İçeriğe atla

Duloksetin

Duloksetin; majör depresif bozukluk, yaygın anksiyete bozukluğu, fibromiyalji ve nöropatik ağrıyı tedavi etmek için kullanılan bir ilaçtır. Ağız yoluyla alınır. Yaygın yan etkiler arasında ağız kuruluğu, mide bulantısı, yorgunluk hissi, baş dönmesi, ajitasyon, cinsel sorunlar ve terlemede artış bulunur. Şiddetli yan etkiler arasında intihar riski, serotonin sendromu, mani ve karaciğer sorunları sayılabilir. Kullanımı durdurulursa antidepresan yoksunluk sendromu ortaya çıkabilir. Hamileliğin ilerleyen dönemlerinde kullanımın bebeğe zarar verebileceğine dair endişeler vardır. Bir serotonin-norepinefrin geri alım inhibitörüdür.Nasıl çalıştığı tam olarak net değildir. Duloksetin, 2004 yılında Amerika Birleşik Devletleri ve Avrupa Birliği'nde tıbbi kullanım için onaylanmıştır. Jenerik bir ilaç olarak mevcuttur. 2017'de, on altı milyondan fazla reçeteyle Amerika Birleşik Devletleri'nde en sık reçete edilen 46. ilaç olmuştur.

Tıbbi kullanımlar

Duloksetinin başlıca kullanım alanları majör depresif bozukluk, yaygın anksiyete bozukluğu, nöropatik ağrı, kronik kas-iskelet ağrısı ve fibromiyaljidir.

Amerikan Klinik Onkoloji Derneği tarafından kemoterapiye bağlı nöropatinin tedavisinde birinci basamak ajan olarak duloksetin önerilmektedir. Alman Disiplinlerarası Ağrı Tedavisi Derneği tarafından duygudurum bozukluklarının varlığında fibromiyalji için birinci basamak tedavi olarak, Amerikan Nöroloji Derneği tarafından diyabetik nöropatinin tedavisi için B Sınıfı bir öneri olarak ve Avrupa Nörolojik Dernekler Federasyonu tarafından belirli nöropatik durumlarda A düzeyi bir öneri olarak tavsiye edilmektedir.

Bir Cochrane incelemesi (2014), duloksetinin diyabetik nöropati ve fibromiyaljinin tedavisinde faydalı olduğu, ancak diğer ilaçlarla daha karşılaştırmalı çalışmalara ihtiyaç olduğu sonucuna varmıştır. Fransız tıp dergisi Prescrire, duloksetinin diğer mevcut ajanlardan daha iyi olmadığı ve yan etki riskinin daha yüksek olduğu sonucuna varmıştır.

Majör depresif bozukluk

Duloksetin, 2004 yılında majör depresyon tedavisi için onaylandı. Plaseboya kıyasla depresyonla ilişkili semptomlarda iyileşme gösterirken, duloksetinin diğer antidepresan ilaçlarla karşılaştırılması daha az başarılı olmuştur. 2012 Cochrane incelemesi, SSRI'lara ve daha yeni antidepresanlara kıyasla duloksetinin daha fazla etkililiğini bulamadı. Ek olarak, duloksetinin diğer antidepresanlara kıyasla yan etkileri artırdığına ve tolerabiliteyi azalttığına dair kanıtlar buldu. Bu nedenle, duloksetinin pahalı olmayan patent dışı antidepresanlara kıyasla (o zaman) yüksek maliyeti ve artan etkililik eksikliğini göz önüne alarak, majör depresif bozukluk için birinci basamak tedavi olarak önermemiştir. Duloksetin, diğer bazı antidepresanlardan daha az tolere edilebilir görünmektedir. Jenerik duloksetin 2013 yılında piyasaya sürüldü.

Yaygın anksiyete bozukluğu

Duloksetin, yaygın anksiyete bozukluğunun (YAB) tedavisinde plasebodan daha etkilidir. Annals of Internal Medicine'den bir inceleme, duloksetini sitalopram, essitalopram, sertralin, paroksetin ve venlafaksin ile birlikte birinci basamak ilaç tedavileri arasında listeliyor.

