İçeriğe atla

Enflasyon

2023 yılında dünya ülkelerinin enflasyon oranları

Enflasyon veya parasal şişkinlik, ekonomideki mal ve hizmetlerin fiyatlarındaki genel artıştır. Bu genellikle tüketici fiyat endeksi (TÜFE) kullanılarak ölçülür.[1][2][3][4] Genel fiyat seviyesi yükseldiğinde, her bir para birimi daha az mal ve hizmet satın alır; sonuç olarak, enflasyon paranın satın alma gücünde bir azalmaya karşılık gelir.[5][6] TÜFE enflasyonunun tersi, mal ve hizmetlerin genel fiyat seviyesinde bir düşüş olan deflasyondur. Enflasyonun yaygın ölçüsü, genel bir fiyat endeksindekinin yıllık olarak yüzde değişimi olan enflasyon oranıdır.[7] Hanelerin karşılaştığı fiyatların hepsi aynı oranda artmadığından, bu amaçla genellikle tüketici fiyat endeksi (TÜFE) kullanılır.

Enflasyondaki değişiklikler, yaygın olarak mal ve hizmetlere yönelik reel talepteki dalgalanmalara (maliye veya para politikasındaki değişiklikler de dâhil olmak üzere talep şokları olarak da bilinir), enerji krizlerinde olduğu gibi mevcut arzdaki değişikliklere (arz şokları olarak da bilinir) veya kendi kendini gerçekleştirebilen enflasyon beklentilerindeki değişikliklere bağlanır.[8] Ilımlı enflasyon, ekonomileri hem olumlu hem de olumsuz yönde etkiler. Olumsuz etkiler arasında para tutmanın fırsat maliyetinde artış, yatırım ve tasarrufları caydırabilecek gelecekteki enflasyona ilişkin belirsizlik ve enflasyonun yeterince hızlı olması durumunda tüketicilerin gelecekte fiyatların artacağı endişesiyle stok yapmaya başlaması nedeniyle mal kıtlığı sayılabilir. Olumlu etkiler arasında nominal ücret katılığı nedeniyle işsizliğin azaltılması, merkez bankasına para politikasını yürütmede daha fazla özgürlük tanınması, para istifleme yerine kredi ve yatırımın teşvik edilmesi ve deflasyonla ilişkili verimsizliklerden kaçınılması yer almaktadır.

Avrupa'da ilk enflasyon

Avrupa'nın enflasyonla ilk karşılaşması olan fiyat devrimi ilk olarak tefecilerin günahkarlıklarına bağlandı. 1550'den itibaren de, Salamanca Üniversitesinin araştırmaları yoluyla İspanyol altınının ve gümüşünün kıta içine akmasına bağlandı. "İspanya'yı yoksul yapan" diye yazıyor bir yorumcu "onun zenginliğidir". Çağdaş tarihçilerin görüşü fiyatların vahşice dalgalanması ve hükûmetlerin bununla baş edebilmek için madenî paralarındaki altın ve gümüş miktarını tekrar tekrar azaltma çabalarıyla bulansa da, on altıncı yüzyıldaki genel eğilimin düzenli fiyat artışı olduğu tümüyle ortadadır. Örneğin madenî para kaynağı kısmen kısıtlı olan Fransa'daki tahıl fiyatları 1600'de 1500'e göre yedi kat fazlaydı.

Enflasyonun çeşitleri

Enflasyon, genellikle talep şişkinIiği ve maliyet masraflarının kabarmasından ileri gelebilir. Maliyet enflasyonu ile talep enflasyonu, tavukla yumurta gibi, biri diğerinin sebebidir. Her ikisinin sebebi de ekonomide dengelerin bozulmasıdır. Bir diğer enflasyon türü de yerleşik enflasyondur.

