İçeriğe atla

Einstein-Szilárd mektubu

Einstein-Szilárd mektubunun tıpkıbasımı

Einstein-Szilárd mektubu, 2 Ağustos 1939'da Amerika Birleşik Devletleri Başkanı Franklin D. Roosevelt'e gönderilen, Leó Szilárd'in yazdığı ve Albert Einstein'ın imzaladığı bir mektuptu. Edward Teller ve Eugene Wigner ile istişare edilerek yazılan mektup, Almanya'nın nükleer bomba geliştirebileceği konusunda bir uyarı ve Amerika Birleşik Devletleri'nin kendi nükleer programını başlatması gerektiğine dair bir öneri içeriyordu. Mektup; Roosevelt'in Manhattan Projesi'ni başlatması, ilk nükleer bombaların geliştirilmesi ve bu bombaların Hiroşima ve Nagasaki şehirlerinde kullanılmasıyla sonuçlanan sürecin yaşanmasına yol açtı.

Kökeni

Mektubu yazan Leó Szilárd (solda) ile imzalayan Albert Einstein

Die Naturwissenschaften'in 6 Ocak 1939 tarihli sayısında Otto Hahn ve Fritz Strassmann, uranyumda nükleer fisyonun keşfini bildirdiler. Lise Meitner, Nature dergisinin 11 Şubat 1939 sayısında bunu nükleer fisyon olarak tanımladı. Niels Bohr'un bu haberi Amerika Birleşik Devletleri'ne ulaştırmasının ardından 26 Ocak 1939'da, Enrico Fermi ile birlikte Beşinci Washington Teorik Fizik Konferansını başlattı. Sonuçlar, Columbia Üniversitesinden Fermi ile John Ray Dunning'in başta olduğu deneysel fizikçiler tarafından teyit edildi.[1]

Leó Szilárd, ağır atomların nötron güdümlü fisyonunun, elektrik enerjisi üretimi ya da nükleer bombalar için enerji sağlayabilecek bir zincirleme nükleer reaksiyon oluşturmak için kullanılabileceğini fark etti. Bu fikri ilk kez 1933'te Londra'da yaşarken Ernest Rutherford'un ekibinin 1932'de lityumu ayırmak için protonları kullanarak yaptığı deneyden enerji elde etme konusundaki yazılarını okuduktan sonra formüle etmiş ve patentini almıştı. Ancak Szilárd, nötron açısından zengin hafif atomlarla nötron güdümlü bir zincirleme reaksiyon elde edememişti. Teorik olarak, nötron güdümlü bir zincirleme reaksiyonda üretilen ikincil nötronların sayısı birden fazlaysa bu tür reaksiyonların her biri katlanarak artan sayıda reaksiyon üreterek birden fazla ek reaksiyonu tetikleyebilir.[2][3]

Szilárd, George B. Pegram'ın fizik bölümünün başkanlığını yaptığı Columbia Üniversitesinde doğal uranyumdan bir nükleer reaktör inşa etmek için Fermi ile birlikte çalıştı. Fisyon, Fermi'nin de savunduğu doğal uranyumun yüzde birinden daha azını oluşturan uranyum-235 kullanarak mı yoksa doğada daha fazla bulunan uranyum-238 kullanarak mı üretileceği konusunda anlaşmazlık oluştu. Fermi ve Szilárd birkaç deney yaptılar ve eğer uygun bir nötron moderatörü kullanılırsa doğal uranyumla bir zincirleme reaksiyonun mümkün olabileceği sonucuna vardılar. Sudaki hidrojen atomlarının nötronları yavaşlattığını ve onları yakalama eğiliminde olduğunu buldular. Szilárd, karbonun moderatör olarak kullanılmasını önerdi. Daha sonra bir reaktör oluşturmak için büyük miktarlarda karbon ve uranyuma ihtiyaçları oldu. Szilárd, malzemeleri alabilirlerse başarılı olacaklarına inanıyordu.[4]

