
İnebahtı Deniz Muharebesi, 7 Ekim 1571'de Papa V. Pius tarafından düzenlenen Katolik devletler koalisyonu olan Kutsal İttifak'ın bir filosunun Patras Körfezi'nde Osmanlı İmparatorluğu filosunu büyük bir yenilgiye uğrattığı bir deniz çatışmasıdır. Osmanlı kuvvetleri, İnebahtı'ndaki deniz üssünden batıya doğru yelken açmışlardı ki, Sicilya'nın Messina kentinden doğuya doğru yelken açan Kutsal Birlik filosuyla karşılaştılar.

Hamidiye, "Abdülhamid kruvazörü" olarak 1903 yılında İstanbul sularına gelerek Osmanlı donanmasına katılan ve İkinci Meşrutiyet'in ardından adı Hamidiye olarak değiştirilen bir gemi.

Karl Dönitz, Alman Donanma Komutanı, Büyük Amiral ve II. Dünya Savaşı sonlarında Almanya'nın Cumhurbaşkanı.

Goeben ve Breslau'nun takibi, I. Dünya Savaşı'nın başlarında Akdeniz'de gerçekleşen, Birleşik Krallık'ın Kraliyet Donanması'na bağlı gemilerin Almanya'nın İmparatorluk Donanması'na ait SMS Goeben ve SMS Breslau'yu önlemeye çalıştıkları deniz muharebesidir. Alman Akdeniz Tümeni'ni oluşturan Moltke sınıfı muharebe kruvazörü SMS Goeben ve Magdeburg sınıfı hafif kruvazör SMS Breslau, savaşın başlaması ile Akdeniz'de sıkışmıştı. Alman gemileri aldıkları emirler doğrultusunda Birleşik Krallık filosunun yakın takibine rağmen Çanakkale Boğazı'ndan geçerek İstanbul'a ulaşmayı başardı. İstanbul'a ulaşan gemiler, Osmanlı İmparatorluğu'na devredilerek sırasıyla Yavuz ve Midilli adlarını aldı. Gemilerin mürettebatı ise Amiral Wilhelm Souchon komutasındaki Alman denizcilerden oluşmaya devam etmişti. Souchon başkanlığındaki komuta heyetinin sonraki süreçte Karadeniz'e çıkarak emrindeki diğer Osmanlı gemileriyle birlikte Rus limanlarını topa tuttuğu Karadeniz Baskını, Osmanlı Devleti'nin I. Dünya Savaşı'na İttifak Devletleri saflarında girmesine yol açtı.

Isoroku Yamamoto , II. Dünya Savaşının ilk dört yılı boyunca Japon İmparatorluk Deniz Kuvvetleri'nin Birleşik Filosu'nun başkomutanı. Japon İmparatorluk Donanması Akademisi, Birleşik Devletler Donanma Savaş Koleji ve Harvard Üniversitesi'nde (1919-1921) okudu.

Muavenet-i Milliye, Osmanlı Donanmasında 1910-1923 yılları arasında hizmet etmiş bir torpido botudur. Çanakkale Savaşı esnasında 12 Mayıs 1915'i 13 Mayıs'a bağlayan gece Kraliyet Donanması ön dretnotu HMS Goliath'ı gerçekleştirilmiş bir operasyon sonucunda batırmasıyla bilinmektedir.

Kraliyet Donanması, Birleşik Krallık'ta askerî örgütlenmenin denizcilik koludur. Denizlerde ulusal güvenliği sağlamak, ticareti korumak ve uluslararası anlaşmaları uygulamakla görevlidir.
Yarhisar, Osmanlı Devleti'nde Donanma Cemiyeti tarafından 1907 yılında Fransa'dan satın alınan, Durandal sınıfı temel alınarak tasarlanmış dört Samsun sınıfı muhripten biridir. 1907'de Osmanlı donanmasına katılan muhrip, 1911-1912'de gerçekleşen Trablusgarp Savaşı'nda Osmanlı filosunun geri kalanı gibi İtalyanlarla aktif bir çatışmada yer almadı. 1912-1913'te Balkan Savaşları esnasında Varna Deniz Muharebesi, İmroz Deniz Muharebesi ve Mondros Deniz Muharebesi gibi tüm önemli çatışmalarda yer aldı, ayrıca devriye görevlerinde bulundu. I. Dünya Savaşı'nda özellikle Marmara Denizi'nde eskort ve önleme görevlerinde yer aldı. Marmara'ya giren Müttefik Devletler denizaltılarıyla birçok çatışmaya girdi. 3 Aralık 1915'te tarihinde Yalova açıklarında Birleşik Krallık'ın E11 denizaltısı tarafından torpidolanarak batırıldı. Bu olayda 7 subay ve 33 er öldü. Birleşik Krallık denizaltısı geminin kalan mürettebatını denizden alarak bir Osmanlı yelkenlisine teslim etti.

