İçeriğe atla

Emisyon spektrumu

Kimyasal elementlerin ya da kimyasal bileşiklerin emisyon spektrumu atom ya da moleküllerin yüksek enerji seviyesinden düşük enerji seviyesine geçişinden elde edilen elektromanyetik radyasyonun frekans spektrumudur. Yayılmış fotonun enerjisi iki enerji düzeyi arasındaki farka eşittir. Her atom için birçok mümkün geçişler vardır ve enerji düzeyleri arasındaki her geçiş spesifik enerji farkına sahiptir. Bu farklı geçişlerin toplamı, farklı ışınlar halinde gönderilmiş dalga boylarına ve emisyon spektrumunun düzenlenmesine neden olur. Her elementin emisyon spektrumu özeldir. Dahası, spektroskopi elementlerin madde içindeki bilinmeyen kompozisyonunu tespit etmek için kullanılabilir. Buna benzer olarak, moleküllerin emisyon spektrumları maddelerin kimyasal analizlerinde kullanılabilir.

Emisyon

Fizikte, emisyon, parçacığın yüksek enerjili kuantum mekanik düzeyden düşük foton emisyonuna doğru ışık üretimi sonucu çevrilmesi sürecidir. Elde edilen ışık sıklığı geçiş enerjisidir. Enerji muhafaza edilmek zorunda olduğundan, iki düzey arasındaki enerji farkı foton tarafından taşınan enerjiye eşit olacaktır. Geçişlerdeki enerji düzeyleri çok büyük mesafeli sıklıklarda emisyona neden olur. Örnek olarak, görülebilir ışık atom ve moleküllerde elektron eşleşmesi sonucunda flüoresans olarak adlandırılan olay sonucunda elde edilir. Buna karşın nükleer dönme geçişleri düşük enerjili radyo dalgaları yayarken, nükleer kabuk geçişleri yüksek enerjili gama ışınlarını yayabilir.

Herhangi bir cismin yayma gücü ışığın cisim tarafından ne kadar yayımlanmış olduğuyla belirlenir. Bu durum, Stefan-Boltzmann yasası aracılığıyla cisimlerin diğer özellikleriyle ilgili olabilir. Birçok cisim için, emisyon miktarları renk derecesi ve emisyon çizgilerinin görünüşüne neden olan dereceye ve cismin spektroskopik kompozisyonuna bağlı olarak çeşitlilik gösterir. Birçok dalga boyları üzerinde yapılan kesin ölçümler maddeyi emisyon spektroskopisi aracılığıyla belirlemeye olanak tanır.

Radyasyon emisyonu genel olarak yarı klasik kuantum mekaniğini kullanarak parçacığın enerji seviyesi ve aralıkları kuantum mekaniği tarafından belirlenir ve ışık salınım yapan sistemin doğal sıklığıyla rezonans halinde olduğu takdirde geçişleri yürüten elektrik alan gibi davranır olarak tanımlanır. Kuantum mekaniği problemi zamana bağlı pertürbasyon teorisi ile işlenmiş olup, Fermi'nin Altın Kuralı adı verilen genel bir sonuca varır. Çoğu durumda yarı klasik versiyonu daha kullanışlı olmaya devam etse de, tanım kuantum elektrodinamiği olarak değiştirildi.

Orijinler

Atomdaki elektronlar uyarıldığında, örneğin ısıtıldığında, oluşan enerji elektronları daha yüksek orbitallere iter. Elektronlar uyarılmış hallerini terk edip eski seviyelerine geri döndüklerinde enerji, foton halinde yeniden dışarı salınır. Foton' un dalga boyu (ya da frekansı) iki seviye arasındaki enerji farkı ile belirlenir. Dışarı salınan fotonlar elementlerin spektrumlarını oluşturur. Bir elementin atomik emisyon spektrumunda sadece belirli renklerin görünmesi gerçeği, ışığın sadece belirli frekanslarının salındığı anlamına gelir. Bu frekansların her biri aşağıda belirtilen formül aracılığıyla enerjiye bağlıdır.

