İçeriğe atla

Elektrik piyasası

Ekonomik şartlarda, elektrik (hem güç hem de enerji) alınıp satılabilir. Elektrik piyasası; genellikle finansal veya zorunlu değiş tokuş şeklinde; satın alımlara, satışlara ve kısa dönemli ticaretlere olanak tanıyan bir sistemdir.[1]

Tarihçe

Enerji piyasası kavramlarının tanıtılması ve elektrik sistemlerinin özelleştirilmesi ilk olarak, Chicago Boys ile ilişkili diğer piyasa odaklı reformlarla paralel olarak, 1980'lerin başında Şili'de gerçekleşti. Şili modeli genellikle fiyatlandırmaya şeffaflık ve rasyonellik getirme gücü açısından başarılı olarak görüldü. Fakat bazı yapısal problemlere sahipti. Arjantin Şili modelini, market yoğunluğuna sınırlar koyarak ve sistem güvenliğini sağlamak için kaynağı elinde tutan birimlere ödeme yapısını geliştirdi. Arjantin 'de market kavramlarının tanıtılmasının başlıca amacı, mevcut üretim yerlerinin devlet tekelindeki geliştirilmesi gereken ve hizmet kesintilerine sebep olan) özelleştirilmesi ve bu yerlerin geliştirilmesi için gereken sermayeyi çekmekti. Dünya Bankası 1900'lü yıllarda, karışık pazarların tanıtıldığı diğer Latin Amerika ülkelerinde (Peru, Brezilya ve Kolombiya) sınırlı bir başarı ile aktif hale geldi.

1990 yılında Margaret Thatcher yönetimindeki İngiltere hükûmetinin, İngiltere elektrik üretimi sanayisini özelleştirmesi, elektrik piyasasında önemli bir olay oldu. Daha sonra bu süreç İngilizlerin, Eyalet ülkeleri(özellikle Avustralya ve Yeni Zelanda ve Alberta gibi bölgesel pazarlar) tarafından model olarak alınması ile ya da en azından serbestleşme için katalizör durumda olması ile devam etti. Fakat başka durumların çoğunda serbest pazar İngiltere örneğini karakterize eden yaygın özelleştirmeden bağımsız oluştu.

Amerika'da dikey entegre elektrik hizmetinin geleneksel model, kendi müşterilerine hizmet etmek için tasarlanmış iletişim sistemi ile birlikte yıllarca çok iyi çalıştı. Güvenilir elektrik kaynağına olan bağımlılık büyüdü ve bu yüzden elektriğin daha uzak mesafelere taşınması için güç havuzları oluşturuldu ve ara bağlantı noktaları geliştirildi.

Fakat 20. yüzyılın son on yılında, bazı Amerikalı politikacı ve akademisyenler, deregülasyon, bağımsız sistem operatörler (ISO) ve bölgesel iletişim birimler elektriksel güç endüstrileri(RTO) kurulmasını denemeyi planladı. Bu plan, büyük ölçüde artan rekabetçi ortamda tutunabilme yolu olarak düşünüldü. Birçok sayıda devlet serbestleşmeye karar verdi ama bazıları 2000 ve 2001 yıllarındaki Kaliforniya krizinden sonra bu kararı geri çekti. Farklı serbestleşme süreçlerinde kurum ve market tasarımları genellikle çok farklıydı ama içerik olarak hepsi aynıydı. Bunlar; üretim ve perakendenin potansiyel rekabet elemanlarını, iletim ve dağıtımın doğal tekel elemanlarından ayırmak ve toptan elektrik satış piyasası ve perakende elektrik piyasasının kurulması. Toptan satış piyasasının rolü jeneratörler, perakendeciler ve diğer finansal aracılar ile hem kısa süreli hem ileriye dönük elektrik teslimatı ticaretine izin vermek.

Bazı ülkeler yatırım sahibi olmayan hizmetleri serbestleşmenin tedarikçinin müşteri seçimi gibi bazı hususlarından muaf tuttu. Örneğin, bazı Yeni İngiltere ülkeleri, belediye aydınlatma tesislerini serbestleşmenin birçok yönünden muaf tutar ve bu belediye birimleri müşterilerin rakip satıcılardan satın almasına izin vermek zorunda değildir. Bu ülkelerdeki belediye araçları, dikey entegre birimleri işlevi görmeyi ve hem kendi servis alanlarında hem de kendi müşterilerinin yanı sıra bu alanların dışındaki pazarlarda da satış yapmayı tercih edebilir.

