Merkezî işlem birimi, dijital bilgisayarların veri işleyen ve yazılım komutlarını gerçekleştiren bölümüdür. Çalıştırılmakta olan yazılımın içinde bulunan komutları işler. Mikroişlemciler ise tek bir yonga içine yerleştirilmiş bir merkezî işlem birimidir. 1970'lerin ortasından itibaren gelişen mikroişlemciler ve bunların kullanımı, günümüzde MİB teriminin genel olarak mikroişlemciler yerine de kullanılması sonucunu doğurmuştur.
Telefon, birbirinden uzak yerlerde bulunan kişiler ve düzenekler arasında bilgi alışverişini sağlayan elektrikli ses alıp verme aygıtıdır. Telefonun çalışmasında ana ilke ağızdan çıkan ses dalgalarının önce elektrik sinyallerine çevrilmesi ve bu sinyallerin çeşitli gönderme yöntemleriyle uzağa iletilmesinden sonra, bu defa da elektrik sinyallerinin yeniden kulakla duyulabilecek ses dalgalarına çevrilmesidir.
Sonar, ses dalgalarını kullanarak cismin boyut, uzaklık ve diğer verileri görmemize yarayan alet. Sesin su altında yayılmasını kullanarak su altında/ üstünde gezmeyi, haberleşmeyi ve diğer cisimleri tespit etmeyi sağlayan bir tekniktir.
Videografi. Alfanümerik verilerin ve grafiklerin kamera ve sayısal sinyallerle bir televizyon ekranı üzerinde elde edilmesini sağlayan telekomünikasyon sistemi, görsel-işitsel proglamların basımı. Elektronik medyada ve akış ortamında hareketli görüntüleri yakalama işlemidir. Terim, video sanatı, video üretimi, video editörü, video düzenleme, illüstrasyon, fotoğrafçılık, animasyon, görsel efektler ve yapım sonrası yöntemlerini içerir. Eskiden sinematografinin video eşdeğeri olarak kabul edilirdi, ancak 20. yüzyılın sonlarında dijital video kaydının ortaya çıkışı, ikisi arasındaki ayrımı bulanıklaştırdı. Günümüzde herhangi bir video çalışmasına videografi, ticari sinema filmi üretimine ise sinematografi denilebilir.
Synthesizer farklı türde bir müzik yaratmak ve elektriksel sinyaller üretmek için kullanılan bir müzik aletidir. Üretilen sinyaller bir enstrüman amfisi, hoparlör ya da kulaklık aracılığıyla sese dönüştürülüp duyulur hale gelir. Synthesizer ile var olan çalgı ve doğadaki sesleri yeniden üretmek mümkün olduğu gibi, tamamen özgün yeni sesler yaratmak da mümkündür.
Digital Audio Workstation (DAW) yani dijital ses işleme istasyonu, elektronik bir sistemde, ses kayıt ve editleme işlemlerinin yapıldığı ortama verilen isimdir. Bu işlemi ses editleme programlarında MIDI ile dijital sesi ilişkilendirip yapmak da mümkündür. Eski tip analog sistemlere göre DAW; kayıt, edit, mix, mastering gibi konular üzerinde çalışan kişilere büyük bir kolaylık ve hız sağlamaktadır. Bant kayıtlarındaki edit hataları, elektromanyetik alandan etkilenerek ortaya çıkan kayıplar gibi problemler yaşatmaz. Ses üzerinde yapılan işlemler pek çok kablo üzerinden geçerek değil virtual processor(sanal işlemci) üzerinden yapılır. Stüdyo gibi çalışma ortamlarında yerden de büyük kazanç sağlayarak pek çok hardware ekipmanları ufak bir kutuya (PC-MAC) sokar. Bu tip çalışma şekline "in the box" adı verilir. Günümüzde pek çok üst düzey ses mühendisi, mastering mühendisi, prodüktör vb. kişiler de tercihini DAW'dan yana kullanmaktadır. Başlıca programlar arasında Pro Tools, Cubase, Ableton Live, Cakewalk Sonar, Logic Pro, Adobe Audition, LMMS, Digital Performer ve Reaper sayılabilir.
GarageBand Apple Inc. tarafından geliştirilen, kullanıcılara müzik veya podcast oluşturmalarını sağlayan, OS X ve iOS için bir dizi dijital ses işleme istasyonudur. iTunes, iMovie, iDVD, iWeb ve iPhoto ile birlikte iLife yazılım paketinin parçasıdır.
Fiber optik iletişim ya da bilinen adıyla ışıklifi, optik lif boyunca ışık sinyalleri göndererek bilginin bir yerden başka bir yere iletilmesi metodudur. Işık, bilgi taşımak için yönlendirilmiş elektromanyetik taşıyıcı dalga görevi görür. İlk olarak 1970 yılında geliştirilen ışıklifli iletişim sistemleri; telekomünikasyon endüstrisinde devrim yaratmış, bilgi çağının gelişinde önemli bir rol oynamıştır. Elektriksel iletimden avantajlı olması nedeniyle ışıklifleri gelişmiş ülkelerdeki çekirdek ağlarda bakır tellerin iletişimdeki yerini aldı.