Szilárd, Alman bilim insanlarının da bu deneyi yapacaklarından endişeliydi. Siegfried Flügge, 1939'da nükleer enerjinin kullanılması üzerine iki önemli makale yayınladı.[5][6] Bu olasılığı Macar fizikçi ve arkadaşı Eugene Wigner ile tartıştıklarında, Belçika Kongosu dünyanın en büyük uranyum rezervlerine sahip olduğu için Belçikalıları uyarmaları gerektiğine karar verdiler. Wigner, Belçika kraliyet ailesini tanıdığı gerekçesiyle Albert Einstein'ın bunu yapmak için uygun bir kişi olabileceğini öne sürdü.[7] Szilárd, Einstein ile yakındı çünkü 1926 ile 1930 yılları arasında Einstein buzdolabını geliştirmek için birlikte çalışmışlardı.[8][9]

Mektup

12 Temmuz 1939'da Szilárd ve Wigner, Wigner'ın arabasıyla Einstein'ın kaldığı Long Island'daki Cutchogue'a gittiler.[10] Almanya'nın nükleer bomba üretme olasılığını açıkladıklarında Einstein şu yanıtı verdi: "Daran habe ich gar nicht gedacht" ("Bunu düşünmedim bile").[11] Szilárd, Belçika'nın Amerika Birleşik Devletleri Büyükelçisine Almanca bir mektup yazdırdı. Mektubu Wigner yazdı ve Einstein imzaladı. Wigner'ın önerisi üzerine, Dışişleri Bakanlığına ne yaptıklarını ve neden yaptıklarını açıklayan bir mektup da hazırladılar ve herhangi bir itiraz varsa yanıt verilmesi için iki hafta süre verdiler.[10]

Bu durum uranyum araştırmaları için gereken hükûmet desteği ihtiyacını karşılamadı. Szilárd'ın bir başka arkadaşı olan Avusturyalı iktisatçı Gustav Stolper, Franklin D. Roosevelt'e yakın olan Alexander Sachs ile konuşmayı önerdi. Sachs, Szilárd'a Roosevelt ile uranyum hakkında çoktan konuştuğunu ancak Fermi ve Pegram'ın bir nükleer bomba yapmalarının çok olasılıksız olduğunu bildirdiklerini söyledi. Szilárd'a, mektubu Roosevelt'e teslim edeceğini söyledi ancak daha prestijli birinden gelmesini önerdi. Szilárd bu sebepten dolayı tekrardan Einstein ile görüşmeyi öne sürdü.[7] Sachs ve Szilárd, yazım hatalarıyla dolu bir mektup hazırladılar ve Einstein'a postaladılar.[12]

Szilárd ayrıca 2 Ağustos'ta tekrar Long Island'a doğru yola çıktı. Wigner müsait değildi, bu yüzden Szilárd aracı sürmesi için başka bir Macar fizikçi olan Edward Teller'ı seçti. Taslağı aldıktan sonra Einstein, mektubu önce Almanca yazdırdı. Szilárd ise Columbia Üniversitesine döndüğünde bölümün genç bir stenografı olan Janet Coatesworth'a mektubu İngilizce yazdırdı. Daha sonraları Janet, Szilárd güçlü bombalardan bahsettiğinde "bir kaçık için çalıştığından emin olduğundan" bahsetti.[13] Mektubu "Saygılarımla, Albert Einstein" ile bitirmek bu izlenimi değiştirmedi. Hem İngilizce mektup hem de daha uzun bir açıklayıcı mektup, imzalaması için Einstein'a gönderildi.[13]

2 Ağustos tarihli ve Roosevelt'e hitaben yazılan mektupta şu uyarıda bulunuldu:

"Son dört ay içinde -Fransa'da Joliot ve Amerika'da Fermi ve Szilárd'ın çalışmaları sayesinde- büyük miktarlarda enerji ve radyum benzeri elementlerin üretileceği büyük bir uranyum kütlesinde bir zincirleme nükleer reaksiyon oluşturmak mümkün hale geldi. Şimdi bunun yakın gelecekte başarılabileceği neredeyse kesin görünüyor.

