
Ekmek, çeşitli tahıl unundan yapılmış hamurun ateşte, sac üzerinde, tandırda, fırında veya tepside pişirilmesiyle hazırlanan temel gıda. Tek başına tüketilebildiği gibi, yemeğin yanında veya yemeklere ya da yağlara banarak da tüketilebilmektedir.

Darı, Buğdaygiller (Poaceae) familyasından, tohumları buğday gibi besin maddesi olarak kullanılabilen, bir veya çok yıllık bitki. Türkiye'de Güneydoğu Anadolu, İç Anadolu, Karadeniz, Ege, Marmara ve Doğu Anadolu bölgelerinde yetiştirilip; insan gıdası ve hayvan yemi olarak kullanılmaktadır.

Nişasta, farin veya amidon, suda çözünmeyen, kompleks bir karbonhidrat. Bitkiler tarafından fazla glikozu depolamak için kullanılır. Endüstride tutkal, kâğıt ve tekstil yapımında kullanılır. Gıda sanayisinde kıvamlandırıcı, yemek yapımında sıvıları koyulaştırmakta kullanılır. Çoğunlukla tahıllardan ve patatesten elde edilen tatsız ve kokusuz bir tozdur.

Bulgur, buğdaydan yapılan bir yiyecektir. Orta Doğu ve Akdeniz mutfaklarında tüketilen bulgur, tahıl grubundan sayılmakta ve besin piramidinin tabanında yer almaktadır.

Tahıl ya da hububat genellikle buğdaygillerden hasat edilen ürünlere ve onların tohumlarına verilen addır.

Kakule, zencefilgiller ailesinden Elettaria ve Amomum cinslerini kapsayan bitkilerin genel adıdır.

Norman Ernest Borlaug, Amerikalı tarımbilimci, bitki patolojisti ve yardımseverdir. Gelişmiş tarım teknolojisiyle dünyadaki açlık sorununu yenmeyi amaçlayan Yeşil Devrim'in öncülerinden, 1970 Nobel Barış Ödülü sahibidir.
Glutensiz ve kazeinsiz diyet emilim bozukluğu olan çölyak hastalarında ve bu bozukluktan kaynaklı otistlerde açığa çıkan algılama bozukluklarının tedavisinde kullanılır. Aynı zamanda şizofreni hastalarına da önerilir. Gluten; buğday, arpa, yulaf ve çavdar gibi tahıllarda bulunan bir proteindir. Otizmde bu proteinlerin sindirimi için gerekli enzimlerin eksikliği söz konusu iken, çölyak hastalığında emilimi engelleyen iltihaplar oluşur. Otistlerde gluten sindirimi sonrasında gliadorfin ve kasomorfin isimli peptidler ince bağırsaklardan kana karışarak beyne ulaşır. Süt ve süt ürünlerindeki kazein de aynı etkiye sahiptir. Bu sayede bir opioid ilaç olan morfinin etkisine benzer algılamada bozukluklar oluşur.

Mısır ekmeği, mısır unu ile yapılan bir ekmek çeşididir. Mısır unu içerisine tuz, süt ve az miktarda şeker eklenerek mayalandıktan sonra ya fırında ya da kızartma olarak pişirilir. Kimyon ve pul biber gibi baharatlar ise isteğe bağlı eklenebilir.

Endonezya mutfağı 17.000'den fazla adadan oluşan Endonezya üzerinde yaşayan binlerce kültürün çeşitliliğinden meydana gelir. Bu nedenle tek bir çeşit Endonezya mutfağı yoktur fakat bölgesel yemek çeşitleri vardır. Endonezya mutfağı Endonezya kültürünün bir yansımasıdır. Yemek pişirme tarzı ve stili bölgeden bölgeye farklılıklar gösterir.

Un, tahılların öğütülmesiyle elde edilen ince toza verilen addır. Başta ekmek ve hamur işleri olmak üzere pek çok gıdanın temel bileşenidir. Genellikle buğdaydan elde edilen toza sadece un denir. Arpa, yulaf, çavdar, mısır, nohut gibi bitkilerden elde edilen un ise, yaygın olarak o tahılın adıyla birlikte mısır unu, arpa unu biçiminde adlandırılır.

