İçeriğe atla

Elegeş Yazıtları

Elegeş Yazıtları ya da Elegest Yazıtı, MS 650'li yıllarda dikilmiş ve Elegest Irmağı vadisinde bulunmuş olan bir Göktürk yazıtıdır. Orhun Yazıtları’ndan yaklaşık 100-150 yıl önce yazılmışlardır.

Yazıt

İlk yayınlarda "Elegeş Yazıtı" olarak anılan bu yazıt 1888 yılında Elegest Irmağı vadisinde, ırmağın sol kıyısında bulunmuştur. Yazıt, 1891 yılında Klements tarafından incelenmiş ve kopyalanmıştır. 1892 yılında da Oşurkov yazıtın estampajını çıkarıp Vasili Radlof’a vermiştir. Elegeş Yazıtı 1915'te Adriyanov tarafından Minusinsk Müzesi'ne getirtilmiş ve 19 numara ile kaydedilmiştir.

Yazıtın Boyutları

Yazıt koyu gri renkte, 320 x 66 x 20 cm. ölçüsünde, üst kısmı dar, aşağıya doğru genişleyen, pürüzlü bir kum taşıdır. Taş üzerinde yukarıdan aşağıya doğru yarıklar ve çatlaklar vardır. Yazıtta uzunlamasına yazılmış 12 satır vardır. Yazıtın alt kısmında ilk yayınlarda belli olmayan bir damga bulunmaktadır.[1] Yazıtın taşı, 10 ayak (304,8 cm) uzunluğundadır. Pürüzlü olup boza çalan esmer kızılımtrak bir kum taşıdır. Taşın biçimi, yukarıya doğru darlaşır. Yukarıdan aşağıya doğru derin yarık ve çatlaklar vardır. Taşa önce birtakım şekiller yapılmış, sonra yazıt oluşturulmuştur.

Yazıttaki Metinlerin Konusu

Elegeş Yazıtı, öteki Türk yazıtları kadar tanınmaz. Elegeş Yazıtı, Alp Urungu adlı bir Türk beyinin yazılı mezar taşıdır. Otuz dokuz yaşında ölen Alp Urungu, yazıtta halkından, oğlundan, devletinden, akrabalarından, sadağından (okluğundan) ve Türk kağanından ölüm nedeni ile ayrıldığı için üzüntülerini dile getirmektedir. Hüseyin Namık Orkun, 1940 yılında Elegeş Yazıtı’nı Türkiye’de yayınlamıştır.[2]

“Kürt-Körtle” İfadesi

Yazıtın beşinci satırının ilk cümlesindeki söz () okuma ihtilaflarına yol açmıştır. Vasili Radlof, "Kört äl kan" ya da "Körtal-Chan"; Hüseyin Namık Orkun, “Kürt el kan” yani "Kürt elinin hanı"; Malov, “Kört äl kan al uruŋu” "krasivoye aloye znamya gosudarstva" şeklinde okumalar yapmıştır.[3] Yazıttaki "Kört äl kan" ifadesini "Kürt el kan" yani "Kürt ilinin hanı" olarak okuması bazı araştırmacılar tarafından "Kürtlerin Türklüğü" tezlerinin kanıtı olarak gösterilmesine neden olmuştur. 1995’te Türkolog Talat Tekin, aynı ibareyi ‘Körtle kan’ olarak okumuştur. Yorumu şöyledir: Kişi adı olması gereken ve öyle de olan ilk sözcüğün son sesi yazımda gösterilmemiştir. Bu nedenle Hüseyin Namık Orkun bu söz öbeğini yanlış olarak “Kürt el kan” okumuş ve yine yanlış olarak "Kürt elinin hanı" diye yorumlamıştır. Daha sonra Türk tarihi üzerinde çalışan bazı yerli ve yabancı araştırmacılar da bu okuyuş ve yorumu kabul ederek Kürtlerin bir Türk boyu olduğu kanısına varmışlardır. (Rasonyi, Kafesoğlu vb.)[3] Orhun Alfabesi'nin, imla alışkanlıkları ve uygulamaları bakımından son sesi yazımda göstermemesi, açık hecedeki bu sesin olmadığını yani bu sözün “kürt” ya da “kört” olduğunu gösterebilir.

