İçeriğe atla

El-Mukanna


Hâşim el-Mukanna (Peçeli)[1] ya da Peçeli Hâşim (Arapçaالمقنع) (d: ? - ö: 780/783)[2] Ebû Mûslim Horasanî'nin Abbâsîler tarafından gaddarane bir şekilde kâtli sonrasında Merv şehrinde ortaya çıkan Tanrının kendisine hulul ettiğine iddia ederek kendi Tanrı ilan Abbasi karşıtı isyancı.

Mukanna İsyanı

Mukanna'nın kalesinin kuşatılması
Tarih775-780
Bölge
Türkistan, Soğd, Buhara, Horasan
Sonuç İsyan bastırıldı.
Taraflar
  • Abbasiler
  • Ebu Müslim-el Horasani destekçileri
  • Sepid Camegan
  • Komutanlar ve liderler
  • Said el Haraşi
  • Mehdî
  • Hüseyin bin Muaz
  • Cebrail bin Yahya
  • Humeyd bin Kahtabe
  • Hişam b. Hakem
  • Hakim Ahmed
  • Soğdiyan
  • Güçler
    90.000 asker 32.000 asker

    El-Mukanna ayaklanması

    Mukanna isyanı 8.yüzyılda Abbasi kontrolünde olan Horasan bölgesinde ortaya çıkmış binbir güçlük ile bastırılmıştı. İsyanın lideri olan Hişam bin Hakem Merv'in kazeh köyünde doğmuştu çamşırcılık ve büyücülük ile uğraşan Hişam etrafına topladığı insanlara Tanrının sırasıyla Adem, Nuh, İbrahim, İsa, Musa, Muhamed Peygamber suretinde göründüğünü sonrasında Ebu Müslim suretinde göründüğünü şimdi ise kendisine hulul ettiğini söyledi. Tek gözü kör ve kel olduğu için yüzünü peçe ile örterdi taraftarlarına da yüzünü genelde göstermezdi. Tanrı olduğunu kanıtlamak için ayı yaratibileceğini iddia etmiş Kiş vilayetinin Nahşeb köyünde bir kuyunun dibine cıva ve kimyasallar dökmüş gece ay ışığı vurunca kuyunun dibi parlak ışık yayıyormuş kuyudan çıkan ışık çok uzaklardan görülebiliyordu hatta bu kuyu o kadar ünlü oldu ki bazı aşk şiirlerine konu oldu. Mukanna Dailerini (Davetçi) Horasanın dört bir tarafına gönderdi. Kendisine Soğd, Buhara, Kiş bölgesinde pek çok destekçi buldu. Özellikle Ebu Müslim'in ölümünden dolayı Abbasilere kızgın bölge halkı kendisine katıldı. Abbasiler siyah bayrak kullanıyor siyah renkte kıyafet giyiyordu. Mukanna taraftarları da siyah rengin zıddı olan beyaz renkte giyinip beyaz bayrak taşıdılar. Bu yüzden kendilerine Sepid Camegan (Beyaz Elbiseliler) denmektedir. Mukanna taraftarları müslümanlara ait köylere saldırdı. Müslümanları öldürdü, mallarını yağmaladı. İsyanın yayılması üzerine, 774 yılında Horâsân Emîri Humeyd bin Kahtabe Mukanna‘nın yakalanması için harekete geçti. Bunun üzerine Mukanna gizli bir yere saklandı. Bu esnada Maverâü'n-nehr'de çok sayıda taraftarının toplandığını haber aldı ve o tarafa gitmeye karar verdi. Ancak Horâsân Emîri, onu yakalamak için Ceyhûn nehri kıyısına nöbetçiler göndermişti 100 atlı onu tutuklamak için nehir kenarında hazır bekliyordu. Mukanna 36 kişi ile birlikte Ceyhûn nehri kıyısına geldi. Sal yaptı ve Ceyhûn'dan geçerek Kiş Vilâyeti'ne gitti. Burada büyük bir ilgiyle karşılandı. Sâm (Siyâm) Dağı'nda, içinde su kanallarının ve ağaçların bulunduğu büyük bir kale yaptırdı. Kalenin önüne hendekler kazdırdı.