Bu yeni olgu aynı zamanda bombaların yapımına da yol açacaktır ve bu şekilde -daha düşük olasılıkla da olsa- yeni tipte son derece güçlü bombaların üretilebileceği düşünülebilir. Tekneyle taşınan ve bir limanda patlayan bu türden bir bomba, çevresindeki bölgenin bir kısmıyla birlikte tüm limanı yok edebilir. Ancak bu tür bombalar hava yoluyla taşınamayacak kadar ağır olabilir."[14]

Ayrıca özellikle Almanya hakkında uyardı:

"Almanya'nın ele geçirdiği Çekoslovakya madenlerinden uranyum satışını fiilen durdurduğunu anlıyorum. Bu kadar erken harekete geçilmesi gerektiği belki de Almanya Dışişleri Müsteşarı'nın oğlu von Weizsäcker'in Amerika'nın uranyum üzerine yaptığı çalışmaların bir kısmının şu anda tekrarlandığı Berlin'deki Kaiser Wilhelm Enstitüsüne bağlı olması nedeniyle anlaşılabilir."[14]

Mektubun yazıldığı sırada bir zincirleme fisyon reaksiyonu için gerekli olduğu tahmin edilen malzeme birkaç ton ağırlığındaydı. Yedi ay sonra İngiltere'de bir buluş, gerekli kritik kütlenin 10 kilogramdan az olduğunu tahmin ederek hava yoluyla bombanın taşınmasını mümkün kılacaktı.[15]

Teslimi

Roosevelt'in cevabı

Einstein-Szilárd mektubu Einstein tarafından imzalandı ve 9 Ağustos'ta Szilárd'a geri gönderildi.[13] Szilárd, kendi mektubuyla birlikte hem kısa hem de uzun mektupları 15 Ağustos'ta Sachs'a verdi. Sachs, Beyaz Saray personelinden Roosevelt'i görmek için bir randevu istedi ancak daha randevu ayarlanamadan yönetim, Almanya'nın İkinci Dünya Savaşı'nı başlatan Polonya seferi nedeniyle bir krize dahil oldu.[16] Sachs, Başkan'ın mektuba gereken önemi vermesi için randevuyu ekim ayına erteledi ve 11 Ekim'de bir randevu ayarladı. O tarihte Roosevelt, sekreteri Tuğgeneral Edwin "Pa" Watson ve iki mühimmat uzmanı, Yarbay Keith F. Adamson ve Donanma Komutanı Gilbert C. Hoover ile bir araya geldi. Roosevelt konuşmayı şu şekilde özetledi: "Alex, senin peşinde olduğun şey, Nazilerin bizi havaya uçurmasını engellemek."[17]

"Bu verileri o kadar önemli buldum ki önerinizin olasılıklarını kapsamlı bir şekilde araştırmak için uranyum elementi ile ilgili Standartlar Bürosu başkanı, Ordu ve Donanmanın seçilmiş bir temsilcisinden oluşan bir kurul topladım."[18]

Einstein, 7 Mart 1940 ve 25 Nisan 1940'ta Roosevelt'e nükleer araştırmalar konusunda harekete geçilmesi çağrısında bulunan iki mektup daha gönderdi. Szilárd, Başkan'ı nükleer enerji politikası hakkında harekete geçmeye ikna eden Einstein'ın imzası için dördüncü bir mektup hazırladı. 25 Mart 1945 tarihli mektup, Nisan 1945'teki ölümünden önce Roosevelt'e ulaşmadı.[14]

Sonuçlar

Roosevelt, mektubu okuduktan sonra projelerin harekete geçmesi gerektiğine ve Uranyum Danışma Komitesi'nin kurulmasına karar verdi. Komiteye, Standartlar Bürosu (şu anda Ulusal Standartlar ve Teknoloji Enstitüsü) Direktörü Lyman James Briggs başkanlık etti. 21 Ekim'de ilk kez toplandı. Toplantıya Adamson ve Hoover, Bureau of Standards'tan Fred L. Mohler, Carnegie Bilim Enstitüsünden Richard B. Roberts ve Szilárd, Teller ve Wigner katıldı. Adamson, bir nükleer bomba yapılması konusunda şüpheciydi ancak Szilárd ve Fermi'nin deneyine gereken uranyum ve grafit kaynakları için 6.000 dolar (günümüzde 100.000 dolar) vermeye ikna olmuştu.[19]

