İçeriğe atla

Druid

İki druid. Autun, Fransa'da bulunan rölyef.

Druid, Kelt çok tanrıcılığında genellikle Alplerin kuzeyinde ve Britanya Adaları'nda var olan antik Kelt topluluklarındaki rahip sınıfı. Druid uygulamaları Yunanların "Keltoi" ve "Galatai", Romalıların "Gaul" dedikleri tüm yerli kabilelerin kültürünün bir parçasıydı. Druidler rahiplik, şifacılık, alimlik ve büyü gibi görevleri kendilerinde bir araya getirmişlerdi.

Etimoloji

Druid kelimesinin kökeni muhtemelen Keltler tarafından uygulanan ağaç büyüsüne kadar geri gitmektedir. "Deru" kelimesi "sağlam, katı, sabit olmak" anlamına gelir. Kelime ağaçlar için kullanılır hale gelmiştir. Batı dillerindeki tree, truce, true/truth, troth/betroth, duress, endure, drupe gibi kelimelerin kökeni de "Deru" sözcüğüne kadar geri gitmektedir.

"Weid" ise "görmek" kelimesi ve onun uzantısı olan "bilgelik" ve "bilgi" anlamlarına gelir. İngilizcedeki twit, guide, guise, wit, vision gibi kelimelerin kökeni Weid sözcüğüne uzanır.

Druidler güneş, ay, yıldızlar gibi tabiatın unsurlarını kutsal kabul eden ve meşe, dağların zirveleri, nehirler hatta bazı bitkilere saygı gösterirlerdi. Ateş bazı uluhiyetlerin bir sembolü addedilirdi ve güneş ve temizlenme ile ilişkiliydi.

Druid takvimi ay, güneş ve bitkisel döngülerle işlerdi. Arkeolojik kalıntılar her yıl iki ekinoks ve gün dönümünün kutlandığını göstermektedir. Bu festivaller Güneşin konumu ile yapılmaktaydı.

Ayrıca bakınız

Kaynakça

21 Ağustos 2006 tarihinde Wayback Machine sitesinde arşivlendi.

İlgili Araştırma Makaleleri

<span class="mw-page-title-main">Spor</span> genellikle fiziksel olan, rekabetçi faaliyet biçimleri

Spor, önceden belirlenmiş kurallara göre bireysel veya takım halinde yapılan, genellikle rekabete dayalı yarışma ve kişisel eğlence veya mükemmelliğe ulaşmak için yapılan fiziksel veya zihinsel aktivite. Sporları kabaca homo sapiens türünün medeniyete ulaşmadan önce doğayla veya diğer canlılarla yaptığı fiziksel mücadelelerin günümüzdeki medeni karşılığı olarak da tanımlayabiliriz. Sporlar güç, kardiyovasküler dayanıklılık ve esneklik bazlı veya bunların heterojen birleşiminden oluşmuş kompleks aktiviteler olabilir. Güç bazlı sporlara fitness, powerlifting, halter; kardiyovasküler dayanıklılık bazlı sporlara yüzme, atletizm; esneklik bazlı sporlara jimnastik, pilates gibi örnekler verilebilir. Bu unsurların birleşiminden doğan sporlara futbol, basketbol, tekvando, judo gibi örnekler verilebilir. Çünkü spor kişilerin yaptıkları hareketlere ek olarak top, hayvan gibi birtakım objelerle yapılan hareketlerin tümünü kapsamaktadır. Bazı kesimlerce yalnızca zihinsel yeteneklere dayalı bazı masa oyunları da spor olarak kabul edilmektedir. Günümüzde, kendine has kuralları ve oynayış biçimi olan birçok spor dalı bulunmaktadır. Bilinen en eski spor dalı atletizmdir.

<span class="mw-page-title-main">Çarmıh</span> Eski bir darağacı türü

Çarmıh, birbiri üzerine çapraz konmuş iki tahtadan oluşan darağacı. Geçmişte suçluların üzerine bağlanmak veya çivilenmek suretiyle cezalandırılmasında yaygın olarak kullanılmıştır.

Kelime veya sözcük, tek başına anlamlı, bir ya da birbirine bağlı birden fazla biçimbirimden (morfem) oluşan, ses değeri taşıyan dil birimidir.

Sâbiîlik veya Mandeizm/Mandaeizm (Mandaeans) (Arapça: الصابئة veya مندائية), Orta Doğu'da bir din. Araplarca Sabiiye olarak adlandırılan grup, kendilerine bilgili, gnostik anlamlarına gelen Manden, din adamlarına ise Nasura demektedirler.

Rab "Efendi" veya "kral" anlamına gelen İbranice kökenli bir sözcük. Bir diğer anlamı da öğretmen veya usta'dır.

<span class="mw-page-title-main">Kelt dini</span>

Kelt politeizmi veya Kelt dini, Keltlerin inandıkları politeistik inanç, gelenek ve dinî düşünce ve uygulamaların bütününe verilen isimdir. Kelt dini kendine özgü ve zengin bir mitolojiye sahiptir ki bu mitoloji de Kelt mitolojisi olarak anılmaktadır. Kelt politeizminin zaman zaman Druidizm veya Kelt paganlığı olarak da anıldığı olmuştur. Keltik dinî uygulamaları, Galya'nın Romalılar tarafından işgal edilmeye başlandığı zamandan itibaren bir Romalılaştırmanın işaretlerini taşısa da, bu Romalılaştırmanın etkisi, önemi ve derinliği akademik tartışma konusudur.

