İçeriğe atla

Ebu Gureyb Cezaevi işkenceleri

Satar Cabbar adlı Iraklı bir tutuklunun bir sandığın üzerinde vücuduna elektrikli kablolar bağlanmış resmi.
Başlarına çuval geçirilmiş ve soyundurulmuş vaziyette tutuklularla dalga geçen Er Lynndie England
Boynuna tasma takılmış bir tutukluya işkence yapan Er Lynndie England

Ebu Gureyb Cezaevi işkenceleri, Irak Savaşı'nın ilk yıllarında, Birleşik Devletler Ordusu ve Merkezi İstihbarat Teşkilatı personelinin[1] Irak'taki Ebu Gureyb Cezaevi'nde tutuklulara fiziksel, cinsel, tecavüz, sodomi ve cinayet gibi bir dizi insan haklarını çiğneyecek türden işkenceler gerçekleştirmesi olayıdır.[2][3][4][5] İşkencecilerin, ABD'deki bazı muhafazakâr medya kurumlarından destek almasına rağmen, istismarlar, CBS News'in, Nisan 2004'te işkence anlarına ait fotoğrafları yayımlanmasıyla kamuoyunun dikkatini çekti ve olaylar hem ABD'de, hem küresel kamuoyu'nda kınandı.[6][7]

George W. Bush yönetimi, Ebu Gureyb'deki istismarların izole olaylar olduğunu ve ABD politikasının göstergesi olmadığını ileri sürdü.[8][9] Bu iddiaya karşı tepki gösteren Kızılhaç, Uluslararası Af Örgütü ve İnsan Hakları İzleme Örgütü gibi örgütler, sadece Ebu Gureyb'de değil; Irak'ın genelinde, Afganistan'da ve Guantanamo'da Birleşik Devletler Ordusu'nun, düşman askerlerine benzer işkenceler ve acımasız muameleler uyguladığını ileri sürdüler.[9]

Halk arasında İşkence Notları olarak bilinen belgeler olaylardan birkaç yıl sonra ortaya çıktı. Amerika Birleşik Devletleri Adalet Bakanlığı tarafından, 2003 Irak işgalinden kısa bir süre önce hazırlanan bu belgeler, yabancı tutukluların bazı geliştirilmiş sorgulama tekniklerini (genellikle işkenceyi içerecek şekilde) onayladı.

Irak'taki işkencelerin anlatıldığı kamuoyundan gizlenen 53 sayfalık bir raporda Ebu Gureyb'den çıkan resimlerin ardından bu rapordan kimi bölümler de Amerikan basınında yer almış, buna göre, "sadistçe, kaba ve gayri ahlaki" diye tanımlanan çok sayıda işkence örneği anlatılırken, "Iraklı esirlere sopalar ve farklı aletlerle tecavüz edildiği, çırılçıplak soyuldukları, kadın çamaşırları giymeye zorlandıkları, günlerce su ve tuvalet bulunmayan hücrelerde tutuldukları ve sürekli olarak dövüldükleri" dile getirilmiştir.

Olayların ortaya çıkmasından sonra Amerikalı çavuş Charles Graner askeri mahkemede yargılayarak suçlu bulmuşlardır.

Ebu Gureyb'ten sorumlu general J. Kaprinski, Ebu Gureyb Cezaevi'nin askeri istihbarat tarafından yönetildiğini, taciz ve kötü muamelenin fiilen resmî politika olduğunu ve sorgulamalara CIA ajanlarının da katıldığını belirtmiştir.

Askerler tarafından çekilen ve daha sonra montajlanarak DVD haline getirilen görüntüler, 'Palm Beach Post' gazetesinin internet sitesinde yayınlanmıştır.

