İçeriğe atla

Ebû Müslim Horasânî

Kontrol Edilmiş
Ebu Müslim Abdurrahman bin Müslim el-Horasanî
Ebu Müslim'in (ö. 755) şeceresinden (silsilanāma) "Tarihlerin Kayması" ( Zübdet-üt Tevarih , 1598) portresi
Doğum718
Belh, Horasan
Ölüm755
Irak
MeslekAbbasi Horasan Valisi
748-755

Ebû Müslim Abdurrahman bin Müslim El-Horasanî (Farsça ابومسلم خراسانی ، بهزادان پور ونداد هرمزد), asıl adı Abdurrahman'dır. Ebû Müslim künyesi ile tanınmış bir Müslüman siyasetçidir. Ebu Müslim, 718 veya 719 yılında, Kürt Rewandi aşiretinin yerleşim alanlarından olup Azerbaycan tarafında kalan Mawit köyünde dünyaya gelmiştir.[1] İbnul Esîr, Ebû Müslim'in nazik, cesur, ileri görüşlü, akıllı, tedbirli, mahir kişilikli biri olduğunu belirtmiştir.[2] İran araştırmacılarından Hüseyin Yûsufî, Ebû Müslim'in fizîkî özelliklerini; kısa boylu, esmer tenli, uzun saçlı; mizacını ise iyiliksever, hiçbir zaman şaka yapmayan biri olarak anlatır.[3] Ebû Müslim'e, Emevî Devleti’nin devrilmesinde ve Abbasîlerin hilafetinin başlanmasında oynadığı rol nedeniyle “Nâkilü’d-devle (devlet aktaran), Sâhibü’d-devle (devlet sahibi) ve Nafizü’d-devle, (devletin nüfuzlusu)” unvanları verilmiştir.[4]

Ebû Müslim'in etnik menşei kesin olarak bilinmemektedir. Arap olmamakla birlikte Türk veya Fars asıllı olduğuna dair de bilgi bulunmamaktadır.[5] İbn el-Esir ve İbni Kesir, Ebû Müslim'in etnik kökeni hakkında herhangi bir bilgi vermemektedir.[6] İbn Hallikân, Vefeyâtü'l-A'yân adlı eserinde “İnsanlar, Ebû Müslim’in etnik mensubiyeti konusunda farklı görüşlere sahiptirler. Kimilerine göre Arap'tır, kimilerine göre Acem’dir ve kimilerine göre de Kürd’dür."[7] dese de bu konuda herhangi bir kaynak göstermemektedir.[6] Mesûdî ise yalnızca "bazıları onun Arap asıllı olduğunu söylüyorlar"[8] demekle yetinmiş, Acemliği ve Kürtlüğüne değinmemiştir.[6] Câhız, Kitap et- Tâc fi Ahlak el- Mülûk adlı kitabında şiir içinde halife Mansur Ebu Mücrim'i eleştirirken, Ebu Müslim Horasânî'yi kast ederek “Hıyanet ancak Kürt atalarındandır.” diyerek Ebu Müslim'in Kürtlüğüne vurgu yapmıştır.[9] Ayrıca Muhammed b. Abdulmunim el-Himyerî (Ö. H. 900/ M. 1495) Yazmış olduğu "er-Ravżü’l-Miʿṭâr fî Ḫaberi’l-Âḳṭâr" İsimli eserinde Ebu Müslim Horasaniden Kürt Olarak Bahsetmiştir.[10]

Emevî Devleti'nin yıkılışı ve Abbasî Devleti'nin kurulması aşamalarında önemli roller üstlenmiştir. Horasan'da bulunduğu sıralarda Emevîler'e karşı faaliyetler yürütmüş ve isyan hazırlıklarını organize etmiştir. Abbasî Devleti'nin kuruluşundan sonra nüfuzunun giderek artması, devlet yönetiminde etkisinin güçlü hâle gelmesi yönetimi rahatsız etmiş ve ortadan kaldırılmasına karar verilerek bir görüşme sırasında öldürülmüştür.

