İçeriğe atla

Drakunkuliyaz

Drakunkuliyaz
Bir insanın ayağından gine solucanını çıkarmak için kibrit çöpü kullanımı
UzmanlıkEnfeksiyon hastalıkları, helminthology, Tropikal tıp Bunu Vikiveri'de düzenleyin

Drakunkuliyaz ya da gine solucanı hastalığı (GWD), gine solucanının yol açtığı bir enfeksiyondur.[1] Bir kişi, gine solucanı larvalarıyla enfekte olmuş su pireleri içeren suyu içtiğinde enfekte olur.[1] Başlangıçta hiçbir belirti görülmez.[2] Yaklaşık bir yıl sonra, dişi solucan genellikle bacakta su toplamış bir kabarcık oluşturduğunda enfekte kişide ağrılı bir yanma gelişir.[1] Bunun ardından, birkaç hafta içinde solucan deriden dışarı çıkar.[3] Bu süre zarfında kişi yürümekte ve çalışmakta zorluk çekebilir.[2] Bu hastalığın ölüme yol açması çok nadirdir.[1]

Sebepleri

Gine solucanı ile enfekte olabilen, bilinen tek canlı insandır.[2] Bu solucan bir ila iki milimetre genişliğinde olup yetişkin bir dişi 60 ila 100 santimetre uzunluğundadır (erkek bireyler çok daha kısadır).[1][2] Yumurtaları insan bedeni dışında en fazla üç hafta yaşayabilir.[4] Bu süre dolmadan su piresi tarafından yenilmelidir.[1] Su pirelerinin içindeki larvalar dört aya kadar hayatta kalabilir.[4] Bu yüzden, bu hastalığın bir alanda varlığını sürdürebilmesi için insanlarda her sene tekrarlanması gerekir.[5] Bu hastalığın teşhisi genellikle hastalığın işaretlerine ve belirtilerine dayanılarak konulabilir.[6]

Korunma ve tedavi

Bu hastalıktan korunma, erken teşhisle ve ardından enfekte kişinin yarasının içme suyuna temas etmesi önlenerek mümkündür.[1] Ayrıca, temiz suya erişimin iyileştirilmesi ve eğer temiz değilse suyun filtre edilmesi gibi önlemler alınabilir.[1] Suyun bir bez ya da kumaştan filtre edilmesi çoğunlukla yeterlidir.[3] Kontamine içme suyunda larvanın öldürülmesi için temefos adlı kimyasal kullanılabilir.[1] Bu hastalığa yönelik bir ilaç ya da aşı mevcut değildir.[1] Solucan birkaç haftanın ardından bir çubuğa dolandırılarak yavaşça çıkarılabilir.[2] Çıkan solucanın sebep olduğu ülserler bakteri ile enfekte olabilir.[2] Ağrı, solucan çıkarıldıktan sonra aylarca devam edebilir.[2]

Epidemiyoloji ve tarihçe

2013 yılında 148 hastalık vakası bildirildi.[1] 1986'daki 3,5 milyon vakaya kıyasla oldukça düşük bir rakamdır.[2] Bu hastalık 1980'lerde 20 ülkede görülürken bugün yalnızca 4 ülkede mevcuttur.[1] En çok etkilenen ülke Güney Sudan’dır.[1] Ortadan tamamen kaldırılacak muhtemelen ilk paraziter hastalık olacaktır.[7] Gine solucanı hastalığı eski çağlardan beri bilinmektedir.[2] Mısır’da MÖ 1550 tarihli Ebers Tıp Papirüsünde bu hastalıktan bahsedilmiştir.[8] Drakunkuliyaz (İngilizcesi "dracunculiasis") adı Latince "küçük canavarlar hastalığı" anlamındaki kelimeden gelir.[9] "Gine solucanı" adı ise, Avrupalıların bu hastalığı 17. Yüzyılda Batı Afrika‘nın Gine sahilinde görmelerinin ardından ortaya çıkmıştır.[8] Gine solucanlarına benzeyen bir tür, bu hastalığın hayvanlarda görülmesine neden olur,[10] ama bunların insanları etkilediği düşünülmemektedir.[10] Bu hastalık ihmal edilmiş bir tropikal hastalık olarak sınıflandırılmaktadır.[11]

