İçeriğe atla

Endüstri ilişkileri


Genel anlamı

Üretime konu olan her yerde ortaya çıkan, sosyo-ekonomik çevreye bağlı olarak değişebilen, ücretli çalışanlar ile işverenler arasında yürütülen ve merkezinde ücret pazarlığı olan kurumsallaşmış ilişkiler bütünüdür. Burada “endüstri sektöründeki” işçi - işveren ilişkilerinin ve genel çalışma koşullarının belirlenmesi, düzenlenmesi ve daha iyiye yönlendirilmesi amaçlanırken, daha da “kurumsal” nitelikteki ilişkiler kastedilmektedir. Kurumsal ilişkinin anlamı da en azından çalışan tarafın örgütlenmiş olması veya kendisi adına hareket edecek bir kuruma (sendika) sahip (üye) olmasıdır. Kavram etimolojik olarak incelendiğinde de bu çerçevede kullanıldığı görülecektir.

Bu yaklaşım, literatürde endüstri ilişkilerinin dar anlamı olarak yerini almıştır. Yani sadece “endüstri sektörü”ndeki kurumlaşmış işçi-işveren ilişkileri endüstri ilişkilerini dar anlamdaki tanımı olarak karşımıza çıkmaktadır. İlk zamanlarda endüstri ilişkileri yalnızca endüstri sektörünü konu alsa da günümüzde gelişen yapısıyla çalışma hayatının tüm sektörlerini içine almaktadır.

Buna karşılık, endüstri ilişkileri sadece endüstri sektöründe değil, “tüm sektörlerde” çalışan ücretlilerin istihdam ilişkilerinden doğan her türlü “bireysel” ve “kolektif” ilişki ve bu ilişki çerçevesinde oluşan çalışma koşullarını inceleyen bir alan olarak geniş anlamda da kullanılmaktadır. Geniş anlamdaki endüstri ilişkileri deyimi, ücretlilerin istihdam ilişkilerinden doğan çalışma hayatının hemen her konusunu ele aldığından “çalışma ilişkileri” veya “istihdam ilişkileri” yerine de kullanılmaktadır.

Endüstri ilişkileri kurumsallaşmış ilişkileri ifade ederken belli başlı ilkeleri göz önüne alır.

  • Bağımlılık İlkesi (Buradaki bağımlılık 4'e ayrılır; idari, teknik, hukuki ve ekonomik)
  • Kurumsallaşma İlkesi (Kurumsallaşmanın 3 boyutu vardır; Tarafların örgütlenmesi, Toplu pazarlığın kurumsal nitelik alması, Tarafların anlaşmazlık durumunda çözüme yönelik barışçı ve çatışmacı süreçlerin kurumsal yapıda oluşması)
  • Çıkarların Temsili İlkesi (Ekonomiye müdahale olmayan Kapitalist sistemde işveren çıkarları konusunda daha güçlü olacaktır)
  • Ekonomik İlişki İlkesi (Ekonomik değer yaratan süreci ifade eden endüstri ilişkileri, ekonomik yapıdan etkilenir ve bu da işçi-işveren ilişkisini etkiler. Kriz dönemlerinde yaşanan yeniliklerde doğrudan ekonomik anlamda etki yaratır.

Dış bağlantılar

İlgili Araştırma Makaleleri

İşçi sendikası, çalışanların sosyal, ekonomik hak ve çıkarlarını korumak, sorunlarını çözme amacı ile kurulmuş ekonomik öğeler taşıyan, devlet, siyasi parti ve iktidar örgütlenmelerinden bağımsız örgütlerdir.

<span class="mw-page-title-main">Eğitim sosyolojisi</span> EĞİTİM

Eğitimsel toplum bilimi, eğitim kurumlarını ve okullaşma ile modern endüstri toplumlarında okullaşma sistemlerini, ‘okul ile toplumsal yapı arasındaki ilişkileri konu alan, eğitim kurumunun toplumun diğer büyük kurumsal düzenleriyle, yani iktisat, politika, din vb. ile olan ilişkilerini sosyolojinin yöntemleri ve bakış açısıyla araştıran sosyoloji dalı.

<span class="mw-page-title-main">Uluslararası Çalışma Örgütü</span>

Uluslararası Çalışma Örgütü ya da ILO, ülkelerdeki çalışma yasalarında ve bu alana ilişkin uygulamalarda standartları geliştirmek ve ileriye götürmek gibi bir amaçla kurulan kuruluştur. Merkezi İsviçre'nin Cenevre kentinde bulunmaktadır.

Uluslararası ilişkiler, siyaset biliminin bir dalıdır ve "uluslararası sistem" içindeki aktörlerin, özellikle de uluslararası ilişkilerin temel aktörü olarak kabul edilen devletlerin, diğer devletlerle, uluslararası/bölgesel/hükûmetler arası örgütler, çok uluslu şirketler, uluslararası normlar ve uluslararası toplumla olan ilişkilerini inceleyen disiplinlerarası bir disiplindir.

