İçeriğe atla

Edirneli Nazmi

Edirneli Nazmi
DoğumMehmet
Edirne
Ölüm1555
İstanbul
MeslekDivan şairi

Edirneli Nazmi (d. ? - ö. 1555), Türki-i basit akımı temsilcisi divan şairi. Edirne'de doğmuştur.

Asıl adı bazı kaynaklarda Mehmet, bazı kaynaklarda Muhammed olarak geçer.[1][2] Yeniçeri Ocağı'nda yetişmiştir. Yavuz Sultan Selim'in İran (1514) ve Mısır (1517) seferleri ile Kanuni Sultan Süleyman'ın bazı seferlerine katılmıştır.[2] Ahkam Katipliği yapmış, silahtar bölükbaşısı olmuştur. Kendi zamanına kadar yetişmiş şairlerin birbirlerine yazdıkları nezireleri topladığı Mecmaün Nezair (Nezireler Topluluğu) adında 3356 şiirden meydana gelen bir antolojisi vardır. Yapıtın Viyana'da, Manisa'da Çeşnegir Kütüphanesinde ve İstanbul'da Nuruosmaniye Kütüphanesinde olmak üzere üç yazma nüshası vardır.

Bir diğer eseri Divan-ı Türk-i Basit adında 48.000 beyitlik bir divandır. Şiir gücü bakımından kuvvetli olmayan bu yapıtındaki kasideler ve tarihlerden, yaşadığı dönemin olayları, önemli kişileri, sanatçıların resmî ve özel yaşamları hakkında bilgi edinilebilmektedir. Birçoğu sevgi ve rintlik konularını işleyen şiirlerinde özellikle Rumeli'deki mahalli yaşama ait sahneler canlandırılmıştır. Şiirleri arasında kukla oyunundan bahseden bir parçadan da kukla sanat dalının tarihi aydınlatılmaktadır.

14. ve 15. yüzyıllarda Arap ve Fars edebiyatına özenen divan şairleri zaman geçtikçe, Türkçe sözcükleri daha az kullanır oldular, Türk şiirini yabancı -Arapça ve Farsça- sözcüklerle doldurmaya başladılar. İşte bu durum, o dönemde pek kuvvetli olmayan, hatta zayıf denilebilecek bir tepkiyle karşılandı. Bu, şiir dilinde Türkçülük anlayışının ilk örnekleridir. Bu tepkiden Türkî-i Basit (Yalın Türkçe) akımı doğdu. Diğer Türki-i Basit şairleri Tatavlalı Mahremi ve Aydınlı Visali'dir.[2] Türkî-i Basitçiler aruz veznini ve Divan Edebiyatının nazım şekillerini kullanmakla beraber Arapça ve Farsça tamlama kullanılmadan aruz vezniyle hemen hemen Öz Türkçe şiirler yazdılar. Yabancı sözcük ve tamlamaları şiire sokmadılar, Türkçe sözcüklerle halk dilindeki mecazları, deyimleri ve atasözlerini kullanmaya çalıştılar. Bu akım uzun ömürlü ve kalıcı olmamıştır. Çünkü diğer büyük şairler bu olumlu teşebbüse katılmadığı gibi sonraki yüzyıllarda da bu akımı izleyenler görülmemiştir.

Edirneli Nazmi'nin yalın Türkçeyle yazdığı şiirler Mehmet Fuad Köprülü tarafından Milli Edebiyat Cereyanının İlk Mübeşşirleri ve Türk-i Basit adıyla yayımlandı (1928).[1] Nihal Atsız da şair üzerine geniş bir inceleme yapmıştır (1934).

Kaynakça

  1. ^ a b "Nazmî, Edirneli". teis.yesevi.edu.tr. Türk Edebiyatı İsimler Sözlüğü. 30 Temmuz 2024 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 3 Ekim 2024. 
  2. ^ a b c Özkan, Mustafa. "EDİRNELİ NAZMÎ". islamansiklopedisi.org.tr. TDV İslam Ansiklopedisi. 3 Ağustos 2024 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 3 Ekim 2024. 

İlgili Araştırma Makaleleri

Türklerin Anadolu'ya geldikten sonra edebiyatları iki gruba ayrılmıştır. Arapça ve Farsçayı çok iyi bilen aydınların oluşturduğu "Yüksek Zümre Edebiyatı" ve İslam öncesinden gelen sözlü bir "Halk Edebiyatı". Anadolu'ya göç eden Türkler arasında aynı ayrım devam etti. Medrese eğitimi gören aydın kesim Arap ve Fars edebiyatlarının tesirini devam ettirirken, halk yine saz şairleri aracılığıyla halk edebiyatını devam ettirdi. Dolayısı ile Anadolu Türk Edebiyatı iki grupta incelenmektedir. Bu gruplardan biri halk edebiyatıdır.