Ayrıca bakınız

Dış bağlantılar

Kaynakça

  1. ^ Greenwald, Glenn. "Other government agencies". Salon.com. 12 Şubat 2008 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: April 3, 2012. 
  2. ^ Hersh, Seymour M. (17 Mayıs 2004). "Chain of Command". The New Yorker. January 1, 2012 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 13 Eylül 2011. NBC News later quoted U.S. military officials as saying that the unreleased photographs showed American soldiers "severely beating an Iraqi prisoner nearly to death, having sex with a female Iraqi prisoner, and 'acting inappropriately with a dead body.' The officials said there also was a videotape, apparently shot by U.S. personnel, showing Iraqi guards raping young boys." 
  3. ^ Benjamin, Mark (30 Mayıs 2008). "Taguba denies he's seen abuse photos suppressed by Obama: The general told a U.K. paper about images he saw investigating Abu Ghraib – not photos Obama wants kept secret." Salon.com. 11 Haziran 2009 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 6 Haziran 2009. The paper quoted Taguba as saying, "These pictures show torture, abuse, rape and every indecency." [...] The actual quote in the Telegraph was accurate, Taguba said – but he was referring to the hundreds of images he reviewed as an investigator of the abuse at Abu Ghraib prison in Iraq 
  4. ^ Hersh, Seymour Myron (June 25, 2007). "The general's report: how Antonio Taguba, who investigated the Abu Ghraib scandal, became one of its casualties". The New Yorker. 12 Eylül 2007 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: June 17, 2007. Taguba said that he saw "a video of a male American soldier in uniform sodomizing a female detainee" 
  5. ^ Walsh, Joan; Michael Scherer; Mark Benjamin; Page Rockwell; Jeanne Carstensen; Mark Follman; Page Rockwell; Tracy Clark-Flory (March 14, 2006). "Other government agencies". The Abu Ghraib files. salon.com. 12 Şubat 2008 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 24 Şubat 2008. The Armed Forces Institute of Pathology later ruled al-Jamadi's death a homicide, caused by "blunt force injuries to the torso complicated by compromised respiration." 
  6. ^ "Rush: MPs Just 'Blowing Off Steam'". CBS News. 6 Mayıs 2004. 27 Eylül 2008 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: June 14, 2020. 
  7. ^ Sontag, Susan (23 Mayıs 2004). "Regarding The Torture Of Others". The New York Times. 2 Eylül 2017 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: June 14, 2020. 
  8. ^ Brown, Michelle (Eylül 2005). ""Setting the Conditions" for Abu Ghraib: The Prison Nation Abroad". American Quarterly. 57 (3): 973-997. doi:10.1353/aq.2005.0039. JSTOR 40068323. 
  9. ^ a b Smeulers, Alette; van Niekirk, Sander (2009). "Abu Ghraib and the War on Terror-A case against Donald Rumsfeld?" (PDF). Crime, Law and Social Change. 51 (3–4): 327-349. doi:10.1007/s10611-008-9160-2. 30 Haziran 2021 tarihinde kaynağından (PDF) arşivlendi. Erişim tarihi: 14 Haziran 2020. 

Wikimedia Commons'ta Abu Ghraib prisoner abuse ile ilgili çoklu ortam belgeleri bulunur

İlgili Araştırma Makaleleri

İşkence, ister fiziksel olsun ister ruhsal, bir göz korkutma, caydırma, intikam alma, cezalandırma veya bilgi toplama amacı olarak bilinçli şekilde insanlara ağır acı çektirmekte kullanılan her türden faaliyetlerdir.

<span class="mw-page-title-main">Ebu Musab ez-Zerkavi</span> Irak ve Şam İslam Devletinin (IŞİD) kurucusu Ürdünlü cihatçı terörist

Ebu Musab ez-Zerkavi ya da gerçek adıyla Ahmed Fadıl en-Nazal el-Haleyle, çeşitli İslamcı ve cihatçı silahlı örgütlerin üyeliğini, kuruculuğunu ve liderliğini yapmış Ürdünlüdür. Çeşitli devletler ve uluslararası kuruluşlar tarafından terör örgütü olarak tanımlanan, Tevhit ve Cihat Cemaati ile el-Kaide'ye bağlı ardıl örgütleri Irak el-Kaidesi ve Mücahit Şura Meclisinin kurucu lideri olarak Irak Savaşı'ndaki direnişçi unsurlardan biri olarak faaliyetlerde bulunmuştur.