Supangle ya da sup; şeker, nişasta, süt, tereyağı ve kakao ile hazırlanan yarı katı, yarı sıvı bir kıvama sahip bir çikolatalı puding yani tatlı çeşididir. Dibinde gözeneklerine alkollü ve şekerli bir içki (likör) emdirilmiş pasta parçası olabilir. Üstüne öğütülmüş şamfıstığı, hindistan cevizi veya çikolata serpiştirilebilir. Soğuk hatta üstünde bazen biraz dondurmayla servis edilir.

Durum buğdayı, tetraploid buğday türüdür. Durum buğdayı günümüzde yaygın olarak yetiştirilmekte olup ticari açıdan büyük öneme sahiptir. Orta Doğu'da yetişen baskın buğdaydır.

Çavdar ekmeği, genellikle sadece çavdar unundan, bazen de buğday unu ve tatlandırıcı, renklendirici, dişe gelen malzemeler ve baharat eklenerek yapılmış mayalı hamurun ateşte, sac üzerinde, tandırda, fırında veya tepside pişirilmesiyle hazırlanan yiyecektir.

Puran Poli Hindistan'ın Dekan Yaylasından gelen bir tatlı yassı ekmek türüdür. Nohut, koyu esmer palmiye özunden elde edilen jaggery şekeri, düşük proteinli beyaz un, kakule, küçük hindistan cevizi, saf yağ ve su ile hazırlanan hamur bazı yörelerde noğut yerine hint güvercin bezelyesi veya maş fasulyesi kullanılıyor. Kuru meyve ve zerdeçal da eklenebilir. Puran poli Hindu bayramları Holi ve Ganesh Chaturthi için hazırlanır.

Banh xeo Vietnam mutfağından karides, domuz eti ve fasulye filizi ile hazırlanan bir bir krepdir. Krep hamuru pirinç unu, hindistan cevizi sütü, nişasta, yeşil soğan, maş fasulyesi, zerdeçal ve tuz içerir.

Hindistan cevizi suyu, hindistan cevizi içindeki berrak sıvıdır. Erken gelişimde, nükleer gelişme aşamasında hindistan cevizi endospermi için bir süspansiyon görevi görür. Büyüme devam ettikçe, endosperm hücresel fazına olgunlaşır ve hindistan cevizi hamurunun kabuğuna birikir.

Meksika ekmekleri ve diğer unlu mamuller, yüzyıllarca süren deneylerin ve çeşitli Avrupa fırıncılık geleneklerinin etkisinin harmanlanmasının sonucudur. Buğday ve buğday kullanılaraka pişirilen ekmek, Meksika'ya İspanyolların fethi zamanında geldi. Meksika ekmekleri üstünde en çok etkisi olan kültür ise Fransız kültürüdür. Fransız bagettinden türetişmiş bolillodan, bir Fransız brioche'undan türetilmiş concha'ya kadar, Meksika'da ekmek ile ilgili terminoloji bile Fransızcadan gelir. Bir muhallebi türü olan budín veya ekmek pudingi için su banyosu anlamına gelen baño maría, Fransızca bain-marie kelimesinden gelir. Ülkede buğday tüketimi hiçbir zaman mısır tüketimini geçememiş olsa da, buğday hala temel bir gıdadır ve günlük yaşamla özel ritüellerin önemli bir parçasıdır. Meksika, Avrupa ve Amerika Birleşik Devletleri'nden çeşitli ekmek türlerini benimserken, ülkede yapılan yüzlerce ekmek çeşidinin çoğu yerli geliştirildi. Ancak, Meksika evlerinde ya çok az hamur işi pişirilir yapılır ya da hiç yapılmaz. Bunun yerine Meksikalılar, kolonyal dönemden beri unlu mamullerini fırınlardan satın alırlar.

Bu liste hazırlanan yemekler listesidir.

Selçuklu mutfağı, Selçuklu dönemindeki mutfak kültürüdür. Selçuklu döneminde mutfak, geleneksel Türk Mutfağının devamı niteliğinde olmuştur. Selçuklu Mutfağı, göçebe yaşamın tabii sonuçları olan et ve süt gibi hayvansal gıdalar ile yerleşik yaşamın temel geçim kaynağını oluşturan tarımsal gıdalardan oluşan sade bir mutfak olmuştur.