İçeriğe atla

Ebeveynlik stilleri

Ebeveynlik stili, bir ebeveynin çocuğuyla etkileşimde bulunurken ve onu büyütürken kullandığı davranış, tutum ve yaklaşımların hepsini kapsayan bir durumdur. Ebeveynlik stilleri üzerine yapılan çalışma sonucunda ebeveynlerin ebeveynlik kalıplarında farklılık gösterdiği ve bu kalıpların çocuklarının gelişimi ve refahı üzerinde önemli bir etkiye sahip olabileceği görülmüştür. Ebeveynlik stilleri, geniş uygulama ve tutum kalıplarını kapsadığı için belirli bir modeli yoktur.[1] Ebeveynlik stilleri aynı zamanda ebeveynlerin çocuklarına tepki verme ve onlardan talepte bulunma aşamalarını da kapsar.

Bebeğini tutan anne

Çocuklar, çocukluk çağları boyunca birçok farklı aşamadan geçerler. Ebeveynler, zaman içinde gelişen faktörler etkisiyle kendi stillerini oluştururlar. Çocuklar kendi kişiliklerini geliştirmeye başladıkça ebeveynlik stilleri de değişebilir. Bebeklik döneminde ebeveynler,bebeklerine uyum sağlamak ve onunla bağ kurmak için yeni yaşam tarzı benimseyip ona ayak uydurmaya çalışabilirler. Çocuklarının ergenlik döneminde ebeveynler, ergenlerin özgürlüğü araması ve arzulaması gibi yeni zorluklarla karşılaşırlar.[2]

Çocuğun mizacı ve ebeveynlerinin kültürel kalıpları, çocuğun ailesinden göreceği ebeveynlik tarzını etkiler.[3] Ebeveynlerin çocukken kendi deneyimledikleri ebeveynlik stilleri aynı zamanda kullanmayı seçtikleri ebeveynlik stillerini de etkiler.[4]

İşlevsiz stiller

Aile yapısının işlevsiz hale gelmesine yol açabilecek sağlıksız ebeveynlik belirtileri şunlardır:[5]

  • Gerçekçi olmayan beklentiler
  • Alay[6]
  • Koşullu aşk[6]
  • Saygısızlık;[6] özellikle küçümseme
  • Duygusal hoşgörüsüzlük (aile üyelerinin "yanlış" duyguları ifade etmelerine izin verilmez) [6]
  • Sosyal işlev bozukluğu veya izolasyon[6] (örneğin, diğer ailelere ulaşmak istemeyen ebeveynler - özellikle aynı cinsiyetten ve yakın yaşta çocukları olanlar veya "arkadaşsız" çocuklarına yardım etmek için hiçbir şey yapmayanlar)
  • Konuşmaya izin vermeme (çocukların otoriteye karşı çıkmasına veya sorgulamasına izin verilmez) [6]
  • "İçsel yaşamın" reddedilmesi (çocukların kendi değer sistemlerini geliştirmelerine izin verilmez) [6]
  • Yetersiz veya aşırı koruyucu olmak
  • İlgisizlik ("Umurumda değil!")
  • Küçümseme ("Doğru bir şey yapamazsın!")
  • Utanç ("Yazıklar olsun!")
  • Acı (söylenenden bağımsız olarak, acı bir ses tonu kullanmak)
  • İkiyüzlülük ("Dediğimi yap, yaptığım gibi değil")
  • Küçük kabahatler veya kazalar için affedilmeme
  • Yargılayıcı ifadeler veya şeytanlaştırma ("Sen yalancısın!")
  • Aşırı eleştirel olmak ve uygun övgüyü esirgemek (uzmanlar % 80-90 övgü ve %10-20 yapıcı eleştirinin en sağlıklı olduğunu söylüyor) [7][8]
  • Çifte standartlar veya ikili bir değerler sistemine sahip olarak "karışık mesajlar" vermek (yani sosyal alanda farklı özel alanda farklı davranmak veya her çocuğa farklı değerler öğretmek)
  • Devamsız ebeveyn (aşırı iş yükü, alkol / uyuşturucu kullanımı, kumar veya diğer bağımlılıklar nedeniyle çocukları ile nadiren ilgilenen)
  • Çocukları etkileyen yerine getirilmemiş projeler, etkinlikler ve vaatler ("Daha sonra yapacağız")
  • Toplumsal cinsiyet önyargısı (erkek çocuğa adil, kız çocuğa haksız davranmak)
  • Cinsellikle alakalı tartışma ve maruz kalma: çok fazla, çok erken veya çok az, çok geç
  • Yerleşik kurallardan çok duygulara veya aile politikasına dayanan hatalı disiplin (örneğin, "sürpriz" ile cezalandırma)
  • Madde bağımlılığı, kişilik bozuklukları veya stres nedeniyle öngörülemeyen bir duygusal duruma sahip olmak
  • Başkaları yanlış davranış bildirdiğinde veya öğretmenler okuldaki sorunları bildirdiğinde ebeveynler her zaman (veya asla) çocuklarının tarafını tutmazlar
  • Günah keçisi yapmak (bir çocuğu diğerinin kötülükleri için bilerek veya pervasızca suçlamak)
  • Daha büyük kardeşlere, yaş farkları ve olgunluk düzeylerine göre küçük kardeşler üzerinde hiç veya aşırı yetki verilmesi
  • Alkıma
  • Çocukları düzenli olarak aşırı veya yetersiz nitelikli oldukları etkinliklere katılmaya zorlamak (örneğin küçük bir çocuğu poker oyunlarına götürmek vb.).)
  • Ya cimri olmak ("scrooge") ya da çocukların ihtiyaçlarının karşılanmamasına seçici olarak izin vermek (örneğin bir baba, emeklilik için para biriktirmek istediği için oğluna bisiklet almayacak ya da bu ihtiyacı "önemli bir şey" olarak görmeyecek)

