İçeriğe atla

Eleştirel psikoloji

Eleştirel psikoloji büyük ölçüde eleştirel teoriye dayanan bir psikolojiye bakış açısıdır. Eleştirel psikoloji, hakim olan psikoloji anlayışına karşıdır ve psikolojik anlayışları daha ilerici bir şekilde onaylar, sosyal değişime genellikle toplumsal psikopatolojinin önlenmesi veya tedavi edilmesi olarak bakar.

Eleştirel psikoloji terimi, ana akım psikoloji disiplininin çalışmalarına yönelik, bir dizi felsefi bilimsel ve politik karşı çıkışı ifade eder. Eleştirel psikologlar genellikle ana akım psikolojiyi, bir anlamda kabullenilmiş pratikleri üreten ve toplumdaki baskın iktidar yapılarıyla uyumlu fikirleri yayan politik bir girişim olarak tanımlarlar.[1]

Eleştirel psikolojinin geleneksel psikolojiye karşı ana eleştirilerinden biri de geleneksel psikolojinin kişileri veya grupları etkileyen sosyal sınıflar ve gruplar arasındaki güç dengesini düşünme konusunda yetersiz olması da ya kasıtlı olarak görmezden gelmesidir. Bu şekilde olmasının sebebi, geleneksel psikolojinin insanı bireysel olarak değerlendirme eğiliminden dolayıdır.

Tarihi

Eleştirel psikoloji hareketinin kökleri Batı Alman öğrenci hareketindedir. Psikolojinin niyetinin manipüle etmek olduğunu ve geleneksel psikolojinin çarpıtılmış bir soyutluğa sahip olduğunu düşünüyorlardı. Öğretim üyelerinin katı ve geleneksel tavrı öğrencilerin toplum eleştirisini bilim eleştirisi olarak formüle etmelerine imkân tanıdı.

Uzantılar

Birçok eleştirel uyguluma gibi, eleştirel psikoloji de Marksist ve feminist hareketlerin eleştirel tutumunu almıştır. Eleştirel psikoloji anlayışı bazen radikal psikoloji veya özgürleşim psikolojisi olarak adlandırıldı.

Kaynakça

  1. ^ Dennis Fox (25 Aralık 2012), Meydan Gazetesi (söyleşi) 28 Ocak 2013 tarihinde Wayback Machine sitesinde arşivlendi.

Dış Bağlantılar

Ayrıca bakınız

İlgili Araştırma Makaleleri

<span class="mw-page-title-main">Sosyoloji</span> toplumun oluşum, işleyiş ve gelişim yasalarını inceleyen bilim dalı

Sosyoloji veya toplum bilimi, toplum ve insanın etkileşimi üzerinde çalışan bir bilim dalıdır. Toplumsal (sosyolojik) araştırmalar sokakta karşılaşan farklı bireyler arasındaki ilişkilerden küresel sosyal işleyişlere kadar geniş bir alana yayılmıştır. Bu disiplin insanların neden ve nasıl bir toplum içinde düzenli yaşadıkları kadar bireylerin veya birlik, grup ya da kurum üyelerinin nasıl yaşadığına da odaklanmıştır.

<span class="mw-page-title-main">Eğitim</span>

Eğitim; okullar, kurslar ve üniversiteler vasıtasıyla bireylere hayatta gerekli olan bilgi ve kabiliyetlerin sistematik bir şekilde verilmesi. Öğretmen, eğitmen, mentor, pedagoglar gerekli bilgileri öğrencilere verirler.

Etik veya ahlak felsefesi, doğru davranışlarda bulunmak, iyi bir insan olmak ve insani değerler hakkında düşünme pratiğidir. Etik sözcüğü Yunanca "kişilik, karakter" anlamına gelen "ethos" sözcüğünden türemiştir.

<span class="mw-page-title-main">Jürgen Habermas</span> Alman felsefeci/felsefe profesörü, sosyolog ve siyaset bilimci

Jürgen Habermas, Alman felsefeci/felsefe profesörü, sosyolog ve siyaset bilimci. Müzakereci demokrasinin babası olarak bilinir.

<span class="mw-page-title-main">Marksizm</span> Alman filozof Marxın düşüncelerine dayanan devrimci sosyalist akım

Marksizm, özgün bir siyasal felsefe akımı, tarihin diyalektik materyalist bir yorumuna dayanan ekonomik ve toplumsal bir dünya görüşü, kapitalizmin Marksist açıdan çözümlenmesi, bir toplumsal değişim teorisi, Karl Marx'ın ve Friedrich Engels'in çalışmalarından çıkarılan, insanın özgürleşmesiyle ilgili bir düşünce sistemidir.

