İçeriğe atla

Ege Adaları'nın silahlandırılması

Ege Adaları'nın silahlandırılması, 1923 yılında imzalanan Lozan Antlaşması ve 1947 yılında imzalanan Paris Antlaşması gereğince Yunanistan tarafından Limni, Semadirek ve Doğu Ege Adaları (Midilli, Sakız, Sisam, Nikarya) ile On İki Ada'da (Stompalya (Astypalaia/İstanbulya), Rodos, Kalki, Skarpanto, Kasos, Piskopis, Misiros, Kalimnos, Leros, Patmos, Lipsos, Sömbeki, İstanköy ve bağlantısı olan adalar ile (Meis Adası) Kolluk Kuvvetleri dışında silahlı kuvvet bulundurulmaması ve tahkimat yapılmaması hükme bağlandı.

1960 sonrasında Ege Denizi üzerindeki adalarda taraflar arasında egemenlik, denetim ve güvenliği sağlamaya yönelik anlaşmazlık başladı. Yunanistan, askeri amaçlarla da kullanılabilecek havalimanı ve diğer tesislerin ilkini 1952'de Leros adasında kurdu. Türkiye de buna karşı tepki olarak Kıbrıs Harekâtı'ndan sonra karargâhı İzmir olmak üzere Ege Ordusu'nu kurdu. Karşılıklı hamlelerden sonra silahlandırma hız kazandı.

Uluslararası antlaşmalar, bu adaları üç kategoriye ayırmaktadır:

  1. Yunan adaları Limni ve Semadirek ile Türk adaları Gökçeada ve Bozcaada. Bu "Boğaz önü" adaları Boğazlarla birlikte, Boğazlar Rejimine ilişkin Lozan Antlaşması'nın 4. maddesiyle askerden arındırıldı.
  2. Limni, Sakız, Sisam ve İkarya adlı Yunan adaları. Bunlar Lozan Antlaşması'nın 13. maddesi gereğince ülkelerinde ancak polis ve Jandarma kuvveti bulunabilecek, deniz üssü ve istihkâm kurmanın yasak olduğu adalardır.
  3. On İki Adalar, Paris Antlaşması ile İtalya'dan alınıp Yunanistan'a verildi. Antlaşmanın 14. maddesine göre bu adaların üzerinde ancak asayişi sağlayacak kadar kuvvet bulundurulabilir.

Yunanistan'a göre, antlaşmalar yapıldığı sıradaki koşullar köklü biçimde değişmiştir (rebus sic stantibus), dolayısıyla adalar üzerindeki sınırlama ortadan kalkmıştır. Ayrıca Boğazları silahtan arındıran Boğazlar rejimini düzenleyen Lozan Sözleşmesi'nin yerine 1936 Montreux Antlaşması geçmiş ve Boğazlar tekrar silahlandırılmıştır. 1923 Lozan Boğazlar Sözleşmesi tamamen sona ermiştir. Boğazlar tekrar silahlandırıldığı için, bu sistemin bir parçası olan adalar da silahlandırılabilir. Türkiye'ye göre ise Montreux'den Boğaz-önü adalarının silahlandırılabileceği şeklinde bir anlam çıkarılamayacağı, çıkarılsa bile, Lozan Antlaşması'nın 12. maddesi vardır. Bu madde, anılan adaların 1914'te silahsızlandırıldığını doğrulamaktadır. Yunanistan, ayrıca, Türkiye'nin 1947 Paris Antlaşması'na taraf olmadığını, bu nedenle de hak ve yükümlülükler doğurmadığını iddia etmektedir. Türkiye ise, her ne kadar taraf olmasa da, Paris Antlaşması'nın bir "objektif statü" yarattığını, bu nedenle de kendisini ilgilendirdiğini belirtmektedir.

