İlçe, Türkiye Cumhuriyeti'nin idari bölünmesinde, ilden sonra gelen idari birimdir. İlçenin idari amiri kaymakamdır. İlçe il kelimesine "çe" küçültme eki getirilerek türetilmiştir. Anlam olarak “küçük il” demektir. İlçenin eski adı kazadır. İlçenin idari merkezi olan ve ilçenin kurumlarının yer aldığı yerleşmeye ilçe merkezi denir. İlçe merkezi, Mersin iline bağlı Tarsus örneğinde olduğu gibi büyük bir kent, Erzurum iline bağlı Şenkaya örneğinde olduğu gibi köy büyüklüğünde bir yerleşme de olabilir. Türkiye'de idari birim ile bu idarimi birimin merkezi olan yerleşme genel olarak aynı adı taşımaktadır. Örneğin Ünye ilçesinin idari merkezi olan yerleşmenin adı da Ünye'dir. Oysa eskiden idari birimin (ilçe) adı ve merkezinin adı farklı olabilirdi.
Biyolojik sınıflandırmada alt tür, bir türün dağılım alanı içinde farklı bölümlenmelerde yaşayan ve birbirlerinden morfolojik özelliklerinin farklılıkları ile ayrılan iki ya da daha fazla popülasyondan her biri için kullanılan terimdir. Tek bir alt tür kendi başına tanınamaz: Bir türün ya hiç alt türü yoktur ya da soyu tükenmiş dahi olsa en az iki alt türü olabilir. Bilimsel literatürde alt tür için subsp. ya da ssp. kısaltması kullanılır.
Irza geçme veya tecavüz, kişinin rızası dışında cinsel ilişkide bulunulmasını kapsayan bir cinsel saldırı türü. Tecavüz; fiziksel güç, baskı, otorite istismarı kullanılarak ve rıza veremeyecek durumdaki reşit olmayan, bilinci kapalı veya zihinsel engelli kişilerle cinsel ilişkiye girerek gerçekleştirilir.
Deri, cilt veya ten, bazı hayvanların vücutlarını kaplayan en üst katman olup, altında barındırdığı kas ve organları koruyan doku tabakalarından oluşan bir örtü sistemi organıdır. Bu tabakanın altında yağ tabakası vardır. Yağ tabakası canlının vücudunu sıcak tutar ve darbelere karşı korur. Burada bulunan ter bezleri boşaltıma yardımcı olur. Deri solunumu nemli vücut yüzeyinde gerçekleşir. Hücrelerde oluşan (O2) oksijen difüzyonla atılır. CO2'de difüzyonla atılır. Bu canlıların gelişmiş organları yoktur. Dış ortamla gaz alışverişi nemli deriden difüzyonla geçer. Derinin nemli kalması mukus tabakası ile gerçekleşir.
Kanama, canlı bir organizmada kanın kalp ve damar boşluğu (lümeni) dışına çıkmasıdır.
Kum Eyaleti, İran'ın 31 eyaletinden birisidir.
Tetrapoda ya da dört üyeliler, Gnathostomata infraşubesine bağlı bir hayvan üstsınıfıdır.
Simbiyotik değişen yıldız veya Z And değişenleri, etkileşen çift yıldız sistemleridir. Bu grubun belirleyici karakteristik özelliği, düzensiz fotometrik değişimlerin yanı sıra, tayflarının aynı zamanda soğuk bir devin tayf özellikleri ile yüksek sıcaklıktaki plazmanın tayf özelliklerini göstermeleridir. Sınırlı dalga boyu bölgelerinde yapılan çalışmalar sık sık Simbiyotik yıldızları yanlış sınıflandırılmasına neden olmuştur.
