İçeriğe atla

Dr. Ignacio V. Ponseti

Ignacio V. Ponseti
Doğum3 Haziran 1914
Minorka, İspanya
Ölüm18 Ekim 2009
ABD
Milliyetİspanyol
Kariyeri
DalıOrtopedi
Çalıştığı kurumlarUniversty of Iowa

Dr. Ignacio V. Ponseti (3 Haziran 1914 - 18 Ekim 2009), İspanya'nın Minorka adasında doğan bir ortopedisttir.

Biyografi

1914 yılında doğan Ponseti çocukluk yıllarında tatillerde babasının saat tamiri dükkanında çalışırdı.1930 yılında Barselona Tıp Fakultesine girdi ve tam İspanyol İç Savaşı başladığı dönemlerde yani 1936'da mezun oldu. Savaş yıllarında ortopedi ve kırık tedavileri yaptı. Savaşı faşistlerin kazanması sonucunda ise can güvenliği nedeniyle 1939'da İspanya'yı terk etti ve Meksika'ya göç etti.Bir buçuk yıllık Meksika'da çalıştığı dönem içinde daha sonra Iowa Üniversitesi'nde Ortopedi Bölüm başkanı olacak olan Dr. Arthur Steindler ile tanıştı ve bu bağlantı sayesinde 1941'de ABD'ye göç etti. Savaş yıllarında İspanya'dan kaçtığı için ve sınırlı İngilizcesi nedeniyle ancak 1944 yılında ABD vatandaşlığı alarak üniversitenin kadrosuna girdi. 1984 yılında emekli olana kadar burada çalıştı. 1986 yılında danışman olarak tekrar üniversiteye döndü ve ölene kadar danışman görevini yürüttü.[1]

Eğitimi

Eğitim hayatına 1930 yılında Barselona Tıp Fakultesi'nde başladı. Üniversite'de "Biyoloji" eğitimi ile birlikte MD unvanını alarak 1936 yılında İspanya İç Savaşı başlamadan bir gün önce mezun oldu. İç savaş döneminde üç yıl boyunca ortopedik ve kırıkların tedavisi biriminde çalışarak tecrübelerini geliştirdi. Savaşı faşistlerin kazanması sonrasında 1939 yılında Fransa üzerinden Meksika'ya göç etmek zorunda kaldı. Meksika'da bir buçuk yıl daha çalıştığı sırada Iowa Üniversite'sine geçişini sağlayacak kişiler ile tanışıp 1941 yılında ABD'ye göç etti. Emeklilik dönemine kadar clubfoot için uyguladığı yöntemler tıp dünyasında hiçbir ses getirmemişti. O yıllara kadar Skolyoz ile ilgili çok çeşitli klinik ve laboratuvar çalışması yaptı. Ve bu çalışmalar ile omurga deformitelerin teşhisinde yeni bulgular ortaya kodu.[2] Aynı zamanda Ehlers–Danlos sendromundaki moleküler kusurlar ve diğer genetik eksiklikler ile ilgili katkılar sağladı. 70 yaşında yaş haddinden emekli olmak zorunda kaldığında kendisine Emeritus Profesör denildi. Emeklilik döneminde laboratuvarda fibroblast hücreleri tarafından üretilen yapısal bir protein olan elastin üzerine çalışmalar yaptı. Aynı dönemlerde Cooper, Douglas M. ve Frederick R. Dietz, Ponseti'nin 30 yıl öncesinde kadar tedavi ettiği Clubfoot hastalarının güncel durumlarını ve uyguladığı yöntemleri toparlayan bir çalışma yayımladılar.[3] Aynı dönemlerde üniversite Ponseti'den tekrar Clubfoot vakalarına bakmasını istedi. Sonrasında eşi tedavi yöntemleri ile ilgili kitap yazmasını önerdi fakat yazdığı kitabı ABD'de hiçbir yayımcı yayımlamayı kabul etmedi. Geçmiş yıllarda arkadaşlıkları sayesinde kitabını Oxford University Press tarafından yayımlandı.[4] O döneme kadar clubfoot tedavisinde tercih edilen en yaygın tedavi cerrahi yöntem idi. Kitabın yayımlanması sonrasında da yeteri kadar yöntem ilgi görmemişti.Bir arkadaşı kitabın bir özeti üniversitenin web sitesinde özetlemesini ve yayımlamasını istedi. Daha sonra altıncı çocuğu bu deformite ile doğan bir kişi internet sitesi vasıtasıyla Ponseti'ye ulaşıp çocuğunun tedavisini bu yöntemle yaptılar. 3 haftalık ilk etap tedavi sonucunda ayakta düzelmeyi gören hasta yakını kendi çabalarıyla kişisel bir web sitesi açarak cerrahi yöntemin gereksizliğini, ponseti metodunun üstünlüğünü anlatmaya başlar. Internet sayesinde bu web siteleri zamanla artarak tedavinin bilinirliğini artırmıştır.[1]

