İçeriğe atla

Ekoeleştiri

Ekoeleştiri, edebiyatçıların çevresel kaygılarını gösteren metinleri analiz eden ve edebiyatın doğa konusunu ele almanın çeşitli yollarını inceleyen disiplinlerarası bir bakış açısıyla edebiyat ve ekolojinin incelenmesine verilen isimdir.[1] İlk kez Joseph Meeker tarafından The Comedy of Survival: Studies in Literary Ecology ( 1972) adlı eserinde "edebi ekoloji" adı verilen bu fikir olarak ortaya atılmıştır.[2]

'Ekoeleştiri' terimi, 1978'de William Rueckert'in "Edebiyat ve Ekoloji: Bir Ekoeleştiri Deneyi" adlı makalesinde ilk defa ortaya atıldı.[3][4] Yazarların, araştırmacıların ve şairlerin eserlerine çevre sorunları ve doğa bağlamı bakış açısıyla ele alıp analiz ederek disiplinlerarası bir görüşü benimsemektedir.[5] Bazı ekokritikler, mevcut çevresel durumun düzeltilmesi için olası çözümler üzerine fikir üretirler, ancak tüm ekokritikler ekokritiğin amaçları, metodolojisi veya kapsamı konusunda aynı fikirde bulunmazlar.

Ekoeleştiri, "yeşil (kültürel) çalışmalar", " ekoşiirsellik " ve "çevresel edebiyat eleştirisi" dahil olmak üzere genellikle ekoloji, biyopolitika, çevre tarihi, çevrecilik, sosyal ekoloji ve sürdürülebilir tasarım gibi diğer alanlar tarafından bilgilendirilen kasıtlı olarak geniş yapılan bir yaklaşımdır.

Tanımı

Diğer politik eleştiri biçimleriyle karşılaştırıldığında, ekoeleştirinin ahlaki ve felsefi amaçları hakkında nispeten daha az tartışma olmuştur ama kapsamı doğa yazımı, romantik şiir ve kanonik edebiyattan da öte olarak film, televizyon, tiyatro, sanat eserleri, hayvan hikâyeleri, mimariler, bilimsel anlatılar ve olağanüstü çeşitlilikte edebi metinleri kapsayacak şekilde genişlemiştir. Aynı zamanda ekoeleştiri, diğer edebi, sosyal ve bilimsel çalışma alanlarının metodolojilerini ve teorik olarak bilgilerini bilinçli olarak ödünç almıştır.

Cheryll Glotfelty'nin The Ecocriticism Reader'daki tanımı şu şekildedir: "Ekoeleştiri, edebiyat ve çevre arasındaki ilişkinin incelenmesidir"[6] ve yaklaşımın gizli amaçlarından biri de Glotfelty'nin "Doğa yazımı türünü az değer verilen" edebiyat sınıfından çıkarmak istemesidir.[7] Lawrence Buell "'ekoeleştiriyi' ... edebiyat ile çevre arasındaki ilişkinin çevreci uygulamaya bağlılık ruhuyla yürütülen bir çalışma" olarak tanımlıyor.[8]

Edebiyat çalışmalarda

Ekoeleştirmenler, varolan ekolojik değerleri, doğa kelimesiyle tam olarak neyi kastedildiğini ve "konumun" incelemesinin sınıf, cinsiyet veya ırk gibi ayırt edici bir kategori olup olmadığı gibi durumları ve bilgileri araştırmaktadır. Ekoeleştirmenler, insanın vahşi doğa algısını, bu konunun tarih boyunca nasıl değiştiğini ve mevcut çevre problemlerinin popüler kültürde ve modern edebiyatta doğru bir şekilde temsil edilip edilmediğini ve hatta bahsedilip bahsedilmediğini incelemektedirler. Ekoeleştirmenler yalnızca doğa yazma metinlerinin gerçek anlamını belirlemekle kalmazlar, aynı zamanda bu metinleri toplumun doğayla uygulamalarını analiz etmek için kullanırlar. İnsan merkezli ve erkek merkezli vizyonları da eleştiriyorlar. Ekoeleştiri alanındaki akademisyenler, insan merkezcilik ve "Doğal dünyanın esas olarak insanlar için bir kaynak olarak görülmesi şeklindeki yaygın varsayım" ile "modern toplumun maddi ve kültürel temelleri"ndeki değişen fikirlere yönelik eleştirel yaklaşımlarla ilgilenirler.[9] Son zamanlarda " deneysel ekoeleştirmenler " ekokurgunun okuyucuları üzerindeki etkisini deneysel olarak değerlendirmeye başladılar.[10] Tarih, ekonomi, felsefe, etik ve psikoloji gibi diğer disiplinler de ekoeleştirmenler tarafından ekoeleştirinin olası katkıları olarak değerlendirilmektedir.

