Banka, faizle para alınıp verilebilen, kredi, iskonto, kambiyo işlemleri yapan, kasalarında para, değerli belge, eşya saklayan ve bunun dışındaki diğer ticari, finansal ve ekonomik etkinliklerde bulunan kuruluşlara denir. En yaygın üçüncül sektörlerden biridir. Banka sözcüğü İtalyanca banca sözcüğünden Türkçeye geçmiştir. Para bozma gişesi, para bozma yeri anlamına gelir. Kredilendirme faaliyetleri doğrudan banka tarafından veya sermaye piyasaları aracılığıyla dolaylı olarak da yapılabilir. Bankalar genellikle uluslararası bir dizi sermaye standardı olan Basel Anlaşmalarına dayanan asgari sermaye gereksinimine tabidir. Bankalar bir ülkenin finansal sistem ve ekonomisinde önemli bir rol oynadıklarından, yargı alanlarının çoğu bankalar üzerinde yüksek derecede düzenleme uygulamaktadır.
Döviz yabancı ülkeler tarafından kullanılan para birimidir. Döviz kuru ise bir birim ülke parasının diğer bir ülke parası cinsinden fiyatına, değerine denir. Bu kavram iki taraflı bir ilişkiyi içerir, bu yüzden iki taraflı (nominal) döviz kuru olarak da adlandırılır.
Hiperenflasyon, enflasyonun yılda yüzde 200 sınırını aştığı anlardaki halidir. Dörtnala enflasyon olarak da adlandırılır. Paranın değerini yitirdiği en şiddetli enflasyon biçimidir.
Döviz, dar anlamda yabancı parayı temsil eden belgeler. Türkçede yabancı ülkelerin paralarına da döviz denmektedir. Herhangi bir ülkenin parasının, başka bir ülkenin parasına dönüştürülmesiyle ilgili işlemlere de döviz işlemi veya kambiyo işlemi denir. Döviz kelimesi Türkçeye Fransızcadaki deviseden geçmiştir. Genel olarak döviz dendiğinde milletlerarası ödemelerde kullanılan ödeme araçlarının tamamı ifade edilir.
Merkantilizm, bir ekonominin ihracatını en üst düzeye çıkarmak ve ithalatını en aza indirmek için tasarlanmış milliyetçi bir ekonomi politikasıdır. Başka bir deyişle, ülke içindeki kaynak birikimini en üst düzeye çıkarmayı ve bu kaynakları tek taraflı ticaret için kullanmayı amaçlamaktadır.
Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB), banknot ihraç eden, Türkiye Cumhuriyeti Hükûmeti'nin para ve kredi politikasını yürüten, veznedarlık görevini üstlenmiş ve devletin iktisadi ve mali danışmanlığını yapan yasal olarak bağımsız bir ekonomik kurumdur. Kâğıt para (banknot) basma tekelini elinde bulundurur ve bu yetkiye istinaden bağımsız olarak para politikasını belirler. Ayrıca Hazine ve Maliye Bakanlığına bağlı olan Darphane ve Damga Matbaası Genel Müdürlüğünce basılan madeni paraların tedavülü de Merkez Bankasınca sağlanmaktadır.
Milton Friedman, tüketim analizi, para tarihi ve teorisi ve istikrar politikasının karmaşıklığı üzerine yaptığı araştırmalardan dolayı 1976 Nobel Ekonomi Ödülü'nü almış Amerikalı ekonomistti.
Makroekonomide, para arzı veya para stoğu, belirli bir zaman aralığında ekonomi genelinde dönen toplam paranın değeridir. Para arzı M1 ve M2 denen 2 araçla ölçülür. M1 ekonomideki nakit para, vadesiz mevduat ve çeklerin toplamıdır. M2 ise M1'e ek olarak tasarruf ve kısa dönem vadeli mevduatların toplamıdır. Eğer bir ekonomide para arzı çok artarsa faiz oranı düşerken enflasyon oranının yükseldiği görülür. Aksi takdirde ekonomide para arzının azalması durumunda ise faiz oranlarının yükseldiği, fiyatların ve üretimin azaldığı görülür. Bu durum işsizliğe ve üretim kapasitesinin yetersiz kullanılmasına yol açar.
Merkez bankası, bir ülkenin ya da ülkeler grubunun para politikasından sorumlu kurumdur. Merkez bankasının temel amacı para biriminin ve para arzının istikrarının sürdürülmesidir. Fakat merkez bankalarının bunun dışında bankacılık sektörünün son kredi mercii olmak, faiz haddinin kontrolü gibi görevleri de vardır. Bunun yanında merkez bankasının, bankalar ve diğer finansal kurumları, tedbirsizlik ve dolandırıcılığa karşı denetlemek gibi yetkileri de olabilir.
Avrupa Merkez Bankası, Euro bölgesi içinde bulunan 20 ülkenin para politikasını yönetmekle yükümlü olan dünyanın en önemli merkez bankalarından biridir. 1 Haziran 1998 tarihinde Almanya, Frankfurt genel merkez olmak üzere kurulmuştur. Banka'nın temel görevi, avronun alım gücünü korumak ve avro bölgesinde fiyat istikrarını sağlamaktır. 1 Kasım 2019 tarihinden itibaren başkanlığını Fransız politikacı Christine Lagarde yapmaktadır.
