Din, nadiren de olsa ilmet, genellikle doğaüstü, transandantal ve cansal unsurlarla ilişkilendirilmiş, çeşitli ayinler ve uygulamaları içeren, ahlak, dünya görüşleri, kutsal metinler ve yerler, kehanetler, etik kuruluşlarından oluşan bir sosyo-kültürel sistemdir.

Taoizm, Antik Çin'de ortaya çıkmıştır ve temeli Laozi'nın yazılı eseri Dao De Jing'e dayanan bir öğretidir. Dao öğretinin temelidir. Çincede yol, yürümek, konuşmak, yön, yöntem, akış vb. anlamlara işaret eder. Dao Öğretisi'nin kurucu üstadları Laozi, Çuangzi ve Liezi'dir. Bu üstadların yazıları kozmogoni yani kainat ve onun doğuşu, kainatın yasa ve ilkeleri, insan ve doğanın kainat ile bağı, toplumsal yönetişim ilişkilerinin asıl doğası üzerine kuruludur. Antik Çin'de ortaya çıkan astronomi, hekimlik ve birçok doğa bilimlerinin köksel savını oluşturmuştur. Bahar-Güz Devri ve takip eden Savaşan Eyaletler Devrinde Çin'de ortaya çıkmış Yüz Düşünce Okulu içinde yer alan en önemli birkaç akımdan biridir. Bu akımlar arasında Kongzi (Konfüçyüs) de yer almaktadır.
Mitoloji, mit veya söylen bilimi belirli bir din veya kültürdeki insanlık ile evrenin yaratılış ve doğasını, geleneklere özgü inanç ve uygulamaların sebebini açıklamaya yönelik söylencelerin tümü. Mit (söylen) sözcüğü gerçekte doğru olmayan bir hikâye veya anlatı için tercih edilir ve çoğunlukla bir yanlışlık, doğru olmayan unsur vurgusu barındırır.

Farmakoloji ya da eczabilim günümüzdeki anlamıyla canlı organizmadaki ilaç etkilerini ve canlı organizmaya alınan ilaçların yapısını inceleyen bir bilim dalıdır. Yeni sentezlenmiş veya bitkilerden ayrıştırılmış maddelerin etkilerini biyolojik yapısını laboratuvar çalışmaları ile deney hayvanlarında, klinik araştırmalar ile insanlarda inceleyerek ilaç geliştirme çalışmalarına katkı veren bir tıp ve eczacılık bilimidir. Diğer bir deyişle, ilaçların yapımından, kullanıma sunulmasına, ilaçlar ile biyolojik dizgeler arasındaki etkileşimleri inceleyen bilim dalıdır. Farmakoloji, deneyleri ve canlılar üzerindeki araştırmalardan klinik uygulamaya değin uzanan bu karmaşık ve yoğun süreci birçok alt dalı ve yardımcı bilim dalları ile yakından bağlantılı yürütür.

Fıkıh, anlayış, anlayış tarzı veya derinliği anlamına gelen kelime, terim olarak İslami kanunların teorik ve pratik uygulama (fetva) çalışmalarına verilen ismi ifade etmektedir.
Kali Yuga, Hint Zaman Anlayışı'na göre maddi ve manevi yozlaşmanın doruğa çıktığı dördüncü zaman devresidir. Hindu metinlerinin çoğu yorumcusuna göre Kali Yuga Krişnanın ömrünün sona ermesinden itibaren başlayan –yaklaşık 5000 yıl önce MÖ 3102– ve 1200 yıl sürecek olan bu zaman döngüsü içinde Vişnunun son avatarı Kali, elinde kılıcı ve beyaz ata binmiş olarak ortaya çıkacak ve kötülüğü yok edecektir.

Metabolizma (yapım-yıkım) veya istiklâp, canlıda yaşamın sürdürülmesi sırasında gerçekleşen tüm kimyasal tepkimelerdir. Canlı organizmada ya da canlı hücrede meydana gelen yapıcı ve yıkıcı nitelikteki kimyasal olayların tümünü içerir.

Din felsefesi, dinin kendiliğinden varoluşsal hareketi için bir tür rasyonel bir meşrulaştırma sağlayan felsefe dalıdır. Kutsallık, Tanrı, kurtuluş, ibâdet, peygamber, kurban, dua, vahiy, ayin ve sembol gibi dinler tarihinin temel konularını analiz eden din felsefesi; dinin, dini tecrübenin ve onun ifadesinin doğasını belirler. Din felsefesi dini konu edinen, dinin insan var oluşunun kaynağı, insan doğasının ve kaderinin kaynağı ve değerleri ile ilgili sorunları ele alarak sorgulayan felsefe disiplinidir.