Emevî halifeleri listesi, Emevî Hanedanı'nın halifelik unvanına sahip olan hükümdarlarının yer aldığı liste. Emevî ismi Dört Halife döneminden (632-661) sonra İslam Devleti'ne egemen olan Emevî Hanedanı'nın kurucusu Muaviye'nin büyük-büyük-babası Ümeyye bin Abdişems'ten ve Mekkeli Kureyş kabilesine bağlı Ümeyye ailesinden gelmektedir. Muaviye, Ömer döneminin sürdüğü 641'de Şam valisi olarak atanmış ve Suriye'yi denetimi altına almıştı. 661'de kurduğu halifelik devletinin başkenti de Şam'dı. Emevîler, Muhammed'in ölümünden sonra kurulan dört Arap halifelik devletinin ikincisidir. Kurulmasından sonra oldukça büyüyen Emevî Devleti bir imparatorluk haline gelmiş ve arazi yüzölçümü bakımından birbirine bağlı arazilerden oluşan imparatorlukların en büyük dördüncüsü olmuştur.
Subkütan enjeksiyon (SC), "deri altı enjeksiyon" olarak da bilinmektedir. Parenteral yol ile ilaç uygulama metotlarından biri olan subkütan enjeksiyon, dermis tabakası altındaki gevşek bağ dokusuna içerisine ilaç verme yöntemidir. Subkütan doku, dermis ve kas tabakası arasında yer almaktadır. Deri altı dokusu kan damarları açısından zengin olmadığından ilaç emilimi intra müsküler enjeksiyona göre daha yavaş, intra dermal ve oral yoldan daha hızlıdır. İlaç emilimi kapiller yolu ile olmaktadır. Yavaş ve düzenli emilimi istenilen birçok ilaç bu yolla uygulanır. Subkütan enjeksiyonda dokunun özelliğine bağlı olarak bazı noktaların göz önünde bulundurulması gerekir. Bu özellikler şunlardır:
- Subkütan dokuda ağrı reseptörleri daha fazladır. Bu nedenle hasta veya yaralılar için zorlayıcı bir enjeksiyondur. Bir ml'den fazla verilen ilaçlar ağrıya neden olmakla beraber, emilemediğinden doku altında birikerek sert, ağrılı apselerin oluşumuna sebebiyet vermektedir. Zorunlu durumlarda en fazla 2 ml ilaç verilebilir.
- Subkütan doku, aynı zamanda irritan solüsyonlara karşı da duyarlıdır. Subkütan yolla izotonik, hipotonik ve irritan olmayan, suda eriyebilen ilaçlar az miktarda verilmelidir. Bu ilaçlar, yağ ve bağ dokusundan iyi emilir. İrritan, yapışkan ve hipertonik ilaçlar, kimyasal etkileri nedeni ile cilt altı dokusunu tahriş ederek ilaç emilimini engeller. Böylece steril apse oluşturur. Bu apseler, doku nekrozuna neden olabilmektedir. Ayrıca ilacın deri altı dokuya verildiğinden emin olunmalıdır. Şayet ilaç yanlışlıkla kas dokusuna verilirse ilacın emilimi istenilenden daha hızlı olur. Bundan dolayı kas içine uygulama yalnızca dolaşımı yeterli olan hastalarda uygulanmaktadır. Bu nedenle enjeksiyon için seçilen iğnenin uzunluğu ve dokuya giriş açısı da önemlidir.
- Heparin gibi ilaçların SC enjeksiyon yöntemi ile uygulanması sırasında hava kilidi tekniği uygulanır. Heparin uygulamalarında hava kilidi tekniği kullanırken iğne açısı 90° olmalıdır. Kan kontrolü için enjektörün pistonu geri çekilmemeli ve enjeksiyon bitiminden sonra masaj yapılmamalıdır.
Purpura kırmızımsı mor renkte, basmakla solmayan deri döküntüsüdür. Vaskülite veya C vitamini eksikliğine (iskorbüt) bağlı deri altı kanama bulgusudur. Purpuraların çapı 3 ile 10 mm arasında olup, 3 mm' den küçük olanlarına peteşi, 1 cm' den büyük olanlarına ise ekimoz adı verilir.
Hematom, genellikle kan damarının yırtılması neticesinde kanın damar dışına çıkması olarak tanımlanan kanamanın doku içindeki birikimidir.