Dış bağlantılar

İlgili Araştırma Makaleleri

<span class="mw-page-title-main">Ege Adaları</span> Yunanistan yarımadası ile Anadolu yarımadası arasında bulunan 3000e yakın ada ve kayacık

Yunanistan yarımadası ile Anadolu yarımadası arasında bulunan ve toplam alanı 23.000 kilometrekare kadar olan 3000'e yakın ada ve adacığa Ege Adaları adı verilir. Ege denizindeki adalar, yüz ölçümleri çok farklı ve sayıları çok fazla olmasına rağmen yine de gruplara ayrılabilirler.

<span class="mw-page-title-main">Lozan Antlaşması</span> İsviçrenin Lozan şehrinde Türkiye ile İtilaf Devletleri arasında imzalanan barış antlaşması

Lozan Antlaşması, 24 Temmuz 1923 tarihinde İsviçre'nin Lozan şehrinde, Türkiye Büyük Millet Meclisi temsilcileriyle Britanya İmparatorluğu, Fransız Cumhuriyeti, İtalya Krallığı, Japon İmparatorluğu, Yunanistan Krallığı, Romanya Krallığı ve Sırp, Hırvat ve Sloven Krallığı (Yugoslavya) temsilcileri tarafından, Leman Gölü kıyısındaki Beau-Rivage Palace'ta imzalanmış bir barış antlaşmasıdır.

<span class="mw-page-title-main">Sevr Antlaşması</span> Osmanlı İmparatorluğu ile İtilaf Devletleri arasında imzalanan ve Ankara Hükûmetince fiilen ve hukuken geçersiz kılınan barış antlaşması

Sevr Antlaşması, I. Dünya Savaşı sonrasında İtilâf Devletleri ile Osmanlı İmparatorluğu hükûmeti arasında 10 Ağustos 1920'de Fransa'nın başkenti Paris'in 3 km batısındaki Sevr (Sèvres) banliyösünde bulunan Seramik Müzesi'nde imzalanmış antlaşmadır. Antlaşma imzalandığı dönemde devam eden Türk Kurtuluş Savaşı'nın sonucunda Türklerin galibiyetiyle, bu antlaşma yerine 24 Temmuz 1923'te Lozan Antlaşması imzalanıp uygulamaya konulduğundan Sevr Antlaşması geçerliliğini kaybetmiştir. Sevr Antlaşması 433 maddeden oluşmaktaydı.

Rebus sic stantibus, Latince "mevcut koşulların değişmesi" anlamına gelen, antlaşmaların yapıldığı koşullarda köklü bir değişim olması durumunda uygulanmamasına imkân veren uluslararası hukuk ilkesidir. Türkçede emprevizyon nazariyesi olarak da anılır. Uluslararası hukuk sisteminin en önemli ilkelerinden olan pacta sunt servanda'ya istisnai bir durum oluşturur. Örneğin Türkiye, 1923 yılında imzalanan Lozan Boğazlar Sözleşmesi'nin günün şartlarına uymadığı gerekçesiyle, 1936 yılında Boğazlar için yeni bir rejim saptanmasını teminen bir uluslararası konferans çağrısı yapmıştır. Bu talep üzerine gerçekleştirilen Montrö Boğazlar Sözleşmesi uluslararası hukuk açısından rebus sic stantibus ilkesine dayandırılmıştır.

<span class="mw-page-title-main">Montrö Boğazlar Sözleşmesi</span> Türkiyeye Boğazlar üzerinde tam kontrol hakkı veren uluslararası sözleşme

Montrö Boğazlar Sözleşmesi, 1936'da imzalanan ve Türkiye'ye İstanbul Boğazı, Çanakkale Boğazı ve Marmara Denizi üzerinde kontrol ve savaş gemilerinin geçişini düzenleme hakkı veren uluslararası sözleşmedir. Sözleşme, Türkiye'ye Boğazlar üzerinde tam kontrol hakkı verir ve barış zamanı sivil gemilerin özgürce geçişini garantiler. Sözleşme, Karadeniz'e kıyısı olmayan ülkelere ait savaş gemilerinin geçişini sınırlar. Sözleşmenin şartları, özellikle Sovyetler Birliği Donanması'na Akdeniz'e erişim hakkı sağlaması yıllar boyunca tartışma konusu olmuştur. 1923'te Lozan Antlaşması ile birlikte imzalanan Boğazlar Sözleşmesi'nin yerine geçmiştir. Bu sözleşmeyle birlikte Uluslararası Boğazlar Komisyonu'nun da görevi sonlanmıştır.