Kaynakça

  1. ^ a b c d e f g h i j k l m "Dracunculiasis (guinea-worm disease) Fact sheet N°359 (Revised)". World Health Organization. Mart 2014. 18 Ekim 2015 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 18 Mart 2014. 
  2. ^ a b c d e f g h i Greenaway, C (17 Şubat 2004). "Dracunculiasis (guinea worm disease)". CMAJ : Canadian Medical Association journal = journal de l'Association medicale canadienne. 170 (4). ss. 495-500. PMC 332717 $2. PMID 14970098. 
  3. ^ a b Cairncross, S; Tayeh, A; Korkor, AS (Jun 2012). "Why is dracunculiasis eradication taking so long?". Trends in parasitology. 28 (6). ss. 225-30. doi:10.1016/j.pt.2012.03.003. PMID 22520367. 
  4. ^ a b Junghanss, Jeremy Farrar, Peter J. Hotez, Thomas (2013). Manson's tropical diseases (23. edition bas.). Oxford: Elsevier/Saunders. s. e62. ISBN 9780702053061. 5 Ağustos 2016 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 27 Mart 2015. 
  5. ^ "Parasites - Dracunculiasis (also known as Guinea Worm Disease) Eradication Program". CDC. 22 Kasım 2013. 15 Haziran 2015 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 19 Mart 2014. 
  6. ^ Cook, Gordon (2009). Manson's tropical diseases (22. ed. bas.). [Edinburgh]: Saunders. s. 1506. ISBN 9781416044703. 5 Ağustos 2016 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 27 Mart 2015. 
  7. ^ "Guinea Worm Eradication Program". The Carter Center. Carter Center. 11 Mart 2015 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 1 Mart 2011. 
  8. ^ a b Tropical Medicine Central Resource. "Dracunculiasis". Uniformed Services University of the Health Sciences. 14 Haziran 2015 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 15 Temmuz 2008. 
  9. ^ Barry M (Haziran 2007). "The tail end of guinea worm — global eradication without a drug or a vaccine". N. Engl. J. Med. 356 (25). ss. 2561-4. doi:10.1056/NEJMp078089. PMID 17582064. 6 Temmuz 2010 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 27 Mart 2015. 
  10. ^ a b Junghanss, Jeremy Farrar, Peter J. Hotez, Thomas (2013). Manson's tropical diseases (23. edition bas.). Oxford: Elsevier/Saunders. s. 763. ISBN 9780702053061. 5 Ağustos 2016 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 27 Mart 2015. 
  11. ^ "Neglected Tropical Diseases". cdc.gov. 6 Haziran 2011. 27 Mayıs 2015 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 28 Kasım 2014. 
Sınıflandırma
Dış kaynaklar

İlgili Araştırma Makaleleri

<span class="mw-page-title-main">Şistozomiyaz</span>

Şistozomiyaz; şistozomiazis veya bilharyaz olarak adlandırılan, insanlarda görülen, Schistosoma (Şistozoma) cinsinden parazitlerin enfestasyonudur (istilasıdır). Bilharyaz ismi 1851'de ilk (üriner) şistozomiyazı tanımlayan Theodor Bilharz'dan gelir. Bu hastalık; salyangoz ateşi, salyangoz humması, Katayama ateşi ve Katayama humması olarak da bilinir. Schistosoma (Şistozoma) türündeki asalak solucanların neden olduğu bir hastalıktır. İdrar yolu veya bağırsakları etkileyebilir. Belirtiler arasında karın ağrısı, ishal, kanlı dışkı veya kanlı idrar bulunur. Hastalığa uzun bir süre önce yakalanmış kişilerde karaciğer hasarı, böbrek yetmezliği, kısırlık veya mesane kanseri görülebilir. Çocuklarda yavaş büyümeye ve öğrenme güçlüğüne neden olabilir.

<i>Legionella</i>

Legionella, lejyoner hastalığına sebep olan bakterilerin yer aldığı bakteri cinsidir. Legionellaceae familyası sadece Legionella cinsinden ibarettir ve bu cinse ait bugüne kadar bildirilmiş 62 tür bulunmaktadır. En iyi bilinen türü olan Legionella pneumophila, gram negatif, kokobasil formunda, optimum üreme sıcaklığı 20-42 °C olan bir bakteridir. Ribozomal RNA analizi çalışmaları Legionellaceae familyasının Gamma Proteobacteria şubesine dahil olduğunu göstermiştir.