<span class="mw-page-title-main">Divan (edebiyat)</span> Divan edebiyatı şairlerinin eserlerini topladıkları antolojik eser

Divan, Divan edebiyatı şairlerinin belli bir düzene göre şiirlerini topladıkları yapıt.

<span class="mw-page-title-main">Gazel</span> divan edebiyatının aşktan bahseden temel şiir biçimi

Gazel, Türkçe Divan edebiyatının en yaygın nazım şeklidir. Gazel sözcüğü sözlük tarifi ile "kadınlarla sevgi üzerine konuşmak, söyleşmek" anlamına gelir.

Divan edebiyatı, Türk kültürüne has süslü ve sanatlı bir edebiyat türüdür. Bu edebiyata genellikle "divan edebiyatı" adı uygun görülmekte olup bunun en büyük nedenlerinden birisinin şairlerin manzumelerinin toplandığı kitaplara "divan" denilmesi olduğu kabul edilmektedir. Öte yandan, divan edebiyatı gibi tabirlerin modern araştırmacılar tarafından geliştirildiğini ve halk-tekke-divan edebiyatları arasındaki ayrımların bazen oldukça muğlak olduğu ve bu edebiyatlar arasında ciddi etkileşimlerin de bulunduğu vurgulanmalıdır.

Türkî-i basit ya da yerlileşme eğilimi, divan edebiyatında ortaya çıkmış, Arapça ve Farsça sözcük ve tamlamalara fazla yer vermeyerek sade bir Türkçeyle şiir yazmayı savunan bir edebi akımdır.

Aruz ölçüsü ya da aruz vezni, Arap edebiyatından doğarak İslamî edebiyatalara da yayılmış bir nazım sistemi; nazımda uzun veya kısa, kapalı ya da açık hecelerin belli bir düzene göre sıralanarak ahengin sağlandığı ölçüdür.

Basitname, Divan edebiyatında yalın Türkçe ile yazılmış gazellerdir. Bunlara Türkî-i basit gazel de denir. Basitnamelerde Arapça ve Farsça sözcüklerle tamlamalar çok azdır.

Tasavvuf, kelime anlamıyla "sufi olmak, sufiye yolunu izlemek" demektir. Tasavvuf ehline mutasavvıf ya da sufi denir. Tasavvuf edebiyatı ise tasavvufla uğraşan kişilerin ortaya koyduğu ürünleri kapsayan edebiyat türüdür. Halk edebiyatının "tasavvufi halk edebiyatı" türü 12. yüzyılda Ahmed Yesevi ile başladı. Konusu Allah'a ulaşmanın yolları, ahlak ve nefsin terbiyesidir. Anadolu’nun bu alandaki ilk ve en ünlü şairi Yunus Emre’dir.

Mersiye, şiirin temel konularından biridir. Ölülerin ardından, onların kaybı nedeniyle duyulan derin üzüntüyü ifade etmek için yazılan ağıt şiirlerini adlandırmak için kullanılan edebî bir terimdir.

<span class="mw-page-title-main">Âşık Paşa</span> Osmanlı dönemi Türk şairi

Âşık Paşa, Türk şâir ve mutasavvıf.

<span class="mw-page-title-main">Türk edebiyatı</span> Türkçe yazılmış edebî eserler

Türk edebiyatı, Türk yazını veya Türk literatürü; Türkçe olarak üretilmiş sözlü ve yazılı metinlerdir.

Ahmed Paşa, 15. yüzyılda Sultan II. Mehmed ve Sultan II. Beyazıd dönemlerinde kazaskerlik, vezirlik, sancak beyliği ve kadılık gibi yüksek görevleri yüklenmiş bir ulema sınıfı mensubu ve Divan Edebiyatı şairi.

Türkiye'de genel olarak tüm alanlarda batılılaşma süreci, 1839 yılında ilân edilen Tanzimat Fermanı ile başlamıştır. 1838 - 1860 yılları arasında yetişmiş gençler 1860 yılında sonra Edebiyat alanında batılaşmayı sağlamışlardır. Bu dönem edebiyatına Tanzimat Edebiyatı denmektedir.

Tatavlalı Mahremi divan şairidir. Divan Edebiyatı’nda Türki-i Basit Basitname akımının öncüsüdür. Doğum tarihi bilinmemektedir. İstanbul'un Tatavla semtinde doğmuştur.Bu nedenle bu lakapla bilinir. Medrese eğitimi almıştır. Galata kadısının naipliğini 20 yıla yakın bir süre yapmıştır Kadı Hasan Çelebi 'nin maiyetinde Selanik'e gitti.Bir süre orada kaldı. Bir gemi yolculuğu sırasında karısı ve iki çocuğuyla korsanlarca tutsak alındı. Ailesini kurtarmak için gerekli fidyeyi bulmak koşuluyla serbest bırakıldı. İstanbul'a perişan bir şekilde döndü. Tatavlalı Mahremi istenen parayı bulmaya çalışırken İstanbul 'da 1536 yılında öldü.