Ponseti Metodu

Dr. Ignacio V. Ponseti tarafından geliştirilmiş Clubfoot tedavisinde mümkün olduğu kadar cerrahi müdahaleyi reddeden bir tedavi yöntemidir.

Metot genel olarak bebeğin dünyada gelmesinden 1 ya da 2 hafta sonra başlar ve her hafta alçı değiştirilerek 5 ile 7 hafta arasında ayağının manipülasyonu şeklinde devam eder. Alçılar parmak uçu açıkta kalacak şekilde diz kapağının üstüne kadar yapılır. Sonrasında birçok vakada "aşilotomi" denilen ve genelde lokal anestezi ile yapılan aşil tendonunun hafif kesilmesi şeklinde bir operasyon gerçekleştirilmesi gerekir.Bu operasyon sonrasında ayak 2-3 haftalık bir alçıya alınır. Bu alçının da çıkarılması sonrasında ortez denilen ve iki ayakkabının ortasından demirle bağlı olduğu özel bir ayakkabı kullanılır.Ayakkabılar belirli bir açı ile giydirilir. Bu ayakkabı genelde ilk 3 ay boyunca günde 23 saat bebeğin ayağında kalır. 3 aylık dönem sonunda ise bu süre genelde gece-gündüz uykularında ve sonrasında ise sadece gece uykularında giyilecek şekilde 3-4 yaşlarına kadar kullanılır.

Ayakkabılar

Ponseti metodunda bebeklerin giydiği ayakkabılar genelde Türkiye'de ortez olarak adlandırılır. İngilizce de genellikle AFO olarak da geçer ve açılımı Ankle-Foot Orthosis'dir. Türkçeye birebir çevirisi ayak bileği-ayak ortezi şeklindedir. AFO aslında çok geniş bir tanımlamadır ve kullanım alanına göre farklı adlar almaktadır. Örneğin diz kapağının altına kadar gelen türüne GRAFO (Ground Reaction Ankle-Foot Orthesis), DTKAFO (Dynamic Torsional Knee Ankle Foot Orthosis), KAFO (knee-ankle-foot orthosis), HKAFO (hip-knee-ankle-foot orthosis) vs.

Burada sayılan her bir tür cihazın kullanım amacı farklıdır ve doktor gözetimde/tavsiyesinde kullanılır.

Kaynakça

  1. ^ a b "Universty of Iowa News Service". 4 Mart 2011 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 14 Ekim 2014. 
  2. ^ 2004 Yılında Iowa Üniversitesinde yaptığı konuşma http://uiortho.com/index.php/additional-history-links-from-the-ioj/161-ponseti-speech.html 19 Ekim 2014 tarihinde Wayback Machine sitesinde arşivlendi.
  3. ^ Cooper, Douglas M., Frederick R. Dietz (1995). "Treatment of idiopathic clubfoot. A thirty-year follow-up note". The Journal of Bone & Joint Surgery. 77 (10). ss. 1477-1489. PMID 7593056. 
  4. ^ Ignacio V. Ponseti, Congenital Clubfoot: Fundamentals of Treatment (Oxford, 1996)

