İçeriğe atla

Emprenye

Demiryolu raylarında kullanılan kreozot ile emprenye edilmiş ahşap travers.

Emprenye, ahşabın bünyesine farklı yöntemlerle çeşitli kimyasal maddeleri emdirme işlemidir.

Bu işlemle ahşabı mantar, böcek, kurtçuk gibi zararlılardan koruyarak ahşabın hizmet ömrünü artırma amaçlanmaktadır. İşlem, ahşabın türü, kullanılacağı ortam ve beklenen hizmet ömrüne bağlı olarak değişmektedir. Ayrıca önemli bir konu da ahşabın toprak ve rutubetle temas edip etmemesidir.

Emprenyeli ürünler hava koşullarından korunmayı artırmak için örtücü veya şeffaf ürünler ile boyanabilir.

Gelişimi

Çıralı tahtaların ve yakarak yüzeyi kömürleştirilmiş tahtaların çürümeye daha dayanıklı olduğu çok eskilerden beri biliniyordu (örn. Japonya'da "shou sugi ban" veya "yakisugi" -yakılmış selvi-, İngiltere'de "charred wood -kömürleştirilmiş tahta- veya burnt siding -yanık yanak-" gelenekleri). Orta Çağdan kalma birçok kilisenin direklerinin yeraltı kısımları yanıktır (örn. Urnes Stave Kilisesi). Çam ve köknarın sadece çıralı özünden inşa edilmiş 1200lü yıllardan kalma binalar mevcuttur (örn.Urnes Stave Kilisesi). İlk teknik gelişme olarak bu özelliği çırasız tahtalara sonradan eklemek için geleneksel reçine tabakası ile koruma işi tahtaya kreosot emdirerek yapılmaya başlandı.

Kreosot kok kömürü katranından destillasyon yöntemiyle üretilir ve polysiklik aromatik hydrokarbonlardan (PAH) oluşur, ama benzen, fenoller ve kresoller de içerir. Kanserojendir. Fototoksiktir, yani temas ettiği tenin güneş ışınlarına direncini azaltır.[1]

Daha sonraları bu işlem kreosot yerine zehirli bakır, krom ve arsen tuzlarının ısı ve basınç yardımıyla tahtanın derinliklerine nüfuz etmesini sağlayarak yapılır oldu.

Bu yöntemin de sorunu zehrinin yandıktan sonra bile insanlara ve çevreye zararlı olması idi. Bu yüzden krom ve arsen tuzlarıyla tahta emprenye etmek birçok ülkede yasaklanmıştır. Bu yöntemlerin son şekli bakır tuzları ile tebuconazole, propiconazole ve IPBC gibi fungisidleri süperkritik karbondioksit aracılığıyla nüfuz ettirmek şeklindedir.[2] Bu tür emprenyeli ürünlerin başlangıçta açık bakır yeşili bir görüntüsü vardır; bu zamanla kahverengiye dönüşür. Uzun bir süre güneşe maruz kaldıktan sonra ise gri bir renk alır.
Kebony tabanlı teras
Titanwood asetilleştirme kimyası

En son geliştirilen yöntemlerden biri ısı ve basınç yardımıyla tahtanın derinliklerine şeker üretiminin bir atığı olan furfuril alkol nüfuz ettirmek, sonra da onu yerinde polimerizasyonla, koruyan ve kuvvetkendiren teknik reçineye dönüştürmek (Kebony), bir diğeri gene ısı ve basınç yardımıyla tahtadaki doğal hidroksil grupları asetil gruplara dönüştürüp malzemenin zararlı organizmaların tahta çürüten etkilerinden korumak (Titanwood) şeklindedir.[3] Bu tür emprenyeli ürünler başlangıçta genellikle kahverengi olur. Uzun bir süre güneşe maruz kaldıktan sonra ise gri bir renk alır.

Emprenye işlemleri normal tahtayı kimyasal biyolojik etkilere karşı daha dayanıklı ve daha sert hale getirsede daha kırılgan hale de getirebilir. Bu yüzden çekiç-çivi yerine matkap tornavida kullanmak, monte edilmiş halindeki gerginlikleri ham tahtanın dayanabileceğinden daha da aza düşürmek gerekebilir.

Mevzuat

Türkiye’nin Gümrük Birliği’ne girmesiyle birlikte TS 788 “Ahşap ve Ahşap Esaslı Malzemelerinin Dayanıklılığı” standardı çeşitli standartlarda revize edilmiş ve Mart 1997 yılında yürürlüğe girmiştir.