  • Talep enflasyonu: (En çok rastlanan) Talep enflasyonu, para bolluğundan dolayı daha fazla mal ve hizmet talep edilmesine ve fiyatların artmasına yol açan olaydır. Harcamalar ve ihracat toplamının üretim ve ithalat tutarını aşması, talep enflasyonu meydana getirir. Bu çeşit enflasyon moneter (parasal) karakterli olabilir veya olmayabilir. Para ve kredi hacminin genişlemesi harcamalarda artışa ve fiyatlarda pahalılığa sebep olmuşsa, talep enflasyonu moneter karekterIidir.
  • Maliyet enflasyonu: Maliyet enflasyonu, üretilen mal ve hizmetlerin maliyetinin sürekli artmasıdır. Emek, sermaye ve tabii kaynaklar gibi üretim faktörleri, üretilen mal ve hizmetlerin gerçek maliyetini oluşturur. Dolayısıyla bunların piyasa fiyatlarının artması, kaçınılmaz olarak maliyetlerin artmasını gerektirir. Başlıca şu sebeplerle ilgilidir:
    • Dış ticaretin kısıtlanmış bir rejime bağlı bulunması ve gümrük vergilerinin aşırı derecede yüksek olması,
    • Gider - istihlak - istihsal vergilerinin ağırlığı,
    • Mali tekeller ve eksik rekabet koşulları,
    • Faiz haddinin yüksekliği,
    • Toplu sözleşmelerle ücretlere yapılan zamlar,
    • Devalüasyon.
  • Yerleşik Enflasyon: Bu enflasyon türü genellikle bir ülkede tüm bireyleri ve tüm sektörleri etkiler. Yerleşik enflasyon, bir ülkedeki emtia fiyatları yükseldiğinde ortaya çıkar ve ürün fiyatları yükseldiğinde de çalışanlar yaşam standartlarını korumak için daha yüksek ücretler talep eder. Bu durum genellikle artan harcama döngüsüne benzetilir ve sonsuza kadar devam eder.[9]

Enflasyonun hız ve şiddet dereceleri

Enflasyonlar, hız ve şiddet derecelerine göre bir takım sınıflara ayrılabilir:

  • Aşırı (hiper) enflasyon: Daima moneter karakterli olan bir talep şişkinliğidir. Emisyonun hızla kabarması, tüketime karşı talebi artırır. Bu, aşırı enflasyonun bir özelliğidir.Aylık enflasyon haddinin bir yıl boyunca en az %50 arttığı ve böylece yıllık enflasyon haddinin yaklaşık 13000 olduğu enflasyon türüdür.Bir enflasyon dolaşımındaki parayı tahrip etmekte, yabancı paraların ya da yabancı parayla mevduat hesapların yerli paranın yerini almasına sebep olur (bu olguya para ikamesi denir).
  • Kronik (müzmin) enflasyon: Moneter karakterli olabilir veya olmayabilir. Bu tip enflasyonun özelliği, hızının düşük fakat süresinin uzun olmasıdır.
  • Belirsiz enflasyon veya sürünen enflasyon: Özelliği fiyat yükselişlerinin yavaş bir tempo izlemesidir. Bu çeşit enflasyonda, para kıymetinin bir yıldan diğerine kaydettiği düşüklüğü çok defa faiz haddi telafi edebilir. Sürünen enflasyon, %3- %8 gibi tek haneli enflasyon haddine denir.
  • Dört nala enflasyon: %25-%80 gibi iki haneli enflasyon haddine denir.

Etkileri

Enflasyon, iktisadî faaliyetin akışını etkiler. Para dağılımı enflasyondan olumsuz etkilenir. Halkın bir kısmının geliri enflasyon hızından fazla ve bir kısmının geliri enflasyon hızından yavaş artar. Zengini daha zengin, fakiri daha fakir yapan bir durum hasıl olur.

  • Satın alma gücünde zayıflamalar, sosyal huzursuzluklara yol açar. Spekülasyon kazançlar alınteri kazançlarına üstün gelir. Enflasyondan genellikle dar ve sabit gelirliler (memurlar) çok zarar görür. Çünkü gelirlerinin yükselen fiyat düzeyine intibak etmesi zordur. Ve yine enflasyondan en çok zarar görenler para halinde tasarruf yapmış olanlarla alacaklı bulunanlardır. Para değerini gücü de zayıflar.
  • Buna karşılık enflasyon borçlular için avantajlıdır. Çünkü paranın değeri düştüğü için borçlarını daha kolaylıkla ödeyebilirler.
  • Enflasyon devam ettiği sürece herkes değeri günden güne düşmekte olan parayı elden çıkarıp mala veya gayrimenkule yatırır. Bu yüzden her çeşit mala karşı talep artar. Böylece paranın tedavül sürati artarak para değerinin düşmesine sebep olur.
  • Enflasyon üretim ve kalite üzerinde zararlı etkiler yapar. İş bulma kolaylığı ve kazançların rahatlığı, işçileri ve satıcıları kayıtsız, aldırış etmez davranışlara sürükler. Kolay kazanan ve pervasız harcayan bir zümrenin türemesi; her türlü malın sürülmesi fırsatını doğurur.
  • Enflasyon, dış ödemeler dengesini de sarsar. Sermayeler; para değerinin emin ve para kirasının yüksek olduğu bölgelere açık veya gizli yollardan göç eder. Enflasyon hızı diğer ülkelerden az ise ihracatın tıkandığı ve ithal mallarına rağbetin arttığı görülür. Turizm gelirlerinin gelişme temposu yavaşlar ve vatandaşların dış seyahatlerdeki harcamaları çoğalır.
  • Bütün bu olaylarda para (veya kredi) çokluğundan hareketlenen enflasyon hızlandıkça hızlanır ve artık bunun yanında para miktarındaki artışın etkisi önemsiz kalır.

