Diğer anlam için Ekonomi sayfasına bakınız
Sosyalizm, sosyal ve ekonomik olarak toplumsal refahın, katılımcı bir demokrasiyle gerçekleşeceğini ve üretim araçlarının hakimiyetinin topluma ait olduğunu savunan, işçi sınıfının yönetime katılmalarına ağırlık veren, özel üretim yerine kamu bazlı üretimi destekleyen, telkin ve propagandalarını eğitim, tarım ve vergi reformları üzerinde yoğunlaştıran ekonomik ve siyasi bir teoridir. Siyasi yelpazede ve dünyanın çoğu ülkesinde sosyalizm, standart sol ideoloji olarak kabul edilir. Sosyalizm türleri, kaynak tahsisinde piyasaların ve planlamanın rolüne ve kuruluşlardaki yönetim yapısına göre değişir.
Feodalizm ya da derebeylik, başta Ortaçağ Avrupası olmak üzere tarihin birçok evresinde rastlanan toplumsal, siyasal ve ekonomik bir örgütleniş biçimidir. Feodalizm kelimesi, Latince feodum (tımar) ile taşınabilir değerli mal anlamına gelen Latin kökenli bir kelimeden türetilmiştir.
Milliyetçilik ya da ulusçuluk, belirli bir milletin çıkarlarını, özellikle egemenliğini ve özyönetimini kazanmayı, daha sonra bunu ilelebet sürdürmeyi amaçlayan ideolojik fikir hareketi. Milliyetçilik, her ulusun kendisini dışarıdan gelecek olan müdahalelerden bağımsız olarak yönetmesi gerektiğini, ulusun bir yönetim için doğal ve ideal bir temel ve tek haklı politik güç kaynağı olduğunu savunmaktadır. Milliyetçilik, 19. yüzyıl başlarından itibaren Avrupa'da, 20. yüzyıldan itibaren ise tüm dünyada egemen politik düşünce tarzı haline gelmiştir. Bu dönemde dünya politik haritası milliyetçilik ilkelerine göre biçimlendirilmiştir. Günümüzde Anglosakson kültürüne bağlı toplumlarda ve Avrupa Birliği düşüncesini savunan çevrelerde olumsuz bir anlam yüklenmiştir.
Emperyalizm, yayılmacılık veya ekspansiyonizm, bir devletin veya ulusun başka devlet veya uluslar üzerinde kendi çıkarları doğrultusunda etkide bulunmaya çalışmasıdır. Etkileyen devlet, etkilenen devletin kaynaklarından "yararlanma" hakkına sahiptir.
Kapitalizm ya da diğer adlarıyla sermayecilik ve anamalcılık, üretim araçlarının özel mülkiyetine ve kâr amacıyla işletilmesine dayanan ekonomik sistemdir. Kapitalizmin tanımlayıcı özellikleri arasında sermaye birikimi, rekabetçi piyasalar, fiyat sistemleri, özel mülkiyet, mülkiyet haklarının tanınması, kişisel çıkar, ekonomik özgürlük, meritokrasi, iş ahlakı, tüketici egemenliği, ekonomik verimlilik, hükûmetin sınırlı rolü, kâr güdüsü, kredi ve borcu mümkün kılan finansal bir para ve yatırım altyapısı, girişimcilik, metalaşma, gönüllü değişim, ücretli emek, mal ve hizmet üretimi, inovasyon ve ekonomik büyümeye güçlü bir vurgu yer alır. Bir piyasa ekonomisinde kararlar ve yatırımlar, servet, mülk veya sermaye ya da üretim kapasitesini yönlendirme yeteneğine sahip kişiler tarafından belirlenir. Fiyatlar, mal ve hizmetlerin dağıtımı ise büyük ölçüde mal ve hizmet pazarlarındaki rekabet tarafından şekillendirilir.
Ekonomik liberalizm, piyasa ekonomisinin bireyci hatlara dayanmasını ve üretim araçlarının özel mülkiyette olmasını destekler. Ekonomik liberaller, serbest ticareti ve açık rekabeti engellediği için piyasaya yapılan hükümet müdahalesine ve korumacılığa karşı çıkma eğilimindedir, ancak mülkiyet haklarını korumak ve piyasa başarısızlıklarını çözmek için yapılan hükûmet müdahalesini destekler. Ekonomik liberalizm, Büyük Buhran ve Keynesyenizm'in yükselişine kadar genel olarak klasik liberalizmin ekonomik modelini ifade etmek için kullanılmıştır.
Karma ekonomi, kamu hizmetleri, güvenlik, askeriye, refah ve eğitim gibi hem özel işletmeleri hem de kamulaştırılmış devlet hizmetlerini kabul eden bir ekonomik sistemdir. Karma ekonomi aynı zamanda halkı, çevreyi veya devletin çıkarlarını korumaya yönelik bir tür düzenlemeyi de teşvik eder.
Siyasi iktisat aslen üretim, alım-satım ve bunların kanun, gümrük ve devlet ile ilişkilerinin incelenmesine verilen addır. Siyasi iktisat kavramı ahlak felsefesinde ortaya çıkmıştır. 18. yüzyılda devletlerin ("polities") iktisatlarının çalışılması olarak gelişmiş dolayısıyla da "siyasi" iktisat (ekonomi) adını almıştır.