Ayrıca bakınız

Kaynakça

  1. ^ "Talât Tekin, "Elegest (Körtle Han) Yazıtı", Türk Dilleri Araştırmaları Dergisi, Cilt 5, 1995, s.19-32" (PDF). 15 Nisan 2016 tarihinde kaynağından arşivlendi (PDF). Erişim tarihi: 24 Temmuz 2012. 
  2. ^ Hüseyin Namık Orkun, Eski Türk Yazıtları, C. 3, İstanbul 1940, s. 179-185.
  3. ^ a b "Talât Tekin, "Elegest (Körtle Han) Yazıtı", Türk Dilleri Araştırmaları Dergisi, Cilt 5, 1995, s. 23" (PDF). 15 Nisan 2016 tarihinde kaynağından arşivlendi (PDF). Erişim tarihi: 24 Temmuz 2012. 

Ek Okumalar:

  • Gerard Clauson, An Etymological Dictionary of the Pre-Thirteenth-Century Turkish, Oxford 1972 (EDPT)
  • Inscriptions de l'Ienisseï, recueillies et publiées par la Société finlandaise d'Archéologie, Helsingfors 1889.
  • S. Ye. Malov, Yeniseyskaya pis'mennost' tyurkov, Moskva-Leningrad 1952
  • Hüseyin Namık Orkun, Eski Türk Yazıtları, I-IV, İstanbul 1936-1941
  • Wilhelm Radloff, Atlas der Alterthümer der Mongolei, Petersburg 1892
  • Wilhelm Radloff, Die alttürkische Inschriften der Mongolei, St. Petersburg 1895
  • Talât Tekin, "On a Misinterpreted Word in the Old Turkic Inscriptions", UAJb., c. 35IB (1964), ss. 134-144.
  • Talât Tekin, A Grammar of Orkhon Turkic, Indiana University Publications: 69, Bloomington 1968
  • D. D. Vasil’yev, Korpus tyurksikh runiçeskikh pamyatnikov basseyna yeniseya, Leningrad 1983
  • Ali Tayyar Önder, Türkiye'nin Etnik Yapısı: Halkımızın Kökenleri ve Gerçekler, s.203-204
  • Fahri Kırzıoğlu, Her Bakımdan Türk Olan Kürtler, Ankara 1964

Dış bağlantılar

İlgili Araştırma Makaleleri

<span class="mw-page-title-main">Tabgaçlar</span> Çinde yaşamış kökeni tartışmalı toplum

Tabgaçlar, Siyenpilerin bir boyu.

<span class="mw-page-title-main">Orhun Yazıtları</span> 8. yüzyıla tarihlenen Göktürk yazıtları

Orhun Yazıtları, Göktürk Yazıtları ya da Köktürk Yazıtları, Eski Türkçe (𐰆𐰺𐰴𐰣∶𐰖𐰔𐱃𐰞𐰺𐰃) olan, Türklerin bilinen ilk alfabesi olan Orhun alfabesi ile II. Köktürk Kağanlığı döneminde Göktürkler tarafından yazılmış yapıtlardır. Birçok kişi ilk Türkçe yapıt olarak bilse de ilk Türkçe yapıt Çoyr Yazıtıdır. Orhun yazıtları Türkçenin tarihsel süreçteki gramer yapısı ve bu yapının değişimiyle ilgili bilgiler verdiği gibi Türklerin devlet anlayışı ile yönetimi, kültürel ögeleri, komşuları ile soydaşlarıyla olan ilişkileri ve sosyal yaşantısıyla ilgili önemli bilgiler içermektedir.

<span class="mw-page-title-main">Vasili Radlov</span> Alman asıllı Rus doğubilimci ve Türkolog

Vasili Vasilyeviç Radlof veya Wilhelm Radloff, Alman asıllı Rus doğu bilimci ve Türkolojinin kurucusu.