    Bu sırada Sepid Camegan Buharada terör estiriyordu. Başlarında Hakim Ahmed ve üç yardımcısı; Haşeri, Baği, Kerdek olan isyancılar Buhara da Numicket köyünü basıp önce cami de namaz kılan 15 kişiyi öldürmüş daha sonra bütün köylüleri katletmişlerdi. Olayın duyulması müslümanlar arasında infiale sebep oldu. Buhara Emiri Hüseyin bin Muaz ve Buhara İmamı Amir ibni İmran komutasında ki ordu Narşah köyünde toplanmış isyancılara karşı harekete geçti önce isyancılar İslama davet edildi. Ancak reddettiler. Bunu üzerine çıkan savaşta Sepid Camegan yenildi ve 700 kayıp verdi. Bunun üzerine isyancılar elçi göndererek İslama döneceklerini belirttiler. Kendileriyle bir daha yol kesmemeleri, Müslümanları öldürmemeleri, köylerine dönerek cemiyetlerini dağıtmaları ve bölgedeki Müslüman emîrlere itaat etmeleri şartlarıyla bir anlaşma imzalandı. Ancak çok geçmeden anlaşmayı bozdular ve tekrar müslümanlara saldırmaya başladılar üstelik sayıları günden güne artıyordu. Bunun üzerine Halife Mehdi'nin veziri Cebrail bin Yahya komutasında ki ordu Buharaya geldi meydana gelen savaşta Sepid Camegan yenildi. İki lideri Hakim Ahmed ve Hışvi rehin alınarak yeni bir anlaşma imzalandı. Ancak isyancılar anlaşmayı bozunca iki lideri öldürüldü ve meydana gelen savaşta Sepdi Camegan taifesinin çoğu öldürüldü. Cebrail bin Yahya daha sonra daha Soğd bölgesinde Soğdiyan liderliğindeki Sepid Camegan ile savaştı yapılan savaşta Soğdiyan öldü ve isyancılar yenildi.

    778 yılına gelindiğinde isyan geniş bir alana yayılmış önü alınamıyordu. Horâsân Emîrliğine Mu‘âz bin Müslim atandı. Halîfe Mehdi ona Cebrail bin Yahya dışında isyanın bastırılmasında gevşeklik gösteren herkesi azletmesini emretmişti. Muaz Merv de 70 bin kişilik bir ordu kurdu ve Buhara ya doğru hareket etti. Burada 15 bin kişiden oluşan Sepid Camegan taifesi ile yapılan savaşta 3 bin isyancı öldü. Canını kurtaranlar Mukanna‘nın yanına kaçtılar. 780 yılına gelindiğinde Soğd ve Buhara daki isyan büyük ölçüde bastırılmıştı.[3] Ancak Mukanna hala 32 bin takipçisiyle Sam(Siyam) kalesinde faaliyetlerine devam ediyordu. Kale'nin etrafına hendekler kazılmıştı ve içerisinde doğal su kaynağı ile uzun süre kuşatmaya yetecek kadar yiyecek vardı. Muaz bin Müslim ile Said el Haraşi komutasındaki Abbasi ordusu kaleyi kuşattı ancak sonrasında çıkan anlaşmazlık nedeniyle Muaz komutayı Said el Haraşiye bıraktı. Said Hindistan'ın Mutlan şehrinden 10 bin manda derisi getirdi bu derilere kum doldurularak hendeklere atıldı hendekler doldurulunca kaleyi kuşatmak mümkün oldu. Abbasi ordusu aylarca kaleyi kuşatma altına aldı. Kale Aylarca şiddetli şekilde kuşatılınca Mukanna taraftarları arasında umutsuzluk, görüş ayrılıkları baş gösterdi. Bu yüzden gece gizlice kale komutanı dahil 30 bin kişi eman dileyerek teslim oldular sadece 2 bin kişi direnmeye devam etti ancak Mukanna kaybedeceğini anlayınca kalenin ortasında büyük bir ateş yaktırdı kendisi ile birlikte olan kadınlara zehir içirip öldürdükten sonra ailesiyle birlikte kendini ateşe attı. Abbasi ordusu kaleye girdiğinde her tarafın yanmış yıkılmış olduğunu gördü. Mukanna taraftarları ise onun ölmediğini tıpkı İsa Peygamber gibi göğe çekildiğini inanmaktaydılar.[3][4]