Amplifikatör veya yükselteç, elektronik sinyalleri artırmak için kullanılan elektronik cihazlardır. Amplifikatörler bu işlemi bir güç sağlayacısından alıp bu çıkış sinyallerinin şeklini eşleştirerek yaparlar. Yani, bir amplifikatör güç sağlayıcısından aldığı sinyalleri düzenler.
Odyofil, sesin kaydedildiği doğal haline en yakın şekilde yeniden yüksek kaliteli şekilde üretimi konusunda meraklı ve hevesli kimselere denir.
Videotelefon, gerçek zamanlı olarak insanlar arasındaki iletişim için farklı konumlardaki kullanıcılar tarafından ses sinyali-video sinyallerinin alınması ve iletilmesi için teknolojilerden oluşmaktadır. Bir videofon, gerçek zaman sistemleri olarak insanlar arasında iletişim için eşzamanlı video ve ses özelliklerine sahip bir görüntü aygıtılı bir telefondur. Telekonferans, bu teknolojinin bir video konferansta bireyler için değil, grup veya organizasyonel toplantı için kullanılmasını ima eder. Telebulunuş, yüksek kaliteli bir video sistemi sistemine veya buluşma teknolojisine başvurabilir, videonun ötesine geçerek robotlara gider. Video konferans da "görsel işbirliği" olarak adlandırılmış ve bir grup yazılımdır.
Bir kafa kulaklığı, bir mikrofonu bir kulaklıkla birleştiren bir aksesuardır. Kulaklıklar, tek kulaklık (mono) veya çift kulaklık ile yapılır. Kulaklık, bir telefon ahizesinin eşdeğer işlevselliğini sağlar, ancak ahizesiz kullanım özelliğine sahiptir. Çağrı merkezleri ve diğer telefon yoğun işler dahil olmak üzere ve telefon görüşmesi sırasında her iki elinin de ücretsiz olmasını isteyen herkes için birçok kullanımı var.
Gürültü önleyici kulaklıklar aktif gürültü kontrolü kullanarak istenmeyen ortam seslerini azaltan kulaklıklardır. Bu ortam seslerini azaltmaları durumunda ses yalıtımı gibi teknikleri kullanan pasif kulaklıklardan farklıdır.
Aktif gürültü kontrolü (ANC) gürültü engelleme veya aktif gürültü azaltma (ANR) olarak da bilinir, özellikle birinciyi iptal etmek için tasarlanmış ikinci bir sesin eklenmesiyle istenmeyen sesi azaltmak için bir yöntemdir.
Ses yalıtımı, belirli bir ses kaynağına ve alıcısına göre ses basıncını düşürmenin herhangi bir yoludur.
Dijital piyano, hem çalma hissi hem de çıkardığı ses bakımından öncelikle geleneksel akustik piyanoya alternatif olması için tasarlanmış bir tür elektronik klavyeli enstrüman'dır. Dijital piyanolar, bir veya daha çok dahili hoparlör aracılığıyla çalınan, akustik piyanonun kaydedilmiş ses örneklerini kullanır. Ayrıca akustik piyano hissini yeniden yaratan ağırlıklı tuşları, dokunma hassasiyetine göre değişen ses seviyeleri vardır. Bazı dijital piyanolar aynı zamanda dik veya kuyruklu piyanoya benzeyecek şekilde tasarlanır.
Tweeter veya tiz hoparlörü; yüksek ses frekansları üretmek üzere tasarlanmış, tipik olarak 100 kHz'ye kadar yüksek frekanslar ileten özel bir hoparlör türüdür. Bu isim, özellikle birçok köpek tarafından yapılan alçak woof'ların aksine, bazı kuşların çıkardığı yüksek perdeli seslerden (tweet'ler) türetilmiştir; bu seslerden dolayı düşük frekanslı sürücülere woofer'lar isimi verilmiştir.
μ-kanunu algoritması, öncelikle Kuzey Amerika ve Japonya'daki 8 bitlik PCM dijital telekomünikasyon sistemlerinde kullanılan bir sıkıştırma algoritmasıdır. ITU-T'nin G.711 standardında yer alan iki sıkıştırma algoritmasından biridir, zaten diğeri ise benzer A kanunudur. A-kanunu, Avrupa gibi dijital telekomünikasyon sinyallerinin E-1 devreleri üzerinde taşındığı bölgelerde kullanılmaktadır.
Karışık sinyalli entegre devre, tek yarı iletken kalıpta hem analog hem de dijital devresi olan entegre bir devre'dir.
Müzik bilgi işleme (MBİ), müzikten bilgi çıkarma işini inceleyen disiplinler arası bir bilim dalıdır. MBİ ile ilgilenen kişiler, akademik müzikoloji, psikoakustik, psikoloji, sinyal işleme, bilişim, makine öğrenimi, optik müzik tanıma, hesaplamalı zeka veya bunların bir kombinasyonu gibi alanlarda arka plana sahip olabilirler.