Ayrıca bakınız

  • İşlevsiz aile
  • İhmal etmek
  • Bebek Eğitimi Kaynakları (RIE)
  • Yansıtıcı Ebeveynlik

Kynakça

  1. ^ Spera, Christopher (1 Haziran 2005). "A Review of the Relationship Among Parenting Practices, Parenting Styles, and Adolescent School Achievement". Educational Psychology Review. 17 (2): 125-146. doi:10.1007/s10648-005-3950-1. 
  2. ^ Davey, Graham, (Ed.) (30 Haziran 2006). "Parenting". Encyclopaedic Dictionary of Psychology. Routledge. ISBN 9780340812389. 
  3. ^ Berger S., Kathleen (18 Şubat 2011). The Developing Person Through the Life Span. 8th. Worth Publishers. ss. 273-278. ISBN 978-1-4292-3203-6. 
  4. ^ Firestone, Lisa (30 Temmuz 2015). "7 Ways Your Childhood Affects How You'll Parent". Psychology Today. 
  5. ^ Blair, Justice; Blair, Rita (April 1990). The Abusing Family. Revised. Insight Books. ISBN 978-0306434419. 
  6. ^ a b c d e f g Neuharth, Dan (1999). If You Had Controlling Parents: How to Make Peace with Your Past and Take Your Place in the World. Diane Publishing Company. ISBN 978-0788193835. 
  7. ^ "Praise, encouragement and rewards". Raising Children Network. 10 Nisan 2011. 28 Mart 2019 tarihinde kaynağından arşivlendi. 
  8. ^ Chavez, Holly (2 Ocak 2016). "13 Signs Of A Toxic Parent That Many People Don't Realize". Lifehack. 20 Aralık 2022 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 22 Temmuz 2024. 

İlgili Araştırma Makaleleri

Özgüven, kişinin kendi değeri hakkındaki subjektif değerlendirmesi ve kişinin kendi özelliklerinin ne ölçüde olumlu ya da olumsuz olduğu hakkındaki yorumudur. Özgüven hem kişinin kendisine ilişkin düşünceleri, hem bu düşüncelerin yol açtığı duyguları, hem de bu duygu ve düşüncelerin ifadesi olan davranışları içerir. Özgüveni süreklilik gösteren bir kişilik özelliği olarak ve geçici bir psikolojik durum olarak düşünmek mümkündür. Son olarak, özgüven sınırlı bir alan için geçerli olabileceği gibi, genel bir kavram olarak da düşünülebilir.