E fotonun enerjisi anlamına gelirken, V fotonun frekansı ve h ise Planck sabiti anlamına gelir. Bu sadece belirli miktarda enerjiye sahip fotonların atomlar tarafından salındığını neticelendirir. Atomik emisyon spektrumu prensibi, çeşitli renklerdeki neon işaretlerini, aynı zamanda kimyasal yanma testleri sonuçlarını (aşağıda açıklanmıştır) açıklar. Bir atomun yayabileceği ışığın frekansları elektronların bulunabileceği seviyelere bağlıdır. Elektronlar uyarıldıkları zaman daha yüksek enerjili seviyelere veya orbitallere taşınır. Elektron eski seviyesine döndüğü zaman, ışık yayılır.

Hidrojenin emisyon spektrumu.

Yan taraftaki fotoğraf Hidrojen' in görünür ışık emisyon spektrumunu gösterir. Eğer sadece bir Hidrojen atomu olsaydı, o anda sadece bir dalga boyu gözlemlenebilirdi. Örnek farklı başlangıç ve bitiş enerjilerine sahip birçok Hidrojen atomu içerdiği için, birçok muhtemel emisyonlar gözlemlenebilmiştir. Bu farklı kombinasyonlar, farklı dalga boyuna sahip eşzamanlı emisyonları doğurur.

Molekül Kaynaklı Radyasyonlar

Elektronik geçişler yukarıda tartışılmasına rağmen, bir molekülün enerjisi rotasyonel, titreşimsel ve vibronik (titreşimsel ve elektroniğin kombinesi) geçişler sayesinde de değişebilir. Bu enerji değişimleri spektral şeritler olarak da bilinen birbirine yakın birçok farklı spektral doğru gruplarının oluşumuna sebebiyet verir. Çözümlenmemiş spektrum şeritleri, spektral süreç halinde de görünebilir.

Emisyon Spektroskopisi

Işık, farklı dalga boylarının elektromanyetik radyasyonlarından meydana gelir. Dolayısıyla, elementler veya bileşimleri ateş üstünde veya elektrik kıvılcımı ile ısıtıldığında elementler ışık halinde enerji yayar. Bu ışığın spektroskop yardımı ile analizi bize süreksiz bir spektrum verir. Spektroskop ve spektrometre, farklı dalga boylarına sahip ışıkların bileşenlerine ayırılmasında kullanılan bir araçtır. Spektrum, doğru spektrumu adı verilen doğru demetinde görülür. Bu doğru spektrumuna, elementin içinde meydana geldiği için atomik spektrum da denir. Her bir elementin farklı bir atomik spektrumu vardır. Bir elementin atomları tarafından üretilen doğru spektrumları, bir atomun sadece belirli bir miktarda enerji yayabileceğini gösterir. Bu, sınırda bulunan elektronların herhangi bir miktarda değil, sadece belirli bir miktarda enerjiye sahip olabileceğini gösterir.

Kendiliğinden olan emisyon şematiği.

Emisyon spektroskopi, periyodik cetveldeki her element için farklı bir değere sahip olduğundan maddenin bileşimini kararlaştırmada kullanılabilir. Örneğin astronomik spektroskopi: elde edilen ışık analiz edilerek yıldızların tanımlanması. Bazı elementlerin emisyon spektrum karakterleri bu elementler ısıtıldığında açıkça çıplak gözle görülür. Örnek olarak, platin kablo stronsiyum nitrata batırıldığında ve aleve maruz bırakıldığında, stronsiyum nitrat atomları etrafa kırmızı renk yayar. Buna benzer olarak, bakır aleve maruz bırakıldığında, alev yeşil renge dönüşür. Bu belirli karakteristikler, elementlerin atomik emisyon spektrumu tarafından belirlenmesine olanak tanır. Yayılan ışıkların tamamı çıplak gözle fark edilemez, çünkü spektrum ayrıca ultraviyole ışınlar ve kızılötesi aydınlatma içerir. Emisyon, uyarılmış gaz direkt olarak spektroskoptan geçirildiği görüldüğünde oluşur.