Hayat hikâyesi

Abdurrahman, 718 yılında Merv'de doğdu. Çocukluğu ve gençliği Kûfe'de geçti. Bu dönemde Kûfe, Emevî hanedanına karşı siyasi faaliyetlerin yoğun şekilde yaşandığı bir yer durumunda idi. Bu sebeple, kendisi Emevî aleyhtarı olarak yetişti. Abbasî soyuna mensup ileri gelenler tarafından yakın ilgi gördü. Kendisiyle Kûfe'de karşılaşan bu şahıslar zekâsına hayran kaldıklarından yakın ilgi gösterip Mekke'de bulunan İmam Muhammed'e ondan söz ettiler.

Ebû Müslim Horasanî, İmam Muhammed'in yerine geçen kardeşi İmam İbrahim'in huzuruna çıkarılarak kendisine takdim edildi. İmam İbrahim, kendisine yakın ilgi gösterdi. Bu sıralarda Emevî hanedanına karşı siyasi faaliyetler giderek hız kazanmaktaydı. Bu yakın temastan sonra Ebû Müslim Horasanî, Horasan'daki Emevî karşıtı faaliyetleri idare etmekle görevlendirilip bu amaçla Horasan'a gönderildi. Horasan'ın hilâfet merkezine uzak ve yönetimin buradaki etkisinin oldukça zayıf olması, muhalefetin gelişip güçlenmesi için verimli bir zemin oluşturmaktaydı. Ayrıca burada cereyan eden kavimlerarası mücadelelerde Emevîlerin taraf tutması da kendilerine karşı olan hoşnutsuzluğun artmasına sebep olmaktaydı. Abbasiler de burayı siyasi faaliyetlerinin merkezi olarak kullandılar.

Kişiliği

Ebû Müslim, zalim Emevî saltanatını yıkan ayaklanmanın başkomutanıdır. Geniş halk yığınları büyük baskılar altındaydı. Ehlibeyte küfür mecbur kılınmıştı. Her mescitte Ehlibeyte küfürler edilen vaazlar veriliyordu. Emevî yöneticilerinin halkın hâlinden haberleri yoktu. Onlar, kendi zevk-i sefalarının zirvesindeydiler. Bütün bunlara yıllardır sürdürülen Ehlibeyt düşmanlığının yarattığı öfke de katılınca isyan başladı. Ebû Müslim Horasanî, Horasan'da faaliyetlerini sürdürürken kendisi için önemli zorluklardan birisi, soyunun kesin olarak bilinmemesi idi. Türk, Arap, Kürt veya Fars kökenli olup olmadığı da kesin olarak bilinmemekteydi.[11] Bu durum da Şiilerin ileri gelenlerinin kendisine şüphe ile bakmalarına ve hemen kabullenmemelerine sebep oldu. Fakat Ebû Müslim Horasanî, kısa sürede Mezopotamya'da sevilen ve sayılan bir kişi oldu. Bu durum ile bağlantılı olarak iki defa Merv'den ayrılmak zorunda kaldı. Ancak daha sonra tekrar buraya dönerek faaliyetlerini sürdürdü. Ayrıca İmam İbrahim'in de ondan yana tavır koyması ve Horasan'da lider durumunda olmasını istemesi, karşı tarafı kendisini kabul etmek zorunda bıraktırdı. Böylece devam eden ihtilâl hazırlıklarında giderek ön plâna çıkmaya başladı.

İsyanın plânlanması

Ebû Müslim Horasanî, özellikle 747 yılından itibaren yoğun propaganda faaliyetlerine girişti. Birçok kimse ile görüştü. Bir taraftan Abbasilerin propagandasını yürütürken diğer taraftan da isyancıları teşkilatlandırdı. Civarda bulunan yerleşim yerlerini dolaşarak insanlar arasındaki faaliyetlerini sürdürdü. Belli bir aşamadan sonra isyanın ne zaman gerçekleştirileceği ve ne zaman harekete geçileceği yavaş yavaş netleşmeye başladı. Arap olmayan unsurlar, Araplara karşı isyan hazırlıklarına girişirken tehlikeyi fark eden Araplar da hareketlenmeye başladılar. Ancak aralarındaki çekişmeler ve mücadeleler fazla olduğundan bir araya gelmeleri mümkün olmadı. Bu durumun farkında olan Ebû Müslim, bir araya gelmelerini engellediği gibi birlik olma girişmelerini de etkisiz hâle getirdi. Kabileler arasındaki ihtilafı körükleyerek birbirleriyle vuruşturdu.

