İçeriğe atla

Entelektüel sermaye

Entelektüel sermaye bir işletme için kilit nokta olarak kabul edilen iş ilişki ağının yönetilmesiyle elde edilen bilgi birikimidir. Entelektüel sermayeye sahip olundukça işletmenin geleceğini garantiye almanın sağlanması kolaylaşır. Zira ekonomik rekabet arttıkça ve küresel hale geldikçe işletmelerin mevcudiyetini koruması zorlaşmakta ve daha fazla emek istemektedir.

"entelektüel" kelimesi Fransızcada "intellectuel" yani "aydın, kültürlü kişi" anlamlarına gelmektedir.[1] "sermaye" kelimesiyse Farsçada "sarmāye" yani "bir borcun ana parası" anlamına gelmektedir.[2]

Entelektüel sermaye kendi içinde üçe ayrılabilir:

  1. insan sermayesi: İşletme çalışanlarının sahip olduğu beşeri bilgi ve deneyimleri ifade eder. İşletme için önemi gözle görülmese de fazladır.
  2. yapısal sermaye: Entelektüel mülkiyet unsurlarını ve üst yapı unsurlarını içine alan, doğrudan işletmenin politikasını temsil eden sermayedir.
  3. müşteri sermayesi: Yapılan işin toplum nazarında değerini temsil eder ve işletmenin yapacağı durum değerlendirmesiyle harmanlanır.

Entelektüel sermaye ile ilgili ilk bilimsel çalışma Hiroyuki Itami'nin 1980 yılında Japonca yazdığı ve 1987 yılında İngilizceye çevrilen (Mobilizing Invisible Assets) kitabıdır. Itami, kendi ülkesindeki işletmelerde göz ardı edilen varlıkların yönetiminin etkilerini belirtmiş ve farklı bir bakış açısı sunmuştur. “Şirket ağacını besleyen, onu yetiştiği toprak olan sektör ortamına sıkıca bağlayan, ama görünür olmaktan uzak olan köklerdir” (Bilmedik, 2013).

Entelektüel sermayeyi ölçmek, işletmedeki maddi olmayan varlıkların da değerinin ortaya çıkarılmasını sağlamaktadır. Bu bağlamda daha gerçekçi ve yararlı bir tablo çizmek mümkündür.

Entelektüel sermayeyi ölçmek için kullanılan iki temel yöntem vardır. Bunlardan biri finansal temele dayanır, diğeri ise unsurlara (insan, yapısal, müşteri sermayeleri) dayanır. Etkinlik ve verimlilik ölçüm sistemi için iki gerekli öğedir.

Kullanılan yöntemler ise üçe ayrılabilir:

  1. Piyasa Değeri - Defter Değeri Yöntemi: En bilinen ve en kolay yöntemdir. Ama bazı durumlarda yanlış sonuca yönlendirebilmektedir.
  2. Tobin'in Q Oranı Yöntemi: 1970'te kullanılmaya başlamış ve geniş çapta kabul görmüştür. İktisatçı James Tobin bu yöntemi yatırım kararlarını makroekonomik faktörlerden bağımsız hale getirmek için oluşturmuştur.
  3. Maddi Olmayan Varlıkların Değerlerinin Hesaplanması: Bilgi - yoğun işletmelerin bankalarla arasındaki iletişimlerinde maddi yönden zayıf olmaları dezavantaj oluşturuyordu. Bunun için maddi olmayan varlıkların ortaya konması durumunda bu işletmelere daha ılımlı davranılacağı savunuldu.

Entelektüel sermaye başlığı altında yukarıda bahsedilen insan sermayesi, en fazla değinilmeye değer sermayedir. Çünkü günümüzde yaratıcı fikirlere sahip olmak, fiziksel varlıklara sahip olmaya kıyasla daha önemlidir. İşletmeler genel olarak yetenekli çalışanlar edinmek ve bünyesindeki yetenekli çalışanları kaybetmemek üzerine yoğunlaşır. Örneğin, dünyanın en ünlü yazılım işletmesi olan Microsoft'un değeri 450 milyar dolar, fiziksel varlıklarının değeri ise sadece 10 milyar dolardır. Çünkü insan yaratıcılığın ve yeniliklerin kaynağıdır.