Emisyon spektroskopisi, atomların ya da moleküllerin uyarılmış hallerinden alt enerji seviyesine geçişleri boyunca dışarı verilen fotonların dalga boylarını mercek altına alan spektroskopik tekniktir. Her bir karakteristik ayrık dalga boyları kümesini elektronik yapısına göre dışarı verir ve bu dalga boylarını gözlemleyerek, tipik örneklerin doğadaki güçlere özgü kompozisyonuna karar verilebilir. Emisyon spektroskopisi 19.yüzyılın sonlarına doğru geliştirilmiştir ve en sonunda kuantum mekaniklerine sebep olan atomla ilgili emisyon spektrumlarının teorik olarak açıklanması için efor gösterilmiştir.

Atomları uyarılmış duruma getirebilmek için birçok yol vardır. Elektromanyetik radyasyon ile etkileşim flüoresans spektroskopisinde, protonlar ya da Parçacık-Uyarılmış X-ışını Emisyonu ve elektronlar ya da Enerji-dağıtıcı X-ışını spektroskopisi ya da X-ışını flüoresans içerisindeki diğer ağır parçacıklarda kullanılır. En basit metodu tipik örneği, örnek atomlar arasındaki çarpışmalarla üretilen uyarımdan sonra yüksek derecede ısıtmaktır. Bu metot alev emisyon spektroskopisinde kullanılır ve ayrıca Anders Jonas Ångström tarafından 1850 yıllarında, ayrık emisyon çizgilerini keşfettiği zaman kullanılmıştır.

Emisyon çizgilerine belirli dereceye kadar enerji içeren enerji seviyelerindeki geçiş neden olsa da, sonlu genişliklere sahiptirler. Başka bir deyişle, birden fazla ışık dalga boyundan oluşmuşlardır. Bu spektral çizgi genişletmesi birçok farklı sebebiyetlere sahiptir.

Emisyon spektroskopisi sıklıkla görüş ile ilgili emisyon spektroskopisi olarak anılır.

Tarihçe

Sıcak gazların emisyon çizgileri ilk olarak Ångström tarafından keşfedildi ve daha sonrasında bu teknik David Alter, Gustav Kirchhoff ve Robert Bunsen tarafından geliştirildi.

Alev Emisyon Spektroskopisindeki Deneysel Teknikler

İlgili maddeleri içeren çözelti analiz edilmek için yakıcı içerisine konulmuştur ve alev içerisinde serpinti olarak dağılmıştır. Çözelti önce iyi bir şekilde bölünen, gaz atomlarının ve iyonlarının üretildiği alevin en sıcak bölgesine giden katı parçacıklarını terk ederek buharlaşmıştır. Elektronlar yukarıda tanımlandığı gibi uyarılmıştır. Monokromatörlerin bu basit belirlemenin yapılması için kullanılması yaygındır.

Basit bir düzeyde, alev emisyon spektroskopisi sadece alev ve metal tuz örnekleri kullanılarak gözlemlenebilir. Bu niteleyici analiz metoduna alev testi denir. Örnek olarak, alev içerisine yerleştirilmiş sodyum tuzu sodyum iyonlarından sarı renkte parlarken, stronsiyum iyonlarından dolayı kırmızı olarak parlar. Bakır kablo mavi renkte alev yaratırken, klorür mevcudiyeti CuCl'nin moleküler katkısından dolayı yeşil rengi verir.

Emisyon Katsayısı

Emisyon katsayısı fizikte hesaplanmış değerleri olan elektromanyetik kaynaktaki birim başına düşen güç çıkışıdır. Gazların emisyon katsayısı ışık dalga boyuna göre değişiklik gösterir. Ayrıca çevresel emisyonların kütle ile ölçülmesinde kullanılır.

Işığın Saçılması

Thomson saçılmasında yüklü parçacıklar özel durumlu ışık altında radyasyon açığa çıkarırlar. Parçacık sıradan atomsal elektron olabilir, yani emisyon katsayısı pratik uygulamalara sahip olabilir.