Donanma, deniz kuvvetleri, askeri deniz filosu, savaş donanması, gölde, nehirde, kıyıda veya okyanusta yapılan muharebe operasyonları ve ilgili işlevler için bir ülkenin silahlı kuvvetlerinin esasen deniz ve amfibi savaş için belirlenmiş koludur. Donanma, Yüzey gemileri, amfibi gemileri, denizaltıları ve deniz havacılığının yanı sıra yardımcı destek, iletişim, eğitim ve diğer alanlar tarafından yürütülen her şeyi içerir.

Beyrut Muharebesi veya Beyrut Harekâtı, 1911-1912 yılları arasında gerçekleşen Trablusgarp Savaşı'nın bir parçası olarak 24 Şubat 1912'de, Osmanlı ve İtalyan kuvvetleri arasında Beyrut'ta meydana gelen deniz muharebesidir. Muharebede iki İtalyan kruvazörü, limanda bulunan Osmanlılara ait bir zırhlı korvet ve bir torpido botunu batırdı ve Beyrut şehrini top atışına tuttu. Muharebede Beyrut'taki Osmanlı deniz gücü tamamen yok edildi ve bölgedeki İtalyan nakliyelerine yönelik tek Türk deniz tehdidi ortadan kaldırıldı. İtalyanlar bu saldırı sonrasında savaşın geri kalanında Güney Akdeniz'de tam deniz hakimiyetini elde tuttular, Süveyş Kanalı'na yaklaşımlarda tam bir deniz üstünlüğü sağladılar ve sömürgeleri olan Eritre'deki kuvvetlerini takviye etmede avantaj sağladılar.

İmroz Deniz Muharebesi ya da Elli (Seddülbahir) Deniz Muharebesi, Birinci Balkan Savaşı sırasında 16 Aralık 1912 tarihinde Seddülbahir Burnu ve İmroz adası açıklarında Osmanlı ve Yunan deniz güçleri arasında meydana gelmiştir. Osmanlı donanması bu harekât ile Çanakkale Boğazı çıkışındaki Yunan ablukasını kırmayı amaçlamaktaydı. Yunanların Pavlos Kunduriotis komutasındaki bir zırhlı kruvazör, üç ön dretnot ve dört muhribinin; Osmanlıların Ramiz Numan Bey komutasındaki iki ön dretnot, iki zırhlı korvet, bir kruvazör ve dört muhribi ile karşı karşıya geldiği deniz muharebesi, Balkan Savaşları boyunca gerçekleşen en büyük deniz çatışmasıdır.

Varna Deniz Muharebesi ya da Draçki Saldırısı, 21 Kasım 1912 tarihinde Karadeniz'de, Bulgaristan'ın Varna limanının 32 mil açığında dört Bulgar torpido botu ile Osmanlı kruvazörü Hamidiye arasında meydana gelen çatışmadır.

Mecidiye, Osmanlı Devleti hükûmetinin 1900 yılındaki siparişi üzerine Abdülmecid adıyla Amerika Birleşik Devletleri'nin William Cramp & Sons firmasının Philadelphia Tersanesinde suya indirildikten sonra Osmanlı Donanması, Rusya İmparatorluk Deniz Kuvvetleri, Kızıl Donanma, Ukrayna Halk Cumhuriyeti Deniz Kuvvetleri ve Türk Deniz Kuvvetleri'nde görev yapan korumalı kruvazör.

Avustralya Kraliyet Donanması, Avustralya Savunma Kuvvetleri'nin deniz kuvvetleri bölümüdür. 1901 yılında Avustralya'nın federasyonlaşması, sömürge donanmalarına ait gemi ve kaynakları kullanarak Milletler Topluluğu Deniz Kuvvetleri adıyla, ulusal olarak kurumu entegre etmiştir. Başlangıçta yere savunma için tasarlanan silahlı kuvvet, 1911 yılında Avustralya Kraliyet Donanması adını almıştır ve bölge savunmasına daha fazla hizmet etmeye başlamıştır.

Atlantik Savaşı, tarihteki en uzun, en büyük ve en karmaşık deniz savaşı olarak bilinir. Mücadele, II. Dünya Savaşı'nın patlak vermesiyle başlamış, Mayıs 1945'teki Alman teslimine kadar sürmüştür. II. Dünya Savaşı'nın ilerleyişine göre savaşa dahil olan ülkeler, deniz muharebelerinden geriye çekilmek durumunda kalan ülkeler olmuştur. Atlantik Savaşı'nın ilk dönemlerinde İngiltere, alman denizaltıları (U-bot) karşısında zorluk yaşamıştır, savaşa ABD'nin katılmasıyla ve teknolojik gelişmelerin muharebe sahasına uygulanmasıyla beraber U-bot saldırıları geriletilmiştir.

