Bey, Türkçede erkeklerin kullandığı sanlardan birisidir. Diğerleri ise efendi, ağa, efe, çelebi, ağabey, amca, dayıdır. Eski Türkçedeki biçimi beg idi.

I. Bayezid veya Yıldırım Bayezid, dördüncü Osmanlı padişahı. 1389'dan 1402 yılına kadar hükümdarlık yapmıştır. Babası Sultan I. Murad, annesi ise Gülçiçek Hatun'dur.

I. Mehmed veya Mehmed Çelebi, beşinci Osmanlı padişahı. Tarihî kaynaklarda ismi, Mehmed isimli diğer padişahlarınki gibi, Muhammed şeklinde geçer. Babası I. Bayezid, annesi cariye olan Devlet Hatun'dur.

Sultan, tarihte pek çok farklı anlamda kullanılmış olan İslamî bir sıfattır. Sözcük olarak "güç", "otorite", "yönetici" anlamlarına gelir. Genelde bağımsızlığını ilan eden İslam hükümdarları tarafından kullanılmıştır.

Germiyanoğulları Beyliği, Anadolu Selçuklu Devleti’nin çökmesi ve dağılmasıyla başlayan Anadolu Beylikleri döneminde Batı Anadolu’da Kütahya merkezli olarak kurulmuş bir beyliktir. Germiyan adının anlamı Farsçada "sıcak" anlamına gelen germâ sözcüğünden, yine Farsçadaki çoğul üretme takısı -yân ile türetilmiştir. "Ilıcalar" anlamına gelir. Germiyan aşiretinin menşei hakkında çeşitli görüşler vardır.

Çaka Bey veya Çağa Bey, Selçuklu komutanı ve denizcisidir. 1071'deki Malazgirt Meydan Muharebesi'nin ardından Selçukluların Anadolu coğrafyasına yayıldıkları dönemde Smirni merkezli bağımsız bir beylik kurmuştur. Türk tarihinin ilk donanmasını oluşturduğu için tarihteki ilk Türk amirali olarak kabul edilmektedir.
Güzelce Ali Paşa ya da Çelebi Ali Paşa, II. Osman saltanatı döneminde 23 Aralık 1619-9 Mart 1621 tarihleri arasında toplam bir yıl iki ay on yedi gün sadrazamlık yapmış bir Osmanlı devlet adamıdır.

Osmanlı İmparatorluğu'nda kölelik, Osmanlı İmparatorluğu'nun ekonomisinin ve geleneksel toplumunun yasal ve önemli bir parçasıydı. Köle edinilen ana kaynaklar Güney Avrupa, Doğu Avrupa, Balkanlar ve Kafkasya'daki savaşlar, siyasi olarak organize edilmiş köleleştirme seferleri ve Afrika'dan getirilen siyahilerin satıldığı köle ticaretiydi. Büyük askeri seferlerin ardından köle satış fiyatlarının düştüğü bilinir. Osmanlı İmparatorluğu'nun idari ve siyasi merkezi olan İstanbul'da, 16. ve 17. yüzyıl nüfusunun yaklaşık beşte biri kölelerden oluşuyordu. Bu yüzyılların gümrük istatistikleri, İstanbul'un Karadeniz'den yaptığı ilave köle ithalatının 1453'ten 1700'e kadar toplam 2,5 milyon civarında olabileceğini gösteriyor.

Seyahatname veya Evliya Çelebi Seyahatnamesi, Evliya Çelebi tarafından 17. yüzyılda yazılmış olan gezi yazısı kitabıdır. On ciltten oluşur. Seyâhatnâme ilk olarak 1848’de Kahire Bulak Matbaasında Müntehâbât-ı Evliya Çelebi adıyla yayımlanmıştır. İkdam Gazetesi sahibi Ahmed Cevdet Bey ile Necib Asım Bey, Pertev Paşa Kütüphanesindeki nüshayı esas alarak 1896 senesinde İstanbul’da basmaya başlamışlardır. 1902 senesine kadar ancak ilk altı cildi yayımlanabilmiştir. Yedinci ve sekizinci ciltleri 1928’de Türk Tarih Encümeni, dokuz ve onuncu ciltleri ise 1935-1938 yılları arasında yeni harflerle Türkiye Cumhuriyeti Maarif Vekâleti tarafından yayımlanmıştır. Seyahatname’nin 1814 yılında Hammer tarafından keşfedilmesinden sonra birçok yabancı bilim insanı Çelebi hakkında araştırmalar yapmış eseri birçok dile çevrilmiş ve yayımlanmıştır. Orhan Şaik Gökyay, Seyahatname'nin birinci cildini Latin alfabesine çevirmiş ve böylece eser daha çok kişi tarafından incelenmeye başlanmıştır.
Osmanlı devlet teşkilatı, Osmanlı İmparatorluğu'nun idari, askeri ve siyasi olarak teşkilatlanmasını, yapılanmasını bütünüyle ele alan konudur. Osmanlı, genel olarak merkeziyetçi bir yapıya sahipti. Padişah, devlet teşkilatında en üst mertebede sayılmasına rağmen Harem, Divan ve çeşitli odakların fikirleri baskın olabiliyordu. II. Abdülhamid, kendi devrinde devletin yönetim şeklini değiştirerek meşrutiyet şeklini getirdi.