Uranyum Danışma Komitesi, ABD hükûmetinin nükleer bomba geliştirme çabalarının başlangıcıydı ancak hemen bir silah geliştirme amacında değildi. 1940'ta Ulusal Savunma Araştırma Komitesi ve ardından 1941'de Bilimsel Araştırma ve Geliştirme Ofisi tarafından görevi devralındı.[20][21] Ocak 1942'de Frisch-Peierls muhtırası ve İngiliz Maud Raporları sonunda Roosevelt'i tam ölçekli bir nükleer bomba geliştirmeye ikna etti.[22] Fisyon araştırması işi, Haziran 1942'de Manhattan Projesi olarak bilinen topyekun bir bomba geliştirme programını yöneten Birleşik Devletler Ordusu Mühendisler Birliği'nin Manhattan Bölgesi tarafından devralındı.[23]

Einstein, Manhattan Projesi'nde çalışmadı. Ordu ve Vannevar Bush, pasifist eğilimlerinin ve ünlü statüsünün Einstein'ı bir güvenlik riski haline getirdiğini söyleyerek Temmuz 1940'ta çalışma iznini reddetti[24] fakat en az bir kaynak, Einstein'ın Manhattan Projesi'ne bazı denklemler için gizlice katkıda bulunduğunu belirtiyor.[25] Einstein'ın yalnızca Birleşik Devletler Donanması Mühimmat Bürosu'nda danışman olarak çalışmasına izin verildi.[26][27] Nükleer bombanın gelişimi hakkında hiçbir bilgisi yoktu ve herhangi bir tanesinin kullanılma kararı üzerinde hiçbir etkisi yoktu.[24] Linus Pauling'e göre, Einstein daha sonra mektubu imzaladığı için pişman oldu çünkü o mektup nükleer bombanın savaşta kullanılmasına ve geliştirilmesine yol açtı. Einstein'ın bombayı önce Nazi Almanyası'nın geliştirmesi gibi daha büyük bir tehlike nedeniyle kararını haklı çıkardığını ekledi.[28] 1947'de Einstein, Newsweek dergisine "Almanların nükleer bomba geliştirmede başarılı olamayacağını bilseydim hiçbir şey yapmazdım" dedi.[24][29]