Horasan'daki gelişmelerden haberdar olan Emevîler harekete geçip en azından Araplar arasında ittifakı ve birlikte hareket etmelerini sağlamaya çalıştılar. Ancak bir netice alamadılar. Çünkü harekete geçen Ebû Müslim, şehirleri art arda zapt etmeye ve bölgeye hâkim olmaya başladı. Kendileri üzerine gönderilen Emevî birliklerini bozguna uğrattı. Bu yenilgi üzerine Horasan'daki Emevî hâkimiyeti hemen hemen tamamen ortadan kalktı. Emevî hâkimiyeti burada son bulurken Abbasî hâkimiyeti kuruldu ve Ebû Abbâs 'Abd Allâh "es-Seffah" halife unvanını aldı. Horasan'a vali olarak tayin edilen Ebû Müslim ise bozulan düzenin yeniden kurulmasıyla görevlendirildi. Bu arada yakın bölgelerde meydana gelen ayaklanma ve isyan hareketleri Ebû Müslim'in de desteğiyle bastırıldı.

Emevî hanedanının ortadan kalkmasında önemli katkısı olan ve Abbasî Devleti'nin kurulmasında ön saflarda yer alan Ebû Müslim, giderek güç kazandı. Bölgedeki etkisi ve gücünün giderek artması, Abbasî yönetimini rahatsız etmeye ve kendisinden şüphelenmelerine sebep oldu. Horasan'da bazı vali ve idareciler vasıtasıyla Ebû Müslim'in gücünü kırma ve isyan çıkarma teşebbüsleri akim kaldı. Ebû Müslim, bu tür girişimleri etkisiz hâle getirerek isyan teşebbüslerinin önüne geçti. Devlet içindeki itibar ve nüfuzu daha da arttı. Halifenin kardeşi olan Ebu Cafer Mansur, bu durumdan büyük rahatsızlık duymaya başladı. Bu şahsın ortadan kalkması gerektiğini, kendisine karşı harekete girişilmesini istediyse de halifeyi ikna edemedi.

Kardeşinin yerine geçip halife olan Ebu Cafer Mansur, halifeliğinin ilk yıllarında büyük sıkıntı yaşadı. Amcasının hilâfete geçme teşebbüsü Ebû Müslim'in de yardımıyla etkisiz hâle getirildi. Halifenin amcasının kuvvetleriyle yapılan savaşın kazanılmasından sonra mevzubahis şahıs kaçmak zorunda kaldı. Hazine ve malları Ebû Müslim'in eline geçti. Bu gelişme, Ebû Müslim'in gücünü daha da arttırırken halifenin de rahatsızlığını arttırdı. Çünkü bir komutanın gereğinden fazla güce ulaşması, idarenin üzerinde büyük baskıların oluşmasına sebep olmakta, ileride meydana gelecek kargaşa için önemli bir zemin teşkil etmekteydi. Eline geçirdiği hazineleri merkeze yollaması istendi. Ebû Müslim, bu teklifi reddetti. Birkaç menfî gelişmeden sonra Ebû Müslim, ikna edilerek Halife'nin huzuruna çıkarıldı. Huzura çıkarılmadan önce Ebu Câfer Mansur ve devletin ileri gelenleri karşılamada hazır bulundu. Daha sonra, Ebu Câfer Mansur ile bir görüşme yaptı. Bu esnada saraya önceden yerleştirilen adamlar üzerine salınarak öldürüldü (755).[12]

