İçeriğe atla

Enlil

Enlil
𒀭𒂗𒆤
Rüzgâr, hava, yeryüzü ve fırtına tanrısı
Nippur sitinden, MÖ 1800-1600'e tarihlenen, tahtında oturan Enlil heykelciği, şimdi Irak Müzesi'nde sergilenmektedir
Yaşadığı yerNippur
SembolüBoynuzlu başlık
Kişisel bilgileri
EşiNinlil, Ki
ÇocuklarıNinurta, Nanna, Nergal, Ninazu ve Enbilulu
EbeveynleriAn ve Ki
Karşılıkları
Babil karşılığıElil
Hurri karşılığıKumarbi

Enlil (Sümerce𒀭𒂗𒆤 dEN.LÍL, Anlamı: "Efendi Rüzgâr"), daha sonra bilinen adıyla Elil veya Ellil, rüzgâr, hava, yeryüzü ve fırtınalarla ilgili Antik Mezopotamya tanrısıdır.[1] İlk olarak Sümer panteonunun baş tanrısı olarak kaydedilen Enlil,[2] daha sonra Akadlar, Babilliler, Asurlular ve Hurriler tarafından da tapınılan bir tanrı hâline gelmiştir. Enlil'in ana tapınma yeri, bizzat Enlil tarafından inşa edildiğine inanılan ve gökyüzü ile yeryüzünün "bağlantı noktası" olarak kabul edilen Nippur kentindeki Ekur tapınağıdır. Enlil, bazen Nunamnir olarak da anılmaktadır. Bir Sümer ilahisine göre, diğer tanrılar ona bakmaya cesaret edemez. MÖ 24. yüzyılda Nippur'un yükselişiyle birlikte önem kazanan Enlil kültü, MÖ 1230'da Elamlıların Nippur'u yağmalamasıyla zayıflamış ve sonuç olarak Mezopotamya panteonunun baş tanrısı ve Babil'in ulusal tanrısı Marduk tarafından konumu ele geçirilmiştir.

Sümer mitolojisinde önemli bir yer tutan Enlil; An (Gök) ve Ki'yi (Yer) birbirinden ayırmış, böylece dünya insanlar için yaşanılabilir bir yer olmuştur. Sümer Tufan efsanesine göre Enlil, tufandan sağ kurtulan Ziusudra'ya ölümsüzlük bahşetmiştir. Akad ve Babillilerin Tufan efsanelerine göre ise insanların topluca yaptığı gürültüye çok kızmış ve insanların tümünü dünya üzerinden silmeye kalkışmıştır. Enlil ve Ninlil efsanesi, Enlil'in değişik kılıklara bürünerek tanrıça Ninlil'i defalarca baştan çıkarmasıyla ilgilidir. Bu ilişki sonucunda ay tanrısı Nanna ile yer altı tanrıları Nergal, Ninazu ve Enbilulu doğmuştur. Enlil, kazmanın yaratıcısı ve tarımın koruyucusudur. Aynı zamanda Anzû, Kader Tableti ve Lugale de dâhil olmak üzere oğlu Ninurta'yı konu alan çeşitli mitlerde belirgin bir şekilde yer alır.

Etimoloji

Enlil adının etimolojisi ihtilaflıdır.[3] Bu ad, Sümercede "efendi" anlamına gelen EN (𒂗) ve anlamı tartışmalı olan LÍL (𒆤) kelimelerinden gelir.[4][5][6][7][8] Bazıları bu kelimenin rüzgâr veya hava anlamına geldiğini düşünürken (buna göre Enlil; hava tanrısı, "Rüzgârın Efendisi" veya "Fırtınanın Efendisi"dir)[9][7][8] bazı kaynaklarda bu kelimenin, soluk, ruh veya hayalet anlamına geldiği,[10] genişleyen hareket eden bir varlık olan LÍL'in atmosferle özdeş olduğu söylenir.[10][11] Bir başka görüş de, bu kelimenin aslında Sümerce olmadığı, kısmen Sami dillerinden alınmış olabileceği şeklindedir.[11][12] Enlil adının bir tamlama olmadığına yönelik görüşe göre bu ad, LÍL'in sebebi olmaktan ziyade LÍL'in kişileştirilmesi olarak kullanılır.[13]

Piotr Steinkeller, Enlil'in "belirli bir alanı olmayan ... tipik bir evrensel tanrı" olabileceğini belirten bu adın LÍL'in belirli bir ilahi alanına -fırtınalar, ruhlar vb. bir şeye- işaret etmeyebileceğini öne sürer.[14] Steinkeller ve Piotr Michalowski'nin, Enlil'in Sümer kaynaklı olduğuna dair kuşkuları bulunur.[15] Bu iki kişi de ismin gerçek anlamını sorgulamış ve Enlil'i Eblacadaki I-li-lu kelimesi ile özdeşleştirmişlerdir.[15] Manfred Krebernik ve M. P. Streck'e göre Enlil'in Sümer metinlerinde kur-gal (Büyük Dağ) olarak anılması, onun Doğu Mezopotamya kökenli olabileceğini düşündürür.[15]

Tapınış

Geniş beyaz tahtta, yüce tahtta oturan Enlil!

Prensliğin, beyliğin gücünün yargısında dürüst olan,
Yer tanrıları korku ile eğilirler önünde,
Gök tanrıları çökerler önünde...