Eğer X dV dΩ dλ hacim elementi dV tarafından katı açısı dΩ içerisine λ ve λ+dλ dalga boyları arasındaki her birim zamana düşen enerji saçılmasıysa emisyon katsayısıX’tir.

Kendiliğinden Olan Emisyon

Foton tarafından yayımlanan ısıtılan madde, derecesi ve toplam güç radyasyonuyla ilişkili monokromatik emisyon katsayısına sahiptir. Buna bazen “Einstein Katsayısı” denir ve kuantum mekanik teorisinden sonuca varılır.

Enerji Spektrumu

Enerji spektrumu büyük parçacık topluluklarındaki enerji ayırımıdır. Dalga enerjisinin dalga sıklığına göre fonksiyonunun istatistiksel olarak gösterimidir ve spektral fonksiyonun deneyime dayalı olarak tahmin edicisidir.

Bu parçacıklar atomlar, fotonlar ya da basit parçacıkların akısı olabilir.

Schrödinger denklemleri ve sınır şartları kümesi öz değer problem olarak şekillenmiştir. E'nin mümkün değerine öz değer enerjisi denir. Dalga fonksiyonunun sıfırdan farklı çözümlerine öz değer durumu denir.

Elektromanyetik spektrum ayrıca elektromanyetik radyasyonun enerjiye bağlı dağılımı olarak gösterilebilir. Dalga boyu, sıklık ve enerji arasındaki ilişki:

Fizik alanındaki enerji spektrumuna örnek olarak okyanus kıyısındaki dalga kırılmasıdır. Bazı dalgaların diğerlerinden daha büyük olduğu gözlemlenebilir.[1]

Optik Spektroskopi ve Astrofizik ile İlgili Uygulama

Enerji spektrumları sıklıkla astrofizik ile ilgili spektroskopide kullanılır.

Çizilmiş büyüklük, enerji birimleri, dalga boyu kere her birimdeki dalga boyu enerjisidir ve bu yüzden kesin olarak her bir dalga boyunun miktar enerjisini gösterir. Her birim dalga boyundaki enerji ve tepe noktasındaki sıklık enerjisi, sıklık ve dalga boyu arasındaki karşılıklı ilişkiden dolayı önemli ölçüde değişik dalga boylarıdır.[2]

Kaynakça

  1. ^ Solar Energy Spectrum, Integrated Energy, Wavelengths of Light Colors and Visual Response of Eye
  2. ^ Allen, C.W. Astrophysical Quantities, 3rd edition, 1973, p. 109, 172.
  1. ^ Jump up to: a b Solar Energy Spectrum, Integrated Energy, Wavelengths of Light Colors and Visual Response of Eye
  2. Jump up ^ Allen, C.W. Astrophysical Quantities, 3rd edition, 1973, p. 109, 172.

Dış bağlantılar

İlgili Araştırma Makaleleri

<span class="mw-page-title-main">Elektromanyetik radyasyon</span>

Elektromanyetik radyasyon, elektromanyetik ışınım, elektromanyetik dalga ya da elektromıknatıssal ışın bir vakum veya maddede kendi kendine yayılan dalgalar formunu alan bir olgudur. Elektromanyetik dalgalar, yüklü bir parçacığın ivmeli hareketi sonucu oluşan, birbirine dik elektrik ve manyetik alan bileşeni bulunan ve bu iki alanın oluşturduğu düzleme dik doğrultuda yayılan, yayılmaları için ortam gerekmeyen, boşlukta c ile yayılan enine dalgalardır. Elektromanyetik dalgalar, frekansına göre değişik tiplerde sınıflandırılmıştır. Bu tipler sırasıyla :

