
Ekonometri İki veya daha fazla verinin, birbirleri arasındaki ilişkiyi ve bu ilişkiden yola çıkarak, matematik, istatistik ve bilgisayar bilimi aracılığıyla ekonomik ilişkilerin ampirik bir biçimde değerlendirilerek, bu veriler arasındaki ilişkiyi inceleyen bilim dalıdır. Daha açık olmak gerekirse, "sonucu uygun metodlarla ilişkilendirilmiş, teori ve gözlemin eşzamanlı gelişimi tabanlı mevcut ekonomik olgunun nicel çözümlemesidir." Bir ekonomiye giriş ders kitabı ekonometriyi: "dağlarca verinin arasından basit ilişkileri çıkarmak için titizlikle araştırmak" olarak açıklamıştır. "Ekonometri" terimi ilk olarak Polonyalı ekonomist Pawel Ciompa tarafından 1910 yılında kullanılmıştır. Bugünkü kullanım şekline getiren ise Ragnar Frisch'dir. Günümüzde daha güçlü bilgisayar yazılımların varlığıyla ekonometrik analizlerin gücü artmıştır.
Esneklik (Elastikiyet), genel olarak ekonomide iki değişkenli bir model içindeki değişkenlerden birinde meydana gelen oransal değişimin, diğer değişken üzerindeki oransal değişime etkisine verilen isimdir. Matematiksel olarak oransal kısmî türev olarak ifade edilir.

Döviz, dar anlamda yabancı parayı temsil eden belgeler. Türkçede yabancı ülkelerin paralarına da döviz denmektedir. Herhangi bir ülkenin parasının, başka bir ülkenin parasına dönüştürülmesiyle ilgili işlemlere de döviz işlemi veya kambiyo işlemi denir. Döviz kelimesi Türkçeye Fransızcadaki deviseden geçmiştir. Genel olarak döviz dendiğinde milletlerarası ödemelerde kullanılan ödeme araçlarının tamamı ifade edilir.

Olasılık teorisi ve istatistikte, kovaryans iki değişkenin birlikte ne kadar değiştiklerinin ölçüsüdür. Kovaryans, iki rastgele değişkenin beraber değişimlerini inceleyen bir istatistiktir. İki değişkenin birbirine benzer (eş) işlevli olması kovaryant; iki değişkenin birbirine zıt işlevli olması kontravaryant olarak ifade edilir.
Eğitimsel ölçme, genel anlamda ölçme, bir olguya anlamlı sayı ya da semboller atama işlemidir. Eğitsel ölçme ise bu olguların öğrenme ürün ya da sürecine göre kazanımları kapsar. Eğitimsel ölçmelerin amacı ölçülmesi amaçlanan öğrenme yapılarının görgül kestirimlerini sağlamaktır. Bu amaca yönelik olarak değişik ölçme modelleri geliştirilmiştir.

Parasalcılık veya monetarizm, 1976 Nobel Ekonomi Ödülü'nü kazanan Amerikalı iktisatçı Milton Friedman tarafından geliştirilmiş bir teoridir.