Kaynakça

Özel
  1. ^ Hewlett & Anderson 1962, ss. 10-13.
  2. ^ GB patent 630726, Leó Szilárd, "Improvements in or relating to the transmutation of chemical elements", 28 Eylül 1949 tarihinde yayımlandı, 30 Mart 1936 tarihinde verildi 
  3. ^ Lanouette & Silard 1992, ss. 132-136.
  4. ^ Hewlett & Anderson 1962, ss. 13-14.
  5. ^ Flügge, Siegfried (15 Ağustos 1939). "Die Ausnutzung der Atomenergie. Vom Laboratoriumsversuch zur Uranmaschine – Forschungsergebnisse in Dahlem". Deutsche Allgemeine Zeitung (Almanca) (387, Supplement). 
  6. ^ Flügge, Siegfried (1939). "Kann der Energieinhalt der Atomkerne technisch nutzbar gemacht werden?". Die Naturwissenschaften (Almanca). 27 (23/24): 402-410. Bibcode:1939NW.....27..402F. doi:10.1007/BF01489507. 
  7. ^ a b Hewlett & Anderson 1962, ss. 15-16.
  8. ^ ABD patent 1.781.541
  9. ^ Dannen, Gene (9 Şubat 1998). "Leo Szilard the Inventor: A Slideshow" (İngilizce). 20 Ağustos 2020 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 24 Mayıs 2015. 
  10. ^ a b Lanouette & Silard 1992, ss. 198-200.
  11. ^ Lanouette & Silard 1992, s. 199.
  12. ^ Lanouette & Silard 1992, ss. 200-201.
  13. ^ a b c Lanouette & Silard 1992, s. 202.
  14. ^ a b c "Albert Einstein's Letters to President Franklin Delano Roosevelt". E-World. 1997. 17 Nisan 2012 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 9 Ekim 2013. 
  15. ^ Gowing, Margaret (1964). Britain and Atomic Energy, 1935–1945 (İngilizce). Londra: Macmillan Publishing. ss. 40-45. OCLC 3195209. 
  16. ^ Lanouette & Silard 1992, s. 207.
  17. ^ Hewlett & Anderson 1962, s. 17.
  18. ^ "President Roosevelt's response to Dr. Einstein Letter, Atomic Archive". Atomic Archive. 22 Ekim 2013 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 9 Ekim 2013. 
  19. ^ Hewlett & Anderson 1962.
  20. ^ Hewlett & Anderson 1962, ss. 24-26.
  21. ^ Hewlett & Anderson 1962, s. 41.
  22. ^ Hewlett & Anderson 1962, s. 49.
  23. ^ Hewlett & Anderson 1962, s. 75.
  24. ^ a b c "The Manhattan Project" (İngilizce). Amerikan Doğa Tarihi Müzesi. 22 Eylül 2013 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 9 Ekim 2013. 
  25. ^ Genius, Albert Einstein, National Geographic 2017
  26. ^ "Einstein Exhibit – Nuclear Age" (İngilizce). Amerikan Fizik Enstitüsü. 30 Mart 2014 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 9 Ekim 2013. 
  27. ^ "Prof. Einstein Working on Explosives for U.S. Navy Department" (İngilizce). Jewish Telegraphic Agency. 16 Haziran 1943. 12 Aralık 2013 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 9 Ekim 2013. 
  28. ^ "Scientist Tells of Einstein's A-bomb Regrets" (PDF). The Philadelphia Bulletin (İngilizce). 13 Mayıs 1955. 8 Kasım 2006 tarihinde kaynağından (PDF) arşivlendi. 
  29. ^ "Einstein, the Man Who Started It All". Newsweek. 10 Mart 1947. 
Genel

Dış bağlantılar

İlgili Araştırma Makaleleri

<span class="mw-page-title-main">Nükleer enerji</span> atomun çekirdeğinden elde edilen enerji türü

Nükleer enerji, atomun çekirdeğinden elde edilen bir enerji türüdür. Kütlenin enerjiye dönüşümünü ifade eden, Albert Einstein'a ait olan E=mc² formülü ile ilişkilidir.

<span class="mw-page-title-main">Enrico Fermi</span> İtalyan-Amerikalı fizikçi (1901 – 1954)

Enrico Fermi, dünyanın ilk nükleer reaktörü olan Chicago Pile-1'i inşa eden ve Manhattan Projesi'nin bir üyesi olarak tanınan, İtalyan ve daha sonra Amerikan vatandaşlığına kabul edilen bir fizikçiydi. Kendisine "atom çağının mimarı" ve "atom bombasının mimarı" adı verilmiştir. Hem teorik fizikte hem de deneysel fizikte üstün olan çok az fizikçiden biriydi. Fermi, nötron bombardımanı yoluyla indüklenmiş radyoaktivite üzerine yaptığı çalışmalar ve uranyum ötesi elementlerin keşfi nedeniyle 1938 Nobel Fizik Ödülü'ne layık görüldü. Fermi, meslektaşlarıyla birlikte nükleer enerjinin kullanımına ilişkin, tamamı ABD hükûmeti tarafından devralınan birçok patent başvurusunda bulundu. İstatistik mekaniğinin, kuantum teorisinin, nükleer ve parçacık fiziğinin gelişimine önemli katkılarda bulundu. Parlak bir öğrenciydi, henüz 21 yaşındayken Pisa Üniversitesi'nden fizik doktoru unvanını aldı.

<span class="mw-page-title-main">Nükleer fisyon</span> Ağır bir çekirdeğin daha hafif parçalara bölünmesi.