Pazarın yapısı

Elektriğin doğası gereği depolanması ve istenildiği anda mevcut olması zordur. Dolayısıyla, diğer ürünlerin aksine, normal çalışma koşulları altında onu depolamak, pay etmek ya da onun için sıraya girmiş müşterilerin olması imkânsızdır. Üstelik arz ve talep sürekli değişir.

Bu yüzden, bir kontrol ajansı, iletim sistemi operatörü ve iletim şebekesi boyunca sistemin beklenen talebinin karşılanması için üretim birimlerini koordine etmek fiziksel gereksinimdir.

Eğer arz ve talep arasında bir uyumsuzluk olursa sistem frekansının (ya 50 ya da 60 hertz ) artması ya da azalması için jeneratörler hızlanır ya da yavaşlar. Frekans önceden belirlenmiş bir aralığın dışına çıkarsa sistem operatörü üretimi arttıracak ya da yükü azaltacak.

Ayrıca, fizik yasaları elektriğin elektrik şebekesi üzerinden nasıl aktığını tespit eder. Dolayısıyla, iletimde kaybolan elektrik miktarı ve ağın herhangi bir kısmındaki tıkanıklık düzeyi üretim birimlerinin ekonomik sevkini etkileyecektir.

Her elektrik piyasasının faaliyet alanı herhangi bir coğrafi alanda mevcut iletim şebekesi ya da toptancılar, perakendeciler ve temel tüketiciler ağından oluşur ve bu pazarlar ulusal sınırların ötesine geçebilir.

Toptan elektrik piyasası

Türkiye'nin elektriğin kaynakları

Toptan elektrik pazarı, rakip üreticilerin elektrik ürünlerini perakendecilere sundukları zaman ortaya çıkar. Daha sonra perakendeciler elektriği yeniden fiyatlandırır ve onu piyasaya sürer. Toptan fiyatlandırma büyük perakende tedarikçilerinin özel alanıyken, piyasalar Yeni İngiltere gibi giderek son tüketicilere açılmaya başlıyor. Enerji maliyetlerindeki gereksiz masrafları kesmek isteyen büyük son tüketiciler, bu tarz satın alma özündeki avantajların farkına varmaya başlıyor. Tüketicilerin doğrudan üreticiden elektrik satın alması yeni bir olgudur.

Toptan elektrik alımı elbette ki bazı dezavantajlara sahip (pazar belirsizliği, üyelik giderleri, vergiler, teminat yatırımı, organizasyon masrafları, elektriğin günlük bazda alımının gerekmesi gibi). Fakat son kullanıcının elektrik miktarı daha büyükse, geçiş yapmak için fayda ve teşvik de o kadar büyük olur.

Ekonomik ve verimli toptan elektrik pazarını geliştirmek için bir dizi kriterin karşılanması esastır. Yani teklif tabanlı, kısıtlı güvenlik, düğüm fiyatlı ekonomik sevkine sahip koordineli spot piyasa varlığı şarttır. Bu kriterler, ABD, Avustralya, Yeni Zelanda ve Singapur'da büyük ölçüde uygulanmıştır.

Teklif tabanlı, kısıtlı güvenlikli, düğüm fiyatlarla ekonomik dağıtım

Gün öncesi piyasasındaki sistem fiyatı, prensip olarak, genellikle bir saat aralıklarla, üreticilerden gelen teklifler ile tüketicilerden gelen tekliflerin karşılaştırılması, klasik kaynak ve talep fiyatlarının dengesinin geliştirilmesi sağlanır ve sistem operatörünün yük akış modeli iletim ithalatındaki kısıtlamaların bağlanacağını belirttiği alt bölgeler için ayrı ayrı hesaplanır.

Ağdaki her düğüm noktası elektriğinin teorik fiyatı gölge fiyat, bir ek kilovat saatin söz konusu düğümünde talep edildiği varsayılan, olarak hesaplanır ve mevcut birimlerin en iyi geri yüklemesinden kaynaklanacak varsayımsal olarak maliyeti artan sistem, varsayımsal kilovat saatin varsayımsal üretim maliyetini kurar. Bu, konumsal fiyatlandırma (LMP) veya düğümsel fiyatlandırma olarak bilinir ve bazı serbestleşmiş piyasalarda kullanılır, en önemlisi de PJM Ara bağlantısında, ABD, Yeni Zelanda, Singapur, ERCOT, New York ve Yeni İngiltere pazarlarında.