Entelektüel sermaye ve işletmelerin verimliliği ilişkisinin açıklanması için şu konu başlıkları altında anlatılmıştır:

  1. Yönetim faaliyetlerine etkisi: Hem bilgi teknolojilerini hem de insan kaynakları içinde barındırdığına hem de bunların ilişkisi sonucu oluştuğuna işaret eder.
  2. Hizmetlerin kalitesine etkisi: Müşteri memnuniyetini etkileyen en önemli unsurun hizmet kalitesi olmasına bağlı olarak entelektüel sermayelerini etkin ve doğru biçimde kullanan işletmelerin hizmet kalitesi yönünden daha başarılı olacağına dikkat çeker.
  3. Kârlılığa Etkisi: İnsan sermayesini, yapısal sermayeyi ve müşteri sermayesini içinde bulundurması bakımından etkin yönetildiğinde piyasadaki işletme ve kârlılığı artırarak rekabet avantajı sağlayacağını belirtir.
  4. Maliyetlere etkisi: Büyük maliyetler gerektirebilen fiziksel sermayenin aksine, entelektüel sermaye daha az veya hiç masrafla kârlılık getirebilir. Çalışan başına gereken maliyetin minimuma inerken alınan verimin maksimuma çıkacağından bahsedilir.
  5. Müşteri memnuniyetine etkisi: Müşterilerin işletmeyle ilişkisinin, onların bağlılıklarının, tedarikçilerle aradaki iş birliği biçiminin kârlılığa bağlı olarak entelektüel sermayeyle ilişkisi olduğuna değinilir.
  6. İmaj ve itibar etkisi: Kurumun sosyal sorumlulukları konusunda duyarlılığı, misyonu ve hizmet kalitesi açısından yeterliliğini derecelendiren imaj tanımının ve bunların toplamının işletmeye geribildirimi anlamına gelen itibar tanımının yeterince sağlanması için entelektüel sermayenin önemine vurgu yapılmaktadır.

Sonuç olarak; bilgi çağında; küreselleşme, yeni teknolojik gelişmeler ve rekabet ortamı gibi nedenler işletmeleri yeni stratejiler hazırlamaya ve rakiplerinden farklı düşünmeye zorlamıştır. Finansal tablolarda yer almasa da entelektüel sermaye, işletmelere katma değer sağlayıp sürdürülebilir rekabet gücü katmaktadır. Bu yüzden çalışanların nitelikleri, işe bağlılıkları ve yaratıcılıkları en önemli gelişim öğeleridir.

İşletmeler alt kademeden üst kademeye kadar çalışanlarının doğru analizlerini yapmalı, onların bilgi birikimlerinden, tecrübelerinden en yüksek seviyede yararlanmayı hedeflemelidirler.

Rekabet üstünlüğü yalnızca entelektüel sermayenin oluşturulmasıyla değil, aynı zamanda bilgi yönetiminin etkin yürütülmesiyle de sağlanabilir. İşletmelerin elindeki belge ve bilgi sermayesinin, teknoloji ile kayıt altına alınması, korunması ve paylaşılması için gerekli uygulamaların hayata geçirilmesi, örgüt kültürü oluşturulması, tedarikçiler, müşteriler ve satıcılarla iş birliğini güçlendirmesi çalışmalarını doğrudan etkilemesi bakımından bilgi yönetimi çok önemlidir. Müşteri memnuniyeti ve sadakati ancak bu sayede oluşturulup örgütsel performans artırılabilir.