Âdem Dede, Osmanlı Devleti Türk Mevlevi şairi. Doğum tarihi bilinmemektedir ama 1591 olduğu tahmin edilmektedir. Antalya’da doğmuştur. Din eğitimini yörenin ünlü dervişlerinden alan Adem Dede daha sonra bilgisini artırmak ve mevlevi olmak için İstanbul'a gitti. Galata Mevlevihanesi'nde, İsmail Ankaravi'nin yanına yerleşti ondan eğitim aldı. İsmail Ankaravi'nin ölümüyle aynı mevlevihaneye şeyh oldu. Dostlarıyla birlikte sohbet toplantıları düzenler, bu toplantılarda dini konuşmalar yapılır, müzik dinlenir, sema yapılır ve zikredilirdi. Galata Mevlevihanesi'nde Kur'an ve Mesnevi okunuyor, sema yapılıyordu.

Hıfzı Mehmet Efendi Osmanlı Devleti Türk şair ve bilgini. Doğum tarihi bilinmiyor. Edirne'de doğmuştur. Yaşamı hakkında fazla bilgi yoktur. Kur'an eğitimi aldı ve dönemin ünlü bilginlerinden ders aldı. Medrese öğrenimi gördü. Bir ara müderris oldu ve enderun'da ders verdi. Birçok antik Yunanca, Arapça, Farsça, İbni Sina ve Biruni'nin bilimsel yapıtlarını inceledi. Değişik konularda çalışan Hıfzı Mehmet Efendi birçok yapıt vermiştir. Yapıtlarında arı bir Türkçe kullanmış hece ölçüsü'yle şiirlerini yazmış şiirlerinde atasözleri, manzumeler ve risaleler kullanmıştır. Ölüm tarihi bilinmemektedir.

Hızır Reis Osmanlı Devleti, Türk, Divan Edebiyatı, şairi ve bilgini. Doğum tarihi bilinmiyor. Eskişehir'e bağlı Sivrihisar'da doğdu. Tazarruname yazarı Sinan Paşa Hızır Reis'in babasıdır. Babasından ve başka değerli hocalardan ders aldı. Önce Sivrihisarda bir süre kadılık yaptı. Sonra Bursa'da müderris oldu, öğrencilere ders verdi. Osmanlı Devleti hükümdarı Fatih Sultan Mehmed'in sevgisini kazandı.

Aydınlı Visali Osmanlı İmparatorluğu Türk Divan Edebiyatı şairi. Osmanlı İmparatorluğu'nda Basitname akımının öncülerindendir. Asıl adı İsadır. Doğum tarihi bilinmemektedir. Aydında doğmuştur. Osmanlı İmparatorluğu padişahı II. Bayezid ve Osmanlı İmparatorluğu padişahı Yavuz Sultan Selim (1512 - 1520 zamanında Edirne şehrinde saray hocalığı yaptığı kayıtlıdır. Aydınlı Visalinin 61 Gazeli ve 1 Murabbasının olduğu bilinmektedir.

İslamiyet etkisinde gelişen Türk edebiyatı, Türklerin İslamiyet'e geçişi ile başlayan edebi dönemdir. Türkler edebiyat alanında ilk olarak sözlü edebiyat ürünleri olan: şiir, destan, sav, sagu, koşuk gibi türlerde eserler vermiştir. Yazının icadı ve Türkler tarafından öğrenilmesi ile de Türk edebiyatında yazılı dönem başlamıştır. Türklerin Karahanlılar döneminde kitleler halinde İslam dinine geçmesi ile edebiyat alanında bir geçiş dönemi yaşanmıştır. İslamiyet öncesindeki Türk edebiyatı, Türklerin İslam'a geçişleri ile birlikte Halk edebiyatı başlığı altında devam etmiştir. İslamiyet etkisinde gelişen Türk edebiyatına geçiş dönemi edebiyatı da denmektedir. Bu dönemde hece ölçüsünün yanı sıra aruz ölçüsü de kullanılmıştır. Bu dönem eserleri daha çok didaktik bir özellik taşıyarak öğüt verici yapıtlar olarak bilinmektedir. Bu dönemin yapıtlarında İslam dininin etkisi ile Arapça ve Farsça sözcüklerde görülmektedir. Dönemin diğer bir özelliği ise eski Türk şiir biçimleri ile mesnevi, gazel, kaside gibi yeni şiir biçimlerinin beraber kullanılmasıdır. İlk yapıtlar gibi Halk ve Divan edebiyatı da İslamiyet etkisinde gelişen Türk edebiyatı ayrımına girmektedir.

<span class="mw-page-title-main">Hamdullah Hamdi</span> Türk divan şairi, mutasavvıf (1449 - 1503)

Hamdullah Hamdi (doğumu: 1449, Göynük - ölümü: 1503, Göynük) Türk divan şairi, mutasavvıf. Mesnevileri ile tanınmıştır.