Kağan, kaan veya hakan, Moğol ve Türk devletlerinde hükümdarlar tarafından kullanılan unvanlardan birisi ve göreceli olarak en eskilerindendir. Avarlar döneminden beri Türk devlet kültürü "kağan" sözcüğünü barındırmaktadır. Bu bağlamda "kağan", Tanhu, Bey, Toktamış, Giray gibi Türkçe bir sözcük olup Türk devletleri için ayırt edici bir özellik de oluşturur. Kağanın eşine ise kağatun denilir.

İyelik ekleri veya sahiplik ekleri, isimlere ve isim görevinde kullanılan sözcüklere eklenerek kime veya neye ait olduğunu bildiren ekler.

<span class="mw-page-title-main">Sınır</span>

Sınır veya hudut, hükümetler, devletler veya bir ülkenin idari olarak birbirinden bağımsız bölümleri gibi politik varlıkların coğrafî bitiş noktalarını ya da yasal yetki alanlarını tanımlayan bir terimdir.

<span class="mw-page-title-main">Salça</span>

Salça, domates veya kırmızı biberin çeşitli işlemlerden geçirilmesiyle üretilen, yemeğe lezzet ve renk katmak için kullanılan, koyu kırmızı renkli, tuzlu, uzun ömürlü, Türk mutfağına has ezmedir.

<span class="mw-page-title-main">Nahuatl</span>

Nahuatl, Meksika ve El Salvador'da Nahualar tarafından konuşulan bir sözlü dildir. Bu dilin adı muhtemelen, « iyi bir ses kılan ahenkli ve açık söz » anlamına gelen nahuatlahtolli sözcüğünden türetilmiştir.

<span class="mw-page-title-main">Mühimmat</span>

Mühimmat; askerî terminolojide savaş için gerekli, demirbaş olmayan tüm yedek parça ve cephaneyi kapsayan bir terim. Cephane ise ateşli silahlardan atılmak üzere hazırlanmış her türlü patlayıcı veya delici malzemedir.

<span class="mw-page-title-main">Prens</span>

Prens, Avrupa hanedanlarında kral olmayan erkek üyelere verilen genel soyluluk unvanıdır. Osmanlı'daki şehzade unvanına denk gelir. Prensler çoğu ülkede prenseslerle birlikte taht için sıraya girerlerdi. Fransa'da veliaht prensine dofen denirdi. Eski Türklerde Tigin sözcüğü prens sözcüğüne karşılık gelir.

<span class="mw-page-title-main">Norma (opera)</span>

Norma Sicilya doğumlu İtalyan Vincenzo Bellini'nin bestelediği 2 perdelik bir opera veya lirik trajedidir. Operanın librettosu "Felice Romani" tarafından "Aleksandre Soumet"'nin Norma, ossia L'infanticidio " adlı eserinden uyarlanarak hazırlanmıştır. Operanın prömiyer sahnelenmesi 26 Aralık,1831'de Milano'da Teatro alla Scala Opera Evinde yapılmıştır.

Biçimbilim, yapıbilim, biçim bilgisi, şekil bilgisi, morfoloji veya yapı bilgisi dilbilimde sözcüklerin içyapısını inceleyen alt dalıdır. Temel inceleme nesnesi, dilin anlam taşıyan en küçük parçaları olan biçimbirimlerdir. Biçimbilim, sözcükleri, nasıl oluşturulduklarını ve diğer sözcüklerle ilişkilerini inceler ve sözcüklerin kök, gövde ve ek gibi bileşenlerinin yapısını çözümler.

<span class="mw-page-title-main">Takvim</span>

Takvim, zamanın yüzyıl, yıl, ay, hafta ve gün gibi parçalara bölünüp düzenli bir sırayla gösterildiği çizelgedir.

<span class="mw-page-title-main">Ceset</span> Ölü bir insanın bedeni

Ceset veya naaş, ölü bir insanın bedeni. Aynı anlama gelen kadavra sözcüğü genelde tıbbî anlamda kullanılır. Cenaze töreni için hazırlanmış cesede cenaze denir.

Kam, Türk, Altay ve Moğol halk kültüründe büyücü din büyüğü, Şaman. "Gam" veya "Ham" olarak da söylenir. Topluluklarda doğaüstü güçlerle iletişime geçtiğine inanılan din büyüğü.

<span class="mw-page-title-main">Zaman</span> uzaysal bir boyutu olmayan; geçmiş, gelecek ve şimdiyi kapsayan süreklilik

Zaman veya vakit, ölçülmüş veya ölçülebilen bir dönem, uzaysal boyutu olmayan bir süreklilik. Zaman kavramı, tarih boyunca felsefenin ilgi alanlarından biri olmasının yanı sıra matematik ve fizikteki önemli çalışma alanlarından biridir.

<span class="mw-page-title-main">Maşya ve Maşyana</span> Zerdüştlüğe göre ilk erkek ve kadın

Maşya ve Maşyana, Zerdüşt kozmogonisine göre üreyerek insan ırkını doğuran ilk erkek ve kadındır.