İçeriğe atla

Emesa Kuşatması

Koordinatlar: 34°43′23″N 36°42′52″E / 34.723185°K 36.714462°D / 34.723185; 36.714462
Emesa Kuşatması
Müslümanların Levant'ı fethi ve Arap-Bizans savaşları

Halid bin Velid Camii, Humus, Suriye
TarihAralık 635 - Mart 636
Bölge
Emesa, Suriye
Sonuç Râşidîn zaferi
Taraflar
Râşidîn HalifeliğiBizans İmparatorluğu
Komutanlar ve liderler
Ömer
Ebu Ubeyde bin Cerrah
Halid bin Velid
Ubade bin Samit
Muâz bin Cebel
Harbees (ölü)
Güçler
15.000 8.000
Kayıplar
235 4.900

Emesa kuşatması, Aralık 635'ten Mart 636'ya kadar Raşidun Halifeliği güçleri tarafından gerçekleştirilmiştir. Kuşatma sonucu Bizans İmparatorluğu'nun Levant'taki önemli bir ticaret şehri olan Emesa, Raşidun Halifeliği'nin eline geçmiştir.

Arka plan

Ecnadeyn Muharebesi'ndeki kesin zaferin ardından Müslüman ordusu, 634 yılının Eylül ayında uzun bir kuşatmanın ardından Şam'ı fethetti. Ordu, kuzeye doğru yürüyüşüne devam etmiş ve 635'in sonlarında Ebu Ubeyde bin Cerrah, Halid bin Velid'i seyyar muhafızlarıyla birlikte Emesa kuşatmasını başlatması için göndermiş ve daha sonra ordunun ana birliği ile ona katılmıştır. Emesa ve Kinnesrin'deki Bizans garnizonları Müslüman ordusuyla ateşkes yapmıştır. Emesa'nın 10.000 dinar ödeyerek 100 brokar elbise teslim etmesi ve karşılığında Müslüman ordusunun bir yıl boyunca Emesa'ya saldırmaması kararlaştırılmıştır. Bununla birlikte, Emesa'nın garnizonlarını güçlendirmek için herhangi bir Roma takviyesi gelirse, o zaman ateşkes feshedilecekti. Ateşkes imzalanır imzalanmaz Emesa'nın kapıları açıldı ve ardından Müslümanların Emesa pazarlarına girip çıkmaları serbest hale gelmiş ve bu da büyük Bizans şehirlerinin ekonomisini geliştirmiştir. Kinnesrin garnizonu da aynı şartlarla ateşkes yapmıştır. Ancak Emesa ve Kinnesrin valileri menfaat nedeniyle ateşkes yapmıştılar. Her ikisi de garnizonlarının İmparator Herakleios tarafından takviye edileceğini ve bu olur olmaz Müslümanlara yönelik gaspı reddedeceklerini umuyorlardı.[1] Müslüman orduları, Arethusa, Hama, Şayzar, Epemiye (bugün Qalaat al-Madiq olarak biliniyor) ve Al Ma'arra (günümüzde Ma'arretü'n-Nu'man) gibi büyük şehirlerin yanı sıra kuzey Suriye'deki birçok şehre baskın düzenlediler. Müslüman ordusunun eline geçen her şehir ve kasaba birer birer huzur içinde teslim oldular ve cizye ödemeyi kabul ettiler.

Müslümanlar Şayzar'dayken Bizans takviye kuvvetlerinin Kinnesrin ve Emesa'ya hareket ettiğini duydular. Bu da doğal olarak Emesa şehri ile yapılan ateşkesin geçersiz olmasına yol açmıştır. Kışın gelişi Bizans garnizonuna daha fazla başarı şansı vermiştir. Kalelerinde, şiddetli soğuğa alışkın olmayan Müslüman Araplara göre soğuktan daha iyi korunacak ve yalnızca kendilerine barınacak çadırları bulunarak Suriye kışından ağır bir şekilde zarar göreceklerdi.[2] Herakleios, Emesa'nın askeri valisi Harbees'e şöyle yazmıştı: "Bu halkın yiyeceği deve eti, içeceği ise onun sütü. Soğuğa dayanamıyorlar. Onlarla her soğuk günde savaşın ki, bahara kadar kimse kalmasın."

