İçeriğe atla

Enderunlu Vâsıf

Enderunlu Vasıf
DoğumOsman Vasıf
1786
İstanbul
Ölüm1824
İstanbul
Defin yeriKaracaahmet Mezarlığı, İstanbul
MeslekŞair

Etkilendikleri
  • Nedim

Enderunlu Vasıf (1771-1824) veya Enderunlu Osman Vasıf Bey, Osmanlı divan şairi. 19. yüzyılda muhammes, gazel ve şarkılarıyla tanınan şairin asıl adı Osman'dır.

Hayatı

İstanbul'da doğmuştur. Belgeler bulunmamakla beraber eğitim yılları ve aldığı görevlere dayanılarak doğum tarihinin takriben 1771 olduğu tahmin edilmektedir. Bostancılıktan sadrazamlığa yükselen Arnavut asıllı Hacı Halil Paşa'nın babasının amcası olduğu bilinmektedir. Ailesi, çocukluğu, gençliği ve eğitimi hakkında tam inanılır belgeler bulunmamaktadır. Fakat lakabının "Enderunlu" olması onun eğitim gördüğü kurumun Enderun olduğuna işaret etmektedir.[1]

Eğitim ve öğrenim gördüğü Enderun Saray Mektebi’nde yetiştiği için Enderunlu veya Enderûnî lakabıyla anıldığı kabul edilmektedir. Hazırlamış olduğu Dîvân-i gülşen-i efkâr-i Vâsıf-i Enderûni adlı divanındaki şiirlerinde Enderun günlük hayatı hakkında gayet gerçekçi anlatımlar bulunmaktadır. İlk gençlik yıllarında büyük babasının kardeşi Hacı Halil Paşa'nın desteği ile Enderun'a girmeye aday Acemi oğlanların yetiştirildiği Galata Sarayı'na yerleştirildiği ve burada eğitim almaya başladığı da bilinmektedir. Fakat ya kendisinin yetenekli olmadığı kabul edilerek ya da hamisi Hacı Halil Paşa'ya düşman olanların iftira veya inandırıcı gayretleri nedeniyle önce Topkapı Sarayı'ndaki Enderun okuluna alınmadığı bildirilmektedir. Fakat daha sonra Silahdar Süleyman Paşa'nın kaftancısı olup bu görevle saray girebilmiştir. Çok geçmeden Topkapı Sarayı Enderun-u Hassa Koğuşuna kabul edilmiştir.[1]

Enderun-u Hassa Koğuşu'ndaki bu görevi takiben önemli oldukları kabul edilen bir sıra saray görevine atandı. Vâsıf III. Mustafa, I. Abdülhamid, III. Selim, IV. Mustafa ve II. Mahmud hükümdarlık dönemlerinde saray görevleri yaptı. Sultan III. Selim'e 7 kaside sunması ile padişahın gözüne girdi ve ondan şahsi takdir gördüğü belgelidir. IV. Mustafa'nın hükümdarlık dönemi başında padişahın şahsi hizmetlerini gören "Has Oda" erkanı içine alındı; bunu takiben padişahın baş-lalası görevine atandı. 1815'te peşkir ve anahtar ağası oldu ve en sonunda 1817'de kiler kethüdalığına yükseldi. II. Mahmud döneminde de kiler kethüdalığı kendisine görevi verildiğinde padişahın bizzat huzurunda kendisine hilat giydirildi. Vasıf da II. Mahmud'a bağlılığını göstermek için ona 4 kaside ve çeşitli nedenlerle 60 kadar tarihsel manzume sundu. Enderunlu Vasıf Topkapı Sarayı'nda çeşitli görevlerde 30 yıldan fazla hizmet etti.[1]

1819'de Enderunlu Vasıf kendi isteğiyle saray hizmetinden ayrıldı. Kendine hacegan payesi verildi ve Bolayır'da bulunan Şehzade Süleyman Vakfı’nın mütevelliliğine atandı. Fakat Bolayır'da fazla kalmayıp İstanbul'a geri döndü.[1]

Enderunlu Vasıf hayatının son yıllarında İstanbul'da yaşadı. Vasıf'in İstanbul Tophane semtinde yaşadığı bir evi bulunduğu belgesi elimize geçmiştir. Fakat bu ev 1823'te çıkan büyük Tophane yangında yanıp kül olmuştur.[1]

