İçeriğe atla

El yanlılık ve cinsel yönelim

El yanlılık ve cinsel yönelim arasında bir ilişki olduğu ortaya atılmış ama birkaç araştırmacı tarafından doğrulanmamıştır. Araştırmacılar heteroseksüel kişilerin sağ yanlı olma ihtimalinin eşcinsel kişilere göre bir parça daha fazla olduğunu rapor etmiştir. El yanlılığı ve cinsel yönelim arasındaki ilişki her iki cinsiyet içinde rapor edilmiştir. Bu ilişki aynı zamanda eşcinselliğin biyolojik etiyolojisinide ifade edebilir. Ray Blanchard tarafından yapılan son araştırmalar bu ilişkiyle bir erkeğin büyük erkek kardeşlere sahip olmasıyla eşcinsel olma ihtimalinin arttığını öne süren doğum sırası efekti (fraternal birth order effect) arasında bir bağlantı kurmuştur.

Araştırmalar

Mustanski ve meslektaşları (2002) 382 erkeğin (205 heteroseksüel, 177 eşcinsel) ve 354 kadının (149 heteroseksüel, 205 eşcinsel) cinsel yönelimlerini ve el yanlılıklarını incelemiştir. Eşcinsel kadınlarda heteroseksüel kadınlara göre önemli ölçüde daha fazla sol yanlılık bulunmasına rağmen (%18'e karşı %10), heteroseksüel ve eşcinsel erkekler arasında el yanlılığı bakımından önemli bir fark bulunmamıştır.[1]

Lippa (2003) 812 erkeğin (351 heteroseksüel, 461 eşcinsel) ve 1189 kadının (707 heteroseksüel, 472 eşcinsel) cinsel yönelimlerini ve el yanlılıklarını incelemiştir. Eşcinsel erkeklerdeki sol yanlılık oranının heteroseksüel erkeklerinkinin %82'si kadar daha fazla olduğu bulunmuştur. Ama heteroseksüel ve eşcinsel kadınlar arasında el yanlılığı bakımından önemli bir fark bulunmamıştır. Erkekler ve kadınlar birleştirildiğinde eşcinsel kişilerdeki sol yanlılık oranın heteroseksüellerinkinin %50'si kadar daha fazla olduğu gözlenmiştir.[2]

Blanchard ve meslektaşları (2006) doğum sırası efektinin (bir erkeğin aynı biyolojik anneden büyük erkek kardeşlere sahip oldukça eşcinsel olma ihtimalinin artması) sadece sağ yanlı erkekler için geçerli olduğunu iddia etmiştir. Buna ek olarak aynı çalışma büyük erkek kardeşe sahip olmayan sol yanlı erkeklerin eşcinsel olma ihtimalinin büyük erkek kardeşlere sahip olan sağ yanlı olmayan erkeklere göre daha fazla olduğunu göstermiştir. Blanchard ve diğerleri raporlarında “Eşcinsellik sağ yanlı olmayan ya da büyük erkek kardeşlere sahip olan erkeklerde daha çok görülüyor ama bu iki özelliği de taşıyan erkeklerin eşcinsel olma ihtimali ile iki özelliği de taşımayan erkeklerinki arasında önemli bir fark yok.” demiştir.[3]

Blanchard tarafından yapılan bir sonraki çalışma (2008) hem sağ yanlı eşcinsel erkeklerin hem de sol yanlı heteroseksüel erkeklerin önemli ölçüde daha fazla büyük erkek kardeşe sahip olduklarını bulmuştur. Ama sağ yanlı heteroseksüel erkekler ve sol yanlı eşcinsel erkekler arasında böyle bir etki bulunmamıştır.[4]

Blanchard doğum sırası efektiyle el yanlılığın anne immün hipotezine göre açıklanabileceğini öne sürmüştür. Bu hipoteze göre anne her hamilelikte erkek antijenlere karşı daha fazla “anti-erkek” antikorları üretecektir. Blanchard iki olasılık öne sürmüştür. İlk olasılık sağ yanlı olmayan fetüslerin antikorlara karşı daha az duyarlı olmasıdır. İkinci olasılıksa annenin sağ yanlı olmayan fetüslere karşı “anti-erkek” antikorlarını üretmemesidir.[5]

