İçeriğe atla

Edimsellik

Edimsellik[1], performativite, performatiflik veya icra edicilik, J. L. Austin'in 1955 tarihli How to Do Things with Words (Söylemek ve Yapmak) isimli kitabında ortaya atılmış bir terim olup, söylenişi aynı zamanda bir eylem olan sözcük veya cümleler anlamına gelir (sözeylem). Örneğin nikah memurunun ‘Sizi karı–koca ilan ediyorum’ deyişi buna örnek olarak verilebilir. Austin'den sonra bu terim John Searle, Jacques Derrida ve Judith Butler gibi düşünürler tarafından da kullanılıp farklı bağlamlara uyarlanmıştır.[2] Antropoloji, sosyal coğrafya, kültürel coğrafya, ekonomi, toplumsal cinsiyet çalışmaları, hukuk, dilbilim, performans çalışmaları, tarih, işletme, felsefe gibi çok çeşitli alanlarda uygulamaları olan bir kavramdır.

Judith Butler

Filozof ve feminist kuramcı Judith Butler, kökü felsefe ve dilbilime dayanan performativite anlayışına yeni bir bakış önermiş ve performativiteyi söylemlerin yineleme yoluyla kazandığı güç ve bu yolla sosyal fenomenlerin üretilip denetlenmesi olarak tekrardan tanımlamıştır. Bu tanım özellikle toplumsal cinsiyetin gelişiminin analizinde kullanılmıştır.

Sanatta edimsellik

Edimselliğin içerdiği sözcükler ve eylemler arasındaki ortakyaşam ve birbirine bağımlılık ilişkisi, performans sanatının da asli unsurlarından biri olup kuramcılar ve felsefeciler edimsellik fikri üzerinden eylemlerin, bedensel işaretlerin ve sanatsal kararların rolünü incelemektedirler.[2]

Ayrıca bakınız

Kaynakça

  1. ^ Ertür, Başak. "Vaatleri ve Skandallarıyla Performativite Kavramı". Arter. 5 Kasım 2019 tarihinde kaynağından arşivlendi. 
  2. ^ a b "Art Term - Performativity". Tate. 10 Nisan 2017 tarihinde kaynağından arşivlendi. 

İlgili Araştırma Makaleleri

<span class="mw-page-title-main">Sosyoloji</span> toplumun oluşum, işleyiş ve gelişim yasalarını inceleyen bilim dalı

Sosyoloji veya toplum bilimi, toplum ve insanın etkileşimi üzerinde çalışan bir bilim dalıdır. Toplumsal (sosyolojik) araştırmalar sokakta karşılaşan farklı bireyler arasındaki ilişkilerden küresel sosyal işleyişlere kadar geniş bir alana yayılmıştır. Bu disiplin insanların neden ve nasıl bir toplum içinde düzenli yaşadıkları kadar bireylerin veya birlik, grup ya da kurum üyelerinin nasıl yaşadığına da odaklanmıştır.

Etik veya ahlak felsefesi, doğru davranışlarda bulunmak, iyi bir insan olmak ve insani değerler hakkında düşünme pratiğidir. Etik sözcüğü Yunanca "kişilik, karakter" anlamına gelen "ethos" sözcüğünden türemiştir.

<span class="mw-page-title-main">Dilbilim</span> insan dilinin araştırılması

Dilbilim, dil bilimi, lengüistik ya da lisaniyat; dilleri dilbilgisi, söz dizimi (sentaks), ses bilgisi (fonetik), ses bilimi (fonoloji), biçimbilim (morfoloji) ve edimbilim (pragmatik) gibi çeşitli yönlerden yapısal, anlamsal ve bildirişimin çıkış bağlamını temel alarak sözlerin gönderimlerini ve iletişimde dilin yaptırım gücünü inceleyen bilim dalıdır.

<span class="mw-page-title-main">Feminizm</span> İdeoloji

Feminizm, kadınların haklarını tanıyarak bu hakların korunması amacıyla eşitsizliklerin ortadan kaldırılmasına yönelik çeşitli ideolojiler, toplumsal hareketler ve kitle örgütlerinden oluşan hareket. Sözcüğün köken olarak Latince "femina" ve onun Fransızca türevi olan "féminisme" sözcüğünden geldiği ve Türkçe eş anlamlısının hatunculuk olduğu belirtilmektedir. Kadın hareketi doğrudan kadınları ilgilendiren ve dolaylı olarak kültürü ilgilendiren konularda bilinç uyandırır. Feminizmin temel amaçları; eğitim, iş, çocuk bakımı, yönetim gibi konularda eşit haklara sahip olmaktan, yasal kürtaj hakkından, kadın sağlığı konusunda ilerlemelere, tacizin ve tecavüzün engellenmesinden lezbiyen haklarına kadar uzanır.