Enderunlu Vasıf'in 1824'te İstanbul'da öldüğü bilinmektedir. Vasıf, Üsküdar'da Karacaahmet Mezarlığı'nda Mimar Kasım mezarı yakının gömülmüştür. Mezar taşı kitabesi yakın arkadaşı olan Keçecizade İzzet Molla tarafından yazılmış 7 beyitlik bir kıta şeklindedir. Bu kıtanın son beyti ebced hesabı'na göre ölümünün tarihini belirtmek için şöyle yazılmıştır:

Şuara matem edip yazdı mücevher tarih
Ruh-i Osman'a ede Vasıfı tefrih ede illah

Bu beyitten Vasıf'in ölüm tarihi olan Hicri olarak 1240 tarihi çıkartılmaktadır.[1]

Eserleri

Enderunlu Vasıf şiirlerini tek bir divan içinde toplayıp yayınlamıştır. Şairin bu tek divanının el yazması ile hazırlanmış birkaç nüshası bulunmaktadır. Ayrıca Hicri 1257 (1841)'de Bulak, Kahire, Mısır'da basılmıştır[2] ve Hicri 1257'de ve Hicri 1285 (1869)'da İstanbul'da iki edisyonun Osmanlıca baskısı yapılmıştır.[3] Değişik yazma nüshalarda ve baskılarda divanın içeriği genellikle aynı olması gerekirken değişik yazma nüshalar arasında ve yazma nüshalar ile baskı edisyonları birbiriyle tıpatıp uyuşmamaktadır. Bulak, Kahire baskısı edisyon ile Istanbul'da Hicri 1285 (1869)'de basılan edisyon içerikleri birbiriyle aynıdır; fakat İstanbul Hicri 1257 edisyonunun içeriği diğer basımlar içeriğinden farklıdır.[1]

Örneğin İstanbul Üniversitesi kütüphanesinde bulunan ve her ikisi de "Dîvân-i Gülşen-i Efkâr-i Vâsıf-i Enderûnî" başlığını taşıyan iki nüshadan biri diğer nüshadan daha fazla sayıda şiir kapsamlıdır. En kapsamlı olan nüsha Bağdat'ta tâlik hattı ile Hasan Efendi isimli bir hattat tarafından hazırlanmış olup içinde toplam 5,000 beyti aşkın muhteva bulunmaktadır. Bu nüsha içinde 2 münacaat; 5 naat; 1 Mevlana'ya naat; (4 tanesi II. Selim için, 3 tanesi II. Mahmud için ve 1 tanesi valide sultan için) 8 methiye; 1 kaside-ı ramazaniye; 89 tarih düşme; 139 gazel; 1 terkibibend; 933 bendden oluşan (ve bir annenin kızına öğütleri ve kızın annesine yanıtları konulu) 2 tane muhammes; 218 şarkı; 1 müseddes; 65 kıta ve 11 müfred ihtiva etmektedir.[1]

İçerikleri aynı olan ve ikisi de "Dîvân-i Gülşen-i Efkâr-i Vâsıf-i Enderûnî" başlığını taşıyan Hicri 1257 (1841) Bulak, Kahire baskısı edisyon ile İstanbul'da Hicri 1285(1869)'da basılan edisyonda toplam 5,968 beyitten oluşan 531 şiir bulunmaktadır. Bu edisyonlar içinde (3'u kıta ve 1 tanesi muhammes olan) 4 münacaat; (11 tanesi kıta ve 1 tanesi muhammes olan) 12 tane naat; 11 methiye; (86 tanesi kıta, 2 tanesi kaside, 1 tanesi müsebba ve 1 tanesi terciibend olan) 90 tarih düşürne; 141 gazel; (188 tanesi murabaa, 24 tanesi muhammes, 4 tanesi müseddes, 1 tanesi gazel şekilli olan) 217 tane şarkı; 2 tane tahmiş; 1 tane taştir; 3 tane terkibibend; 57 tane kıta ve 11 tane müfred ihtiva ederler. İstanbul'da Hicri 1257'de basılan edisyon başlık olarak Vasıf Osman Bey Divanı adını taşımakta ve toplam 5,968 beyitten oluşan 531 adet şiiri içinde ihtiva etmektedir.

Enderunlu Vasıf döneminde yaptırılan (köşk, saray gibi) bazı büyük yapılar için manzum kitabeler yazmıştır. Örneğin Sultan II. Mahmud döneminde Üsküdar'da yaptırılmış ve günümüzde yıktırılmış olan Şerefabad Kasrı için kitabeyi Vasıf yazmıştır.

