
Obsidiyen ya da cam kaya, ekstrüzif doğal olarak magmatik bir kaya olarak oluşan volkanik bir cam formudur.

Homo erectus, en eski kalıntıları 2 milyon yıl öncesine tarihlendirilen, Pleistosen'de yaşamış soyu tükenmiş bir arkaik insan türüdür. Örnekleri Homo (insan) cinsinin ilk tanınabilen üyeleri arasındadır.

Eutheria, keselilere göre etenelilerle daha yakından ilişkili olan tüm doğurgan memelileri (Theria) kapsayan bir kladdır.

Rallidae, Gruiformes takımına bağlı bir kuş familyasıdır.

Mau Mau İsyanı ya da Mau Mau Direnişi, 1952-1960 yılları arasında İngiliz Kenya Kolonisi'nde bağımsızlık amacıyla gerçekleştirilmiş (1920-1963), Kenya Toprak ve Özgürlük Ordusu ile İngiliz yetkililer arasındaki bir savaştır.

Orrorin, Homininae içerisinde yer alan, primatların soyu tükenmiş bir cinsidir. Her ikisi de Kenya'da yer alan Miyosen tarihli Lukeino Oluşumu ve Pliyosen tarihli Mabaget Oluşumu'ndan çıkarılan örneklerinden bilinir. İki ayak üzerinde durabilen ilk hominidlerden olabileceği için paleoantropolojik açıdan önemli görülür.
İnsan evriminin fosil listesi, insanın evrimiyle ilgili birçok kayda değer primat fosilleri hakkında genel bir bakış sunmaktadır. Genellikle her ne kadar eksiksiz ve tam kafatasları veya bütün bir iskelet fosili nadir olarak bulunmasıyla beraber sadece birkaç kemik parçalarından veya dişten oluşan parçalar hâlinde binlerce fosil buluntular da mevcuttur. Bu liste eksiklikleri tamamlamaktan ziyade insan evriminde en önemli buluntulardan bazılarını göstermeyi amaçlamaktadır. Listede yer alan fosiller radyometrik tarihleme yöntemi veya bulundukları katmanların yaşlarının hesaplanmasıyla belirlenmiş olan tahmini yaşlarına göre sıralandırılmıştır. Listede gösterilen fosillerin çoğu Homo sapiens'in doğrudan atası olmamakla beraber insanın doğrudan atalarıyla yakın ilgilidir ve bu yüzden insan soy çizgisinin araştırılmasında önemlidir. Yalnızca insana şempanzeden daha yakın olan ya da daha yakın olabilecek türlere ait fosiller listelenmiştir.

Songo Mnara, Güney Tanzanya'daki Swahili Sahili'nde yer alan bir taş şehirdir. Taş şehir, 14. yüzyıldan 16. yüzyıla kadar varlığını sürdürmüştür. Songo Mnara, yakınlardaki Kilwa Kisiwani taş şehri ile birlikte UNESCO tarafından Dünya Mirası olarak ilan edilmiştir. Arkeologlar kalıntılarda altı adet cami, dört mezarlık alanı ve iki düzine ev bloğu buldu. Songo Mnara, kaba mercan ve harçtan yapılmıştır. Bu taş şehir, Hint Okyanusu'ndaki birçok ticaret kentinden biri olarak inşa edilmiştir.
Ngườm, Vietnam'ın kuzeyindeki Thái Nguyên ilinde bulunan bir arkeolojik sit alanıdır. Thần Sa Nehri yakınında yer alan bir kireçtaşı kayalık üzerinde bulunan ve 1981 yılında Vietnam Arkeoloji Enstitüsü'nden bir grup arkeolog tarafından kazılar yapılan bir kaya sığınağıdır. Kazılarda, radyokarbon testlerine göre, günümüzden 23.000 yıl öncesine tarihlenen kuşbaşı taş eserler bulunmuştur. Alan, Güneydoğu Asya'daki diğer alanlara kıyasla, taş kalıntı topluluğundaki eserlerin alışılmadık derecede yüksek olması nedeniyle önemlidir.

Jerimalai, Doğu Timor'un doğu ucunda bulunan Tutuala'nın güneydoğusunda yer alan bir kireç taşı mağaradır. Jerimalai'de gerçekleştirilen kazılarda bulunan balık kalıntıları ve balık kancaları, günümüzden 42.000 yıl önce Timor sakinlerinin balıklçılık tekniklerinde ileri teknikleri kullandığını belgelemektedir.

Varna Nekropolü Varna Gölü'ne yarım km, şehir merkezine 4 km uzaklıkta, şehrin batısındaki sanayi bölgesinde bulunan, prehistorik çağa ait en önemli arkeolojik alanlardan biri olarak kabul edilen tarih öncesi mezarlık. Kazılarda, M.Ö. 4600-4200 yıllarına ait dünyanın en eski altın hazineleri bulunmuştur.

Bass Boğazı, Avustralya'nın Victoria eyaletini, güneydeki Tasmanya Adası'ndan ayıran boğaz.

Mesannepada, Mesh-Ane-pada ya da Mes-Anne-pada, Sümer kralları listesinde Birinci Ur Hanedanı için listelenen ilk kraldır. Uruk'lu Lugal-kitun'u devirerek 80 yıldır hüküm sürdüğü kaydedilmiştir: "Sonra Unug (Uruk) yenildi ve krallık Urim'e (Ur) alındı." Ur Kraliyet Mezarlığı'nda bulunan mühürlerinden birinde Kiş kralı olarak da tanımlanmaktadır.