Diyabetik nöropati

Duloksetin, iki klinik çalışmanın pozitif sonuçlarına dayanarak, diyabetik periferik nöropati (DPN) ile ilişkili ağrı için onaylanmıştır. Ortalama günlük ağrı, 11 puanlık bir ölçek kullanılarak ölçüldü ve duloksetin tedavisi, plaseboya kıyasla ağrıda 1-1.7 puanlık ek bir azalma ile sonuçlandı. Duloksetin verilen hastalarının % 40-45'inde, plasebo verilen hastaların % 20-22'sinde en az % 50'lik bir ağrı kesici etki sağlanmıştır. Ağrı, duloksetin verilen hastaların % 9-14'ünde, plasebo verilen hastaların % 2-4'ünde % 90'dan fazla azalmıştır. Yanıtın çoğuna, ilaç tedavisine ilk iki haftada ulaşıldı. Duloksetin, açlık serum glikozunu hafifçe arttırdı; ancak bu etkinin "asgari klinik önemi" olduğu kabul edildi.

Duloksetinin ve DPN için yerleşik ağrı kesici ilaçların karşılaştırmalı etkinliği belirsizdir. Sistematik bir derleme, trisiklik antidepresanların (imipramin ve amitriptilin), geleneksel antikonvülsanların ve opioidlerin duloksetinden daha iyi etkinliğe sahip olduğunu belirtmiştir. Duloksetin, trisiklik antidepresanlar ve antikonvülsanlar benzer tolere edilebilirliğe sahipken, opioidler daha fazla yan etkiye neden olmuştur.Prescrire International'da yapılan bir başka inceleme, duloksetin ile elde edilen orta derecede ağrı gideriminin klinik olarak önemsiz olduğunu ve klinik deneylerin sonuçlarının ikna edici olmadığını iddia etmiştir. İncelemeci, pratikte duloksetin reçete etmek için hiçbir neden görmemiştir.BMC Neurology'de incelemeciler tarafından toplanan karşılaştırmalı veriler, amitriptilin, diğer trisiklik antidepresanlar ve venlafaksinin daha etkili olabileceğini göstermiştir. Yazarlar yine de, duloksetin lehine kanıtların çok daha sağlam olduğunu belirtti. Bir Cochrane incelemesi, ağrılı diyabetik nöropatinin tedavisinde duloksetinin etkinliğini destekleyen kanıtların yeterli olduğu ve daha sonraki çalışmaların diğer ilaçlarla karşılaştırmalara odaklanması gerektiği sonucuna varmıştır.

Fibromiyalji ve kronik ağrı

Duloksetinin bir incelemesinde, ağrıyı ve yorgunluğu azalttığı ve plaseboya kıyasla fiziksel ve zihinsel performansı iyileştirdiği bulundu.

ABD Gıda ve İlaç Dairesi (FDA), Haziran 2008'de fibromiyaljinin tedavisi için ilacı onayladı.

Osteoartritten kaynaklanan kronik ağrı için faydalı olabilir.

4 Kasım 2010'da ABD Gıda ve İlaç Dairesi (FDA), osteoartrit ve kronik bel ağrısı dahil olmak üzere kronik kas-iskelet sistemi ağrılarını tedavi etmek için duloksetini onayladı.

Stres üriner inkontinans

Duloksetin, karaciğer toksisitesi ve intihar olaylarıyla ilgili endişeler nedeniyle, stres üriner inkontinans için ABD'den onay alamadı; İngiltere'de bu kullanım için onaylanmıştır, ancak burada cerrahi yerine stres üriner inkontinansta ek bir ilaç olarak önerilmektedir.

Duloksetinin inkontinans tedavisinde güvenliği ve faydası bir dizi meta analiz ve uygulama kılavuzunda değerlendirilmiştir.