Yara, fiziksel veya kimyasal bir etkenin vücut bütünlüğünü bozacak şekilde oluşturduğu her türlü hasara denir. Biyolojik, fiziksel ve kimyasal nedenlerle deri ya da mukoz membran bütünlüğünün bozulması, tahrip olması, dokuların kesilmesi sonucu, dokuların fizyolojik özelliklerinin geçici veya tamamen kaybolmasına yara adı verilir. Sadece cilt bütünlüğünün bozulması anlamına gelmez; örneğin, künt bir darbeyle ciltte bozukluk gözlenmeyebilir ancak kemik kırığı veya iç organ yırtığı oluşabilir.
Türkiye Diyanet Vakfı İslâm Ansiklopedisi, Türkiye Diyanet Vakfı tarafından çıkarılmış; İslamî ilimler, İslam kültür ve medeniyeti ile ilgili terimler, İslam dünyasında din, ilim, siyaset, sanat ve edebiyat alanlarında yetişmiş önemli şahsiyetler ile İslam hayatına etkide bulunmuş eserler gibi İslam dünyasının birçok alanına değinen bir içeriğe sahip Türkçe ansiklopedi.
Ugor dilleri, Ural dil ailesinin Fin-Ugor koluna bağlı dillerdir. Macarca, Hantıca ve Mansice olmak üzere üç alt gruba ayrılırlar.
İç giyim, dış giyim eşyalarının altına giyilen kıyafetler olup, genellikle cilt ile doğrudan temas halindedirler, ancak tek kattan fazlasını oluşturabilirler. Dış giysilerin vücut atığı ile kirlenmesini veya hasar görmesini önler, dış giysilerin cilde karşı sürtünmesini azaltır ve cildi şekillendirmek ve cilt kısımlarını örtme işlevini görürler.
Konselaer, kapatıcı veya renk düzeltici, koyu halkaları, yaşlılık lekelerini, büyük gözenekleri ve cilt üzerinde görünen diğer küçük lekeleri maskelemek için kullanılan bir kozmetik türüdür. Makyaj altı kreme benzer, ancak daha kalındır ve kusurları çevresindeki cilt rengine karıştırarak farklı pigmentleri gizlemek için kullanılır.
Defter-i Mufassal-i Vilayet-i Gürcistan, Osmanlı Devleti tarafından 1595 yılında, hazine gelirlerini tespit etmek amacıyla, Gürcistan’dan ele geçirilmiş toprakların tahririyle oluşturulmuş mufassal defterdir. Tahrir defteri, Osmanlıların ele geçirdiği Samtshe-Saatabago topraklarının 16. yüzyılın son çeyreğindeki toplumsal ve ekonomik, siyasal tarih ve tarihsel coğrafya konularında araştırma yapanlar için eşsiz bir kaynaktır.
Batılı kaynaklarda "Battered child syndrome" olarak nitelenir. Çocukların şiddet görmesi olgusudur. Çocuklar genellikle 3 yaşın altındadır. Şiddet gösterenler ebeveynler ya da bakıcıdır. Çocuklara uygulanan fiziksel şiddetin bir başka türü "Hırpalanmış çocuk sendromu"dur.
Gürcistan Vilayeti, Osmanlı Devleti'nin 16. yüzyılda Gürcülerden ele geçirdiği topraklara erken dönemde yaptığı tahrirlerde verdiği isimdir. Nitekim Osmanlı Devleti'nin Gürcülerden ele geçirdiği topraklar 1574 ve 1595 tarihli tahrir defterlerinde "Gürcistan Vilayeti'nin mufassal defteri" anlamında Defter-i Mufassal-i Vilayet-i Gürcistan kayda geçirilmiştir. Bununla birlikte tahrir defterlerinin tutulduğu dönemden önce Gürcülerden ele geçirilen veya Osmanlı Devleti'nin sınrındaki Gürcü topraklarına da "Gürcistan Vilayeti" dendiği İbrahim Peçevi'nin tarihinden de anlaşılmaktadır. Sonraki dönemde Gürcistan Vilayeti yerine Çıldır Eyaleti adı kullanılmıştır. Osmanlıların Gürcülerden ele geçirdiği topraklar uzun tarih dilimi boyunca "Osmanlı Gürcistanı", "Türk Gürcistanı", "Müslüman Gürcistan" şeklinde de adlandırılmıştır.