İçeriğe atla

Edat

Edat veya ilgeç; farklı tür ve görevdeki kelimeler ve kavramlar arasında anlam ilgisi kurmaya yarayan yardımcı kelime. İlgeçlerin tek başına anlamı yoktur; diğer kelimelerle birlikte, cümle içinde görev kazanır.[1]

Bazı kaynaklarda ünlemler ve bağlaçlar da ilgeç kabul edilir.[1][2] Bu yazıda ünlemler ve bağlaçlar ele alınmayacak, yalnızca bahsi geçen kaynaklarda son çekim ilgeçleri olarak adlandırılan ilgeçler ele alınacaktır. Türkçede kullanılan başlıca ilgeçler şunlardır:

Edatlardan önce gelen hâl ekleri

Edatlar iliştirildikleri isimlerin yalın hâlleriyle veya ismin diğer hâlleri ile birlikte kullanılabilir. Bu kullanımlardan bazıları ekli hâlleri ile Türkçeye yerleşmiştir ve bazı edatlar her zaman ilgili hâl ekinin ardından kullanılır. Bunlara örnek olarak "-den ötürü", "-e dek", "-den öte", "-e doğru" verilebilir:

  • Bu çiçekleri annem için alıyorum. ("anne" yalın halde)
  • Yarına kadar bu ödevi bitirmem lazım. (-e hâli)
  • Düşük notlarından ötürü çok çalışman gerekiyor. (-den hâli)

İşlevlerine göre edatlar

Başkalık edatı

Başka, gayrı, özge gibi[3] başkalık bildiren edatlardır.

  • Senden gayrı kimsem yok.
  • Yardım istemekten başka çaremiz kalmadı.

Benzerlik edatı

Gibi benzerlik bildiren edattır.[3]

  • Yorgunluktan yatağa bavul gibi düştüm.

Hâl edatı

Göre, nazaran, dâir, rağmen gibi edatlardır.[3]

  • Çok çalışmama rağmen sınavda hedeflediğim başarıyı yakalayamadım.
  • Duyduğuma göre bitirme sınavları bir hafta erken gerçekleşecekmiş.
  • Şirketteki son değişikliklere dâir bilgi almak istiyorum.

Miktar edatı

Kadar kelimesidir.[3] Yer ve yön edatı olan "kadar" ile karıştırılmamalıdır.

  • Ne kadar zaman olmuş görüşmeyeli.
  • Sürahiyi ağzına kadar doldurdum.

Sebep edatı

İçin, üzere, dolayı, ötürü, nâşi, diye gibi sebep bildirmede kullanılan edatlardır.[3]

  • Açılış konuşmasını yapmak üzere kürsüye çıktı.
  • Bu raporu bitirebilmek için zamana ihtiyacım var.
  • Kardeşim hastalığından nâşi gelemedi.

Vasıta ve beraberlik edatı

İle kelimesidir.[3] İle edatı -le şeklinde ek biçiminde de yazılabilir. Birkaç farklı kullanımı vardır.

İşin, fiilin, hangi araçla (vasıtayla) yapılacağını, yapıldığını bildirir:

  • İstanbul'a uçakla gideceğim.

İşin, fiilin kimle yapıldığını, yapılacağını bildirir:

  • Bu oyuncağı küçük kardeşimle birlikte yaptım.

İşin, fiilin nasıl yapıldığını, yapılacağını bildirerek durum zarfı oluşturabilir:

  • Büyük bir sevinçle yanıma geldi.

İşin, fiilin nedenini bildirerek edat tümleci olabilir:

  • Arabanın devrilmesiyle yol trafiğe kapandı.

"İle" edatı, bağlaç olan "ile" kelimesiyle karıştırılmamalıdır. Bağlaç olan "ile", "ve" anlamına gelir:

  • Ali ile Aydın bize geldiler. (bağlaç)
  • Bu filmi Ali'yle izlemiştim. (edat)

Türkçenin bazı ağızlarında "birle" kelimesi "ile" anlamında kullanılır ve vasıta edadıdır:[3]

  • Bayat atı birle sözüg başladım (Tanrı adı ile söze başladım). -Kutadgu Bilig

Yer ve yön edatları

Değin, dek, doğru, kadar, karşı, yan gibi yer veya yön bildiren edatlardır.[3]

  • Ayvalık'ta denize karşı bir villa almış kendisine.
  • Eve doğru ıslık çalarak yürürken eski bir arkadaşıma rastladım.
  • Otomobilimiz bozulunca şehre kadar yürüdük.

Zaman edatı

Beri, önce, evvel, sonra gibi zaman bildiren edatlardır.[3]

  • Babam yurt dışından döndükten sonra taşınacağız.
  • Gitmeden evvel bahçe düzenlemesini tamamlamalıyız.
  • Ne zamandan beri bu işle meşgulsünüz?