  • Bir 2017 meta-analizi, zararların faydalarından daha büyük değilse de en az onun kadar büyük olduğunu buldu.
  • Bir 2013 meta-analizi, duloksetinin inkontinans ataklarını plaseboya göre daha fazla azalttığı sonucuna varmıştır. Duloksetin ile tedavi edilen deneklerin % 83'ü ve plasebo ile tedavi edilen deneklerin % 45'i advers etkiler yaşadı.
  • Avrupa Üroloji Derneği tarafından yayınlanan 2012 inceleme ve uygulama kılavuzu, klinik araştırma verilerinin duloksetinin iyileştirdiğine dair Derece 1a kanıt sağladığı sonucuna varmıştır ancak idrar tutamama sorununu iyileştirmez ve yüksek oranda gastrointestinal yan etkilere (esas olarak mide bulantısı ve kusma) neden olarak tedavinin yüksek oranda kesilmesine yol açar.<
  • Ulusal Klinik ve Sağlık Mükemmelliği Enstitüsü (Eylül 2013 itibarıyla) duloksetinin rutin olarak birinci basamak tedavi olarak önerilmemesini ve tedaviden kaçınmak isteyen kadınlarda yalnızca ikinci basamak tedavi olarak sunulmasını önermektedir. Kılavuz ayrıca, ilacın yan etkileri konusunda kadınlara danışmanlık verilmesi gerektiğini belirtmektedir.

Kontrendikasyonlar

Aşağıdaki kontrendikasyonlar üretici tarafından listelenmiştir:

  • Aşırı duyarlılık: Duloksetin, duloksetin veya inaktif bileşenlerden herhangi birine karşı bilinen aşırı duyarlılığı olan hastalarda kontrendikedir.
  • Monoamin oksidaz inhibitörleri (MAOI'ler): MAOI alan hastalarda eşzamanlı kullanım kontrendikedir.
  • Kontrolsüz dar açılı glokom: klinik çalışmalarda, duloksetin kullanımı midriyazis riskinde artış (göz bebeğinin genişlemesi) ile ilişkilendirilmiştir; bu nedenle midriyazisin ani kötüleşmeye neden olabileceği kontrolsüz dar açılı glokomlu hastalarda kullanımından kaçınılmalıdır.
  • Merkezi sinir sistemi (CNS) etkili ilaçlar: Duloksetinin birincil CNS etkileri göz önüne alındığında, benzer bir etki mekanizmasına sahip olanlar da dahil olmak üzere diğer merkezi etkili ilaçlarla kombinasyon halinde alındığında veya bunların yerine kullanıldığında dikkatli kullanılmalıdır.
  • Duloksetin ve tioridazin birlikte uygulanmamalıdır.

Bunlara ek olarak, FDA, triptanlar ve serotonin yollarına etki eden diğer ilaçlarla birlikte uygulandığında mümkün olabilecek yaşamı tehdit eden ilaç etkileşimlerini rapor etmiştir ve bu da serotonin sendromu için artan riske yol açmaktadır.

Yan etkiler

Mide bulantısı, uyku hali, uykusuzluk ve baş dönmesi, hastaların yaklaşık % 10 ila% 20'si tarafından bildirilen ana yan etkilerdir.

Majör depresif bozukluk (MDD) için bir denemede, duloksetin ile tedavi edilen hastalar arasında en sık bildirilen tedaviyle ortaya çıkan yan etkiler bulantı (% 34.7), ağız kuruluğu (% 22.7), baş ağrısı (% 20.0) ve baş dönmesidir (% 18.7), bunlar plasebo grubuna göre anlamlı olarak daha sık bildirilmiştir. Duloksetin alan fibromiyalji hastalarının uzun süreli bir çalışmasında, yan etkilerin sıklığı ve türü, yukarıdaki MDD çalışmasında bildirilenlere benzerdi. Yan etkiler hafif ila orta şiddette olma eğilimindeydi ve zamanla yoğunlukta azalma eğilimi gösterdi.MDD tedavisi için kullanılan duloksetinin dört klinik çalışmasında, cinsel işlev bozukluğu, duloksetin ile tedavi edilen hastalarda plasebo ile tedavi edilenlere göre önemli ölçüde daha sık meydana geldi ve bu fark sadece erkeklerde meydana geldi. Spesifik olarak, yaygın yan etkiler arasında uyarılma güçlüğü, sekse karşı ilgisizlik ve anorgazmi (orgazma ulaşmada zorluk) bulunur. Cinsel uyaranlara yanıt kaybı veya azalması ve ejakülatuar anhedoni de bildirilmiştir.Tedaviyle ortaya çıkan cinsel işlev bozukluğu sıklığı, depresif hastalarda 6 aylık bir gözlemsel çalışmada karşılaştırıldığında duloksetin ve SSRI'lar için benzerdi. Duloksetin ve essitalopram ile tedavi edilen MDD hastalarında cinsel işlev bozukluğu oranları tedavinin 4, 8 ve 12. haftalarında anlamlı farklılık göstermemiş ancak eğilim duloksetini işaret etmiştir. (Duloksetin alan hastaların % 33,3'ü, essitalopram alanların % 43,6'sı ve plasebo alanların % 25'i cinsel yan etkiler yaşadı.)