Klasik iktisat, klasik politik ekonomi ya da Smithyen ekonomi, 18. yüzyılın sonlarında ve 19. yüzyılın başlarından ortalarına kadar özellikle İngiltere'de gelişen politik ekonomide bir düşünce okuludur. Başlıca düşünürleri Adam Smith, Jean-Baptiste Say, David Ricardo, Thomas Robert Malthus ve John Stuart Mill olarak kabul edilmektedir. Bu ekonomistler, üretim ve mübadelenin doğal yasaları tarafından yönetilen, büyük ölçüde kendi kendini düzenleyen sistemler olarak piyasa ekonomilerine dair bir teori üretmişlerdir.
Sivil milliyetçilik, demokratik milliyetçilik veya liberal milliyetçilik, özgürlük, hoşgörü, eşitlik, bireysel haklar gibi geleneksel liberal değerlere bağlı olan bir milliyetçilik biçimidir ve etnosentrizme dayanmaz. Sivil milliyetçiler genellikle ulusal kimliğin değerini savunarak, bireylerin anlamlı ve otonom bir yaşam sürdürebilmeleri için onu kısmi bir paylaşılan kimlik yönü olarak ihtiyaç duyduklarını ve demokratik siyasetlerin düzgün işleyebilmesi için ulusal kimliğe gereksinim duyduğunu söyler.
Sol milliyetçilik, eşitliğe, halk egemenliğine ve self determinasyona dayalı bir milliyetçilik akımıdır. Kökleri Fransız Devrimi'ndeki jakobenizme dayanır. Sol milliyetçilik anti emperyalizmi benimser. Sol milliyetçilik, etnik milliyetçiliği ve faşizmi reddeder; buna rağmen sol milliyetçiliğin bazı minör formları tahammülsüzlük ve ırksal önyargıyı içerisinde barındırır.
Ekonomik sistem, bir toplumda mal ve hizmetlerin üretimini, ticaretini, dağıtımını ve kaynakların üretime tahsis edilmesini düzenleyen, ayrıca üretimi kimlerin yapacağına karar veren uygulama ve ilkeler bütünüdür.
Çin ekonomik reformu, Çin'de Deng Şiaoping önderliğiyle Çin Komünist Partisindeki reformist kesimlerin Aralık 1978'de başlattığı ve "Çin değerleri ile sosyalizm" olarak anılan ekonomik reform programına ilişkindir.
Savunma sanayii veya silah endüstrisi, silah ve askerî teknolojinin üretim ve satışından sorumlu bir sanayidir. Savunma sanayi, askerî malzeme, teçhizat ve tesislerin araştırma ve geliştirme, mühendislik, üretim ve servis hizmetlerinde yer alan ticari bir endüstriden oluşur. Bir devletin silahlı kuvvetleri ve güvenlik güçleri veya siviller için silah üreten şirketler, silah satıcısı veya savunma müteahhitleri olarak da adlandırılır. Hükûmet kurumları da silah, mühimmat ve diğer askerî araç ve gereçleri alıp satarak silah endüstrisinde faaliyet göstermektedir.
Amerikan milliyetçiliği, Amerika Birleşik Devletleri'nde bulunan bir sivil milliyetçilik, kültürel milliyetçilik, ekonomik milliyetçilik veya etnik milliyetçilik biçimidir. Amerikalılar'in bir millet olduğunu ve Amerikalıların kültürel bütünlüğünü desteklediğini iddia eden milliyetçiliktir. Genel anlamda, Amerikalı kültürüne, diline ve tarihine duyulan sevgiden ve ABD ile Amerikalılar halkından kaynaklı gurur duygusundan esinlenen siyasi ve sosyal hareketler ve düşünceler içerir. Amerikan milliyetçileri genellikle kendilerini Britanyalıdan ziyade ağırlıklı olarak Amerikalılar olarak görüyorlar.
Görünmez el, kendi çıkarları doğrultusunda hareket eden bireylerin getirdiği istenmeyen daha büyük sosyal yararları ve kamu yararını tanımlayan bir ekonomik kavramdır. Kavram ilk olarak Adam Smith tarafından 1759'da yazılan Ahlaki Duygular Teorisi'nde tanıtıldı. Smith'e göre, kelimenin tam anlamıyla ilahi bir yardımdır, bu tanrı elidir, bu da bunu gerçekleştirmek için çalışır.
Irak Cumhuriyeti, halk arasında Birinci Irak Cumhuriyeti olarak da bilinen, 1958'de Cumhurbaşkanı Muhammed Necib er-Rubai ve Başbakan Abdülkerim Kasım'ın yönetimi altında kurulan bir devletti. Rubai ve Kasım ilk olarak Irak Krallığı'nın Haşimi monarşisinin devrildiği 14 Temmuz Devrimi ile iktidara geldi. Sonuç olarak, Krallık ve Arap Federasyonu feshedildi ve Irak Cumhuriyeti kuruldu. Dönem, 1968'de Baasçıların iktidara gelmesiyle sona erdi.
Daniel Raymond (1786-1849), Amerika Birleşik Devletleri'ndeki ilk önemli politik iktisatçıdır. Thoughts on Political Economy (1820) ve The Elements of Political Economy (1823) adlı eserleri yazmıştır.
Mutlak kazanç, uluslararası ilişkilerin liberal teorisine göre uluslararası aktörlerin çıkarlarını belirlerken baktıkları, bir kararın devlet veya örgüt üzerindeki toplam etkilerini tarttıkları ve buna göre hareket ettikleri şeydir. Uluslararası aktörün çıkarları sadece gücü içermez, aynı zamanda bir eylemin ekonomik ve kültürel etkilerini de kapsar. Teori aynı zamanda, karşılaştırmalı üstünlüğü kullanarak barışçıl ilişkiler ve ticaret yapan tüm devletlerin refahı arttırabileceğini öne süren sıfır toplamlı olmayan bir oyunla da ilişkilidir.