Değişen ve yenilenen standartlar doğrultusunda 2009 yılı itibarıyla Türkiye Cumhuriyeti Bayındırlık ve İskân Bakanlığı'nın birim fiyatlarına farklı ürün gruplarına ait emprenye maddeleri eklenmiş ve emprenye işlemleri tanımlanarak yürürlüğe girmiştir.

Dış bağlantılar

  1. ^ Gemenser, Robert «Fouroescence Induction as a Biomarker of Creosote Phototoxicity to the Aquatic Macrophyte Lemna Gibba», Environmental Toxicology and Risk Assesment, 1996, s. 163. Besøkt 21.05.2013
  2. ^ http://www.superwood.no/Files//Images/Certifikater/Superwood_report_Feb_14.pdf 6 Ağustos 2017 tarihinde Wayback Machine sitesinde arşivlendi. The performance of supercritical impregnated wood
  3. ^ http://www.economist.com/node/14299540 11 Haziran 2017 tarihinde Wayback Machine sitesinde arşivlendi. Hard act to follow. Environment: Making softwoods more durable could reduce the demand for unsustainably logged tropical hardwoods

İlgili Araştırma Makaleleri

<span class="mw-page-title-main">Bakır</span> Atom numarası 29 olan, 1B geçiş grubundaki metalik element

Bakır, Cu sembollü ve 29 atom sayılı bir kimyasal elementtir. Çok yüksek termal ve elektrik iletkenliği olan yumuşak, dövülebilir ve sünek bir metaldir. Yeni açığa çıkmış saf bakır yüzeyi pembemsi-turuncu renklidir. Bakır, ısı ve elektrik iletkeni olarak yapı malzemelerinde, çeşitli metal alaşımların bileşiminde, som gümüş gibi kuyumculukta, kupronikel denizcilik donanımı ve madenî para yapımında ve konstantan yük ölçerlerde ve sıcaklık ölçen termokupllarda kullanılır.

<span class="mw-page-title-main">Cam</span>

Cam ya da sırça, saydam veya yarı saydam, genellikle sert, kırılgan olan ve sıvıların muhafazasına imkân veren, inorganik amorf yapıda katı bir malzeme. Antik çağlardan beri gerek inşaat malzemesi, gerekse süs eşyası olarak camdan faydalanılmaktadır. Günümüzde hâlen basit araç gereçlerden iletişime ve uzay teknolojilerine kadar çok yaygın bir kullanım alanı vardır. Örneğin pencere camları, cam ambalaj, ayna, lamba, sofra takımı ve optiklerde yaygın pratik, teknolojik ve dekoratif kullanıma sahiptir.

<span class="mw-page-title-main">Gümüş</span> sembolü Ag ve atom numarası 47 olan kimyasal element

Gümüş, elementlerin periyodik tablosunda simgesi Ag olan, beyaz, parlak, değerli bir metalik element. Atom numarası 47, atom ağırlığı 107,87 gramdır. Erime noktası 961,9 °C, kaynama noktası 1950 °C ve özgül ağırlığı da 10,5 g/cm³'tür. Çoğu bileşiklerinde +1 değerliklidir. Günümüzde Dünya'da 55 yıllık gümüş rezervi kaldığı tahmin ediliyor. Yeni gümüş rezervleri keşfedilmezse 2078 yılında Dünya'daki gümüş rezervlerinin tükenebileceği tahmin ediliyor. En çok gümüş üretimi yapan ülkeler Meksika, Çin, Peru Şili ve Avustralya'dır.

<span class="mw-page-title-main">Nikel</span> atom numarası 28 olan ve simgesi Ni olan kimyasal bir element

Nikel, atom numarası 28 olan ve simgesi Ni olan kimyasal bir elementtir.

<span class="mw-page-title-main">Plastik enjeksiyon</span>

Plastik enjeksiyon, temelde kapalı bir kalıbın içine plastik malzemenin eriyik sıcaklığının üstündeki bir sıcaklık aralığında yüksek hızda yolluk girişinden kalıp gözüne hızlı bir şekilde enjekte edilmesi sonrası, ütüleme fazı ve tutma fazı ile parçanın boyut ve görsel toleranslarının kabul edilebilir seviyeye getirdikten sonra plastiğin kalıptan çıkma sıcaklığının altına getirilerek kalıptan çıkarılması prensibine dayanan bir plastik parça imalat yöntemidir. Seri üretime uygun olması sebebiyle, birçok sektörde oldukça fazla kullanılan bir üretim yöntemidir. Bu metot ile en küçük komponentlerden, otomotiv, savunma sanayi ürünlerine kadar çok çeşitli ebat ve kategorilerde plastik parçalar imal edilebilir.

