İçeriğe atla

Ense

Bir geyşanın ensesi.

Ense, boynun arkası.[1] Omurganın arkasında yer alan ensenin tümü kaslardan meydana gelmektedir.[2]

Kültürde "ense"

Geleneksel Japon kültüründe ense (Japoncada unaji 項 olarak geçer), yüz ve eller dışında kadın kıyafetleri tarafından örtünmeyen sayılı yerlerden biriydi. Japon erkekleri için kadınların boyun arkası güçlü bir cazibe yeridir.[3]

Türkçede "ense" kelimesi mecaz anlam kazanarak "ense kulak yerinde olmak, ense yapmak, ensesinde boza pişirmek, ensesine binmek, enseyi karartmak, ensesi kalın" gibi deyimlerde kullanılmaktadır.[4]

Enseye bazen piercing takılmaktadır.[5]

Kaynakça

  1. ^ "ense, isim, anatomi". Türk Dil Kurumu. 19 Aralık 2015 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 3 Ocak 2013. 
  2. ^ "Ense". Büyük Larousse Sözlük ve Ansiklopedisi. 6. Gelişim Yayınları. s. 3726. 
  3. ^ Cherry, Kittredge (1987). Womansword: What Japanese Words Say about Women. Kodansha. s. 21. ISBN 4-7700-1655-7. 
  4. ^ "Atasözleri ve Deyimler Sözlüğü". Türk Dil Kurumu. Erişim tarihi: 3 Ocak 2013. []
  5. ^ "Surface - Nape Body Piercing Location Information". Body Jewellery Shop. 21 Temmuz 2015 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 3 Ocak 2013. 

İlgili Araştırma Makaleleri

<span class="mw-page-title-main">Sinema</span> filmin beyaz renk perdeye yansıtılması

Sinema veya Sinema sanatı, kamera aracılığı ile elde edilmiş görüntülerin bir ışık aracılığı ile beyaz renkte bir perdeye yansıtılarak film adı verilen sesli veya sessiz hareketli videolar elde edilmesi işidir. Üretilen bu filmler, sinema salonu adı verilen özel binalarda gösterilmektedir. Sinema sanatı genel olarak diyalog, kurgu, sahnenin düzeni, ışık, ses ve dekor gibi şeyleri yapılan filme uygun sekilde dizayn edilir. Bu işlemlerin tamamına ise sinema endüstrisi adı verilmektedir. İtalyan asıllı Fransız film kuramcısı Ricciotto Canudo sinemayı, "yedinci sanat" olarak tanımlamış ve ilk sinema 1895 yılında çekilmiştir.

<span class="mw-page-title-main">Türk Dil Kurumu</span> Türkçeyi incelemek ve Türkçenin gelişmesi için çalışmak amacıyla oluşturulmuş kamu kurumu

Türk Dil Kurumu (TDK), Türkçeyi incelemek ve Türkçenin gelişmesi için çalışmak amacıyla 12 Temmuz 1932'de Mustafa Kemal Atatürk tarafından kurulan kurumdur. Türkiye'nin başkenti Ankara'da yer alan kurum, Türk dili üzerine çalışmaların yapılıp yayımlandığı bir merkezdir. Türk Dil Kurumu 1955'ten başlayarak çeşitli dallarda ödüller verdi. Ödüller her yıl 26 Eylül Dil Bayramı'nda Ankara'da yapılan törenle sahiplerine verilirdi. Ödül verilen dallar farklı yönetmeliklere göre zaman zaman değişirdi. 1983'te Atatürk Kültür, Dil ve Tarih Yüksek Kurumu bünyesine alındıktan sonra Türk Dil Kurumu ödülleri kaldırıldı. Günümüzde "Türk Diline Hizmet Ödülleri"ni vermektedir.

<span class="mw-page-title-main">Türkçe</span> Türk halkının Oğuz Türkçesi dili

Türkçe ya da Türk dili, Güneydoğu Avrupa ve Batı Asya'da konuşulan, Türk dilleri dil ailesine ait sondan eklemeli bir dildir. Türk dilleri ailesinin Oğuz dilleri grubundan bir Batı Oğuz dili olan Osmanlı Türkçesinin devamını oluşturur. Dil, başta Türkiye olmak üzere Balkanlar, Ege Adaları, Kıbrıs ve Orta Doğu'yu kapsayan eski Osmanlı İmparatorluğu coğrafyasında konuşulur. Ethnologue'a göre Türkçe, yaklaşık 90 milyon konuşanı ile dünyada en çok konuşulan 18. dildir. Türkçe, Türkiye, Kuzey Kıbrıs ve Kıbrıs Cumhuriyeti'nde ulusal resmî dil statüsüne sahiptir.