İlgili Araştırma Makaleleri

<span class="mw-page-title-main">Meme kanseri</span>

Meme kanseri, meme hücrelerinde başlayan kanser türüdür. Akciğer kanserinden sonra, dünyada görülme sıklığı en yüksek olan kanser türüdür. Her 8 kadından birinin hayatının belirli bir zamanında meme kanserine yakalanacağı bildirilmektedir. Erkeklerde de görülmekle beraber, kadın vakaları erkek vakalarından 100 kat daha fazladır. 1970'lerden bu yana meme kanserinin görülme sıklığında artış yaşanmaktadır ve bu artışa modern, Batılı yaşam tarzı sebep olarak gösterilmektedir. Kuzey Amerika ve Avrupa ülkelerinde görülme sıklığı, dünyanın diğer bölgelerinde görülme sıklığından daha fazladır.

<span class="mw-page-title-main">Alexis Carrel</span> Fransız hekim (1873-1944)

Alexis Carrel,, kariyer hayatının büyük bir kısmını Birleşik Devletler'de geçirmiş, Fransız cerrah ve fizyolog. 1912 yılında, vasküler sütür tekniklerinde öncü rol oynaması sebebiyle Nobel Fizyoloji/Tıp Ödülünü kazandı. Bunun yanında doku kültürü, torakoskopik cerrahi ve transplantoloji ile ilgili çalışmalarıyla öncü bir rol oynadı.

<span class="mw-page-title-main">Akromegali</span> Hastalık

Akromegali beyin tabanında bulunan hipofiz bezinin ön lobundan (adenohipofiz) çok fazla miktarda büyüme hormonu salgılanması nedeniyle oluşan hastalıktır. Büyüme tamamlanmadan, kemiklerin uzaması sona ermeden erken çağlarda baş gösterirse gigantizm adı verilen dev görünüm oluşur. Bozukluk büyüme çağının bitiminden sonra baş gösterirse, kemiklerdeki büyüme plaklarının kapanması nedeni ile sadece el ve ayakların genişlemesi, çene ve burnun büyümesi ve sesin kalınlaştığı görülür.

<span class="mw-page-title-main">Cerrahi</span> medikal uzmanlık

Cerrahi, ilaçla ya da başka tedavi yöntemleriyle iyileştirilemeyen hastalıkların, yaralanmaların, vücuttaki yapı bozukluklarının ameliyatla onarılmasına ya da hastalıklı organı kesip çıkararak iyileştirilmesine dayanır. Tıbbın en eski dallarından biridir. Cerrahide bilgi ve becerinin bir arada bulunmasından dolayı hem bilim hem sanat olarak kabul edilir. Genellikle lokal anestezi veya genel anestezi altında uygulanmaktadır. Ameliyatı alan kişi tipik olarak bir kişidir, ancak aynı zamanda insan olmayan bir hayvan da olabilir.

<span class="mw-page-title-main">İspanyollar</span> İspanyanın herhangi bir yerinde yerli olan veya İspanyol vatandaşlığına sahip kişiler

İspanyollar, Güneybatı Avrupa'nın İber Yarımadası'nda yer almakta olan İspanya'nın yerli halkına verilen isimdir. Bunun yanı sıra, en büyük kısmı Latin Amerika'da olmak üzere dünyanın birçok bölgesinde İspanyol kolonizasyoncuları soyundan gelen önemli sayıda İspanyol yaşamaktadır.

<span class="mw-page-title-main">Epilepsi</span> beyin içinde bulunan sinir hücrelerinin olağan dışı bir elektro-kimyasal boşalma yapması sonucu ortaya çıkan sinirsel bozukluk

Epilepsi ya da sara, beyin içinde bulunan sinir hücrelerinin olağan dışı bir elektro-kimyasal boşalma yapması sonucu ortaya çıkan sinirsel bozukluktur. Beynin normal faaliyetlerini sürdürmesini sağlayan elektriğin, aşırı ve kontrolsüz yayılımı sonucu oluşur. Sıklıkla geçici bilinç kaybına neden olur. Epilepsi nöbetleri farklı şekillerde ortaya çıkar. Bazı nöbetlerden önce korku hissi gibi olağan dışı algılamalar ortaya çıkarken, bazı nöbetlerde kişinin ağzı köpürebilir veya kişi yere düşebilir. Bu da kemik kırılması dâhil bazı fiziksel yaralanmalara sebep olabilir.