İlgili Araştırma Makaleleri

<span class="mw-page-title-main">Seçici serotonin geri alım inhibitörü</span> Antidepresan ilaç sınıfı

Seçici serotonin geri alım inhibitörleri majör depresif bozukluk, anksiyete bozuklukları ve diğer psikolojik bozuklukların tedavisinde antidepresan olarak kullanılan bir ilaç grubudur. Yan etkilerinin az olması, etkinlikleri ve tolere edilebilirlikleri nedeniyle sıklıkla depresyon ve diğer birçok psikiyatrik bozukluk için birinci basamak ilaçlar olarak kullanılırlar.

Nöropatik ağrı sinir sistemindeki sinirlerin doğrudan hasar görmesinde ortaya çıkan ağrıdır.

<span class="mw-page-title-main">Gabapentin</span>

Gabapentin [1-(aminometil), siklohekzanasetik asit; patent adı: Neurontin®], epilepsi tedavisinde GABA molekülünün taklidi olarak kullanılan bileşiktir.

Israrcı depresif bozukluk (IDB) olarak da bilinen Distimi, özellikle depresyona benzer bilişsel ve fiziksel problemlerden oluşan ruh hali bozukluğu olmakla beraber daha-uzun süreli semptomlar gösteren zihinsel ve davranışsal bozukluktur. Kavram, "depresif kişilik" terimine ikame olarak Robert Spitzer tarafından 1970'lerin sonunda türetildi.

<span class="mw-page-title-main">Majör depresif bozukluk</span> Düşük benlik saygısı ve normalde eğlenceli aktivitelere ilgi veya zevk kaybı ile birlikte her şeyi kapsayan düşük ruh hali

Majör depresif bozukluk, majör depresyon veya klinik depresyon, en az iki hafta boyunca, farklı türden günlük hadise ve tecrübeler karşısında, sabit bir şekilde düşük ruh halinde bulunulması ile karakterize edilen bir zihinsel hastalıktır. Hastalık, tıbbi teşhisi ancak bir uzman tarafından konulabilecek bir hastalıktır. Hastalık, halk arasında kullanılan depresif olma durumu ile alakalı olmayıp, bu ruh hallerinden her yönden ve tamamen ayrılan bir hastalık türüdür.

<span class="mw-page-title-main">Sitalopram</span> Seçici serotonin geri alım inhibitörü (SSRI) sınıfının antidepresanı

Sitalopram, Citalopram diye de geçebilir. Seçici serotonin gerialım inhibitörüdür (SSRI). Serotonine özgüllüğü en yüksek, en seçici moleküldür. Karaciğer sitokrom (CYP) enzim ailesiyle az etkileşir. Bu sayede ilaç etkileşimlerinden az etkilenir. Polifarmasiye uygundur. Özellikle geriyatrik popülasyonda daha çok tercih edilir.

<span class="mw-page-title-main">Anksiyolitik</span> anksiyete tedavisinde kullanılan ilaçlar

Anksiyolitik anksiyeteyi azaltan ilaçlara verilen isimdir. Anksiyolitik ilaçlar, anksiyete bozukluklarına bağlı psikolojik ve fiziksel semptomların tedavisinde kullanılmaktadır.