Pratik olarak, yukarıda tarif edilen LMP algoritması, kısıtlı güvenlik içeren, gün öncesi piyasasında teklifler sunan üreticilere dayalı arz ile beraber en az maliyetli sevk hesabı ile çalıştırılır ve talep, söz konusu düğümlerde hizmet veren kuruluşların akıttığı kaynaklardan gelen tekliflere bağlıdır.

İletim ağı üzerinde kısıtlamaları olan LMP piyasasında, kısıtlamaların alt baş tarafına daha pahalı üretim sevk edilmesi gerekir. Kısıtlamanın her iki tarafındaki ücretler ücretlendirmeye sebebiyet veren ve kısıtlı kiralamalardan ayrılır.

Bir ağın belirli bir kısmı termal sınıra ulaştığında ya da ağın başka kısmında bir durum yüzünden potansiyel aşırı yüklenme meydana gelirse, bu durumlar kısıtlanmaya sebep olabilir. İkinci durum, güvenlik kısıtlaması olarak adlandırılır. İletim sistemleri herhangi bir olay meydana geldiğinde bile arz sürekliliğini sağlamak için çalıştırılır. Bu, güvenlik kısıtlı sistem olarak bilinir.

Algoritmanın birçok sistemince DC model AC modele tercih edilir, bu nedenle ısıl limitin kısıtlaması ve yeniden gönderilmesi tahmin edilir/tanımlanır, ancak reaktif güç eksiklikleri kaynaklanan kısıtlamalar ve yeniden göndermeler tahmin edilemez/tanımlanamaz. Bazı sistemler hesaba sıra dışı kayıp katarlar. Gerçek zamanlı piyasa fiyatları yukarıda bahsedilen LMP algoritması tarafından uygun ünitelerden dengelenmiş arz ile belirlenmektedir. Bu işlem yarım saat veya bir saat aralıklarla(pazara bağlı olarak) iletim şebekesindeki düğümde 5 dakika boyunca devam eder. LMP' nin güvenlik kısıtlamalarına ve yeniden gönderim hesaplamasıyla ilişkili olması gerektiğini belirleyen kurumsal yeniden gönderilme hesaplaması sistemdeki herhangi bir yerde planlanmamış kesinti durumunda sistem istikrarını korumak için yeterli pay ayırmalı. Bu durum spot piyasada arz temelli, güvenlik kısıtlamalı, düğümsel fiyatlardaki ekonomik dağılımla sonuçlanır.

Piyasanın tanıtılmasından bu yana, Yeni Zelanda 2001 ve 2003 yılları arasında sıkıntılar yaşadı. 2005 yılı boyunca yüksek fiyatlarla ve 2006 yılında (Nisan 2006 itibarıyla) daha yüksek fiyatlar ve ciddi bir krizle karşı karşıya kaldı. Bu problemler, Yeni Zelanda'nın yüksek hidro elektrik üretiminden dolayı kuraklık riski altında olmasından kaynaklandı.

Kurulan birçok pazar, düğüm fiyatlandırma ile işçi çalıştırmıyor, örnek olarak; İngiltere, EPEX SPOT (çoğu Avrupa ülkeleri) ve Nord Pool Point (İskandinav ve Baltık ülkeleri).

Risk yönetimi

Finansal risk yönetimi, genellikle serbestleşmiş elektrik piyasasındaki katılımcılar için hatırı sayılır fiyat ve marketlerin gösterebileceği hacim risklerinden dolayı yüksek bir önceliğe sahiptir. Toptan elektrik piyasası karmaşıklığının sonucu talep zirvesi ve arz sıkıntısı dönemlerinde son derece yüksek fiyat dalgalanmaları olabilir. Bu fiyat riskinin belirli karakteristikleri talep ve hava modeli arasındaki ilişki ve üretim tesisi çeşitlerinin karışımı gibi pazarın fiziksel temellerine son derece bağımlıdır. Yakıt veya tesis temeli pozisyonu uzun sürelerde değiştiği zaman, fiyat riski ön görülmesi zor yüksek fiyat ve fiyat adımları ortaya şeklinde çıkabilir.

İşlem hacmi riski sık sık elektrik piyasası katılımcılarının belirsiz işlem hacimleri veya üretim ya da tüketim miktarları sayesinde doğal olay olarak gösterilir. Örneğin, bir perakendeci herhangi bir saat için veya gelecekteki birkaç gün için müşteri talebini; ve bir üretici yakıt sıkıntısını ya da tesis kesintisini doğru bir şekilde öngöremez. Rüzgar enerjisi gibi önemli güç kaynaklarının piyasaya girişi piyasa fiyatları üzerinde etkili olabilir.