Ülkelere göre

Türkiye

Ayrıca bakınız

Kaynakça

  1. ^ What Is Inflation?, Cleveland Federal Reserve, 8 Haziran 2023, 30 Mart 2021 tarihinde kaynağından arşivlendi, erişim tarihi: 8 Haziran 2023 .
  2. ^ "Overview of BLS Statistics on Inflation and Prices : U.S. Bureau of Labor Statistics". Bureau of Labor Statistics. 5 Haziran 2019. 10 Aralık 2021 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 3 Aralık 2021. 
  3. ^ Salwati, Nasiha; Wessel, David (28 Haziran 2021). "How does the government measure inflation?". Brookings Institution. 15 Kasım 2021 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 3 Kasım 2021. 
  4. ^ "The Fed – What is inflation and how does the Federal Reserve evaluate changes in the rate of inflation?". Board of Governors of the Federal Reserve System. 9 Eylül 2016. 17 Temmuz 2021 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 3 Kasım 2021. 
  5. ^ Why price stability? 2 Kasım 2005 tarihinde National and University Library of Iceland sitesinde arşivlendi Central Bank of Iceland, Accessed, 11 Eylül 2008.
  6. ^ Paul H. Walgenbach, Norman E. Dittrich and Ernest I. Hanson, (1973), Financial Accounting, New York: Harcourt Brace Javonovich, Incorporated. s. 429. "Ölçü Birimi ilkesi: Muhasebede ölçü birimi, en ilgili para biriminin temel para birimi olmalıdır. Bu ilke aynı zamanda ölçü biriminin istikrarlı olduğunu varsayar; yani, genel satın alma gücündeki değişiklikler temel mali tablolarda düzeltme gerektirecek kadar önemli görülmez."
  7. ^ Mankiw 2002.
  8. ^ Blanchard (2021).
  9. ^ iRefy (25 Haziran 2022). "Enflasyon Nedir? Aylık, Yıllık Enflasyon Nasıl Hesaplanır?". 6 Temmuz 2022 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 24 Haziran 2022. 

Dış bağlantılar

İlgili Araştırma Makaleleri

<span class="mw-page-title-main">Adam Smith</span> İskoç filozof ve ekonomist (1723–1790)

Adam Smith FRSA, "Ekonominin Babası" ve "Kapitalizmin Babası" olarak anılan İskoç ekonomist, ahlak filozofu, politik ekonominin öncüsü ve İskoç Aydınlanması sırasındaki önemli bir figürdü.

Tüketici fiyat endeksi ya da kısaca TÜFE, tipik bir tüketicinin satın aldığı belirli bir ürün ve hizmet grubunun fiyatlarındaki ortalama değişimleri gösteren bir ölçüttür. Yıllık enflasyon değerindeki değişimi ölçmek için kullanılır.

<span class="mw-page-title-main">Deflasyon</span>

Deflasyon ya da para kısıtlaması, genel olarak piyasada fiyatların belirli bir zaman aralığında sürekli düşüş göstermesi durumudur. Enflasyonun tersidir. Bunun yanında enflasyon durumundan fiyat yükselişini durdurmayı ya da yavaşlatmayı veya enflasyon eğilimi karşısında fiyatları düşürmeyi öngören iktisat siyasetidir.

<span class="mw-page-title-main">Döviz kuru</span> bir birim ülke parasının diğer bir ülke parası cinsinden fiyatına, değerine denir

Döviz yabancı ülkeler tarafından kullanılan para birimidir. Döviz kuru ise bir birim ülke parasının diğer bir ülke parası cinsinden fiyatına, değerine denir. Bu kavram iki taraflı bir ilişkiyi içerir, bu yüzden iki taraflı (nominal) döviz kuru olarak da adlandırılır.