Dalga-parçacık ikililiği teorisi tüm maddelerin yalnızca kütlesi olan bir parçacık değil aynı zamanda da enerji transferi yapan bir dalga olduğunu gösterir. Kuantum mekaniğinin temel konsepti, kuantum düzeyindeki objelerin davranışlarında ‘’parçaçık’’ ve ‘’dalga’’ gibi klasik konseptlerin yetersiz kalmasından dolayı bu teoriyi işaret eder. Standart kuantum yorumları bu paradoksu evrenin temel özelliği olarak açıklarken, alternatif yorumlar bu ikililiği gelişmekte olan, gözlemci üzerinde bulunan çeşitli sınırlamalardan dolayı kaynaklanan ikinci dereceden bir sonuç olarak açıklar. Bu yargı sıkça kullanılan, dalga-parçacık ikililiğinin tamamlayıcılık görüşüne hizmet ettiğini, birinin bu fenomeni bir veya başka bir yoldan görebileceğini ama ikisinin de aynı anda olamayacağını söyleyen Kopenhag yorumu ile açıklamayı hedefler.

<span class="mw-page-title-main">Atom</span> tüm maddelerin kimyasal ve fiziksel özelliklerini taşıyan en küçük yapıtaşı

Atom veya ögecik, bilinen evrendeki tüm maddenin kimyasal ve fiziksel niteliklerini taşıyan en küçük yapı taşıdır. Atom Yunancada "bölünemez" anlamına gelen "atomos"tan türemiştir. Atomus sözcüğünü ortaya atan ilk kişi MÖ 440'lı yıllarda yaşamış Demokritos'tur. Gözle görülmesi imkânsız, çok küçük bir parçacıktır ve sadece taramalı tünelleme mikroskobu vb. ile incelenebilir. Bir atomda, çekirdeği saran negatif yüklü bir elektron bulutu vardır. Çekirdek ise pozitif yüklü protonlar ve yüksüz nötronlardan oluşur. Atomdaki proton sayısı elektron sayısına eşit olduğunda atom elektriksel olarak yüksüzdür. Elektron ve proton sayıları eşit değilse bu parçacık iyon olarak adlandırılır. İyonlar oldukça kararsız yapılardır ve yüksek enerjilerinden kurtulmak için ortamdaki başka iyon ve atomlarla etkileşime girerler.

<span class="mw-page-title-main">Elektron dizilimi</span>

Elektron dizilimi, atom fiziği ve kuantum kimyasında, bir atom ya da molekülün elektronlarının atomik ya da moleküler orbitallerdeki dağılımıdır. Örneğin Neon atomunun elektron dizilimi 1s2 2s2 2p6 olarak gösterilir.

Fotoelektrik etki ya da fotoemisyon, ışık bir maddeyi aydınlattığında elektronların ya da diğer serbest taşıyıcıların ortaya çıkmasıdır. Bu bağlamda ortaya çıkan elektronlar, fotoelektronlar olarak adlandırılır. Bu olay genellikle elektronik fiziğinde hatta kuantum kimyası ya da elektrokimya gibi alanlarda çalışılır.

<span class="mw-page-title-main">Lazer</span> ışığın uyarılmış radyasyon ile yükseltilmesini sağlayan bir optik düzenek

Lazer ışığın uyarılmış radyasyon ile yükseltilmesini sağlayan bir optik düzenektir. İsmini "Light Amplification by Stimulated Emission of Radiation" kelimelerinin baş harflerinden alır ve bu, "ışığın uyarılmış ışıma ile yükseltilmesi" anlamına gelir. İlk lazer, 1960 yılında Theodore Maiman tarafından Charles Townes ve Arthur L. Schawlow'un teorileri baz alınarak üretilmiştir. Lazerin ışıktan daha düşük mikrodalgafrekanslarında çalışan versiyonu olan "maser" ise Townes tarafından 1953 yılında bulunmuştur.

<span class="mw-page-title-main">Bohr modeli</span> bir atom modeli

Bohr atom modeli, Niels Henrik Bohr tarafından 1913 yılında, Rutherford atom modelinden yararlanılarak öne sürülmüştür.