Aynı zamanda kısa vadede kayda değer bir başarı sağlamayacağı iddia edilebilen entelektüel sermaye ve bilgi yönetiminin, uzun vadede piyasa değeri olarak işletmeye yansıması kaçınılmazdır. Böyle düşünülmesi bu kaynağın diğer işletme kaynaklarının aksine soyut biçimde bulunmasından olabilir. Çünkü oluşturulan tüketici toplumun isteklerine karşılık vermek adına üretimin ve mülkiyetin arttığı, maddiyatınsa her geçen gün değerlendiği günümüz dünyasında hem çalışanlar hem de işletmeler emeklerinin karşılığını somut şekilde bir an önce elde etme konusunda artan bir sabırsızlık içerisindedirler.[3][4][5]

Kaynakça

  1. ^ "Arşivlenmiş kopya". 4 Mayıs 2022 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 4 Mayıs 2022. 
  2. ^ "Arşivlenmiş kopya". 22 Kasım 2018 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 4 Mayıs 2022. 
  3. ^ CiĞeriM, Erşan; Özer, Gökhan; Gök, Mehmet Şahin (25 Aralık 2020). "ENTELEKTÜEL SERMAYE VE BİLGİ YÖNETİMİNİN FİRMA PERFORMANSINA ETKİSİ". Business & Management Studies: An International Journal. 8 (5): 4611-4645. doi:10.15295/bmij.v8i5.1644. ISSN 2148-2586. 4 Mayıs 2022 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 29 Mayıs 2022. 
  4. ^ Şahin, Zekeriya (30 Haziran 2021). "Entelektüel Sermayenin İşletmelerin Verimliliğine Etkilerine Yönelik Bir Araştırma (A Research on the Effects of Intellectual Capital on Business Efficiency)". Journal of Business Research - Turk (İngilizce). 13 (2): 1457-1479. doi:10.20491/isarder.2021.1209. ISSN 1309-0712. 22 Nisan 2022 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 29 Mayıs 2022. 
  5. ^ Görmüş, Alparslan Şahin (1 Haziran 2009). "ENTELEKTÜEL SERMAYE VE İNSAN KAYNAKLARI YÖNETİMİNİN ARTAN ÖNEMİ". Afyon Kocatepe Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Dergisi. 11 (1): 57-75. ISSN 1302-1966. 4 Mayıs 2022 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 4 Mayıs 2022. 

İlgili Araştırma Makaleleri

Üretim faktörleri, bir ürünün ortaya çıkabilmesi için gerekli olan unsurlardır. Klasik endüstri teoreminde 3 tane olan faktörler, zamanla güncellenerek dördüncü faktör farklı bakış açılarına göre eklenmiştir. Bu bakış açıları arasında Marksizm, NeoKlasik ekonomik yaklaşım veya ekolojik ekonomi gibi kavramlar sayılabileceği gibi, yükselen bir trend olarak bilgi ekonomisi kavramı da sayılabilir.

<span class="mw-page-title-main">Finans</span> Akademik disiplin

Finans, para, döviz ve sermaye varlıklarının incelenmesi ve disiplinidir. Mal ve hizmetlerin üretimi, dağıtımı ve tüketiminin incelenmesi olan ekonomi ile ilgilidir ancak ondan farklıdır. Kapsama dayalı olarak Finansal sistemlerde finansal faaliyetlere ilişkin disiplin, kişisel, kurumsal ve kamu finansmanı olarak ayrılabilir.

Genel Kabul Görmüş Muhasebe İlkeleri, Gelir tablosu ilkeleri ve bilanço ilkelerinden oluşan ilkelerdir.

İnsan kaynakları; bir işletme veya kurumun ürün ve hizmet yaratmak amaçlı kullandığı kaynaklardan biridir. İnsan kaynakları ürün ve hizmetlerin insanlar ile ilişkisini kurabilmek için pazarlama yetisini; organizasyona ait bilgiyi, deneyimi, becerileri, karar vermeyi ve yaratıcılığı; bu yeteneklerin örgütlendirilmesini, yapılandırılmasını ve ödüllendirilmesini içerir.

Yönetime katılma, ekonominin düzenlenmesi yöntemlerinden birinidir. Tamamen birbirine zıt iktisadi sistemleri ve çıkar gruplarını yakından ilgilendirmektedir.

