nosyonuna duyulan inanç. Bir sistemin bir özelliği sistemin diğer özelliklerinin etkileşimi sonucu yeni bir sonuç veriyorsa bu beklenmedik ve diğerlerinden farkı özellik belirim olarak adlandırılır. Beliren özellikler özdeş, birbirine indirgenebilir veya diğer özelliklerden çıkarsanabilir değildir. Bu bağlamsızlık durumunu açıklığa kavuşturabilmek için belirmenin farklı varyasyonları öne sürülmektedir. 

Bütün; panteistik, pandeistik, panenteistik ve Klasik teistik inanç sistemlerindeki Tanrı tasavvurudur. Din felsefesindeki adlandırılamaz ve sıfat takılamaz olan yaratıcı güç için kullanılan ve terimsel bir anlamı olan Bütün'ün gerçek iç doğasının bilinemez olduğu kabul edilmektedir. İnsan kavrayışının Bütün'ün gerçekliği ve varlığını analiz edebilmek için yetersiz olduğunu savunan Hermesçiler, dinbilimcilerin Tanrı'nın doğası ve gerçekliğine dair görüşlerini "çocuksu" olarak nitelemektedirler.

<span class="mw-page-title-main">Zihin-beden düalizmi</span> Zihin ve bedenin ayrı olduğunu savunan felsefi düşünce

Zihin felsefesinde, Zihin-beden düalizmi, zihinsel işlevlerin fiziksel olmadığı ya da zihin ve bedenin ayrılabilir olduğu görüşüdür. Buradan hareketle, zihin-madde ilişkisi ve özne-nesne ilişkisi hakkında bazı görüşler öne sürer. Zihin-beden problemi konusunda fizikalizm ve enaktivizm ile karşıtlık gösterir.

Felsefede, fizikalizm ya da fizikselcilik, var olan her şeyin maddesel olduğunu, fiziksel olanın üzerinde bir şey olmadığını ya da her şeyin fiziksel olanlardan meydana geldiğini savunan metafizik tezidir. Fizikselcilik, bir çeşit ontolojik monizmdir; yani düalizmin ve plüralizmin aksine gerçekliğin tek bir tözü olduğunu savunur. Fizikselin tanımı ve fizikselciliğin anlamı konusunda farklı görüşler vardır.

<span class="mw-page-title-main">Çince odası</span> Bilgisayarın anlama kabiliyetini gösteremeyeceğini sorgulayan bir düşünce deneyi

Çince Odası Argümanı, dijital bir bilgisayarın –ne kadar zeki ya da insansı davranışlar sergilerse sergilesin– bir “zihne”, “anlayışa” ya da “bilince” sahip olamayacağını savunur. Filozof John Searle tarafından “Minds, Brains, and Programs” adlı makalesinde öne sürülen bu argüman ilk kez 1980 yılında Behavioral and Brain Sciences dergisinde yayınlanmıştır. Çince Odası olarak bilinen düşünce deneyinin merkezini oluşturduğu argüman, yayınlandığı günden itibaren oldukça tartışılmıştır.

Zihinsel nedensellik sorunu, zihin felsefesinde kavramsal bir meseledir. Kısaca bu sorun, kasıtlı olarak oluşturulan düşüncelerin veya kasıtlı zihinsel durumların, kasıtlı eylemlerin nedenleri olduğu sağduyusunu nasıl açıklayacağımızdır. Sorun, nedensel dışlama sorunu, anormallik sorunu ve dışsalcılık sorunu dahil olmak üzere birkaç farklı alt-soruna bölünür. Ancak felsefi literatürde en çok dikkat çeken alt-sorun, tartışmasız dışlama sorunudur.

<span class="mw-page-title-main">Mentalizm</span>

Mentalizm, bir kişide var olan veya olduğu düşünülen zihinsel durum ve özelliğe karşı takınılan ayrımcılık ve yapılan baskıdır. Ayrımcılık ruhsal bozukluk ve bilişsel bozukluğa dair basmakalıp anlatılara dayanmaktadır. Ayrımcılığın hedefinde otizm, öğrenme güçlüğü, DEHB, bipolar bozukluk, şizofreni gibi kişilik bozukluklarının yanında kekemelik, tikler ve mental retardasyon olabilir.

<span class="mw-page-title-main">Zihin-beden problemi</span>

Zihin-beden problemi, insan zihni ile bedeni arasındaki düşünce ve bilinç ilişkileri hakkındaki felsefi bir problemdir.