<span class="mw-page-title-main">Sekülerizm</span> Akıl ve mantığı esas alan örgütlü bir toplum yaratmayı amaçlayan düşünce akımı

Sekülarizm veya sekülerizm; toplumda ahiretten ve diğer dinî, ruhani meselelerden ziyade dünya hayatına odaklanılması yönündeki hareket. TDK, sekülerizm kavramına karşılık olarak dünyacılık sözcüğünü önermiştir. Sekülerizm, din merkezli veyahut dinî öğeleri sosyal, hukuki ve siyasi anlamda tayin edici kılan bir yaklaşımın tersine, bunları sosyal, hukuki ve siyasi kümeden ayıran bir yaklaşımı tanımlar. Çok geniş bir terim olan sekülerizm, içinde birçok farklı akım, tür ve teori barındırır. Seküler kelimesi, dünyevi veya çağa uygun olanı belirtir ve dünyanın nesnel hâlinin göz önünde tutulması demektir. Latince çağ anlamına gelen Saeculum sözcüğünden İngiliz dili için türetilen Secularism (Sekülerizm) Türkçeye laiklik, çağdaşlaşma veya dünyevileşme olarak üç farklı terimle çevrilebilmektedir. Fransa'da laiklik için Laïcité (Laicisme) terimi kullanılmaktadır. Bu terim, somut ve bilimsel olan ile soyut ve dinsel olanın birbirine karıştırılmamasını ifade etmektedirler.

<span class="mw-page-title-main">Frankfurt Okulu</span>

Frankfurt okulu, Almanya'da 1923 yılında kurulan ve sosyoloji, siyaset bilimi, psikanaliz, tarih, estetik, felsefe, müzikoloji gibi farklı disiplinlerden insanları bir araya getiren Toplumsal Araştırma Enstitüsü'nün bir düşünce akımı olarak ifade edilmesidir. Okulun genel yaklaşım biçimi eleştirel teori olarak adlandırılmaktadır.

<span class="mw-page-title-main">Herbert Marcuse</span> Alman filozof ve toplumbilimci (1898 – 1979)

Herbert Marcuse Alman - Amerikan filozof, sosyolog, politik felsefeci, Frankfurt Okulu'nun Eleştirel teorisi'ne yaptığı katkılarla tanınmaktadır.

<span class="mw-page-title-main">20. yüzyıl felsefesi</span>

20. yüzyıl felsefesi, 19. yüzyıl sonlarından başlayıp günümüze kadar gelen ve devam eden düşünce geleneklerini ve felsefi akımları kapsar. Her çağın felsefesinin kendi toplumsal, kültürel ve siyasal koşullarıyla etkileşimli olduğu gibi, 20. yüzyıl felsefesi de kendi siyasal ve toplumsal gelişmelerinden etkilenmiştir. Çağın siyasal olayları, kültürel ve teknolojik gelişmeler, bilimsel alandaki yeni sonuçlar, ortaya çıkan yeni düşünce eğilimlerinin hepsi 20. yüzyıl felsefesinde görülen bilime yönelik sorgulayıcı yaklaşımların, aklın sorgulanması girişimlerinin, dile yönelik ilginin, özne kavramı üzerinde yürütülen tartışmaların, zihin problemlerinin, yeni bir boyut kazanan bilgi sorununun, cinsellik soruşturmasının, yabancılaşma ve iktidar sorunsalının arka planını oluşturmaktadır. Bu çağın düşünürlerinin çoğunluğu bir şekilde çalışmalarında çağın kuramsal sorunlarını dillendirmiş ve yanıt arayışında olmuştur.

<span class="mw-page-title-main">Sosyal psikoloji</span> toplumun insanların düşüncelerini ve davranışlarını nasıl etkilediğini araştıran bilim dalı

Sosyal psikoloji bireylerin düşüncelerinin, iç dünyalarının ve davranışlarının başkalarının gerçek, hayalî ve anlaşılan oluşundan nasıl etkilendiğine dair bir bilimsel çalışmadır. Bu alanda araştırma yapanlar genellikle psikolog veya sosyolog'lardan oluşmaktadır. Buna rağmen bütün sosyal psikologlar hem birey, hem de topluluk bazında çalışırlar. Benzerliklerine rağmen iki alan amaçları, yaklaşımları, yöntemleri ve terimlerinde farklılaşırlar. Biyofizik ve kavrama psikolojisi gibi sosyal psikoloji de disiplinlerarası bir alandır.

Sosyalist düşüncede reformizm, kademeli artan demokratik ilerlemenin toplumun temel ekonomik ilişkilerini ve politik yapısını değiştireceğini söyleyen görüştür. Bu görüş Marksist düşüncede yer alan toplumu, spesifik anlamda altyapıyı, değiştirmek için devrimin şart olduğu yönündeki devrimci anlayışa karşıdır. Bu nedenle gerçek sosyalist ve komünistler tarafından Revizyonizm, Oportünizm, parlamentarizm gibi kuramlarla yan yana tutulur.