Deyim, dil biliminde, kavramları, durumları hoşa giden bir anlatımla ya da özel bir yapı veya söz dizimi içinde belirten ve çoğunlukla gerçek anlamlarından ayrı anlamlara gelen sözcüklerden oluşan kalıplaşmış sözcük topluluğu ya da cümledir. İki veya daha çok sözcükten kurulu bir çeşit dil ifadesi olan deyimler, duygu ve düşünceleri dikkati çekecek biçimde anlatan ad, önad, belirteç, yalın ve birleşik eylem görünüşlü dilsel yapılardır. Ya tam bir tümcedirler ya da bir söz öbeğidirler.

Dil Derneği, 1982 Anayasası ile Türk Dil Kurumu özerk bir kurum olmaktan çıkıp hükûmete bağlı bir birim durumuna getirilince dilde özleştirme yanlılarının kurum dışında kalması üzerine 22 Nisan 1987'de kurulmuş olan bir dernektir. Dernek, Bakanlar Kurulunun 24 Temmuz 2002 günlü 2002-4812 sayılı kararıyla kamu yararına çalışan derneklerden sayılmıştır. Merkezi Ankara'dadır.

<span class="mw-page-title-main">Sözlük</span> dilin veya dillerin kelime haznesini (sözvarlığını), söyleyiş ve yazılış şekilleriyle veren, sözcüğün kökünü esas alarak, bunların başka unsurlarla kurdukları sözleri ve anlamlarını, değişik kullanışlarını gösteren yazılı

Sözlük, bir dilin veya dillerin kelime haznesini (sözvarlığını), söyleyiş ve yazılış şekilleriyle veren, sözcüğün kökünü esas alarak, bunların başka unsurlarla kurdukları sözleri ve anlamlarını, değişik kullanışlarını gösteren yazılı eserdir. Eski dilde lügat, kamus denir. Leksikografi sözlükbilimidir. Sözlükçüye leksikografır denir. Lügatça, sadece bir kitapta geçen terimleri anlatır (glossary).

Bayan, kadınların ad veya soyadlarının önüne gelen hitap ve saygı sözcüğüdür. 26 Kasım 1934'te Lâkap ve Unvanların Kaldırılması Hakkındaki Kanunun kabulü sırasında erkekler için kullanılan bay sözcüğünden türetilerek kullanımı sunulmuştur. 5 Aralık 1934'te kadınlara milletvekili seçme ve seçilme hakkının tanınması sonrası Türk Kadınlar Birliği tarafından Ankara Halkevi ve Beyazıt Meydanında gerçekleştirilen kutlamalarla sözcüğün kullanımı yaygınlaştırılmıştır. Ancak daha yaygın olarak, addan sonra kullanılan hanım sözcüğü nedeniyle günümüzde kullanımı arka planda kalmıştır.

<span class="mw-page-title-main">Asker</span> Silahlı kuvvetlerde görev yapan kimse

Asker; orduda görevli, erden mareşale kadar rütbeye sahip kişi. Askerlik yükümlülüğü altına giren şahıslar ile özel yasalarla silahlı kuvvetlere katılan ve resmî bir kıyafet taşıyan kişilerdir. Askerlerin aslî görevi ülkelerinin topraklarını iç ve dış tehditlere karşı savunmaktır.

Ferit Devellioğlu (1906-1985), Türk dil bilgini, sözlük yazarı.

Ömer Asım Aksoy,, Türk eğitimci, siyasetçi ve dilbilimci.

<span class="mw-page-title-main">Türk dilleri</span> Çinin batısından, Sibirya ve Doğu Avrupaya dek uzanan bir alana yayılmış dil ailesi

Türk dilleri veya Türkî diller, Doğu Avrupa'dan Sibirya ve Çin'in batısına dek uzanan bir alana yayılmış ve içerisinde 35 yaşayan dil barındıran dil ailesi. Toplamda yaklaşık 180 ile 200 milyon kişi tarafından konuşulan Türk dillerinin en çok konuşulan lehçesi Türkçe olup tüm Türk dili konuşurlarının %40'ı bu dili konuşmaktadır. Bu dili Azerice, Özbekçe, Uygurca, Kazakça, Türkmence ve Tatarca takip etmektedir.

<span class="mw-page-title-main">Yaşmak</span> Osmanlı kadın giyim (örtünme) unsuru

Yaşmak, Osmanlı İmparatorluğu zamanında Müslüman kadınların ferace ile birlikte giydikleri, yalnızca gözleri açıkta bırakan ince kumaştan iki parçalı yüz ve başörtüsü. Türk-İslam kültüründe, özellikle Anadolu'da, kadınların baş örtülerinin alt ucu ile ağızlarını kapatmalarına da denir.