<span class="mw-page-title-main">Dericilik</span>

Dericilik, derinin fiziksel ve kimyasal işlemlere tabi tutulup kullanılacak hale getirilmesidir.

<span class="mw-page-title-main">Tuz</span>

Basit bir kimyasal bileşik olan sodyum klorür (NaCl), diğer adıyla yemek tuzu, yüzyıllardan beri insanlar için büyük bir önemi olan bir gıda maddesidir. Tuzun önemini artıran en büyük özelliği de tarih öncesi zamanlarda besin maddelerini uzun süre saklamak için tuzu koruyucu madde olarak kullanmalarından gelmektedir. Eski zamanlarda et ve balık gibi besinler tuzun içinde kurutulup saklanarak bunların bozulması engellenmiştir. Tuz insan dahil tüm canlıların besin kaynaklarındandır ve ticari bakımdan da önemli bir maddedir. Dünyanın her yerinde rastlanabilen sofra tuzu tarih boyunca önemli bir ihtiyaç ve ticaret maddesi olmuştur.

<span class="mw-page-title-main">Matbaacılık</span>

Matbaacılık ya da basımcılık, metin ve görüntülerin genellikle kâğıt gibi yüzeyler üzerine basılarak çoğaltılma işidir.

<span class="mw-page-title-main">Çamaşır suyu</span> Temizlik ürünü

Çamaşır suyu, genellikle etken madde olarak sodyum hipoklorit (NaClO) içeren ağartma, temizlik ve hijyen amacıyla kullanılan kimyasal maddedir.

<span class="mw-page-title-main">Kaynak (imalat)</span>

Kaynak, malzemeleri, genellikle metalleri veya termoplastikleri, esas olarak parçaları birbirine eritmek ve soğumalarını sağlamak için yüksek sıcaklık kullanarak birleştiren bir üretim sürecidir ve füzyona neden olur. Yaygın alternatif yöntemler arasında, ısı olmadan bağlanan malzemeleri eritmek için kimyasallar kullanan çözücü kaynak (termoplastikler) ve basınç, soğuk kaynak ve difüzyon bağlama gibi erimeden bağlanan katı hal kaynak işlemleri vardır.

<span class="mw-page-title-main">Bıçak</span> Keskin uçlu demir el aleti

Bıçak, keskin ağızlı el aletidir. İşlevine, icrasında kullanıldığı iş ya da hobiye göre farklı biçimleri bulunmaktadır.

<span class="mw-page-title-main">Hidroklorik asit</span> hidrojen klorürün toksik sulu çözeltisi

Hidroklorik asit, hidrojen ve klor elementlerinden oluşan, oda sıcaklığı ve normal basınçta gaz hâlinde olan hidrojen klorürün sulu çözeltisine verilen ad. Halk arasında tuz ruhu olarak da bilinir. 9. yüzyılda simyacı Câbir bin Hayyân tarafından keşfedildi ve sonrasında simya alanında kullanıldı. Sanayi Devrimi sırasında, sanayideki önemi keşfedilen asit, önce Leblanc işlemi, sonrasında Solvay işlemi ile sanayi alanında üretilmeye başladı. Hidroklorik asit, tarihte yeni kolaylıkların keşfinde önemli roller üstlendi. Günümüzde PVC'den demir-çeliğe, organik madde üretiminden gıda sektörüne kadar hemen hemen tüm alanlarda hidroklorik asit kullanılmaktadır.

<span class="mw-page-title-main">Boşaltım</span>

Boşaltım veya atılım, metabolik atıkların organizmadan atıldığı bir süreçtir. Omurgalılarda bu işlem öncelikle akciğerler, böbrekler ve deri tarafından gerçekleştirilir. Boşaltım, maddenin hücreyi terk ettikten sonra belirli görevleri olabileceği salgılamanın tersidir. Boşaltım, tüm yaşam formlarında önemli bir süreçtir. Örneğin memelilerde idrar, boşaltım sisteminin bir parçası olan üretra yoluyla dışarı atılır. Tek hücreli organizmalarda, atık ürünler doğrudan hücre yüzeyinden boşaltılır.

