İçeriğe atla

Emilim (deri)

Deri emilimi, maddelerin deri yoluyla vücuda girebildiği bir yoldur. Soluma, yutma ve enjeksiyon ile birlikte, deriden emilim yolu, ilaç uygulamalarında kullanılabildiği gibi bu yolla zehirli (toksik) maddelere de maruz kalınabilir. Maddelerin deri yoluyla emilimini etkileyen en önemli etmenler, madde konsantrasyonu, temas süresi, ilacın çözünürlüğü ve cildin veya vücudun maruz kalan bölümünün fiziksel durumu olarak bildirilmiştir.

Emilimi etkileyen faktörler

Soluma, yutma ve enjeksiyonla birlikte, dermal absorpsiyon (deri emilimi) ilaçlar da dahil olmak üzere biyoaktif maddeler için bir maruz kalma yoludur.[1] Maddelerin deri yoluyla emilimi bir dizi faktöre bağlıdır:

  • Konsantrasyon
  • Molekülün moleküler ağırlığı[2]
  • Maruziyet süresi
  • İlacın çözünürlüğü
  • Cildin fiziksel durumu
  • Derideki kıl miktarı da dahil olmak üzere vücudun açıkta kalan kısmı

Genel olarak, kimyasalların deri yoluyla emilim hızı en hızlıdan en yavaşa doğru aşağıdaki şemayı takip eder: Skrotal > Alın > Koltukaltı ≥ Saç Derisi > Sırt = Karın > Avuç içi = ayak yüzeyinin altı.[3]

Deri yoluyla emilebilmesi için bir kimyasalın epidermis, bezler veya saç foliküllerinden geçmesi gerekir. Ter bezleri ve saç kökleri toplam cilt yüzeyinin yaklaşık yüzde 0.1 ila 1.0'ını oluşturur.[1] Küçük miktarlarda kimyasallar, bezler veya kıl folikülleri yoluyla vücuda hızla girebilse de, esas olarak epidermis yoluyla emilirler. Kimyasallar, kan dolaşımına veya lenf dolaşımına girebilecekleri ve vücudun diğer bölgelerine dolaşabilecekleri dermise girmeden önce epidermisin yedi hücre katmanından geçmelidir. Toksinler ve toksik maddeler, pasif difüzyon yoluyla katmanlar arasında hareket edebilir. Stratum corneum, epidermisin en dış tabakasıdır ve bir ajanın emiliminde hız sınırlayıcı bariyerdir.[3] Böylece, bir şeyin bu daha kalın dış tabakadan ne kadar hızlı geçtiği, genel emilimi belirler. Stratum corneum öncelikle lipofilik kolesterol, kolesterol esterleri ve seramidlerden oluşur. Böylece yağda çözünen kimyasallar, tabakayı daha hızlı geçer ve dolaşıma girerler ancak, hemen hemen tüm moleküller, asgari bir dereceye kadar nüfuz eder.[4][5] Uçucu Organik Bileşikler, Toplam Trihalometanlar, florür ve dezenfektanlar gibi belediye sularındaki ve diş ürünlerindeki kimyasalların emilmesi, çevresel sağlık tehlikelerine önemli bir maruz kalmadır.[6][7][8]

Cilt yapılarının diyagramı.