<span class="mw-page-title-main">Eski Türk yazısı</span> Türk dillerinin yazılması için kullanılmış ilk yazı düzeni

Orhun, Göktürk ya da Köktürk alfabesi, Göktürkler ve diğer erken dönem Türk kağanlıkları tarafından kullanılmış, Türk dillerinin yazılması için kullanılmış ilk yazı sistemlerinden biridir. Alfabe, 4'ü ünlü olmak üzere 38 damga (harf) içermektedir.

<span class="mw-page-title-main">Türk dilleri</span> Çinin batısından, Sibirya ve Doğu Avrupaya dek uzanan bir alana yayılmış dil ailesi

Türk dilleri veya Türkî diller, Doğu Avrupa'dan Sibirya ve Çin'in batısına dek uzanan bir alana yayılmış ve içerisinde 35 yaşayan dil barındıran dil ailesi. Toplamda yaklaşık 180 ile 200 milyon kişi tarafından konuşulan Türk dillerinin en çok konuşulan lehçesi Türkçe olup tüm Türk dili konuşurlarının %40'ı bu dili konuşmaktadır. Bu dili Azerice, Özbekçe, Uygurca, Kazakça, Türkmence ve Tatarca takip etmektedir.

Eski Türkçe, Türk yazı dilinin ilk dönemidir. Dönem Orhun Türkçesi ve Eski Uygur Türkçesi olmak üzere iki altdönemde incelenir. Orhun Türkçesinin kesin tarihlere dayandırılabilir ilk belgesi olan ve VIII. yüzyılın ortalarına tarihlenen Orhun Yazıtlarından Uygur Türkçesinin tarihe karıştığı XIII. yüzyıla değin sürer. Doğu Asya'dan Doğu Avrupa'ya dek önemli bir coğrafyada konuşulduğu anlaşılmaktadır. İlk dönemlerinde yabancı etkilerden epey uzak ve dönemin diğer dillerine göre oldukça yalın olduğu, Uygur çağında git gide zenginleştiği ve yabancı dillerden etkilendiği anlaşılmaktadır. Dil XIII. yüzyılda ölse de türlü Türk toplulukları tarafından yazı dili olarak kullanıldığı XVII. yüzyıla tarihlenen Altun Yaruk nüshasından anlaşılmaktadır.

<span class="mw-page-title-main">Vilhelm Thomsen</span> Danimarkalı dilbilimci ve Türkolog (1842–1927)

Vilhelm Ludwig Peter Thomsen ya da Vilhelm Thomsen Danimarkalı dilbilimci ve Türkolojist. Dancada Vilhelm olarak yazılmasına karşın Türkçe pek çok kitap ve çalışmada adı Wilhelm olarak geçmektedir. Başlangıçta ilahiyat okumuş ancak sonradan filoloji'ye odaklanmıştır. Macarca ve Fince öğrenmiştir. 1869 yılında Doktora derecesini almıştır. Kopenhag Üniversitesi'nde Profesör olmadan önce bir yurttaşlık okulunda Yunanca Dersler vermiştir.

İlteriş Kağan, İkinci Doğu Göktürk Kağanlığı'nın kurucusu. Bilge Kağan ve Kül Tigin'in babasıdır. M.S. 681-693 yılları arasında egemenlik yapmıştır. 2022'de kendisi adına yazılan bir yazıt bulunmuştur.

<span class="mw-page-title-main">Demirkapı (Maveraünnehir)</span>

Demirkapı veya eski varyantıyla Temir Kapıg tarihî dönemde Orta Asya’nın Maveraünnehir kesiminde, bu bölge güneyinde bulunmuş olan bir meşhur geçittir. Kabul edilmiş görüşlere göre bu yer Belh kentini Semerkant'a bağlayan yol üzerinde kayalık bir geçit veya dağ boğazı idi. Sekizinci asrın ilk on yıllarından tarihlendirilen Türk runik harfli yazıtlarda Temir kapıġ (‘Demirkapı’) toponimi sık sık anılmaktadır.