    Mübeyyezâ (Beyazlar) fırkası

    TDV İslâm Ansiklopedisine göre Bu Fırkaya mensup kişiler günümüzde Özbekistan toprağı olan Kiş, Nerşah ve Buhara da yaşamaktadırlar. Bu mezhepte kadın ve mal ortaktır. Bir kadın başka bir erkekle olabilir hatta kocası eve geldiğinde içeride bir erkekle olduğunu göstermek için kapıya bir işaret koyar. Tarihçi en-Nerşahiye göre bu fırkaya mensup kişiler müslüman gibi görünmeye çalışır ama Müslüman değiller namaz kılmaz, oruç tutmazlar köylerinde içinde namaz kılmadıkları camileri vardır. Köylerinde "Sekane" adını verdikleri bir adam vardır kim bakire bir kadın ile evlenmek isterse kadın önce bu adamla olur sonra onu kocasına teslim eder.[3][5]

    Kaynakça

    1. ^ Ebül’fidâ, Cilt: 2, Sayfa: 9.
    2. ^ "Encyclopædia Iranica, MOQANNAʿ". 17 Mayıs 2014 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 12 Nisan 2014. 
    3. ^ a b c En Nerşahi Tarih-i Buharâ s.90. 
    4. ^ "Horasanın Peçeli Peygamberi". 15 Ağustos 2017 tarihinde kaynağından arşivlendi. 
    5. ^ "Mukanna el horasani TDV islam Ansiklopedisi". 2 Mart 2021 tarihinde kaynağından arşivlendi. 

    İlgili Araştırma Makaleleri

    <span class="mw-page-title-main">Buhara</span> Özbekistanda bir şehir

    Buhara, Orta Asya'nın en eski yerleşim bölgelerinden olan ve günümüzde Özbekistan sınırları içinde bulunan tarihî şehir. Arkeolojik bulgular şehrin tarihinin en az 2500 yıl civarında olduğunu göstermiştir. Şehirde yapılan Arkeolojik kesit çalışmalarında yaklaşık 20 m kadar derinlikteki alt katmanda; kamusal binalar, askeri tahkim yapıları, çanak-çömlek ve madeni paralar gibi çeşitli arkeolojik buluntulara rastlanılmıştır.

    <span class="mw-page-title-main">Mâverâünnehir</span> Tarihî bölge

    Maveraünnehir, Orta Asya'da, Ceyhun ve Seyhun nehirleri arasında kalan tarihi bölge.

    <span class="mw-page-title-main">Merv</span> Türkmenistanda bir şehir

    Merv, Türkmenistan sınırları içinde tarihi İpek yolu güzergâhı üzerinde kurulmuş, Karakum Çölü'nde bir vaha şehridir.

    <span class="mw-page-title-main">Tuğrul</span> Büyük Selçuklu Devletinin kurucusu ve ilk hükümdarı

    Tuğrul Bey veya Toğrül, Tuğril, Toghrïl Beg, I. Tuğrul Tam adı: Rükneddîn Ebû Talîb Muhammed Tuğrul-Bey bin Mikail bin Selçuk) (Arapça: طغرل بك; Farsça: طغرل بیک) Büyük Selçuklu Devleti'nin kurucusu ve ilk sultanıdır.

    <span class="mw-page-title-main">Mutasım</span> Sekizinci Abbasi halifesi

    Mutasım veya Abbas el-Mutasım Billâh Tam Adı: Ebû İshâk "el-Muʻtasım bi’l-Lâh" 'Abbas bin Hârûn er-Reşîd, sekizinci Abbasi halifesi. Harun Reşid'in küçük oğluydu ve annesi Harun Reşid'in Türk asıllı bir cariyesi idi. 833'te kardeşi Memun'un yerine tahta geçti.