Ayrıca bakınız

Kaynakça

  1. ^ a b Eaton, DL and Klaassen Curtis D. Principles of Toxicology. in Cassarett & Doull's Toxicology, The Basic Science of Poisons. 5th edition. 1996. McGraw-Hill.
  2. ^ Bos (2000). "The 500 Dalton rule for the skin penetration of chemical compounds and drugs". Exp. Dermatol. 9 (3): 165-9. doi:10.1034/j.1600-0625.2000.009003165.x. PMID 10839713. 
  3. ^ a b Baynes, RE and Hodgson E. Absorption and Distribution of Toxicants. in Chapter 6 of A Textbook of modern toxicology. 3rd edition. 2004, John Wiley & Sons, Inc.
  4. ^ Morganti, P., Ruocco, E., Wolf, R., & Ruocco, V. (2001). "Percutaneous absorption and delivery systems." Clin Dermatol. 19: 489-501.
  5. ^ Hood (2005). "Tap Water and Trihalomethanes: Flow of Concerns Continues". Environmental Health Perspectives. 113 (7): A474. doi:10.1289/ehp.113-a474. PMC 1257669 $2. 
  6. ^ Jaccobson (1992). "Fluoride Uptake and Clearance from the Buccal Mucosa following Mouthrinsing". Caries Res. 26 (1): 56-58. doi:10.1159/000261428. PMID 1568238. 
  7. ^ Gabler (1968). "Absorption of fluoride through the oral mucosa of rats". Arch Oral Biol. 13 (6): 619-623. doi:10.1016/0003-9969(68)90140-4. PMID 5244286. 
  8. ^ Brown (1984). "The role of skin absorption as a route of exposure for VOCs in drinking water". Am. J. Public Health. 74 (5): 479-84. doi:10.2105/AJPH.74.5.479. PMC 1651599 $2. PMID 6711723. 

Dış bağlantılar

İlgili Araştırma Makaleleri

<span class="mw-page-title-main">Deri</span> omurgalılarda yumuşak dış örtü organı

Deri, cilt veya ten, bazı hayvanların vücutlarını kaplayan en üst katman olup, altında barındırdığı kas ve organları koruyan doku tabakalarından oluşan bir örtü sistemi organıdır. Bu tabakanın altında yağ tabakası vardır. Yağ tabakası canlının vücudunu sıcak tutar ve darbelere karşı korur. Burada bulunan ter bezleri boşaltıma yardımcı olur. Deri solunumu nemli vücut yüzeyinde gerçekleşir. Hücrelerde oluşan (O2) oksijen difüzyonla atılır. CO2'de difüzyonla atılır. Bu canlıların gelişmiş organları yoktur. Dış ortamla gaz alışverişi nemli deriden difüzyonla geçer. Derinin nemli kalması mukus tabakası ile gerçekleşir.

<span class="mw-page-title-main">Yanık</span> genellikle aşırı sıcaktan kaynaklanan et veya deri yaralanması

Yanık, ısı, elektrik, kimyasal madde, sürtünme ya da radyasyon nedeniyle et veya deri üzerinde meydana gelen bir yaralanma çeşididir. Yalnızca derinin üst katmanını etkileyen yanıklar yüzeysel veya birinci derece yanık olarak tanımlanmaktadır. Yanık bazı alt katmanlara da geçtiğinde, kısmi kalınlıkta yanık ya da ikinci derece yanık olarak nitelendirilir. Tam kalınlıkta veya üçüncü derece yanıklarda, yara derinin tüm katmanlarına geçmiş olur. Dördüncü derece yanıkta ise yara ilaveten kas veya kemik gibi daha derin dokuları da etkiler.

<span class="mw-page-title-main">Uygulama yolu</span> bir ilaç, sıvı, zehir veya başka bir maddenin vücuda alınma yolu

Farmakoloji ve toksikolojide uygulama yolu, bir ilacın, sıvının, zehrin veya başka bir maddenin vücuda alınma yoludur.

<span class="mw-page-title-main">Kapsaisin</span>

Kapsaisin (8-metil-N-vanilil-6-nonenamid), Biber cinsine ait bitkiler olan acı biberlerin aktif bileşenidir. İnsanlar da dahil olmak üzere memeliler için tahriş edici ve nörotoksin kimyasaldır ve temas ettiği herhangi bir dokuda yanma hissi üretir. Kapsaisin ve birkaç ilgili alkaloid'e kapsaisinoidler denir ve muhtemelen belirli memelilere ve mantarlara karşı caydırıcı olarak acı biber tarafından ikincil metabolitler olarak üretilir. Saf kapsaisin hidrofobik, renksiz, çok acı, seffaftan mumsu katıya değişen bir bileşiktir.