Tarihteki önemi

Ebu Müslim Horasani, İslam tarihinin tanığı ve sanığıdır. Emeviler ve Abbasiler döneminin halk kahramanıdır. Sadece tarihin figüranı değil baş aktörüdür. Gerçek bir tarih yaratıcısıdır o. Köle iken ihtilal önderliğine yükselen bir efsane insandır. Horasan Spartaküsü derler adına. Bu yüzden bölge halklarından Türkler, Farslar, Araplar kendisine sahip çıkmış, onu öz evlatlarıymış gibi benimsemiş; her kavim, "Ebû Müslim bizdendir" diyebilmiştir. Adına menkıbe ve destanlar yazılmış, Batıni akımlarca 'tanrı-insan' olarak algılanmıştır. Ebu Müslim ölmemiş, ak güvercin donuna bürünüp gökkuşağında gezer olmuş. Alevi tarihinin kılavuzluğunu yapmış. Ona türlü türlü adlar verilmiş: Köle İbrahim, İbrahim bin Osman, Heyyakan, Hetkan, Abdurrahman bin Müslim, Bihzadan, Horasan Teberdarı, vs. Adı gibi kökeni de esrar perdesiyle örtülüdür.[13]

Siyasi kişiliği

Ebu Müslim Horasani serdar ve hakim olup, Horasan'daki dini ve siyasi hareketin başına geçerek, Emevileri deviren ve Abbasileri tahta çıkaran muhteşem bir siyasetçidir. Ebu Müslim Horasani'nin katli, özellikle onun uluhiyetine inanan İran Mecusileri arasında pek fena akisler uyandırmış ve ayaklanma çıkmıştı. Sonraları zuhur eden Ehl-i sünnet dışı fırkalar, Babekiler ile Hürremiler ve Batıniler kendi itikatlarının menşei ve tarikatlerinin kurucusu olarak Ebû Müslim'i göstermişlerdi. Ayrıca Şiiliğin az-çok yayıldığı bölgeler ahalisi arasında da büyük kahraman olarak tanınmış ve onun adına aslı olmayan romanlar ve destanlar yazılmıştır.

İsyanın sonuçları

İsyanı başlatan ve yöneten Ebu Müslim'di. Ebu Müslim isyana katılımları arttırıyor ve sadece Ehlibeyt taraftarlarını değil, Emevi iktidarına karşı rahatsız olanları da örgütlüyordu. İsyan gelişip yayıldıkça ve artık kazanacağı kesinleşince, devreye Muhammed'in amcası Abbas'ın sülalesi de girmeye başladı. Hâlâ neden ve nasıl iktidarın Abbasilere bırakıldığı bilinmemektedir. Bilinenler, Ebu Müslim'in Emevi ordusunu yenip, Emevi saltanatına son verdiğidir. Ayaklanma zafer ile ve Abbasoğulları'nın iktidarı almaları ile noktalanmıştı.

Abbasi Hanedanı'nın kuruluşuna vesile olan Ebû Müslim, kendi şahsi düşmanlarına olduğu kadar, Abbasilerin düşmanlarına karşı da şiddetli hareket etmekten geri durmamıştır. Tarihler kendisini çok soğuk kanlı, ketum, hasud ve kindar, aynı zamanda insafsız ve merhametsiz bir kişi olarak zikretmişlerdir. Aslında Ebu Müslim Horasani yaptığı işlerin neticesini göremediği gibi, cehaletiyle pek çok Müslüman kanının dökülmesine de sebep olmuştur.

Daha sonraki süreçte Abbasoğulları da Emevi zulmünü aratmayacak davranışlarda bulunmuşlardı. Zaferin sorumlusu ve sahibi Ebu Müslim halk tarafından çok seviliyordu. Bu ilgi Abbasi halifesini korkutmuştu. Ebu Müslim'i kendisine rakip görmeye başlamıştı. Bunun sonucunda Ebu Müslim 755 yılında Abbasi halifesi tarafından ortadan kaldırıldı.