Sanayi devriminden sonra işgücünde meydana gelen artış ve buna bağlı olarak çalışma ilişkilerinin karmaşıklaşması Çalışma Ekonomisi ve Endüstri ilişkilerini başlangıcını oluşturur. İlk olarak İngiltere'de ortaya çıkmıştır. Sanayi devrimi işçi sınıfı meydana getirmiş, toplumun en kalabalık kesimini oluşturmalarına neden olmuştur. İşverenlerin aşırı kar güdüsü ve kazanma hırsı çalışanların daha fazla sömürülmesine neden olmuştur. Bu durum 18. yüzyılda İngiltere'de işçi sınıfı oldukça çalışma koşullarına sahip olmasına neden olmuştur. Günde 14 saat ve üzerinde çalışmak durumunda bırakılmışlardır. İngiltere hükûmetinin çalışma saatlerini sınırlaması ve çalışma ortamlarının iyileştirilmesi ile ilgili çıkardığı yasalarla sosyal politika alanında ilk önlemleri almış olup direkt olarak Endüstri İlişkilerini düzenlemiştir.

<span class="mw-page-title-main">Türkiye İş Kurumu</span> Türkiye Cumhuriyetinin Kamu İstihdam Kurumu

Türkiye İş Kurumu Genel Müdürlüğü, Türkiye'de istihdamın korunmasına, geliştirilmesine, yaygınlaştırılmasına ve işsizliğin önlenmesi faaliyetlerine yardımcı olmak ve işsizlik sigortası hizmetlerini yürütmek üzere kurulmuş, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı'nın ilgili kuruluşu olup, özel hukuk hükümlerine tâbi, tüzel kişiliği haiz, idarî ve malî bakımdan özerk bir kamu kuruluşudur.

Çalışma psikolojisi, eskiden sanayi kuruluşlarında, günümüzde ise çok çeşitli kuruluşlarda uygulanan psikoloji bilim dalıdır. Çalışan kişilerin ruh halleri ile ilgilenir.

<span class="mw-page-title-main">Altyapı ve üstyapı</span> Marksist toplum kuramında, insan öznelliği ve toplumun maddi varlığının birlikteliğinin özgün biçimi

Marksist üstyapı, Marksist toplum kuramında, insan öznelliği ve toplumun maddi varlığının birlikteliğinin özgün biçimidir. Biçim bir dereceye kadar nesnel bir dereceye kadar özneldir. Altyapı, üretici güçler ve üretim ilişkilerinden oluşur. Marksist teoride altyapı, üstyapıyı oluşturan kültür, kurumlar, siyasi iktidar ilişkileri, roller, ritüeller, devlet gibi toplumun diğer ilişkilerini ve düşüncelerini belirler. Üstyapı ve altyapı arasındaki ilişkinin diyalektik olduğu, "dünya"daki gerçek varlıklarla arasında bir ayrım olmadığı düşünülmektedir.

İnsan kaynakları yönetimi (İKY), herhangi bir organizasyonda insan kaynaklarının organizasyona, bireye ve çevreye yararlı olacak şekilde bulunulan yerin yasalarına ters düşmeyecek şekilde, etken yönetilmesini sağlayan fonksiyon ve çalışmalarının tümüdür. Aynı zamanda hem akademik çevreyi hem de dünyasını ilgilendiren yönetim dalına da insan kaynakları yönetimi denir.

Çalışma İktisadı ve Sanayi İlişkileri bölümünün geçmişi, ilk önce İstanbul Üniversitesi'nde "İçtimai Siyaset", sonrasında Mülkiye'de "Sosyal Siyaset Kürsüsü"ne dayanır. 1933 yılından sonra Almanya'da Hitler iktidarından kaçan ve İstanbul Üniversitesi'nde görev yapan bilim adamlarından olan Gerhard Kessler, bu bilim dalının Türkiye'de yerleşmesine çok önemli katkılar sağlamıştır. Ankara'da ise 1952'li yıllardan sonra Prof. Dr. Cahit Talas bu bilim dalının kurumsallaşması ve gelişmesinde belirleyici olmuştur.

Kuruluş, kurum, organizasyon veya teşkilat; ortak bir amaç çerçevesinde kurulmuş, ortak bir çalışma düzenine sahip, kendi verimini yönetebilen toplumsal bir düzendir. Organizasyonlar sosyoloji, iktisat, işletme, siyaset bilimi ve psikoloji gibi birçok sosyal bilim dalının araştırma konusudur.