<span class="mw-page-title-main">Cinsiyet</span>

Cinsiyet, erillik ve dişilik arasında farklılık gösteren özellikler aralığı veya bağlama göre, bu özellikler biyolojik cinsiyeti ve cinsiyete dayalı toplumsal yapıları kapsayabilir.

Bulanıklık, belirsizlik veya müphemlik; bir cümlenin, ifadenin veya çözümün açıkça tanımlanmadığı ve birkaç yorumu makul kıldığı bir anlam türüdür. Bir işaretin, sembolün, resmin ya da deyimin birden fazla anlama, mânâya gelebileceği durumları tarif eden bir terimdir. Bu nedenle, amaçlanan anlamı sınırlı sayıda adımla bir kurala veya sürece göre kesin olarak çözülemeyen herhangi bir fikrin veya ifadenin bir niteliğidir. Belirsizlik kavramı genellikle felsefe ile bağdaştırılır. Bulanıklıkta, farklı yorumlara izin verilir, belirsiz olan bilgilerle, istenen özgüllük seviyesinde herhangi bir yorum oluşturmak zordur. Eğer olabilecek sadece iki anlam varsa, bu durumda çiftanlamlılık söz konusudur. Edebiyatta ve konuşma dilinde kullanılan kinaye ve alegori de bulanıklık kavramı içinde incelenebilir. Bulanıklık, özellikle dil ile ilgili işaretler, yani harfler, semboller gibi işaretlerin bir özelliğidir.

Edimbilim, edim bilimi veya pragmatik, işaretlerin kullanımı ve işaretler ile işaretlerin kullanıcıları arasındaki ilişkiyi inceler. Edimbilim, dilsel fiilleri ve dilin kullanımını araştıran dilbilimsel bir alandır. Sözdizim ve anlambilimin yanı sıra dilsel göstergelerin özellikleriyle uğraşan göstergebilimin alt alanıdır.

<span class="mw-page-title-main">Post-Marksizm</span>

Post-Marksizm'in iki ilişkili fakat farklı kullanımı vardır. İlk olarak, Post-Marksizm Doğu Avrupa ve Sovyetler Birliği'nde komünizmin çöküşü sonrasında ortaya çıkan duruma işaret edebilir.

“Das Unbehagen der Geschlechter” kitabının yazarı Judith Butler’ın öncülüğünde eşitlik feminizmi üzerine kurulmuş; ancak bir adım daha da ileriye giderek “toplum cinsiyeti” ve “biyolojik cinsiyet” olmak üzere iki cinsiyetten bahsetmiştir. Cinsiyet kimliklerinin ortak kabul edilebilmesi, cinsiyetler arasındaki farklılıkların daha az güçlü olmasıyla bağlantılıdır.

<span class="mw-page-title-main">Judith Butler</span> Amerikalı filozof

Judith Butler, feminist felsefe, kuir (queer) kuram, siyaset felsefesi ve etik dallarına katkı sağlamış Amerikalı postyapısalcı filozof. Kaliforniya Üniversitesi, Berkeley'de Retorik ve Karşılaştırmalı Edebiyat bölümlerinde profesör olmanın yanı sıra European Graduate School'da Hannah Arendt Felsefe Profesörü'dür. Butler 1984'te Yale Üniversitesi'nden, akabinde Arzu Özneleri: Yirminci Yüzyıl Fransa'sında Hegelci Yansımalar adıyla basılan felsefe dalında doktora derecesi aldı.

Sosyal bilimler, toplumsal bilimler veya toplum bilimleri; insanın muhatabı olan her şey ile ilişkisini araştıran, olayları incelerken merkeze insanı ve insanların oluşturduğu toplumu koyan akademik disiplinler bütünüdür. İnsan ile yazı bulunduktan sonraki zamanın ilişkisini araştıran tarih, insan ile bulunduğu çevrenin ilişkisini araştıran coğrafya, insanların oluşturduğu toplumu araştıran sosyoloji gibi bilim dalları sosyal bilimlere örnek olarak gösterilebilir. Türkiye'de zaman zaman sözel bilimler olarak da anılırlar. Sosyal bilimlerin sanat ve beşeri bilimlerden temel farkı, insanlığı incelerken nitel ve nicel bilimsel yöntemlerin kullanımını içermesidir. Bu terim, 19. yüzyılda, "toplumun özgün bilimi" sosyolojiyi ifade etmek için kullanılmaktaydı. Ancak günümüzde antropoloji, arkeoloji, iktisat, ilahiyat ve din bilimleri, beşeri coğrafya, dil bilimi, işletme, müzik bilimi, siyaset bilimi, psikoloji, hemşirelik ve sosyal tarihi içeren birçok akademik branşı ifade eder.

Çeviribilim ya da Çeviri bilimi, yazılı ve sözlü çevirinin kuram, betimleme ve uygulamasını konu alan beşeri bilim dalıdır. Sahalar arası bir çalışma alanı olarak çeviribilim, çeviriye destek olan çeşitli sahalardan katkı alır. Bunların arasında metin dilbilim, toplumbilim, tarih, karşılaştırmalı edebiyat, felsefe, filoloji, göstergebilim, edebiyat gibi bilim dalları bulunur. Batı dillerinde “translation studies” (İngilizce), “Translationswissenschaft” (Almanca) ve “traductologie” (Fransızca) gibi adlarla anılır.