Osmanlı Hanedanı, Osmanlı İmparatorluğu'nu yaklaşık 623 yıl yöneten hanedandır. Osmanlılar, Osmanoğulları, Âl-i Osman ve Hanedan-ı Âl-i Osman olarak da bilinir. Hanedan, adını Osmanlı Beyliği'nin kurucusu olan Osman Bey'den alır.
II. Yakub Bey 1387-1390, 1402-1411 ve 1413-1428 tarihleri arasında üç defa Germiyanoğulları Beyi oldu.

Derviş Mehmed Zıllî veya bilinen adıyla Evliyâ Çelebi, 17. yüzyılın önde gelen bir Osmanlı seyyahı ve nesir yazarıdır. Evliyâ Çelebi, imparatorluk kültürel zirvesinde iken, elli yılı aşkın süreyle Osmanlı topraklarını ve komşu toprakları gezmiş, gördüklerini ve yaşadıklarını Seyahatnâme adlı 10 ciltlik ünlü eserinde toplamıştır. Hayatı boyunca gezdiği şehir sayısı 257'dir.
Molla (Farsça:ملا), İslami ilahiyat ve dini yasa (fıkıh) üzerine eğitim almış din bilginidir.
Devletşah Hâtûn veya Sultan Hatun (doğumu: 1365 - ölümü: 1414); Germiyanoğlu Süleyman Şah’ın kızı; Yıldırım Bayezid'in Üçüncü eşi; Osmanlı Şehzâdeleri İsa Çelebi, (Düzmece) Mustafa Çelebi ile Büyük Musa Çelebi Han’ın öz annesidir.

Kemalpaşazâde veya İbn-i Kemal, Osmanlı devleti şeyhülislamı ve tarihçidir.
Çelebi, Eski Türkçe ve Osmanlı İmparatorluğu’nun neredeyse tüm dönemlerinde kullanılan bir ünvan. Osmanlıların, ilk yıllarında şehzadeler için kullanılan bu san, ileri dönemlerde çoğu kişi tarafından “asil, görgülü, okumuş, bilgili” kimseler anlamında da kullanılmıştır. Çelebi sözcüğü; Memlûkler tarafından katip anlamında kullanılmaktaydı ve Rumca'da ise "iyi hitap eden" manasına gelmektedir. Bizans kaynakları ise kelimenin Türkçe olduğunu ve "beyzade" anlamına geldiğini aktarmaktadır.

Bedrifelek Kadınefendi, Osmanlı Padişahı II.Abdülhamid'in ikinci eşi.

Ağa, ayrıca Aga, Osmanlı İmparatorluğu’ndaki bazı sivil veya askeri görevlilerin adından sonra kullanılan Türkçe kökenli bir “sivil” ya da “askeri“ ünvandır. İtibarlı yöneticilere, birçok kuruluşun başındaki amirlere, yörelerin idaresini ellerine almış kimselere verilen bir ünvan. Aynı zamanda bazı mahkeme görevlilerine ağa ünvanı verildi. Ağalar, Osmanlı İmparatorluğu'nda çok önemli bir sosyal statüye sahipti. Ağalar, diğer imparatorluk halkının üstünde sayılırdı ve imparatorluk halkının diğer üyeleri tarafından özel saygının gösterilmesini isterlerdi. Ayrıca, ağaların çoğu zengin ve güçlü ailelerden gelirdi. Günümüzde de halk arasında ağa gücünü zenginlikten alan kişilere veya bazen de geniş topraklara sahip veya aşiret lideri durumunda olan kişilere ağa denir.