
Komünizm ; üretim araçlarının ortak mülkiyeti üzerine kurulu sınıfsız, parasız ve devletsiz bir toplumsal düzen ve bu düzenin kurulmasını amaçlayan toplumsal, siyasi ve ekonomik bir ideoloji ve harekettir. Sadece üretim araçlarının ortak kullanımına dayanan sosyalizm ile tam olarak aynı anlama gelmemesine rağmen hatalı bir biçimde eş anlamlı olarak da kullanılabilmektedir. 20. yüzyılın başından beri dünya siyasetindeki büyük güçlerden biri olarak modern komünizm, genellikle Karl Marx'ın ve Friedrich Engels’in kaleme aldığı Komünist Parti Manifestosu ile birlikte anılır. Buna göre özel mülkiyete dayalı kapitalist toplumun yerine meta üretiminin son bulduğu komünist toplum gerçektir. Komünizmin temelinde yatan sebep, sınıfsız, ortak mülkiyete dayalı bir toplumun kurulması isteğidir. Sınıfsız toplumlarda en genel anlamıyla tüm bireylerin eşit olması fikri karşıt görüşlüler tarafından "ütopya" olarak görülür ve zorla yaşanmaya çalışılırsa kaosa yol açacağı iddia edilir. Paris Komünü, komünist sistem yaşayabilmiş ilk topluluktur. Bunun dışında Mahnovist hareket öncülüğünde Ukrayna ve İspanya iç savaşı sırasında yaklaşık dört yıl süren anarko-komünist hareketle şekillenen toprakların kolektifleştirilmesi esasına dayalı olarak komünist topluluklar da kurulmuştur.

Lev Davidoviç Bronştayn ya da yaygın bilinen adıyla Lev Troçki, Bolşevik siyasetçi, devrimci ve Marksist teorisyen.

Stalinizm veya Stalincilik, Marksist-Leninist ideolojinin 1928-1953 yılları arasında Sovyetler Birliği’ni yöneten Sovyetler Birliği Komünist Partisi Genel Sekreteri Josef Stalin’in uyguladığı siyasi sistemde kullanılan teori ve pratiğine verilen addır.

Alman-Sovyet Saldırmazlık Paktı veya Molotov - Ribbentrop Paktı, Nazi Almanyası ile Sovyetler Birliği arasında Doğu Avrupa'yı aralarında paylaşan bir saldırmazlık paktıydı. Pakt 23 Ağustos 1939'da Moskova'da Almanya Dışişleri Bakanı Joachim von Ribbentrop ve Sovyet Dışişleri Bakanı Vyaçeslav Molotov tarafından imzalandı ve resmi olarak Almanya ile Sovyet Sosyalist Cumhuriyetler Birliği Arasında Saldırmazlık Antlaşması olarak biliniyordu. Gayri resmi olarak; Hitler-Stalin Paktı, Nazi-Sovyet Paktı veya Nazi-Sovyet İttifakı olarak da anıldı.

Sovyetler Birliği Komünist Partisi, Rusya Sosyal Demokrat İşçi Partisi'nin Bolşevik kanadınca kurulan ve 1917 Büyük Ekim Sosyalist Devrimi'nden sonra 1991 yılına dek Sovyetler Birliği'ni yöneten parti. Rusya Sosyal Demokrat İşçi Partisi olarak iktidara gelen parti 1918 yılında Komünist Parti adını aldı.

Maksim Maksimoviç Litvinov, Sovyet diplomat ve 1930-1939 yılları arasında görev yapan Sovyetler Birliği Dışişleri Halk Komiseri. Dünya ölçeğinde silahsızlanma ve Nazi Almanyası'na karşı Batılı devletlerle ortak bir güvenlik sistemi oluşturma görüşlerinin önde gelen savunucularından oldu.

Georgi Vasilyeviç Çiçerin, Rus marksist devrimci, 1918-1930 yılları arasında Sovyet Dışişleri Halk Komiseri görevi yapan Sovyet politikacı, diplomat, tarihçi ve müzikologdur.

Karl Bernhardoviç Radek, Sovyet siyaset adamı ve gazetecidir. I. Dünya Savaşı öncesinde Polonya ve Almanya'daki sosyal demokratik eylemlerde ön plana çıkmış, 1917 Rus Devrimi sonrası ise önemli bir sosyalist liderdir.

Aleksandr Gavriloviç Şlyapnikov, Rus komünist siyasetçi, sendika lideri ve metal işçisi.

Marksizm-Leninizm, adını Karl Marx ve Vladimir Lenin'den alan, 1920'li yıllarda komünist partiler arasında popülerlik kazanan ideolojik akım. Marksizm-Leninizm; Marx, Engels ve Lenin'in ortaya koyduğu temel öğretilere bağlı kalarak, değişen koşullara ve çağın gereklerine uygun bir biçimde sosyalist sistemde yeniden uygulanmasıdır.

Türk Boğazları krizi, Soğuk Savaş sırasında Türkiye ile Sovyetler Birliği arasındaki kısa süreli bölgesel krizdir. Türkiye, II. Dünya Savaşı'nın sonuna kadar tarafsızlığını korumayı başarmıştı. Sovyet hükûmeti tarafından Türk hükûmetine, Rus nakliye gemilerinin Karadeniz'i Akdeniz'e bağlayan Türk Boğazları'ndan serbestçe geçebilmesi için baskı yapılmaya başlandı. Türk hükûmetinin, Sovyetler Birliği'nin taleplerini kesin bir dille reddetmesi, bölgedeki tansiyonu arttırarak, krizi bir güç gösterisine dönüştürdü. Bu olay, daha sonra Truman Doktrini'nin ortaya çıkmasına belirleyici bir faktör olarak hizmet etti. Bu kriz Türkiye'nin yüzünü tamamen Batı'ya, yani Amerika Birleşik Devletleri ve NATO'ya döndürmesine neden oldu. Bu tarz olaylar Türkiye'nin günümüzde dünya üzerindeki gücünü pekiştirdi.