<span class="mw-page-title-main">Belsoğukluğu</span> Neisseria gonorrhoeae bakterisinin neden olduğu döl ve idrar yollarında görülen bulaşıcı hastalık

Belsoğukluğu (Gonore), Neisseria gonorrhoeae bakterisinin neden olduğu, özellikle döl ve idrar yollarını etkileyen, cinsel yolla bulaşan bir hastalıktır. Cinsel yolla bulaşan hastalıkların ikinci en bulaşıcı olanıdır; ilk sırayı klamidya enfeksiyonu alır.

<span class="mw-page-title-main">Bağırsak solucanı</span> Bağırsaklarda yaşayan büyük helmint türü

Bağırsak solucanı, insanlarda hastalığa yol açan büyük bir helmint türü. Ascaris cinsinin bir üyesi olan bu yuvarlak solucan, insanlarda bilinen en yaygın parazitik solucandır. İnsanların yaklaşık 1/6'sının hayatlarının bir döneminde A. lumbricoides veya benzeri bir yuvarlak solunca enfeksiyonu geçirdiği tahmin edilmektedir. Tropik ve subtropik ülkelerde yaşayan insanların enfeksiyon riski daha yüksektir.

<span class="mw-page-title-main">Hepatit C</span> Karaciğeri etkileyen enfeksiyon

Hepatit C özellikle karaciğeri etkileyen bir enfeksiyondur. Hastalığa, hepatit C virüsü (HCV) sebep olur. Hepatit C, genellikle herhangi bir belirtiye sahip değildir ancak kronik enfeksiyon, karaciğerde yara oluşumu ve uzun yıllar sonra siroza sebep olabilir. Aynı zamanda, bazı durumlarda, sirozlu hastalarda, karaciğer yetmezliği ve karaciğer kanseri ya da ölümcül kanamaya sebebiyet verebilecek, yemek borusu ve midedeki damarlarda aşırı şişmeye yol açabilir.

<span class="mw-page-title-main">Ebola virüsü hastalığı</span> Virüs kaynaklı ölümcül, bulaşıcı hastalık

Ebola virüsü hastalığı (EVD) veya Ebola kanamalı ateşi (EHF) veya kısaca Ebola, Ebola virüsünün neden olduğu, insanlarda ve diğer primatlarda görülen bir hastalıktır. Belirtiler tipik olarak virüse yakalandıktan sonra ateş, boğaz ağrısı, kas ağrısı ve başağrısı ile iki gün ila üç hafta sonra başlar. Tipik olarak bulantı, kusma ve ishal, karaciğer ve böbrek fonksiyonlarında azalma ile birlikte takip eder. Bu noktada, bazı kişilerde kanama sorunları görülmeye başlar.

<span class="mw-page-title-main">Chagas hastalığı</span> insan hastalığı

Chagas hastalığı ya da Amerika tripanozomiyazı, Trypanosoma cruzi adlı protozoanın neden olduğu tropikal bir paraziter hastalıktır. Çoğunlukla öpücük böceği (Triyatomine) olarak bilinen böcekler aracılığıyla yayılır. Belirtiler, enfeksiyonun seyri sırasında değişkenlik gösterir. Hastalığın ilk aşamasında tipik olarak herhangi bir belirti görülmez ya da aşağıdaki hafif belirtiler görülür: ateş, lenf düğümlerinde şişme, baş ağrısı ya da ısırık yerine mahsus şişlik. Fertler 8–12 hafta sonra hastalığın kronik aşamasına girer ve hastaların %60-70'inde asla başka belirti görülmez. Hastaların kalan %30-40'lık kısmında, enfeksiyonun ilk defa bulaşmasından 10 ila 30 yıl sonra başka belirtiler gelişir. Bu belirtiler arasında hastaların %20 ila 30'unda görülen ve kalp yetmezliğine yol açan karıncık genişlemesi sayılabilir. Ayrıca, hastaların %10'luk kesiminde megaözefagus ya da megakolon görülebilir.

<span class="mw-page-title-main">Hepatit A</span> hepatit A virüsünün karaciğerde yol açtığı akut bulaşıcı hastalık

Hepatit A, hepatit A virüsünün (HAV) karaciğerde yol açtığı akut bir bulaşıcı hastalıktır. Çoğu vakada, özellikle küçüklerde çok az belirti verir ya da hiç vermez. Hastalığın bulaşması ile belirtilerin ortaya çıkması arasındaki süre iki ila altı haftadır. Hastalık belirti verdiğinde bu belirtiler tipik olarak sekiz hafta devam eder. Bu belirtiler arasında halsizlik, bulantı, kusma, ishal, sarılık, ateş ve karın ağrısı sayılabilir. Hastaların yaklaşık %10–15'inde hastalığın bulaşmasını izleyen altı ay içerisinde belirtilerin tekrarlandığı görülür. Akut karaciğer yetmezliği nadiren görülür ve daha çok yaşlılarda rastlanır.