Ussallaştırma, diğer bir adıyla rasyonalizasyon, şahsın gerçek sebeplerini bilmediği kimi davranış, düşünce ve duygularını mantık açısından tutarlı ya da ahlak yönünden benimsenebilir ve anlayabileceği bir nedene bağlamasıdır.

Toplumsal hareket ya da sosyal hareket; sosyal bilimlerde farklı düzenleme biçimlerini içeren, farklı harekete geçirme ve davranış stratejileriyle toplumsal değişimi hızlandırmak, engellemek veya tersine çevirmek için uğraşan kolektif eylemler bütünüdür. Bu haliyle toplumların ve sorunların şekillenmesinde ortak bir rol oynayıcı olarak görülebilir. Toplumsal hareketler, ortak amaç için bir araya gelen insanları barındırır. Bu insanların eylemlerini inceleyen toplumsal hareket analizleri, siyaset bilimciler, sosyologlar, psikologlar, tarihçiler tarafından yapılabilmektedir. Charles Tilly, Sidney Tarrow, Donatella della Porta, Alain Touraine, Alberto Melucci gibi isimler bu alanda çalışan önemli akademisyenlerdir. Bu çerçevede oluşan sosyal hareket teorisi, yeni örnek olayların getirdiği karşı-çıkışlar ve taleplerle gelişmeye devam etmektedir.

Politik psikoloji kavramı günümüzde algıladığımız şekilde ilk olarak Frankfurt Sosyal Araştırmalar Enstitüsü veya diğer adıyla Frankfurt Okulu’nun çalışmaları ile ortaya çıkmıştır. Theodor W. Adorno, Max Horkheimer, Herbert Marcuse ve Erich Fromm'un Marksist Felsefe ve Klasik Psikanaliz'e dayalı felsefeleri sonucu gelişmiştir. Özellikle Wilhelm Reich, Sovyet toplumunda demokrasinin gelişimi ve kitle davranışları, toplumların yönetime verdiği tepkiler hakkında çalışmalar yürütmüştür. Frankfurt Okulu felsefecileri, I. Dünya Savaşı'ndan sonra Almanya'da demokrasinin işleyememesi nedeniyle ekonomi ve iletişim ile psikoloji arasındaki sınırları genişleterek çalışmalarını sürdürmüşlerdir. Daha sonra Jürgen Habermas'ın politik psikoloji alanında çalışmaları olmuştur.

<span class="mw-page-title-main">William McDougall</span> İngiliz psikologu

William McDougall 20. yüzyıl erken dönem psikologlarındandır. 22 Haziran 1871 yılında İngiltere’de doğmuştur.

Pozitif psikoloji, 1990'lı yılların sonlarında başlayan bir akımdır ve günümüze geldikçe önem kazanan bir araştırma alanı haline gelmiştir. Pozitif psikoloji hakkındaki araştırmalar ve kuram geliştirme çabaları sayıları gittikçe artan bir psikolog grubunun dikkatini çekmektedir ve hümanistik psikoloji hareketinin en uzun soluklu mirasını temsil edebilir. Ancak bazı psikologlar, hakkını teslim etseler de, pozitif psikolojiyi hümanistik psikolojinin ‘’ yeniden paketlenmesi’’ olarak görüyorlar. Pozitif psikoloji, “bireylerin, grupların ve kurumların uygun bir şekilde işlev görmesine yardımcı olan ve onların gelişmelerine katkı sağlayan durumlar ve koşulların bir çalışması” olarak tanımlanmıştır.

Neo-Marksizm, Marksizmi ve Marksist teoriyi tipik olarak eleştirel teori, psikanaliz veya varoluşçuluk gibi diğer entelektüel geleneklerden unsurları birleştirerek değiştiren veya genişleten 20. yüzyıl yaklaşımlarını kapsar.

Psikoloji, davranış ve zihinsel süreçlerin bilimidir. Öncelikli hedefi, hem genel prensipler oluşturarak hem de spesifik vakaları araştırarak bireyleri ve grupları anlamaktır.

<span class="mw-page-title-main">Heterodoks ekonomi</span>

Heterodoks iktisat, ortodoks iktisadi düşünce okullarıyla çelişen veya neoklasik iktisadın ötesinde olabilecek herhangi bir iktisadi düşünce veya teoridir. Bunlar arasında kurumsal, evrimci, feminist, sosyal, post-Keynesyen, ekolojik, Avusturyacı, Marksist, sosyalist ve anarşist iktisat sayılabilir.

<span class="mw-page-title-main">Sosyal hareket teorisi</span>

Sosyal hareket teorisi, sosyal bilimler içinde, genellikle sosyal mobilizasyonun neden meydana geldiğini, ortaya çıkardığı biçimleri açıklamaya çalışan disiplinler arası bir düşünceler bütünüdür. Sosyal hareketlerin oluşumu ve işleyişinin potansiyel sosyal, kültürel ve politik sonuçları üzerine incelemeler içerir.