Dikkat eksikliği/hiperaktivite bozukluğu nörogelişimsel bir bozukluktur. DEHB dikkat, dürtüsellik ve öz düzenlemeyle ilgili sorunlarla kendini gösterir ; Bazen şiddetli fiziksel huzursuzluk da ortaya çıkabilir.

<span class="mw-page-title-main">Ebeveyn</span> biyolojik ya da manevi çocuğa sahip anne/baba

Ebeveyn kavramı, temel anlamda çocuğa bakım vermekle sorumlu olan biyolojik ya da evlat edinen anne ve/veya babayı kapsamaktadır.

Şizoid kişilik bozukluğu, insan ilişkilerinde ilgi eksikliği, yalıtılmış bir yaşam tarzı, yalnız yapılan eylemler ve etkinlikleri tercih, içe dönüklük, duygusal soğukluk, davranış ile ilişkilerin mekanik ve tekdüze olması ile karakterize kişilik bozukluğudur. Şizoid kişilik bozukluğuna sahip bireyler, insanlarla yakın duygusal bağlar kurmadıkları gibi bilinç düzeyinde böyle bir bağ kurma ihtiyacı da hissetmezler. Bu sebeple utangaç insanlardan farklıdırlar. Başkalarının duygusal beklentilerine karşılık veremezler. Olumlu veya olumsuz eleştirilere genellikle tepkisiz kalırlar ve duygusal durumları genellikle değişmez. Çevrelerindeki insanlar tarafından soğuk olarak yorumlanmalarının nedenleri bunlardır. Tüm bu özellikler, kişilik yapılarının birer parçasını oluşturduğu için yaşamın sadece belli bir bölümünde değil, genelinde etkilidir.

Programlama paradigmaları, programlama dillerini özelliklerine göre sınıflandırmanın bir yoludur. Diller birden fazla paradigma içinde sınıflandırılabilir.

Orta yaş krizi veya erişkin sendromu; kadınlarda menopoz, erkeklerde ise andropoz süreci öncesi değişen hormonal faaliyetlere bağlı olarak kişilerin cinselliğe karşı aşırı istek artışının oluşmasına verilen genel addır. Genelde bilinç daha doğru bir ifade ile altbilincin vücut bütünlüğü olarak artık üreme faaliyetlerinin risk altında olduğunu algılayarak canlılığın (neslin) devamı dürtüsüyle oluşan bir psikolojik savunma dürtüsü mekanizmasıdır. Ayrıca sosyal hayatı olan canlılarında bilimsel olarak incelenmesinde hayvanlarda da orta yaş krizi bulguları görülmüştür.

Disfonksiyonel aile sürekli ve düzenli olarak çatışma yaşanan, nezâketsizlik görülen, sıklıkla ebeveynden birinin çocukları ihmâl ettiği ya da istismar ettiği ve diğer aile üyelerinin de bu eylemlere uyduğu dolayısıyla da temel aile işlevlerinin yerine getirilmesinde bozukluklar görünen aileler için kullanılan bir terimdir. Bazen böyle ailelerde büyüyen çocuklar, aile içinde görülen bu işlevsizlikleri sosyal norm olarak algılarlar. Disfonksiyonel aileler asıl olarak eş bağımlı erişkinlerden kaynaklanır ve alkol ile uyuşturucu gibi madde bağımlılığı ya da tedavi edilmemiş zihinsel rahatsızlıklar da etkili olabilir. Disfonksiyonel ebeveyn kendi disfonksiyonel anne ve babalarını taklit edebilir ya da onların davranışlarını düzelttiklerini sanarak yanlış davranabilir. Bazı vakalarda da "çocuksu" anne ya da baba baskın olan diğerinin çocuklarını istismar etmelerine izin verir.