Enderunlu Vasıf yaşadığı dönemde Türk Sanat müziği sever olarak bilinmiştir. Yazdığı şiirler (özellikle şarkıları) günün bestecileri tarafından güfte olarak Türk Sanat müziği parçaları olarak bestelenmiş ve icra edilmiştir. Güftesi Enderunlu Vasıf'a ait olan bu Türk Sanat müziği parçalarının çoğu günümüzde bile müzisyenler tarafından bilinmekte; konser, radyo ve TV programlarında çalınmakta ve müzikseverler tarafından sevilerek dinlenmektedir.[4]

Değerlendirme

Enderunlu Vâsıf'in divanında günlük dile ve gerçek anlatımlara rastlanır. Ahmet Hamdi Tanpınar onun için zevk çözülüşünün vesikası tanımını kullanır.

Kaynakça

  1. ^ a b c d e f g h Karahan, Abdulkadir, (2001) "Enderunlu Vâsıf”, Türkiye Diyanet Vakfı İslâm Ansiklopedisi. Cilt 11 Sayfa 189-190, Online: [1] 6 Ağustos 2017 tarihinde Wayback Machine sitesinde arşivlendi.
  2. ^ Bulak, Kahire edisyonu için kütüphane katalog referans kardı için bakınız [2] 6 Ağustos 2017 tarihinde Wayback Machine sitesinde arşivlendi.
  3. ^ "İstanbul 1285 (1869) edisyonu için referans kardıadı için bakınız". 6 Ağustos 2017 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 6 Mayıs 2017. 
  4. ^ Enderunlu Vasıf tarafından güftesi hazırlanmış müzik parçaları ve bu parçaların bestekârları için liste ve fazla enformasyon için değerli referans olarak bakınız: Öztuna, Yılmaz (2006). Türk Musikisi Ansiklopedik Sözlüğü' Cilt: II Sayfa: 248-250", İstanbul: Orient Yayınları, ISBN 9756124040

Dış kaynaklar

  • İpekten, Halûk (1989), Enderunlu Vâsıf: hayatı, kişiliği ve şiirlerinden seçmeler, Ankara: Kültür Bakanlığı

Dış bağlantılar

  • Karahan, Abdülkadir, (2001) "Enderunlu Vâsıf”, Türkiye Diyanet Vakfı İslâm Ansiklopedisi. c.11 say. 189-190 Online: [3] 6 Ağustos 2017 tarihinde Wayback Machine sitesinde arşivlendi.

İlgili Araştırma Makaleleri

<span class="mw-page-title-main">Nedîm</span> Divan edebiyatı şairi

Nedîm, Divan Edebiyatı eserleri veren Türk bir şairdi. Şöhretini, Osmanlı İmparatorluğu'nun 1718-1730 yılları arasındaki Lâle Devri'nde kazandı. Hayatı ve eserleri ile Lâle Devri ruhûnun en önemli temsilcisi olarak kabul edilir.

<span class="mw-page-title-main">Ahmedî</span> Türk divan şairi ve hekim (1334–1413)

Ahmedî divan şairi ve hekim.

<span class="mw-page-title-main">Nef'î</span> hiciv şair

Nef'î,, , 17. yüzyıl Türk şâirlerindendir. Kasidede gerçek bir varlık göstermiş ve gerek kendi zamanında, gerekse sonraki yüzyıllarda kaside yazan bütün şairlere etki eden şâir, edebiyatçı ve hiciv üstadı.

<span class="mw-page-title-main">Bâkî</span> Türk divan edebiyatı şairi

Bâkî ya da asıl adıyla Mahmud Abdülbâkî, Türk divan şairi.

Divan edebiyatı, Türk kültürüne has süslü ve sanatlı bir edebiyat türüdür. Bu edebiyata genellikle "divan edebiyatı" adı uygun görülmekte olup bunun en büyük nedenlerinden birisinin şairlerin manzumelerinin toplandığı kitaplara "divan" denilmesi olduğu kabul edilmektedir. Öte yandan, divan edebiyatı gibi tabirlerin modern araştırmacılar tarafından geliştirildiğini ve halk-tekke-divan edebiyatları arasındaki ayrımların bazen oldukça muğlak olduğu ve bu edebiyatlar arasında ciddi etkileşimlerin de bulunduğu vurgulanmalıdır.