<span class="mw-page-title-main">Bisfenol A</span> Kimyasal Bileşik

Bisfenol A (BPA), öncelikle çeşitli plastiklerin üretiminde kullanılan bir kimyasal bileşiktir. En yaygın olarak organik çözücülerde çözünen, fakat suda da çok zayıf çözünürlüğe sahip renksiz bir katıdır. BPA, fenol ve asetonun yoğunlaştırılmasıyla endüstriyel ölçekte üretilir ve 2022'de 10 milyon tona ulaşması beklenen küresel bir üretim ölçeğine sahiptir.

<span class="mw-page-title-main">Cilt kanseri</span>

Cilt kanseri, deriden kaynaklanan kanserdir. Vücudun diğer kısımlarını istila etme veya yayılma yeteneğine sahip anormal hücrelerin türemesinden kaynaklanırlar. Bazal hücreli karsinom, Skuamöz hücreli karsinom ve melanom olmak üzere üç ana cilt kanseri türü vardır. İlk ikisi, daha az yaygın olan bir dizi cilt kanseri ile birlikte melanom dışı cilt kanseri olarak bilinir. Bazal hücreli kanser yavaş büyür ve etrafındaki dokuya zarar verebilir ancak uzak bölgelere yayılma veya ölümle sonuçlanma olasılığı düşüktür. Genellikle üzerinde küçük kan damarları bulunan parlak, ağrısız, kabarık bir cilt alanı olarak görülür veya ülserli kabarık bir alan olarak ortaya çıkabilir. Skuamöz hücreli cilt kanserinin yayılma olasılığı daha yüksektir. Genellikle üstü pullu sert bir yumru olarak ortaya çıkar ancak ülser de oluşturabilir. Melanomlar en agresif olanlardır. Belirtileri arasında boyutu, şekli, rengi değişen, düzensiz kenarları olan, birden fazla renge sahip, kaşıntılı veya kanayan bir ben yer alır.

<span class="mw-page-title-main">Hipotalamus-hipofiz-adrenal aks</span>

Hipotalamus-hipofiz-adrenal aks ya da Limbik-Hipotalamus-hipofiz-adrenal aks (LHPA), kompleks geribildirim mekanizmalarına sahip nöroendokrin bir yolak.

<span class="mw-page-title-main">Etidyum bromür</span>

Etidyum bromür moleküler biyoloji laboratuvarlarında nükleik asitleri flüoresan işaretlemekte kullanılan bir enterkalasyon ajanıdır. Bu molekül morötesi ışığa maruz kalınca turuncu renkte ışınır, DNA'ya bağlı olması halinde ışığın seviyesi 20-kat daha fazla olur. Jel elektroforezi gibi laboratuvar tekniklerinde DNA görüntülenmesinde etidyum bromürün bu özelliğinden yararlanılır. Bu bileşik, Homidium adı altında, veterinerler tarafından 1950'lerden beri büyükbaş hayvanlarda tripanozomosis tedavisinde kullanılmıştır. Etidyum bromürün kuvvetli bir mutajendir. Bundan dolayı kanserojen ve teratojen olduğu tahmin edilmektedir ama dikkatli bir şekilde test edilmemiştir.