Kuşatma

Ebu Ubeyde, önce Emesa'yı almaya karar verdi böylece kuzey Suriye'de daha ciddi harekâtlara girişmeden önce arka kanadını düşmandan temizleyecekti. Sonuç olarak Müslüman ordusu, Halid'in gezici muhafızlarının önderliğinde Emesa'ya yürüdü. Şehre vardıklarında Halid bin Velid'in gezici muhafızları ile Bizans'ın Emesa garnizonu arasında kısa bir savaş yaşandı. Müslümanlar, Bizans muhafızlarını geri püskürttüler, bu da Bizanslıları kaleye çekilmeye ve kapıları kapatmaya zorladı. Ebu Ubeyde bin Cerrah ordunun geri kalanıyla birlikte geldi ve onu Emesa'nın dört kapısının karşısında dört gruba yerleştirdi:

  1. Mesdud Kapısı (güneybatıda)
  2. Tadmur Kapısı (kuzeydoğuya)
  3. Duraib Kapısı (doğuya)
  4. Hud Kapısı (batıya)

Emesa, çapı bir milden daha az olan, müstahkem, dairesel şekilli bir şehirdi ve etrafı bir hendek ile çevrilmişti. Kalenin içinde bir tepenin üzerinde bir de iç Kale vardı. Şehrin dışında, yalnızca batıda Asi Nehri tarafından bölünen verimli bir ova uzanıyordu.[3] Ebu Ubeyde, Halid ve gezici muhafızlarıyla birlikte kuzey tarafında, Rastan Kapısı'ndan kısa bir mesafede kamp kurdu. Ebu Ubeyde kuşatmayı Halid'in eline bıraktı ve Halid bu operasyonda Müslümanların fiili komutanı olarak hareket etti. Kasım sonu ya da aralık başı olduğu için kış doruğa ulaşmıştı. Kuşatma devam etti ve her gün karşılıklı ok atışları yapılıyordu, ancak her iki yönde de bir karara varılmasını sağlayacak büyük bir eylem gerçekleşmedi. Bizans'ın, Müslümanların Emesa'nın soğuğuna dayanamayacaklarına dair beklentisi bir dereceye kadar doğru çıktı ama sandıkları gibi olmadı.[4] Kışın en kötü dönemi sona erdiğinde 636 yılının Mart ayı ortalarında Harbees, Bizans'ın soğuğun Müslümanları uzaklaştıracağına dair umudunun ortadan kalkmasıyla, kale dışındaki savaşta Müslümanları sürpriz bir saldırı yaparak yenmeye karar verdi. Erzak azalıyordu ve baharın gelmesiyle ve havaların düzelmesiyle Müslümanlar daha fazla takviye alacak ve daha da güçlü bir konuma geleceklerdi. Bir sabah erkenden Rastan Kapısı açıldı ve Harbees, 5.000 adamı o kapının karşısındaki şüphelenmeyen Müslüman ordusuna hızlı bir saldırıya yönlendirdi. Saldırının hızı ve şiddeti Müslümanları şaşırttı ve bu, dört kapıda konumlanan dört gruptan en büyüğü olmasına rağmen, savaş için aceleyle hazırlandığı yerden geri püskürtüldü.[5] Kısa bir mesafe geride Müslümanlar cephelerini yeniden düzenleyerek Bizanslıların saldırısını durdurdular, ancak baskı giderek ağırlaştı ve bir yarma tehlikesi açıkça ortaya çıktı. Ebu Ubeyde durumu düzeltmek için Halid bin Velid'i gönderdi. Halid, gezici muhafızlarla birlikte ilerledi, baskı altındaki Müslümanları komutası altına aldı ve Müslüman ordusunu savaş için yeniden düzenledi. Bütün bu savunma önlemlerinden sonra Halid saldırıya geçti ve Bizanslıları sürekli olarak geri püskürttü, ancak Bizanslılar nihayet gün batımına kadar kaleye geri püskürtüldü. Yarma harekâtı başarısız olmuştu.