<span class="mw-page-title-main">Filistin Askısı</span> kolların arkadan bağlanan kişinin yüksek bir yere asılmasıyla yapılan işkence

Filistin Askısı bir kişinin kollarının vücudunun arkasında birleştirip, bu şekilde yüksekçe bir yere iple asılması suretiyle yapılan işkence türüdür. Muhtemelen kişinin kolları çıkar. Vücuduna fazladan ağırlıklar eklenebilir. Strappado veya Ters Askı denildiği de olur. Orta Çağ'da Engizisyon Mahkemesince çok sık kullanıldığı bilinir, pratikte modern çağda da uygulama devam eder.

Ebu Nidal, asıl adı Sabri Halil el-Banna, Filistinli siyasi lider, paralı asker, Ebu Nidal Örgütü (ENÖ) olarak da bilinen El-Fetih–Devrimci Konsey örgütünün kurucusu. Ebu Nidal'in kelime anlamı mücadelenin babasıdır. 1970-80'li yıllarda gücünün zirvesinde olmuştur.

<span class="mw-page-title-main">Cinsel taciz</span>

Cinsel taciz, cinsel iyilik karşılığında istenmeyen ve uygunsuz ödül vaatleri dahil olmak üzere, açık veya örtülü cinsel imaların kullanılmasını içeren bir taciz türüdür. Cinsel taciz, sözlü ihlallerden cinsel istismara veya saldırıya kadar bir dizi eylemi içerir. Taciz işyeri, ev, okul veya dini kurumlar gibi birçok farklı sosyal ortamda meydana gelebilir. Tacizciler veya kurbanlar herhangi bir cinsiyetten olabilir.

<span class="mw-page-title-main">Amerika Birleşik Devletleri'nde insan hakları</span> İnsan hakları

ABD'de insan hakları, ABD Anayasası ve anayasada yapılan değişikliklerle korunur.

<span class="mw-page-title-main">CIA gizli hapishaneleri</span>

CIA gizli hapishaneleri, CIA'nin Amerika Birleşik Devletleri adına kurulmuş varlığı bilinen gizli yerlerdir. CIA'ya göre tutuklular yalnızca teröristlerden ibarettir. 2 Kasım 2005 tarihinde bu gizli yerleri basına sızdıran Washington Post cezaevlerinde insan hakları ihlal eden uygulamaları Amerikan basınına sızdırmıştır. Tahminen bu cezaevlerinden Doğu Avrupa ülkelerinden Polonya ve Romanya'da, Haziran 2004'te İngiliz gazetesi The Observer'in belirttiği üzere el-Tamara cezaevi Fas'ta, "Mulhak el-Mazra" Mısır'da, ayrıca Litvanya, Polonya, Ukrayna, Katar, Suudi Arabistan, Tayland ve diğer ülkelerde de bulunmaktadır. İnsan hakları savunucuları "el-Tamara" ve "el-Masri Mulhak"daki mahkûmların işkenceye uğradığını belirtmektedir. Yaklaşık 100 esirin tutulduğu Afganistan'daki Bagram Üssü, 600 esirden bazılarının serbest kaldığı Küba'daki Guantanamo Kampı ve binlerce esir bulunan Bağdat Havaalanı bilinen merkezlerden bazılarıdır.

<span class="mw-page-title-main">Ebu Bekir el-Bağdadi</span> IŞİDin lideri

Ebu Bekir el-Bağdadi veya doğum ismiyle İbrahim Avvad İbrahim Ali el-Bedri el-Samarai, kendini İslam halifesi ilan etmiş, silahlı örgüt IŞİD'in kurucusu ve 2014'ten 2019'a kadar lideriydi.