<span class="mw-page-title-main">Toplam kalite yönetimi</span>

Toplam kalite yönetimi ya da kısaca TKY; müşteri ihtiyaçlarını karşılayabilmek için kullanılan insan, iş, ürün ve/veya hizmet kalite gereksinimlerinin, sistematik bir yaklaşımla ve tüm çalışanların katkıları ile sağlanmasıdır. Bu yönetim şeklinde uygulanan her süreçte tüm çalışanların fikir ve hedefleri kullanılmakta ve tüm çalışanlar kaliteye dahil edilmektedir. Toplam kalite yönetimi; uzun dönemde müşterilerin tatmin olmasını başarmayı, kendi personeli ve toplum için yararlar elde etmeyi amaçlar ve kalite üzerine yoğunlaşır. Tüm personelin katılıma dayalı bir yönetim modelidir.

İnsan kaynakları yönetimi (İKY), herhangi bir organizasyonda insan kaynaklarının organizasyona, bireye ve çevreye yararlı olacak şekilde bulunulan yerin yasalarına ters düşmeyecek şekilde, etken yönetilmesini sağlayan fonksiyon ve çalışmalarının tümüdür. Aynı zamanda hem akademik çevreyi hem de dünyasını ilgilendiren yönetim dalına da insan kaynakları yönetimi denir.

<span class="mw-page-title-main">Adana Çimento</span> Türk Çimento Şirketi

Adana Çimento 1954 yılında 5.000.000 TL sermaye ile kurulmuştur. 1957 yılında ise 150.000 Ton/Yıl klinker kapasitesi ile üretime başlamıştır. 2004 yılı itibarıyla toplam klinker üretim kapasitesi 2.293.500 Ton/Yıl, toplam çimento üretim kapasitesi ise 4.094.640 Ton/Yıl'dır.

<span class="mw-page-title-main">Sosyal sermaye</span>

Sosyo-kapital ya da sosyal sermaye, daha önce akademisyen olmayan geleceği öngören birçok yazarın öngördüğü bir gelecek öngörüsü olsa da akademisyenler tarafından bilimsel bir dayanağı bulunmadığı gerekçesiyle tam olarak takdir görmemiş olsa da 2008 ortalarında başlayan ekonomik küresel kriz sonrası bu öngörüler üzerine yazılan birçok eser ciddi bir şekilde farklı akademisyenler tarafından incelenmeye ve kabul görme sürecine girmiştir.

<span class="mw-page-title-main">İslami bankacılık</span>

İslami bankacılık olarak adlandırılan sistem, aktivitelerini şeriatı esas alarak belirlemektedir. Şeriat, ödünç verilen paradan para kazanmayı yasaklamaktadır.

İktisadi kıtlık ya da ekonomik kıtlık kâr amaçlı ekonomik sistem tarafından kar elde etmek amacıyla kasıtlı olarak yaratılan ve bir toplumun sahip olduğu üretim kaynaklarının, mevcut teknolojik gelişmişlik düzeyiyle işletilmesi ile ulaşılan üretim düzeyinin, sonsuz insan ihtiyaçları ve isteklerini karşılamakta yetersiz olduğunu ifade eden iktisadi bir terimdir. Gündelik hayatta kullanılan kıtlık kavramı somut bir yokluğu veya yetersizliği ifade ederken iktisadi anlamıyla kıtlık, mevcut kâr bazlı ekonomik sistem ve üretim teknolojisiyle ulaşılan üretim düzeyi ile ilgili bir yetersizliği ifade eder. Her adım başı üretilmiş envai çeşit ürünlerle dolup taşan çeşitli dükkân ve marketlerin boy gösterdiği günümüzde, ekonomi biliminin temeli olan kıtlığın anlamı üzerine derin düşünmek gereklidir.