Fisyon, kütle numarası çok büyük bir atom çekirdeğinin parçalanarak kütle numarası küçük iki veya daha fazla çekirdeğe dönüşmesi olayıdır. Fisyon reaksiyonlarında radyoaktif elementler kullanılır ve tepkimeler için bir ilk enerjiye ihtiyaç vardır. Reaksiyon sonucunda kararsız çekirdekler ve nötron oluşur. Oluşan nötronların her biri yeni bir uranyum atomu ile tepkimeye girer. Bu esnada açığa çıkan nötronlar ortamdan uzaklaştırılmazsa tepkime zincirleme olarak devam eder.

<span class="mw-page-title-main">Zincirleme nükleer reaksiyon</span>

Radyoaktif elementlerin kararlı bir element oluşturması işlemi sırasında bunlar birkaç sayıda farklı reaksiyona (tepkimeye) uğrayabilirler. Nükleer fisyon (bölünme) böyle bir reaksiyondur. Atom sayısı 90 'dan büyük olan elementler fisyona uğrayabilirler.

<span class="mw-page-title-main">Nükleer silah</span> Nükleer enerji ile yıkım gücü sağlayan silah

Nükleer silah, nükleer reaksiyon ve nükleer fisyon birlikte kullanılmasıyla ya da çok daha kuvvetli bir füzyonla elde edilen yüksek yok etme gücüne sahip silahtır. Genel patlayıcılardan farklı olarak çok daha fazla zarar vermek amaçlı kullanılır. Sadece kullanılan bir silah, tüm bir kenti ya da bir ülkeyi canlı, cansız ne varsa tamamen yok edecek güçtedir.

<span class="mw-page-title-main">Nükleer reaksiyon</span>

Nükleer reaksiyon veya çekirdek tepkimesi, iki atom çekirdeğinin veya bir atom çekirdeğiyle atom dışından bir atomaltı parçacığın çarpışarak bir veya daha fazla yeni nüklide dönüşmeleri. Bu gibi reaksiyonlarda yer alan atomaltı parçacıklar proton, nötron veya yüksek enerjili elektron olabilir. Kimyasal reaksiyondan farkı, kimyasal reaksiyonların atomların elektronları arasında gerçekleşmesidir. Çekirdek tepkimesi sonucunda eğer proton sayısı değişiyor ise farklı bir elemente ait bir tanecik oluşmuş olur. Bir reaksiyonun nükleer reaksiyon sayılabilmesi için en az bir nüklidin başka bir nüklide dönüşmesi gerekir; böyle bir dönüşüm gerçekleşmezse yaşanan çarpışma sürecine saçılma adı verilir. Spontane olarak gerçekleşen radyoaktif bozunma, nüklit değişimine yol açsa da nükleer reaksiyon olarak kabul edilmez.

<span class="mw-page-title-main">Nüklit</span>

Nüklit ya da nükleer tür; atom numarası (Z), kütle numarası (A) ve nükleer enerji durumuna göre nitelenen herhangi bir atom türüdür. Bu nitelemede; atom numarasını oluşturan proton sayısı ve proton sayısıyla birlikte kütle numarasını oluşturan nötron sayısı (N) değerlendirilirken, söz konusu enerji durumunun yarı ömrü de gözlem yapmayı sağlayacak kadar (genellikle 10-10 saniyeden) uzun olmalıdır.

<span class="mw-page-title-main">Nükleer silahlanmanın kronolojisi</span> Nükleer Silahlanma Tarihi

20. yüzyıl, teknolojik ilerleme ve başarı bakımından aynı zamanda uygarlaşmış milletlerin birbirlerine sarf ettikleri şiddet içerici suçlamalar bakımından dikkate değerdir. Birkaç saat içerisinde, hatta bir anda bile insanoğlunun tümünü yok edebilecek nükleer silahların icadı ve nükleer enerjinin gelişmesi, medeniyet ve tehdit kavramlarını hiçbir yerde birbirine bu kadar yaklaştırmamıştı.