Emesa'nın Fethi

Ertesi sabah Ebu Ubeyde bir savaş konseyi topladı ve Müslümanların Bizans saldırısı öncesindeki teslimiyet tarzından duyduğu hoşnutsuzluğu dile getirdi. Bunun üzerine Halid, "Bu Romalılar şimdiye kadar tanıştığım en cesurlardı" dedi.

Ebu Ubeyde, Halid'den tavsiyesini istedi ve Halid ona planını anlattı. Ertesi sabah orduyu Emesa'dan sahte bir şekilde çekerek Bizanslılara Müslümanların kuşatmayı kaldırıp güneye çekildiği izlenimini vereceklerdi. Bizanslılar mutlaka geri çekilen Müslüman ordusunun artçı kuvvetlerine saldıracak ve o anda ordu geri dönecek, Bizans ordusunu kuşatacak ve onları yok edecekti.[6]

Plana göre Müslümanlar ertesi sabah erkenden kuşatmayı kaldırarak güneye çekildiler. Bunu parlak bir askeri fırsat olarak gören Harbees, hemen 5.000 Bizans savaşçısını topladı ve Müslümanları kovalamak üzere onları kalenin dışına çıkardı. Geri çekilen Müslüman güçlerini yakalamak ve kaçarken onları vurmak için atlı kuvvetini hızlı bir takibe başlattı. Bizans ordusu Emesa'nın birkaç mil uzağında Müslümanlara yetişti. Bizans süvarilerinin önde gelen unsurları 'geri çekilen Müslümanların' üzerine saldırmak üzereyken Müslümanlar aniden dönüp Bizanslılara gaddarca saldırdılar. Müslümanlar Bizanslılara saldırırken Halid, iki atlı grubun kendilerini Müslüman ordusundan ayırdığı, şaşkın Bizanslıların yanlarından dörtnala koştuğu ve arkadan saldıracağı bir emir verdi. Müslümanlar istikrarlı ve sistematik bir şekilde her taraftan kuşatıldı. Halid'in küçük bir grup seçkin atlı gezici muhafız savaşçısıyla Bizans ordusunun merkezine ulaştığı ve orada Harbee'lerin hâlâ savaştığını gördüğü söylenir. Halid, Harbees'e doğru yola çıktı, ancak Halid tarafından bir düellodan sonra öldürülen dev bir Bizanslı general tarafından durduruldu. Müslümanlar kuşatılmış Bizanslılara saldırmaya başladıkları sırada, Muâz bin Cebel komutasındaki 500 atlıdan oluşan bir grup, kaçan Bizanslıların kaleye girmemesini sağlamak için dörtnala Emesa'ya geri dönmüştü. Bu atlılar Emesa'ya yaklaşırken, dehşete düşmüş bölge sakinleri ve takibe katılmayan Roma garnizonunun kalıntıları aceleyle kaleye çekildiler ve kapıları kapattılar. Ma'az, Emesa'daki Bizanslıların dışarı çıkmasını ve Emesa dışındaki Bizanslıların içeri girmesini önlemek için adamlarını kapıların önüne konuşlandırdı.[7] Sadece yüz kadar Bizanslının kaçtığı kaydediliyor. Müslümanlar ise kuşatmanın başlangıcından son harekâta kadar Emesa'ya yönelik tüm operasyonda yaklaşık 235 asker kaybetmiştir. Bu harekât biter bitmez Müslümanlar Emesa'ya dönerek kuşatmayı yeniden başlattılar. Yerel halk şartlarla teslim olmayı teklif etmiş ve Ebu Ubeyde teklifi kabul etmiştir. Bu, 636 yılı Mart ayı ortalarında gerçekleşmiştir. Bölge sakinleri adam başına bir dinar Cizye ödediler ve Emesa'ya barış geri geldi.[8]