<span class="mw-page-title-main">Döviz</span> mal veya hizmetler için genel olarak kabul edilen takas aracı

Döviz, dar anlamda yabancı parayı temsil eden belgeler. Türkçede yabancı ülkelerin paralarına da döviz denmektedir. Herhangi bir ülkenin parasının, başka bir ülkenin parasına dönüştürülmesiyle ilgili işlemlere de döviz işlemi veya kambiyo işlemi denir. Döviz kelimesi Türkçeye Fransızcadaki deviseden geçmiştir. Genel olarak döviz dendiğinde milletlerarası ödemelerde kullanılan ödeme araçlarının tamamı ifade edilir.

<span class="mw-page-title-main">Devalüasyon</span> makroekonomide ve modern para politikasında bir terim

Devalüasyon ya da değer düşürümü, sabit kur sistemlerinde ödemeler dengesi açık veren ülkenin ulusal parasının dış satın alma gücünün, hükûmetçe alınan bir kararla düşürülmesidir. Başka bir deyişle devalüasyon, bir devletin resmi para biriminin diğer ülke dövizleri karşısında değer kaybettirilmesidir.

Singer-Prebisch tezi, uzun dönemde ticaret hadlerinin, tarım ürünü ihraç eden gelişmekte olan ülkeler aleyhine ve sanayi ürünü ihraç eden sanayileşmiş ülkeler lehine değişeceğini savunan tez.

<span class="mw-page-title-main">Stagflasyon</span>

Stagflasyon, stagnasyon ile enflasyonun aynı anda görüldüğü durumdur. Bu durumda ekonomideki işsizlik oranı artarken fiyatlar da hızla yükselmektedir. 1970 yılında İngilizcede stagnation ile inflation kelimelerinin birleşmesinden türetilmiştir.

<span class="mw-page-title-main">Parasalcılık</span>

Parasalcılık veya monetarizm, 1976 Nobel Ekonomi Ödülü'nü kazanan Amerikalı iktisatçı Milton Friedman tarafından geliştirilmiş bir teoridir.

Deflatör parasal terimlerle ifade edilmiş olan bir iktisadi faktörün değerinin gerçek değere çevrilmesinde kullanılan fiyat endeksini ifade eder.

<span class="mw-page-title-main">Say kanunu</span>

Say kanunu, Mahreçler (piyasa) kanunu olarak da bilinir. Jean Baptiste Say tarafından ileri sürülmüştür. "Her arz kendi talebini yaratır" biçiminde açıklanabilir. Yani piyasaya çıkan bir mal, kendi üretim değerine eşit bir talebi vardır. Bu kanunun gerçekleşmesi için: fiyatlar maliyetlere eşit olmalı, maliyetler gelirlere eşit olmalı ve bütün gelirler harcanmalı. Bu varsayımlar altında üretilen malın maliyeti, faktör gelirlerine eşit olacak ve bütün gelirler harcanacağı için üretilen her mal satılacaktır.

<span class="mw-page-title-main">Para politikası</span>

Para politikası, hükûmetin, merkez bankasının ya da para otoritesinin, ekonomiye, para arzı yönetimi ya da döviz piyasası işlemlerini kullanmak yoluyla yön vermesidir. Para teorisi, ekonomi için en uygun (optimal) para politikasının belirlenmesini sağlar.

<span class="mw-page-title-main">Ekonomik büyüme</span> Malların piyasa değerindeki artışın ölçüsü

Ekonomik büyüme, bir ekonomide zaman içinde mal ve hizmet üretimi miktarında artış olmasıdır ve para yaratımında artış olmasına bağlıdır. Büyüme, geleneksel olarak reel veya reel GSYİH artış oranı yüzdeleriyle ölçülür. GSYİH genellikle reel olarak hesaplanır. Örneğin "enflasyona göre düzeltilmiş" terimi, mal ve hizmet üretiminin fiyatı üzerindeki enflasyonun net satış etkileri için kullanılır. Ekonomide, "ekonomik büyüme" veya "ekonomik büyüme teorisi", potansiyel üretimin büyümesi manasına gelir. Örneğin, toplam talep veya gözlenen satıştaki büyümenin neden olduğu, "tam istihdam"daki üretim.