Parafili

Parafili objelere, durumlara, hayvanlara ya da normal uyarılma sağlayamacak çocuklara duyulan ve kişinin kendisine veya ilişkili olduğu kişiye zarar verme ihtimali olan cinsel ilgiye denir. 2008'de yapılan bir araştırmada 200 erkeğin cinsel fantezileri incelenmiş, yüksek derecedeki parafilik arzuların yüksek derecede sağ yanlı olmama durumuyla ilişkili olduğu bulunmuştur..[6]

Cinsiyet kimliği bozukluğu

2001'de cinsiyet kimliği bozukluğuna (transeksüellik) sahip 205 erkekle kontrol grubundaki 205 erkek üstünde yapılan bir araştırmada cinsiyet kimliği bozukluğuna sahip olan erkeklerdeki sol yanlılık oranının kontrol grubununkinin 2 katından daha fazla olduğu bulunmuştur (%19.5'e karşı %8.3).[7]

Ayrıca bakınız

Kaynakça

  1. ^ Mustanski, B. S., Bailey, J. M., & Kaspar, S. (2002). "Dermatoglyphics, handedness, sex, and sexual orientation". Archives of Sexual Behavior. 31 (1). ss. 113-122. PMID 11910784. 
  2. ^ Lİppa, R. A. (2003). "Handedness, sexual orientation, and gender-related personality traits in men and women". Archives of Sexual Behavior. 32 (2). ss. 103-114. PMID 12710825. 
  3. ^ Blanchard, R., Cantor, J. M., Bogaert, A. F., Breedlove, S. M., & Ellis, L. (2006). "Interaction of fraternal birth order and handedness in the development of male homosexuality". Archives of Sexual Behavior. 49 (3). ss. 405-414. PMID 16246335. 
  4. ^ Blanchard, R. (2008). "Sex Ratio of Older Siblings in Heterosexual and Homosexual, Right-Handed and Non-Right-Handed Men, Archives of Sexual Behavior. Blanchard, R". Sex Ratio of Older Siblings in Heterosexual and Homosexual, Right-Handed and Non-Right-Handed Men. 37 (6). ss. 977-981. PMID 17186124. 
  5. ^ Blanchard, R. (2008). "Review and theory of handedness, birth order, and homosexuality in men, Laterality". Review and theory of handedness, birth order, and homosexuality in men. Laterality: Asymmetries of Body, Brain and Cognition. 13 (1). ss. 51-70. PMID 18050001. 
  6. ^ Rahman Q, Symeonides DJ (2007). "Neurodevelopmental Correlates of Paraphilic Sexual Interests in Men". Archives of Sexual Behavior. 37 (1). ss. 166-172. PMID 18074220. 
  7. ^ Zucker, KJ; Beaulieu, N; Bradley, SJ; Grimshaw, GM; Wilcox, A (2001). "Handedness in Boys with Gender Identity Disorder". J. Child Psychol. Psychiat. 42 (6). ss. 767-76. PMID 11583249. 21 Eylül 2013 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 22 Mayıs 2013. 

İlgili Araştırma Makaleleri

<span class="mw-page-title-main">Eşcinsellik</span> Aynı cinsiyetteki insanlar arasındaki romantiklik, cinsel çekim ya da cinsel davranış

Eşcinsellik veya homoseksüellik, aynı cinsiyetteki insanlar arasındaki romantizm, cinsel çekim ya da cinsel davranıştır. Eşcinsellik, bir yönelim olarak “kişiyi ağırlıklı olarak ya da tümüyle kendisiyle aynı cinsiyette olan kişilere karşı romantik ya da cinsel çekimleri yaşamaya yönlendiren kalıcı kişisel nitelik” olarak ifade edilir. Aynı zamanda kişiyi bu çekimlere dayanan davranışlarla ilişkili kimlik hissi ve bu çekimleri paylaşan diğer kişilerden oluşan topluluğa olan üyeliğini de tanımlar.

Biseksüellik, hem erkeklere hem de kadınlara veya birden fazla cinsiyete yönelik romantik veya cinsel çekim ya da cinsel davranıştır.

