İçeriğe atla

Duruşma

Duruşma, yargılamalarda iddia ve savunma makamlarının delillere dayanarak tartıştıkları sürece denir. Ayrıca taraflar arasında doğan uyuşmazlıklar gene mahkemelerdeki duruşmalarda karara bağlanır.

Duruşmada kişiler genellikle bir avukat tarafından temsil edilir. Önemsiz sayılabilecek olaylar ve konusu küçük miktarlarda para olan uyuşmazlıklar ise avukatsız çözülebilir. Öte yandan kişilerin kendilerini savunma hakları da vardır. Duruşma bir yargıcın başkanlığında yapılır. Ayrıca zabıt kâtibi, mübaşir, davanın tarafları ya da onların vekilleri olan avukatlar, gerekirse tanıklar ve bilirkişiler mahkemede hazır bulunur. Ceza davalarında savcı kamu adına davacı olarak duruşmalara katılır.

Batı'daki ve Türkiye’deki uygulamalar

ABD, Kanada, İngiltere, Avustralya ve Yeni Zelanda gibi ülkelerde duruşma, "hasımlık" temelinde yürütülür. Angloamerikan hukuk sistemi olarak adlandırılan bu sistem, örf ve adet hukukuna göre biçimlenmiştir. Bu sistemle yürütülen duruşmalarda taraflar (hasımlar) kanıtlarını sunar ve tanıklara sorular yöneltirler. Örf ve adet hukukuna göre biçimlenmemiş olan kara Avrupa'sı hukuk sistemi'ni benimsemiş Fransa, Türkiye ve Avrupa'nın öbür ülkelerindeki duruşmalarda "soruşturma" yöntemi uygulanır. Bu sistemde yargıç tanıkları sorgulamak ve olayı aydınlatmak için geniş yetkiye sahiptir.

Ceza davaları adam öldürme, vatana ihanet, ırza tecavüz, ağır saldırı, hırsızlık, yol kesme ve kundakçılık gibi suçlamaları içeren davalardır. Hukuk davaları ise bir hakkın tanınması için açılır.

Bir ceza yargılamasında suçlanan kişi, suçluluğu ispatlanıncaya değin sanık olarak adlandırılır. Sanığı savunan avukata savunma vekili denir. Sanığa suçlamada bulunan savcıya ise, çeşitli ülkelerde farklı adlar verilir. Hukuk davalarında, olayı mahkeme önüne getiren tarafa davacı, karşı tarafa davalı denir.

Hem kara Avrupa'sı hukuk sisteminde, hem de Angloamerikan hukuk sisteminde davalıya ilk olarak, yöneltilen suçlamaları kabul edip etmediği sorulur. Eğer suçu kabul ederse, yargıç başkaca kanıta gerek duymaksızın davayı karara bağlar. Angloamerikan hukuk sisteminde, sanığın suçu kabul etmemesi durumunda bir jüri seçilir. Jüri üyeleri duruşmayı dikkatle izleyeceklerine ve doğruluğuna inandıkları bir karar vereceklerine yemin ederler. Jüri üyeleri kanıtları değerlendirir ve olayla ilgili karara varırlar. Yargıç ise izlenecek yönteme ilişkin jüriye yol gösterir. Jürinin kararından sonra, duruma uyan yasa hükmünü belirlemek ve cezayı saptamak yargıcın görevidir. Jürinin bulunmadığı davalarda kararı doğrudan yargıç verir. Kıta Avrupa'sı hukuk sisteminde duruşma, savcının yürüttüğü hazırlık soruşturmasından sonra yapılır. Türkiye'de de uygulanan bu sistemde ancak suçüstü durumunda hazırlık soruşturması yapılmadan duruşmaya başlanır. Hukuk davalarında, tarafların ya da vekillerinin duruşmada bulunması zorunludur. Ceza davalarında, yasayla belirlenen özel durumlarda sanık bulunmadan da duruşma yapılabilir.

Duruşma oturumu, olayı gündeme getiren kişi tarafından açılır. Ceza davalarında bu kişi savcı da olabilir; özel hukuk davalarında ise davacının kendisi ya da avukatıdır. Bu kişi iddiasını kanıtlarla sunmakla yükümlüdür. Buna "ispat yükümlülüğü" denir. Bu da yargıç ya da jürinin davalının mahkûm olması konusunda ikna edilmesi ya da davacı yararına olabilecek bazı gelişmelerin sağlanmasıyla gerçekleşir.

