
Reflü, halk arasında mide reflüsü olarak bilinen gastro özofageal reflü hastalığı, mide içeriğinin yemek borusuna geri kaçmasıdır. Kronik faranjit ve tipik boğaz rahatsızlığına neden olabilir. Reflü, asitli mide içeriğinin yemek borusuna gelmesi ve uzun süre temas etmesiyle yemek borusunun asitten kendini koruma özelliğinin yok olmasından kaynaklanır. Erişkinlerin yaklaşık %20'sinde reflü görülmektedir.

Mide; kaslardan oluşan, genişleyebilen bir sindirim sistemi organıdır. Mide sözcüğü Türkçeye Arapçadan geçmiştir. Mide anlamında Türkçede aşkazan sözcüğü de mevcuttur. Yemek borusu ile ince bağırsak arasında bulunur. Omurgalılar, derisidikenliler, haşaratlar ve yumuşakçalarda bulunur. Sindirimin ikinci fazında görev yapar. Yiyeceklerin geçici olarak büyük miktarda depolandığı organdır. Rahatlıkla 1.5 litre sıvıyı içinde tutabildiği gibi, maksimum 4 litre sıvı tutma kapasitesi vardır.

Nöroloji ya da sinir bilimi, genel olarak beyin, beyin sapı, omurilik ve çevresel sinir sistemiyle kasların hastalıklarını inceleyen, cerrahi dışındaki tedavi uygulamalarını içeren tıp bilimi dalıdır. Nöroloji zamanla içine kapalı ve sınırlı bir dal olmaktan çıkmış, epilepsi, hareket bozuklukları, beyin damar hastalıkları, bunamalar, uyku bozuklukları gibi ayrıca özelleşmişlik gerektiren alt disiplinlere bölünmüştür, bunun yanı sıra 19. yüzyılda ruh hastalıklarıyla birlikte ele alınırken, 20. yüzyıldan itibaren psikiyatri ayrı bir dal olarak ayrılmıştır. Tüm bu alanlardaki ciddi laboratuvar arka planının yanı sıra günümüze nöroloji pek çok başka tıp alanı ile multidisipliner bir ilişki içindedir.

Cerrahi, ilaçla ya da başka tedavi yöntemleriyle iyileştirilemeyen hastalıkların, yaralanmaların, vücuttaki yapı bozukluklarının ameliyatla onarılmasına ya da hastalıklı organı kesip çıkararak iyileştirilmesine dayanır. Tıbbın en eski dallarından biridir. Cerrahide bilgi ve becerinin bir arada bulunmasından dolayı hem bilim hem sanat olarak kabul edilir. Genellikle lokal anestezi veya genel anestezi altında uygulanmaktadır. Ameliyatı alan kişi tipik olarak bir kişidir, ancak aynı zamanda insan olmayan bir hayvan da olabilir.
Vertigo, halk dilinde, Baş dönmesi vücudun denge sisteminde yaşanan bir sorun nedeniyle ortaya çıkan baş dönmesidir. Belirtileri; baş dönmesi, halsizlik, şiddetli baş ağrısı, midede bulantı ve bayılma durumudur.

Ülser, deri ve mukozaların nekrozlu yangısıdır. Dr. Barry Marshall ve Dr. Robin Warren peptik ülserlerin oluşmasında Helicobacter pylori adı verilen bir bakterinin etkili olduğunu saptamışlar ve bu buluşları nedeniyle 2005 yılı Nobel Fizyoloji veya Tıp Ödülü'nü almaya hak kazanmışlardır. Peptik ülser hastalığı ve Helicobacter pylori'nin zaman çizelgesi oldukça ilginç bir süreci göstermektedir.

İnsan sindirim sistemi, gastrointestinal kanal ile dil, tükürük bezleri, pankreas, karaciğer ve safra kesesi gibi sindirime yardımcı organlardan oluşur. Sindirim, yiyeceklerin giderek daha küçük parçalara ayrılması ve bu parçaların vücut tarafından emilmesi ve kullanılmasına kadar süren bir süreçtir. Sindirim süreci üç aşamadan oluşur: sefalik faz, gastrik fazı ve intestinal fazı.

İnce bağırsak, sindirim kanalının mide ile kalın bağırsak arasındaki kısmıdır. Beş yaşından büyük insanlarda boyu 5–6 m arasındadır. Üç kısma ayrılır: duodenum, jejunum ve ileum. Mideden gıdalar duodenuma pilor veya pilorik sfinkter diye adlandırılan bir kas ile girerler. Daha sonra ince bağırsak boyunca peristaltizm olarak adlandırılan kas kasılmaları ile hareket eder.

Bağırsak, gastrointestinal kanalın mide ile anüs arasındaki kısım. Bağırsaklar, insanlarda ve diğer memelilerde ince bağırsak ve kalın bağırsak olacak şekilde iki ana kısımdan oluşur. Vücudun gıdadan besinlerin çıkarımı ve emiliminden sorumlu kısmı bağırsaktır. Midenin görevi büyük oranda gıda moleküllerinin besinlere parçalamak iken, bağırsak bu besinlerin kana girmesini sağlar.