Marksizm-Leninizm Enstitüsü, 1919'da Moskova'da temelleri atılan ve 1921-1991 yılında Sovyetler Birliği'nde Marksist-Leninist eserleri araştırıp yayın yapan akademi. Sovyetler Birliği'nin dağılmasının ardından günümüzde ismi "Sosyalizm Tarihi ve Teorisi Enstitüsü" şeklindedir.

Proleter Devrimi ve Dönek Kautsky, Bolşevik lider Vladimir Lenin tarafından yazılan ve 1918 yılı sonlarında yayınlanan eser. Lenin bu eserinde İkinci Enternasyonal’in lideri ve Almanya Sosyal Demokrat Partisi’nin başkanı Karl Kautsky'ye birçok eleştiri yöneltmektedir.

Devlet Planlama Komitesi, bilinen adıyla Gosplan , Sovyetler Birliği'nin ekonomik planlamasından sorumlu olan ajanstır. 1921 yılında kurulmuştur ve 1991 yılında Sovyetler Birliği'nin dağılmasına kadar varlığını sürdürmüştür, Gosplan temel olarak Sovyet Sosyalist Cumhuriyetler Birliği ekonomisine bağlı olan Sovyetler Birliği Ulusal Ekonomisinin Beş Yıllık Planlarını kurmuş ve yönetmiştir.

1941 öncesi Almanya-SSCB ilişkileri, 1941 yılında karşı saflarda savaşa girmeden önceki Alman Weimar Cumhuriyeti ile Sovyetler Birliği arasındaki diplomatik ilişkilerdir. İki devlet arasındaki ilişkiler, I. Dünya Savaşı'ndan sonra, Almanya tarafından dikte edilen ve Sovyetler ile Almanya arasındaki düşmanlıkları sona erdiren, 3 Mart 1918 tarihinde imzalanan Brest Litovsk Barış Antlaşması ile başladı.
Çalışma ve Savunma Konseyi veya kuruluş adıyla İşçi ve Köylü Savunma Konseyi, Kasım 1918'de Rusya Sovyet Federatif Sosyalist Cumhuriyeti'nde, merkezî ekonomiyi ve askerî malzemelerinin üretimini kontrol etmek için kurulan devlet aygıtıydı. Rus İç Savaşı döneminde kuruldu ve Kızıl Ordu için sanayi üretimini amacıyla acil kararlar veren olağanüstü ekonomik kararlar alma görevini üstlendi. Devrimci Askeri Konsey'e bağlı olarak çalışıyordu.
Devrimci terör veya terör iktidarı, 1793'ten 1795'e kadar olan Fransız Devrimi sırasında ortaya çıkan Terör Dönemi'nde karşı-devrimcilere karşı kullanılan kuvvetin kurumsallaştırılmış uygulamasını ifade eden terim. Komünist terörizm terimi ise Rusya Sovyet Federatif Sosyalist Cumhuriyeti'ndeki Kızıl Terörü ya da Kızıl Kmerler iktidarının karşı devrimci kesimlere uyguladığı uygulamaları tanımlamak için kullanılmıştır. Tersine, Beyaz Terör gibi "gerici terör" ise devrimleri bastırmak için de kullanılır.

Andrey Andreyeviç Andreyev, Sovyet siyasetçi, bakan. Josef Stalin döneminde politik olarak yükseldi, 1926'da aday olarak Politbüro'ya katıldı, 1932'te tam üye oldu. Sovyetler Birliği Komünist Partisi Parti Kontrol Komitesi'nin 1930-1931 arası ve 1939-1952 arası başkanlığı görevi yaptı. 1952'de Andreyev Politbüro'dan uzaklaştırıldı ve Yüksek Sovyet Başkanlığı'nın bir üyesi olarak büyük ölçüde onursal bir konuma yerleştirildi.

Dekosalizasyon Bolşevik politikasının sistematik baskılara karşı Kazaklar arasında ; Rus İmparatorluğu içinde özellikle Don ve Kuban bölgelerinde oluşan, 1919 ile 1933 yıllarında Kazakları hedefleyen etnik, siyasi ve ekonomik varlığını ortadan kaldırmaya çalışan gelişme. Bu Sovyet liderleri tarafından ilk defa karar alınan "ortadan kaldırmak, yok etmek ve sınır dışı ile bütün nüfusu topraklarından ayırma" politikasıydı. Dekosalizasyon Kazaklara karşı yapılan bir soykırım olan bir süreç olarak açıklayan araştırmacı Peter Holquist Sovyet rejiminin "sosyal bir düzenlemesi" olduğuna karar verdi.
Yirmi Yıl Krizi: 1919-1939: Uluslararası İlişkiler Çalışmalarına Giriş, E. H. Carr tarafından uluslararası ilişkiler üzerine yazılmış bir kitaptır. Kitap 1930'larda Avrupa'da İkinci Dünya Savaşı'nın patlak vermesinden kısa bir süre önce yazılmış ve ilk baskısı savaşın patlamk vermesinden kısa bir süre sonra, Eylül 1939'da yapılmıştır; ikinci baskısı ise 1945 yılında yapılmıştır. Gözden geçirilmiş baskıda Carr, "olayların sonraki seyri tarafından bir şekilde değiştirilen her pasajı yeniden yazmamış", bunun yerine "birkaç cümleyi değiştirmeye" ve eserin anlaşılırlığını artırmak başka küçük çabalar göstermeye karar vermiştir.