Ayrıca bakınız

Kaynakça

  1. ^ "What is ecocriticism? – Environmental Humanities Center" (İngilizce). 8 Kasım 2023 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 26 Şubat 2020. 
  2. ^ Meeker, Joseph W. (1972). The Comedy of Survival: Studies in Literary Ecology. New York. ISBN 9780816516865. 
  3. ^ "Ecocriticism". obo (İngilizce). 19 Ekim 2022 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 4 Ekim 2021. 
  4. ^ The Ecocriticism Reader: Landmarks in Literary Ecology. Athens, Georgia: University of Georgia Press. 1996. ss. xxviii. ISBN 9-780-8203-1781-6. 
  5. ^ "What is Ecocriticism?: Literary Movements". A Research Guide for Students (İngilizce). 27 Ağustos 2018. 7 Haziran 2023 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 5 Eylül 2019. 
  6. ^ Glotfelty & Fromm 1996, p. xviii
  7. ^ Glotfelty & Fromm 1996, p. xxxi
  8. ^ 430, n.20
  9. ^ Clark, Timothy (2011). The Cambridge Introduction to Literature and the Environment. New York: Cambridge UP. s. 2. ISBN 9780521720908. 
  10. ^ Schneider-Mayerson, Matthew; Weik von Mossner, Alexa; Małecki, W. P. (1 Mayıs 2020). "Empirical Ecocriticism: Environmental Texts and Empirical Methods". Interdisciplinary Studies in Literature and Environment (İngilizce). 27 (2): 327-336. doi:10.1093/isle/isaa022. ISSN 1076-0962. 2 Haziran 2023 tarihinde kaynağından arşivlendi. 

İlgili Araştırma Makaleleri

<span class="mw-page-title-main">Edebiyat</span> sözlü ya da yazılı anlatıma dayanan sanat

Edebiyat, yazın veya literatür, dil aracılığıyla; duygu, düşünce, hayal, olay, durum veya herhangi bir olgunun edebî bir tarzda ve etkili bir şekilde yazılı veya sözlü anlatımını gerçekleştiren; malzemesi söz ve ses; muhatabı insan olan bir sanat dalıdır. Edebî yazılar yazan sanatçılara edebiyatçı denir. Daha kısıtlayıcı bir tanımla, edebiyatın; bir sanat formu olarak oluşturulan yazılar olduğu düşünülmüştür. Bunun nedeni, günlük kullanımdan farklı olarak edebiyatın, dil ürünü olmasıdır.

Psikoloji veya Ruh bilimi, içgüdüsel davranışları ve zihni inceleyen bilimdir. Bilinçli ve bilinçsiz olayların yanı sıra daha çok duygu ve düşüncenin incelemesini içeren Psikoloji, çok kapsamlı bir bilimsel alandır. Bu alanda uzman olan ve aynı zamanda bilgi araştırması yapanlara psikolog denir. Psikologlar, beyinin ortaya çıkan özelliklerini ve ortaya çıkan özelliklerle bağlantılı tüm fenomenleri anlamaya çalışırlar ve bu şekilde daha geniş nöro-bilimsel araştırmacı grubuna katılırlar. Psikoloji bilimi, bir sosyal bilim olmasına rağmen aynı zamanda doğa bilimleri olarak da kategorize edilebilir. Özellikle beyin biyolojisi bilgisini oldukça kullanır ve geliştirir.