Okul saldırısı, ilkokul, ortaokul, lise veya üniversite gibi bir eğitim kurumuna yönelik ateşli silahlar kullanılarak düzenlenen bir saldırıdır. Birçok okul saldırısı, görece yüksek zayiat oranı nedeniyle katliam olarak da sınıflandırılır. Bu olay en çok, okullarla ilgili en yüksek sayıda silahlı saldırıya sahip olan Amerika Birleşik Devletleri'nde yaygındır, ancak Dünya'nın diğer pek çok ülkesinde de okul saldırıları meydana gelebilmektedir.

<span class="mw-page-title-main">Sıkıntı</span>

Yaygın kullanımda sıkıntı, bir bireyin özellikle hiçbir şey yapmadan durduğu, çevresiyle ilgilenmediği veya bir gün veya dönemin donuk veya sıkıcı olduğunu hissettiği, duygusal ve bazen de psikolojik bir durumdur.

Cinsiyet tarafsızlığı, politikaların, dilin ve diğer sosyal kurumların rolleri insanların cinsiyetine göre ayırt etmekten kaçınması gerektiği fikridir. Bu, bir cinsiyetin diğerinden daha uygun olduğu sosyal roller olduğu izleniminden kaynaklanan ayrımcılığı önlemek içindir. Tarih boyunca cinsiyet eşitliğindeki eşitsizlik, pazarlama, oyuncak, eğitim ve ebeveynlik teknikleri dahil olmak üzere toplumun birçok yönü üzerinde önemli bir etkiye sahip olmuştur. Son yıllarda toplumsal cinsiyet tarafsızlığını artırmak için kapsayıcı dili kullanmaya ve eşitliği savunmaya toplumsal bir vurgu yapılmıştır.

Sosyal duygusal gelişim, çocuk gelişiminin bir alanını kapsamaktadır. Çocukların duyguları anlama, deneyimleme, ifade etme ve yönetme becerilerini içeren bir gelişim alanıdır. Başkalarıyla anlamlı ilişkiler geliştirmesi kendisini daha iyi tanıyabilmesi ve daha iyi kararlar verebilmesi sosyal duygusal gelişimiyle birlikte gelişen becerilerdir. Kapasiteleri doğrultusunda kazandıkları gelişim ögelerini aşamalı olarak hayatlarına geçirdikleri bütünleştirici bir süreçtir. Bununla birlikte sosyal duygusal gelişim birçok ögeyi içeren fakat bunlarla sınırlı olmayan çok çeşitli beceri ve yapıları kapsamaktadır. Bahsedilen bu ögelerden bazıları şunlardır: öz farkındalık, ortak dikkat, oyun, zihin teorisi, öz saygı, duygu düzenleme, arkadaşlıklar ve kimlik gelişimi.

<span class="mw-page-title-main">Baumrind'in ebeveynlik stilleri</span>

Baumrind'in ebeveynlik stilleri, gelişim psikoloğu Diana Baumrind'in 1960'larin başında yaptığı araştırmalara dayanarak öne sürdüğü anne baba tutumu sınıflandırmasıdır.

<span class="mw-page-title-main">Üçgenleşme</span>

Üçgenleşme ya da İngilizce kullanımı ile Triangulation, psikolojide Bowen Aile Sistemleri Teorisi'nde kullanılan bir kavramdır.

Aile Değişim Kuramı, sosyal psikolog Çiğdem Kağıtçıbaşı tarafından kültür, aile ve benlik arasındaki bağları anlamak için geliştirilmiş bir modeldir.

Çocuk ve Genç Suçluluğu, çocuktaki anti-sosyal eğilimlerin yasa müdahalesi gerektiren duruma gelmesi.

Boş yuva sendromu, ailenin son çocuğunun da evden ayrılmasıyla birlikte ebeveynlerin yaşadığı psikolojik semptomlardır. Ebeveynler üzüntü, korku, kayıp duyguları yaşayabilirler ve ebeveynlik rollerini tanımlamada zorluk çekebilirler. Çocukların evden ayrılmasının yaratabileceği olumsuz etkiler her ne kadar daha çok olsa da ebeveynlere birlikte geçirebilecekleri boş zaman ve birbirleriyle yeniden ilişki kurma fırsatı da oluşturabileceğinden olumlu sonuçları da olabilir.