Hawthorne etkisi, Elton Mayo, Fritz J. Roethlisberger ve William J. Dickson adlı endüstri psikologları tarafından 1927 ile 1932 yılları arasında, Hawthorne'da (ABD) bulunan Western Electric Şirketi'nde yapılan ve grup dinamiklerinde "gözlenmenin", "birey olarak algılanıp, sayılmanın" önemine dikkat çeken ünlü bir çalışma ile keşfedilen grup psikolojisi kavramıdır.

<span class="mw-page-title-main">Genel grev</span> bir şehir, bölge veya ülkedeki toplam işgücünün önemli bir bölümünün katıldığı grev eylemi

Genel grev, bir şehir, bölge ya da ülkede, nitelik veya nicelik olarak önem taşıyan bir topluluk tarafından yapılan bir hak arama etkinliğidir. Genel grevlerin, siyasi, ekonomik veya bunların her ikisini birden içeren hedefleri olabilir. Bir genel grevin, kendi akış hızını kazanması veya katılanların ya da destekleyenlerin sempatileriyle gelişmesi olasıdır.

İsveç Modeli Danimarka, Norveç, Finlandiya, İzlanda ve İsveç gibi kuzey ülkelerinde uygulanan benzer iş gücü, eğitim ve sosyal politikalar için kullanılan bir üst terimdir. Bu model politik konsept olarak bu ülkelerdeki refah devletinin temelini oluşturur.

Yenilik doğuran haklar, inşâî haklar olarak da bilinir. Yenilik doğuran haklar, bir kere kullanılmaya müsait haklardır. Kullanılmakla sona ererler. Kullanılan bir yenilik doğuran hakkın sonradan kullanımının geri alınması mümkün değildir. Amaç, muhatabın korumasız bırakılmamasıdır. Örneğin, bir kira sözleşmesinde kiracı lehine fesih hakkı doğduğunda, eğer kiracı fesih hakkını kullanırsa, daha sonra bu hukuki fiilini geri alamaz. Burada amaç, sözleşmenin muhatabını mağdur olmaktan korumaktır. Örneğin, Türkiye'de gerçekleştirilen içtihatlarda bu esas bir tabiat kuralı olarak kabul edilir. Ancak bunun istisnâları vardır. Şâyet muhatap, yenilik doğuran hakkın kullanımının geri alınmasına müsaade etmişse veyâ muhatap, yenilik doğuran hakların kullanılması için gerekli şartların oluşmadığını ileri sürerek hakkın kullanılmasına itiraz etmişse, bu durumda yenilik doğuran haklar kullanılamaz.

<span class="mw-page-title-main">Sovyetler Birliği'nde 1956-1962 ücret reformu</span> Sovyetler Birliğindeki bir ekonomik reform hareketi

Sovyetler Birliği'nde 1956-1962 ücret reformu, Nikita Kruşçev'in Sovyetler Birliği Komünist Partisi genel sekreteri olduğu döneme tekabül eden 1956-1962 yılları arasında Sovyetler Birliği'nde gerçekleşen ücret sistemindeki reformdur. Ana amaç, Josef Stalin döneminde Sovyetler Birliği ekonomisinde uygulanan üretim kotalarında belirtilen miktarı aşan üretim yapmaya yönelik ekonomi politikası yerine daha verimli bir mali teşvik sistemi oluşturulmasıydı.

Türkiye'de işsizlik, resmi olarak Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) tarafından Uluslararası Çalışma Örgütünün hesaplama yöntemini kullanılarak işgücü ve işsizlik istatistiklerinin araştırılıp raporlanmasıyla saptanır.

Çalışma süresi, bireyin ücretli emeği için harcadığı zaman aralığıdır. Ev işleri, çocuk veya evcil hayvanların bakımı gibi ücretsiz emek, çalışma haftasının parçası bağlamında düşünülmez.

Bağımlılık teorisi, Marx ve Lenin'in ülkeler arasındaki ekonomik ilişkilerin çatışma odaklı ilişkiler ağı olduğunu ve sistemin ekonomik gücün durumuna göre evrildiğini ileri süren, günümüzdeki küresel eşitsizliği açıklamayı amaçlayan uluslararası politik ekonomi teorisidir.

<span class="mw-page-title-main">Kürdistan Bölgesel Yönetimi-Türkiye ilişkileri</span> Kürt ve Türk ilişkileri

Kürdistan Bölgesel Yönetimi-Türkiye ilişkileri, Irak'taki özerk statüdeki Kürdistan Bölgesel Yönetimi ile Türkiye arasındaki süregelen ilişkileri içerir. 2001'e kadar dalgalı bir hâl izleyen Kürdistan-Türkiye ilişkileri, bu tarihten itibaren Türkiye'nin ekonomik politikalarının değişimine bağlı olarak dış politikalarının da değişimiyle beraber iki tarafın Orta Doğu'daki ortak ekonomik menfaatlerine bağlı olarak statükoyu kırarak pozitif yönde seyretmiştir.