<span class="mw-page-title-main">Cinsel yönelim</span> kalıcı cinsel çekim modeli

Cinsel yönelim kişilerin karşı cinsiyete, hemcins veya cinsiyete veya birden fazla cinsiyete karşı romantik veya Cinsel çekim hissetmeye yönlendiren kalıcı kişisel bir niteliktir. Bu çekimler genellikle karşıcinsellik (heteroseksüellik), eşcinsellik (homoseksüellik), biseksüellik, altında toplanır; bununla beraber aseksüellik de bazen dördüncü kategori olarak tanımlanır. Bu kategoriler cinsel kimliklerin daha ayrıntılı dünyasını yönleridir. Örneğin, insanlar panseksüel veya poliseksüel, veya hiçbirinden olmak gibi diğer etiketleri de kullanabilir. Amerikan Psikologlar Derneği'ne göre, cinsel yönelim "aynı zamanda bir kişinin bu çekimlere dayanan, davranışlarla ilişkili kimlik hissi ve bu çekimleri paylaşan diğer kişilerden oluşan topluluğa olan üyeliğini de tanımlar".

<span class="mw-page-title-main">Biyoloji ve cinsel yönelim</span>

Biyoloji ve cinsel yönelim, biyolojinin insan cinsel yöneliminin gelişimindeki rolünü inceleyen araştırma konusudur. Cinsel yönelimin kökeni olarak kesin bir şekilde tek bir ana sebep veya kaynak bulunamamıştır. Çeşitli araştırmaların sonuçları farklı hatta çelişen noktalara işaret etmektedir. Bilim insanları cinsel yönelimin genetik, hormonal ve çevresel faktörlerin bir kombinasyonu olduğu üstüne hipotez kurmuştur. Cinsel yönelimin nedenlerini açıklama konusunda biyolojik teoriler daha çok benimsenmiştir ve biyolojik faktörler, genetik faktörlerle erken rahim ortamının kompleks etkileşimini içerebilir. Heteroseksüel, eşcinsel, biseksüel veya aseksüel yönelimin gelişimiyle bağlantılı olabilen bu faktörler genleri, doğum öncesi hormonları ve beyin yapısını kapsamaktadır.

<span class="mw-page-title-main">Erkek erkeğe seks</span> seks çeşidi

Erkek erkeğe seks veya erkeklerle seks yapan erkekler, bir veya birden fazla erkek birey tarafından yapılabilen cinsel ilişki türüdür. Tarih boyunca hemen her toplumda heteroseksüel ve eşcinsel insanlar tarafından uygulanmıştır. Erkek erkeğe seks günümüzde bazı ülkelerde yasal olarak kabul edilmemektedir.

Doğum sırası ve erkeklerin cinsel yönelimi arasındaki ilişki araştırmacılar tarafından ortaya atılmıştır. Ray Blanchard bu ilişkiye doğum sırası efekti demiştir. Bu efekte göre bir erkek büyük erkek kardeşlere sahip oldukça eşcinsel yönelime sahip olma ihtimali artar. Buna bazen büyük erkek kardeş efekti de denir. Erkek eşcinsel demografisinin tahminen yüzde 15'i doğum sırası efektiyle ilişkilidir.

Çevre ve cinsel yönelim insanların cinsel yöneliminin gelişimindeki olası çevresel faktörleri konu alır. Bazı araştırmacılar çevresel faktörleri hormonal faktörlerden ayırırken diğerleri doğum öncesi hormonlar gibi biyolojik faktörleri çevresel faktörlerin bir parçası olarak görür.

<span class="mw-page-title-main">Doğum öncesi hormonlar ve cinsel yönelim</span>

Doğum öncesi hormonal teori, belli hormonların fetüsün cinsiyet farklılaşmasında rol oynaması gibi kişinin cinsel yönelimine de etki ettiğini söyler. Doğum öncesi hormonlar cinsel yönelimin ana belirleyicisi olabilir ya da genler, biyolojik faktörler, çevresel ve sosyal durumlarla birlikte yardımcı bir faktör olabilir.