Cinsiyet rolleri, erkekler ve kadınlar için uygun davranış beklentileri yaratan, kültürel olarak etkilenen stereotiplerdir. Bu rollerin anlaşılması, daha dört yaşındaki çocuklarda belirgindir. 3 ila 6 ay arasındaki çocuklar, erkek ve kadın yüzleri arasında ayrım yapabilir. On aya kadar, bebekler belirli nesneleri dişiler ve erkeklerle ilişkilendirebilir, örneğin çekiç erkeklerle veya atkı dişilerle ilişkilendirebilir. Cinsiyet rolleri medya, aile, çevre ve toplumdan etkilenir. Bir çocuğun cinsiyet rollerine ilişkin anlayışı, akranlarıyla nasıl sosyalleştiğini ve ilişki kurduğunu etkiler . Biyolojik olgunlaşmaya ek olarak çocuklar, aile yapısına, doğal oyun modellerine, yakın arkadaşlıklara ve okul hayatının kalabalık sosyal ormanına gömülü, cinsiyete özgü bir dizi sosyal ve davranışsal norm içinde gelişirler . Çocuklukta karşılaşılan toplumsal cinsiyet rolleri, bireyin benlik kavramının şekillenmesinde büyük rol oynar ve bireyin yaşamının ilerleyen dönemlerinde ilişkiler kurma biçimini etkiler.

Baba depresyonu, ebeveyn depresyonundan kaynaklanan psikolojik bir bozukluktur. Baba depresyonu özellikle babalarda ve erkek bakıcılarda görülen ruh hali değişimidir. 'Baba' biyolojik ebeveyn, üvey ebeveyn, sosyal ebeveyn veya sadece çocuğun bakıcısı anlamında kullanılabilir. Bu duygudurum bozukluğu, kaygı, uykusuzluk, sinirlilik, sürekli çöküntü ve ağlama dönemleri ve düşük enerji dahil olmak üzere doğum sonrası depresyona (PPD) benzer semptomlar gösterir. Ayrıca aile ilişkilerini ve çocukların yetiştirilme dönemlerini olumsuz etkileyebilir. Ebeveyn depresyonu teşhisi konan ebeveynler genellikle erken gebelik, doğum ve doğum sonrası dönemde artan stres ve kaygı seviyeleri yaşarlar. Ebeveyn depresyonu olanlar bunu erken geliştirmiş olabilir, ancak bazılarına daha sonra, çocuk yürümeye başlayınca, çocukken veya genç bir yetişkin olduktan sonrada teşhis konabilir.

Paylaşılan ebeveynlik (sharenting), sharing (paylaşmak) ve parenting (ebeveynlik) kelimelerinin birleşimi olup ebeveynlerin çocukları hakkında hassas içerikleri internet platformlarında yayınlaması kavramıdır. Bu kavram 2010 gibi yakın bir tarihte icat edilmiş olsa da, "sharenting" Amerika Birleşik Devletleri, İspanya, Fransa ve Birleşik Krallık'ta yaygın varlığıyla uluslararası bir fenomen haline geldi. Bu nedenle "sharenting", sosyal medyada tartışmaları ateşledi. Kötüleyenler, bunun çocuğun mahremiyetini ihlal ettiğini ve ebeveyn-çocuk ilişkisine zarar verdiğini düşünüyor. Taraftarlar, uygulamayı ebeveynlerin çocuklarına duydukları gururun doğal bir ifadesi olarak çerçeveliyor ve eleştirmenlerin paylaşım gönderilerini bağlamın dışında ele aldıklarını savunuyorlar.

Kaplan ebeveyn ebeveynlerin çocuklarının başarısını garanti altına almak için büyük yatırım yaptığı sıkı bir ebeveynlik şeklidir. Kaplan ebeveynler özellikle çocuklarını yüksek düzeyde akademik başarı veya müzik, spor gibi yüksek statülü ders dışı etkinliklerde başarı elde etmeye zorluyor. "Kaplan anne" terimi, Yale Hukuk Fakültesi profesörü Amy Chua tarafından 2011 tarihli anı kitabı Battle Hymn of the Tiger Mother'da kamuoyunun bilgisine sunuldu.