Sonrası

Emesa'nın teslim olmasından kısa bir süre sonra Müslümanlar, Halep ve Antakya dahil olmak üzere bu kez Kuzey Suriye'nin tamamını ele geçirmek amacıyla yeniden kuzeye doğru yola çıkmışlardır. Hama'yı geçip Şayzar'a vardılar. Burada Kinnesrin'e erzak götüren ve küçük bir askerin eşlik ettiği bir Bizans konvoyu Halid tarafından durduruldu ve yakalandı. Mahkûmlar sorguya çekildi ve Herakleios'un planı ve büyük bir Bizans ordusunun Antakya'da toplanması hakkında bilgi verdiler. Bizans ordusu, 636 yılının Ağustos ayında Yermük Ovası'nda Müslümanlarla karşılaştı. Yermük Muharebesi'nde Müslümanlar Bizans'a karşı kesin bir zafer kazandı.

Cund Hums'un kuruluşu

MS 7. yüzyılda Müslümanların Levant'ı fethinden sonra Halife Ömer (h. 634-644) Suriye'yi dört bölgeye ayırdı ve Cund Hums en kuzeydeki bölge olmuştur. Başlangıçta Cund Hums bölgesi, Suriye'nin kuzeyindeki gelecekteki Cund Kinnesrin bölgesini ve Cezire'yi (yani Yukarı Mezopotamya) kapsıyordu.[9] Humus şehrinin (Bizanslılar için Emesa) Müslümanların fethi sırasında ve hemen sonrasında şehir, Himyar, Hamdan, Kinde, Khawlan, Alhan ve Hadhramawt gruplarından Güney Arap kabilelerinin önemli bir yoğunluğuna ev sahipliği yapmıştır.[10][11]

638'de Emesa Kuşatması

637-638'de Herakleios, el-Cezire veya Yukarı Mezopotamya bölgesinde yaşayan Hilafet güçlerine karşı saldırı düzenlemek için Arap Hristiyan müttefiklerinden oluşan geniş bir alanı askere alma yoluna gitmiştir. Sonra Arap Hristiyan koalisyonlarının devasa güçleri derhal Suriye'ye doğru yürüyüp Emesa'yı kuşatmışlardır. Bununla birlikte, koalisyon güçlerinin büyük bir kısmı kuşatmaya maruz kalırken, usta Ebu Ubayda, Emesa'daki garnizon kuvvetlerine hareketsiz kalmalarını emrederken, Hilafet güçleriniİyaz bin Ganm, komutasındaki başka yerlere, koalisyon güçlerinin anavatanını doğrudan işgal etmeleri için göndermiştir. Hit, Circesium, Amid, Mayyafariqin, Nisibin, Tur Abdin, Mardin, Dara, Karda ve Bazabda şehirleri, asker yetersizliği nedeniyle İyadh'ın hızlı fethinin sonucu ele geçmiştir.[12][13][14][15][16] Bu, Emesa duvarının dışında sıkışan koalisyon güçleri arasında paniğe neden olmuş ve kuşatmayı bırakıp aceleyle tehlike altındaki anavatanlarına dönmüşlerdir. Ancak Halid ibn Velid süvarilerini alarak geri çekilen koalisyon güçlerinin peşine düşmüş ve onlara ağır kayıplar verdirmiştir.[15][17]