Kaynakça

  1. ^ "Faik Bulut - Ebu Müslim Horasani | PDF". Scribd (İngilizce). 22 Şubat 2024 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 22 Şubat 2024. 
  2. ^ İbn’ül-Esir, el-Kâmil fi’t Tarih, s. 391
  3. ^ Yosufi, Abu Muslim Sardare Khorasan, s.38.
  4. ^ “Ebû Müslim El- Horasanî” Yeni Türk Ansiklopedisi, c. II, Ötüken Neşriyat A. Ş, İstanbul 1985, s.738.
  5. ^ "EBÛ MÜSLİM-i HORASÂNÎ - TDV İslâm Ansiklopedisi". web.archive.org. 15 Temmuz 2023. 15 Temmuz 2023 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 22 Şubat 2024. 
  6. ^ a b c Batur, D. Ahsen (2011). Kürdoloji yalanları. Selenge yayınları Tarih serisi. İstanbul: Selenge Yayınları. ISBN 978-975-8839-80-3. 
  7. ^ İbn Hallikân. Vefeyâtü’l-A’yân. s. 3/155. 
  8. ^ Mesûdî (2004). Muruc ez-Zeheb (Altın Bozkırlar). Batur, Ahsen tarafından çevrildi. Selenge Yayınları. ISBN 9789758839261. 
  9. ^ Câhız, Kitab’ et- Tâc fi Ahlak el- Mülûk, c. 3, Kahire 1914, s. 155, 176.
  10. ^ el-Himyeri, er-Ravżü’l-Miʿṭâr fî Ḫaberi’l-Âḳṭâr, s.87, 199, 219, 447, 494, 434
  11. ^ ŞanlıUrfa.com : Ebu Müslim Kürt müydü? 24 Eylül 2011 tarihinde Wayback Machine sitesinde arşivlendi.
  12. ^ Tabari, La Chronique (Volume II, L'âge d'or des Abbassides), Actes-Sud, ISBN|2-7427-3318-3 (Fransızca) say. 37-47
  13. ^ "Arşivlenmiş kopya". 7 Ağustos 2010 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 15 Haziran 2010. 

Dış bağlantılar

İlgili Araştırma Makaleleri

Bu madde 747 yılı hakkındadır. Uçak için Boeing 747 maddesine göz atın.

<span class="mw-page-title-main">Emevîler</span> İslam tarihinin ikinci hâlifeliği (661–750)

Emevîler ya da Emevîler Hilâfeti, Dört Halife Dönemi'nden (632-661) sonra kurulan Müslüman Arap devleti. Ali bin Ebu Talib'in 661'de öldürülmesinden sonra başa geçen Emevîler, 750'de Abbâsîler tarafından yıkılıncaya kadar hüküm sürdüler. Başkenti Şam olan devlet, en geniş sınırlarına Halife Hişâm bin Abdülmelik döneminde sahip oldu. Devletin sınırları Kuzey Afrika, Endülüs, Güney Galya, Mâverâünnehir ve Sind'in fethedilmesiyle doğuda Afganistan'a batıda ise Güney Fransa'ya kadar ulaşmıştır.

<span class="mw-page-title-main">Ebu Hanife</span> Hanefî mezhebinin öncüsü ve imamı olan din bilgini

Ebû Hanîfe veya tam adıyla Ebû Hanîfe Numân bin Sâbit bin Zûtâ bin Mâh İslam dininin dört fıkıh mezhebinden birisi olan Hanefi mezhebinin kurucusu ve Sünni fıkhının en büyük üstâdlarından biri sayılan İslam fıkıh ve hadis bilgini. Asıl adı "Nu’man bin Sâbit" olup sevenlerince ismi "İmâm-ı Â’zam" unvanıyla birlikte anılır.

<span class="mw-page-title-main">Kufe</span> Güney Irakta Halife Ömerin emriyle Sa‘d b. Ebû Vakkas tarafından kurulan şehir

Kûfe, Irak'ın Necef ilinde (muhafaza) bir şehir.

<span class="mw-page-title-main">Hişâm bin Abdülmelik</span> 10. Emevi halifesi

Hişâm bin Abdülmelik, onuncu Emevî halifesidir. Kardeşi halife II. Yezîd 724'te öldüğü zaman halife olmuş ve 18 yıllık uzun bir halifelikten sonra 6 Şubat 743'te ölmüş, yerini II. Velîd olarak anılan kardeşinin oğlu Velîd bin Yezîd bin Abdülmelik'e bırakmıştır.