<span class="mw-page-title-main">Antidepresan</span> Majör depresif bozukluk ve anksiyete gibi rahatsızlıkları tedavi etmek için kullanılan psikiyatrik ilaçlar

Antidepresanlar, majör depresif bozukluk gibi bazı duygudurum bozukluklarını, bazı anksiyete bozukluklarını ve bazı kronik ağrı durumlarını tedavi etmek için kullanılan ilaçlardır. Antidepresanların yaygın yan etkileri arasında ağız kuruluğu, kilo alımı, baş dönmesi, baş ağrısı, cinsel işlev bozuklukları ve duygusal körelme bulunur. Antidepresanlar, çocuklar, ergenler ve genç yetişkinler tarafından alındığında intihar düşüncesi ve davranışı riskinde artışa neden olabilir. Antidepresanların özellikle ani bir şekilde kesilmeleri sonucunda, antidepresan yoksunluk sendromu ortaya çıkabilir.

<span class="mw-page-title-main">Benzodiazepin</span> benzen ve diazepin halkalarının çekirdek kimyasal yapısına sahip psikoaktif ilaç sınıfı

Benzodiazepin, temel kimyasal yapısı bir benzen halkası ve bir diazepin halkasının füzyonu olan psikoaktif ilaçlardır. Depresan etkiye sahip olan benzodiazepinler, insomnia, nöbet ve anksiyete bozukluklarının tedavisinde kullanılır. İlk benzodiazepin olan klordiazepoksidin (Librium®), Leo Sternbach tarafından 1955 yılında tesadüfen keşfedilmiş, 1960 yılında da Hoffmann–La Roche ilaç firması tarafından satışa sunulmuştur. 1977'de benzodiazepinler dünya çapında en çok reçete edilen ilaç oldu.

<span class="mw-page-title-main">Essitalopram</span> seçici serotonin geri alım inhibitörü (SSRI) sınıfından bir antidepresan

Essitalopram sitalopramın S-enantiomeri olan SSRI sınıfı bir antidepresandır. 12 yaşın üstündeki yetişkinlerde depresyon ve anksiyete tedavisinde kullanımı FDA tarafından uygun görülmüştür. Essitalopram aynı zamanda panik bozukluğu, sosyal anksiyete bozukluğu ve obsesif kompulsif bozukluk tedavisinde de kullanılmaktadır. Premenstrüel sendrom semptomlarını azaltmada etkilidir.

<span class="mw-page-title-main">Sertralin</span> kimyasal bileşik

Sertralin, seçici serotonin gerialım inhibitörü (SSRI) grubundan bir antidepresandır. 1991 yılında Pfizer tarafından piyasaya sunulmuştur. Sertralin, başlıca majör depresyonda, obsesif kompulsif bozuklukta, yaygın ve sosyal anksiyete bozukluğunda yetişkin ve çocuklarda kullanılan bir antidepresan türüdür. Bunun yanı sıra Sertralin, erken boşalma tedavisinde ve sigara bırakmada da kullanılır. Sertralinin bazı depresyon tiplerinde fluoksetinden (Prozac) daha etkili olduğu görülmüştür. Obsesif-kompulsif bozukluk için sertralin bilişsel davranışçı terapi (BDT) kadar etkili değildir. En iyi sonuçlar, SSRI ile BDT birleştirerek elde edilmiştir. Ayrıca sosyal fobi ve travma sonrası stres bozukluğu tedavisinde de etkili olduğu gözlenmiştir.

<span class="mw-page-title-main">Paroksetin</span> kimyasal bileşik

Paroksetin seçici serotonin geri alım inhibitörü olan bir antidepresan türüdür. Majör depresyon, obsesif-kompulsif bozukluk, panik bozukluğu, sosyal anksiyete bozukluğu, travma sonrası stres bozukluğu, yaygın anksiyete bozukluğu ve vazomotor semptomlar durumlarının tedavisinde kullanılmaktadır.