Yüzey savaşı, harp ortamı ve deniz savaşları türlerinden biridir. Modern deniz savaşları dört operasyon alanına ayrılmıştır: yüzey savaşı, hava savaşı, denizaltı savaşı ve bilgi savaşı. Birçok donanma taktikleri bulunuyor. Her alan, o alana ve kendine özgü taktik avantajlardan yararlanmak için özel platformlar ve stratejiler içerir. Su üstü savaş gemileri arasında savaş gemisi, uçak gemisi, kruvazörler, muhripler, fırkateynler ve diğerleri bulunur. Yüzey savaşçıları ayrıca mayın tarama gemisi, amfibi komuta gemisi, kıyı savunma gemisi, amfibi hücum gemisi ve daha fazlasını içerir.

Donanma varlığı veya İngilizce kullanımı ile Fleet in being, gemilerin limandan çıkmadan denizde oluşturmuş olduğu güçtür. Filo limanı terk edip düşmanla yüzleşirse, savaşta kaybedebilir ve artık düşmanın eylemlerini etkilemeyebilir, ancak limanda güvenli bir şekilde kalırken, düşman ona karşı korunmak için sürekli olarak kuvvet konuşlandırmak zorunda kalır. "Fleet in being" deniz kontrolünün bir parçası olamaz ama Denizde erişimi engelleme doktrininin parçası olabilir
Denizde erişimi engelleme, denizde mutlak kontrol sağlamadan düşmanın denizi kullanımını engellenmesidir. İki kavram: deniz kontrolü ve denizde erişimi engelleme kavramları birbirilerine zıt değildir, ancak deniz kontrolünün amacı denizde egemenlik kurmak iken, denizde erişimi engelleme, düşmanın denizi etkin bir şekilde kullanmasını engellenmesidir. Corbett'e göre denizde erişimi engellemenin amacı bu nedenle olumsuzdur. Ve denizcilik stratejisi doğası gereği savunma amaçlıdır. Deniz kontrolünden daha az iddialı bir stratejidir ve daha az güç gerektirdiği için genellikle daha zayıf güç tarafından gerçekleştirilir. Denizde erişimi engelleme, deniz kontrolüne bir alternatif olarak görülebilir ancak deniz kontrolü ile uyumlu olarak da çalışabilir. Bir donanmanın farklı harekât sahalarında, özellikle daha büyük donanmalarda farklı operasyon sahaları olması zorunludur. Bir operasyon alanında denizde erişimi engelleme, başka bir bölgede deniz kontrolü stratejisini uygulamak mümkündür. Soğuk savaş döneminde Sovyetler Birliği hem denizde erişimi engelleme stratejisini hem de denizde yüksek derecede deniz kontrolünü sağlamaya çalışmıştır. Bu tür bir bölge savunma stratejisi Anti-Access / Area Denial olarak adlandırılır.
Hat kırma sistemi, 18. yüzyılın sonlarına doğru, İngiliz amiral Richard Kempenfelt'in Kraliyet Donanmasında daha iyi bir sinyalizasyon sistemini getirmesiyle gemilerin kazandığı yeni manevra özgürlüğü sayesinde gelişen sistemdir. Sistem, Nil, Kopenhag ve Trafalgar savaşlarında Horatio Nelson tarafından somutlaştırıldı.
Kantai Kessen ya da Mutlak deniz zaferi doktrini Japon İmparatorluk Deniz Kuvvetleri tarafından II. Dünya Savaşı sırasında takip edilen donanma stratejisidir. Strateji askeri tarihçi Alfred Thayer Mahan'ın eserlerinden devşirilmiştir. Buna göre Japon donanması denizde verilecek büyük bir muharebenin ardından kazanacağı başarıyla savaştan zaferle ayrılabilecektir. Bu doktrinin kurmay heyetinde benimsenmesinin sebeplerinden en önemlisi Çarlık Rusyasına karşı 1905 yılında kazanılan Tsushima Muharebesi olmuştur. Bu muharebenin ardından o döneme kadar Pasifik Bölgesi Rusya'nın denetimindeyken Rus-Japon Savaşından zaferle çıkan Japonya bölgede önemli kazanımlar elde etmişti. Bu başarıdan devamla Japon kurmay heyeti zırhlı savaş gemisi inşasına hız vermiş, olağanüstü büyüklükte ve ateş gücüne sahip gemiler donanmaya katılmıştır. Strateji uyarınca düşman filosu Japonya açıklarında verilecek bir savunma savaşıyla tamamen imha edilecekti. Planlar, tedarik süreci ve silahlanma bu doktrin çerçevesinde gerçekleştirilmiştir.