<span class="mw-page-title-main">III. Yezîd</span>

III. Yezîd veya Yezid bin Velid, on ikinci Emeviler halifesi. Amcasının oğlu olan halife II. Velid'in, kendinin de liderlerden biri olarak katıldığı bir komplo ile öldürülmesi üzerine 15 Nisan 744'te halife oldu. Çok zayıf, naif ve hastalıklı bir tabiatlı olarak - El Nakıs (zayıf) - adıyla tarihlere geçmiştir. Altı ay iki gün süren halifelik yaptıktan sonra Ekim 744'te beyin tümörü dolayısıyla eceliyle öldü.

<span class="mw-page-title-main">I. Abdurrahman</span>

I. Abdurrahman Tam kunyesi Abdurrahman bin Muaviye bin Hişam bin Abdülmelik bin Mervan. "Dakhil (muhacir)", "Sakr Kureyş " ve "Endülüs Doğanı"lakapları ile de anılmıştır.

<span class="mw-page-title-main">Seffâh</span> İlk Abbasi halifesi

Seffah veya Ebü'l-Abbas Seffah, Emevî hanedanının yıkılmasına neden olup Abbâsîler devletinin kurulmasıyla 750-754 döneminde ilk Abbâsî hâlifesi olarak hüküm sürmüştür. "Seffah" kendine verilen bir lakap olup Arapçada "kan dökücü" anlamına gelmektedir.

<span class="mw-page-title-main">Mansûr</span> 2. Abbâsî hâlifesi (s. 754–775)

Mansûr ikinci Abbasi halifesidir. 754 ile 775 yılları arasında halifelik yaptı.

<span class="mw-page-title-main">Mutazıd</span> 16. Abbasi halifesi

Mutazıd veya Ahmed el-Mutezîd Billâh Tam Adı: Ebû’l-'Abbâs "el-Mu'tezîd bi’l-Lâh" ʿAhmed bin Tâha el-Muvaffak bin Câʿfer el-Mûtevekkil (d: 857- ö. Ekim 902. 892-902 döneminde hükümdarlık yapan onaltıncı Abbasi halifesidir. Ekim 892'de amcası Halife Mutemid'in ölmesi ile halife olmuş; 10 yıl kadar süren bir halifelikten sonra 902'de ölmüştür. Yerine bir Türk asıllı cariyeden olan oğlu Muktefi Abbasi halifesi olarak tahta geçmiştir.

<span class="mw-page-title-main">II. Hişâm</span>

II. Hişam, 1 Ekim 976 – 15 Şubat 1009 ile 23 Temmuz 1010 – 18 Mayıs 1013 dönemlerinde iki kez Kurtuba halifesi olan Endülüs Emevi Devleti hükümdarı.

Abbâsîler devrinde Alevîler Hicrî 129 / Milâdî 747 yılında Ebû Müslim Horasânî’nin İmâm İbrahim tarafından bütün bu kıt’alar ile Irak dâîlerinin fiilen riyasetine tâyin edilmesiyle artık Türkistan’ın tamamı Şîʿa-i Bâtın’îyye adına hazırlanmış oluyordu. Ebû Müslim Horasânî’nin komutasında Emevîler aleyhine başkaldıran ihtilâl fırkalarının çoğunluğunu oluşturan Türkler, Abbâsîler’in kazandıkları başarılarda da en büyük pay sahibi olmuşlardı. Sonunda hilâfet mâkamı Türkler’in sağlamış olduğu destek sayesinde Abbâsîler tarafından ele geçirilmiş oldu. Fakat Şîʿa’nın fedâ ettiği bu kadar canlar, Ehl-i Beyt’e ait bir hakkın elde edilmesi için nehirler gibi akıtılan kanlar ve Ehl-i Beyt nâmına yapılan onca büyük fedâkârlıkların dahi Alevîlerin hilâfeti ele geçirmeleri için yeterli olamaması gönüllerde kapanmaz yaralar açtı. Abbâsîler’in ikinci halifesi olan Hâlife El Mansûr’un Türkler’e karşı takındığı hasmane tavırlar ve bilhassa Ebû Müslim Horasânî’in katli üzerine ihtilâlciler derhal fa’aliyete geçmek suretiyle “Mübeyyize” (Beyazlar) fırkasını oluşturdular.