—Sümerlerin Enlil ilahisi, çev. Muazzez İlmiye Çığ[16]

Sümer kenti Nippur'un koruyucu tanrısı olan[15][17] Enlil'in ana tapınma yeri, adı Sümercede "Dağ Evi" anlamına gelen Ekur tapınağıydı.[15][18] Tapınak, bir Sümer ilahisine göre tanrı Enlil'in bizzat kendisi tarafından kurulmuş ve inşa edilmişti.[19] Kimi zaman, gökyüzü ile yeryüzü arasındaki "bağlama halatı" olduğuna inanılan bu yer,[19] "yeryüzü ile gökyüzü arasındaki bağlantıyı sağlayan bir kanal" olarak görülüyordu.[20] Üçüncü Ur Hanedanı'nın kurucusu Ur-Nammu döneminde yazılmış bir ilahide anlatıldığına göre Ekur'un kapılarına, zaman zaman devasa bir kuş olarak tasvir edilen Imdugud'un bir aslanı öldürmesi ve bir kartalın suç işleyen birini yakalaması gibi mitolojik sahneler oyulmuştu.[19]

Nippur'daki Ekur tapınağının kalıntıları

Sümerler, insanın çamurdan yoğrulduğuna ve ilahi faaliyetlerini rahatça gerçekleştirmeleri için tanrılara yiyecek, içecek ve barınak sağlayarak hizmet etmesi amacıyla yaratıldığına inanıyordu.[21][22] İnanca göre gökyüzü ya da yer altı dünyasında yaşayan tanrı veya tanrıçaların kişiliklerinin bir uzantısı, insanların onlar adına diktikleri çeşitli kült heykellerde bulunuyordu.[23][24] Bu nedenle kült heykellere sürekli özen ve ilgi gösterilmiş, onlarla ilgilenmesi için rahipler görevlendirilmişti.[23][25] İnsanlar, Enlil'e yiyecek ve diğer insani gereksinimleri sunarak ibadet etmişlerdi.[22] Ritüel olarak tanrının kült heykelinin önüne ziyafet şeklinde sunulan yemeğin,[26][23] Enlil'in günlük yemeği olduğuna inanılmıştı.[22] Ritüelin ardından yemekler, rahip ve tapınak çalışanları tarafından yeniliyordu.[22][27] Bu rahipler aynı zamanda kült heykelin kıyafetlerinin değiştirilmesinden ve yıkanmasından sorumluydu.[24][27]

Nippur'daki Ekur tapınağının kat planı

Sümerler, Enlil'i insanlara merhamet eden; ülkeye bolluk, bereket ve gönenç getiren babacan bir tanrı olarak tasavvur etmişti.[28] Enlil'e adanmış bir Sümer ilahisine göre hiçbir tanrı onun ihtişamına bakmaya cesaret bile edemezdi.[29][30] Aynı ilahiye göre Enlil olmasa "hiçbir kent kurulamaz, hiçbir ev yapılmaz", medeniyet var olmazdı.[30] En eski belgelerde, "tanrıların babası," "göğün ve yerin kralı," "bütün ülkelerin kralı" olarak tanıtılan Enlil,[21] "kızgın fırtına", "vahşi boğa" ve "tüccar" olarak da tanımlanıyordu.[29] Mezopotamyalılar Enlil'i; yaratıcı, baba, kral ve en yüksek rütbeli efendi olarak tasavvur etmişlerdi.[29][31] "Büyük Dağ", "Nunamnir" adıyla da anılan Enlil, bir metinde "Doğu Rüzgârı ve Kuzey Rüzgârı" olarak geçiyordu.[29]

Kral ve hükümdarlar Enlil'in onlara ülkelerin krallığını verdiğini, topraklarını onlar için bereketli kıldığını ve ülkeleri kendi yönetimleri altına almaları için onlara güç verdiğini söyleyerek övünürlerdi. Hükümdarın adını duyuran, yönetim asasını veren ve kayırıcı gözlerle onlara bakan Enlil'di.[28] Kral ve hükümdarlar, Enlil'i örnek bir yönetici olarak görüp onu taklit etmeye çalışmışlardı.[32] İlahide anlatıldığına göre son derece adil olan Enlil, kötülükleri hoş görmezdi.[33] Sümer'in dört bir yanından hükümdarlar, meşruiyetini sağlamak için Nippur'daki Enlil tapınağını ziyaret ederlerdi.[34] Hükümdarlar, Enlil'in iyilikseverliğinin karşılığını, toprakları ve değerli nesneleri onun tapınağına sunarak verirlerdi.[35] Nippur, Sümer şehir devletleri arasında saray inşa edilmeyen tek şehirdi.[22] Bu, Enlil kültünün merkezi olarak şehrin önemini simgeliyor ve Enlil tapınağının şehir için önemini vurguluyordu.[22] Marduk'un baş tanrı olarak Enlil'in yerini aldığı Babil döneminde dahi, Babil kralları hâlâ yönetme haklarının tanınması için Nippur'a seyahat ediyorlardı.[35]

Nippur'daki bir diyorit havanın üzerindeki çivi yazılı yazıt, bunun Gudea'dan Enlil'e bir adak olduğunu belirtir (y. MÖ 2144-2124)

MÖ 24. yüzyılda, tanrı An'ın öneminin azalmasıyla onun sahip olduğu güçlerin çoğu Enlil'e geçmişti.[36][37] Bu döneme ait yazıtlarda Enlil ve An, sıklıkla birlikte anılıyordu.[36] Amori dönemi boyunca Mezopotamya'nın baş tanrısı olan Enlil, Amori hükümdarları tarafından meşruiyetlerinin kaynağı ilan edilmişti.[38] Babil Kralı Hammurabi'nin Sümer'i fethinden sonra Enlil'in önemi azalmaya başladı.[39] Babilliler, Enlil'e "Elil" adı altında ibadet etmişler, Hurriler ise onu kendi tanrıları Kumarbi ile özdeşleştirmişti.[40] Bir Hurri ritüelinde Enlil ve Apantu, İşhara'nın babası ve annesi olarak anılıyordu.[41] Enlil, Ninlil ile birlikte "kudretli ve kadim tanrılar" arasında da anılıyordu.[41] Enlil'in Mezopotamya'da "Bel"[42] ya da "Belum" adlarıyla da tanımlandığı da ileri sürülmüştür.[43] Mezopotamya'da, Baal dâhil olmak üzere diğer isimler Enlil'in karşılığı olarak kullanılan lakaplardı.[43] Enlil'in Akadcadaki karşılığı ise "Ellil"di.[44]