<span class="mw-page-title-main">Semadirek</span> Yunanistana bağlı ada

Semadirek ya da İslamterek, Yunanistan'ın Meriç iline bağlı, güneybatısındaki Gökçeada'dan 37 km, kuzeyinde Yunanistan ana karasındaki en yakın noktadan 48 km uzaklıkta, Türk-Yunan deniz hududunun sadece birkaç mil batısında kalan bir ada ve bu adanın en büyük yerleşim merkezidir.

<span class="mw-page-title-main">Zürih ve Londra Antlaşmaları</span> Türkiye, Yunanistan, Birleşik Krallık ve Kıbrıslılar tarafından imzalanan, Kıbrıs Cumhuriyetinin kuruluşunu sağlayan antlaşma

Zürih ve Londra Antlaşması, 11 Şubat 1959 tarihinde Birleşik Krallık, Türkiye ve Yunanistan devletleri ile Kıbrıs'taki Rum ve Türk toplumları arasında imzalanan, bağımsız bir devlet olarak Kıbrıs halklarının durumunu belirleyen ve Kıbrıs Cumhuriyeti anayasasını onaylayan antlaşmadır. Rum tarafını Başpiskopos Makarios, Türk tarafını ise Fazıl Küçük temsil etmekte idi.

<span class="mw-page-title-main">On İki Ada</span> Ege Denizinde bir grup adaya verilen isim

On İki Ada, Menteşe Adaları veya Dodekanez, Adalar Denizi'nde bulunan bir grup adaya verilen isimdir.

<span class="mw-page-title-main">Kardak</span> Ege Denizinde yerleşim olmayan bir ada

Kardak, Ege Denizi'nde Kalolimni Kayalığı'nın 5 km doğusunda, Muğla ilinin 7 km batısında bulunur. Kayalıkların toplam alanı 40 dönüm kadardır. Halk dilinde İkizce veya Limnia (Yunanca) diye de adlandırılır.

<span class="mw-page-title-main">Uşi Antlaşması</span> İtalya Krallığı ile Osmanlı İmparatorluğu arasında Trablusgarp Savaşı sonunda 1912de imzalanan barış antlaşması

Uşi Antlaşması, İtalya Krallığı ile Osmanlı İmparatorluğu arasında Trablusgarp Savaşı sonunda imzalanan antlaşmadır. Bu antlaşma İtalyan tarihinde Trattato di Losanna yani Lozan Antlaşması olarak geçmektedir. "Ouchy" Lozan'ın bir semtidir. Türkiye tarihinde 24 Temmuz 1923 Lozan Antlaşması ile anlam karışmasını önlemek için Uşi (Ouchy) Antlaşması olarak anılmaktadır.

<span class="mw-page-title-main">Antlaşma</span> iki ya da daha çok devleti bağlayıcı nitelikteki anlaşma

Antlaşma, iki ya da daha çok devleti bağlayıcı nitelikteki anlaşmalara denir. Eski dilde antlaşmalara muâhede ya da ahidnâme de denirdi. Lozan muahedesi gibi. Modern diplomaside antlaşma terimi, özel önemi olan uluslararası antlaşmalar için kullanılır. Daha öz önemli antlaşmalara ise, sözleşme (mukavele), tenkihname (düzenleme), protokol, senet, konvansiyon ve anlaşma gibi adlar verilir. Günümüzde antlaşmayla sonuçlanan görüşmeler, Birleşmiş Milletler gibi uluslararası kuruluşların gözetiminde yürütülmektedir. Antlaşmaların barış, mütareke, ateşkes, tenkihname (düzenleme), dostluk, yardımlaşma, saldırmazlık, ittifak ve konvansiyon (ticaret) resmî, gayriresmî gibi çeşitleri vardır.