<span class="mw-page-title-main">Ekoloji</span> Organizmaların ve çevrelerinin incelenmesi

Ekoloji ya da doğa bilimi, canlıların hem kendi aralarında hem de fiziksel çevreleri ile olan ilişkileri inceleyen bilim dalıdır. Ekoloji canlıları birey, popülasyon, komünite, ekosistem ve biyosfer düzeylerinde inceler. Ekoloji çok yakından ilişkili olduğu biyocoğrafya, evrimsel biyoloji, genetik, etoloji ve doğa tarihi dallarıyla örtüşür. Ekoloji, biyoloji biliminin bir dalıdır.

Ekofeminizm, kadın hareketiyle çevre hareketinin eşitlik ve sömürü tartışmaları etrafında kesişimini içeren bir düşünce ve eylemlerdir. 1968 sonrası gelişen yeni toplumsal hareketlerin iki önemli örneği olan bu ekoller, sonraki süreçte çeşitli eksenlerde birbirine yakınlaşmıştır. Teori ve pratik açısından birlikte ilerleyen bu hareket, çevre ve kadın hayatında erkek egemen düzenin yarattığı normallere karşı köklü değişiklikler yaratmak için çabalamaktadır.

Divan edebiyatı, Türk kültürüne has süslü ve sanatlı bir edebiyat türüdür. Bu edebiyata genellikle "divan edebiyatı" adı uygun görülmekte olup bunun en büyük nedenlerinden birisinin şairlerin manzumelerinin toplandığı kitaplara "divan" denilmesi olduğu kabul edilmektedir. Öte yandan, divan edebiyatı gibi tabirlerin modern araştırmacılar tarafından geliştirildiğini ve halk-tekke-divan edebiyatları arasındaki ayrımların bazen oldukça muğlak olduğu ve bu edebiyatlar arasında ciddi etkileşimlerin de bulunduğu vurgulanmalıdır.

İdeoloji, özellikle tamamen epistemik olmayan nedenlerle bir kişi veya grup tarafından benimsenen inanç veya felsefeler kümesidir. bu durumda "pratik unsurların teorik unsurlar kadar önemli olduğu" anlamına gelir. Daha önceden genellikle ekonomik, siyasi veya dini teorilere ve politikalara uygulanan terim, Karl Marx ve Friedrich Engels'e kadar uzanan bir geleneğe sahipti. Ancak daha yakın zamanlarda yapılan kullanımlarda terim genellikle ek olarak kullanılmaktadır.

Sürdürülebilir gelişme ya da Sürdürülebilir kalkınma, doğal sistemlerin, ekonominin ve toplumun dayandığı doğal kaynakları ve ekosistem hizmetlerini sağlama yeteneğini sürdürürken, insani gelişme hedeflerine ulaşmak için örgütlenme ilkesidir. Arzulanan sonuç, yaşam koşullarının ve kaynakların, doğal sistemin bütünlüğünü ve istikrarını baltalamaksızın insan ihtiyaçlarını karşılamaya devam etmek için kullanıldığı bir toplumsal durumdur. Sürdürülebilir gelişme, gelecek nesillerin yeterliklerinden ödün vermeden günümüzün ihtiyaçlarını karşılayan bir gelişme olarak tanımlanabilir.

<span class="mw-page-title-main">Murray Bookchin</span> Amerikalı filozof

Murray Bookchin, Amerikalı sosyal teorisyen, yazar, tarihçi ve siyaset felsefecisi. Çevre hareketinin öncülerinden olan Bookchin, özgürlükçü sosyalizm, anarşizm ve ekoloji düşüncelerine bağlı kalarak şehir planlaması ve teorisyeni olduğu sosyal ekoloji ideolojisi gibi konular üzerine çalışmalar yapmış, anarşist gelenek ile çağdaş ekolojik bilincin sentezini kurması ile dikkatleri üzerine çekmiştir. Bookchin; siyaset, felsefe, tarih ve kentsel sorunlar üzerine iki düzine kitabın yazarıdır.