Kassit döneminde (y. MÖ 1592-1155), Nippur'un nüfuzunu yeniden kazanmasıyla Enlil bir kez daha önem kazandı.[39] MÖ 1300'den itibaren Asur panteonunun ulusal ve en üstün tanrısı Aşur ile özdeşleştirildi.[45] MÖ 1230'da Elamlıların Nippur'a saldırmasıyla şehrin gerilemesi, Enlil kültünün de kaybolmasına yol açtı.[39] Yaklaşık yüz yıl sonra Enlil'in panteondaki baş tanrı konumu, Babillilerin ulusal tanrısı Marduk'a verildi.[39]

İkonografi

Gudea'nın Tanrı Ningirsu'ya adanmış tabletinde şu yazıyor: "Ningirsu için, Enlil'in güçlü savaşçısı, onun efendisi, Lagaş'ın ensisi Gudea."

Enlil, yediye kadar öküz boynuzu çifti bulunan, boynuzlu başlık sembolüyle temsil edilirdi.[46] Bu tür başlıklar, ilahi varlıkların ayırt edici simgesiydi[47][48] ve MÖ 3. binyıldan itibaren tanrılar bunlarla resmedildi.[46] Boynuzlu başlık, Sümer tarih öncesi dönemden Pers fethi dönemine (hatta tarihten sonrasına) dek biçim ve anlam açısından çok az değişikliğe uğradı.[46][24]

Sümerlerin numeroloji sisteminde, belirli sayıların özel ritüel anlamlar taşıdığına inanılırdı.[49] Bu sistemde Enlil, onun için kutsal kabul edilen elli sayısı ile ilişkilendirildi.[50] Enlil, An ve Enki ile üçlü tanrı grubunun bir parçasıydı.[15][51][52][53][54] Bu üç tanrı, gece gökteki tüm sabit yıldızların tecessümüydü.[55][53] An, Gök Ekvatoru'ndaki tüm yıldızlarla, Enlil Kuzey Gökyüzü'ndeki yıldızlarla ve Enki Güney Gökyüzü'ndeki yıldızlarla özdeşleştirildi.[55][53] Enlil'in göksel yörüngesi, Kuzey Göksel Yarımküre'nin etrafında sürekli, simetrik bir daireydi.[56] An ve Enki'nin yörüngesininse çeşitli noktalarda kesiştiğine inanılıyordu.[57] Enlil, Çoban Takımyıldızı'yla ilişkilendirilmişti.[29]

Mitoloji

Köken mitleri

Sümerlerin evrenin yaratılışı anlayışlarının ana kaynağı, Gılgamış, Enkidu ve Ölüler Diyarı adlı bir Sümer şiirinin giriş bölümüdür.[58] Yaratılış sürecini anlatan bölümde, başlangıçta sadece ilksel deniz olan Nammu'nun olduğu belirtilir.[59] Ardından Nammu, eril An (Gök) ile dişil Ki'yi (Yer) doğurur. An ve Ki'nin ilişkisinden Enlil doğar.[59] Enlil yerden göğü ayırır ve babası An göğü ele geçirirken Enlil annesi Ki'yi ele geçirir.[60] Enlil ve Ki'nin evlenmesiyle evrenin düzenlenmesi, insanın yaratılışı ve uygarlığın kuruluşu başlar.[60]

Enlil ile Ninlil, bu iki ilah arasındaki ilişkiyi anlatan neredeyse tamamlanmış 152 satırlık bir Sümer şiiridir.[61][62] İlk olarak Ninlil'in annesi Nunbarşegunu, kızına Enlil'in sevgisini nasıl kazanacağı yolunda öğütler verir ve ırmakta yıkanmasını söyler.[63] Ninlil, annesinin öğütlerini dinleyerek ırmağa gider. Enlil burada onu baştan çıkarır ve Ninlil, ay tanrısı Nanna'ya gebe kalır.[62] Bundan ötürü Enlil, ölüler diyarı Kur'a sürgün edilir.[62] Ninlil, Enlil'in peşinden ölüler diyarına gider. Burada Enlil, "kapının adamı" kılığına girmiştir. Ninlil, "kapının adamı" kılığına girmiş Enlil'e, Enlil'in nereye gittiğini sorsa da yanıt alamaz. Bunun üzerine Ninlil ona, Enlil'in onun kralı ve kendisinin de kraliçesi olduğunu hatırlatır. Ardından, hâlâ "kapının adamı" kılığındaki Enlil, Ninlil ile beraber olur. Bu beraberliğin sonucunda Ninlil, ölüler diyarının kralı olarak bilinen Nergal'e gebe kalır.[64] Aynı senaryo tekrarlanır, ancak bu kez Enlil, "insan yutan ırmak, ölüler diyarı ırmağının adamı" kılığındadır. Enlil, Ninlil'i bir kez daha baştan çıkarır ve onu tanrı Ninazu'ya gebe bırakır.[65] Son olarak Enlil, "kayıkçı adam"ın yerine geçer, Ninlil'i bir kez daha baştan çıkarır ve onu "kanal müfettişi" Enbilulu'ya gebe bırakır.[66]