Toptan satış piyasasından toplu alım yapan elektrik perakendecileri ve toptan satış piyasasında toplu satış yapan üreticiler bu fiyatlara ve iş hacmi etkilerine maruz kalmamak ve kendilerini dalgalanmadan korumak için vadeli satış sözleşmeleri ne girişeceklerdir. Bu sözleşmelerin yapısı bölgesel pazarlarda farklı anlaşmalar ve market yapılarından dolayı, çeşitlilik gösterir. Ancak, iki en basit ve yaygın türleri; fiziksel teslimat için basit sabit fiyatlı ileriye dönük sözleşmeler ve tarafların belli bir süreliğine anlaştıkları işlem fiyatındaki faklılıklar için yapılan sözleşmelerdir. Fark için bir sözleşme olması durumunda, eğer herhangi bir zaman diliminde toptan satış fiyat listesi sonuçları Kullanım ücretinden daha yüksek olursa, üretici gerçek ücret ile işlem ücreti arasındaki farkını iade edecektir. Benzer olarak gerçek fiyat işlem ücretinden daha az olursa, perakendeci gerçek fiyat ile kullanım fiyatı arasındaki farkı üreticiye öder. Gerçek fiyat indeksi bazen piyasaya göre nokta ya da havuz fiyat olarak adlandırılır.

Birçok başka korunma sözleşmeleri (esneklik sözleşmeleri, Sanal İhale, Mali İletim Hakları, önceden belirlenmiş fiyatla alım hakkı gibi sözleşmeler ) sofistike elektrik piyasalarında imzalanır. Genelde taraflar arasındaki finansal riskleri ortadan kaldırmak için tasarlanmıştır.

Ayrıca bakınız

Kaynakça

  1. ^ "Giriş". www.epias.com.tr. 18 Haziran 2021 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 6 Haziran 2023. 

İlgili Araştırma Makaleleri

<span class="mw-page-title-main">Adam Smith</span> İskoç filozof ve ekonomist (1723–1790)

Adam Smith FRSA, "Ekonominin Babası" ve "Kapitalizmin Babası" olarak anılan İskoç ekonomist, ahlak filozofu, politik ekonominin öncüsü ve İskoç Aydınlanması sırasındaki önemli bir figürdü.

Pazarlama firmaların veya şirketlerin, herhangi ürün veya hizmet'lerin müşterilerinin ilgisini çekeceğini tayin etmeleri ve satış, hizmet, ticaret, reklam, iletişim ve işletme idaresi geliştirmeleri için stratejileri belirlemeleri sürecidir. Pazarlama süreci, bir bütünleştirilmiş süreç olup bunun vasıtasıyla firmalar müşterileri için değer yaratmakta ve bunun karşılığında müşterilerden deger kapabilmek için güçlü müşteri ilişkileri kurmaktadırlar.

<span class="mw-page-title-main">Borsa</span> organize ticaret pazarı

Borsa veya sermaye piyasasının değişimi, alınıp satılabilir menkul kıymetler, stok, hisse senedi, emtialar, döviz, istikraz, vadeli kontratlar ve opsiyon sözleşmelerinin halka açık satıldığı veya satın alındığı organize bir piyasadır. Sermaye piyasası, üretken faaliyetleri destekleyen bir yatırım mekanizması oluşturur ve borsa ise bu amaca ulaşmak için kullanılan bir pazardır. Borsa, yatırımcıların faaliyetleri için güvenli bir ortam yaratmasının yanı sıra düzenli işlem mekanızmasına, güncel fiyatlara ve gerçek zamanlı alışveriş yapmaya sahip olmasından dolayı popülerdir.

<span class="mw-page-title-main">Arz ve talep</span>

Mikroekonomi teorisinde, arz ve talep arasındaki karşılıklı dengeye dayanan ekonomi modeli, rekabet içindeki piyasalardaki ürünlerin fiyatlarını ve satışlarını tanımlamak, açıklamak ve tahmin etmek için, Alfred Marshall ve Leon Walras tarafından geliştirilmiştir. Bu model sadece önemli görülen stilize edilmiş gerçekleri inceleyip teorinin gelişmesine yardım etmeyen gerçekleri bir kenara iterek bilimsel hipotezlerin nasıl ortaya çıkarıldığına güzel bir örnektir. Bu nedenle belirsiz bir pazarı tanımlamak için kullanılan yaklaşımdır.