<span class="mw-page-title-main">Seymour Hersh</span>

Seymour Myron Hersh, Yahudi kökenli Amerikalı araştırmacı gazeteci ve yazar. Hersh, uzun bir süre The New Yorker dergisinde askerî ve güvenlikle ilgili konularda makaleler yazdı. 2013'ten bu yana London Review of Books 'a da katkıda bulunuyor. 1970 Pulitzer Ödülü'nü, iki defa Ulusal Dergi Ödülü'nü, beş kere de Polk'u kazanmıştır ve 2004 George Orwell Ödülü sahibidir.

<span class="mw-page-title-main">Geliştirilmiş sorgulama teknikleri</span> ABDnin uyguladığı sistematik işkence için kullanılan isim

Geliştirilmiş sorgulama teknikleri, dünya genelindeki "kara bölge" adı verilen gizli hapishanelerde bulunan tutukluları sorgulamak amacıyla Merkezî İstihbarat Teşkilatı (CIA), Savunma İstihbarat Teşkilatı (DIA) ve Amerika Birleşik Devletleri Silahlı Kuvvetlerine bağlı çeşitli birimler aracılığıyla Amerika Birleşik Devletleri federal hükûmeti tarafından sistematik olarak uygulanan işkenceleri tanımlamak için kullanılan tabir. Amerika Birleşik Devletleri Başkanı George W. Bush döneminde uygulanan teknikler arasında uzun süreli baskı pozisyonu, kafaya bir başlık geçirerek kapama, sağır edecek derecede yüksek sesler verme, halüsinasyon görülecek kadar uykusuz bırakma, yiyecek ve içecek vermeme, waterboarding, walling, çıplak bırakma, aşırı soğuk suyla ıslatma, tutukluları küçük kutulara koyma ve sürekli olarak tokat atma veya dövme bulunmaktaydı. Bazı durumlarda ise tutuklular, aile fertlerine zarar vermekle tehdit edilmişti.

Erşat Salihi, Irak Türkmeni siyasetçi ve aktivisttir. 2004'te Irak Türkmen Cephesi partisine katılan Salihi, 2010 Irak parlamento seçimlerinde Kerkük'ten ilk defa meclis üyesi olarak seçildi. 2011'de Irak Türkmen Cephesi'nin başkanı oldu. 2014'te Irak Temsilciler Meclisi İnsan Hakları Komisyonu başkanı olarak seçildi. 28 Mart 2021'de Irak Türkmen Cephesi başkanlığından istifa etti, yerine partinin başkan yardımcısı Hasan Turan geldi.

<span class="mw-page-title-main">Felluce Kuşatması</span>

Felluce Kuşatması, Irak Ordusu'nun IŞİD'i Felluce şehir merkezinde kuşattığı çatışmalardır.

<span class="mw-page-title-main">Irak el-Kaidesi</span> İslamcı terör örgütü

Irak el-Kaidesi veya diğer kullanımıyla Tanzim Kaide el-Cihad fi Bilad er-Rafideyn, el-Kaide'ye bağlı olarak Irak'ta faaliyet gösteren yasa dışı silahlı cihatçı Selefi grup.

<span class="mw-page-title-main">Irak başbakanı</span> Irakın hükûmet başkanı

Irak başbakanı, Irak hükûmetinin başıdır. Irak Anayasası'nın koyduğu hükümler gereğince; Irak vatandaşı olan Şii Müslümanların arasından seçilir. Mevcut başbakan, 27 Ekim 2022 tarihinden beri Muhammed Şiya es-Sudani'dir.