<span class="mw-page-title-main">Atom çekirdeği</span> Atomun çekim kuvvetinin etkisiyle, çevresinde elektronlar dolaşan, proton ve nötronlardan oluşan pozitif elektron yüklü merkez bölümü

Atom çekirdeği, atomun merkezinde yer alan, proton ve nötronlardan oluşan küçük ve yoğun bir bölgedir. Atom çekirdeği 1911 yılında Ernest Rutherford tarafından keşfedildi. Bu keşif, 1909 yılında gerçekleştirilen Geiger-Marsden deneyine dayanmaktadır. Nötronun James Chadwick aracılığıyla 1932 yılında keşfinden sonra, çekirdeğin proton ve nötronlardan oluştuğu modeli Dmitri Ivanenko ve Werner Heisenberg tarafından çabucak geliştirildi. Atomun kütlesinin neredeyse tamamı çekirdek içerisindedir, elektron bulutunun atom kütlesine katkısı oldukça azdır. Proton ve nötronlar çekirdek kuvveti tarafından çekirdeği oluşturmak için birbirlerine bağlanmıştır. 

<span class="mw-page-title-main">Enerji seviyesi</span>

Enerji seviyesi, atom çekirdeğinin etrafında katman katman biçiminde bulunan kısımların her biridir. Bu yörüngelerde elektronlar bulunur. Yörüngenin numarası; 1, 2, 3, 4, ... gibi sayı değerlerini alabilir. Yörünge numarasına baş kuantum sayısı da denir ve "n" ile gösterilir. Yörünge numarası ile yörüngenin çekirdeğe uzaklığı doğru orantılıdır.

<span class="mw-page-title-main">Spektroskopi</span>

Spektroskopi elektromanyetik radyasyon ile maddenin etkileşiminin radyasyonun dalga boyu veya frekansının bir fonksiyonu olarak ortaya çıkan elektromanyetik spektrumu (tayf) ölçen ve yorumlayan bir çalışma alanıdır. Başka bir deyişle, elektromanyetik spektrumun tüm bantlarında görünür ışıktan kaynaklı olarak meydana gelen bir kesin renk çalışmasıdır.

Atom fiziği, atomu bir bütün olarak atomların etkileşimlerini, atomun ve moleküllerin yapısı, enerji düzeyleri, dalga fonksiyonlari ve elektromanyetik geçişleri, atomlar arası bağlar, moleküler yapılar, atom modeli, atomik spektroskopide ince yapı ve aşırı ince yapı, spektroskopik gösterim ve enerji seviyeleri, geçiş olasılığı ve seçim kuralları, Zeeman olayı, Stark olayı, moleküler spektrum, iyonik bağlar, dönme, titreşim ve elektronik geçiş spektrumu, lazer gibi bölümleri- inceleyen fiziğin alt dallarından ikincisidir.

Absorpsiyon spektroskopisi, radyasyonun dalga boyu ya da frekansın bir fonksiyonu olarak irdelenmesidir. Absorpsiyon teorisine göre örnek madde ortamdan enerji absorbe eder. Emilen enerjinin şiddeti, frekansın ve dalga boyunun bir fonksiyonu olarak ifade edilmiştir.

Kuantum mekaniği madde ve atomların ve atom içindeki parçacıklar ölçeğinde enerji ile etkileşimlerinin davranışını açıklayan bilimsel ilkeler organıdır: Bu makaleye teknik olmayan konuların tanıtımında ulaşabilirsiniz.

Kuantum optiği yarı klasik ve kuantum mekaniği fiziğini kullanarak ışığı içeren olayları ve onun mikroskobik seviyelerdeki maddelerle etkileşimini inceler.

Atomik, moleküler ve optik fizik, bir ya da birkaç atomun ölçeğinde, madde-madde ve ışık-madde etkileşimi çalışmadır ve enerji, birkaç elektron voltları etrafında ölçeklenir. Üç alanla yakından ilişkilidir. AMO teorisi, klasik, yarı klasik ve kuantum işlemlerini kapsar. Tipik olarak, teori ve emisyon uygulamaları, elektromanyetik yayılım ve emilme, spektroskopi analizi, lazer ve mazerlerin kuşağı ve genel olarak maddenin optik özellikleri, uyarılmış atom ve moleküllerden, bu kategorilere ayrılır.