Enlil'in Ninlil'i çeşitli kılıklarda baştan çıkarması, ay tanrısı Nanna'nın yanı sıra çeşitli yer altı tanrılarının kökenlerini açıklamayı amaçlayan jenealojik mitlerdir.[61] Ancak, Enlil ve Ninlil'in ergenlikten yetişkinliğe geçişlerini anlatan bir reşit olma öyküsü olarak da görülebilir.[67] Öyküde Ninlil'in, Enlil'in eşi olarak nasıl bir konuma sahip olduğu da açıklanır: Şiirde Ninlil, "kapının adamı"na, "Enlil senin kralın, ama ben de [senin] kraliçenim" demektedir.[68] Tarihsel açıdan ise öykü, doğru bir şekilde yorumlanmışsa, bir tanrının başkalaşımının bilinen ilk örneği niteliğindedir.[61]

Tufan efsanesi

Tufan efsanesinin Sümer versiyonunda, öykünün başlangıcını kaydeden tabletin bir kısmı yok olduğu için tufanın nedenleri belirsizdir. Anlatıma göre Ziusudra olarak bilinen bir ölümlü, muhtemelen tanrı Enki'nin yardımıyla tufandan sağ çıkmayı başarır. Tablet, tufanın ortasında bir noktada başlar. Yedi gün yedi gece boyunca tufan ülkeyi kasıp kavurur. Ardından güneş tanrısı Utu ortaya çıkar. Ziusudra, geminin bir penceresini açar ve Utu'nun önünde yere kapanır. Daha sonra Utu'nun şerefine bir öküz ve bir koyun kurban eder. Bu noktada yine metnin büyük bir parçası kırıktır. Metin yeniden okunur hâle geldiğinde Ziusudra'nın ölümsüzleştirilmesi betimlenir.[69]

Gılgamış Destanı'nın daha sonra kaydedilen Akad versiyonundaki Tufan öyküsünde, Enlil Tufan'ın müsebbibidir. Enlil'in insanların kitlesel olarak yaptığı gürültüye çok kızdığı, insanların onu uyutmadığı; bu nedenle insanların tümünü dünya üzerinden silmeye kalkıştığı anlatılır.[70] Öykünün bu versiyonunda kahraman, Enki'nin Babil'deki karşılığı Ea tarafından tufanın yaklaştığı konusunda önceden uyarılan Utnapiştim'dir.[71] Yedi gün süren tufan bittiğinde, insanlığın yok oluşuna yas tutan İştar, Utnapiştim'e Enlil'in bir daha böyle bir tufana neden olmayacağı konusunda söz verir.[72] Enlil, Utnapiştim ve ailesinin hayatta kaldığını görünce çok öfkelenir.[73][74] Ancak Ea, insanlık lehine konuşur ve Enlil'e, tufan göndermek yerine vahşi hayvanlar, kıtlık veya salgın hastalıklarla insanlığın fazla nüfus sorununun çözülebilecek olduğunu söyler.[75][73] Bunun üzerine gemiye giden Enlil, Utnapiştim ile karısını önünde diz çöktürür ve tanrılara olan sadakatinden dolayı Utnapiştim'e ölümsüzlük bahşeder.[75][76]

Baş tanrı ve uzlaştırıcı

Kötü ... bitkilerin başını o ezer,

Köklerini çeker çıkarır, başlarını koparır,
... bitkileri kazma kurtarır,
Kazmanın yazgısını Enlil baba belirledi,
Kazma yüceltildi.

Kazmanın Yaratılışı, çev. Samuel Noah Kramer[77]

Erken Hanedan Dönemi'ne (y. MÖ 2900-2350) ait yaklaşık 108 satırlık bir şiirde Enlil, Sümerler için önemli bir tarım aleti olan kazmayı yaratır ve kazmanın yazgısını belirler.[78][79][80] Şiirde, olağanüstü bir güzellikle olduğu belirtilen kazmanın sapının saf altından, başının lapis lazuliden yapıldığı, dişinin ise öküz boynuzu gibi olduğu tasvir edilir.[81][82] Şiirde belirtildiğine göre bu alet; şehirler inşa eder, krala boyun eğmeyen evi boyun eğdirir ve kötü otları temizler.[83][77] Enlil'in, ağaçları ve tarımı var eden olduğuna inanılmıştır.[84]

Enlil Çiftçi Tanrıyı Seçer adlı Sümer şiirinde, "ülkeye bolluk ve refahı getirmeyi" aklına koyan Enlil, biri çoban biri çiftçi olan Emeş ve Enten kardeşleri yaratır. İki kardeşin arasında şiddetli bir kavga çıkar ve sonunda Emeş, Enten'in "tanrıların çiftçisi" olma iddiasına meydan okur. Kardeşler, Enlil'in önünde durumlarını ifade ettikleri Nippur'a giderek Enlil'in huzuruna çıkarlar. Karar, Enten lehine olur ve uzlaşma sağlanır. Bu mit, Kutsal Kitap'taki Habil ve Kabil öyküsünün günümüze ulaşmış en yakın Sümer versiyonu olsa da cinayetle değil uzlaşmayla sonuçlanması bakımından değişiklik gösterir.[85]

Ninurta efsaneleri

Ninurta, Enlil tapınağından Kader Tableti'ni çalmış olan Anzû'yu yıldırımlarıyla takip ederken (Austen Henry Layard, Monuments of Nineveh, 2. cilt, 1853)