Diyabetik nöropati, diyabetes mellitus ile ilişkili sinir hasarı bozukluklarıdır. Bu durumların, diyabetik nöropatide birikebilen makrovasküler koşullara ek olarak sinirler sağlayan küçük kan damarlarını içeren diyabetik bir mikrovasküler hasara yol açtığı düşünülmektedir. Diyabetik nöropati ile ilişkili olabilen nispeten yaygın durumlar arasında şunlar yer alır: üçüncü, dördüncü veya altıncı kranyal sinir felci, mononöropati, mononöropati multipleks, diyabetik amiyotrofi, ağrılı bir polinöropati, otonom nöropati ve torakoabdominal nöropati.

<span class="mw-page-title-main">Venlafaksin</span> İlaç

Venlafaksin ya da ilk marka adıyla Efexor, serotonin-norepinefrin geri alım inhibitörü (SNRI) sınıfından bir antidepresan ilaçtır. Majör depresif bozukluk (MDD), yaygın anksiyete bozukluğu (GAD), panik bozukluğu ve sosyal fobi tedavisinde kullanılır. Kronik ağrı için de kullanılabilmektedir. Ağız yoluyla kullanılır.

<span class="mw-page-title-main">Bupropion</span> depresyon ve sigarayı bırakma için ikame edilmiş katinon ilacı

Bupropion, ilk ticari isimleri olan Wellbutrin ve Zyban olarak da bilinen ilaçtır. Öncelikle majör depresif bozukluğu tedavisinde ve sigarayı bırakmada destek amaçlı kullanılan atipik antidepresandır. Bupropion etkili bir antidepresan kabul edilir ancak antidepresan tedavide birinci basamak kullanılmakta olan seçici serotonin geri alım inhibitörü'ne (SSRI) tam yanıt alınmayan durumlarda ek ilaç olarak da kullanılmaktadır. Bupropion'u diğer antidepresanlardan ayıran birkaç özelliği vardır: Genellikle cinsel işlev bozukluğuna ve kilo alımına neden olmazlar ve uyku hali ile ilişkili değildirler. Ayrıca hipersomniya ve yorgunluk semptomlarını iyileştirmede SSRI'lardan daha etkilidir.

<span class="mw-page-title-main">Trisiklik antidepresan</span> öncelikle antidepresan olarak kullanılan kimyasal bileşikler

Trisiklik antidepresanlar (TCA'lar), öncelikle antidepresan olarak kullanılan ve depresyonun yönetimi için önemli olan bir ilaç sınıfıdır. SSRI'nın yanında ikinci basamak ilaçlardır. TCA'lar 1950'lerin başında keşfedilmiş ve on yıl sonra pazarlanmıştır. Üç atom halkası içeren kimyasal yapılarından dolayı böyle adlandırılırlar. Dört atom halkası içeren tetrasiklik antidepresanlar (TeCA'lar), yakından ilişkili bir antidepresan bileşik grubudur.

Serotonin-norepinefrin geri alım inhibitörleri (SNRI'ler), majör depresif bozukluğu, anksiyete bozukluklarını, obsesif-kompulsif bozukluğu (OKB), sosyal fobiyi, dikkat eksikliği hiperaktivite bozukluğunu (DEHB), kronik nöropatik ağrıyı tedavi eden bir antidepresan ilaç sınıfıdır. SNRI'ler monoamin geri alım inhibitörleridir; özellikle, serotonin ve norepinefrin geri alımını inhibe ederler. Bu nörotransmitterlerin duygudurum düzenlemesinde önemli bir rol oynadığı düşünülmektedir.

<span class="mw-page-title-main">Milnasipran</span>

Milnasipran, fibromiyaljinin klinik tedavisinde kullanılan bir serotonin-norepinefrin geri alım inhibitörüdür (SNRI). Bazı ülkelerde majör depresif bozukluğun klinik tedavisi için onaylanmıştır.

Agomelatin, majör depresif bozukluğu ve yaygın anksiyete bozukluğunu tedavi etmek için en yaygın şekilde kullanılan atipik bir antidepresandır.

Lakozamid, parsiyel nöbetlerin ve birincil jeneralize tonik-klonik nöbetlerin tedavisinde kullanılan bir ilaçtır. Ağız yoluyla veya damar yoluyla kullanılır.