<span class="mw-page-title-main">Ekinokokkoz</span>

Ekinokokkoz ya da diğer adlarıyla kist hidatik, hidatidoz veya halk arasında türüne bakılmaksızın bilinen adıyla kist hastalığı, Echinococcus türü şerit solucanlarının sebep olduğu bir paraziter hastalıktır. İnsanlarda bu hastalığın iki ana türü görülür: kistik ekinokokkoz ve alveolar ekinokokkoz. Daha seyrek görülen ve polikistik ekinokokkoz ve ünikistik ekinokokkoz adı verilen iki türü daha vardır. Bu hastalık çoğunlukla belirti vermeden başlar ve bu durum yıllarca sürebilir. Ortaya çıkan belirti ve işaretler kistlerin yerine ve büyüklüğüne bağlıdır. Alveolar hastalık genellikle karaciğerde başlar, ama akciğerler ve beyin gibi vücudun diğer kısımlarına da sıçrayabilir. Karaciğeri etkilenen kişilerde karın ağrısı, kilo kaybı ve renkte sararma görülebilir. Akciğer hastalığı ise göğüs ağrısına, nefes darlığına ve öksürüğe yol açabilir.

<span class="mw-page-title-main">Leptospiroz</span>

Leptospiroz, Leptospira adı verilen spiral şekilli bakterilerin sebep olduğu bir enfeksiyondur. Hastalık hiç belirti vermeyebilir; baş ağrıları, kas ağrıları ve ateş gibi hafif belirtiler verebilir ya da akciğerlerde kanama veya menenjit gibi ciddi belirtiler görülebilir. Enfeksiyon, kişinin renginde sararmaya, böbrek yetmezliğine ve kanamaya yol açarsa, ortaya çıkan hastalık Weil hastalığı olarak adlandırılır. Akciğerlerde çok fazla miktarda kanamaya sebep olursa ağır pulmoner hemoraji sendromu adı verilir.

<span class="mw-page-title-main">Onkoserkiyaz</span>

Onkoserkiyaz ya da bilinen diğer adlarıyla nehir körlüğü veya Robles hastalığı, bir asalak solucan olan Onchocerca volvulus enfeksiyonunun sebep olduğu bir hastalıktır. Hastalığın belirtileri arasında şiddetli kaşınma, deri altında şişlikler ve körlük sayılabilir. Trahom hastalığının ardından körlüğün en yaygın ikinci sebebidir.

<span class="mw-page-title-main">Trikuriyaz</span> Parazitik bir solucanın yol açtığı enfeksiyon

Trikuriyaz, bir parazitik solucan türü olan Trichuris trichiura’nın yol açtığı bir enfeksiyondur. Enfeksiyon yalnızca birkaç solucandan kaynaklanıyorsa çoğunlukla bir belirti görülmez. Ama çok sayıda solucanla enfekte olan kişilerde karın ağrısı, yorgunluk ve ishal görülebilir. Bu ishal bazen kanlı olabilir. Bu enfeksiyona yakalanan çocuklarda zihinsel ve fiziksel gelişim geriliği gözlenebilir. Kan kaybından dolayı kırmızı kan hücresi seviyesi düşebilir.

<span class="mw-page-title-main">Bulaş</span>

Biyoloji ve tıpta bulaş, bir bulaşıcı hastalığın enfekte konakçıdan, doğal konaklardan, vektörlerden veya portörlerden başka canlılara geçmesine denir. Hastalık bulaştıran canlı bazı durumlarda hasta olmayabilir.

<span class="mw-page-title-main">Buruli ülseri</span> Mycobacterium ulceransın neden olduğu bulaşıcı hastalık

Buruli ülseri Mycobacterium ulcerans'ın neden olduğu bulaşıcı hastalıktır. Hastalığın erken evresinde enfeksiyon, ağrısız bir nodül veya bölgesel şişlik ile karakterizedir. Bu nodül ülser'e dönüşebilir. Ülser içeride deri yüzeyindekinden daha büyük ve şişlik ile çevrili olabilir. Hastalık kötüleştikçe, kemiğe de bulaşabilir. Buruli ülserleri çoğunlukla kol veya bacakları etkiler; ateş yaygın değildir.