<span class="mw-page-title-main">Akademik disiplinler listesi</span> Vikimedya liste maddesi

Akademik disiplinlere genel bir bakış ve güncel bir rehber olarak aşağıda ana hatlar verilmiştir:

<span class="mw-page-title-main">Peyzaj mimarlığı</span>

Peyzaj mimarlığı, doğal ve kültürel kaynakları ve fiziksel çevreyi insan yararı, mutluluğu, güvenliği, sağlığı ve konforu için estetik ve bilimsel ilkeler çerçevesinde ele alan, mekan ve yaşam ortamı oluşturan, biyoçeşitliliği destekleyen arazi planlaması, tasarımı, yönetimi, korunması, onarılması ve denetlenmesi konularını kapsayan eğitim, araştırmalar yapan ve ülkesel, bölgesel, kentsel ve kırsal ölçekte fiziksel planlar içerisinde yer alarak kültürel ve doğal değerlerin korunması ve sürdürülebilirlik adına ekolojik öncelikli projeler üretilmesini sağlayan bir planlama ve tasarım dalıdır.

Peyzaj planlama; doğal ve kültürel süreçlerin ve kaynakların tanımladığı yaşam ortamlarının, koruma-kullanım dengesinin sağlanması ile kentsel, kırsal ve endüstriyel, turistik ve benzeri kullanımlarda var olan ve olası çevre sorunlarının giderilmesi ve önlenmesi temelinde, kamu ve toplum yararını gözeterek açık ve/veya yeşil alanların oluşturulmasında, koruma, onarım, yenileme, restorasyon ve yönetimi ile plan ve projelerin uygulanmasını içeren planlamadır.

Peyzaj tasarımı, bir tasarım ve sanat geleneği olan doğa ve kültürü birleştiren peyzaj tasarımcıları tarafından uygulanan profesyonel bir meslektir.

Sistem teorisi, disiplinlerarası bir bilim olup incelenen bir sorunu veya olguyu bir sistem olarak ele alan bilimsel ve düşünsel anlayıştır. Organizmaları, yapıları, örgütleri, mekanizmaları, doğal oluşumları bir bütün oluşturacak biçimde birbirleriyle ve çevreleriyle ilişkili veya bağıntılı unsurlar dizisi olarak inceler. Değişik oluşumları içindeki unsurları ve nitelikleri arasındaki ilişkiler topluluğu olarak algılayan ve açıklayan bir yaklaşımdır. Olayların, durumların ve gelişmelerin incelenmesinde kullanılan bir bakış açısı, bir düşünce tarzı, bir metottur. Sistem yaklaşımı, olaylar ve olgular arasındaki ilişkileri ve karşılıklı etkileşimleri inceleyerek analizlerde bulunur.

Kültürel çalışmalar siyasal, kuramsal ve deneysel olarak kültür analiziyle bağlantılı bir alandır. Çatışmaları ve özellikleri tanımlayarak çağdaş kültürün siyasi dinamiklerine ve tarihi temellerine odaklanır. Kültürel çalışmalar alanındaki araştırmacılar genellikle kültürel uygulamaların daha geniş kapsamlı bir sistem olan güçle nasıl ilişkili olduğunu araştırır. Bu güç sistemi, ideoloji, sınıf yapıları, ulusal oluşumlar, etnik köken, cinsel yönelim, cinsiyet ve nesil gibi toplumsal olgularla ilişkilidir ya da bunlar aracılığıyla faaliyet gösterir. Kültürel çalışmalar kültürleri sabit, sınırlı, değişmeyen ve birbirinden bağımsız olarak görmekten ziyade onları sürekli birbirleriyle etkileşim hâlinde olan, uygulamaları ve süreçleri değiştiren birer oluşum olarak görür. Kültürel çalışmalar alanı çeşitli kuramsal, yöntemsel yaklaşımları ve uygulamaları kapsar. Kültürel çalışmalar, kültürel antropoloji ve etnik çalışmalar gibi alanlardan ayrı tutulsa da, bu alanların her ikisine de destek vermiş ve katkıda bulunmuştur.