<span class="mw-page-title-main">Yenisey Yazıtları</span>

Yenisey Yazıtları, Rusya'da Hakasya, Tuva ve Altay Özerk Cumhuriyetleri içinden geçen Yenisey Nehri boyunca bugüne kadar bulunmuş olan toplam 158 adet Türkçe yazıt kurgan (mezar) ve kaya taşlarından oluşmaktadır. Yazıtlar Orhun Alfabesi diye bildiğimiz Türkçe Damgalar ile yazılmıştır.

<span class="mw-page-title-main">Çoyr Yazıtı</span> 7. yüzyılda oluşturulmuş ilk Türk yazıtı

Çoyr Yazıtı, Çöyr Yazıtı ya da Çoyren Bengi Taşı, İkinci Göktürk Kağanlığı dönemi, 7. yüzyılda 6 dizelik bir bengi taş olarak dikilmiş şimdiye dek bulunan en eski Türk yazıtıdır. Moğolistan’ın Dornogovı aymağı (köy) Çöyr demiryolu istasyonundan 15 km kuzeydoğu yönünde, Urga-Kalgan yolunun doğusunda, Sansar-Ula dağının güney eteklerindeki kurgan yerinde 1928’den önce Jamtsarano Tseeveen ve Sendsüren tarafından bulunmuştur. 682-691 yılları arasına ait olduğu düşünülür. Kimi görüşlere göre Çoyr yazıtı, Türkler'e ait en eski metinler olarak kabul edilen Kül Tigin, Bilge Kağan ve Tonyukuk yazıtlarından daha eski olup; Türkçenin tarihlendirilen en eski yazıtıdır.

Bayan Çor Kağan, 747 – 759 arasında Uygur Kağanlığı'nı yöneten kağan. Resmî olarak "Täŋridä Bolmiš İl İtmiš Bilgä Kaγan" yani "Tanrı Tarafından Ülke (İl) Etmiş Bilge Kağan" unvanını kullanmıştır. Tang Hanedanı tarafından kendisine Yingwuweiyuanpiqiejuo Han (英武威遠毗伽闕可汗) veya kısaca Yingwu Han (英武可汗) unvanı verilmiştir. Tahta geçmeden önceki kişisel adı Çabış Tigin'dir. Kendisinden sonra tahta oğlu Bögü Tigin çıkmıştır.

<span class="mw-page-title-main">Kutlug Bilge Kül Kağan</span>

Kutluk Bilge Kül Kağan, 744'te Uygur Kağanlığı'nı kuran devlet adamı. Uygur Kağanlığı'nı 744'ten 747'ye kadar yönetmiştir. Uygurları oluşturan dokuz boydan, hükümdar ailesinin mensup olduğu Yaglakar uruğundandır. Bilge Kül Kağan'ın adı Karabalgasun Yazıtı'nın Çince metninde Kutlug Boyla şeklinde geçmektedir. Kağan olduktan sonra bugünkü Karabalsagun olarak bilinen yerde başkent olarak inşa ettirdiği Ordu-Balık kenti Türklerin kurduğu ilk kenttir. Böylece Türklerin kutsal başkenti Ötüken başkentliğini kaybetmiş, Türkler yerleşimlerini Orhun Nehri'nin dış havzasındaki yamaçlardan bizzat nehrin yatak boylarına taşımıştır.

Ongin Yazıtı veya Ongi Yazıtı, 1891 yılında Nikolay Yadrintsev tarafından bulunmuştur. Yazıt, Vasili Radlof tarafından 1895 ve 1896'da üç estampaja dayanarak yayınlanmıştır. Moğolistan'daki Ongin Irmağı yakınlarında bulunduğu için bu adla anılan yazıt, bu ırmağın bir kolu olan Taramel'in yanında, Koşo Saydam Gölü'nün 160 km güneyindedir. Manitu Dağı dolaylarında bulunmakta bulunan bu yazıt Bilge İşbara Tamgan Tarkan adlı bir Türk beyi adına dikilmiştir. Yazıtta İlteriş Kağan ile Kapgan Kağan'ın adları geçmektedir. Yazıt, 8. yüzyılda dikilmiştir. Yazıt, Vasili Radlof ve Vilhelm Thomsen tarafından incelenmiştir. Yazıt üzerinde en çok ses getiren çalışma ise 1957 yılında Gerard Clauson yapmıştır. Türkiye'de ilk kez Hüseyin Namık Orkun tarafından yayınlanan yazıt, günümüzde Moğolistan'da Övörhangay Aymag'ın merkezinde Arvaiheer'deki müzede bulunmaktadır.