<span class="mw-page-title-main">LGBT</span> Lezbiyen, gey, biseksüel ve trans bireyler için kullanılan kısaltma

LGBT veya GLBT ya da LGBTQ+, 1990'larda LGB kısaltmasından sonra ortaya çıktı ve 1980'lerin ortaları ile sonlarından bu yana gey sözcüğü yerine kullanılarak LGBT topluluğunu temsil etmeye başladı. Birçok etkinci, gey topluluğu kullanımının eksik bir tanımlama olduğunu düşünerek LGBT topluluğu kullanımına geçti.

Kuir veya Queer, heteroseksüel veya cisseksüel olmayan insanlar için kullanılan bir şemsiye tabirdir.

Jeopolitik, siyasi coğrafyadan doğan bir bilim dalıdır. Bu bilim siyasi coğrafyanın devletlere sağladığı avantaj ve dezavantajları inceler.

<span class="mw-page-title-main">John Searle</span> Amerikalı filozof

John Rogers Searle Kaliforniya Üniversitesi, Berkeley'de Slusser profesörü olarak görev yapan Amerikalı felsefecidir. 31 Temmuz 1932 Colorado, Denver doğumlu John Rogers Searle Amerikalı bir filozoftur. İlgilendiği esas alanlar; dil felsefesi, aklın felsefesi ve metafiziğin alanlarıdır. Kaliforniya'daki Berkeley Üniversitesi'nde profesör olarak çalıştı. Üniversitenin cinsel taciz politikasını ihlal ettiği tespit edildiği için 2019 yılında görevine son verildi.

<span class="mw-page-title-main">Akademik disiplinler listesi</span> Vikimedya liste maddesi

Akademik disiplinlere genel bir bakış ve güncel bir rehber olarak aşağıda ana hatlar verilmiştir:

Kuir teori, ya da Queer Teorisi, 1990'lı yılların başında toplumsal cinsiyet çalışmaları alanında çıkmış olan, kuir çalışmaları kapsayan eleştirel kuramlar literatürüdür. Cinsel yönelim ve toplumsal cinsiyet temelli LGBTI+ hareketinin politik, toplumsal, kentsel, ekonomik bağlamlarını inceler. Batı merkezli, heteronormatif, patriyarkal toplumsal normlara ve tarihyazımına karşı farklı cinsellik tarihlerini yazmayı, toplumsal cinsiyetin farklı yollarını ifade etmeyi amaçlar. Sabit kimlikler ve özcü tanımlar yerine sürekli kendini sorgulayan, akışkan, dönüşen kavramları ve bakış açılarını gözetir.

<span class="mw-page-title-main">Sosyal coğrafya</span>

Sosyal coğrafya, sınıf, etnik köken ve din olmak üzere toplum içindeki bölünmelere odaklanır; bununla birlikte yakın zamanda cinsiyet ve yaş gibi başkaları eklenmiştir. Sosyal coğrafyanın kökenleri 19. yüzyılın ikinci yarısında Fransa'da ortaya çıkmıştır. Sosyal coğrafya kavramı ilk olarak Le Play okulunun bir üyesi tarafından kullanılmıştır.[kim?] Sosyal coğrafya sanayi devrimiyle büyük ölçüde etkilendi. Toplumsal coğrafya eylem-teorik yaklaşımlar ile genişletilmiştir. 1960'ların radikalizminin ürünü olan sosyal coğrafya, 1970'lerde insan coğrafyasının tüm alanıyla neredeyse eş anlamlı olana dek önemli ölçüde genişledi. Sosyal coğrafyanın entelektüel kökleri çok daha derine uzanır ve daha karmaşıktır. Genellikle bir Anglo-Amerikan geleneği olarak kabul edilir. Günümüzde sosyal coğrafya, çeşitli teorik bakış açılarıyla bilgilendirilmiş çok çeşitli ampirik çalışmaları kapsamaktadır. Sosyal coğrafyacılar, sosyal yaşamın yerinin önemini anlamayla daha fazla ilgilenmişlerdir.

Sözeylem, aynı zamanda bir eylem teşkil eden sözler için kullanılan dil felsefesi ve dilbilim terimi. Konuşucunun yalnızca bilgi sunmayıp aynı zamanda bir eylem gerçekleştirdiği söylemlerdir. Örneğin, "Kimchi istiyorum; rica etsem onu bana uzatır mısınız?" ifadesi, konuşmacının kimchiyi elde etme arzusunu ifade etmesinin yanı sıra birisinin kimchiyi kendisine uzatması için bir talep sunması nedeniyle bir sözeylem olarak kabul edilir.