Oligopol piyasası, genelde 2, 3 veya 4 oyuncunun hakimiyetinde şekillenen piyasa.

Serbest piyasa, ürün fiyatının alıcı ve satıcının karşılıklı anlaşmasıyla belirlendiği, arz ve talebe hükûmet tarafından müdahale edilmeyen piyasadır. Ekonomik faaliyet tam rekabet şartları içinde serbestçe yapılır, ekonomik sorunların çözümünde müdahale değil, fiyat mekanizmasının kullanımı esastır. Fakat, her ne kadar serbest piyasa, hükûmetin arz, talep veya fiyatlar üzerine herhangi bir müdahale yapmamasını gerektirse de, tüccarların birbirlerini zorlamamasını ya da aldatmamasını da gerektirir. Bu yüzden tüm alım ve satımlar gönüllü olarak yapılır.

Piyasa ekonomisi; yatırım, üretim ve dağıtım ile ilgili kararların arz ve talebe dayalı olduğu, mal ve hizmet fiyatlarının serbest fiyat sistemi içinde belirlendiği ekonomidir. Çoğu mevcut piyasa ekonomisi belirli bir derece kadar ekonomik planlama veya devletin ekonomik aktiviteleri yönlendirmesini içerir ve dolayısıyla karma ekonomi olarak sınıflandırılır. Piyasa ekonomisi terimi bazen serbest piyasa ekonomisi ile eşanlamlı kullanılır, ancak serbest piyasa ekonomisi ayrıca laissez-faire veya serbest piyasa anarşizmini ifade eder. Piyasa ekonomisi çeşitli kooperatif türlerinin, kolektif veya özerk devlet kurumlarının bulunduğu bir serbest fiyat sisteminde de var olabilir. Piyasaların devlet tarafından gerekli şartlarda müdahaleye uğradığı sistem ise sosyal piyasa ekonomisidir.

<span class="mw-page-title-main">Uluslararası döviz piyasası</span>

Yatırım, hedging, spekülasyon amacıyla yapılan hareketlerin gerçekleştiği döviz piyasaları 24 saat açıktır. Açılış Sidney ve Tokyo'da olur, Hong Kong ve Singapur, Bahreyn ile sürer Avrupa piyasalarına geçer. Frankfurt, Zürih, Londra'dan New York, Chicago piyasalarına ve Los Angeles ve San Fransisco'ya devam eder. İşlem hacmi, dünya ticaret hacminin 50 katından fazladır. İşlemlerde ağırlık Amerikan doları, Euro ve Japon yeni üzerindedir.

<span class="mw-page-title-main">Say kanunu</span>

Say kanunu, Mahreçler (piyasa) kanunu olarak da bilinir. Jean Baptiste Say tarafından ileri sürülmüştür. "Her arz kendi talebini yaratır" biçiminde açıklanabilir. Yani piyasaya çıkan bir mal, kendi üretim değerine eşit bir talebi vardır. Bu kanunun gerçekleşmesi için: fiyatlar maliyetlere eşit olmalı, maliyetler gelirlere eşit olmalı ve bütün gelirler harcanmalı. Bu varsayımlar altında üretilen malın maliyeti, faktör gelirlerine eşit olacak ve bütün gelirler harcanacağı için üretilen her mal satılacaktır.

Tedarik Zinciri Yönetimi müşteriye, doğru ürünün, doğru zamanda, doğru yerde, doğru fiyata tüm tedarik zinciri için mümkün olan en düşük maliyetle ulaşmasını sağlayan malzeme, bilgi ve para akışının entegre yönetimidir. Bir başka deyişle zincir içinde yer alan temel iş süreçlerinin entegrasyonunu sağlayarak müşteri memnuniyetini artıracak stratejilerin ve iş modellerinin oluşturulmasıdır.

1973 Petrol Krizi, 15 Ekim 1973 tarihinde Petrol İhraç Eden Arap Ülkeleri Birliği'nin (OAPEC) Yom Kippur Savaşında ABD'nin İsrail Ordusuna destek vermesine karşılık olarak ilan ettiği petrol ambargosudur. OAPEC, ABD ve savaşta İsrail'den yana tavır sergileyen ülkelere artık petrol ihraç etmeyeceğini bildirir. Bununla beraber OPEC üyesi ülkeler dünya petrol fiyatlarını yükselterek ülkelerine giren kaynakları artırmaya karar verirler. Gelişmiş ülke sanayileri petrole bağımlı durumda olduğu için OPEC ülkelerinin önde gelen müşterileri durumundadır. 1973 yılında petrol fiyatlarındaki şaşkınlık verici artış ve 1973-4 dönemindeki borsanın çöküşü olan 1929 Wall Street iflası'ndan beri yaşanan küresel bir ekonomik krizdi ve sadece fiyat artışlarıyla açıklanamayacak mekanizmalara ve uzun dönem etkilerine sahipti.