Kaynakça

Özel
  1. ^ Akram, A. I. The Sword of Allah: Khalid bin al-Waleed, His Life and Campaigns. Rawalpindi: National Publishing House, 1970. 0-7101-0104-X
  2. ^ Taberî Tarihi, Cilt 3, ss. 96-97.
  3. ^ Charles Greenstreet Addison. Damascus and Palmyra: A Journey to the East. Adamant Media Corporation.
  4. ^ Gibbon, Edward; Milman, Henry Hart, Widger, David (Ed.), "The History of the Decline and Fall of the Roman Empire", Chronology of the Saracen Conquest of Syria and Egypt (İngilizce), IX, 30 Kasım 2020 tarihinde kaynağından arşivlendi, erişim tarihi: 14 Kasım 2023 
  5. ^ The Byzantine And Early Islamic Near East By Hugh N. Kennedy, Published by Ashgate Publishing, Ltd.
  6. ^ Vâkidî, s. 103.
  7. ^ Gibbon, Edward; Milman, Henry Hart, Widger, David (Ed.), The History of the Decline and Fall of the Roman Empire (İngilizce), V, 30 Kasım 2020 tarihinde kaynağından arşivlendi, erişim tarihi: 14 Kasım 2023 
  8. ^ Vâkidî, s. 104.
  9. ^ Hinds 1993, s. 264.
  10. ^ Madelung 1986, ss. 141–142.
  11. ^ Crone 1994, s. 45.
  12. ^ Ibrahim Akram, Agha; Ibn Kathir, Abu al-Fiḍā ‘Imād Ad-Din Ismā‘īl (18 Ekim 2017). The Sword of Allah Khalid Bin Al-Waleed, His Life and Campaigns. American Eagle Animal Rescue. s. 310. ISBN 9781948117272. Erişim tarihi: 9 Ekim 2021. 
  13. ^ Crone, Patricia (1980). Slaves on Horses: The Evolution of the Islamic Polity (İngilizce). Cambridge: Cambridge University Press. ISBN 0-521-52940-9. 
  14. ^ Zakkar, Suhayl (1971). The Emirate of Aleppo: 1004–1094. Aleppo: Dar al-Amanah. 23 Eylül 2023 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 14 Kasım 2023. 
  15. ^ a b Ibn Kathir, Abu al-Fiḍā ‘Imād Ad-Din Ismā‘īl. "Al Bidayah wa Nihayah". Waqfeya. 9 Ekim 2021 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 9 Ekim 2021. 
  16. ^ El Hareir, Idris; Mbaye, Ravane (2011). The Spread of Islam Throughout the World. UNESCO Pub. s. 949. Erişim tarihi: 9 Ekim 2021. 
  17. ^ ibn al-Ḥasan ibn Hibat Allāh ibn `Abd Allāh, Ibn Asakir Ali. "Ibn 'Asākir Tārīkh Dimashq. 8vo. Vol. I, 7 and 479 pp.; Vol. II, 464 and 11 pp.; Vol. III, 463 and 7 pp.; Vol. IV, 464 and 14 pages; Vol. V, 464 and 11 pp. Cairo: Raudat ash-Shām Press, a.h.1329–1332." Cambridge press. Cambridge university. 4 Nisan 2023 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 12 Ekim 2021. 
Genel

İlgili Araştırma Makaleleri

<span class="mw-page-title-main">Ebû Bekir</span> İslam Devletinin ilk halifesi, sahabe

Ebû Bekir ya da tam adıyla Ebû Bekir Abdullah bin Ebî Kuhâfe Osmân bin Âmir el-Kureşî et-Teymî, İslam peygamberi Muhammed'in sahâbesi ve Dört Halife'nin ilki. Muhammed sonrası Müslüman toplumda 632-634 arası liderlik ve yöneticilik yapması, bu sebeple Muhammed'in halefi olması kendisine ilk halife unvanını kazandırmıştır.

<span class="mw-page-title-main">Rum Suresi</span> Kuranın 30. suresi

Başlığın diğer anlamları için, bakınız Rum

<span class="mw-page-title-main">Hâlid bin Velîd</span> Arap asker ve komutan, sahabe (y. 585–642)

Hâlid bin el-Velîd Seyfullah olarak da bilinen Arap komutan. Hudeybiye Antlaşması sonrasında Müslümanlığı seçene kadar Kureyşlilerin saflarında, İslam dinine geçtikten sonra ise İslam devletinin emrinde savaşmıştır. Kureyşlilerin Uhud Savaşı'nda yenilmemelerinde kilit rol oynamış, emrindeki süvarilere yaptırdığı manevra ile Müslümanların yenilmesini sağlamıştır. Müslüman olduktan sonra Bizans ve Sasanilere karşı zaferler kazanmıştır. Bunların en dikkat çekeni Yermük nehri kıyısında Bizans ordusunu bozguna uğrattığı savaştır. İslami kaynaklara göre katıldığı yüzü aşkın savaşta hiçbir yenilgiye uğramamış nadir komutanlardan biridir.