İzosiyanatların, hammaddesi petroldür. Poliüretan üretiminde sıvı kimyasallar ve sertleştirici olarak kullanılır. İzosiyanatlar, izosiyanat grubu (-NCO) bileşikler içerir. Poliüretan köpüklerin, termoplastik elastomerlerin, spandex liflerinin ve poliüretan boyaların bileşenleri olan poliüretan polimerleri üretmek için alkol (hidroksil) grupları içeren bileşiklerle reaksiyona girerler ayrıca izosiyanatlar metallerle de bağ yapabilir. İzosiyanatlar, tüm poliüretan ürünlerinde hammadde olarak kullanılır. İzosiyanatların reaktiflik derecesi oldukça yüksektir. Elyaflarda, kaplamalarda ve elastomerlerde yaygın şekilde kullanılırlar ve gün geçtikçe otomobil endüstrisinde, otomobil tamirlerinde ve bina yalıtım malzemelerinde daha fazla kullanılmaktadır. İçerisinde izosiyanat bulunduran püskürtme poliüretan ürünleri, metal kullanılan malzemeler için koruyucu kaplamalar da dahil çimento, ahşap, cam elyafı, çelik ve alüminyum korumak için geniş bir çevrede perakende, ticari ve endüstriyel kullanımlar için geliştirilmiştir. Odun selülözünün hidroksil grupları ile üretanlar kovalent bağ oluşturdukları için çok kuvvetli tutkallar üretilebilir. İzosiyanatlar içerisinde N = C = O fonksiyonel grubu olan bir organik kimyasal ailesidir. Endüstriyel ortamlarda bulunan en yaygın izosiyanatlar, bunlar:

<span class="mw-page-title-main">Organofosfat</span> fosforik asit esterlerinin genel ismi

Organofosfatlar (fosfat esterleri olarak da bilinir) genel yapısı O=P(OR)3 olan bir organofosforlu bileşik sınıfıdır. Fosforik asit esterleri olarak kabul edilebilirler. Birçok fonksiyonel grupta olduğu gibi, organofosfatlar da, DNA, RNA ve ATP gibi önemli biyomoleküller ve birçok insektisit, herbisit ve sinir ajanları gibi önemli örneklerle birlikte çok çeşitli formlarda ortaya çıkar.

<span class="mw-page-title-main">Retinoid</span> A vitamini benzeri kimyasal maddeler

Retinoidler, A vitamini vitamerleri olan veya kimyasal olarak benzer özelliklere sahip olan kimyasal bileşiklerin bir sınıfıdır. Retinoidler tıpta, epitel hücre büyümesini düzenledikleri için geniş bir kullanım bulmuşlardır.

<span class="mw-page-title-main">Adapalen</span> kimyasal bileşik

Adapalen, özellikle hafif-orta derecede aknenin tedavisinde kullanılan üçüncü jenerasyon topikal retinoiddir. Ayrıca keratoz pilarisinin yanı sıra diğer cilt hastalıklarının tedavisinde de reçetesiz olarak kullanılır. Komedonların baskın olduğu akne vakalarına karşı etkilidir.

<span class="mw-page-title-main">Akut toksisite</span>

Toksisite, bir maddenin organizmaya zarar verme derecesidir. Toksikolojinin ilgi konusudur. Akut toksisite bir maddenin tek bir maruziyetten ya da kısa sürede birçok maruziyetten dolayı sebep olduğu kötü etkilerini açıklar. Akut toksisite olarak bilinmesi için, kötü etkiler, maddenin maruziyetten sonraki 14 gün içinde gerçekleşmelidir.

Metal zehirlenmesi veya metal toksisitesi; belirli metallerin belirli biçim ve dozlarda yaşam üzerindeki zehirleyici etkisidir. Birtakım metaller, zehirli çözünür bileşikler oluşturduklarında zehirlidir. Birtakım metallerin biyolojik bir rolü yoktur, başka bir deyişle yaşam için zorunlu (esansiyel) minerallerden değildir veya belirli bir türevdeyken zehirlidir. Söz konusu metalin kurşun olması durumunda, kurşunun ölçülebilir herhangi bir miktarının sağlık üzerinde olumsuz etkileri olabilir. Metal zehirlenmesinin genellikle ağır metaller ile anlamdaş olduğu düşünülür, ancak berilyum ve lityum gibi daha hafif metaller de belirli durumlarda zehirli olabilir. Bütün ağır metaller özellikle zehirli değildir ve demir gibi bazı metaller canlıda çok önemli bir yer tutar. Metal zehirlenmesinin tanımı, anormal derecede yüksek dozlarda zehirli etki gösteren eser elementleri de kapsayabilir. Metal zehirlenmesinin tedavisi için şelasyon tedavisi bir seçenek olabilir; bu yöntem, metalleri vücuttan uzaklaştırmak için şelasyon ajanlarının uygulanmasını içine alan bir tekniktir.