Geç Taş Devri (LSA/GTD), Afrika tarih öncesinde Orta Taş Devri'ni izleyen bir dönemdir.
Njoro Nehri Mağarası, Kenya, Mau Escarpment'da yer alan, ilk olarak 1938'de Mary Leakey ve kocası Louis Leakey tarafından kazılan bir arkeolojik sit alanıdır. Kazılar sonucunda, Elmenteitan çobanlarının günümüzden yaklaşık 3350-3050yıl önce Pastoral Neolitik dönemde oluşturduğu bir toplu yakma alanını ortaya çıkarıldı. Kazılarda ayrıca çanak çömlek, boncuklar, taş kaseler, sepet işi, havaneli ve pullar ortaya çıkarıldı. Leakeys'in kazısı, bölgedeki antik boncukları ve aletleri ortaya çıkaran en eski kazıydı ve 1950'de daha sonra yapılan bir araştırma, Doğu Afrika'da radyokarbon tarihlemesini kullanan ilk araştırma oldu.

Sungir ; 1955'te Rusya'nın Vladimir Oblastı'nda yer alan Sungir deresi yakınlarında keşfedilen, bir mamut avcısı kültürüne ait 28 ila 32 bin yıllık bir arkeolojik sittir. Homo sapiens'in Avrasya'da yer alan en eski kayıtlarından biri olan gömü alanı; içindeki mezarlar ile, o dönemde yaşayan insanların DNA'larının gerektirdiğinin ve diğer Homo ve hayvan türlerinin davranışlarının çok ötesinde sosyopolitik kodlar geliştirdiğini kanıtlamaktadır.

Alepotrypa mağarası, Mora yarımadasının Manya bölgesinde bulunan bir arkeolojik sit alanıdır. Sit alanı, ilk çiftçilerin yaşadığı bir yer olmasının yanı sıra, mezar alanı ve ibadet alanı olarak da kullanılmıştır. Arkeolojik kanıtlar, mağara alanının Avrupa'da günümüze kadar bulunan en büyük Neolitik mezar alanlarından biri olduğunu ortaya koydu. Bölgede MÖ 4. binyıla tarihlenen bir mezardan iki yetişkin insan iskeleti ve en az 170 ayrı kişiye ait kalıntılar bulundu. Arkeologlar, MÖ 2. binyıla tarihlenen ve Alepotrypa'da yeniden gömüldüğü anlaşılan bir Miken mezarını ortaya çıkardılar. Yeniden defin işleminin nedeni ortaya çıkarılamadı. Doğrudan bir kanıt bulunmamakla birlikte, mezar alanının Alepotrypa'yı klasik mitolojide Hades'in Tainaron'a giriş yaptığı kapıya bağladığına inanılmaktadır.

Hušnjakovo Tepesi olarak da bilinen Krapina Neandertal Sit alanı, Paleolitik bir arkeolojik sit alanıdır. Bölge ilk olarak 1899 ve 1905 yılları arasında kazı yapan ve daha sonra burada bulunan Neandertaller hakkında ilk yayınlar olan iki monograf yayınlayan Dragutin Gorjanović-Kramberger tarafından keşfedildi. Hrvatsko Zagorje'deki Krapinica Nehri'ne bakan bir kumtaşı kayalığında yer alan prehistorik alan çökmüş bir mağarada yer almaktadır.

Pešturina güneydoğu Sırbistan'daki Nişka Banya belediyesinde yer alan bir mağaradır. Jelašnica'nın güneybatısında, Niş'in 20 kilometre (12 mi) güneydoğusunda yer alır. 2006 yılında başlayan arkeolojik kazılardan bu yana Orta ve Üst Paleolitik dönemlere ait eserler keşfedilmiştir. Musteryen kültürü olarak tanımlanan kalıntılar, 102.000 BP + 5.000 ila 39.000 BP + 3.000 arasına tarihlenmektedir, bu tarih aralığı Pešturina'yı hayatta kalan en son Neandertal habitatlarından biri halline getirmektedir. Mağara "Sırp Atapuercası" olarak da bilinmektedir.

Çin-Kenya ilişkileri, Çin Halk Cumhuriyeti ile Kenya ülkeleri arasındaki ikili ilişkileri kapsar. İki ülke arasındaki ilişkiler 1963'te kuruldu; bu ilişkiler 1967'de geçici bir süre için askıya alındı, lâkin 1978'te bunlar yeniden kuruldu. Bu zamandan beri, iki ülke arasındaki ekonomik ve yatırım anlaşmaları büyük oranda genişletildi ve Çin günümüzde Kenya'nın en büyük ticaret ortağıdır. Ticaret, yatırım ve Çin önderliğindeki altyapı projelerinin Kenya'nın kalkınmasına genel açıdan yarar getirmiş olması ve bunların her iki hükûmet tarafından "kazan kazan" işbirlikleri olarak nitelendirilmesine rağmen, hem yerel medya hem de yabancı gözlemciler, hem Kenya'nın Çin'den aldığı kredilerin olası sonuçlarını hem de Kenya ekonomisinin yabancı sermaye ve ürünlere bağımlılığını eleştirmiştir. Çin-Kenya ilişkileri bünyesindeki en büyük girişimlerden biri olan ve Çin finansmanlığı ile müteahhitlerin kullanımıyla Nairobi, Kenya, Uganda, Güney Sudan ve Ruanda arasında bağlantı oluşturması planlanan Standart Hat Açıklıklı Demiryolu projesi, finansal zorluklar, ihale sürecinin yasallığına ilişkin sorular ve Mombasa Limanı'nın sözde teminatlandırılması hakkında iddialar tarafından etkilenmiş ve bu nedenle daha fazla ihtilaf yaratmıştır.