Mute Muharebesi Eylül 629'da, Muhammed'in kuvvetleri ile Bizans İmparatorluğu ordusu ve onların Gassanî vasalları arasında gerçekleşmiştir. Ürdün Nehri'nin doğusundaki Palaestina Salutaris'in Mute köyünde ve günümüz Kerek'inde gerçekleşmiştir.

Ecnadeyn Muharebesi, 30 Temmuz 634 tarihinde Bizans İmparatorluğu ve Râşidîn Halifeliği ordusu arasındaki gerçekleşen ilk büyük çaplı savaştır. Savaşın sonucu Müslümanların kesin zaferidir. Bu savaşın ayrıntıları en iyi biçimde Müslüman kaynaklarında, Vâkidî'de yer almaktadır.

Firaz Muharebesi, Müslüman Arap kumandanı Halid bin Velid'in Mezopotamya Irak'ta Bizans İmparatorluğu, Sasani İmparatorluğu ve Hristiyan Araplar'a karşı yapmış olduğu son muharebedir. Halid'in ordusu 15.000 kişiyi içeriyordu. Buna karşın Bizans İmparatorluğu, Sasani İmparatorluğu ve Hristiyan Araplar'dan kurulu birleşik güç orduları Halid'in ordusundan birkaç kat fazlaydı. Bazı kaynaklara göre onlar on kat fazlaydı.

<span class="mw-page-title-main">Halep Kuşatması (637)</span>

Halep Kuşatması, Bizans kalesi ve Yarmuk Savaşı'ndan sonra kuzey Levant'te kalan Bizans'ın kalelerinden biri, 637 yılı Temmuz ve Ekim ayları arasında meydana geldi.

<span class="mw-page-title-main">Yermük Muharebesi</span> Müslüman Arap ordularının Bizans İmparatorluğu ile yaptığı muharebe (636)

Yermük Muharebesi, Halid bin Velid komutasındaki İslam ordusuyla Bizans İmparatorluğu'nun Yermük'te yaptığı, Arap-Bizans savaşlarının en büyük muharebesidir.

<span class="mw-page-title-main">Arap-Bizans savaşları</span> 7. yüzyıl ile 11. yüzyıl arasında savaşlar serisi

Arap-Bizans savaşları, 7. yüzyıldan 11. yüzyıla kadar Müslüman Araplar ile Bizans İmparatorluğu arasında yapılan savaşlardır. Çatışmalar, 7. yüzyılda İslam peygamberi Muhammed'in, Raşidun ve Emevi halifelerinin ilk Müslüman fetihleri sırasında başladı ve halefleri tarafından 11. yüzyılın ortalarına kadar devam etti.

<span class="mw-page-title-main">Râşidîn Halifeliği</span> Kurulan ilk İslam halifeliği (632–661)

Râşidîn Halifeliği, İslâm peygamberi Muhammed'in halefi olan ilk halifeliktir. Muhammed'in MS 632'deki vefatından sonra ilk dört ardışık halifesi (halef) tarafından yönetildi. Bu halifeler, Sünni İslam'da topluca Râşidîn ya da "Doğru Yolda olan" halifeler olarak bilinirler. Bu terim Şîa'da kullanılmaz, çünkü Şii Müslümanlar ilk üç halifenin yönetimini meşru görmez.

<span class="mw-page-title-main">Güney İtalya'da Müslümanların tarihi</span>

Güney İtalya'da Müslümanların tarihi, 7. yüzyılda Kuzey Afrika'da gelişmiş olan Arap-Berber asıllı Müslümanların İtalya'nın Akdeniz adaları ve İtalya yarımadasının özellikle güneyini ellerine geçirip buraların Müslümanlar tarafından idare edilmesi ve bu süreçte söz konusuydu. Güney İtalya'da Müslümanların tarihi, yerel halkın bir kısmının Müslüman olması sürecini de ele almaktadır.