    <span class="mw-page-title-main">III. Yezîd</span>

    III. Yezîd veya Yezid bin Velid, on ikinci Emeviler halifesi. Amcasının oğlu olan halife II. Velid'in, kendinin de liderlerden biri olarak katıldığı bir komplo ile öldürülmesi üzerine 15 Nisan 744'te halife oldu. Çok zayıf, naif ve hastalıklı bir tabiatlı olarak - El Nakıs (zayıf) - adıyla tarihlere geçmiştir. Altı ay iki gün süren halifelik yaptıktan sonra Ekim 744'te beyin tümörü dolayısıyla eceliyle öldü.

    <span class="mw-page-title-main">Mehdî (Abbâsî halifesi)</span> Üçüncü Abbasi halifesi

    Mehdi veya Muhammed el-Mehdî bin Abdullâh Mansûr üçüncü Abbasiler halifesidir. Babası Mansur öldüğünde, 775'te, Abbasi Halifesi olmuş ve 775-785 döneminde on yıl halifelik yapmıştır.

    <span class="mw-page-title-main">Emîn</span> Altıncı Abbasi halifesi

    Emin veya Muhammed Emîn Tam Adı: Ebû Abdullâh "Emîn" Muhammed bin Hârûn Reşîd altıncı Abbasi halifesidir. Babası Harun Reşid öldüğünde, 809'da, Abbasi Halifesi olmuş; kendi halifeliğini ilan etmiş olan kardeşi Memun ile bir iç savaştan sonra 813'te idam edilip öldürülmesine kadar, 809-813 döneminde dört yıl sekiz ay halifelik yapmıştır.

    <span class="mw-page-title-main">Seffâh</span> İlk Abbasi halifesi

    Seffah veya Ebü'l-Abbas Seffah, Emevî hanedanının yıkılmasına neden olup Abbâsîler devletinin kurulmasıyla 750-754 döneminde ilk Abbâsî hâlifesi olarak hüküm sürmüştür. "Seffah" kendine verilen bir lakap olup Arapçada "kan dökücü" anlamına gelmektedir.

    <span class="mw-page-title-main">Ebû Müslim Horasânî</span> Abbasi ihtilâlinin komutanı

    Ebû Müslim Abdurrahman bin Müslim El-Horasanî, asıl adı Abdurrahman'dır. Ebû Müslim künyesi ile tanınmış bir Müslüman siyasetçidir. Ebu Müslim, 718 veya 719 yılında, Kürt Rewandi aşiretinin yerleşim alanlarından olup Azerbaycan tarafında kalan Mawit köyünde dünyaya gelmiştir. İbnul Esîr, Ebû Müslim'in nazik, cesur, ileri görüşlü, akıllı, tedbirli, mahir kişilikli biri olduğunu belirtmiştir. İran araştırmacılarından Hüseyin Yûsufî, Ebû Müslim'in fizîkî özelliklerini; kısa boylu, esmer tenli, uzun saçlı; mizacını ise iyiliksever, hiçbir zaman şaka yapmayan biri olarak anlatır. Ebû Müslim'e, Emevî Devleti’nin devrilmesinde ve Abbasîlerin hilafetinin başlanmasında oynadığı rol nedeniyle “Nâkilü’d-devle, Sâhibü’d-devle ve Nafizü’d-devle, ” unvanları verilmiştir.

    <span class="mw-page-title-main">Müslümanların Maveraünnehir'i fethi</span> Arapların 7.-8. yüzyıl Asya fetihleri

    Müslümanların Maveraünnehir'i fethi ya da Arapların Maveraünnehir'i fethi, günümüzde Özbekistan'ı, Tacikistan'ı, Kazakistan'ı ve Kırgızistan'ı kapsayan Orta Asya'nın tümünün ya da bazı bölgelerinin 7. ve 8. yüzyıllarda On İki İmamların dördüncüsü olan İmam Zeynel Abidin ve taraftarları olan Müslümanlar tarafından fethedilmesidir.