Kalite yönetim sistemleri felsefesi, sistemi bir bütün olarak kabul eden ve kaliteyi bu bütünün içindeki her elemanın müşteri odaklı ortak bir fonksiyonu olarak gören bütünsel bir anlayıştır. En genel anlamda, bir kuruluşta hedeflenen kalitenin gerçekleşmesi amacı ile sürdürülen planlı ve sistematik faaliyetlerin bütünüdür. Son zamanlarda kullanımına daha sık rastlanan kalite yönetim sistemleri (KYS), tarihsel gelişim sürecinde; az sayıda çalışanın bulunduğu işletmelerde, müşteri ilişkilerine odaklanan kalite kontrol uygulamaları yapılan Sanayi Devrimi Öncesi, fabrikaların kurulmasıyla birlikte üretimi yapılan ürünlerin kontrolünün yapıldığı Sanayi Devrimi sonrası, Japonya'da istatistiksel sonuçları baz alarak uygulanmaya başlanan Toplam Kalite Yönetimi'nin var olduğu II. Dünya Savaşı sonrası ve TKY'nin daha geniş çapta kullanılmaya başlandığı ve tüm işletmede kalite yönetiminin yapıldığı 1980 sonrası olmak üzere dört döneme ayrılmıştır.

Hizmet, gereksinimleri karşılama ve üretildiği anda tüketilme özelliklerine sahip her türlü etkinlik olarak tanımlanabilir.

Müşteri odaklılık, koşulsuz müşteri memnuniyeti değil; doğru müşteriye, doğru zamanda, doğru fiyat ile doğru teklifin yapılmasıdır. Müşteriye hak ettiği düzeyde hizmet verilmesidir. Müşteri odaklı yapılarda her müşteri eşit değildir. Önce müşteri tanımının, sonra da iyi müşteri tanımının yapılması gerekir.

Kalite, insanlık tarihi boyunca hakkında ciddi olarak düşünülmüş, farklı fikirler ortaya konulmuş ve tarihin gelecek seyri boyunca da yoğun ilgisine devam edecek olan bir kavramdır.

Bilgi yönetimi geçmişten günümüze gelişen teknoloji ile birlikte kişisel hayatımızda başlayıp da sosyal hayatımıza kadar birçok alanda artan bilgi miktarı her alanda rekabeti ortaya çıkarmıştır. Bu yüzden örgütler teknoloji ile birlikte ortaya çıkan bilgi yığınlarını denetim altına alarak var olabilirler ve varlıklarını devam ettirebilirler. Bilgi yönetimi bu kadar etkin olmasına rağmen 20. Yüzyılın sonlarına doğru kavram olarak ortaya çıkmıştır. Bilgi yönetiminin bir kavram olarak ortaya çıkmasının nedeni “ürünlerin ve hizmetlerin bilgi içeriğinin artması, e-ticarette, eğitimde, vb. olduğu gibi teknolojinin üretim ve hizmetlerin niteliğini ve yapılış tarzını tümden değiştirmesi onu kendi yapısı içerisinde yapılandırması, bilimsel çalışmaların önemli ölçüde rekabet unsuru haline gelmesi, çalışanların niteliklerinin değişmesi, bilişim ve telekomünikasyon teknolojilerinin enformasyon ve yönetimindeki etkinliğin artması. ” olarak tanımlanmıştır. Bunlarla birlikte yönetim kavramı ortaya çıkmış ve günümüzde hala gelişim göstermektedir

Performans göstergesi ya da temel performans göstergesi (TPG) bir tür performans ölçümüdür. TPG'ler, bir şirketin ya da bir şirketin projeleri, kampanyaları, ürün ya da hizmetleri ve benzeri ile ilgili etkinliklerinin gerçekleştirilmesinde sağlanan başarı derecesi hakkında bir veri oluşturur.

Beşeri sermaye, üretim faktörlerinin daha verimli kullanılmasını sağlayan tecrübe, bilgi, beceri gibi değerlerin toplamı olarak kabul edilebilir.

Eğitimin ekonomik rolüne dair beşeri sermaye yaklaşımı, eleme hipotezi, kuyruk hipotezi, ikili işgücü piyasaları yaklaşımı ve radikal yaklaşımlar şeklinde çeşitli yaklaşımlarda bulunulmuştur.

<span class="mw-page-title-main">Sermaye birikimi</span>

Sermaye birikimi, söz konusu varlığın başlangıçtaki parasal değerini kâr, kira, faiz, telif hakları veya sermaye kazançları şeklinde bir mali getiri olarak artırmak amacıyla paranın veya herhangi bir mali varlığın yatırımını içeren, kâr peşinde koşmayı motive eden dinamiktir.