Sümer şiiri Lugale'de Enlil, oğlu tanrı Ninurta'ya demon Asag'ı nasıl öldüreceği konusunda yardımcı olur. Bu öğüt Ninurta'ya, tanrılar diyarına Enlil'den öğüt almak üzere gönderilen, Ninurta'nın sihirli gürzü Şarur tarafından iletilir.[86]

Eski, Orta ve Geç Babil'deki Anzû ve Kader Tableti mitlerinde Anzû, dev ve azman bir kuştur.[87] Enlil'e ihanet eder ve Enlil'e yetki veren kutsal bir kil tablet olan Kader Tableti'ni Enlil banyo yapmaya hazırlanırken çalar.[88][89][90] Nehirler kurur ve tanrılar güçlerinden arındırılır.[90] Tanrıların Anzû'yu yenmesi için gönderdiği Adad, Gerra ve Şara başarısız olur.[90] Nihayetinde tanrı Ea, Enlil'in oğlu Ninurta'nın gönderilmesini tanrılara önerir.[90] Neticede Ninurta, Anzû'yu alt eder ve Kader Tableti'ni babasına iade eder.[90] Ödül olarak Ninurta'ya tanrılar meclisinde önemli bir yer verilir.[90]

Tanrılar savaşı

Yeni Asur Dönemi'ne (MÖ 911-612) ait ağır hasarlı bir metinde, Anunnaki'den oluşan ordusunu Nippur'a yönlendiren Marduk, bir kargaşaya sebep olur. Bu kargaşalık bir taşkına neden olur ki bu da Enlil'in egemenliği altındaki Nippur'un yerleşik tanrılarını, Ninurta'nın ana tapınağı Eşumeşa'ya sığınmaya mecbur eder. Enlil, Marduk'un haddini aşmasına öfkelenerek Eşumeşa'ya sığınan tanrılara Marduk ile Anunnaki'yi tutsak almalarını emreder. Anunnaki yakalanır ancak Marduk, Muşteşirhablim'i Eşumeşa'daki tanrılara ayaklanması için görevlendirir. Aynı zamanda ulağı Neretagmil'i, okuryazarlık tanrısı Nabu'yu teyakkuza geçirmesi için gönderir. Eşumeşa'daki tanrılar Nabu'nun sesini duyduğu vakit, ona bakınmak için tapınaklarından çıkar. Marduk, Eşumeşa'daki tanrıları alt eder ve Enlil'in de aralarında bulunduğu 360'ını savaş esiri olarak alır. Enlil, Eşumeşa'daki tanrıların masum olduğunu iddia etse de Marduk, onları Anunnaki'nin önünde yargılar. Damkianna'nın (Ninhursag'ın diğer adı) tanrılara ve insanlığa bir uyarısı ile biten metin, Anunnaki ile Eşumeşa'daki tanrılar arasındaki savaşın bir daha tekrar edilmemesini temenni eder.[91]