Türk İşaret Dili ya da TİD, Türkiye ve Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti'indeki işitme engelliler tarafından kullanılan dildir. Diğer işaret dilleri gibi Türk İşaret Dili de Türkçenin gramer yapısından farklı olarak kendine özgü bir gramer yapısına sahiptir. Türkiye İstatistik Kurumu'nun verilerine göre Türkiye'de 89.043 kişi işitme engelli, 55.480 kişi de konuşma engellidir. 16. ve 17. yüzyıllardan itibaren Osmanlı Devleti'nde sarayda, hamamlarda ve hatta mahkemelerde işaret dilinin kullanıldığına dair kayıtlar mevcuttur. Günümüzde kullanılan Türk İşaret Dilinin Osmanlı'daki işaret dilinin devamı olup olmadığı henüz kanıtlanmış değildir. Ancak II. Abdülhamit zamanında İstanbul'da açılan sağırlar okulu göz önüne alınırsa TİD'in en az 120 yıllık bir tarihi vardır.

Arife ya da ön gün, herhangi bir dinî bayramdan önceki gün. Arife günü aslen hicrî kâmerî Zilhicce ayının 9. günüdür ve bu gün Kurban Bayramı'ndan önceki, terviye gününden sonraki gündür. Ancak zamanla Ramazan Bayramı için de kullanılmaya başlanmıştır. Bunun yanı sıra herhangi bir şeyden önceki gün anlamında da kullanılır.

<span class="mw-page-title-main">Mühimmat</span>

Mühimmat; askerî terminolojide savaş için gerekli, demirbaş olmayan tüm yedek parça ve cephaneyi kapsayan bir terim. Cephane ise ateşli silahlardan atılmak üzere hazırlanmış her türlü patlayıcı veya delici malzemedir.

<span class="mw-page-title-main">Osmanlıca</span> Osmanlı İmparatorluğunda kullanılan dil

Osmanlıca veya Osmanlı Türkçesi, Osmanlı İmparatorluğu'nun ilk anayasası olan 1876 tarihli Kânûn-ı Esâsî'de geçtiği hâliyle Türkçe, 13 ile 20. yüzyıllar arasında Anadolu'da ve Osmanlı Devleti'nin yayıldığı bütün ülkelerde kullanılmış olan, Arapça ve Farsçanın etkisi altında kalan Türk dili. Alfabe olarak çoğunlukla Arap alfabesinin Farsça ve Türkçe için uyarlanmış bir biçimi kullanılmıştır. Halk arasında bazen bu dil dönemi için "Eski Türkçe" de kullanılmaktadır.

<span class="mw-page-title-main">Kış gündönümü</span>

Kış gündönümü,, güneş ışınlarının Oğlak Dönencesi'ne dik geldiği an. Kuzey yarımkürede günler uzamaya, güney yarımkürede kısalmaya başlar. Bu tarih bazı ülkelerde kuzey yarımkürede kışın, güney yarımkürede yazın başlangıcı sayılır. Bununla beraber bazı ülkelerde de yazın veya kışın tam ortası kabul edilir. Güney yarımkürede en uzun gündüz, Kuzey yarımkürede en uzun gece yaşanır.

<span class="mw-page-title-main">Ünlü (dilbilim)</span>

Ünlü, sesli veya vokal; ses yolu görece açık durumda iken, ses tellerinin titreşmesi ile bir engele takılmadan oluşan; hecenin en küçük birimini oluşturan konuşma sesi. Ünsüz veya sessiz karşıtıdır. Ünlülük kavramı harflerden ziyade "sesleri" tanımlar zira bir harf kimi sözcüklerde ünlü, kimi sözcüklerde ise ünsüz bir sesi simgeleyebilir.

<span class="mw-page-title-main">Ak Ana</span> Mitolojik karakter

Ak Ana - Türk, Tatar, Altay, Yakut, Çuvaş mitolojilerinde Deniz Tanrıçası. Değişik Türk dillerinde Ağ Ana, Ürüng Ene, Şura Ene olarak da bilinir. Moğollar ise Sagan Ece olarak anarlar.

<span class="mw-page-title-main">Erkek Fatma</span> Oğlan gibi davranan kız

Erkek Fatma, maskülen veya erkeksi olarak varsayılan davranış ve aktivitelerde bulunan kız anlamında kullanılır. Ortak özellikleri olarak erkeksi kıyafet giyen, doğası gereği fiziksel olan ve bazı kültürlerde kadınsı olmadığı veya erkeklerin alanı olarak kabul edilen oyun ve etkinliklere katılmayı içerir. Türk Dil Kurumu, tabiri kısaca "erkek gibi davranışları olan kadın" şeklinde tanımlar.