<span class="mw-page-title-main">Müslümanların Levant'ı fethi</span> 7. yüzyılda Râşidîn Halifeliği tarafından gerçekleştirilen fetih

Müslümanların Levant'ı fethi veya Müslümanların Biladü'ş-Şam'ı fethi ya da Arapların Levant'ı fethi

Theodorus, Bizans imparatoru Herakleios'un kardeşi ; kuropalatis ve Herakleios'un Persler karşı ve Arap istilasına karşı savaşlarında önde gelen general.

Kudüs'ün Fethi veya Kudüs Kuşatması, 637 yılında Bizans İmparatorluğu ve Râşidîn Halifeliği arasında gerçekleşen askeri çatışmanın bir parçasıdır. Çatışma, Ebu Ubeyde bin Cerrah komutası altındaki Râşidîn ordusunun Kasım 636'da Kudüs'ü kuşatmasıyla başladı. Patrik Sophronius, altı ay sonra yalnızca Râşidîn halifesine teslim olmak şartıyla teslimiyeti kabul etti. 637 yılının Nisan ayında Halife Ömer, şehrin teslimini almak için Kudüs'e şahsen gitti. Patrik de Ömer'e teslim oldu.

Maraş ya da Germanicia Kuşatması, Râşidîn Halifeliği'nin Müslüman kuvvetlerinin 638 yılında Anadolu seferi sırasında gerçekleşmiştir. Şehir, kan dökülmeden ele geçirilmiştir. Bu sefer, efsanevi Arap Müslüman general Halid bin Velid'in askeri kariyerinin sonuna işaret eder çünkü seferden döndükten birkaç ay sonra görevden alınmıştır.

<span class="mw-page-title-main">Busra Muharebesi</span>

Busra Muharebesi, Suriye'de 634 yılında Râşidîn Halifeliği ile Bizans İmparatorluğu arasında Busra'nın mülkiyeti için gerçekleşen muharebedir. Bizans vassal devleti Gassani krallığının başkenti olan şehir, İslam kuvvetleri tarafından ele geçirilen ilk önemli şehirdir. Kuşatma Haziran ve Temmuz 634 arasında sürmüştür.

Mercirahit Muharebesi, MS 634'te Bizans İmparatorluğu'nun Gassani Arap müttefikleri ile Halid bin Velid komutasındaki Raşidin ordusu arasında meydana gelen küçük bir çatışmaydı. Huvvarin Savaşı'ndan sonra, Halid 9000 kişilik ordusuyla Şam'a doğru yöneldi. Şam'a 32 km uzaklıkta bir geçide ulaştı, Geçir, Anti-Lübnan Dağları'nın bir kolu olan ve kuzey-doğu yönünde Tadmur'a giden Cebelüş-Şark olarak bilinen dağ sırasının bir parçasını oluşturmaktadır. Geçit çok uzun olsa da askerler için zorlayıcı değildi. Halid geçidin en yüksek kısmında durdu ve sancağını bulunduğu noktaya dikti. Bu eylemin bir sonucu olarak geçit, Halid'in sancağından ismini alarak Saniyyat-ul- Uqab, yani Kartal Geçidi olarak bilinir hale geldi.

Yakusa Muharebesi, Râşidîn kuvvetleri ile Bizans kuvvetleri arasında 634 yılında gerçekleşen, Müslümanların Levant'ı fethi muharebelerinden biri olan ve Müslümanların kesin zaferiyle sonuçlanan bir muharebedir.

<span class="mw-page-title-main">Şam Kuşatması (634)</span>

Şam kuşatması, 21 Ağustos'tan 19 Eylül 634'e kadar sürmüş ve şehir Râşidîn Halifeliği'nin eline geçmiştir. Şam, Müslümanların Levant'ı fethinde Bizans İmparatorluğu'nun elinden çıkan ilk büyük şehirdir.