Kanıtların geçerliliği

Eğer taraflar kanıtlar üzerinde anlaşıyorsa, kanıtların geçerliği tartışılmaz. Bu tür kanıtlar genellikle adli tıp raporu gibi somut belgelerdir. Bu durumda davalının bu zarardan sorumlu olup olmadığının kanıtlanması gerekir.

Anlaşmazlık konusu olan her şeyin kanıtlanması yasal zorunluluktur. Çoğu zaman yeminli tanıkların ifadeleri de kanıt sayılır. Tanıklar doğruyu söyleyeceklerine yemin ederler. Eğer yalan söyledikleri ortaya çıkarsa haklarında "yalan yere tanıklık" suçundan dava açılabilir. Mahkemenin işleyiş biçimine ve kanıtlara ilişkin sorular konusunda yargıç karar verir. Yargıç, kararlara uymayarak duruşma düzenini bozan kişileri, mahkeme salonundan çıkarabilir. Yargıç, duruşma düzenini bozan kişileri tutuklatma yetkisine de sahiptir.

Kanıtlar ortaya koyulduktan sonra her iki tarafın avukatları olayı kendi açılarından değerlendirir. Görüşlerini yargıca, jürili yargılamalarda ise jüriye benimsetmeye ya da onları etkilemeye çalışırlar.

Genellikle iddia makamının, yani savcının ilk konuşmayı yaptığı duruşmada son sözü söyleme hakkı savunmaya aittir. Son olarak yargıç bütün olayı ve kanıtları özetleyerek kararını açıklar.

Karar

Angloamerikan sisteminde jüri kararını vermek üzere mahkeme salonundan çekilir. Bazı ülkelerde kararın oybirliğiyle alınması gerekir, bazılarında ise çoğunluk kararı yeterlidir. Jüri, karara vardıktan sonra duruşma salonuna döner ve kararı açıklar. Eğer jüri son kararda anlaşamazsa yeniden yargılama yapılır. Davalının suçlu bulunması durumunda yargıç cezayı belirler. Bazı yerlerde jüri cezalandırma sürecine de katılır.

Kara Avrupa'sı hukuk sisteminde ise yargıç açık duruşmada gerekçeli kararını verir. Yargıç haksızlığa uğrayan kişinin zararının parayla ölçülebilir bir karşılığı olarak tazminat ödenmesini isteyebilir.

Temyiz

Kararın bozulması için bir üst mahkemeye başvuruda bulunmaya temyiz denir. Hukuk davalarında davayı kaybeden taraf, ceza davalarında ise suçlu bulunan davalı temyize başvurur. Temyize başvurma hakkı çeşitli ülkelerde yasayla düzenlenmiştir.

Türk hukuk sisteminde, ceza davalarında yalnızca suçlu bulunan tarafın değil, bazı durumlarda savcı ya da davacının da temyiz hakkı bulunmaktadır. Aynı durum hukuk davaları için de geçerlidir.

İlgili Araştırma Makaleleri

<span class="mw-page-title-main">Yargı</span> hukuku yorumlayan ve uygulayan mahkemeler sistemi

Yargı, yasal anlaşmazlıkları/uyuşmazlıkları karara bağlayan ve yasal davalarda yasayı yorumlayan, savunan ve uygulayan mahkemeler sistemidir.

Temyiz, ayırt etme, seçme, ayırma; hukukta, doğruyu yanlıştan ayıran kuruldur.

<span class="mw-page-title-main">Dava</span>

Dava, bir hakkın, devlet kanalıyla devletin organları olan mahkemeler vasıtasıyla kullanılmasıdır. Dava; asli ve feri olur. İhtilaflı ve ihtilafsız veya ceza davası, hukuk davası, idari dava, amme (kamu) davası, şahsi dava olarak da tarif edilir. Tek başına dava sözcüğü, sıklıkla hukuk davalarını işaret eder.