<span class="mw-page-title-main">Ebu Gureyb Cezaevi</span>

Ebu Gureyb Cezaevi veya sonradan kullanılan adıyla Bağdat Merkezî Cezaevi, Irak'ın Ebu Gureyb kasabasında yer alan eski bir cezaevidir. 1960'larda, Britanyalı müteahhitler tarafından inşa edildi. Irak Savaşı sırasında, Amerika Birleşik Devletleri önderliğindeki kuvvetler ile Irak hükûmeti tarafından kullanılan cezaevi, 2006'da tamamıyla Irak hükûmetinin kullanımına bırakıldı. 15 Nisan 2014'te, Irak Adalet Bakanlığından yapılan açıklamayla cezaevinin "güvenlik endişelerinden ötürü" kapatıldığı ve bünyesindeki mahkûmların başka cezaevlerine nakledildiği belirtildi.

Ebu Ömer el-Bağdadi, Ebu Hamza el-Bağdadi veya doğum adı olan Hamid Dawud Mohamed Khalil al Zawi adlarıyla da bilinir. 7 islamcı örgütün birleşerek oluşturduğu Mücahit Şura Meclisinde liderlik yapan kişilerden birisiydi, Mücahit Şura Meclisinin lağvedilmesinden sonra kurulan Irak İslam Devleti'nin liderliğini yapmıştır.

<span class="mw-page-title-main">Ebu Zübeyde</span>

Ebu Zübeyde veya doğum adıyla Zeynelabidin Muhammed Hüseyin, 12 Mart 1971'de Suudi Arabistan'ın başkenti Riyad'da doğan, günümüzde Amerika Birleşik Devletleri'nin terörizm suçlamasıyla tutukladığı ve herhangi bir yargılama yapmadan Küba'daki Guantanamo Kampı'nda tuttuğu Suudi Arabistan vatandaşıdır.

Amerika Birleşik Devletleri savaş suçları, Amerika Birleşik Devletleri Silahlı Kuvvetlerinin 1899 ve 1907 Lahey Sözleşmelerinin imzalanmasından sonra işlediği savaş kanunlarının ve geleneklerin ihlalidir. Bunlar, yakalanan düşman savaşçıların infaz edilmesini, sorgu sırasında mahkûmlara kötü muameleyi, işkencenin kullanımını ve sivillere ve savaşçı olmayanlara karşı şiddet kullanımını ve tecavüzü içermektedir.

<span class="mw-page-title-main">Bagram Cezaevi işkenceleri</span>

Bagram Cezaevi işkenceleri, Afganistan Savaşı sırasında, Amerikan Ordusu personeli tarafından Bagram Hava Üssü'nün hemen yanında yer alan Bagram Cezaevi'ndeki tutuklulara karşı insan haklarını çiğneyen ve savaş suçu teşkil eden işkenceler gerçekleştirmesi olayıdır. İstismarlar, 2005'te The New York Times'ın yayınladığı 2.000 sayfalık bir rapor ile kamuoyunun dikkatini çekti. Raporun ortaya çıkardığına göre, cezaevindeki tutuklular uykudan yoksun bırakılmak, zorunlu çıplaklık, tavana zincirlenmek, dövülmek ve bacağın dizin üstünde kalan tarafına alınan darbeler gibi çeşitli ihlallere maruz bırakılmıştı. İşkenceler o kadar şiddetliydi ki, 2002'de iki tutuklu tekrar tekrar tavana zincirlenip dövülerek öldürüldüler; üstelik bu iki tutukludan biri olan Dilawar, daha sonra soruşturulan askerlerin itiraflarına göre, "yanlış zamanda yanlış yerde bulunmuş olan" masum bir taksi şoförüydü.

Putin'le Telefon Görüşmesi bazı Rus polis teşkilatları tarafından kişinin kulak memelerine ve/veya burnuna ve cinsel organlarına elektrik şoku verilmesinden oluşan işkence yöntemi için kullanılan argo bir terimdir. Uluslararası Af Örgütü'ne göre, Rusya'da güvenlik güçleri ve karakol, hapishane ve ceza kolonisi gardiyanları tarafından elektrik şokuyla işkence yaygın.