<span class="mw-page-title-main">Altun Tamgan Tarkan Yazıtı</span>

Altun Tamgan Tarkan Yazıtı, İhe Ashete Yazıtı ya da Höl Asgat Yazıtı, 1891 yılının ağustos ayında Rus bilim insanı N. P. Levin tarafından bulunmuştur. Yazıt Nikolay Yadrintsev, Vasili Radlof, Hüseyin Namık Orkun vb. birçok bilim insanı tarafından incelenmiş ve estampajları çıkarılmıştır. Altun Tamgan Tarkan Yazıtı, Moğolistan'n Bulgan aymagının Mogod sumunda, Tülee Uul Dağı'nın batısında kalan Asgatan Höndiy bölgesindeki Asgat Vadisi'nde bulunmaktadır. Altun Tamgan Tarkan Yazıtı, Koşo Saydam Gölü'nde bulunan Orhun Yazıtları'nn yaklaşık olarak 53 km kuzeydoğusunda bulunmaktadır.

<span class="mw-page-title-main">Öök Turan Yazıtı</span>

Öök Turan Yazıtı veya E3 sayılı Uyuk-Turan Yazıtı 8.-9. yüzyıllardan kaldığı tahmin edilen, Tıva Cumhuriyeti Turan şehri dolayında Öök - Turan akarsuyu vadisine yakın bozkırda bulunmuş olan yazıttır. Orhun Yazıtları’ndan sonra yazıldığı düşünülmektedir.

İlbilge Hatun, 8. yüzyılda yaşamış, Göktürk hatunu, İkinci Köktürk Kağanlığı'nın kurucusu İlteriş Kağan'ın eşi ve Kağanlığın dördüncü Kağanı olan Bilge Kağan'ın annesiydi. Bilge Kağan ve Kül Tigin'in onuruna dikilen Orhun Yazıtları'nda adı geçmektedir.

Orkun, 1950-1952 tarihleri arasında yayınlanan ve 68 sayı olarak çıkan dergi. Dergi 1950 tarihinde yayın hayatına başlamış olsa da kökeni olarak 1933'te neşredilen Orhun dergisi gösterilmiştir. 1950'de Orhun ismi yerine, yayın ekibinin doğru adlandırma olarak kabul ettikleri Orkun ismi ile yayınlanmış ve ilk derginin devamı olarak lanse edilerek on yedinci sayı ile başlatılmamıştır. Eski sayılarına ithafta bulunmayarak birinci sayı olarak devam etti. Türkçüler Yardımlaşma Derneği'nin bir yayın organı olarak çıkmış ve künyesinde sahibi olarak İsmet Tümtürk'e yer verilmiştir. Derginin başyazarlığını Hüseyin Nihal Atsız yaptı. Derginin çıkarılmasında, yayın hayatına başlamadan iki gün önce kurulan derneğin ve Türkçü çevrelerin kendi matbaalarını kurmaları etkili olmuştu.

Kara Üüs Yazıtı veya E-39 numaralı Yazıt Hakasyanın kuzeyinde Krasnoyarsk Krayı sınırına yakın bölgede Yenisey vadisinde Kara Üüs (Öğüz) deresinde Biçiktig-Tag tepesinin sırtında bulunmuş olan yazıttır. Yazıttaki Eski Türkçe harfler türlü sebeplerle bozulduğu için açık bir şekilde okumak mümkün değildir.

Kara Sug Yazıtı Ulug-hem Kara-sug Yazıtı veya E-9 numaralı Ulu Kem Karasu Yazıtı. Güney Sibirya'da Tıvanın Elegest akarsuyuna yakın Kara-Sug adlı akarsu vadisindedir. Üst-Elegest köyüne 2 km aralıkta keşfedilmiştir.