<span class="mw-page-title-main">Avukat</span>

Avukat, hukuk fakültesi mezunu, avukatlık stajı yapmış, avukatlık mesleğini serbest veya bir kuruma bağlı olarak icra eden kişidir. Avukatın eş anlamlıları aklavcı ve vekil sözcükleridir. Eski kullanımda muhami denirdi. Avukatların faaliyette bulunması için baroya kaydolmaları zorunludur. Genellikle çalıştıkları şehirde bulunan baroya kayıtlı olarak faaliyet gösterirler. Avukat, uyuşmazlıkların doğumundan başlayarak, mahkeme aşaması ve hakkın teslimine kadar olan süreçte kişileri temsil eder. Avukat sadece iş ve dava takibi yapmaz, aynı zamanda hukuki konularda hukuk danışmanı, zabıt kâtibi, hakemlik, arabuluculuk, mübaşir, arzuhâlci, halk noteri görevlerini de yerine getirebilir.

<span class="mw-page-title-main">Mahkeme</span>

Mahkeme, taraflar arasındaki hukukî anlaşmazlıkları (davaları) hukukun üstünlüğüne uygun olarak sivil ya da askerî, adlî veya idarî konularda adaleti sağlamak üzere yetkilendirilmiş, toplum yapısına ve kültüre göre değişiklikler gösterebilen bir yargılama formudur. Mahkemeler genellikle bir devlet kurumu şeklinde teşkilatlanır. Hem ortak hukuk, hem de medeni hukuk sistemlerinde mahkemeler, uyuşmazlıkların çözümü için merkezi araçlardır.

<span class="mw-page-title-main">Hâkim (hukuk)</span> mahkemede duruşmalara bakan ve kararı açıklayan yetkili kişiye verilen isim

Hâkim veya yargıç, adaleti sağlamak üzere bağlı bulunduğu topluluğun hukuk kural ve prensiplerine dayanarak bağımsız ve tarafsız olarak karar veren kimsedir. Bazı hukuk sistemleri tek hâkimli, bazı sistemler ise hâkimler heyetinden oluşan yargılama biçimlerini benimsemiştir. Hâkimler ceza, hukuk, idare veya askeri mahkemelerde görev yapabilirler. Yaptıkları görevden ötürü toplum içerisinde saygınlık sahibi, alanında uzman ve güvenilir kişilerden seçilmeleri gerekir.

<span class="mw-page-title-main">Savcı</span> İddia makamı olarak adalete hizmet eden kişi

Savcı, ceza yargılamasında iddia makamı olarak adalete hizmet eden kişidir. Savcılık ceza muhakemesinde iddia görevini yaparak devlet adına ceza davası açan makamdır. Bu makamdaki yetkiliye savcı adı verilmiştir. Özetle savcı, suç haberinin kendisine ulaşmasıyla birlikte devlet adına araştırma ve soruşturma faaliyetinde bulunmak, kamu davasının açılmasını gerektiren şartlar oluştuğunda dava açmak ve yürütmek, mahkemelerin verdiği kararları yerine getirmek ve kanunla kendisine verilen diğer görevleri yapmak durumunda olan ve yargı organı içinde yer alan kamu görevlisi olarak tanımlanabilir.

Ergenekon davaları veya Ergenekon kumpası, iddia olunan Ergenekon örgütü kapsamında açılan davalardır.

Balyoz ya da Balyoz Harekât Planı 5-7 Mart 2003 tarihlerinde 1. Ordu karargâhında düzenlenen plan seminerinde Türkiye hükûmetini devirmek amacıyla Çetin Doğan liderliğinde hazırlandığı iddia edilen askerî darbe planıdır. Yapılan yargılamalar sonucu, darbe planlarının gerçeği yansıtmadığı ortaya çıkmıştır.

2011 Türk futbolu şike davası ya da 3 Temmuz süreci, İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı'nın talimatıyla Organize Suçlarla Mücadele Şube Müdürlüğü'ne bağlı ekiplerin yapmış olduğu 8 aylık teknik ve fiziki takip inceleme neticesinde 3 Temmuz 2011 tarihinde Türkiye'nin 15 şehrinde eş zamanlı olarak gerçekleştirdiği operasyonla birçok aktif yönetici ile futbolcunun gözaltına alınması sonucu başlayan davadır. Türk futbol tarihinin en büyük skandallarından birisidir. 2010-11 sezonunda Süper Lig ve 1. Lig'in bazı müsabakalarında şike yapıldığı ve teşvik primi verildiği iddiası üzerine başlatılmıştır.