Edatların cümlede diğer görevlerde kullanımı

Edat olarak kullanılan bazı kelimeler cümlede başka görevlerde de kullanılabilirler:

  • Biraz beri gel. (zarf)
  • Bugün derse başka bir öğretmen geldi. (sıfat)
  • Yolun karşısına geçerken çok dikkatli olmalısın. (isim)

Cümledeki diğer kelimelerle birlikte sıfat veya zarf öbeği oluşturabilirler:

  • Dağ gibi adam bu hastalığı atlatamadı. (sıfat öbeği)
  • Sen de herkes kadar çaba göstermelisin. (zarf öbeği)

Başka kelimelerle birlikte özne veya yüklem görevinde de kullanılabilirler:

  • Dünkü provada repliğimi unuttuğumda utançtan ölecek gibiydim. (isim, yüklem)
  • Onun gibisi zor bulunur. (isim, özne)

Diğer dillerde

Türkî dillerde

"tirkelme", Uygur Türkçesi

"artınçı", Tuva Türkçesi

"şılav", Kazak Türkçesi.-

"tatak", Çuvaş Türkçesi.

  • Bizdiñ şahtalardı jayın Almatıga deyin jazıp jürgen kim? (A. Abişev); Jalt karasam, Şuga üyine karay keti bara jatır eken (B. Maylin) degen söylemderdegi deyin, karay septevlikterin alıp tastap, Almatığa, üyine dep kana aytatın bolsak, ol söylemderdegi oy edevir özgerip ketken bolar edi.

Notlar

  1. ^ "Ama, fakat, lakin" anlamında kullanıldığında bağlaçtır.
  2. ^ "Ve" anlamında kullanıldığında bağlaçtır.
  3. ^ "Ama, fakat, lakin" anlamında kullanıldığında bağlaçtır.

Kaynakça

  1. ^ a b Ergin 313
  2. ^ Edatlar 10 Mart 2013 tarihinde Wayback Machine sitesinde arşivlendi. Türkçeciler.com
  3. ^ a b c d e f g h i Ergin 319

Konuyla ilgili yayınlar

  • Ergin, Muharrem. ''Üniversiteler İçin Türk Dili.'' İstanbul: Bayrak Yayım, 2009.

İlgili Araştırma Makaleleri

Cümlenin ögeleri, cümlede yüklem ile görev ve anlam yönünden yükleme eşlik eden diğer parçalardan her biri. Cümlenin ögeleri tek bir sözcükten veya sözcük grubundan oluşabilir. Ögeler anlamlı ve doğru cümleler kurulabilmesini sağlar. Türkçede cümlenin ögeleri şunlardır:

  1. Yüklemler
  2. Yapım ekleri
  3. Çekim ekleri
  4. Nesneler
  5. Bağlaçlar
  6. Dolaylı tümleçler
  7. Zarf tümleçleri
  8. Edat tümleçleri
  9. Özneler
  10. Noktalama işaretleri

Bağlaçlar veya rabıt (bağlama) edatları; kelimeleri, kelime gruplarını veya cümleleri biçim veya anlam yönüyle birbirine bağlayan kelimeler: ve, veya, ile, ama, de (da), ancak, çünkü, eğer, hâlbuki, hem … hem …, hiç değilse, ise, ki, lâkin, meğer, nasıl ki, ne … ne …, öyle, öyle ki, sanki, şu var ki, üstelik, yahut, yalnız, yani, yoksa, zira vs. Bağlaçlar, ifadeleri ilgi ve önem sırasına koyarak düzenlememize yardımcı olur.

Ünlem ya da nidâ; sevinç, üzüntü, kızgınlık, korku, şaşkınlık gibi duyguları belirten; tabiat seslerini yansıtan, bir kimseye seslenmek için ve ani bir iş oluş hareketi bildiren cümlelerde kullanılan kelime... Ünlemler tek başına kullanıldıklarında genelde bir anlam ifade etmez. Yazı dilinde ünlem cümlelerinin arkasından genellikle ünlem işareti (!) gelir.

Kelime veya sözcük, tek başına anlamlı, bir ya da birbirine bağlı birden fazla biçimbirimden (morfem) oluşan, ses değeri taşıyan dil birimidir.

Zarf veya belirteç; bir fiilin, fiilimsinin, sıfatın veya başka bir zarfın anlamını yer, zaman, durum ve miktar bakımından niteler. Zarflar, fiile yöneltilen neden, ne zaman, nereye, ne kadar ve nasıl sorularının cevaplarını oluşturur. Aşağı, yukarı, nazikçe, çok, az, fevkalâde, en, ileri, geri, şimdi, geç gibi kelimeler cümle içerisinde zarf olarak kullanılabilir.

Zamir veya adıl, cümlede varlıkların adları yerine kullanılabilen ve adların yerine getirdiği bütün işlevleri yerine getirebilen ad soylu sözcük. Ben, sen, o, biz, siz, onlar; kendim, kendin, kendi, kendimiz, kendiniz, kendileri; bu, şu, o; kim, ne ve biri gibi kelimeler, sıklıkla zamir olarak kullanılır. Türkçede herhangi bir sözcüğü zamir olarak adlandırmak yanlış olur çünkü pek çok ad soylu sözcük gibi zamirler de cümlede ayrı görevlerde kullanılabilir:

Cümle veya tümce; bir ifade, soru, ünlem veya emiri dile getiren; kendi başına anlamlı sözcükler dizisi. Çoğunlukla özne, tümleç ve yüklemden meydana gelir. Bazen yan cümleciklerle anlamı pekiştirilir veya genişletilir.