Türev, temel olan asıl değerin fiyat araçlarına bağlı olması anlamına gelir. Hakların garanti altına alındığı, bir malın sabit bir fiyattan satın alınması ya da satılmasını sağlayan ticari anlaşmadır. Esas olan mal asıl değer olarak da tanımlanır. Asıl değer; menkul kıymetler, pazar (piyasa) bağlantılı referans büyüklükleri, diğer ticaret maddeleri olabilir; fakat ekonomik olmayan miktar da hava türevleri olabilir. Türevler fiyat değişimlerinin risklerine karşı güvenliği ve asıl değerlerin fiyat gelişimindeki spekülasyonu mümkün kılmaktadır.

Serbest ticaret, mal ve hizmetlerin devlet kısıtlamaları olmaksızın ülkeler arasında veya ülkeler içinde transfer edildiği bir iş modelidir. Bu kısıtlamalar vergileri ve tarifeleri içerir. Serbest ticaret ile diğer ticaret yöntemleri arasındaki fark, ticaret yapan ülkeler arasında malların dağılımının gerçek arz ve talebi yansıtabilecek yapay fiyatlara dayanmasıdır. Serbest ticaret anlaşması, serbest ticaret bölgelerinin temel unsurlarından biridir. Serbest piyasa, alıcı ve satıcıların fiyat ve miktar açısından herhangi bir koşul olmaksızın birbirleriyle ticaret yaptıkları, alım satımda herhangi bir zorlamanın olmadığı serbest bir ekonomidir.

<span class="mw-page-title-main">Elektrik şebekesi</span>

Elektrik şebekesi üretilen elektrik enerjisini kullanıcılara iletmek için oluşturulmuş bileşik bir ağdır. Elektrik gücü üreten enerji santralları, üretim kaynaklarından talep merkezlerine enerji aktaran iletim (nakil) hatları ve kullanıcılara bağlantı sağlayan bileşik dağıtım hatlarından oluşur.

Kotasyon ya da geçer değer, menkul kıymet borsalarında sürekli işlem görmesi talep edilen sermaye piyasası araçlarının ilgili şartları taşımaları durumunda ilgili pazar listesine kayıt edilmesi ve işlem görmesinin kabul edilmesidir. Şirket hisse senetlerinin ilk kez borsa kotuna alınmasına ilk kotasyon, hisse senetleri borsa kotunda bulunan şirketin sermaye artırımı nedeniyle ihraç ettiği yeni hisse senetlerinin kotasyonuna ilave kotasyon denir.

<span class="mw-page-title-main">Akıllı şebeke</span>

Akıllı şebekeler, içlerinde çeşitli işlemlerin yürütüldüğü, akıllı sayaçlar ile enerji ölçümlerinin yapıldığı ve yenilenebilir enerji kaynakları ile birlikte diğer verimli enerji kaynaklarının bulunduğu bir çeşit elektrik şebekeleridir. Elektriksel gücü düzenleme, kontrolü ve dağıtımı akıllı şebekelerin önemli özelliklerindendir.

Mal piyasası, hammadde veya birincil ürünlerin satın alınması, satılması ve ticaretinin yapıldığı bir pazardır.

<span class="mw-page-title-main">Arz yönlü ekonomi</span> makroekonomi teorisi

Arz yönlü ekonomi, bir ekonomik sistemin arzın belirleyici bir faktör olduğu bir perspektifi ifade eder. Bu yaklaşım, bir ürün/hizmetin üretim maliyeti, üretim teknolojisi ve kaynakların kullanımı gibi arz faktörlerinin, fiyatlar ve üretim miktarları üzerinde önemli bir etkisi olduğunu savunur.

<span class="mw-page-title-main">Elektronik raf etiketi</span> Perakende mağazasında ürün ve fiyat hakkında bilgiler veren elektronik ekran

Elektronik raf etiket (ERE) sistemi, perakende mağazalarınca merkezi bir sunucunun kontrolünde otomatik güncellenebilen ürün fiyatlarını perakende raf'larının önünde görüntülemede kullanılır.