<span class="mw-page-title-main">Bakır(II) sülfat</span>

Küprik sülfat ya da sadece bakır sülfat olarak da bilinen Bakır (II) sülfat, kimyasal formülü CuSO4 olan bir kimyasal bileşiktir. Bu tuzun hidrasyon derecelerine bağlı olarak bir dizi farklı bileşikleri mevcuttur. Susuz formu soluk yeşil ya da grimsi beyaz bir toz olmasına karşın en çok bilinen pentahidrat (CuSO4•5H2O) formu, parlak mavi renktedir. Çok az miktardaki CuSO4•5H2O çevreye çok zehirlidir, gözleri ve cildi tahriş eder ve yutulduğunda zararlı da olabilir. Oktahedral moleküler geometriye ve paramanyetik özelliğe sahip olan bakır (II) sülfat ekzotermik olarak suda çözünürek [Cu(H2O)6]2+ kompleksini oluşturur. Bakır (II) sülfat "mavi vitriyol", "göztaşı" ve "göktaşı" olarak da bilinmektedir.

Isı çatlağı. Özellikle endüstriyel sanayii de oluşan bir üretim ürününün kullanılan malzemenin niteliğine bağlı olarak farklı genleşme ve büzülme ısı dereceleri ve değerlerine bağlı olarak ortaya çıkan ve ürünün kullanım ömrünü ciddi bir şekilde kısaltan sorunun genel adına ısı çatlağı denilmektedir.

<span class="mw-page-title-main">Ayrışma (jeoloji)</span>

Ayrışma, çözünme veya günlenme, yerkabuğunu oluşturan kayaçların yüzey kısımlarında fiziksel ve kimyasal etkenlerle meydana gelen değişimlerdir. Bu etkenlerin yanında atmosferdeki gazlar, sıcaklık, su, organizmalar da ayrışmada etkilidir.

<span class="mw-page-title-main">Sıvı florür toryum reaktörü</span>

Sıvı florür toryum reaktörü, bir tür erimiş tuz reaktörüdür. LFTR, yakıt için florür esaslı, erimiş, sıvı tuzlu toryum yakıt çevrimini kullanır.

<span class="mw-page-title-main">Liyofilizasyon</span>

Liyofilizasyon veya dondurarak kurutma, ürünün dondurulmasını, basıncın düşürülmesini ve daha sonra süblimasyonla ürün içindeki donmuş suyun çıkarılmasını içeren ve düşük sıcaklıkta gerçekleştirilen dehidrasyon işlemidir. Dondurarak kurutma, üründen suyu ısı kullanarak uzaklaştıran çoğu geleneksel kurutma yöntemine zıttır.

Katı hâl kimyası, bazen malzeme kimyası olarak da adlandırılır, katı faz malzemelerinin, özellikle, ancak sadece moleküler olmayan katıların sentezi, yapısı ve özelliklerinin incelenmesidir. Bu nedenle, katı hal fiziği, mineraloji, kristalografi, seramik, metalurji, termodinamik, malzeme bilimi ve elektronik ile yeni malzemelerin sentezine ve karakterizasyonuna odaklanan güçlü bir örtüşmeye sahiptir. Katılar, ana partiküllerinin düzenlenmesinde mevcut olan düzenin doğasına göre kristal veya amorf olarak sınıflandırmak mümkündür.

<span class="mw-page-title-main">Sodyum klorür</span> NaCl formülüne sahip kimyasal bileşik

Sodyum klorür, yaygın olarak 'tuz' ismiyle bilinen kimyasal formülü NaCl; 1/1 oranında sodyum ve klorür iyonları olan iyonik bileşik. Molar kütleleri sırasıyla 22.99 ve 35.45 g/moldur. 100 g NaCl, 39.34 g Na ve 60.66 g Cl içerir. Sodyum klorür, deniz suyunun tuzluluğundan ve birçok çok hücreli organizmanın hücre dışı sıvısından en çok sorumlu olan tuzdur. Yenilebilir sofra tuzu biçiminde yaygın olarak bir çeşni ve gıda koruyucusu olarak kullanılır. Birçok endüstriyel proseste büyük miktarlarda sodyum klorür kullanılır ve daha ileri kimyasal sentezler için hammadde olarak kullanılan sodyum ve klor bileşiklerinin ana kaynağıdır. Sodyum klorürün ikinci bir ana uygulaması donma sıcaklığı altındaki havalarda yolların buzunun çözülmesidir.