<span class="mw-page-title-main">Nöroloji ve cinsel yönelim</span>

Cinsel yönelim, bir bireyin, cinsellikle ilgili davranışlarını, düşüncelerini ve/veya duygularını kapsayan kişisel veya toplumsal kimliğini ifade eder. İnsanların cinsel yöneliminin gelişiminin nasıl olduğu ve mekanizmaları belirsizliğini sürdürmektedir. Bu konuda ortaya atılan birçok teori kurgusal ve tartışmalıdır. Ama nöroloji bilimindeki gelişmeler sonucu cinsel yönelimle bağlantılı karakteristikler açıklanabilmektedir. Araştırmalar insanların cinsel yönelimiyle ilgili yapısal sinirler bağlantılar, fonksiyonel ve/veya bilişsel ilişkiler keşfetmiş ve gelişimsel teoriler ortaya atmıştır.

Hayvanlarda cinsellik aynı tür içinde bile değişik biçimlerde gözlemlenir. Araştırmacılar hayvanlar arasında monogami, çok eşlilik, türler arası seks, nesnelerden ya da yerlerden tahrik olma, zorla yapılan seks, ölü hayvanlarla çiftleşme, eşcinsel, heteroseksüel ve biseksüel davranışlar, durumsal seksüel davranışlar ve diğer davranışları gözlemlemiştir.

Eşcinsellikle ilgili epigenetik teoriler DNA dizilimindeki değişmelerle ilgili değil, başka mekanizmaların neden olduğu genlerin ifade edilmesindeki ya da hücresel fenotipteki değişmelerle ilgilidir. Epigenetik, organizmanın hayat döngüsündeki uygun zaman ve yerlerde genomun içinde ve dışında değişen bir takım kimyasal reaksiyonları inceler. Organizmanın DNA dizilimi değil, genetik olmayan faktörler genlerin farklı ifade edilmesine neden olur. Epigenetiğin ve genlerin ifade edilmesinin insanlardaki eşcinsellikle bağlantılı olabileceği üstüne teori kurulmuştur. Bir takım araştırmacı androjen hormonun XX ve XY fetüsleri üstündeki etkisini azaltan epi-işaretleyicileri incelemiştir. Ortalamadan daha güçlü epi-işaretleyicilerin kişinin genital organını ve cinsel kimliğini değiştirmeden cinsel yönelimini değiştirdiğini bulmuşlardır. Bu araştırma eşcinselliğin nedeninin DNA dizilimindeki genlerin ifade edilmesiyle bağlantılı olduğunu desteklemektedir. Bu teori epi-işaretleyicileri, ikiz çalışmalarını ve fetal androjen sinyalini kapsamaktadır.

Durumsal cinsel davranış, sosyal çevrenin bir şekilde izin vermesi, teşvik etmesi ya da zorlaması yüzünden kişinin normalde gösterdiği cinsel davranışlardan farklı cinsel davranış sergilemesidir..

Cinsel akışkanlık, cinsellik veya cinsel kimlikte bir veya daha fazla değişikliktir. Cinsel yönelim çoğu insan için istikrarlıdır ancak bazı araştırmalar bazı insanların cinsel yönelimlerinde değişiklik yaşanabileceğini göstermektedir ve bu kadınlarda erkeklere göre daha olasıdır. Cinsel yönelimin psikoterapi ile değiştirilebileceğine dair bilimsel bir kanıt yoktur. Cinsel kimlik bir bireyin hayatı boyunca değişebilir ve biyolojik cinsiyet, cinsel davranış veya gerçek cinsel yönelim ile uyumlu olabilir veya olmayabilir.

<span class="mw-page-title-main">Kinsey ölçeği</span>

Kinsey ölçeği ya da diğer adıyla Heteroseksüel-Homoseksüel Derecelendirme Ölçeği, bir kişinin cinsel yönelimini belirli bir deneyime veya bir uyarıcıya verdiği reaksiyona göre tanımlamak için kullanılan ölçek. Ölçek 0 ila 6 arasındadır; 0 sadece heteroseksüel, 6 sadece homoseksüel anlamına gelir. Kinsey Raporlarının hem erkek hem de kadın versiyonlarında "X" olarak nitelendirilen, "sosyo-cinsel temas veya tepki yok" anlamına gelen bir ölçüt daha vardır. Raporlar ilk olarak Sexual Behavior in the Human Male (1948) adlı kitapta Alfred Kinsey, Wardell Pomeroy ve diğerleri tarafından yayımlandı. İnsan Erkeğinde Cinsel Davranış'ta (1948) yayınlandı. Daha sonra kitabın kadın versiyonu olan Sexual Behavior in the Human Female (1953) kitabında da yer aldı.