İyelik ekleri veya sahiplik ekleri, isimlere ve isim görevinde kullanılan sözcüklere eklenerek kime veya neye ait olduğunu bildiren ekler.

Sıfat ya da ön ad; isimlerin ya da diğer sıfatların önüne gelerek onları miktar, sıra, konum, renk, biçim, bıraktığı izlenim gibi çeşitli yönlerden tanımlayan, tarif eden kelime türüdür. Sıfat ile nitelediği veya belirttiği ismin oluşturduğu kelime grubuna "Sıfat Tamlaması" denir. Her sıfat, bir Sıfat Tamlaması kurar. Sıfatın olduğu heryerde aynı zamanda Sıfat Tamlaması'ndan da sözedilir. Sıfat Tamlaması'nın çeşitleri yoktur.

Birleşik cümle veya bileşik cümle, bir ana (temel) cümle ile onun anlamını tamamlayan bir veya daha fazla yardımcı cümleden meydana gelen cümledir. Birleşik cümlelerde ana yüklemin haricinde yargı veya eylem bildiren başka sözcükler de bulunur. Aşağıdaki örneklerde yardımcı cümleler eğik çizgi (/) ile ayrılmıştır ve bazı noktalama işaretleri anlatım kolaylığı açısından kullanılmamıştır:

Dilek kipleri veya tasarlama kipleri; Türkçede fiillerin gereklilik, istek, dilek, şart veya emir bildiren hallerinden her biri. Optatif olarak da bilinir. Bu kiplerde "zaman" ifadesi yoktur. Türkçede dört dilek kipi vardır:

İsim soylu kelimeler; cümlede isim gibi davranabilen, bazıları ismin hâllerini alabilen veya isim yerine kullanılan, fiil bildirmeyen kelimeler. Türkçedeki isim soylu kelimeler şunlardır:

Sıfat tamlaması; bir ismin önüne isim ile ilgili bilgi veren sıfatların eklenmesi ile oluşturulmuş kelime grubudur. Sıfat tamlamaları bir ismin işaret ettiği varlık veya kavramın adedi, biçimi, rengi, durumu, konumu vs. hakkında bilgi verir. Örnekler:

Zarf-fiil, bağ-fiil, ulaç veya gerundium bir fiilin cümlede zarf (belirteç) görevinde kullanılan hâli. Türkçedeki üç fiilimsi grubundan biridir. Fiillere -esiye, -ip, ıp, -meden, -ince, -ken, -eli, -dikçe, -erek, -ir … -mez, -diğinde, -e … -e, -meksizin, -cesine eklerinin getirilmesiyle oluşturulur. Bu ekler, Türkçedeki ses uyumlarına veya ağızlara bağlı olarak değişiklik gösterebilir.

Vasıta eki veya vasıta hâl eki, "ile" edatının kelimeye birleşik yazılan şeklidir. Kelimelerin araç (instrumental) hâlini belirtir. Ünsüz ile biten kelimelere -le şeklinde eklenir. Ünlü ile biten kelimelere eklendiğinde ise -yle hâline dönüşür. Vasıta eki başlıca olarak şu üç görevde kullanılır:

Ge'ez (ግዕዝ), Eritre ve Kuzey Etiyopya'da konuşulmuş eski bir Sami dilidir. Dil Etiyopya Ortodoks Tevhîdî Kilisesi'nin ayin dili olup Ge'ez alfabesi ile yazılmaktadır.

Sorani dilbilgisi, Irak ve İran'da konuşulan bir Kürtçe lehçesi olan Soranicenin dilbilgisidir.

Esperanto dilbilgisi, kuralları aşırı şekilde düzenli olması için tasarlanmıştır. Eklemeli bir dil olan Esperanto'nun kelime dağarcığı Hint-Avrupa dil ailesi, özellikle de Latin, Slav ve Germen dilleri esas alınarak hazırlanmıştır. Esperanto serbest cümle dizimine sahiptir, cümledeki ögelerin yerleri değiştirildiğinde cümlenin anlamı değişmez.

Derlem dilbiliminde eşdizim, tesadüfen beklenenden daha sık bir arada ortaya çıkan bir dizi kelime veya terimdir. Deyimbilimde, bir eşdizim, bir tür kompozisyon öbeğidir, yani onu oluşturan kelimelerden anlaşılabileceği anlamına gelir. Bu, bütünün anlamının parçalarından çıkarılamadığı ve tamamen ilgisiz olabileceği bir deyimle çelişir.

Elefen'in dilbilgisi, Roman dilleri Katalanca, Fransızca, İtalyanca, Portekizce ve İspanyolcanın ortak dilbilgisinden basitleştirilmiştir. Bu haliyle, Haiti Kreolü, Yeşil Burun Adaları Kreolü, Papiamento ve Chabacano gibi Romanik Kreollerin gramerlerine benzer.