<span class="mw-page-title-main">Spektroskopi tarihi</span>

Batı dünyasında modern spektroskopi 17. yüzyılda başlamıştır. Özellikle prizmalar olmak üzere optik bilimi alanındaki ilerlemeler, güneş spektrumunun sistematik biçimde gözlemlenebilmesine olanak verdi. Isaac Newton, beyaz ışığı oluşturmak üzere birleşen gökkuşağı renklerini tarif etmek için spektrum kelimesini kullanan ilk kişi oldu. 1800'lerin başında Joseph von Fraunhofer, spektroskopinin daha hassas ve niceliksel bir bilimsel teknik haline gelmesine imkân veren dağınımlı spektrometreler ile deneyler yaptı. O zamandan beri spektroskopi kimya, fizik ve astronomi alanlarında önemli bir rol oynadı ve oynamaya devam ediyor. Fraunhofer, birkaç tanesi daha önce Wollaston tarafından gözlemlenmiş olmasına rağmen, artık kendi adıyla anılan Güneş'in spektrumundaki koyu çizgileri gözlemlemiş ve ölçmüştür.

<span class="mw-page-title-main">Soğurma (fizik)</span> Fizik terimi

Soğurma, ışığın bir cisim tarafından emilmesidir. Her cisim, yalnızca kendi rengindeki ve kendi rengini oluşturan renklerdeki ışıkları yansıtabilir. Her cisim soğuramadığı renkte görünür. Siyah renkli cisimler, bütün renkleri soğurur. Işığı fazla soğuran cisimler, az soğuran cisimlere göre daha hızlı ısınır.

<span class="mw-page-title-main">Atomik emisyon spektroskopisi</span>

Atomik emisyon spektroskopisi, bir numunedeki bir elementin miktarını belirlemek için belirli bir dalga boyunda bir alev, plazma, ark veya kıvılcımdan yayılan ışığın yoğunluğunu kullanan bir kimyasal analiz yöntemidir. Emisyon spektrumundaki atomik spektrum dalga boyu, elementin kimliğini verirken, yayılan ışığın yoğunluğu elementin atom sayısı ile orantılıdır.

<span class="mw-page-title-main">İndüksiyonla birleşmiş plazma atomik emisyon spektroskopisi</span>

İndüksiyonla birleşmiş plazma atomik emisyon spektroskopisi, aynı zamanda İndüksiyonla birleşmiş plazma optik emisyon spektroskopisi olarak da bilinen kimyasal elementlerin tespiti için kullanılan analitik bir tekniktir. Belirli bir elementin karakteristik dalga boylarında elektromanyetik radyasyon yayan uyarılmış atomlarını ve iyonlarını üretmek için indüksiyonla birleşmiş plazmayı kullanan bir tür emisyon spektroskopisidir. Alev sıcaklığı 6000 ila 10.000 K aralığında olan bir alev tekniğidir. Oluşan emisyonun yoğunluğu, numunedeki elementin konsantrasyonunun bir göstergesidir.

<span class="mw-page-title-main">Kuantum noktaları</span>

Kuantum noktaları kuantum mekanikleri nedeniyle daha büyük parçacıkların sahip olduğundan farklı olan optik ve elektronik özelliklere sahip, boyutu birkaç nanometreyi bulan yarı iletken parçacıklardır. Eğer bir kuantum noktası UV ışığıyla aydınlatılırsa, kuantum noktasındaki elektron daha yüksek enerji seviyesine çıkabilir. Böyle olması hâlinde, bu süreç bir elektronun valans bandından iletim bandına geçişine karşılık gelir. Bu uyarılmış elektron valans bandına geri döner ve enerjisini bırakır. Elektronu uyarma biçimi ışık emisyonudur. Bu ışık emisyonu (fotolüminesans) sağdaki şekilde gösterilmiştir. Işığın rengi valans ve iletim bandı arasındaki enerji farkına bağlıdır.