İçeriğe atla

Edebî dil

Edebî dil veya yazın dili, sözcüklere farklı anlamlar yükleyip sözcüklerin imgesel gücünden yararlanarak estetik duygular oluşturmayı ve bir edebî tarzı yansıtmayı amaçlayan, yazınsal işlevi ağırlıklı olan dildir.[1]

Edebî dil, günlük konuşma dili ile çoğunlukla aynı kaynaktan beslense de dili oluşturan unsurların farklı ve sanatçıya özgü şekilde ve tarzda kullanılması nedeniyle bu ve diğer dil biçimlerinden ayrılır. Edebî dilin özelliği, sözcüklere farklı ve birden fazla anlam, ses, ima, çağrışım ve duygu değerleri yüklenmesidir. Edebî dil sayesinde sözcükler ve tümceler, dolayısıyla metnin tamamı orijinal ve özgün bir hâl alır; yazarın veya şairin özel dili haline gelir ve sanatçının yansıtmak istediği şeye dönüşür.[2]

Kaynakça

  1. ^ İmer, Kâmile; Kocaman, Ahmet; Özsoy, A. Sumru (2013). Dilbilim Sözlüğü. Boğaziçi Üniversitesi Yayınevi. s. 274. ISBN 978-605-4238-53-8. 
  2. ^ "Edebi Dil ve Özellikleri". turkedebiyati.org. 20 Eylül 2020 tarihinde kaynağından arşivlendi. 

İlgili Araştırma Makaleleri

<span class="mw-page-title-main">Edebiyat</span> sözlü ya da yazılı anlatıma dayanan sanat

Edebiyat, yazın veya literatür, dil aracılığıyla; duygu, düşünce, hayal, olay, durum veya herhangi bir olgunun edebî bir tarzda ve etkili bir şekilde yazılı veya sözlü anlatımını gerçekleştiren; malzemesi söz ve ses; muhatabı insan olan bir sanat dalıdır. Edebî yazılar yazan sanatçılara edebiyatçı denir. Daha kısıtlayıcı bir tanımla, edebiyatın; bir sanat formu olarak oluşturulan yazılar olduğu düşünülmüştür. Bunun nedeni, günlük kullanımdan farklı olarak edebiyatın, dil ürünü olmasıdır.

<span class="mw-page-title-main">Dil</span> insanlar arasında iletişim kurmayı sağlayan doğal bir iletişim aracı

Dil, insanlar arasında anlaşmayı ve iletişimi sağlayan doğal bir araç, kendisine özgü kuralları olan ve ancak bu kurallar içerisinde gelişen canlı bir varlık, çok boyutlu kavramlar bütünü; temeli tarihin bilinmeyen dönemlerinde atılmış bir gizli anlaşmalar düzeni, seslerden örülmüş toplumsal bir kurum ve yapıdır.

<span class="mw-page-title-main">Poliamori</span> Çok eşlilik

Poliamori, bireylerin birden çok sevgiliye sahip olabildikleri, söz konusu ilişkiye dahil olan herkesin bu durumun bilincinde olup bunu onayladığı, monogaminin (tekeşliliğin) ya da monamorinin tersi niteliğinde, insanlar arası ilişki türü.

Deyim, dil biliminde, kavramları, durumları hoşa giden bir anlatımla ya da özel bir yapı veya söz dizimi içinde belirten ve çoğunlukla gerçek anlamlarından ayrı anlamlara gelen sözcüklerden oluşan kalıplaşmış sözcük topluluğu ya da cümledir. İki veya daha çok sözcükten kurulu bir çeşit dil ifadesi olan deyimler, duygu ve düşünceleri dikkati çekecek biçimde anlatan ad, önad, belirteç, yalın ve birleşik eylem görünüşlü dilsel yapılardır. Ya tam bir tümcedirler ya da bir söz öbeğidirler.

<span class="mw-page-title-main">Duygu</span> belirli nesne, olay veya bireylerin insanın iç dünyasında uyandırdığı izlenim

Duygu, bireyin ruh hâlinde biyokimyasal (içsel) ve çevresel tesirlerle etkileşiminden doğan kompleks psikofizyolojik bir değişimdir. Kişiye özgü sağlık duyusunu belirleyen temel faktör olup, insanın günlük yaşamında merkezi bir rol oynar. Bu yüzden pek çok bilim dalı ve sanat biçimi tarafından araştırılmıştır. Duyguların sayısı ve sınıflandırılması konusu tartışmalıdır.