Tıpta safra taşları (kolelit) normal veya anormal safra bileşenlerinin büyüme veya birleşme yoluyla vücutta oluşan kristal yapılardır.
Anestezik, hücrelerin özellikle sinir sistemi hücrelerinin biyolojik fonksiyonlarını geçici olarak yavaşlatan veya durduran ilaç. Anestetik ilaçların canlı üzerindeki bu etkisine anestezi veya narkoz denir. Genel anestezide merkezî sinir sisteminin çalışması o derece yavaşlatılır ki acıya karşı duyarlılık kaybolur ve hasta bilincini kaybeder. Anestezi için anestetik maddenin kanda belirli bir konsantrasyona ulaşması ve bu konsantrasyonda kalması gerekir. Madde miktarı belirli bir konsantrasyonun altına düştüğü zaman hücreler normal fonksiyonlarına tekrar başlar. Bu konsantrasyon dietil eter için 100 mL kanda 150 mg iken kloroform için 100 mL kanda 30 mg'dır. Daha yüksek konsantrasyonlar tehlikelidir.

Mide kanseri ve gastrik kanser, sindirim sistemi organlarından midenin herhangi bir parçasından gelişebilen bir kanser türü. Başta yemek borusu ve ince bağırsak olmak üzere başka organlara da metastaz yapabilir. Mortalite oranlarına göre kadınlarda 3., erkeklerde 2. kanser türüdür. Tüm dünyada her yıl yaklaşık 900.000 insan mide kanseri nedeniyle ölmektedir
Sedasyon, sedatif ilaçlarla hastanın tüm reflekslerinin korunarak, derinliği kontrollü olarak ayarlanabilen uyku hali. Anestezi uzmanı tarafından uygulanan bir yöntemdir.

Kolonoskopi, kalın bağırsağın makattan girilerek, sakinleştirici ilaç (sedasyon) veya anestezi altında bir fiberoptik kamera ile monitör altında incelenmesi. Kolonoskopi işleminden bir gün önce hastaya müshil ilacı verilerek bağırsak temizliği veya bağırsak hazırlığı yapılır. Kolonoskopi uygulaması sırasında hastalar anestezi ile uyutulduğu veya sakinleştirici verildiği için ağrı ve acı hissetmemektedir.

Enjeksiyon veya iğne yapma, vücutta damar, doku, kanal veya boşluk içine genellikle enjektör ve şırınga aracılığıyla sıvı veya ilaç verme işlemidir. Sindirim sistemi yolu dışında, parenteral yolla uygulanır. Hastane ve evde uygulanabilir.
Metabolik cerrahi, metabolik bir hastalığın cerrahi yöntemler ile tedavisi edilmesini amaçlayan bir cerrahi türüdür. Bu bağlamda hematolojik hastalıklar nedeniyle yapılan dalak ameliyatları da esasen sistemik bir hastalığın ameliyat ile tedavi edilmesi nedeniyle Metabolik Cerrahi çatısı altında ele alınabilir. Klinik uygulamalarda sıklıkla kullanıldığı şekliyle Metabolik Cerrahi ise ”diyabet ve diğer metabolik hastalıkların tedavisini amaçlayan, mide ve barsağa yönelik girişimlerin yapıldığı cerrahi dal” olarak tanımlanır. 2007 yılında çok sayıda tıbbi disiplinin temsilcilerinin katılımıyla Roma’da yapılan uluslararası “Diyabet Cerrahisi Zirvesi”, ilk kez tip 2 diyabetin tedavisi için uygun hastalarda metabolik cerrahiyi önermiştir.

Barrett özofagusu, yemek borusunun alt bölümünü kaplayan mukozal hücrelerde meydana gelen anormal metaplazik değişim ile karakterize edilen bir durumdur. Hastalıkta, normal, çok katlı yassı epitel hücreleri, aralarda goblet hücreleri de yer alacak şekilde normalde sadece ince ve kalın bağırsakta bulunan tek katlı prizmatik epitel hücrelere dönüşür. Bu değişimin kanser öncesi bir durum olduğu düşünülür, çünkü durum genellikle ölümcül bir yemek borusu kanseri türü olan özofagal adenokarsinoma geçiş ile ilişkilidir. Barrett özofagusunun temel sebebinin yemek borusunun reflü sonucu kronik aside maruz kalmaya karşı bir adaptasyonu olduğu düşünülmektedir.

Kolloid kist, beynin kanser özelliği göstermeyen iyi huylu tümörlerinden biridir. Epitel doku ile kaplı bir kapsül ve jelatinöz içeriğe sahip kistik bir yapı özelliği gösterir. Neredeyse hemen her zaman 3. ventrikül komşuluğunun hemen önünde, foramen monro'ya yakın komşuluk içerisinde bulunur. Konumu nedeniyle obstrüktif hidrosefali ve kafa içi basıncının artmasına neden olabilir. Kolloid kistler intrakraniyal tümörlerin % 0,5-1'ini temsil eder.
Safra reflü gastriti veya alkalen reflü gastrit, karaciğerde üretilen safra ve duodenumda yer alan diğer bileşenlerin ince bağırsaklardan mideye sızarak mide mukozasında iltihaplanmaya yol açtığı bir gastrit türü.
Tıbbi prosedür, sağlık hizmetlerinin sunumunda bir sonuca ulaşmayı amaçlayan eylem planıdır.