<span class="mw-page-title-main">Fizyoterapist</span> sağlık profesyoneli

Fizyoterapist, fizyoterapi ve rehabilitasyon alanında lisans eğitimi veren fakülte veya yüksek okullardan mezun sağlık profesyonelidir. Uzman hekim tarafından tanısı koyulmuş hastaların bulgularını değerlendirerek bireye özgü tedavi programı planlar ve uygular. Bazı konularda hekim tarafından yönledirilme olmaksızın çalışabilir, tedavi uygulayabilir.

<span class="mw-page-title-main">Ayak</span> hareket etmek için kullanılan biyolojik organ

Ayak, birçok omurgalıda bulunan anatomik bir yapıdır. Ağırlık taşıyan ve hareket etmeye olanak sağlayan bir uzvun terminal kısmıdır. Ayakları olan birçok hayvanda, ayak, bacağın terminal kısmında, genellikle pençeler veya tırnaklar da dahil olmak üzere bir veya daha fazla segment veya kemikten oluşan ayrı bir organdır.

<span class="mw-page-title-main">Sabuncuoğlu Şerefeddin</span> Türk hekim ve cerrah

Sabuncuoğlu Şerefeddin Osmanlı döneminde tıp alanında önemli eserler vermiş Türk hekim ve cerrah. İlk Türkçe cerrahi eserin sahibidir.

Artrogripozis, genellikle çoğul kongenital kontraktürleri tarif etmek için kullanılmaktadir. Kelimenin kökeni Yunancadan gelmektedir ve "bükük veya çengelleşmiş eklemler" anlamındadır. Bu kompleks sendrom çoğul eklem kontraktürleri, az gelişmiş ve kontrakte kaslar, ekstremite deformiteleri ve bunun yanında duyunun sağlam olması ile karakterizedir.

<span class="mw-page-title-main">Doğuştan kalça çıkığı</span>

Doğuştan kalça çıkığı, çocuklarda sık görülen, erken anlaşılıp tedavi edilmediğinde kalıcı sakatlıklara yol açabilen bir sağlık sorunudur.

<span class="mw-page-title-main">Rıdvan Ege</span> Türk hekim

Rıdvan Ege, Türk akademisyen, genel cerrahi, ortopedi, çocuk cerrahisi, travmatoloji, el cerrahisi uzmanı. Kurulmasına öncülük ettiği Ufuk Üniversitesi mütevelli heyet başkanı.

<span class="mw-page-title-main">Fizik tedavi</span> Engelli bir kişinin günlük yaşamda işlev görmesine yardımcı olan meslek

Fizik tedavi ya da İngilizce konuşulan ülkelerde yaygın adıyla fizyoterapi, yaralanma, hastalık, travma ya da yaşlılık gibi nedenlerle eksilme gösteren fonksiyonel hareketleri geri kazandırma amaçlı yapılan; elektrik akımı, sıcak ya da soğuk uygulaması, egzersizler ya da çeşitli uygulamalarla hastaların tedavisine verilen isimdir. Fizyoterapi, Tıp Fakültesinden sonra fiziksel tıp ve rehabilitasyon uzmanlık eğitimini almış olan hekimlerce (fiziatrist) tanısı konmuş çok geniş hastalık durumlarını kapsar. Uzman hekim tarafından tanısı konmuş tedaviyi üniversitelerin Fizyoterapi ve Rehabilitasyon Bölümü lisans programlarından mezun sağlık çalışanları (fizyoterapist) planlar ve uygular.

<span class="mw-page-title-main">Norman Bethune</span>

Henry Norman Bethune, Kanadalı doktor ve enternasyonalisttir. Tüberkülozun cerrahi yollarla tedavi edilmesi konusuna öncülük eden bir doktordu. İspanya iç savaşı (1936–1937) ve Çin Cumhuriyeti'nde (1938–1939) cerrah olarak gönüllü çalıştı. İkinci Çin-Japon Savaşı'nda komünistlerin tarafında çalışırken kan zehirlenmesinden öldü.