PLOS Neglected Tropical Diseases, tropikal bölgelere endemik olan bakteri, virüs, kurt, mantar ve protozoa enfeksiyonlarını çalışmak amacıyla kurulan akran denetimli bir açık erişim bilimsel dergisidir. PLOS Neglected Tropical Diseases PubMed ve Web of Science'te tanınmaktadır. PLOS ailesinin yedinci ve en yeni açık erişim dergisidir.

<span class="mw-page-title-main">Sistiserkoz</span>

Sistiserkoz domuz tenyasının genç formunun neden olduğu bir doku enfeksiyonudur. İnsanlar yıllar boyunca çok az semptom gösterebildikleri gibi hiç semptom görülmediği de olabilir. Bazı vakalarda, özellikle Asya'da bu enfeksiyona yakalananlarının derilerinin altında bir ila iki santimetrelik katı yumrular gelişebilir. Aylar ya da yıllar sonra bu yumrular ağrıyabilir ve şişebilir ve sonra da yok olurlar. Nörosistiserkoz adı verilen ve beyni etkileyen özel bir formu nörolojik semptomplara neden olabilir. Bu formu gelişmekte olan ülkelerde nöbetlerin en yaygın nedenlerindendir.

1974 Hindistan çiçek hastalığı salgını, 20. yüzyılın en kötü çiçek hastalığı salgınlarından birisi olarak adlandırılmaktadır. Salgında 188,000 kişi enfekte olmuş ve 31,000 Hint ise hayatını kaybetmiştir. Hindistan salgın sırasında, dünyadaki çiçek hastalığı vakalarının %86'sından fazlasına sahipti.

Tropikal hastalıklar, tropikal ve subtropikal bölgelerde yaygın olan veya bu bölgelere özgü hastalıklardır. Kısmen kış uykusuna yatmaya zorlayarak böcek popülasyonunu sınırlayan soğuk mevsim nedeniyle ılıman iklimlerde daha az yaygındır. Bununla birlikte çoğu, modern hastalık nedenselliği anlayışından önce 17. ve 18. yüzyıllarda Kuzey Avrupa ve Kuzey Amerika'da mevcuttu. Tropikal tıbbın ilk itici gücü özellikle İngiliz Raj yönetimindeki Hindistan'da, sömürge yerleşimcilerinin sağlığını korumaktı. Sivrisinekler ve sinekler gibi böcekler açık ara en yaygın hastalık taşıyıcısı veya vektörlerdir. Bu böcekler, insanlara ve hayvanlara bulaşıcı bir parazit, bakteri veya virüs taşıyabilir. Çoğu zaman hastalık, enfeksiyöz ajanın deri altından kan değişimi yoluyla bulaşmasına neden olan bir böcek ısırığı ile bulaşır. Burada listelenen hastalıkların çoğu için aşı mevcut değildir ve çoğunun tedavisi de yoktur.

<span class="mw-page-title-main">Bulaşıcı hastalıkların yok edilmesi</span>

Bulaşıcı hastalıkların yok edilmesi (eradikasyon), bir bulaşıcı hastalığın küresel konak popülasyondaki prevalansının sıfıra indirilmesidir.

Su yoluyla bulaşan hastalıklar su yoluyla bulaşan patojenik mikroorganizmaların neden olduğu ölüm, sakatlık, hastalık veya bozukluklar gibi insan sağlığı üzerindeki olumsuz durumlardır. Bu hastalıklar banyo yapma esnasında, temizlik esnasında, içme suyu yoluyla veya kirli suya maruz kalan yiyeceklerin tüketilmesiyle yayılabilir. Bunlar, dünyanın dört bir yanındaki gelişmekte olan ülkelerin kırsal alanlarındaki kritik sorunlardandır. Su yoluyla bulaşan hastalıkların en sık bildirilen semptomları ishal ve kusma olsa da cilt, kulak, solunum veya göz problemleri de bu semptomlara dahil edilebilir. Temiz su temini, sanitasyon ve hijyen (WASH) eksikliği, bir toplumda su yoluyla bulaşan hastalıkların yayılmasının ana nedenleridir. Bu nedenle, temiz içme suyuna ve sanitasyona erişim su yoluyla bulaşan hastalıkları önlemenin ana yöntemidir.