Trol, İskandinavya folkloründe geçen ve korkunç gözüken bir mistik, insanımsı devasa yaratıktır. Troller folklörde, İngiliz peri masallarındaki Ogreler benzeri şeytani devlerden, dağlarda yaşayan, dağa insanları kaçıran, vahşi ve daha insan benzeri yaratıklara kadar birçok farklı şekilde tasvir edilmişlerdir. Aslen Şamanik doğa ruhları olarak, ortaya çıkmışlardır. Başlangıçta yalnızca bazı özel doğa ruhu türleri için kullanılırken daha sonraları anlamı genişlemiş ve cüceler ile Jötunn devleri dahil her çeşit esrarlı varlığı ifade etmekte de kullanılmıştır. Cermen dillerinde Trol tanımı "Doğaüstü" ve "Gizemli" gibi anlamlara gelmektedir. Trol kelimesi de "Şiddetli", "Kötü niyetli" gibi farklı anlamlar da kazanmış, İsveç'te kara büyüye Troldom, sihir numarasına Trylle denmiştir. Ama bu yeni anlamların mitolojik varlıkla ve şamanizmle bir ilgisi yoktur. Shetland ve Orkney masallarında, troller trowe olarak anılmıştır. Japoncada ise trol için kullanılan sözcük tororu`dur. Huldra da bir Troll türü sayılmaktadır. Bu yüzden Huldufolk halkı da Troller olarak anılır. İskandinav inançlarında Troller, Elf ve cücelerle birlikte yer iyesi anlamına gelen "Vaettir" tanımı kapsamına girmektedir. Doğa ruhları için kullanılan bir tanımdır. İskandinav folklorunda iki tip Trol vardır. Biri dağlarda ve ormanlarda yaşayan, Jötunlara benzeyen devasa Troller ve toprağın altında ve ormanın derinliklerinde yaşayan genelde kısa boylu olan, Huldra ve Elflere yakın olan Troller.

Türbe, devlet görevlilerinin veya din âlimlerinin mezarlarının bulunduğu oda şeklindeki yapıya verilen isimdir. İçerisinde çoğunlukla saygın kişilerin gömülü olduğu anıtsal tarihi mezarlar için de türbe kelimesi kullanılır.

Hıyar veya salatalık, kabakgiller (Cucurbitaceae) familyasından bir bitki türü ve meyvesine verilen ad. Ana yurdunun Kuzey Hindistan olduğu sanılan bitkinin tarımı çok eski dönemlerden beri yaygın olarak yapılmaktadır.

Sebze ya da göveri, bitkilerin insanlar veya diğer hayvanlar tarafından yenen kısımlarına verilen isimdir. Sebze terimi, kültürler ve mutfaklar arasında farklı anlamlara gelebilir.
Yabgu, eski Türk devletlerinde hükümdar anlamında kullanılan unvan. Unvan daha çok Oğuz Türkleri tarafından kullanılmıştır. Oğuzlar kurdukları ilk devlete de Oğuz Yabguluğu adını vermişlerdir.

Rebap, çoğunlukla Orta Asya'da kullanılan, çeşitli biçimleri olan telli bir çalgı türüdür.
Amiral veya genel amiral, bağımsız ülkelerin deniz kuvvetlerinde yüksek rütbeli deniz subaylarına verilen unvanın genel karşılığı. Kara ve hava kuvvetlerindeki general rütbesine eşdeğerdir. Türk Deniz Kuvvetleri'nde amirale direkt karşılık gelen rütbe olmamakla birlikte deniz albaydan sonra sırasıyla gelen tuğamiral, tümamiral, koramiral, oramiral ve büyük amiral rütbeleri vardır.

Fanerozoyik, bol miktarda hayvan ve bitki varlığının görüldüğü, jeolojik zaman cetvelindeki mevcut üst zamandır. 538,8 milyon yıl öncesinden günümüze kadar uzanır. Hayvanların evrimleşerek fosil kayıtlarında da görülen ilk sert kabuklara sahip olduğu Kambriyen Dönem ile başlar. Pre-kambriyen olarak adlandırılan Fanerozoyik'ten önceki zaman dilimi, Hadeen, Arkeen ve Proterozoyik olmak üzere üç üst zamana bölünmüştür.

Bayanay, Türk mitolojisinde bereket ve doğa tanrıçası. Bayana olarak da bilinir. Avcıları, balıkçıları ve ormanı korur. Adına Payna töreni düzenlenir. Avcılar ateş yakıp dua ederek avlarının bereketli ve kazasız geçmesini dilerler. Kimi kültürlerde çocukları korur. Soyun koruyucusu olduğu düşünülür. May Ana'nın farklı bir söyleyişi ve aslında aynı Tanrı olduğunu ileri süren görüşler de mevcuttur.
Antik Roma'da din, kökenleri büyük ölçüde Antik Yunan ve İtalya Yarımadası'nın pagan geleneklerinden alan, inanç ve kültlerin bileşimidir.

Dimetiltriptamin veya kısa adıyla DMT, beyin dolaylarındaki pineal bez tarafından uyku sırasında salgılanan bir çeşit halüsinojendir. Triptofan kaynaklıdır. Salgılanması rüyaların görüldüğü evreye denk gelir ve etkilerinin arasında zaman algısında değişim vardır.
Enaree ya da Enarei, kadınsı veya androginos olarak tanımlanan bir İskit şamanıydı. İskit şamanizmi, entojen kullanımı yoluyla dini coşku içeriyordu; tapınakları yoktu ve doğanın güçlerine tapıyorlardı.