İkinci Yeni, Türk şiirinde 1950'li yıllarda ortaya çıkmış bir şiir hareketidir.

<span class="mw-page-title-main">Sembolizm</span>

Sembolizm ya da simgecilik, en genel anlamıyla farklı anlamlara gelen ya da farklı öğeleri simgeleyen çeşitli sembollerin kullanımıdır. Sembolizme sanatta, özellikle resim, müzik ve edebiyat alanlarında rastlanır.

<span class="mw-page-title-main">Fince</span> Sondan eklemeli Finlandiyanın resmi dili

Fince (

<span class="mw-page-title-main">Estonca</span> Estonyanın resmi dili

Estonca, Estonya'nın resmî dilidir. 1,1 milyon Estonya vatandaşına ek olarak on binlerce Estonyalı göçmen tarafından konuşulan dil. Ural Dil Ailesi'nin Fin-Ugor dilleri'ne mensuptur. Dil, Finceye oldukça benzemektedir. Dili ailedeki diğer dillerden ayıran en önemli özellik, kısa, uzun ve çok uzun olmak üzere üç farklı tonlama barındırmasıdır.

Bulanıklık, belirsizlik veya müphemlik; bir cümlenin, ifadenin veya çözümün açıkça tanımlanmadığı ve birkaç yorumu makul kıldığı bir anlam türüdür. Bir işaretin, sembolün, resmin ya da deyimin birden fazla anlama, mânâya gelebileceği durumları tarif eden bir terimdir. Bu nedenle, amaçlanan anlamı sınırlı sayıda adımla bir kurala veya sürece göre kesin olarak çözülemeyen herhangi bir fikrin veya ifadenin bir niteliğidir. Belirsizlik kavramı genellikle felsefe ile bağdaştırılır. Bulanıklıkta, farklı yorumlara izin verilir, belirsiz olan bilgilerle, istenen özgüllük seviyesinde herhangi bir yorum oluşturmak zordur. Eğer olabilecek sadece iki anlam varsa, bu durumda çiftanlamlılık söz konusudur. Edebiyatta ve konuşma dilinde kullanılan kinaye ve alegori de bulanıklık kavramı içinde incelenebilir. Bulanıklık, özellikle dil ile ilgili işaretler, yani harfler, semboller gibi işaretlerin bir özelliğidir.

<span class="mw-page-title-main">Tiyatro</span> sahnede, seyirciler önünde oyuncuların sergilenmesi amacıyla hazırlanmış gösteriler

Tiyatro, bir sahnede, seyirciler önünde oyuncuların sergilemesi amacıyla hazırlanmış gösterilerdir. Farklı bir şekilde duyguların ve olayların hareket (jest) ve konuşmalarla anlatılmasıdır. Genel olarak temsil edilen eser anlamında da kullanılır. Tiyatro eseri, olayları oluş yoluyla gösterir. Bu yönüyle konuşma ve eyleme dayanan bir gösteri sanatı olarak da tanımlanabilir. Yaygın bir deyişle tiyatro; insanı, insana, insanla, insanca anlatma sanatı olarak Shakespeare'in sözüyle de ifade edilir.

<span class="mw-page-title-main">İzlandaca</span> İzlandanın resmî dili olan Kuzey Cermen dili.

İzlandaca, Cermen dillerinden biri ve İzlanda'nın resmî dilidir. İzlandacaya en yakın diller, Faroe Adaları'nda konuşulan Faroe dili ile Sognamål gibi Batı Norveç lehçeleridir. İzlanda, anakaraya uzak bir ada devleti olmasından dolayı, diğer ülkelerle arasında kayda değer oranda kültür alışverişi gerçekleşmemiş, bunun sonucunda dile çok az yabancı sözcük girmiştir. İzlanda'nın konumu Amerika'ya daha yakın olmasına rağmen, İzlandaca bir İskandinav dilidir.

Ezgi ya da melodi sözcüğü ses dizisi anlamına gelmektedir. Belli bir duyguyu yansıtması için yan yana getirilen notalar dizisine işaret etmektedir.