<span class="mw-page-title-main">Pemfigus</span> kabarcıklı otoimmün hastalık

Pemfigus nadir görülen ve deri ve mukoza zarlarını etkileyen bir grup kabarcık oluşturan otoimmün hastalığa verilen genel isimdir İsim, "püstül" anlamına gelen Yunanca "pemphix" kökünden türemiştir.

Tıbbi toksikoloji, tıbbın bir yan dalıdır. Toksik maddelere kazayla veya kasıtlı olarak maruz kalma sonucu ortaya çıkan akut ve kronik zehirlenmelerin önlenmesi, izlenmesi, değerlendirilmesi ve tedavisini kapsayan bilim dalıdır. Tıbbi toksikologlar, akut veya kronik zehirlenme, advers ilaç reaksiyonları (ADR'ler), aşırı dozda uyuşturucular, zehirlenmeler, endüstriyel kazalar ve diğer kimyasal maruziyetler dahil olmak üzere çok çeşitli sorunların değerlendirilmesi ve tedavisi ile ilgilenmektedir.

<span class="mw-page-title-main">Stratum granülozum</span>

Stratum granülozum epidermisin stratum spinozum katmanının üzerinde ve stratum korneum katmanının altında yer alan ince bir hücre katmanıdır. Alttaki stratum spinozumdan yukarı çıkan keratinositler, stratum granülozumda granüler (tanecikli) hücreler olarak bilinir. Granüler hücrelerde keratin filamentlerini birbirlerine bağladığı düşünülen histidin ve sistein miktarınca zengin proteinleri içeren keratohyalin granülleri bulunur; bu nedenle keratohyalin granüllerinin temel işlevi, ara keratin filamentlerini birbirlerine bağlamaktır.

<span class="mw-page-title-main">Keratinosit</span>

Keratinositler, derinin en dış katmanı epidermiste bulunan temel hücre tipidir. Keratinositler, insanlardaki epidermal deri hücrelerinin 90%'ını oluşturur. Derinin bazal katmanındaki bazal hücreler bazen bazal keratinositler olarak da adlandırılır. Keratinositler ısı, ultraviyole radyasyon, su kaybı, ve, bakteri, mantar, parazit ve virüs gibi patojenik etmenlerin neden olduğu çevresel hasara karşı bir bariyer oluşturur. Bazı yapısal proteinler, enzimler, lipitler ve antimikrobiyal peptitler, derinin bariyer işlevinin korunmasına katıkıda bulunur. Keratinositler, epidermisin alt tarafındaki epidermisteki epidermal kök hücrelerden farklılaşır ve yüzeye doğru hareket eder, sonunda korneositlere dönüşür ve insanlarda 40-56 gün arasında soyulur.

Temas sonrası önleme, maruziyet sonrası profilaksi ve maruziyet sonrası önleme olarak da bilinen temas sonrası profilaksi, enfeksiyonun ortaya çıkmasını önlemek için bir patojene maruz kaldıktan sonra başlatılan herhangi bir önleyici tıbbi tedavidir.

<span class="mw-page-title-main">Etki mekanizması</span> bir ilacın farmakolojik etkisini ürettiği biyokimyasal etkileşim

Farmakolojide etki mekanizması terimi, bir ilaç maddesinin farmakolojik etkisini ürettiği spesifik biyokimyasal etkileşimi ifade eder. Bir etki mekanizması genellikle bir enzim veya reseptör gibi ilacın bağlandığı spesifik moleküler hedeflerden bahsetmeyi içerir. Reseptör bölgeleri, ilacın kimyasal yapısına ve orada meydana gelen spesifik etkiye dayalı olarak ilaçlar için spesifik afinitelere sahiptir.