Çevresel iletişim, çevre ve insanoğlunun çevre ile etkileşimi hakkındaki iletişimin incelenmesi ve uygulanmasıdır. Çevresel iletişim kişiler arası iletişimden ve sanal topluluklarından, katılımcı karar verme ve çevresel medya kapsamına kadar çok çeşitli olası etkileşimleri içerir. katılımcı karar alma ve çevresel medya kapsamına kadar çok çeşitli olası etkileşimleri içerir. Uygulama açısından, Alexander Flor, çevre iletişimini, iletişim yaklaşımları, ilkeleri, stratejileri ve tekniklerinin çevre yönetimi ve çevrenin korunması için uygulanması olarak tanımlamaktadır.

<span class="mw-page-title-main">Çevresel kaynak yönetimi</span> insan toplumlarının çevre ile etkileşiminin ve üzerindeki etkisinin yönetimi

Çevresel kaynak yönetimi, insan toplumlarının çevre ile etkileşiminin ve üzerindeki etkisinin yönetimidir. Terimin ifade etmiş olabileceği gibi, çevrenin kendisinin yönetimi değildir. Çevre kaynakları yönetimi, ekosistem hizmetlerinin gelecek insan nesilleri için korunmasını ve sürdürülmesini ve ayrıca etik, ekonomik ve bilimsel (ekolojik) değişkenleri göz önünde bulundurarak ekosistem bütünlüğünün korunmasını amaçlamaktadır. Çevresel kaynak yönetimi, ihtiyaçların karşılanması ile kaynakların korunması arasında ortaya çıkan çatışmalardan etkilenen faktörleri belirlemeye çalışır. Bu nedenle çevre koruma, sürdürülebilirlik ve entegre peyzaj yönetimi ile bağlantılıdır.

<span class="mw-page-title-main">Çevre bilimi</span> çevre ile insan etkileşimini inceleyen disiplinlerarası alan

Çevre bilimi, fiziksel bilimleri, biyolojik bilimleri ve bilgi bilimlerini çevre araştırmalarına ve çevre sorunlarının çözümüne entegre eden disiplinlerarası bir akademik alandır. Çevre bilimi, Aydınlanma Çağı sırasında doğa tarihi ve tıp alanlarından doğmuştur. Günümüzde çevre sistemlerinin incelenmesine bütüncül, nicel ve disiplinlerarası bir yaklaşım sunmaktadır.

Ekolojik terörizm, çevrecilik hedeflerini desteklemek için insanlara veya mülke karşı işlenen bir şiddet eylemidir.

Ecocity Builders tarafından tanımlanan bir eko-kent veya eko kentin, "doğal ekosistemlerin kendi kendini idame ettiren esnek yapısı ve işlevi üzerine modellenen bir insan yerleşimidir". Basitçe ifade etmek gerekirse, bir eko-kent ekolojik anlamda sağlıklı bir kenttir. Dünya Bankası, ekolojik şehirleri "ekolojik sistemlerin faydalarından yararlanan ve bu varlıkları gelecek nesiller için koruyan ve besleyen entegre kentsel planlama ve yönetim yoluyla vatandaşların ve toplumların refahını artıran kentler" olarak tanımlamaktadır. Mevcut tanımlar arasında evrensel olarak kabul edilmiş bir 'eko-kent' tanımı olmamasına rağmen, bir eko-kentin temel özellikleri üzerinde bazı fikir birlikleri vardır.

<span class="mw-page-title-main">Siyasi ekoloji</span>

Siyasi ekoloji, siyasal, ekonomik ve sosyal faktörler ile çevresel sorunlar ve değişimler arasındaki ilişkilerin incelenmesidir. Siyasi ekoloji, çevre konularını ve fenomenlerini politikleştirerek incelediğinden, apolitik ekolojik çalışmalardan farklıdır.