<span class="mw-page-title-main">Kobalt bombası</span>

Kobalt bombası, fizikçi Leó Szilárd tarafından teorik olarak 1950 yılında ortaya konulmuş "tuzlanmış" nükleer bomba. Szilárd, bu tarz bir bombayla dünya üzerindeki tüm yaşamın yok edilebileceğini öne sürmüştür. Silahın sıkıştırması, uranyum 235 gibi ikinci bir fisyona uygun materyal yerine sıradan [kobalt] metaliyle yapılmaktadır. Bu sayede nükleer bombanın ilk çekirdeğinden oluşan nötron yağmuru, kobalt atomlarını bombalayarak 60Co'ya dönüşmesine sebep olacaktır. 60Co, beta bozunumuna uğrarken çok güçlü gama ışınları da yayımlar; bu sebeple radyoterapi uygulamalarında da kullanılmıştır.

<span class="mw-page-title-main">Nükleer fizik</span> atom çekirdeğinin yapısı ve davranışı ile uğraşan fizik alanı

Nükleer fizik veya çekirdek fiziği, atom çekirdeklerinin etkileşimlerini ve parçalarını inceleyen bir fizik alanıdır. Nükleer enerji üretimi ve nükleer silah teknolojisi nükleer fiziğin en çok bilinen uygulamalarıdır fakat nükleer tıp, manyetik rezonans görüntüleme, malzeme mühendisliğinde iyon implantasyonu, jeoloji ve arkeolojide radyo karbon tarihleme gibi birçok araştırma da nükleer fiziğin uygulama alanıdır.

<span class="mw-page-title-main">Manhattan Projesi</span> ilk atom bombasının üretilmesini içeren bir araştırma ve geliştirme projesi

Manhattan Projesi, II. Dünya Savaşı sırasında ilk nükleer silahların üretimini gerçekleştirmek için yürütülmüş bir araştırma ve geliştirme projesiydi. Proje, Amerika Birleşik Devletleri başta olmak üzere Birleşik Krallık ve Kanada ile iş birliği içinde gerçekleştirildi. 1942'den 1946'ya kadar ABD Ordusu Mühendisler Birliği'nden Tümgeneral Leslie Groves'un projenin yöneticiliğini yaptı. Nükleer fizikçi Robert Oppenheimer da bombaları tasarlayan Los Alamos Laboratuvarı'nın yöneticisiydi. Projenin ismi, ilk karargah Manhattan'da olduğu için Manhattan Bölgesi olarak belirlendi; bu ad yavaş yavaş projenin resmi kod adı olan "Development of Substitute Materials"ın yerini aldı. Proje daha sonra İngilizlerin nükleer silah geliştirme projesi olan Tube Alloys'u da bünyesine kattı ve programı Office of Scientific Research and Development'den devraldı. Manhattan Projesi, en yoğun döneminde yaklaşık 130.000 kişiye istihdam sağladı ve yaklaşık 2 milyar ABD dolarına mal oldu. Bunun yüzde 80'inden fazlası fisil malzemeyi üreten tesisleri inşa etmek ve işletmek içindi. Araştırmalar ve bombanın üretimi, Amerika Birleşik Devletleri, Birleşik Krallık ve Kanada'daki otuzdan fazla tesiste gerçekleştirildi.

<span class="mw-page-title-main">Eugene Wigner</span>

Eugene Paul "E. P." Wigner, Macar-Amerikalı teorik fizikçi ve matematikçiydi.

<span class="mw-page-title-main">Atom Çağı</span> Atom enerjisinin insanlığın hizmetine girdiği çağ

Atom Çağı ya da Atom Devri genellikle 16 Temmuz 1945 II. Dünya Savaşı'nda ilk nükleer (atom) patlamasından sonraki tarihi dönemi tanımlamak için kullanılan bir ifadedir. 1933 yılında nükleer zincir reaksiyonları hipotez olmasına rağmen ve ilk yapay kendi kendini imha edebilen nükleer zincir reaksiyonu Aralık 1942 yılında yer almıştı. Trinity testi ve onu takip eden Japonya'daki II. Dünya Savaşı'nı bitiren Hiroşima ve Nagazaki'ye atom bombası saldırısı nükleer teknolojinin ilk büyük ölçekli kullanımını temsil eder ve derin sosyo-politik düşünce değişikliklerini ve teknolojinin gelişimini başlatmıştır. Atom gücü ilerlemenin ve modernliğin bir özeti olarak görüldü. Ancak, nükleer rüya vadedildiğinden kısa sürdü çünkü nükleer teknoloji silahlanma yarışından Çernobil reaktör kazası ve Three Mile adası kazası, bomba tesisi temizleme ve bitki atık imhası gibi çözülmemiş bir dizi sosyal sorunlara neden oldu.