Mikroekonomi teorisinde, arz ve talep arasındaki karşılıklı dengeye dayanan ekonomi modeli, rekabet içindeki piyasalardaki ürünlerin fiyatlarını ve satışlarını tanımlamak, açıklamak ve tahmin etmek için, Alfred Marshall ve Leon Walras tarafından geliştirilmiştir. Bu model sadece önemli görülen stilize edilmiş gerçekleri inceleyip teorinin gelişmesine yardım etmeyen gerçekleri bir kenara iterek bilimsel hipotezlerin nasıl ortaya çıkarıldığına güzel bir örnektir. Bu nedenle belirsiz bir pazarı tanımlamak için kullanılan yaklaşımdır.
Kısa dönem, mikro ve makroekonomide farklı anlamlar ifade etmektedir. Mikroekonomik anlamda üretici bir firma açısından kısa dönem üretim faktörlerinden, yani girdilerinden, en az birinin sabit olduğu, diğerlerinin değiştirilebileceği uzunluktaki üretim periyodudur. Bu periyotta sabit faktör genellikle sermaye olurken, değişken faktör de emektir. Makroekonomik anlamda kısa dönem, ekonomik aktörlerin enflasyon eğilimlerine ve bütçe açıklarına müdahale edebileceği uzunluktaki zaman periyodudur. Uzun dönem, ekonomide üreticinin üretim için kullandığı bütün girdi miktarlarını değiştirebileceği uzunluktaki zaman periyodunu tanımlar. Kısa dönemde sermaye, teknoloji, yer sabit, sadece kapasite kullanımı değişkenken; uzun dönemde hepsi değişkendir.
Değişken, bilgisayar ve matematik biliminde sembolik bir ifade veya bir niceliği (miktarı) ifade etmek için kullanılan semboldür. Matematikte, değişken, sık sık bilinmeyen bir niceliğin tanımlanması için; bilgisayar biliminde ise, niceliğin depolanabileceği bir yer, alan ifade eder. Değişkenler, sıklıkla bilinen ve sabit olan değerlerle mukayase edilir.
Rassal değişken kavramının geliştirilmesi ile, sezgi yoluyla anlaşılan şans kavramı, soyutlaştırarak teorik matematik analiz alanına sokulmuş ve bu geliştirilen matematik kavram ile olasılık kuramı ve matematiksel istatistiğin temeli kurulmuştur.
Bernoulli dağılımı olasılık kuramı ve istatistik bilim dallarında, p olasılıkla başarı ile 1 değeri alan ve
olasılıkla başarısızlık ile 0 değeri alan bir ayrık olasılık dağılımıdır. İsmi ilk açıklamayı yapan İsviçreli bilim insanı Jakob Bernoulli anısına verilmiştir.
Sosyo-ekonomik gelişmişlik, yerleşim birimlerinin bazı kriterlere göre istatistiksel olarak değerlendirilmesi sonucu elde edilen değerlere göre belirlenen gösterge.
Olasılık teorisi ya da ihtimaliyet teorisi rastgele olayların analizi ile ilgilenen bir matematik bilim dalıdır. Olasılık teorisinin ana ögeleri rassal değişkenler, saf rassal süreçler, olaylar olarak sayılabilir. Bunlar ya tek olarak ortaya çıkan veya bir zaman dönemi içinde gelişerek meydana gelen, ilk görünüşü rastgele bir şekilde olan deterministik olmayan olayların veya ölçülebilir miktarların matematiksel soyutlamalarıdır. Bir madeni parayı yazı-tura denemesi için havaya atmak veya bir zarı atmak ile ortaya çıkan sonuç ilk bakışta rastgele bir olay olarak görülebilirse bile eğer birbirini takip eden rastgele olaylar tekrar tekrar ortaya çıkartılırsa incelenebilecek ve tahmin edilebilecek belirli bir istatistiksel seyir takip ettikleri görülecektir. Bu türlü olaylar ve sonuçların seyirlerini betimleyen iki temsilci matematiksel sonuç büyük sayılar yasası ve merkezsel limit teoremidir.
İktisadi kıtlık ya da ekonomik kıtlık kâr amaçlı ekonomik sistem tarafından kar elde etmek amacıyla kasıtlı olarak yaratılan ve bir toplumun sahip olduğu üretim kaynaklarının, mevcut teknolojik gelişmişlik düzeyiyle işletilmesi ile ulaşılan üretim düzeyinin, sonsuz insan ihtiyaçları ve isteklerini karşılamakta yetersiz olduğunu ifade eden iktisadi bir terimdir. Gündelik hayatta kullanılan kıtlık kavramı somut bir yokluğu veya yetersizliği ifade ederken iktisadi anlamıyla kıtlık, mevcut kâr bazlı ekonomik sistem ve üretim teknolojisiyle ulaşılan üretim düzeyi ile ilgili bir yetersizliği ifade eder. Her adım başı üretilmiş envai çeşit ürünlerle dolup taşan çeşitli dükkân ve marketlerin boy gösterdiği günümüzde, ekonomi biliminin temeli olan kıtlığın anlamı üzerine derin düşünmek gereklidir.

İktisat, işletme, muhasebe ve diğer ilgili alanlar genellikle stok ve akım değişkenler arasında ayrım yapmaktadırlar. Bu değişkenler ölçü birimi olarak farklılık göstermektedir. Stok değişken, sermaye birikimi gibi belirli bir zaman noktasında ölçülen ve o an var olan büyüklüğü gösteren bir değişkendir. Akım değişken ise bir zaman aralığı içerisinde ölçülmektedir. Dolayısıyla akım birim zaman cinsinden ölçülebilir.
İstatistiksel yayılma ve sapma istatistik biliminde bir sayısal kantitatif değişkenin ölçülen veya ölçülebilen değerlerinin veya bir olasılık dağılımı'nın genel olarak veya bir merkez noktasından yaygınlığı veya değişebilirliği özelliğidir. İstatistiksel yayılma veya sapma kantitatif değişkenlerin veya rassal değişkenlerin diğer bir özelliği olan merkezsel konum ölçüleri ile birlikte istatistikçilerin en çok ilgilendikleri konulardır. Genel olarak günlük hayatta en çok kullanılan yayılma ölçüsü açıklık olmakla beraber, bunun gayet bariz olarak aykırı değerlerden çok etkilenmesi dolayısı ile çeyrekler açıklığı, standart sapma ve varyans gibi diğer çok kullanılan yayılma ölçüleri geliştirilmiştir.
İstatistikte, sıklık dağılımı, bir örnekten alınan bir veya daha fazla değişkenin değerlerin sıralamasıdır.

Parametre belirli bir sistemi tanımlamak veya sınıflandırmak için yardımcı olabilecek herhangi bir özellik. Parametre, sistemi tanımlarken veya performansını, durumunu değerlendirirken yararlı veya kritik olan bir sistem unsurudur.

Matematiksel istatistik, istatistiksel veri toplama tekniklerinin aksine, matematiğin bir dalı olan olasılık teorisinin istatistiğe uygulanmasıdır. Bunun için kullanılan özel matematiksel teknikler arasında matematiksel analiz, doğrusal cebir, stokastik analiz, diferansiyel denklemler ve ölçü teorisi bulunur.

Marjinal ürün veya marjinal fiziksel üretkenlik, ekonomide ve özellikle neoklasik ekonomide bir girdinin, belirli bir girdiden bir birim daha kullanılmasından kaynaklanan çıktıdaki değişikliktir diğer girdilerin miktarlarının sabit tutulduğu varsayılarak beşten altı birime yükseltilir.