Ayrıca bakınız

Kaynakça

Özel
  1. ^ Coleman 2007, s. 335.
  2. ^ Kramer 1983, ss. 115-121.
  3. ^ Hess, Christian W. (2012). "Enlil". Roger S. Bagnall, Kai Brodersen, Craige B. Champion, Andrew Erskine, Sabine R. Huebner (Ed.). The Encyclopedia of Ancient History (İngilizce) (1. bas.). Blackwell Publishing. s. 2413. doi:10.1002/9781444338386.wbeah24074. 
  4. ^ Halloran 2006.
  5. ^ Stone, Adam. "Enlil/Ellil (god)". Ancient Mesopotamian Gods and Goddesses (İngilizce). Oracc and the UK Higher Education Academy. 17 Aralık 2014 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 20 Aralık 2020. 
  6. ^ Wang, Xianhua. The Metamorphosis of Enlil in Early Mesopotamia (İngilizce). ss. 6-22. 12 Nisan 2022 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 20 Aralık 2020. 
  7. ^ a b Holland 2009, s. 114.
  8. ^ a b Nemet-Nejat 1998, s. 182.
  9. ^ Jacobsen, Thorkild (1989). "The líl of En-líl". Berens, H.; Loding, D. M.; Roth, M. T. (Ed.). DUMU-É-DUB-BA-A: Studies in Honor of Åke W. Sjöberg (İngilizce). University of Pennsylvania Museum of Archaeology and Anthropology. ss. 267-276. ISBN 978-0934718981. 
  10. ^ a b Çığ 2013, s. 53.
  11. ^ a b Leick 2019, s. 197.
  12. ^ Michalowski, Piotr (1998). "The unbearable lightness of Enlil". Prosecký, J. (Ed.). Intellectual Life of the Ancient Near East (İngilizce). The Oriental Institute of the Academy of Sciences of the Czech Republic. s. 240. 
  13. ^ van der Toorn, Becking & Willem 1999.
  14. ^ Steinkeller, Piotr (1999). "On Rulers, Priests, and Sacred Marriage: Tracing the Evolution of Early Sumerian Kingship". Watanabe, K. (Ed.). Priests and Officials in the Ancient Near East (İngilizce). s. 114, n. 36. 
  15. ^ a b c d e f Marcus & Pettinato 2005, s. 2799.
  16. ^ Çığ 2013, s. 194.
  17. ^ Hallo 1996, ss. 231-234.
  18. ^ Black & Green 2003, s. 70 ve 74.
  19. ^ a b c Black & Green 2003, s. 70.
  20. ^ Black & Green 2003, s. 130.
  21. ^ a b Kramer 2002, s. 165.
  22. ^ a b c d e f Janzen 2004, s. 247.
  23. ^ a b c Black & Green 2003, s. 197.
  24. ^ a b c Nemet-Nejat 1998, s. 186.
  25. ^ Nemet-Nejat 1998, ss. 186-188.
  26. ^ Nemet-Nejat 1998, ss. 186-187.
  27. ^ a b Black & Green 2003, s. 140.
  28. ^ a b Kramer 2002, s. 160.
  29. ^ a b c d e Black & Green 2003, s. 74.
  30. ^ a b Kramer 2002, ss. 163-164.
  31. ^ Kramer 2002, ss. 160-161.
  32. ^ Grottanelli & Mander 2005, s. 5, 162a..
  33. ^ Kramer 2002, ss. 161-162.
  34. ^ Littleton 2005, ss. 480-482.
  35. ^ a b Littleton 2005, s. 482.
  36. ^ a b Schneider 2011, s. 58.
  37. ^ Kramer 2002, ss. 159-160.
  38. ^ Schneider 2011, ss. 58-59.
  39. ^ a b c d Schneider 2011, s. 59.
  40. ^ Coleman & Davidson 2015, s. 108.
  41. ^ a b Archi 1990, s. 114.
  42. ^ Bertman 2003, s. 117.
  43. ^ a b Narçın 2010, s. 120.
  44. ^ Narçın 2010, s. 122.
  45. ^ Black & Green 2003, ss. 40-41.
  46. ^ a b c Black & Green 2003, s. 52.
  47. ^ Black & Green 2003, s. 199.
  48. ^ Nemet-Nejat 1998, ss. 185.
  49. ^ McEvilley 2002, ss. 171-172.
  50. ^ Röllig 1971, ss. 499-500.
  51. ^ Tsumura 2005, s. 134.
  52. ^ Delaporte 1996, s. 137.
  53. ^ a b c Nemet-Nejat 1998, s. 203.
  54. ^ Kramer 2002, ss. 159-164.
  55. ^ a b Rogers 1998, s. 13.
  56. ^ Levenda 2008, s. 29.
  57. ^ Levenda 2008, ss. 29-30.
  58. ^ Kramer 1999, ss. 66-69.
  59. ^ a b Kramer 1999, ss. 81-83.
  60. ^ a b Kramer 1999, s. 83.
  61. ^ a b c Kramer 1999, s. 88.
  62. ^ a b c Jacobsen 1946, ss. 128-152.
  63. ^ Kramer 1999, s. 89.
  64. ^ Kramer 1999, ss. 90-93.
  65. ^ Kramer 1999, s. 93.
  66. ^ Black, Cunningham & Robson 2006, s. 106.
  67. ^ Leick 2013, s. 66.
  68. ^ Leick 2013, s. 67.
  69. ^ Kramer 1999, ss. 173-174.
  70. ^ Dalley 1989, ss. 109-111.
  71. ^ Dalley 1989, ss. 109-110.
  72. ^ Dalley 1989, ss. 113-115.
  73. ^ a b Çığ 2008, s. 37.
  74. ^ Dalley 1989, s. 115.
  75. ^ a b Dalley 1989, ss. 115-116.
  76. ^ Çığ 2008, s. 38.
  77. ^ a b Kramer 1999, s. 104.
  78. ^ Kramer 1999, ss. 102-104.
  79. ^ Green 2003, s. 37.
  80. ^ Hooke 2002, s. 33.
  81. ^ Çığ 2013, s. 64.
  82. ^ Kramer 1999, s. 103.
  83. ^ Çığ 2013, s. 65.
  84. ^ Çığ 2013, s. 55.
  85. ^ Kramer 1999, ss. 98-102.
  86. ^ Penglase 1994, s. 68.
  87. ^ Leick 1991, s. 9.
  88. ^ Black & Green 2003, s. 122.
  89. ^ Leick 1991, ss. 9-10.
  90. ^ a b c d e f Leick 1991, s. 10.
  91. ^ Oshima 2010, ss. 145-146.
Genel

Dış bağlantılar

İlgili Araştırma Makaleleri

<span class="mw-page-title-main">Sümerler</span> Güney Mezopotamyadaki eski medeniyet ve tarihi bölge

Sümerler, yaklaşık MÖ 4000-2000 yılları arasında Irak'ın güneyinde yerleşik hayata geçmiş olup medeniyetin beşiği olarak bilinen coğrafi bölgede yaşamış bir uygarlıktır. MÖ 6'ncı ve 5'nci milenyumda Kalkolitik ve Erken Tunç Çağı dönemi arasında ortaya çıkmış olup Dünyanın bilinen en eski uygarlıklarından birisi olarak kabul edilmektedir.

<span class="mw-page-title-main">Mezopotamya</span> Dicle ve Fırat nehirleri arasında kalan bölge

Mezopotamya, Orta Doğu'da, Dicle ve Fırat nehirleri arasında kalan bölge. Mezopotamya günümüzde Irak, kuzeydoğu Suriye, Güneydoğu Anadolu Bölgesi ve güneybatı İran topraklarından oluşmaktadır. Büyük bölümü bugünkü Irak'ın sınırları içinde kalan bölge, tarihte birçok medeniyetin beşiği olmuştur. Mezopotamya'da yer alan şehirler günümüzde sürekli gelişmektedir. Ayrıca bu bölgede bol miktarda petrol bulunmaktadır.

<span class="mw-page-title-main">Enki</span>

Enki, su, bilgi (gestú), zanaatlar (gašam) ve yaratılışla (nudimmud) ilgili Sümer tanrısıdır. Anunnaki grubunun bir üyesidir. Daha sonra Akad (Asur-Babil) dininde Ea veya Ae olarak anılmıştır. Bazı bilim insanları tarafından Kenan dinindeki Ia ile özdeşleştirilir. İsmi Yunan kaynaklarında Aos olarak geçer.