<span class="mw-page-title-main">Leó Szilárd</span>

Leό Szilárd, Macar-Amerikan fizikçi ve mucit.

<span class="mw-page-title-main">Herbert L. Anderson</span> Amerikalı fizikçi (1914 – 1988)

Herbert Lawrence Anderson, Manhattan Projesi’ne katkı sağlayan Amerikalı nükleer fizikçidir. Ayrıca Amerika’da Kolumbiya Üniversitesi’nin Pupin binasının bodrumunda nükleer fizyonun ilk gösterimini yapan takımın da üyesiydi. Trinity kod adlı ilk atom bombası testinde yer aldı. İkinci dünya savaşı bittikten sonra 1982’ye kadar Chicago Üniversitesi’nde fizik profesörlüğü yaptı. Burada, Fermi’ye Enrico Fermi Enstitü’sünü kurmaya yardım etti ve 1958’den 1962’ye kadar yöneticiliğini yaptı. Kariyerinin ikincisi parçasında ise Los Alomos Ulusal Laboratuvar’ında kıdemli olarak çalıştı. Enrico Fermi Ödülü’nü de aldı. Anderson’ın soyundan Haham Meir Katzenellenbogen The Unbroken Chain’de detaylandırılmıştır.

Katharine "Kay" Way, Nükleer Veri Projesi üzerine çalışmalarıyla tanınan Amerikan fizikçi. II. Dünya Savaşı sırasında Chicago'daki Metalurji Laboratuvarı'nda Manhattan Projesi üzerinde çalıştı. 1968 yılında Duke Üniversitesi'nde misafir doçent oldu.

<span class="mw-page-title-main">Otto Robert Frisch</span>

Otto Robert Frisch FRS Avusturya doğumlu, nükleer fizik üzerine çalışan İngiliz bir fizikçiydi. Lise Meitner ile nükleer fisyonun ilk teorik açıklamasını geliştirdi ve ilk olarak fisyon yan ürünlerini deneysel olarak tespit etti. Daha sonra, işbirlikçisi Rudolf Peierls ile, 1940 yılında bir atom bombasının patlaması için ilk teorik mekanizmayı tasarladı.

<span class="mw-page-title-main">Alexander Sachs</span>

Alexander Sachs Amerikalı bir ekonomist ve bankacıydı.

<span class="mw-page-title-main">Tube Alloys</span>

Tube Alloys, İkinci Dünya Savaşı sırasında nükleer silahlar geliştirmek üzere Kanada'nın da katılımıyla Birleşik Krallık tarafından yetkilendirilen bir araştırma ve geliştirme programıydı. Amerika Birleşik Devletleri'ndeki Manhattan Projesi'nden önce, Britanya'nın bu projesi gizli tutuldu ve bu nedenle de hükûmetin üst düzey yöneticileri arasında bile kodlarla anılması gerekiyordu.

<span class="mw-page-title-main">Project Y</span>

Project Y olarak da bilinen Los Alamos Laboratuvarı, Manhattan Projesi tarafından oluşturulan ve II. Dünya Savaşı sırasında Kaliforniya Üniversitesi tarafından işletilen gizli bir laboratuvardı. Laboratuvar kuruluş amacı, ilk atom bombalarını tasarlamak ve inşa etmekti. Robert Oppenheimer, 1943'te Norris Bradbury'nin yerine geçtiği Aralık 1945'e kadar görev yapan ilk yöneticiydi. Bilim insanlarının güvenliğini korurken çalışmalarını özgürce tartışabilmelerini sağlamak için laboratuvar New Mexico'nun ücra bir yerine yerleştirilmişti. Savaş zamanındaki laboratuvar, bir zamanlar Los Alamos Ranch School'un bir parçası olan binaları işgal ediyordu.