Romans, özellikle Orta Çağ şövalyelik sistemini anlatışıyla karakterize olmuş bir edebiyat türü. 12. yüzyıl Fransası'nda ortaya çıkmıştır. Benzer tarzda yazılmış öncülü eserler de bazen aynı isimle anılsa da ayrı bir tür olarak romans, Akitanya düşesi Eleanor'un aristokratik çevresinde ortaya çıkmıştır.

<span class="mw-page-title-main">Japonca</span> Doğu Asya dili

Japonca, Japonlar tarafından konuşulan Japon dil ailesine bağlı bir dildir. Başta Japonya ve Japon diasporasındakiler olmak üzere yaklaşık 128 milyon kişi tarafından konuşulmaktadır. Japonya'da de facto millî dil olarak kabul edilip Palau'da tanınmış azınlık dilidir.

<span class="mw-page-title-main">Litvanca</span> Litvanyanın resmi dili

Litvanca, Litvanya'nın resmî dili. 1918'de Litvanya'nın resmî dili olarak kabul edilen Litvanca, Hint-Avrupa dillerine özgü ortak biçimlerden hareketle direkt olarak açıklanabilecek tek yaşayan dildir. Günümüzde yaklaşık 4 milyon kişi Litvancayı anadili olarak konuşmaktadır.

İletişim, iletilmek istenen bilginin hem gönderici hem de alıcı tarafından anlaşıldığı ortamda bilginin bir göndericiden bir alıcıya aktarılma sürecidir. Organizmaların çeşitli yöntemlerle bilgi alışverişi yapmalarına olanak tanıyan bir süreçtir. İletişim tüm tarafların üzerinden bilgi alışverişi yapılacak ortak bir dili anlamalarına ihtiyaç duyar.

<span class="mw-page-title-main">Kafe</span> genellikle sıcak içecek ve yiyecek servisi yapan küçük işletme

Kafe veya Fransızca orijinal yazımıyla café, müşterilere yiyecek ve içecek servisi yapılan küçük işletme. Genellikle kısıtlı bir menüye sahiptir. Aslen kahve servisi yapılan mekanlar olan kafeler zamanla basit yiyeceklerin ve her türlü sıcak-soğuk içeceğin sunulduğu yerler hâlini almıştır. Öncelikle çeşitli türlerde kahve, örn. espresso, latte ve cappuccino servis eder. Bazı kafeler buzlu kahve, buzlu çay, kafeinsiz içecekler gibi soğuk içecekler sunabilir. Kıta Avrupası'nda kafeler alkollü içecekler de sunmaktadır. Bir kahvehane ayrıca hafif atıştırmalıklar, sandviçler, kekler, tatlı, meyveler veya hamur işleri gibi yiyecekler de sunabilir. Kahvehaneler, sahibi tarafından işletilen küçük işletmelerden çok uluslu büyük şirketlere kadar çeşitlilik gösterir. Bazı kahvehane zincirleri, dünya çapında çeşitli ülkelerde çok sayıda şubesi bulunan bir franchise iş modeliyle çalışır. Bir kahvehane, bir bar, pub veya restoranın bazı özelliklerini paylaşabilir, ancak kafeteryadan farklıdır.

Türban, ince kumaştan yapılmış başı sıkıca kavrayan özel bir tür kadın başörtüsü. Renkli desenli ve ipek kumaştan yapılan türban, eşarba göre biraz daha büyük boyutludur ve şeffaf değildir. Türban genellikle saçın görünmesini engelleyecek şekilde takılan pamuklu kumaştan bir bonenin üzerinden bağlanır. Geleneksel başörtüsünden farklı olarak, çok sayıda kalın başlı toplu iğne ile sabitlenir. Türbanın bağlanma şeklinin geleneksel başörtüsünden ayrılan en önemli özelliği, saçın tek bir telinin bile gözükmemesine dikkat edilmesidir.

Mordvin dilleri, Ural dillerinin bir koludur. Birbiriyle yakın bağları olan ve ikisi de Mordovya bölgesinde konuşulan Erzyan ile Mokşan dillerinden oluşur. Bu grubun eskiden tek bir "Mordvin dili"ni teşkil ettiği düşünülürdü, ancak mevcut durumda küçük bir dil grubu olarak görülür. Sesbilim, sözcük ve dilbilgisi farklılıkları nedeniyle Erzyanca ile Mokşanca birbiriyle karşılıklı anlaşılabilirlik göstermemektedir; hatta gruplar arası temaslarda sık sık Rus dili kullanılır.