Âşık Dertli, Türk halk ozanı. Bolu Çağa'nın Şahnalar köyünde doğdu. Asıl adı İbrahim ve mahlası Lütfi'dir. Geçimini aşık kahvelerinde saz çalıp şiir söyleyerek sağlamıştır. İstanbul, Konya ve Mısır'da bulunmuştur. Divan, halk ve tekke edebiyatlarındaki geniş kültürü sayesinde daha sağlığında yaygın bir şöhret kazanmış, divanı taş baskısıyla birçok defa basılmıştır. Fuzûlî, Âşık Ömer, Gevheri gibi şairlerin etkilerini taşıyan Dertli, çağının öbür saz şairleri gibi aruzla gazeller, divanlar, kalenderiler yazmıştır.

Silahdar Bıyıklı Ali Paşa III. Osman saltanatında 24 Ağustos 1755 - 25 Ekim 1755 tarihleri arasında iki ay iki gün sadrazamlık yapmış Osmanlı devlet adamıdır.

<span class="mw-page-title-main">Dikilitaş, Beşiktaş</span> Beşiktaş, İstanbul, Türkiyede mahalle

Dikilitaş, İstanbul ilinin Beşiktaş ilçesinde Balmumcu ile Fulya arasında kalan semt. Kuzeyden Gayrettepe, doğudan Balmumcu ve Yıldız, güneyden Abbasağa ve Türkali ile batıdan da Şişli'ye bağlı Teşvikiye mahalleleri ile çevrilidir. Barbaros Bulvarı doğu sınırını, Hakkı Yeten Caddesi batı sınırını oluşturur.

<span class="mw-page-title-main">Levni</span> Osmanlı halk şairi

Levni, asıl adı Abdülcelil Çelebi, Osmanlı minyatür sanatçısı, halk şairi.

Sünbülzade Vehbî, 18. yüzyılın dîvan şairlerindendir. Asıl adı Mehmet olup, Maraş'ta 'Sünbülzadeler' olarak anılan ailenin bireylerindendir.

Muhammes, beş dizelik bölümler halinde söylenen nazım şeklidir.

Şeyyad Hamza, 13. yüzyılda Akşehir ve Sivrihisar'da yaşamış sufi şairlerden biridir. Şeyyad Hamza, önceleri bir şeyyad iken Ahi zümrelerine intisabı sebebiyle tarikat çevrelerine de girmiş, bu arada halk için şiirler söylemiştir.

Enderûnlu Fâzıl, 18. yüzyılda yaşamış olan divan şairidir. Enderûn mektebinde yetiştiği için bu lakabı almıştır. Açık bir eşcinsel olan şairin eserleri Osmanlı İmparatorluğu'nda eşcinsel edebiyatıyla ilgili en bilinen örneklerden bazılarını oluşturur.

Zekeriyâzâde Yahyâ Efendi 16. yüzyılın son yarısında ve 17. yüzyılın ilk yarısında çok uzun yaşayan, Sultan I. Mustafa, Sultan IV. Murat ve Sultan İbrahim devirlerinde üç defa Şeyhülislam olarak yüksek devlet görevi yapmış bir âlim ve aynı zamanda ünlü bir Türk divan şairidir.

Veysî, şair ve yazardır.

<span class="mw-page-title-main">Lâmiî Çelebi</span>

Lâmiî Çelebi (1472-1532), divan şairi ve mürit. Asıl adı Mahmut'tur.

Hoca Dehhani, Horasanlı şair ve bilim insanı. Divan Edebiyatı'nın ilk şairidir. 13. yüzyıl ile 14. yüzyıl arasında yaşamıştır.

Ahmed Arif Hikmet Bey Efendi 1846 - 1854 doneminde Osmanlı Şeyhülislamı.

<i>Surname-i Vehbi</i>

Surname-i Vehbi, padişah III. Ahmed’in dört oğlunun 1720’de gerçekleşen ve 15 gün süren sünnet şenliklerini anlatan ve şair Seyyid Vehbi tarafından kaleme alınmış mensur eserdir.

Nematullah Kişvari, — 15. yüzyılın ortalarında Güney Azerbaycan'ın Dilmaqan şehrinde doğmuş, Akkoyunlu sultanı Yakub'un sarayında yaşamıştır. 1490 yılına kadar kullanılmış ve padişahın öldürülmesinden sonra saraydan kaldırılmıştır. Adı Nematullah, lakabı ise Kişvari'dir.