<span class="mw-page-title-main">Sandalet</span>

Sandalet, giyicinin ayağına üst kısmından ve bazen topuğundan kayışlarla tutunan, tabandan oluşan açık tip dışarı ayakkabısı. Sandalet ve diğer ayakkabılar arasındaki fark bazen bulanık da olsa, genel anlayış sandaletin ayağın çoğu üst kısmını, özellikle ayak parmaklarını açık bırakmasıdır.

Doğuştan çarpık ayak olarak bilinen tek ya da her iki ayakta görülebilen doğumsal bir deformitedir. Kısaca PEV olarak da bilinir. Etkilenen ayak ya da ayaklar bilekten içeri dönük şekildedir. Tedavi edilmez ise kişi ancak bileğinin üstünde ya da ayağının yan tarafına basarak yürüyebilir. Bununla birlikte tedaviyle hastaların çok büyük çoğunluğu çocukluk döneminin ilk yıllarında düzelir.

<span class="mw-page-title-main">Ortopedi</span> Kas-iskelet ve kemik sistemi ile ilgilenen cerrahi dalı

Ortopedi ya da eklembilim, kas iskelet sistemini ve sorunlarını inceleyen, gövdenin hareket sisteminin biçimini ve işlevini değiştiren doğum kaynaklı, sonradan edinilmiş ya da örselenme sonucu oluşan örsentileri incelemeye, önlemeye ve tedavi etmeye yönelik tıp uzmanlık dalıdır. Sözcük, orthos (düzgün) ve paedia (çocuk) kelimelerinin birleşmesiyle oluşmuştur.

<span class="mw-page-title-main">Tıp tarihi</span> Tıbbın zaman içerisindeki gelişimi

Tıp tarihi, toplumların antik çağlardan günümüze, insan ve hayvan sağlığı ile ilgili olayları değerlendirirken neden-sonuç ilişkilerini görebilme, geçmişle bugünü değerlendirirken geleceği de öngörebilme becerisi kazanılmasını amaçlayan bir bilim dalıdır. Erken dönem tıbbi gelenekler içerisinde Antik Mısır ve Babil'den de bilgiler içermekte ve antik Yunanların teşhis, prognoz ve ileri düzey tıp etiği hakkında açıklamalara da yer verilmektedir.

Osteoartrit (osteoartroz) dünya çapında 250 milyondan fazla insanı etkileyen özellikle yaşlılarda morbidite ve sakatlık nedeni olan bir hastalıktır. En sık olarak da gonartroz olarak karşımıza çıkar. Gonartrozun yaşla birlikte görülme sıklığı artmaktadır. Osteoartrit eklem kıkırdağının çeşitli sebeplerle yapısının bozulmasıyla başlayan ve daha sonra tamamen kaybı ile sonuçlanan bir hastalıktır. Sadece eklem kıkırdağını etkilemeyip eklemi oluşturan özellikle kemik yüzeyleri başta olmak üzere, menisküsleri, eklem kapsülünü, ligamentleri ve etraf kasları da etkiler. Sonucunda da etkilenen ekleme lokalize ağrı, hareket kısıtlılığı ve fonksiyon kaybına neden olur.

Aşil tendonu kopması, ayak bileğinin arkasındaki Aşil tendonunun kırılmasıdır. Semptomlar topukta ani başlayan keskin ağrıyı içerir. Tendon kırıldığında ve yürüme zorlaştığında bir çatırtı sesi duyulabilir. Rüptür tipik olarak baldır kası devreye girdiğinde ayağın ani bir şekilde yukarı doğru bükülmesi, doğrudan travma veya uzun süreli tendon iltihabının bir sonucu olarak meydana gelir. Diğer risk faktörleri arasında florokinolon kullanımı, egzersizde önemli bir değişiklik, romatoid artrit, gut veya kortikosteroid kullanımı yer alır. Tanı tipik olarak semptomlara ve muayeneye dayanır ve tıbbi görüntüleme ile desteklenir.