Davalı ya da eski adıyla müddeialeyh, hakkında hukuk davası açılan gerçek veya tüzel kişiye denir. Davacı tarafından mahkemeye sunulan dava dilekçesinde iddiaların yöneltildiği taraftır. Mahkemenin davacı lehine karar vermesi durumunda, görülen davanın türüne bağlı olarak davalı, bir şeyi vermeye veya yapmaya yahut yapmamaya mahkûm edilebilir.

Medeni usûl hukuku, özel hukuk yargılama usulünü konu alan hukuk dalıdır. Çekişmeli ve çekişmesiz yargı şeklinde ikiye ayrılmaktadır. Çekişmeli yargının konusu davadır. Çekişmesiz yargı ise genel anlamda taraflar arasında uyuşmazlık konusu olmayan, kişinin daha çok malvarlığı ve şahısvarlığına etki eden işleri konu edinen bir yargılama türüdür.

Ceza muhakemesi veya ceza yargılaması, ceza hukukunda iddia, savunma ve yargılama sürecidir. Amaç ise maddi gerçeğe ulaşılmasıdır.

<span class="mw-page-title-main">Halk Mahkemesi (Almanya)</span>

Halk Mahkemesi, Nazi Almanyası'nda kurulan bir özel mahkemeydi.

12 Eylül Davası, 12 Eylül Darbesi'ni gerçekleştiren komutanlardan hayatta kalanların yargılandığı dava. Kenan Evren ve Tahsin Şahinkaya, 765 sayılı TCK'nin "Devlet Kuvvetleri Aleyhine Cürümler" başlıklı 146. maddesi uyarınca müebbet hapis cezasına çarptırıldı. Tahsin Şahinkaya'nın, Kenan Evren’den iki ay sonra, 90 yaşında ölmesiyle Yargıtay aşamasındaki dava düştü ve kararlar kesinleşmedi. Yıllar sonra, 15 Temmuz 2016 Darbe Girişimi sonrası; Kenan Evren'in ifadesini alan dönemin Ankara Cumhuriyet Başsavcı Vekili, Kenan Evren ve Tahsin Şahinkaya'ya dava açan dönemin Ankara Cumhuriyet Savcısı, açılan davaya ilk bakan hâkimler ve iddia makamında bulunan savcılar, "Fethullahçı Terör Örgütü (FETÖ) soruşturması" kapsamında meslekten ihraç edildi. Daha sonra bazıları yargılandı ve mahkûm oldu.

<span class="mw-page-title-main">Çin yargı sistemi</span>

Çin yargı sistemi, Çin'deki yargı düzenini ifade etmektedir.

Gezi Parkı davası, 28 Mayıs - 30 Ağustos 2013 tarihleri arasında gerçekleşen Gezi Parkı olaylarını organize ettikleri iddiası ile 16 kişinin yargılandığı davadır.

<span class="mw-page-title-main">Adalet Yüksek Mahkemesi</span>

Londra'da bulunan Adalet Yüksek Mahkemesi, Temyiz Mahkemesi ve Kraliyet Mahkemesi ile birlikte İngiltere ve Galler Yüksek Mahkemeleri'ni oluşturur. Adı hukukî atıf amacıyla EWHC olarak kısaltılmıştır.

Yargılama Hukuku mahkemelerdeki yargılama yöntemlerini (usul) belirler. Örneğin; Adli Yargıda hakim karşısına çıkmak esas iken, İdari Yargı’da davalar dosyalar üzerinden görülür ve istisnalar hariç hakim karşısına çıkılmaz.

<span class="mw-page-title-main">Suriye yargı sistemi</span> Suriyenin yargı sistemi

Suriye'nin yargı sistemi Osmanlı, Fransız ve İslam hukukunun bir sentezidir. Medeni, ticari ve ceza kanunları öncelikle Fransız hukuk uygulamalarına dayanmaktadır. 1949'da ilan edilen bu kanunlar, bedeviler ve dini azınlıklar arasında örf ve adet hukukunun uygulanmasını sınırlamak için onaylanmış özel hükümlere sahiptir. İslam dini mahkemeleri ülkenin bazı bölgelerinde işlemeye devam ediyor, ancak yargı yetkisi evlilik, boşanma, babalık, çocukların velayeti ve miras gibi kişisel statü meseleleriyle sınırlı. Bununla birlikte, 1955'te kişisel statünün birçok yönüne ilişkin bir kişisel kod geliştirildi. Bu kanun, kadının statüsünü iyileştirerek ve miras kanunlarını netleştirerek şeriatı değiştirdi ve modernize etti.