<span class="mw-page-title-main">Anzû</span>

Anzû ya da d ya da İmdugud, antik Mezopotamya dininde geçen daha küçük bir tanrı ya da canavardır. Tanrıça Siris'in oğludur. Zu ve Siris, ateş ve su soluyabilen dev kuşlar olarak görülmüştür. Buna rağmen, Zu aslan başlı bir kartal olarak da tasavvur edilmiştir.

<span class="mw-page-title-main">Anunnaki</span> Antik Mezopotamya geleneğinde bir ilah grubu

Anunnaki, antik Sümer, Akad, Asur ve Babillerin mitolojik geleneklerinde ortaya çıkan bir tanrı grubudur. Kaç Anunnaki olduğu ve hangi rolü üstlendiklerine dair açıklamalar hem değişkenlik gösterir hem de çoğu zaman tutarsızdır. Akad öncesi dönemden kalma en eski Sümer yazılarına göre Anunnaki, panteondaki en güçlü tanrılardır; gök tanrısı An ile yer tanrıçası Ki'nin torunlarıdır, asıl işlevleriyse insanlığın yazgısını belirmektedir.

<span class="mw-page-title-main">Mezopotamya mitolojisi</span> Dicle ve Fırat nehirleri arasında ki bölgede gelişen fikirler ya da öğretiler

Mezopotamya mitolojisi, Sümerlerin dini evrendeki güç, nesne ve varlıkları temsil eden Antropomorfik tanrı ve tanrıçalar içerirdi. Sümerlerin inanışına göre insanlar başta tanrılar tarafından hizmetçi, köle olarak yaratılmış fakat daha sonra özgürleştirilmiştirler.

<span class="mw-page-title-main">İnanna</span> Sümer tanrıçası

İnanna ; aşk, güzellik, seks, savaş, adalet ve siyasi güçle ilişkilendirilen antik Mezopotamya tanrıçasıdır. Sümerlerde kendisine "İnanna" adıyla ibadet edilirken daha sonraki dönemlerde Akad, Babil ve Asurlular tarafından İştar olarak tanımlanmış ve "Cennetin Kraliçesi" olarak anılmıştır. Ana tapınma merkezi Uruk'taki Eanna Tapınağı'dır ve buranın koruyucu tanrıçası kabul edilmiştir. Venüs gezegeniyle ilişkilendirilmiş ve aslan ile sekiz köşeli yıldız, en belirgin sembolü olmuştur. İştar'ın kocası, daha sonraki dönemlerde Tammuz olarak anılacak olan Tanrı Dumuzid iken yardımcısı (sukkal) ise sonraki dönemlerde erkek tanrılar İlabrat ve Papsukkal ile bir tutulacak olan Ninşubur'dur.

Sümer mitolojisi, Sümerler'in yıkılışlarına kadarki dönemde din ve bilimle ilgili kültürünü içerir. Birçok tanrı ve tanrıçaları vardır ve onlar Sümer mitolojisini oluşturur. Bu tanrılar ve tanrıçalar Yaradılış Destanı, Tufan hikâyesi gibi edebî eserlerde açıkça belirtilmektedir.

<span class="mw-page-title-main">Sümer edebiyatı</span> MÖ 18-17. yüzyıl yazıları

Sümer edebiyatı, Sümer uygarlığı tarafından sürdürülen ve daha sonraki Akad ve Babil imparatorlukları tarafından büyük ölçüde korunan dini yazılar ve diğer geleneksel hikâyeler de dahil olmak üzere, bilinen en eski kayıtlı edebiyat külliyatını oluşturur. Bu kayıtlar Orta Tunç Çağı sırasında MÖ 18. ve 17. yüzyıllarda Sümer dili ile yazılmıştır.

<span class="mw-page-title-main">Aşur (tanrı)</span> mezopotamya tanrısı

Aşur, Asur kentinin ve Asurluların ulusal tanrısıdır.

<span class="mw-page-title-main">Antik Mezopotamya dini</span> din

Antik Mezopotamya dini, Antik Mezopotamya medeniyetlerinin, özellikle yaklaşık MÖ 3500 ve 400 yılları arasında Sümer, Akad, Asur ve Babil medeniyetlerinin dinî inançlarına ve uygulamalarına atıfta bulunur. Antik Mezopotamya dininin temelleri Erken Sümer Hanedanları tarafından atılmış, daha sonra oluşan uygarlıklar ve bölgeye yerleşen kavimler bu dinî yapıyı benimsemiştirler. Her ne kadar bölgenin bölümleri arasında farklılık gözlense de temel dinî figürler, destanlar ve inanışlar aynı kalmıştır. Politeistik bir din olan Mezopotamya dininin tanrı ve tanrıçaları zaman içinde isim değiştirse de özellikleri genelde aynı kalmıştır fakat dinler tinsel olarak nitelik kazanmıştır.

<span class="mw-page-title-main">Ninurta</span> Antik Mezopotamya tanrısı

Ninurta (Sümerce: 𒀭𒊩𒌆𒅁 DNIN.URTA. Anlamı bilinmiyor.) veya bilinen diğer adıyla Ninĝirsu (Sümerce: 𒀭𒊩𒌆𒄈𒋢 DNIN.ĜIR2.SU Anlamı: "Girsu'nun Lordu"), erken Sümerlerde ilk ibadet edilen tarım, şifa, avcılık, hukuk, yazı ve savaşla ilgili antik Mezopotamya tanrısıdır. İlk kayıtlara göre, tarım ve insanları hastalıklar ile demonların güçlerinden koruyan şifa tanrısıdır. Daha sonraki zamanlarda ise Mezopotamya daha askerî bir hâle geldikçe, daha önceki tarımsal niteliklerinin çoğunu elinde tutmakla birlikte savaşçı bir tanrı olmuştur. Baş Tanrı Enlil'in oğlu olarak kabul edilmiştir. Sümerlerdeki ana tapınma merkezi, Nippur'daki Eşumeşa tapınağıydı. Ninĝirsu, Lagaş'ta kendisine ait tapınağı yeniden inşa eden Lagaş Kralı Gudea tarafından onurlandırılmıştır.