<span class="mw-page-title-main">Snowballing</span>

Snowballing, ağıza alınan erkek menisinin; iki erkek, iki kadın veya bir erkek ve bir kadın tarafından genelde öpüşme vasıtasıyla ağızdan ağıza aktarıldığı cinsel aktivite. Öpüşme dışında ağızdan ağıza akıtılarak veya tükürülerek de sperm transferi gerçekleştirilmektedir. Grup sekslerde, özellikle de porno sektörü tarafından çekilen grup seks videolarında, sıklıkla yapılmaktadır.

Analloerotizm, diğer kişilere herhangi bir cinsel ilgi göstermemektir. Bunun aseksüellikten farklı olduğu düşünülmektedir. Analloerotik kişiler kadın veya erkek partnerlere ilgi duymaz ancak tüm cinsel davranışlardan mahrum değildir.

Translara olan cinsel çekim, bilimsel araştırmaların ve sosyal çalışmaların konusu olmuştur. Psikologlar trans kadınlara, çapraz giyimlilere, non-binary kişilere yönelen çekimi araştırdılar. Ciserkekler, kendini çoğunlukla heteroseksüel, bazen biseksüel olarak ve nadiren eşcinsel olarak tanımlayan transseksüel kadınları cezbeder. Cinsel uyarılma araştırmaları, onların uyarılmalarının eşcinsel erkeklerinkinden farklı olduğunu, heteroseksüel erkeklerinkine benzediğini doğruladı fakat transkadınlara ek olarak ciskadınlar tarafından da uyarıldılar. Transseksüel kadınlara ilgi duyan ciserkeklerin önemli bir kısmı otojinefili yani kendilerini kadın olarak yansıtmalarına tepki olarak cinsel uyarılma yaşadıklarını bildiriyor. Transerkeklere yönelik bazı çekim tartışmaları oldu ancak bu henüz bilimsel çalışmanın konusu olmadı.

Hetero-esnek, birincil olarak heteroseksüel yönelimde minimal eşcinsel aktivite ile karakterize edilen bir cinsel yönelim veya durumsal cinsel davranıştır ve onu biseksüellikten ayırabilir veya ayırmayabilir. "Çoğunlukla düz" olarak nitelendirilmiştir. Bazen heteroseksüellik ve biseksüellik arasındaki geniş bir cinsel yönelim sürekliliğini tarif etmek için iki bi-meraklı da eş tutulsa da, diğer yazarlar hetero-esneği, iki bi-meraklının ima ettiği "cinselliği denemek arzusu"ndan ayırıyorlar. Eşcinselliğin baskın olduğu buna karşılık gelen durum da homo-esnek olarak adlandırılmıştır.

Toplumsal cinsiyet ve cinsel çeşitlilik (GSD) veya basitçe cinsel çeşitlilik, bu çoğulluğu oluşturan kimliklerin, davranışların veya özelliklerin her birini belirtmeye gerek kalmadan cinsiyet özelliklerinin, cinsel yönelimlerin ve cinsiyet kimliklerinin tüm çeşitliliğini ifade eder.

Kronofili, belirli yaş aralığındaki bireylere karşı duyulan romantik ve/veya cinsel çekim biçimleridir. Ergenlik öncesi veya yaşlı bireylere duyulan cinsel ve romantik çekim daha çok parafili olarak adlandırılır. Terim John Money tarafından ortaya atılmış olmasına rağmen seksologlar tarafından kullanılmayarak yerine söz konusu yaş aralığını ifade eden terimler kullanılmıştır. Bir diğer adlandırılmalarından biri ise Richard von Krafft-Ebing tarafından öne atılan "yaş fetişizmi" kavramıydı. Kronofili teknik olarak yaşa göre değil, vücut tipi, ikincil cinsel özellikler ve özellikle Tanner ölçeğinin aşamalarıyla ölçülen diğer görünür özellikler gibi cinsel olgunluk aşamalarına göre belirlenir.