Râşid veya Ebu Cafer Râşid "Billah" Tam adı Ebu Cafer "Râşid Billah" el-Mansur bin el-Fadhl al-Mustarşid (Arapça: أبو جعفر الراشد بالله المنصور بن الفضل المسترشد ; Abū ja'far ar-râchid bi-llah al-mansūr ben al-fadhl al-mustarchid, 1135–1136 döneminde hüküm süren Bağdad Abbâsî Hâlifelerinin otuzuncusudur.

Bu, 701'den 800'e İslam dünyasında meydana gelen büyük olayların bir zaman çizelgesidir.

<span class="mw-page-title-main">Üçüncü Fitne</span> Emevi Halifeliğine karşı bir dizi iç savaş ve ayaklanma

Üçüncü Fitne, Emevîler'e karşı, 744'te Halife'nin II. Velîd'in devrilmesiyle başlayan ve II. Mervân'ın çeşitli asilere ve rakiplere karşı kazandığı zaferle sona eren bir dizi iç savaş ve ayaklanmaydı. Ancak, II. Mervân yönetimindeki Emevî otoritesi hiçbir zaman tam olarak kuruamadı ve iç savaş, Emevîlerin devrilmesi ve 749/50'de Abbasi Halifeliği'nin kurulmasıyla sonuçlanan Abbâsî İhtilâli'ne (746-750) dönüştü. Bu nedenle, bu çatışmanın net bir kronolojik sınırlandırması mümkün değildir.

<span class="mw-page-title-main">Abdullah bin Muâviye</span>

Ebû Abdillâh Ca'fer b. Ebî Tâlib b. Abdilmuttalib el-Hâşimî, Üçüncü Fitne sırasında Kufe'de ve daha sonra İran'da Emevi Halifeliğine karşı bir isyana öncülük eden bir Alioğlu lideriydi.

Ebü'l-Leys Nasr b. Seyyâr b. Râfi' el-Kinânî el-Leysî bir Arap generali ve 738-748'de Horasan'ın son Emevî valisiydi. Nasr, el-Harith ibn Surayj'ın isyanına ilk aşamalarında kararlı bir şekilde karşı koymada başarısız olmasına rağmen, Türkeş Devleti'ne karşı savaşlarda seçkin bir rol oynadı. Bir asker ve devlet adamı olarak saygı görmesine rağmen, vali olarak atanmasını daha çok, onu halifeye bağımlı kılan belirsiz aşiret geçmişine borçluydu. Nasr, toplumsal gerilimi hafifleten ve Mâverâünnehir'de Türkeş saldırısı altında büyük ölçüde azaltılmış olan Emevî kontrolünü büyük ölçüde eski haline getiren ve istikrara kavuşturan uzun süredir gecikmiş vergi reformlarını uygulamaya koyduğu için, görev süresi yine de başarılıydı. Ancak Emevî Halifeliği bir iç savaş dönemine girerken, son yılları aşiretler arası rekabet ve ayaklanmalarla geçti. 746'da Nasr, başkentinden İbn Surayj ve Cuday el-Kirmânî tarafından sürüldü, ancak kendi aralarında ihtilafa düşüp, İbn Surayj'ın ölümüyle sonuçlandıktan sonra geri döndü. Bu çatışmayla meşgul olan Nasr, lideri Ebû Müslim Horasânî'nin durumu kendi lehine kullandığı Abbâsî İhtilâli'nin patlak vermesini ve yayılmasını durduramadı. 748'in başlarında vilayetinden tahliye edildi ve Abbasi güçleri tarafından takip edilirken kaçtığı İran'da 9 Aralık 748'de öldü.

Bu sayfada, 710'larda Emevi Halifeliği'nde yaşanan olaylar yer alıyor.

Bu sayfada, 740'larda Emevi Halifeliği'nde yaşanan olaylar yer alıyor.