    Abbâsîler devrinde Alevîler Hicrî 129 / Milâdî 747 yılında Ebû Müslim Horasânî’nin İmâm İbrahim tarafından bütün bu kıt’alar ile Irak dâîlerinin fiilen riyasetine tâyin edilmesiyle artık Türkistan’ın tamamı Şîʿa-i Bâtın’îyye adına hazırlanmış oluyordu. Ebû Müslim Horasânî’nin komutasında Emevîler aleyhine başkaldıran ihtilâl fırkalarının çoğunluğunu oluşturan Türkler, Abbâsîler’in kazandıkları başarılarda da en büyük pay sahibi olmuşlardı. Sonunda hilâfet mâkamı Türkler’in sağlamış olduğu destek sayesinde Abbâsîler tarafından ele geçirilmiş oldu. Fakat Şîʿa’nın fedâ ettiği bu kadar canlar, Ehl-i Beyt’e ait bir hakkın elde edilmesi için nehirler gibi akıtılan kanlar ve Ehl-i Beyt nâmına yapılan onca büyük fedâkârlıkların dahi Alevîlerin hilâfeti ele geçirmeleri için yeterli olamaması gönüllerde kapanmaz yaralar açtı. Abbâsîler’in ikinci halifesi olan Hâlife El Mansûr’un Türkler’e karşı takındığı hasmane tavırlar ve bilhassa Ebû Müslim Horasânî’in katli üzerine ihtilâlciler derhal fa’aliyete geçmek suretiyle “Mübeyyize” (Beyazlar) fırkasını oluşturdular.

    Bu, 701'den 800'e İslam dünyasında meydana gelen büyük olayların bir zaman çizelgesidir.

    <span class="mw-page-title-main">Üçüncü Fitne</span> Emevi Halifeliğine karşı bir dizi iç savaş ve ayaklanma

    Üçüncü Fitne, Emevîler'e karşı, 744'te Halife'nin II. Velîd'in devrilmesiyle başlayan ve II. Mervân'ın çeşitli asilere ve rakiplere karşı kazandığı zaferle sona eren bir dizi iç savaş ve ayaklanmaydı. Ancak, II. Mervân yönetimindeki Emevî otoritesi hiçbir zaman tam olarak kuruamadı ve iç savaş, Emevîlerin devrilmesi ve 749/50'de Abbasi Halifeliği'nin kurulmasıyla sonuçlanan Abbâsî İhtilâli'ne (746-750) dönüştü. Bu nedenle, bu çatışmanın net bir kronolojik sınırlandırması mümkün değildir.

    Ebü'l-Leys Nasr b. Seyyâr b. Râfi' el-Kinânî el-Leysî bir Arap generali ve 738-748'de Horasan'ın son Emevî valisiydi. Nasr, el-Harith ibn Surayj'ın isyanına ilk aşamalarında kararlı bir şekilde karşı koymada başarısız olmasına rağmen, Türkeş Devleti'ne karşı savaşlarda seçkin bir rol oynadı. Bir asker ve devlet adamı olarak saygı görmesine rağmen, vali olarak atanmasını daha çok, onu halifeye bağımlı kılan belirsiz aşiret geçmişine borçluydu. Nasr, toplumsal gerilimi hafifleten ve Mâverâünnehir'de Türkeş saldırısı altında büyük ölçüde azaltılmış olan Emevî kontrolünü büyük ölçüde eski haline getiren ve istikrara kavuşturan uzun süredir gecikmiş vergi reformlarını uygulamaya koyduğu için, görev süresi yine de başarılıydı. Ancak Emevî Halifeliği bir iç savaş dönemine girerken, son yılları aşiretler arası rekabet ve ayaklanmalarla geçti. 746'da Nasr, başkentinden İbn Surayj ve Cuday el-Kirmânî tarafından sürüldü, ancak kendi aralarında ihtilafa düşüp, İbn Surayj'ın ölümüyle sonuçlandıktan sonra geri döndü. Bu çatışmayla meşgul olan Nasr, lideri Ebû Müslim Horasânî'nin durumu kendi lehine kullandığı Abbâsî İhtilâli'nin patlak vermesini ve yayılmasını durduramadı. 748'in başlarında vilayetinden tahliye edildi ve Abbasi güçleri tarafından takip edilirken kaçtığı İran'da 9 Aralık 748'de öldü.