İktisadi kıtlık ya da ekonomik kıtlık kâr amaçlı ekonomik sistem tarafından kar elde etmek amacıyla kasıtlı olarak yaratılan ve bir toplumun sahip olduğu üretim kaynaklarının, mevcut teknolojik gelişmişlik düzeyiyle işletilmesi ile ulaşılan üretim düzeyinin, sonsuz insan ihtiyaçları ve isteklerini karşılamakta yetersiz olduğunu ifade eden iktisadi bir terimdir. Gündelik hayatta kullanılan kıtlık kavramı somut bir yokluğu veya yetersizliği ifade ederken iktisadi anlamıyla kıtlık, mevcut kâr bazlı ekonomik sistem ve üretim teknolojisiyle ulaşılan üretim düzeyi ile ilgili bir yetersizliği ifade eder. Her adım başı üretilmiş envai çeşit ürünlerle dolup taşan çeşitli dükkân ve marketlerin boy gösterdiği günümüzde, ekonomi biliminin temeli olan kıtlığın anlamı üzerine derin düşünmek gereklidir.

Gayrisafi millî hasıla (GSMH), bir ülke vatandaşlarının verilen bir yıl için ürettikleri toplam mal ve hizmetlerin, belli bir para birimi karşılığındaki değerinin toplamıdır. Vatandaşlık ayrımının yapılmasındaki sebep, GSMH'nin gayrisafi yurt içi hasıladan (GSYİH) farklı olduğunu belirtmek içindir. GSYİH, o ülkede faaliyet gösteren yabancı ülke yurttaşlarının ürettiği nihai mal ve hizmetleri de kapsar.

<span class="mw-page-title-main">Ekonomik değer</span> bir mal veya hizmetin ekonomik bir temsilciye sağladığı faydanın ölçüsü

Ekonomide ekonomik değer, bir mal veya hizmetin ekonomik aktöre sağladığı faydanın bir ölçüsüdür ve paranın değeri, bu tür bir faydayı güvence altına almak için finansal veya diğer kaynakların etkili bir şekilde kullanılıp kullanılmadığının değerlendirmesini temsil eder. Ekonomik değer genellikle para birimleriyle ölçülür ve bu nedenle yorum şu şekildedir: "Bir kişinin bir mal veya hizmet için ödemeye razı olduğu ve ödeyebileceği maksimum para miktarı nedir?" Paranın karşılığı genellikle "daha iyi" veya "paranın karşılığının en iyi değeri" gibi karşılaştırmalı terimlerle ifade edilir, ancak aynı zamanda bir anlaşmanın paranın karşılığını verip vermediği gibi mutlak terimlerle de ifade edilebilir.

<span class="mw-page-title-main">Türkiye'de enflasyon</span> Türkiyenin kuruluşundan bugüne kadar olan enflasyon ve enflasyona etki eden olaylar

Türkiye'de enflasyon, Türkiye ekonomi tarihinde sürekli yapısal problemlerden birisidir. Yakın dönem Türkiye tarihinde yıllık enflasyonda 1971'den başlayarak 34 yıl süren çift haneli verilerin görüldüğü enflasyonist bir süreç yaşandı. 2000'li yıllarda tek haneli oranlara düşse de 2010'lu yılların sonunda döviz kuru ve pahalılık nedeniyle enflasyon yeniden ciddi problemlerden biri halinde geldi.

Gelir politikası; ekonomi çapında ücret ve fiyat kontrolleridir, en çok enflasyona bir yanıt olarak tesis edilir ve genellikle ücret ve fiyatları serbest piyasa seviyesinin altında belirlemeye çalışır.

<span class="mw-page-title-main">Yaşam maliyeti</span>

Yaşam maliyeti belirli bir yaşam standardı sürdürme maliyetidir. Zaman içinde yaşam maliyetindeki değişiklikler yaşam maliyeti endeksi içinde işlemselleştirilebilir. Yaşam maliyeti hesaplamaları, farklı coğrafi bölgelerde belirli bir yaşam standardını korumanın maliyetini karşılaştırmak için de kullanılır. Yerler arasındaki yaşam maliyeti farklılıkları satın alma gücü paritesi oranları cinsinden ölçülebilir.

Çekirdek enflasyon, ekonomideki "daha sakin" fiyat değişikliklerini ölçen bir hesaplama yöntemidir. Enflasyondan farklı olarak çekirdek enflasyon hesaplanırken genelde fiyatları çok oynayan şeyler dışarıda bırakılır. Örneğin yiyecek ve enerji fiyatları hava durumu ya da dünya genelindeki olaylardan hızlıca etkilenebilir. Bu yüzden çekirdek enflasyonda bunlar hesaba katılmaz. Böylece ekonomik durumda uzun vadeli ve daha kalıcı değişiklikleri görmek daha kolay hâle gelir.