<span class="mw-page-title-main">Boğazlar Sorunu</span> Diplomatik sorun

Boğazlar Sorunu, İstanbul ve Çanakkale Boğazlarının stratejik askerî önemi nedeniyle hem Osmanlı Devleti’ni hedef alan, hem de Avrupa ülkelerinin kendi aralarında çekişmelere yol açan sorundur.

<span class="mw-page-title-main">Türk Boğazları</span> Marmara Denizi ile Karadeniz ve Egeyi birbirine bağlayan boğazlar

Türk Boğazları terimi iki dar boğazı, bir tarafta Marmara Denizi ile Ege Denizi'ni ve diğer taraftan da Karadeniz'i bağlamayı ifade eder.

<span class="mw-page-title-main">Kuzey Ege Adaları</span>

Kuzey Ege Adaları, Ege Denizi'nin kuzeydoğusunda Yunanistan ve Türkiye'ye ait bir dizi birbirinden kopmayan adalardır. Adalar fiziksel bir zincir veya grup oluşturmazlar, ancak sıklıkla turistler veya idari amaçlar için birlikte gruplandırılırlar. Kuzey Ege Adaları, güneyde On İki Ada ve batıda Kiklad ve Şeytan adaları ile komşudur.

<span class="mw-page-title-main">Yunanistan'ın adaları listesi</span> Vikimedya liste maddesi

Yunanistan'ın adalarının sayısı 1.200 ila 6.000 arasında değişmektedir. Üzerinde yaşanılan adaların sayısının ise 166 ila 227 arasında olduğu düşünülmektedir.

Lozan Sözleşmesi ve Türk ve Yunan Nüfuslarının Mübadelesine İlişkin Sözleşme olarak da bilinen Türk-Yunan Mübadele Sözleşmesi, Türk Kurtuluş Savaşı Batı Cephesi sonrasında, 30 Ocak 1923'te Lozan'da Yunan ve Türk hükûmetleri temsilcileri tarafından imzalanan arasında bir anlaşmadır. Anlaşma, Ortodoks Hristiyanların Türkiye'den Yunanistan'a ve Müslümanların Yunanistan'dan Türkiye'ye eşzamanlı olarak sınır dışı edilmesini sağladı. Bu gönülsüz nüfus transferleri, 1,5 milyon Anadolu Rumu ve 500.000 Yunanistan Müslümanı olmak üzere yaklaşık iki milyon insanı kapsıyordu.

<span class="mw-page-title-main">Ege sorunu</span> Türkiye ile Yunanistan arasındaki anlaşmazlıklar bütünü

Ege sorunu veya Ege ihtilafı, Ege Denizi bölgesindeki egemenlik ve ilgili haklar konusunda Yunanistan ile Türkiye arasında birbiriyle ilişkili bir dizi anlaşmazlık. Bu tür çatışmalar, 1970'lerden beri Yunan-Türk ilişkilerini güçlü bir şekilde etkiledi ve iki kez 1987 ve 1996'nın başlarında, askeri çatışmanın patlak vermesine neden olabilecek krizlere yol açtı. Ege'deki sorunlar birkaç kategoriye ayrılır:

<span class="mw-page-title-main">1923 Boğazlar Sözleşmesi</span>

1923 Boğazlar Sözleşmesi veya 1923 Lozan Boğazlar Sözleşmesi, İstanbul ve Çanakkale Boğazları'nın statüsünü 1923-1936 yılları arasında düzenleyen sözleşmedir. 143 maddeden oluşan Lozan Antlaşması'nın bölümlerinden birini oluşturur. 1936 yılında Montrö Boğazlar Sözleşmesi'nin imzalanmasıyla birlikte hükmü sona ermiştir.

<span class="mw-page-title-main">Uluslararası Boğazlar Komisyonu</span>

Uluslararası Boğazlar Komisyonu, 1923'ten 1936'ya kadar Milletler Cemiyeti'nin himayesinde Türk Boğazlarını yöneten uluslararası bir kurumdu.