    Bu sayfada, 700'lerde Emevi Halifeliği'nde yaşanan olaylar yer alıyor.

    <span class="mw-page-title-main">Kasrül Bahili Muharebesi</span>

    Kasrül Bahili Muharebesi, Türk Türkeş (Türgiş) Devleti'nin kuşatmasından Qasr al-Bahili'nin küçük kalesindeki Arap garnizonunun başarılı bir şekilde kurtarılmasıydı. Emevi Halifeliği'nin Horasan valisi tarafından gönderilen, el-Musayyab ibn Bişr el-Riyahi komutasındaki bir Arap yardım gücü kuşatmayı kırmayı ve garnizonu Semerkant'taki güvenliğe götürmeyi başardı.

    <span class="mw-page-title-main">Baykend Muharebesi</span> İslam fetihleri sırasında 729 yılında Mâverâünnehirde yaşanan savaş

    Baykand veya Baykend Muharebesi, 729 yılında Türk Türgeş Kağanlığı ve onun Soğdlu müttefikleri ile Emevi Halifeliği Arapları arasında, Transoxiana'da Buhara yakınlarındaki bir kasaba olan Baykand'da gerçekleşti. Horasan valisi Ashras ibn Abdullah al-Sulami komutasındaki Arap ordusu, bir önceki yıl patlak veren ve Türgeş desteği alan Soğd prenslerinin büyük çaplı isyanını bastırmak için Ceyhun Nehri'ni geçti. Arap ordusu Buhara'ya doğru ilerlerken Türgeş tarafından kuşatıldı ve su kaynaklarından mahrum bırakıldı. Beş yıl önceki "Susuzluk Günü"nde olduğu gibi Araplar için neredeyse bir felaketle sonuçlanacak bir dizi çatışma yaşandı; ancak sonunda birkaç Arap liderinin cesareti ve el-Hâris bin Sureyc ve Katan bin Kuteybe komutasındaki öncü birliklerin eylemleri sayesinde Araplar sınırı aşarak Buhara'ya ulaştılar ve şehri kuşattılar.

    <span class="mw-page-title-main">Kamarca Kuşatması</span>

    Kamarja veya Kamarca kuşatması, 729 yılında Emevi Halifeliği'nin Arap Müslümanları ile Türgeş Kağanlığı ve onun Soğd müttefikleri arasında gerçekleşti. Emevilerin Transoxiana(Maveraünnehir)'yı fethi 720'lerde yerel Soğdlu prenslerinin ayaklanmaları ve Türgeş istilaları ile bozulmuştu. 729'da Semerkant yakınlarındaki küçük Kamarja kalesi, hükümdarları Suluk Çor'un kişisel yönetimi altında Türgeşler tarafından saldırıya uğradığında Transoxiana'daki son kalan Arap kalelerinden biriydi. El-Taberi'nin tarihinde ayrıntılı bir anlatımı bulunan sonraki kuşatma 58 gün sürdü ve garnizonunun Semerkant'a müzakereli çekilmesiyle sona erdi. Kamarja'nın inatçı savunması Arap edebiyatında övüldü, ancak Arapların bölgedeki hakimiyeti iki yıl sonra Defile Muharebesi'nden sonra kırıldı. Türgiş Kağanlığı'nın 738'de yıkılmasından sonra Araplar Maveraünnehir'de yeniden egemenliklerini kurdular.

    Bu sayfada, 740'larda Emevi Halifeliği'nde yaşanan olaylar yer alıyor.