Antik Mezopotamya mitolojisinde Kader Tableti , çivi yazısı yazılmış bir kil tablet olarak tahmin edilmektedir. Bu tablet, kalıcı bir yasal belge olarak, Tanrı Enlil'e, evrenin yönetici olarak üstün bir yetki vermektedir. Ninurta ve Kaplumbağa adlı Sümer şiirinde tablet Enlil'de değil Enki'dedir. Bu şiirle Akadca yazılmış ola Anzû şiirinde tablet İmdugud (Sümerce) ya da Anzû (Akadca) tarafından çalınacağı korkusunu belirtmektedir. Efsaneye göre tablete sahip olan herkes evrene hükmetmektedir. Babil Enûma Eliš'te Tiamat bu tableti Kingu’ya verir ve ordusuna emir verir. Tanrıların savaşı seçilen Marduk, Tiamat ile ordusuyla savaşır ve onu yok eder. Marduk, Kader Tableti'ni kendisi için talep eder ve böylece tanrılar arasındaki yönetimini güçlendirecektir.

Zababa İngilizce telaffuz: ['zɑːbɑːbɑː] antik Mezopotamya'daki Kiş şehrinin koruyucu tanrısı olan bir savaş tanrısıdır. Tanrı Ninurta ile bağlantılıdır ve Zababa'nın sembolü - kartal başlı asa- Ninurta'nın sembolünün yanında sık sık tasvir edilmiştir. Inanna ve Baba, eşleri olarak tanımlanmıştır. Tapınağı, E-meteursag idi. Zababa'nın onuruna adı birkaç antik Mezopotamya kralına verilmiştir.

Ninazu, Sümer mitolojisine göre yeraltı ve şifa tanrısıdır. Enlil ve Ninlil'in ya da alternatif geleneklerde Ereşkigal ve Gugalana'nın oğluydu. Karısı genellikle Tanrıça Ninigirida ve oğlu ise Ningiszida olarak betimlenmiştir. Ninazu, Eşnunna'nın yeni koruyucu ilahı oluncaya kadar Eşnunna ve Enegi şehrinin koruyucu ilahıydı.

<span class="mw-page-title-main">Marduk Heykeli</span> Babilin koruyucu tanrısı Mardukun fiziksel temsili

Marduk Heykeli ya da bilinen diğer adıyla Bêl Heykeli, Babil antik kentinin koruyucu tanrısı Marduk'un geleneksel olarak şehrin ana tapınağı kabul edilen Esagila'da yer alan bir heykeldi. Babil'de yedi Marduk heykeli mevcutken Esagila'da belirgin bir yere yerleştirilmiş ve şehrin ritüellerinde kullanılmış olan bu heykel, genellikle tanrının ana heykeline atıfta bulunur. Asullḫi olarak da adlandırılan heykel, mēsu adı verilen bir ağaç türünden yapılmış ve altın ve gümüşle kaplanmıştı.

<span class="mw-page-title-main">Mezopotamya tanrıları listesi</span> Vikimedya liste maddesi

Mezopotamya tanrıları, bölge halkları tarafından tapınım gören tanrılardır.

<span class="mw-page-title-main">Enlil ile Ninlil</span> Sümer yaratılış miti

Enlil ile Ninlil, Enlil ile Ninlil miti veya Enlil ile Ninlil: Nanna'nın doğuşu, MÖ 3. binyılın ortalarından sonlarına kadar kil tabletlere yazılmış bir Sümer yaratılış mitidir.

Kış ile Yaz arasındaki tartışma veya Emeş ve Enten efsanesi, MÖ 3. binyılın ortalarından sonlarına kadar kil tabletler üzerine yazılmış bir Sümer yaratılış mitidir. Hava tanrısı Enlil, yarı tanrısal özelliklere sahip iki kardeş Emeş (Yaz) ve Enten'i (Kış) birlikte yaratır ve onlara çeşitli görevleri verir. Bu iki kardeş Enlil'in verdiği görevleri tamamladıktan sonra Nippur'daki "yaşam evi"ne giderek ona hediyeler sunarlar. Ancak aralarında kıskançlık nedeniyle bir çekişme başlar. Kıskançlığın nedeni ise Enten'in kendini "tanrıların çiftçisi" olarak tanıtmak istemesidir.

<span class="mw-page-title-main">İsin Hanedanı</span> Antik Sümer hanedanı

İsin Hanedanı, yaklaşık olarak, MÖ 1970 ile MÖ 1730'lu yıllar arasında, bugünkü Irak'ın Kadisiye ilinde bulunan İsin harabelerinin bulunduğu yerinde kurulan krallık. Üçüncü Ur Hanedanı son kralı İbbi-Sin'in İsin valisi İşbi-Erra tarafından kurulmuş, Amurrular, Elamlılar ve rakipleri olan Larsa Krallığı ile mücadele etmişlerdir. Kendi dönemlerinde Üçüncü Ur Hanedanı'ndan sonra kısa süreli Mezopotamya birliğini sağlamış, Lipit-Eshtar döneminde Larsa Krallığı hakimiyetine girmişlerdir. İsin Krallığı, Sümer kralları listesine göre MÖ 1730'lu yıllara kadar varlığını sürdürmüştür.