Fatıma bint Muhammed, Fatımatü'z-zehra, İslam peygamberi Muhammed'in kızı, Ali bin Ebu Talib'in eşi.
Fıkhu'l Ebsat, Ebu Hanife'nin akaid konusundaki eserlerinden biridir. İmam-ı Azam'ın Beş Eserinden biri olan Fıkhu'l Ebsat oğlu Hammad, öğrencileri Ebu Yusuf ve Ebu Muti' bin Abdillah el-Belhi tarafından rivayet edilmiştir.
Veysel Karani (Üveys el-Karanî), Yemenli bir Müslüman ve mistik. İslam peygamberi Muhammed döneminde yaşamasına rağmen onu görememiştir. Meşhur hikâyede Medine'ye kadar gitmiş ancak zamanlamasından dolayı onu görememiş ve geri dönmesi gerekmiştir. Bunun üzerine Muhammed ona hırkasını hediye olarak göndermiştir. Sıffin Savaşı sırasında Ali tarafında savaştı. 657 yılında öldü. Tabiin'in büyüklerindendir. Naaşını almaya gelen 3 kabilenin taşıdığı tabutlarda da keramet göstererek göründüğü söylenir. Böylece bu üç ayrı kabilenin yerleşim yerleri olan Yemen ve Şam'da bulunan türbelerinin yanında Siirt ilinin Baykan ilçesinin ziyaret beldesinde de bir türbesi vardır. 23 Haziran 2014 tarihinde Suriye'deki türbesi IŞİD tarafından bombalanarak yıkılmıştır. Bursa'da Sembolik olarak Osmangazi ilçesindede Veysel Karani türbesi ve camii bulunmaktadır.
Mevlevîlik, 13. yüzyılda yaşamış Mevlana Celaleddin Rumi'nin tasavvufî düşünceleri üzerine, kendisinin ölümü ardından gelişen tarikattır.
Belh Vilayeti Afganistan'ın 34 vilayetinden birisidir.
Tuğrul Bey veya Toğrül, Tuğril, Toghrïl Beg, I. Tuğrul Tam adı: Rükneddîn Ebû Talîb Muhammed Tuğrul-Bey bin Mikail bin Selçuk) (Arapça: طغرل بك; Farsça: طغرل بیک) Büyük Selçuklu Devleti'nin kurucusu ve ilk sultanıdır.
Baktriya ya da Toharistan, Hindukuş Dağları (هندوکش) ve Ceyhun Irmağı arasında yer alan, merkezi bugünkü Belh şehri olan o dönemki adı ile Baktra / Balhika / Bahdi olan, Afganistan sınırları içindeki antik bir bölgedir. Şu an Mezar-ı Şerif Belh sınırlarını da içermektedir. Mevlana'nın doğum yeri Belh olduğundan yörede Mevlana Rumi yerine Mevlana Belhi diye adlandırılmaktadır.
Ebu Davud Süleyman ibn'el Eş'as el-Ezedi es-Sicistani ya da bilinen adıyla Ebu Davud es-Sicistâni, Arap asıllı Fars muhaddis. Kütüb-i sitte'den biri olan ve Sünen-i Ebu Davud olarak anılan eserin müellifi.
İbn Havkal veya tam adıyla Ebû'l-Kâsım Muhammed bin Ali en-Nasibi el-Bağdadi, 10. yüzyılın Aridoğulları Devleti'nin ünlü Arap kökenli Nusayri İslam yazarı ve coğrafyacısıdır. 977 yılında Sûret el-Arz isminde Arapça dilinde eserini yazmıştır. Kitabın çevirisinden onun yaşamından çok az bilgi verilmiştir, onun hocası olan İbrahim bin Muhammed el-İstahrî'nin yazdığı Al-Masâlik Al-Mamâlik adlı Arapça dilindeki kitabında onun yaşamına dair bahsedilsede hayatına dair yeterince bilgi içermemektedir.
Ahmed bin Sehl el-Belhî, Ebu Zeyd Ahmed bin Sehl el-Belhî bazen sadece Ebu Zeyd el-Belhî, İranlı Müslüman coğrafyacı, matematikçi, hekim ve psikolog.
Sühreverdilik bir Sufi tarikatıdır. İmam-ı Gazali'nin bir müridi olan Ebu'n-Necib Sühreverdî tarafından kurulmuştur. Erkek kardeşi olan Ebû Hâmid Gazzâli. (ö. Hicri 545.) El-Nizamiyye Bağdat İslam Üniversitesi'nde Şafii fıkıh öğretmenliği yapmıştır. Kitab Adab El-Muridin ismindeki kitabı yazmıştır.
Alp Tigin veya Alp Tegin, Gazneli devletinin temellerini atan Türk asıllı kölemen asker ve hükümdardır.
Bu liste İranî kökenli bilim insanlarını içermektedir.
Nâsır-ı Hüsrev, İsmailî şair, filozof, seyyah.
Mukatil bin Süleyman, Tabiin dönemi hadis alimi ve müfessir. Kur'an'ı tefsir eden ilk kişilerden birisi olmakla birlikte, kaleme aldığı bu tefsir günümüze ulaşmış ve tefsirin anlaşılması açısından bir prototip özelliği sergilemiştir.
Ebu Abdullah Muhammed bin Ömer bin Vâkid el-Eslemî ; erken dönem İslam tarihçisi. Gençliğinde buğday tüccarlığı, ilerleyen yıllarda kadılık yaptı. Özellikle tarih ve siyer konusunda eserler vermiştir. Bunun haricinde Kur'an, fıkıh, hadis, sahabelerin (ashab) hayatı, kültür ve coğrafya ile ilgili eserleri de mevcuttur.
İbrahim bin Edhem (718-782), sufi muhaddis.
Ali'nin Türbesi ya da Mavi Cami, Afganistan'ın Mezar-ı Şerif şehrinde bulunan, Şii Müslümanların Ali'nin mezarını içerdiğine inandıkları bir camidir. Şiiler, Ali'yi ilk halifeleri olarak görürler ve her yıl Ali'nin türbesine bir miktar para öderler.