Maliye politikası, devletin maliye politikası araçlarını kullanarak ekonominin tam istihdama ulaşmasını sağlamak, ekonomik dalgalanmaları en aza indirgemek, adil bir servet ve gelir dağılımını oluşturmak için uyguladığı politikalardır. Para politikası ile birlikte iktisat politikasını oluşturmaktadır. Para politikasının araçları faiz haddi ve para arzıyken, maliye politikasının kamu gelirleri ve kamu giderleri üstünden yürütüldüğü söylenebilir. Bununla birlikte kamu borçlanması da maliye politikası araçları arasında gösterilebilir. Maliye politikası araçlarının kullanım şekilleri özellikle bankacılık sektörüne zarar vermeyecek türde olmalıdır. Esasında maliye politikası genel olarak reel sektörü etkiler. Ancak reel sektör üzerindeki politika etkisi de belli bir gecikme ile yine bankacılık sektörüne yansımaktadır. Devletin kendi gelir-gider kalemlerini yönetmek amacı taşıyarak Merkez Bankası aracılığıyla uyguladığı bu ekonomik enstrümanlar, özellikle cari dönem beklentilerindeki "arzulanır büyüme" hedefleri tarafından güdülenmektedir.
Para politikası, hükûmetin, merkez bankasının ya da para otoritesinin, ekonomiye, para arzı yönetimi ya da döviz piyasası işlemlerini kullanmak yoluyla yön vermesidir. Para teorisi, ekonomi için en uygun (optimal) para politikasının belirlenmesini sağlar.
Keynesyen iktisat veya Keynesçilik, adını İngiliz ekonomist John Maynard Keynes'ten alır), toplam talebin ekonomik çıktı ve enflasyonu nasıl güçlü bir şekilde etkilediğine dair çeşitli makroekonomik teori ve modellerdir. Keynesyen görüşe göre, toplam talep ekonominin üretken kapasitesine eşit olmak zorunda değildir. Bunun yerine, üretimi, istihdamı ve enflasyonu etkileyen - bazen düzensiz davranan - bir dizi faktörden etkilenir.
2001 Türkiye ekonomik krizi, 21 Şubat 2001 tarihinde patlak veren, Türkiye'nin yıllardır karşılaştığı siyasi ve ekonomik sorunların bir sonucu olarak hem finansal piyasalar hem de Türk Lirası'nin değeri üzerinde yıkıcı etkilerle sonuçlanmış bir ekonomik krizdir.
Thatcherizm, 1979-1990 arasında Birleşik Krallık başbakanlığını yapan Muhafazakar Parti lideri Margaret Thatcher'ın adını taşıyan ve yalnızca siyasi platformu ve belirli politikalarıyla değil, aynı zamanda kişisel karakteri ve görevdeyken yönetim tarzıyla da ilgili olan bir İngiliz muhafazakar ideoloji biçimidir.
Türkiye'de finansal krizler ya da ekonomik krizler makro ekonomik yapının bozulmasıyla ortaya çıkan buhran dönemleridir. 1929 Dünya Ekonomik Bunalımı sonrası yaşanan başlıca krizler; 1946, 1958, 1960, 1974, 1980, 1982, 1990, 1994, 2000-2001, 2008-2012 ve 2018-2023 krizleridir.
Döviz kuru sistemleri 19. yüzyıldan itibaren üç grupta tanımlanmaktadır.
Ekonomik müdahalecilik, piyasa başarısızlıklarını düzeltmek ve halkın genel refahını artırmak için hükûmetin piyasa sürecine müdahalesini destekleyen bir ekonomi politikasıdır. Ekonomik müdahale, sahtekarlığın önlenmesi ve sözleşmelerin uygulanmasının ve kamu mallarının sağlanmasının temel düzenlemesinin ötesinde ekonomiyi etkilemek amacıyla piyasa ekonomisinde bir hükûmet veya uluslararası kurum tarafından gerçekleştirilen bir eylemdir. Ekonomik müdahale, ekonomik büyümeyi teşvik etmek, istihdamı artırmak, ücretleri yükseltmek, fiyatları yükseltmek veya düşürmek, gelir eşitliğini teşvik etmek, para arzını ve faiz oranlarını yönetmek, kârları artırmak veya piyasa başarısızlıklarını ele almak gibi çeşitli politik veya ekonomik hedefler için yapılabilmektedir.
Türkiye'de enflasyon, Türkiye ekonomi tarihinde sürekli yapısal problemlerden birisidir. Yakın dönem Türkiye tarihinde yıllık enflasyonda 1971'den başlayarak 34 yıl süren çift haneli verilerin görüldüğü enflasyonist bir süreç yaşandı. 2000'li yıllarda tek haneli oranlara düşse de 2010'lu yılların sonunda döviz kuru ve pahalılık nedeniyle enflasyon yeniden ciddi problemlerden biri halinde geldi.
İhtiyari politika ya da takdire dayalı politika, makroekonomide önceden belirlenmiş kurallar tarafından belirlenen politikanın aksine politika yapıcıların ad hoc yargılarına dayanan bir ekonomi politikasıdır.